Haberler
Regülasyon Haberleri
Regülasyon Haberleri
Regülasyon ile ilgili tüm makale ve haberlere göz atın. Regülasyon hakkında en son haberler, analizler ve görüşler.
New York’ta Kripto ve NFT İşlemlerine Vergi Teklifi
New York Eyalet Meclisi üyesi Phil Steck, tüm dijital varlık işlemlerine (kripto paralar ve NFT’ler dahil) %0,2 oranında tüketim vergisi getirmeyi öngören yeni bir yasa tasarısı sundu. 13 Ağustos’ta sunulan ve Ways and Means Komitesi’ne havale edilen “Assembly Bill A08966” kodlu teklif, onaylanması halinde 1 Eylül 2025’te yürürlüğe girecek. Tasarıya göre, elde edilecek gelir New York’un kuzey bölgelerindeki okullarda madde bağımlılığıyla mücadele ve önleme programlarının genişletilmesinde kullanılacak. Yasa, “dağıtık defter” veya “blockchain” teknolojisi kullanılarak oluşturulan veya transfer edilen tüm dijital varlıkları kapsıyor. Bu tanım, Bitcoin ve Ethereum gibi kripto paraların yanı sıra stablecoin’ler ve NFT’leri de içine alıyor.Vergi yükümlülüğü kime ait?Yasada, vergi ödeme sorumluluğu “satış veya transferi gerçekleştiren kişi ya da kişiler” olarak tanımlanıyor. Bu durum, özellikle borsalar, bireysel yatırımcılar ve DeFi protokolleri açısından uyum (compliance) sorunları yaratabilir. Örneğin, 10.000 dolarlık bir Bitcoin satışı yapılması halinde, 20 dolarlık bir vergi ödenmesi gerekecek. Ancak miktarın astronomik olmadığını da düşünülüyor.New York’un kripto piyasasına yönelik katı duruşu daha önce de gündemdeydi. Zira 2015’te getirilen BitLicense uygulaması, birçok şirketin eyaletten çekilmesine yol açmıştı. Bu yeni vergi teklifi, New York’u ABD’de kripto düzenlemeleri bakımından en katı eyaletlerden biri konumuna daha da yaklaştırabilir.Dünyada kripto vergilendirme yaklaşımlarıDünya genelinde kripto vergilendirme politikaları oldukça farklılık gösteriyor. Çin, kripto para işlemlerini tamamen yasaklarken; İsviçre ve Singapur gibi ülkeler inovasyonu teşvik eden esnek yasal çerçeveler sunuyor. Avrupa Birliği’nde ise 2025 itibarıyla yürürlüğe giren MiCA düzenlemesi, kripto varlık hizmet sağlayıcılarına sıkı lisans ve uyum şartları getiriyor.Bazı ülkeler ise vergilendirmede farklı teşvik yöntemleri izliyor. Örneğin Tayland, 2025’ten 2029’a kadar lisanslı platformlarda elde edilen kripto kazançlarını gelir vergisinden muaf tutuyor. Bu sayede doğrudan vergi almamakla birlikte, dolaylı ekonomik faaliyetlerden 1 milyar bahtın üzerinde ek gelir bekleniyor.Öte yandan Endonezya, 2024’te kripto vergilerinden 38 milyon dolar gelir elde ederken, piyasa dalgalanmaları nedeniyle 2025’in ilk yedi ayında bu rakam 6,97 milyon dolara geriledi. Japonya’da ise kripto kazançlarına %55’e varan gelir vergisi uygulanıyor. Japonya Blockchain Derneği’nin araştırmasına göre, mevcut yatırımcıların %84’ü verginin sabit %20’ye indirilmesi halinde daha fazla yatırım yapacağını belirtiyor.Trump yönetimi, 2025’te DeFi broker kurallarını kaldırarak ve Biden dönemindeki katı denetimleri gevşeterek kripto dostu bir politika izlemişti. Ancak ABD’de vergi politikaları büyük ölçüde eyaletlerin inisiyatifinde olduğu için, New York’un bu adımı diğer eyaletler için de örnek teşkil edebilir.

Animoca Brands ve Standard Chartered’dan Stablecoin Ortaklığı
Animoca Brands, Standard Chartered ve HKT’den Hong Kong’un İlk Lisanslı Stablecoin HamlesiWeb3 yatırım devi Animoca Brands, Standard Chartered Bank (Hong Kong) Limited ve Hong Kong Telecom (HKT) ile birlikte Anchorpoint Financial Limited adlı yeni bir ortak girişim kurdu. Şirket, Hong Kong’un 1 Ağustos’ta yürürlüğe giren Stablecoin Düzenlemesi kapsamında şehirdeki ilk lisanslı stablecoin şirketlerinden biri olmayı hedefliyor.Ortak girişim, resmi başvurusunu Stablecoin Düzenlemesi’nin yürürlüğe girdiği gün olan 1 Ağustos’ta Hong Kong Para Otoritesi’ne (HKMA) iletti. Bu adım, Hong Kong’un yeni regülasyon çerçevesi altında faaliyet gösterecek stablecoin şirketleri arasında “ilk hareket edenler” konumuna yerleşmelerini sağladı.Düzenleme öncesi hazırlık süreciAnchorpoint, üç şirketin de bir yıldan uzun süredir HKMA’nın stablecoin sandbox programına katılımıyla şekillendi. Bu süreçte taraflar, stablecoin’lerin geleneksel finans ve Web3 ekosistemini nasıl birbirine bağlayabileceğini test etti. HKMA CEO’su Eddie Yue’ye göre yaklaşık 40 şirket lisans başvurusunda bulunabilir, ancak onay alacakların sayısının 10’dan az olması bekleniyor.Stablecoin’ler, genellikle ABD doları gibi itibari paralara sabitlenen kripto varlıklar olarak biliniyor. Dünyada hem düzenleyiciler hem de finans kurumları, stablecoin’leri dijital varlık ekosisteminin en kritik bileşenlerinden biri olarak görüyor. ABD’de de GENIUS Act kapsamında stablecoin’lere yönelik düzenlemeler hız kazanmış durumda.Ortaklığın stratejik önemiAnimoca Brands Grup Başkanı Evan Auyang, “Stablecoin’ler, Web3 alanındaki en güçlü kullanım senaryolarından biri ve hem kurumsal hem bireysel tarafta yaygın benimsemenin henüz başındayız” dedi. Hong Kong’un yeni düzenlemeleri, şehirde USD dışındaki stablecoin alternatiflerinin de piyasaya çıkmasının önünü açıyor. Bu durum, bölgesel ödeme ve takas sistemlerinde doların hâkimiyetine meydan okuyabilecek yeni fırsatlar yaratıyor.Hong Kong’un Stablecoin Düzenlemesi, itibari varlıklara endeksli stablecoin’lerin ihraç edilmesi için kapsamlı bir lisans sistemi getiriyor.Bu sistem kapsamında şirketlerin:Rezerv varlık yönetimini şeffaf biçimde yürütmesi,Müşteri varlıklarını ayrı tutması,İstikrar mekanizmaları işletmesi,Parite değerinde itfa taleplerini karşılaması,AML (kara para aklama karşıtı) standartlara uymasızorunlu hale geliyor.HKMA, 29 Temmuz’da gözetim yönergelerini ve AML prosedürlerini yayımladı. Erken aşama geri bildirimleri için başvuru tarihi 31 Ağustos, tam başvurular için son tarih ise 30 Eylül olarak belirlendi. Yanıltıcı lisans beyanlarının ise cezai yaptırımlara tabi olacağı açıklandı.Hong Kong, yeni düzenlemeler sonrası dijital varlık piyasasında sermaye girişinde dikkat çekici bir artış yaşadı. Temmuz ayında en az 10 halka açık şirket, blockchain ve dijital para projeleri için 1,5 milyar ABD dolarını aşan kaynak topladı. Bu dönemde stablecoin bağlantılı hisseler yıl başından bu yana %65 değer kazandı.Tether, 164 milyar dolarlık piyasa değeriyle liderliğini sürdürürken, USD Coin %3,78 büyüyerek 63,6 milyar dolara ulaştı. Ethena USDe ise %43,5’lik rekor artışla 7,6 milyar dolara çıktı.Anchorpoint’in lisans sürecinden başarıyla çıkması halinde, Hong Kong’un stablecoin piyasasında lisanslı ve regüle edilmiş ilk büyük oyuncularından biri olması bekleniyor.

SEC ve Ripple Davası Sona Erdi: XRP Fiyatı Yükseldi
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ile Ripple Labs arasındaki uzun soluklu hukuk mücadelesi resmen sona erdi. Taraflar, temyiz başvurularını karşılıklı olarak geri çekme kararı alarak, kripto dünyasının en çok konuşulan davalarından birini kapattı. İkinci Temyiz Mahkemesi’ne sunulan ortak feragat dilekçesine göre, her iki taraf da yargılama masraflarını ve avukat ücretlerini kendi üstlenecek.Bu gelişme ile birlikte, Temmuz 2023’te New York federal mahkemesinde Yargıç Analisa Torres tarafından verilen karar nihai hüküm olarak geçerli olacak. Söz konusu karara göre, Ripple’ın kurumsal yatırımcılara yaptığı yüz milyonlarca dolarlık XRP satışı “kayıtsız menkul kıymet satışı” olarak nitelendirilirken, borsalar üzerinden gerçekleştirilen ve yatırımcı kimliğinin bilinmediği perakende işlemler menkul kıymet olarak değerlendirilmedi.Ripple için artık “işe dönme” zamanıRipple CEO’su Brad Garlinghouse, haziran ayında yaptığı açıklamada temyizden vazgeçeceklerini duyurmuş ve “Bu bölümü tamamen kapatıyoruz, artık en önemli olana, Değer İnterneti’ni inşa etmeye odaklanıyoruz” demişti. Ripple’ın Baş Hukuk Sorumlusu Stuart Alderoty ise 7 Ağustos’ta sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bugün Komisyon’un oylamasının ardından, SEC ve Ripple temyizlerini resmen geri çekti. Son… ve artık işe dönme zamanı” ifadelerini kullandı.SEC, Aralık 2020’de Ripple Labs ile şirketin üst düzey yöneticileri Brad Garlinghouse ve Chris Larsen’e dava açmış, şirketin XRP satışlarını “kayıtsız menkul kıymet arzı” olarak nitelendirmişti. Dava sürecinde karşılıklı temyizler, milyonlarca dolara ulaşan avukatlık masrafları ve kripto varlıkların menkul kıymet mi yoksa emtia mı olduğu tartışması gündemin merkezinde yer aldı.Davanın büyük bölümü, Biden yönetiminin kriptoya yönelik sert düzenleme adımlarının ve dönemin SEC Başkanı Gary Gensler’ın “uygulama yoluyla düzenleme” politikasının gölgesinde geçti. 2023’te verilen kısmi karar ise dönüm noktası oldu. Mahkeme, XRP’nin borsalarda satılan versiyonunun menkul kıymet olmadığına hükmederken, kurumsal satışların ise kayıtsız menkul kıymet olduğu sonucuna vardı. Bu doğrultuda Ripple, SEC’ye 125 milyon dolar ceza ödemeye mahkûm edildi. Bu rakam, düzenleyicinin talep ettiği 2 milyar doların çok altında kaldı.Kararın ardından XRP fiyatı sert yükseldi. Haber öncesinde yaklaşık 3,04 dolar seviyesinde işlem gören XRP, kısa sürede yüzde 7’den fazla değer kazanarak 3,27 dolara çıktı. Gün içinde yükseliş yüzde 13’e ulaşırken fiyat 3,37 dolara kadar tırmandı. Token böylece 23 Temmuz’dan bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaşarak, 18 Temmuz’da kırılan 3,65 dolarlık tüm zamanların zirvesine yüzde 8 mesafede kaldı. Yaklaşık beş yıl süren ve kripto endüstrisinin geleceği açısından sembolik bir anlam taşıyan dava, bu gelişmeyle resmen kapanmış oldu. Piyasa katılımcıları, Ripple kararının kripto varlıkların yasal statüsüne ilişkin ilerleyen dönemde emsal teşkil edebileceği görüşünde.

Trump’tan Emeklilik Planlarında Kripto Adımı: Bugün İmza Atacak
ABD Başkanı Donald Trump, kripto paraları ülke ekonomisine daha güçlü şekilde entegre etme çabalarını sürdürüyor. Bu amaçla, dikkat çeken bir yürütme emri imzalamaya hazırlanıyor. Bloomberg’in haberine göre, bu yeni kararname, ABD Çalışma Bakanlığı’nın 401(k) emeklilik planlarına kripto para, özel sermaye (private equity) ve gayrimenkul gibi alternatif varlıkların dahil edilmesinin önünü açmasını amaçlıyor. Kararnamenin Perşembe günü imzalanması bekleniyor.401(k) hesaplarında kripto dönemiTrump’ın yürütme emriyle birlikte, Çalışma Bakanı Lori Chavez-DeRemer, 1974 tarihli “Employee Retirement Income Security Act” (ERISA) kapsamındaki mevcut kuralları yeniden değerlendirecek. Aynı zamanda, Hazine Bakanlığı ve Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) gibi kurumlarla koordinasyon halinde çalışarak, kripto varlıkların ve diğer alternatif yatırım araçlarının 401(k) gibi tanımlı katkı planlarına nasıl güvenli şekilde entegre edilebileceğine dair düzenleme değişikliklerini inceleyecek.Bu girişim, yaklaşık 12.5 trilyon dolarlık tanımlı katkı hesaplarının yeni yatırım seçeneklerine açılmasını sağlayabilir. Böylece, yalnızca akredite yatırımcıların erişebildiği kripto ve özel sermaye gibi alternatif ürünler, ana akım tasarruf sahiplerine de sunulabilir hale gelecek.SEC’ye çağrıYürütme emri, SEC’ye de alternatif varlıklara erişimi kolaylaştırma yönünde çağrıda bulunuyor. Bu da bireysel emeklilik yatırımcılarının spot Bitcoin ETF’leri gibi dijital varlık ürünlerine doğrudan erişimini mümkün kılabilir. Ancak, bu adımların atılabilmesi için, saklama, fiyatlama ve volatilite gibi risklerin plan sponsorları tarafından dikkatlice değerlendirilmesi gerekecek.Bu hamle, Trump yönetiminin kriptoyu ABD finans sistemine entegre etme konusunda şimdiye kadar attığı en agresif adım olarak öne çıkıyor. Mayıs ayında, Trump yönetimi, Biden döneminde getirilen ve emeklilik planlarında kriptoyu caydıran bir rehberliği resmi olarak geri çekmişti. O dönemde Çalışma Bakanlığı, önceki yönetimin “terazinin kefesini bilinçli olarak bastığını” ifade etmişti.Trump’ın kripto açılımıTrump yönetimi, bu kararla birlikte daha geniş bir kripto vizyonunun parçasını hayata geçirmiş oluyor. Yılın başlarında yayınlanan 166 sayfalık kripto raporunda, ABD’nin dijital varlık ekonomisindeki rolüne dair stratejik hedefler açıklanmıştı. Bu belgede, regülasyonların sadeleştirilmesi, benimsenmenin kolaylaştırılması ve ABD’nin küresel liderliğini sürdürmesi hedeflenmişti.Ayrıca Beyaz Saray tarafından düzenlenen “Crypto Week” etkinliği sırasında Trump, federal düzeyde ilk stablecoin düzenleme yasasını imzalamıştı. Aynı dönemde, ABD için bir “Stratejik Bitcoin Rezervi” kurulmasına yönelik adımlar da atılmıştı.Sonuç olarak geleneksel olarak hisse senetleri ve tahviller gibi varlıklarla sınırlı kalan 401(k) planları, artık kripto para ve özel sermaye gibi daha yüksek riskli ancak potansiyel getirisi yüksek varlıkları da kapsayabilecek. Bu da Amerikalı yatırımcıların emeklilik portföylerini daha esnek ve çeşitli hale getirme imkânı sunabilir.Elbette bu değişimin hayata geçmesi için zaman ve detaylı düzenlemeler gerekecek. Ancak topluluk şu sebepten dolayı oldukça heyecanlı: Kararname resmileştiğinde, kripto sektörüne önümüzdeki yıllarda milyarlarca dolarlık yeni fon girişi olabilir.

SEC, Likit Staking’e Yeşil Işık Yaktı: Eleştiriler Geldi
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), kripto para dünyasında uzun süredir merakla beklenen bir konuda yeni bir yol haritası sundu. Kurum, bazı likit staking faaliyetlerinin menkul kıymet yasaları kapsamına girmediğini belirterek sektöre önemli bir rahatlama sağladı. Bu gelişme, spot Ethereum ETF’lerinde staking özelliğinin onaylanmasına giden yolda kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.SEC’den tarihi açıklamaSEC’in Kurumsal Finans Bölümü tarafından yayımlanan yeni rehberde, belirli koşullar altında verilen “likit staking makbuzu tokenları”nın (Staking Receipt Tokens), menkul kıymet sayılmayabileceği belirtildi. Özellikle Lido, Marinade Finance, JitoSOL ve Stakewise gibi merkeziyetsiz protokollerin sunduğu staking hizmetleri bu kapsamda değerlendiriliyor. SEC Başkanı Paul Atkins, “Bugünkü açıklama, kripto varlık faaliyetlerinin SEC’in yetki alanı dışında kalan yönlerini netleştirme adına büyük bir adım,” diyerek kurumun yeni başlattığı “Project Crypto” girişiminin şimdiden somut sonuçlar verdiğini vurguladı.Ethereum ETF'lerinde staking kapısı mı açılıyor?NovaDius Wealth Başkanı Nate Geraci’ye göre, bu açıklama SEC’in spot Ethereum ETF’lerinde staking’e izin verme yolundaki son engellerden birini kaldırmış olabilir. Geraci, sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda, “Likit staking tokenları, ETF’lerdeki likidite yönetimini kolaylaştırabilir. Bu da SEC’in daha önce çekinceler yaşadığı bir alandı,” dedi.BlackRock gibi büyük yatırım firmalarının da Ethereum ETF başvurularını staking içerecek şekilde revize etmek istedikleri biliniyor. Bu yeni SEC açıklaması, söz konusu stratejilerin önünü açabilir.Tartışmalar sürüyor: 2008 krizi ile benzerlikler mi var?Ancak herkes bu açıklamadan memnun değil. SEC’in eski genel sekreteri Amanda Fischer, likit staking’i 2008’de Lehman Brothers’ın çöküşüne neden olan yeniden teminatlandırma (rehypothecation) uygulamalarına benzeterek ağır eleştirilerde bulundu. Fischer, “Bu uygulama, müşterilerin varlıklarını kullanarak riskli işlemler yapma olanağı tanıyor. SEC’in bunu denetim dışında bırakması, 2008 krizinden ders alınmadığını gösteriyor,” ifadelerini kullandı.Ancak bu yorumlar, kripto topluluğundan büyük tepki aldı. VanEck’in dijital varlık araştırma başkanı Matthew Sigel, “SEC hem kriptoya onay veriyor diyorsunuz hem de denetim dışı diyorsunuz. Bu iki ifade birbiriyle çelişiyor,” diyerek Fischer’a karşı çıktı. Helius Labs CEO’su Mert Mumtaz ise Fischer’ın ya sistemi bilmediğini ya da kasıtlı olarak çarpıttığını savundu.DeFi sektöründe TVL artıştaSEC’in açıklaması, likit staking’e yönelik olumlu hissiyata sebep oldu ve sektördeki toplam kilitli varlık (TVL) oranları da yükselişe geçti. DefiLlama verilerine göre, likit staking protokollerinde kilitlenen toplam varlık miktarı yılbaşından bu yana %15 kadar arttı.Lido Finance, 31,88 milyar dolarlık TVL ile sektörün çoğuna hâkim durumda. Binance’in ETH staking hizmeti ise yıl başındaki 6,05 milyar dolardan 11,4 milyar dolara çıkarak %90’a yakın büyüme gösterdi.

Trump’tan Kripto Sektörüne Kalkan: “Debanking” Uygulamalarına Soruşturma Yolda
ABD Eski Başkanı Donald Trump, kripto şirketleri başta olmak üzere çeşitli sektörlerin finansal sistemden dışlandığı iddialarına karşı harekete geçmeye hazırlanıyor. The Wall Street Journal’ın aktardığına göre, Trump, bankaların politik nedenlerle kişi ve kurumların finansal hizmetlere erişimini engellemesini hedef alan kapsamlı bir başkanlık kararnamesini imzalamak üzere. Söz konusu kararnameyle, kripto şirketlerine yönelik "debanking" uygulamalarının da mercek altına alınması bekleniyor.Trump’ın kararname taslağı, bankaların politik görüşlere göre ayrımcılık yapıp yapmadığını araştırmakla kalmayıp, ihlaller tespit edilmesi durumunda para cezaları ve disiplin süreçlerini de devreye sokmayı öngörüyor. Buna ek olarak, finansal kurumların Eşit Kredi Fırsatı Yasası, rekabet yasaları ve tüketici koruma düzenlemelerini ihlal edip etmediği de araştırılacak. Kararnamenin bu hafta içerisinde imzalanabileceği konuşuluyor."Choke Point 2.0" tartışmalarıKripto sektörünün özellikle Biden yönetimi döneminde yoğun regülasyon baskısı altında kaldığı sıkça dile getirilmişti. Bu süreç, sektörde "Operation Choke Point 2.0" olarak anılmaya başlandı. İlk versiyonu Obama döneminde yürürlüğe konan bu operasyon, yüksek riskli görülen sektörleri finansal sistemden dışlamayı amaçlıyordu. Ancak zamanla bu uygulama, politik olarak uygun görülmeyen kişi ve kurumların sistem dışına itilmesine evrildi. Özellikle 2022 sonrası, kripto firmaları ve muhafazakâr kesimler, bu politikanın doğrudan hedefi olduklarını savunuyor. Trump’ın kararnamesi, bu çerçevede kripto şirketlerine ve muhafazakârlara yönelik ayrımcı politikaların sonlandırılması amacı taşıyor. Ayrıca kararnameyle birlikte, Küçük İşletmeler İdaresi’nin kredi ortaklıkları da gözden geçirilecek ve bazı vakalar Adalet Bakanlığına yönlendirilecek.Kripto sektöründen sesler yükseldiTrump’ın kampanya döneminde giderek daha fazla kripto dostu bir pozisyon aldığı biliniyor. Kripto sektörünün önde gelen isimleri (Coinbase CEO’su Brian Armstrong, Gemini kurucuları Tyler ve Cameron Winklevoss, Custodia CEO’su Caitlin Long gibi figürler) geçmişte yaşadıkları debanking tecrübelerini kamuoyuyla paylaşmıştı.Donald Trump’ın oğlu Eric Trump da bu baskılardan nasibini aldığını ifade etti. Kendisinin yönettiği kripto projelerden biri olan World Liberty Financial ve Bitcoin madencilik firması America Bitcoin, bankalardan hizmet alamadıklarını dile getirdi. "Babam siyasette olduğu için bankalar bizi sistemden dışladı. O an anladım ki kripto bu düzenin dışına çıkmak için bir alternatif," sözleriyle yaşadıklarını özetledi.Bankalar önlem almaya başladıTrump yönetiminin kriptoya daha ılımlı yaklaşacağı beklentisiyle bazı bankalar politikalarını gözden geçirmeye başladı. Hatta son aylarda, bankaların Cumhuriyetçi başsavcılarla görüşerek politik olarak ayrımcılık yapmadıklarını kanıtlamaya çalıştıkları biliniyor. Trump’ın atadığı düzenleyici kurumlar (Fed, OCC ve FDIC) da, "itibar riski" gibi soyut gerekçelerin artık müşteri ilişkilerinde dikkate alınmayacağını duyurdu.

SEC’ten Stablecoin’lere Yeni Düzenleme: “Nakit Eşdeğeri” Tanımı Geldi
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), stablecoin’lerle ilgili muhasebe kurallarına dair yeni bir personel rehberi yayımladı. Bloomberg’in haberine göre, bu rehber, özellikle Amerikan dolarına sabitlenmiş stablecoin’lerin belirli koşullar altında "nakit eşdeğeri" olarak sınıflandırılabileceğini öne sürüyor. Bu da, hem kurumsal yatırımcılar hem de kripto para sektöründeki düzenleyici belirsizliklerden çekinen şirketler açısından oldukça kritik bir gelişmeye işaret ediyor."Nakit Eşdeğeri" tanımı ne anlama geliyor?Yeni SEC rehberi, 1:1 sabitlenmiş ve güvence altına alınmış bir geri ödeme mekanizmasına sahip olan stablecoin'lerin, geleneksel muhasebe sistemlerinde nakit ya da nakit benzeri varlık olarak değerlendirilebileceğini belirtiyor. Bu durum, özellikle USD Coin (USDC) gibi rezerv destekli sabit coin’ler için doğrudan yasal netlik sağlamış oluyor. Daha önce menkul kıymet olup olmadıkları tartışılan bu varlıklar için, artık "yatırım beklentisi taşımayan" ve "spekülasyona teşvik etmeyen" bir sınıflandırma söz konusu.SEC'in açıklamasında şu ifadelere yer veriliyor:“Genel hatlarıyla, bir stablecoin’in menkul kıymet sayılmaması için dört ana kriter aranır: (1) satış gelirleri rezerv fonuna yönlendirilir ve yatırım amacı güdülmez, (2) dağıtım yöntemi spekülatif alım-satıma teşvik etmez, (3) makul bir alıcı stablecoin’i bir yatırım aracı olarak görmez, (4) rezerv fonu, talep anında geri ödemeyi karşılayacak şekilde yeterlidir.”Project Crypto ve regülasyonda yeni bir dönemSEC Başkanı Paul Atkins'in liderliğinde yürürlüğe giren bu rehber, kısa süre önce duyurulan “Project Crypto” adlı girişimin bir parçası. Bu proje, Amerika’nın finansal piyasalarını blokzincire taşımayı amaçlayan bir modernizasyon sürecini temsil ediyor. Atkins, SEC’in kripto varlıklarla ilgili daha esnek ve yenilikçi bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini savunuyor. Bu bağlamda, stablecoin’lerin menkul kıymet olarak değerlendirilmemesi yönündeki bu yeni yaklaşım, sektör genelinde memnuniyetle karşılandı.USDC ve piyasa yansımalarıYeni düzenleme en çok USDC gibi, şeffaflığı ve regülasyonlara uyumu ile bilinen stablecoin’leri etkiliyor. Circle tarafından çıkarılan USDC’nin piyasa değeri şu anda yaklaşık 64.3 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. 24 saatlik işlem hacmi ise 11.98 milyar dolar olarak kaydedildi. Son 7 günlük fiyat değişimi %0.03’lük düşüşle istikrar sinyalleri verirken, 24 saatlik periyotta %0.01’lik artış gözlemlendi.Bu istikrarlı görünüm, SEC'in rehberinden sonra stablecoin'lerin daha fazla kurumsal benimsenme potansiyeline sahip olabileceğini düşündürüyor. Yeni sınıflandırma, özellikle bankalar ve halka açık şirketler için stablecoin’leri bilançolara dahil etmeyi kolaylaştırabilir. Aynı zamanda stablecoin piyasasına giriş yapmak isteyen ancak menkul kıymet statüsü nedeniyle çekimser kalan şirketlerin önünü açabilir.Her ne kadar Circle ve benzeri büyük şirketlerden resmi açıklamalar henüz gelmemiş olsa da, piyasa katılımcıları SEC’in bu adımını olumlu bir sinyal olarak değerlendiriyor. SEC’in son hamlesi, kripto para piyasasının geleneksel finans sistemine entegrasyon sürecinde önemli bir dönüm noktası olabilir.Daha önce katı ve belirsiz olarak eleştirilen ABD regülasyon çerçevesi, bu son gelişmeyle birlikte yumuşamaya başlamış gibi görünüyor. Eğer bu yaklaşım sürdürülürse, ABD'nin küresel stablecoin piyasasında liderliği üstlenmesi şaşırtıcı olmayabilir.

ABD'den Kripto Piyasasına Büyük Hamle: CFTC, Kaldıraçlı Spot Kripto İşlemlerine Yeşil Işık Yakıyor
ABD Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu (CFTC), kripto para düzenlemelerinde tarihi bir değişikliğe gitmeye hazırlanıyor. CFTC'nin geçici başkanı Caroline Pham’in duyurduğu yeni girişime göre, halihazırda vadeli işlem sözleşmeleri sunma yetkisine sahip borsaların, spot kripto para işlemlerini de kaldıraçlı şekilde sunmasına izin verilmesi gündemde.Yeni düzenleme ne anlama geliyor?CFTC’nin üzerinde çalıştığı model, “Designated Contract Market” (DCM) statüsündeki borsaların yalnızca türev ürünlerle sınırlı kalmaksızın, doğrudan spot kripto para işlemlerine de geçiş yapabilmesini öngörüyor. Spot işlemler, kullanıcıların varlıkları anında alıp satmasını sağlarken, kaldıraçlı yapı sayesinde yatırımcılar daha yüksek pozisyonlar alabilecek. Bu yapı, hem kurumsal hem de perakende yatırımcılara düzenlenmiş ve denetlenen bir çerçevede daha fazla işlem seçeneği sunacak. Aynı zamanda, mevcut yasal altyapı kullanılarak oluşturulması planlandığı için, Kongre’den yeni yasa geçmesi beklenmeden hızlıca devreye alınabilir.SEC ile eşgüdüm: "Project Crypto"ya paralel bir hamleBu gelişme, geçtiğimiz hafta da bildirdiğimiz üzere ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) Başkanı Paul Atkins tarafından duyurulan “Project Crypto” girişimiyle paralel ilerliyor. SEC’in bu girişimi, blokzincir tabanlı varlıkların menkul kıymet olarak sınıflandırılmasına yönelik kuralları netleştirmeyi hedefliyor.CFTC ise kendi tarafında, kripto paraların emtia olarak düzenlenmesine uygun bir alan açmak istiyor. Bu da ABD’de iki kurumlu bir dijital varlık denetim sisteminin şekillenmeye başladığını gösteriyor. Böylece, SEC ve CFTC’nin birlikte çalıştığı bir yapı altında, yatırımcılar hem güvenlik hem de esneklik anlamında daha sağlam bir zeminde işlem yapabilecek.Görüş süreci başladı: 18 Ağustos son tarihCaroline Pham, yaptığı açıklamada “Bugünden itibaren tüm paydaşları, kaldıraçlı spot kripto varlık sözleşmelerinin bir DCM üzerinde nasıl listelenebileceği konusunda geri bildirim vermeye davet ediyoruz” dedi. CFTC’nin resmi internet sitesinde başlatılan bu danışma süreci, 18 Ağustos 2025 tarihine kadar açık kalacak.Yapılan yorumlar kamuya açık olarak paylaşılacak ve regülasyonların şekillendirilmesinde aktif olarak değerlendirilecek. Bu süreç, kripto ekosisteminin farklı aktörlerinin (borsalar, yatırımcılar, geliştiriciler ve hukuk uzmanları) sürece katkı sunmasına olanak tanıyor.Vadeli işlemlerde, yatırımcılar belirli bir tarihte varlık alım-satımı yapacaklarına dair sözleşmelerle işlem yaparlar. Ancak spot piyasalarda varlıklar anında alınıp satılır. Spot piyasaların düzenlemeye dahil edilmesi, özellikle kurumsal yatırımcıların daha aktif hale gelmesine olanak tanıyabilir.Kaldıraçlı spot işlemler, potansiyel kazançları artırma imkânı sunarken aynı zamanda riskleri de beraberinde getiriyor. Bu nedenle CFTC, düzenlemelerin hem yatırımcı korumasını sağlama hem de piyasa istikrarını gözetme amacında olduğunu vurguluyor.Kripto piyasası için ne anlama geliyor?Eğer bu plan hayata geçerse, ABD kripto piyasasında yeni bir dönem başlayabilir. Şu anda birçok büyük yatırımcı, düzenleyici belirsizlikler nedeniyle kripto piyasasına temkinli yaklaşıyor. Ancak bu hamleyle birlikte, kripto paraların daha geniş ve düzenli piyasalarda işlem görmesi mümkün hale gelecek.

SEC’den “Project Crypto” Girişimi: Kripto Reformu Geliyor mu?
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), kripto para ve blockchain temelli finansal sistemlere yönelik yaklaşımında radikal bir değişikliğe gidiyor. Kurumun başkanı Paul Atkins, dün düzenlenen “Amerika’nın Dijital Finans Devriminde Liderliği” başlıklı konferansta, “Project Crypto” adlı yeni bir girişimi tanıttı. Bu girişimle birlikte SEC, menkul kıymet düzenlemelerini kripto varlıkları ve zincir üzerindeki işlemleri kapsayacak şekilde modernize etmeyi hedefliyor.Atkins, konuşmasında “Amerika’yı kripto dünyasının başkenti haline getirme” vizyonunun bir parçası olarak bu dönüşümün gerekli olduğunu belirtti. “Piyasalar zincir üzerinde sorunsuz bir şekilde işleyebiliyorken, yalnızca aracılık sistemini dayatmak adına araya gereksiz aracıları sokmanın bir anlamı yok,” diyen Atkins, mevcut düzenlemelerin artık çağın gerisinde kaldığını ve bu kuralların inovasyonu boğmaması gerektiğini vurguladı.Tokenizasyon ve yeni finansal yapılarProje, özellikle tokenizasyon alanına odaklanıyor. Bu, halka açık menkul kıymetlerin, gerçek dünya varlıklarının ya da başka herhangi bir değerin blockchain üzerinde dijital temsilini üretme süreci anlamına geliyor. Ancak bu tokenlar, varlığın kendisine doğrudan sahiplik sağlamıyor. Yine de bu teknoloji, BlackRock CEO’su Larry Fink gibi isimler tarafından “finansal piyasaların teknolojik devriminde” kritik bir adım olarak görülüyor.Dünyanın önde gelen kripto platformları Robinhood, Gemini ve Kraken, ABD dışındaki kullanıcılarına tokenize hisse senetleri sunmaya başladı bile. Coinbase ise benzer bir hizmeti ABD’de sunabilmek için SEC’ten onay bekliyor."Süper Uygulamalar" gündemdeAtkins’in vurguladığı bir diğer konu ise “süper uygulamalar”. Çin’de günlük yaşamın parçası haline gelen WeChat ve Alipay gibi uygulamalar, ödeme sistemlerinden mesajlaşmaya, sosyal medya entegrasyonundan finansal işlemlere kadar çok sayıda hizmeti tek çatı altında topluyor. SEC, bu tür uygulamaların ABD’de gelişebilmesi için çoklu lisans gerekliliklerini sadeleştirmeyi ve daha verimli bir lisanslama modeli getirmeyi planlıyor. Coinbase’in birkaç hafta önce tanıttığı süper uygulama da bu dönüşümün erken örneklerinden biri.Kripto saklama, güvenlik sınıflandırması ve esnek düzenlemeSEC’in üzerinde durduğu diğer başlıklar arasında kripto saklama hizmetleri için yeni düzenleme modelleri, bir token’ın “menkul kıymet” sayılıp sayılmayacağına dair net sınırların çizilmesi ve bu sınıflandırmanın olumsuz bir anlam taşımaması gerektiği de yer alıyor. Atkins, belirli işlemler için istisnalar ve “güvenli liman” düzenlemeleri getirilebileceğini belirtti.Ayrıca, blockchain üzerindeki menkul kıymetlerin doğrudan işlem görebileceği, merkeziyetsiz yapıların da destekleneceği bir çerçeve üzerinde çalışılıyor. Bu noktada, geleneksel Ulusal Piyasa Sistemi (NMS) düzenlemelerinin değişmesi gerektiği vurgulandı.Son olarak Atkins, yenilikçi projelerin hızlıca piyasaya sürülebilmesi için “genel inovasyon muafiyeti” adı altında yeni bir düzenleme planladıklarını açıkladı. Bu muafiyet, mevcut yasalara tam olarak uymayan ancak belirli ilkeler ve raporlama koşullarını yerine getiren projelerin faaliyete geçmesini kolaylaştıracak.

Güney Kore’den Kaldıraçlı Kripto İşlemlerine Darbe: Upbit ve Bithumb Mercek Altında
Güney Kore’nin önde gelen kripto para borsaları Upbit ve Bithumb, kaldıraçlı kredi ve açığa satış ürünleri nedeniyle regülatörlerin radarına takıldı. Finansal Hizmetler Komisyonu (FSC) ve Finansal Denetim Servisi (FSS), ülkedeki beş büyük borsanın yetkililerini geçtiğimiz Cuma günü acil bir toplantıya çağırarak artan risklere karşı uyarılarda bulundu.Görünüşte yenilikçi olan bu ürünler, yatırımcılara kripto teminat göstererek 4 kata kadar borçlanma ve kaldıraçlı işlem yapma imkânı sunuyor. Ancak yerel raporlara göre düzenleyiciler, bu tür uygulamaların geleneksel piyasalarda oldukça sıkı kurallarla sınırlı olan riskli finansal yöntemlere benzediğini ve yeterli yasal koruma olmadan yatırımcıları savunmasız bırakabileceğini düşünüyor.Tether kredisi askıya alındı, Bithumb direniyor4 Temmuz’da Bithumb, kullanıcıların Bitcoin (BTC), Ethereum (ETH) ve Tether (USDT) gibi on farklı kripto para ile 4 kata kadar kaldıraç kullanabileceği bir borç verme hizmeti başlattı. Aynı gün Upbit de benzer bir hizmet sundu; ancak sadece Bitcoin, XRP ve Tether ile sınırlıydı.Ancak gelen tepkiler sonrası Upbit, Pazartesi günü Tether kredi hizmetini askıya aldı. Şirket, bu ürünün Güney Kore’nin Tüketici Kredi Yasası kapsamında değerlendirilebileceğinden endişe ediyor. Bithumb ise hizmetin yapısını Salı günü değiştirerek bazı düzenlemeler yaptı fakat 4x kaldıraç oranını korudu.Catalyze Research CEO’su Ben Ko, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Düzenleyiciler sabit coin kredilerini faiz getirisi içeren ‘tüketici kredisi’ olarak yorumlayabilir. Bu da yasal sorumlulukları beraberinde getirir,” dedi. Ko’ya göre, Güney Kore’nin kripto piyasasında bazı bölümler hâlâ geleneksel finansal risk yönetimi sınırlarının dışında faaliyet gösteriyor.Kullanıcılar yurtdışına kaçabilirFSC ve FSS, bu gelişmelerin ardından kripto borsalarıyla birlikte bir ortak çalışma grubu kurarak gönüllü öz-düzenleme ilkeleri oluşturmayı planlıyor. Ancak bazı uzmanlar, bu tür yerel kısıtlamaların kullanıcıları daha az denetlenen offshore platformlara yönlendirebileceği uyarısında bulunuyor.Ben Ko, “Yatırımcıların yurtdışına yönelmesi, sadece yerel düzenlemelerin etkisini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda onları daha düşük uyumluluk standartlarına sahip platformlara maruz bırakır,” ifadelerini kullandı. Bu durum, dolandırıcılık ve varlık kaybı gibi risklerin artmasına yol açabilir.Kripto kredi hizmetlerine yönelik bu baskı, Güney Kore’nin dijital varlık sektörüne dair daha geniş çaplı düzenleme çabalarının bir parçası. Bu hafta başında Kore Merkez Bankası, Dijital Para Araştırma Laboratuvarı’nın adını “Dijital Para Laboratuvarı” olarak değiştirerek yalnızca araştırma değil, piyasa gözetimi rolünü de üstlendiğini açıkladı.Ayrıca FSC, spot kripto ETF’lerin 2025’in ikinci yarısında piyasaya sürülmesi için bir yol haritası sundu. Bu gelişme, ülkenin kriptoya karşı tutumunda önceki yıllara kıyasla dikkat çekici bir yumuşamaya işaret ediyor.

Beyaz Saray İlk Kripto Raporunu Bugün Yayınlayacak: Neler Bekleniyor?
ABD Başkanı Donald Trump’ın kripto paralara yönelik politikası, 30 Temmuz’da yayımlanacak olan detaylı bir hükümet raporuyla daha da netleşecek. Ancak yatırımcıların en büyük hayali olan “Stratejik Bitcoin Rezervi”ne dair kapsamlı bir plan bu belgede yer almayabilir.Trump’ın Ocak ayında imzaladığı yürütme emriyle kurulan “Dijital Varlık Piyasaları Başkanlık Çalışma Grubu”, bu raporu hazırlamakla görevlendirilmişti. Çalışma grubu, kripto varlıklar için önerilecek düzenleyici çerçeveyi oluşturmanın yanı sıra, devletin elinde tutacağı dijital varlık rezervi için de kriterler geliştirmekle yükümlüydü.Kripto paralar ve Coinbase gibi halka açık kripto varlık şirketlerinin hisseleri, Trump’ın Ocak ayında göreve gelmesinden bu yana yükselişte. Bitcoin bu yıl %26 değer kazanarak 123.000 dolara kadar yükseldi. Bu süreçte birçok düzenleyici bariyer kaldırıldı, bankaların ve borsaların kripto ile çalışmasının önündeki engeller azaltıldı.Beyaz Saray’ın 30 Temmuz’da yayımlayacağı bu rapor, sektör liderleri tarafından “düzenleme İncil’i” olarak tanımlanıyor. Raporun; stablecoin regülasyonları, kripto şirketlerinin bankacılık sistemine erişimi ve sanal varlıkların ulusal güvenliğe etkileri gibi alanlara ışık tutması bekleniyor.Ancak raporun asıl merak edilen kısmı, hükümetin kripto para rezerv stratejisi olacak. Mart ayında yayımlanan bir diğer yürütme emriyle Trump, “Stratejik Bitcoin Rezervi” adı altında bir dijital varlık stoku oluşturulmasını önermişti. Bu stok, başta FBI ve Adalet Bakanlığı gibi kurumların operasyonlarında ele geçirilen varlıklardan oluşacak.Yine de yetkililer, bu raporun doğrudan Bitcoin alım planı açıklamayacağını belirtiyor. Beyaz Saray’dan bir yetkiliye göre, bu raporun temel amacı net ve kapsayıcı bir düzenleyici çerçeve oluşturmak. Bitcoin rezervinin detayları ise Hazine Bakanı Scott Bessent ve Ticaret Bakanı Howard Lutnick’in omuzlarında. Yetkili, “SBR (Stratejik Bitcoin Rezervi) için fonlama mekanizmaları üzerinde çalışmaya devam edeceğiz, ama bu yükün çoğu Hazine’ye ait” dedi.Şu anda ABD hükümetinin elinde 198.012 adet Bitcoin bulunduğu biliniyor. Bu varlıkların değeri yaklaşık 23,2 milyar dolar. Ancak “el konulan” ve “mülkiyeti devredilen” Bitcoin’ler arasında önemli bir fark var. Resmî olarak sadece mülkiyeti devredilen varlıklar devletin kabul ediliyor. Diğerleri çoğu zaman mağdurlara tazminat olarak ya da hazineye aktarılmak üzere kullanılıyor.Kripto endüstrisi temsilcileri, bu raporun sadece bugünü değil, önümüzdeki yıllarda şekillenecek regülasyonların temelini oluşturacağını düşünüyor. The Digital Chamber yöneticisi Cody Carbone, vergi politikaları konusundaki netliğin sektör için en öncelikli mesele olduğunu belirtiyor.Rapor ne zaman yayınlanabilir?Çarşamba günü saat 21:30’da düzenlenecek olan brifing'de raporun ayrıntıları sektör temsilcileriyle paylaşılacak. Ancak raporun toplantıdan önce mi sonra mı yayımlanacağı hâlâ belirsizliğini koruyor. Aynı zamanda, Fed’in faiz kararı da açıklanacak. Yani kripto paralar oldukça hareketli bir akşam geçirebilir. Trump yönetimi, ABD’yi kripto konusunda lider ülke yapma vizyonunu sürdürüyor. Ancak Bitcoin alım stratejisine dair beklentiler bir süre daha beklemeye alınmış gibi görünüyor.

SEC’den ETF’ler İçin Tarihi Adım: Kripto Cinsinden İşlem Dönemi Başlıyor
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), kripto varlık piyasaları için kritik bir karar aldı. Bitcoin ve Ethereum spot ETF’lerinde "in-kind" yani doğrudan kripto varlıkla oluşturma ve itfa işlemlerine yeşil ışık yaktı. Bu gelişme, 2024 başında onaylanan spot ETF’lerin yalnızca nakit işlemlerle sınırlı olduğu döneme kıyasla sektörün işleyişinde büyük bir esneklik.SEC’in 29 Temmuz’da gerçekleştirdiği oylamayla alınan bu kararın; hem ETF çıkaran şirketler hem de kurumsal yatırımcılar açısından maliyetleri düşürmesi, likiditeyi artırması ve vergi avantajı sağlaması bekleniyor. Komisyon Başkanı Paul S. Atkins, oylama sonrası yaptığı açıklamada “Kripto varlık piyasaları için amaca uygun bir düzenleyici çerçeve geliştirmek başlıca önceliklerimden biri. Bu kararlar, yatırım ürünlerinin daha az maliyetli ve daha verimli olmasına katkı sağlayacak,” dedi. Atkins'in konuya yönelik paylaştığı X gönderisinde yer alan görsel. Geleneksel ETF mekanizması kriptoya taşındı"In-kind" yani ayni işlemler, geleneksel hisse senedi ve emtia ETF’lerinde yıllardır kullanılan bir yöntem. Bu sistemde, yetkili katılımcılar (authorized participants) ETF hisselerini doğrudan dayanak varlık karşılığında oluşturabilir veya iade edebilir. Örneğin, altın ETF’lerinde bu mekanizma sayesinde yatırımcılar fiziksel altın yerine ETF hissesi alabilir veya hisseleri geri vererek altın teslim alabilir.SEC’in bu uygulamayı kripto ETF’lerine de genişletmesiyle, artık ETF şirketleri dayanak varlık olan Bitcoin ya da Ethereum’u doğrudan teslim alabilecek ya da teslim edebilecek. Bu, nakit işlemlerde yaşanan fiyat dalgalanması, işlem gecikmesi ve yüksek masraf gibi sorunların büyük ölçüde önüne geçecek.Kararla birlikte, yatırımcılar için önemli bir vergi avantajı da gündeme geliyor. Nakit itfalarda ETF çıkaran şirket dayanak varlığı satarak fonu nakde çevirmek zorunda kalırken, bu durum sermaye kazancı doğurup yatırımcılara yansıtılıyordu. Oysa ayni itfada yatırımcı, doğrudan Bitcoin veya Ethereum alacağından satış kararı tamamen kendi takdirine kalacak. Böylece vergilendirme ertelenmiş olacak.Ayrıca bu esneklik, piyasa yapıcıların ve fon yöneticilerinin likiditeyi daha iyi yönetmesini sağlayacak. Spread’lerin daralması, işlem hacminin artması ve piyasa derinliğinin güçlenmesi gibi sonuçlar bekleniyor. Uzmanlar bu gelişmenin ETF ürünlerinde yeni kurumsal girişleri tetikleyebileceğini belirtiyor.SEC’in bu kararı, aynı zamanda ABD'nin uluslararası gelişmelere yetişmesi ile paralel gidiyor. Zira Hong Kong, Nisan 2024’te piyasaya sürdüğü Bitcoin ve Ether ETF’lerinde baştan itibaren in-kind işlemlere izin vermişti. Kanada’nın Ontario eyaleti gibi bazı bölgelerde ise bu esneklik ilk aşamada tanınmamıştı. Ancak Hong Kong’daki netlik ve SFC'nin lisanslı kripto borsalarla çalışma zorunluluğu, sistemin daha başından sorunsuz işlemesini sağlamıştı.ABD tarafında ise süreç sancılı geçti. SEC içinde bile bu katı yaklaşım eleştirildi. Komisyon Üyesi Mark Uyeda, Ocak 2024’te spot Bitcoin ETF’lerinin onaylandığı süreçte, “fiziksel altın destekli ETF’lerde ayni işlem standartken kriptoya bu denli temkinli yaklaşmak çifte standart” diyerek kararın "endişe verici bir emsal" teşkil ettiğini ifade etmişti.ETF piyasası ve kripto sektöründe son durumSpot Bitcoin ETF’lerinin 2024 başlarında onaylanmasıyla birlikte sektörde ciddi bir büyüme yaşandı. Milyarlarca dolarlık yönetilen varlık hacmine ulaşan bu ürünlerin işlem hacmi artarken, yeni başvurular da hız kazandı. SEC’in son hamlesiyle birlikte, hem onaylı ürünlerde hem de ileride başvurusu yapılacak fonlarda daha esnek ve yatırımcı dostu bir yapı ortaya çıkabilir.

Bir Çok Altcoin’i Kapsayan ETF’e SEC Onayı Geldi: Lansman Beklemeye Alındı
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), Bitwise tarafından sunulan 10 varlıklı kripto endeks fonunun borsa yatırım fonu (ETF) formatına hızlandırılmış şekilde dönüştürülmesini onayladı. Ancak beklenmedik bir hamleyle, aynı gün içinde alınan bir düzenleyici karar doğrultusunda ETF’nin lansmanı durduruldu. Bu durum, hem yatırımcılar hem de piyasa analistleri arasında kafa karışıklığı ve tepkilere yol açtı.SEC tarafından yapılan açıklamaya göre, onay verilen ETF, Bitwise Kripto Endeksi’ni takip edecek. Endeksin mevcut dağılımı Bitcoin (%78,72), Ethereum (%11,10) ve XRP (%4,97) gibi büyük kripto paraların yanı sıra, Solana, Cardano, Chainlink, SUI, Avalanche, Litecoin ve Polkadot gibi altcoin’leri de kapsıyor. Kripto varlıkların saklama hizmeti Coinbase Custody tarafından sağlanırken, nakit yönetimi ve idari görevler BNY Mellon tarafından yürütülecek.SEC’nin düzenlemeleri gereği, fonun en az %85’i, hali hazırda ETF formatında onaylanmış kripto paralardan oluşmak zorunda. Bu noktada Bitcoin ve Ethereum bu şartı karşılayan başlıca varlıklar olarak öne çıkıyor. Geriye kalan %15’lik bölümde ise XRP ve Solana gibi henüz ETF formatında onay almamış coin’ler yer alıyor. Fon, her ay yeniden dengelenerek bu dağılımı endeksin güncellemelerine göre ayarlayacak.Bitwise ETF’si, “Creation Unit” adı verilen büyük bloklar halinde hisse ihraç edip geri alabilecek şekilde tasarlandığı için geleneksel ETF'lerle aynı yapıda çalışacak.Beklenmedik fren: Lansman askıya alındıTüm bu gelişmelere rağmen SEC, ETF’nin resmi olarak faaliyete geçmesini durduran bir karar aldı. SEC’nin 431(e) numaralı kuralına dayanan “stay” (bekletme) kararıyla, fonun lansmanı süresiz şekilde ertelendi. Bu karar, daha önce de bildirdiğimiz üzere benzer şekilde daha önce Grayscale’in büyük sermayeli kripto ETF’i için de uygulanmıştı.ETF Store Başkanı Nate Geraci, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada bu kararı “tuhaf” olarak nitelendirdi ve SEC’nin önce onay verip ardından lansmanı askıya almasının yatırımcılar açısından büyük bir belirsizlik yarattığını ifade etti. Geraci, “Bu gecikme, verilen onayla açıkça çelişiyor. Bitwise ve Grayscale gibi ürünlerin bir an önce işlem görmeye başlaması gerekiyor,” dedi. Bloomberg ETF analisti James Seyffart’a göre SEC’nin bu ani hamlesi, daha büyük bir stratejinin parçası olabilir. Seyffart, kurumun genel kripto ETF politikası netleşene kadar bu tür endeks fonlarının borsaya eklenmesini ertelemeye çalıştığını öne sürdü. Nitekim, SEC hâlâ XRP, Solana ve benzeri varlıkların menkul kıymet olup olmadığı konusunda nihai bir çerçeveye sahip değil.SEC’in ETF’ye freni çekmiş olması, altcoin piyasasını durdurmuş değil. Son 30 gün içinde Bitcoin’in piyasa hakimiyeti %65’ten %60’a gerilerken; Ethereum, Dogecoin, XRP ve Cardano gibi altcoin’ler bir miktar yükseliş kaydetti.Bitwise ETF’si şu anda yalnızca OTC (tezgah üstü) piyasada işlem görüyor. Ancak SEC’in kararı tersine çevrilirse, fon ulusal bir borsada listelenerek çok daha geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşabilecek. Bu da hem bireysel hem de kurumsal yatırımcılar için yeni bir kripto yatırım aracı anlamına gelecek.Ancak şimdilik durum şu: Bitwise ETF’si teknik olarak onay aldı ama lansman için hala start düğmesine basılamadı.

ABD Bankacılık Sektörü Kripto Banka Lisanslarına Karşı Ayakta: Ripple ve Circle Tehlikede mi?
Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük bankacılık grupları, ülkenin mali düzenleyicisi olan Para Birimi Denetleme Ofisi’ne (OCC) çağrıda bulunarak, Ripple ve Circle gibi kripto şirketlerinin ulusal banka lisansı başvurularının askıya alınmasını talep etti. Gerekçe ise oldukça net: Bu başvurular, mevcut yasal çerçevede "temel bir politika değişikliğini" tetikleyebilir.Geleneksel bankalar, kripto banka lisanslarına karşı çıkıyorAmerikan Bankacılar Birliği, Amerika Kredi Birlikleri, Tüketici Bankacılar Birliği ve Bağımsız Topluluk Bankacıları Birliği gibi beş büyük kuruluş tarafından imzalanan ortak mektupta, OCC’nin söz konusu lisansları vermeden önce kamuoyuna daha fazla bilgi sunması gerektiği vurgulandı. Mektupta, Ripple ve Circle’ın sunduğu iş modellerinin, ulusal güven bankalarının yasal olarak gerçekleştirmesi gereken "emanet faaliyetlerini" karşılamadığı iddia ediliyor. Özellikle Circle’ın USDC rezervlerini yönetme ve kurumsal kripto varlık saklama planları, Ripple’ın ise yeni stablecoin hizmetlerini regülasyona uygun hale getirme amacıyla yaptığı başvurular, geleneksel bankacılık kesiminde ciddi endişelere yol açmış durumda.Bankacılık düzeninde açılabilecek bir “arka kapı” endişesiMektupta dikkat çeken bir diğer nokta ise şu: Kripto şirketlerine emanet faaliyeti olmayan ya da ikincil planda kalan alanlarda banka lisansı verilmesi, OCC'nin geçmiş uygulamalarıyla çelişebilir. Buna izin verilmesi halinde, başka şirketlerin de aynı yolu izleyerek "de facto" (fiilen) banka lisansı alabileceği ve bu durumun denetim boşlukları yaratabileceği uyarısı yapılıyor.Bu tür bir adımın, geleneksel bankalarla aynı ayrıcalıklara sahip ama çok daha az sermaye yükümlülüğü ve düzenleme altında çalışan yeni türde finansal aktörlerin ortaya çıkmasına yol açabileceği belirtiliyor.Caitlin Long ve Paradigm'den tepki: "Rekabetten korkuyorlar"Kripto odaklı Custodia Bank’ın kurucusu Caitlin Long, yaşananları “bankacılık lobisinin açık direnişi” olarak yorumladı ve bu konunun büyük olasılıkla mahkemelere taşınacağını öne sürdü. Long’a göre, bu kadar düşük sermaye yükümlülüğü ile gelen lisans alma imkânı varsa, neden geleneksel bankalar da trust şirketine dönüşüp yollarına o şekilde devam etmesin?Benzer bir yorum da Paradigm’in kamu politikaları sorumlusu Alexander Grieve’den geldi: “Bankalar ve kredi birlikleri nadiren bir konuda aynı fikirde olur. Ama kripto sektöründen gerçek rekabet gelince ortak cephe almayı başarıyorlar.”Öte yandan Winston & Strawn hukuk firmasından avukat Logan Payne’e göre, yakın zamanda kabul edilen GENIUS yasası, stablecoin ihraççılarının banka lisansı alma motivasyonunu artırdı. Zira yeni yasa, yalnızca stablecoin ihracına izin verirken; gerçek hayatta bu firmalar çok daha geniş bir faaliyet alanına sahip. Ulusal trust bankası lisansı almak, bu faaliyetleri daha kolay bir çerçevede sürdürmelerini sağlayabilir.

SPK’dan Kripto Güncellemesi: 10 Platforma Yeni Müşteri Yasağı, 45 Şirket Tasfiye Listesinde
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), kripto varlık sektörüne yönelik önemli bir adım daha attı. Kurul, lisans başvuru süreci devam eden 10 kripto varlık platformunun ikinci bir duyuruya kadar yeni müşteri kabul etmesini yasakladı. Karar, 17 Temmuz 2025 tarihli SPK toplantısında alınırken, söz konusu düzenleme kamuoyuna “Faaliyette Bulunanlar Listesi”ne eklenen bir notla duyuruldu. Bu kararla birlikte adı geçen platformlar yalnızca mevcut kullanıcılarının işlemlerine aracılık etmeye devam edebilecek. SPK, "Burada yayımlanan liste, 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun geçici 11 inci maddesi uyarınca faaliyette bulunacaklarını beyan eden kuruluşlara dair kamunun bilgilendirilmesi amacıyla oluşturulmuştur. Bu çerçevede, “Faaliyette Bulunanlar Listesi”nin varlığı, bu listede yer alan kuruluşların ilgili mevzuat uyarınca yetkilendirildiği anlamına gelmemektedir." açıklamasını yaptı. SPK listesindeki bazı şirketler. Yeni Kullanıcı alımı durdurulan platformlar belli olduYeni müşteri kabulü geçici olarak durdurulan 10 platform şunlardan oluşuyor:Arbitex, GMS Global, Gümüş Global, Kriptrade, Mexc, Necen, Ovro, Rootech, Web3 ve Yuex. Bu şirketler, SPK’dan lisans alma sürecinde olmalarına rağmen denetim süreci devam ettiği için müşteri kazanımı konusunda kısıtlamaya tabi tutuldu. Halihazırdaki kullanıcılar ise bu kararın dışında bırakıldı; yani alım-satım işlemleri ve diğer hizmetlerde bir kesinti yaşanmayacak. “Faaliyette Bulunanlar” listesine girmek, otomatik olarak tam yetkilendirme anlamına gelmiyor. SPK’nın bu hamlesi, lisans için yalnızca niyet beyanının yeterli olmadığını ve süreç boyunca belirli kriterlere uyumun zorunlu olduğunu gösteriyor.45 platform için tasfiye süreci başlatıldıSPK’nın güncellediği diğer önemli başlık ise tasfiye sürecine giren kripto varlık şirketleri oldu. Son açıklamaya göre, 45 şirket faaliyetlerini durdurma kararı alarak “Tasfiye Sürecinde Olanlar” listesine dahil edildi. Bu listede dikkat çeken isimler arasında Bitfinex, BingX, Coinbase, Bitget ve Nexo gibi uluslararası platformların Türkiye’deki temsilcilikleri ve Coinlist, Coinstate de bulunuyor.Söz konusu şirketlerin neden tasfiye sürecine alındığına dair resmi bir açıklama yapılmasa da, lisanslama kriterlerine uyum sağlayamayan ya da başvurusunu geri çeken firmaların bu listeye alındığı tahmin ediliyor.Sektörde kalanlar ve saklama başvurularıSPK'nın listesinde, faaliyetlerine devam edeceği belirtilen toplam 60 kuruluş yer alıyor. Bu şirketlerin büyük kısmı Türkiye’de halihazırda aktif olarak hizmet veren ve kullanıcı tabanı geniş olan platformlardan oluşuyor. Binance Turkey, BtcTurk, Paribu, Bitexen ve ICRYPEX gibi bilindik markalar bu listede yer almaya devam ediyor.Ayrıca saklama hizmeti sunmak için başvuran kurumların sayısı da netleşti. Aralarında Akbank, Garanti BBVA, İş Bankası ve Yapı Kredi’nin de yer aldığı 9 büyük kuruluş, yatırımcı varlıklarının güvenliğini sağlamak adına kripto saklama lisansı için başvuruda bulundu. Bu durum, geleneksel finans kurumlarının kripto dünyasına entegrasyon sürecinde ciddi bir eşiğe geldiğini gösteriyor.SPK, yayımladığı listelerin yalnızca bilgilendirme amaçlı olduğunu, bu listelerde yer alan kuruluşların hâlen resmi olarak yetkilendirilmediğini vurguladı. Kurumlar, yürürlüğe girecek olan düzenlemeler doğrultusunda SPK’ya yetkilendirme başvurusunda bulunmak zorunda kalacak. Yani süreç henüz bitmiş değil.
