ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) Trading and Markets Bölümü, kripto varlık menkul kıymetlerinin saklanmasına ilişkin belirsizlikleri azaltmayı amaçlayan yeni bir rehber yayımladı. Açıklama, broker-dealer’ların müşteri varlıkları için geçerli olan “fiziksel zilyetlik veya kontrol” yükümlülüğünün, blockchain üzerinde yaşayan tokenleştirilmiş varlıklara nasıl uygulanacağını netleştiriyor. Özellikle Rule 15c3-3 kapsamında yer alan fiziksel zilyetlik şartlarına odaklanan rehber, kripto varlıklarla çalışan aracı kurumların hangi koşullar altında uyumlu sayılabileceğini ayrıntılı biçimde ortaya koyuyor.
SEC’in açıklamasında “kripto varlık menkul kıymetleri”, dağıtık defter teknolojisi üzerinde kaydedilen, hisse veya borçlanma araçlarının tokenleştirilmiş temsilleri olarak tanımlanıyor. Bu tanım, son dönemde geleneksel finans ürünlerinin blockchaine taşınmasıyla hızla büyüyen bir alanı kapsıyor. Trading and Markets Bölümü, yayımlanan rehberin mevcut federal menkul kıymetler yasalarının kripto varlıklara uygulanmasına yönelik daha fazla netlik sağlama amacı taşıdığını vurguluyor. Rehber, piyasa katılımcılarından gelen talepler doğrultusunda, geçici bir adım olarak hazırlandığını da açıkça ifade ediyor.
Yeni açıklama, 1934 tarihli Securities Exchange Act kapsamında yer alan Rule 15c3-3’ün (b)(1) paragrafını hedef alıyor. Bu madde, broker-dealer’ların müşteri hesaplarında tutulan tam ödenmiş ve fazla teminatlı menkul kıymetler için derhal fiziksel zilyetlik veya kontrol sağlamasını zorunlu kılıyor. SEC, yayımlanan rehberin kontrol kavramını genel anlamda yeniden tanımlamadığını, yalnızca fiziksel zilyetlik boyutuna ilişkin görüş sunduğunu belirtiyor. Ayrıca açıklamanın bağlayıcı bir düzenleme olmadığı, yeni yükümlülükler getirmediği ve hukuki yaptırım niteliği taşımadığı özellikle vurgulanıyor.
Beş özel durum sıralandı
SEC’in rehberinde dikkat çeken en önemli unsur, kripto varlıkların fiziksel zilyetlik kapsamında değerlendirilebileceği beş özel durumun sıralanması oldu. Buna göre, bir broker-dealer’ın doğrudan saklama hizmeti sunabilmesi için öncelikle ilgili kripto varlığa anında erişim sağlayabilmesi ve teknik olarak blockchain üzerinde transfer yapabilecek yetkinliğe sahip olması gerekiyor. Bu koşul, özel anahtarlar üzerinde münhasır kontrol anlamına geliyor.
İkinci koşul, aracı kurumların saklama hizmetine başlamadan önce ve sonrasında makul aralıklarla blockchain ağına ilişkin kapsamlı değerlendirmeler yapmasını şart koşuyor. Bu değerlendirmelerde ağın güvenilirliği, işlem hızı ve kapasitesi, ölçeklenebilirliği, olası arızalara karşı dayanıklılığı ve güvenlik özellikleri gibi unsurlar öne çıkıyor. Ayrıca konsensüs mekanizması, kodun şeffaflığı, bakım karmaşıklığı ve dokümantasyon kalitesi de dikkate alınması gereken başlıklar arasında yer alıyor. Protokol güncellemeleri, hard fork’lar, airdrop’lar ve token değişimleri gibi yönetişim süreçlerinin de yakından izlenmesi bekleniyor.
Üçüncü koşul, broker-dealer’ın saklama yaptığı blockchainde ciddi güvenlik açıkları veya operasyonel zafiyetler olduğunun farkında olması durumunda fiziksel zilyetlik iddiasında bulunamamasını öngörüyor. Dördüncü koşul ise özel anahtarların hırsızlık, kayıp veya yetkisiz kullanım risklerine karşı korunmasına yönelik, sektörün en iyi uygulamalarıyla uyumlu güçlü politika ve kontrollerin uygulanmasını gerektiriyor. Beşinci ve son koşulda, blockchain arızaları, ağ saldırıları veya benzeri kesintiler karşısında devreye alınacak önceden planlanmış prosedürlerin bulunması isteniyor. Bu planlar, mahkeme kararları doğrultusunda varlıkların dondurulması, el konulması ya da token yakımı gibi hukuki taleplere uyumu da kapsıyor.
SEC yetkilisi Hester M. Peirce, ayrı bir açıklamayla yayımlanan rehberi olumlu karşıladı. Peirce, metnin özellikle kripto varlık saklama hizmeti sunmak isteyen broker-dealer’lar için önemli bir netlik sağladığını belirtti. Özel anahtarların korunmasına yönelik vurgunun, sektörün yerleşik en iyi uygulamalarıyla uyumlu olduğuna dikkat çeken Peirce, Trading and Markets Bölümü’nü Rule 15c3-3’ün kripto varlık saklamayı tam anlamıyla kapsayacak şekilde güncellenmesi için Komisyon’a hızlıca öneriler sunmaya davet etti.



