Haberler
Regülasyon Haberleri
Regülasyon Haberleri
Regülasyon ile ilgili tüm makale ve haberlere göz atın. Regülasyon hakkında en son haberler, analizler ve görüşler.
SEC Başkanı’ndan Kripto Para Açıklaması: ‘Bir Numaralı Önceliğimiz’
SEC Başkanı Paul Atkins, Washington’da düzenlenen DC Fintech Week etkinliğinde yaptığı konuşmada kripto para ve tokenleştirme alanlarını kurumun “bir numaralı önceliği” olarak tanımladı. Atkins, kripto endüstrisinde inovasyonu destekleyen, uzun vadeli ve net bir düzenleyici çerçevenin oluşturulması gerektiğini vurguladı. “İnovasyonun büyüyebilmesi için güçlü bir çerçeve kurmak istiyoruz; Amerika’dan kaçan girişimcileri yeniden buraya çekmeliyiz,” dedi. Mizahi bir dille, “Artık bizi Securities and Innovation Commission olarak da düşünebilirsiniz,” ifadelerini kullandı.SEC Başkanı, kripto paralar için açıklama yaptıAtkins’in bu açıklamaları, SEC’in kriptoya yaklaşımında ciddi bir değişimin işareti olarak yorumlandı. Nisan ayında göreve gelen Atkins, selefi Gary Gensler’in “dava açarak düzenleme” anlayışından uzaklaşıyor. Gensler döneminde SEC, çoğu kripto varlığın menkul kıymet olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunmuş, Binance, Coinbase ve Ripple gibi büyük şirketlere karşı sert davalar açmıştı. Bu yaklaşım, sektör tarafından sıkça “yeniliği bastıran” bir politika olarak eleştiriliyordu.Atkins ise tam tersine, kripto ve blockchain alanında gelişimi teşvik eden, açık ve öngörülebilir kurallar getirmeyi hedefliyor. Haziran ayında yaptığı açıklamada, “inovasyon muafiyeti” adını verdiği yeni bir düzenleme modelinden söz etmişti. Bu muafiyetin, blockchain tabanlı ürün ve hizmetlerin piyasaya daha hızlı sürülmesini sağlayacağını belirten Atkins, yıl sonuna kadar uygulamaya alınabileceğini söyledi.DC Fintech Week’te bu fikrini biraz daha açarak, “super-app” adını verdiği bir sistemden bahsetti. Bu sistemin, kriptoyla ilgilenen farklı düzenleyici kurumları tek bir dijital çatı altında toplayabileceğini ifade etti. “Aynı hedefe odaklanan ajanslara ayrı ayrı kayıt yaptırmak zorunda olmamalısınız,” diyerek bürokratik yükü azaltma niyetini dile getirdi. Bu vizyon, regülasyon süreçlerini sadeleştirmenin yanı sıra, blockchain üzerinde daha şeffaf ve erişilebilir bir finansal yapı kurmayı da amaçlıyor.Atkins ayrıca, dağıtık defter teknolojisinin (DLT) kripto endüstrisinin en heyecan verici tarafı olduğunu belirtti. Ona göre bu teknoloji, finansal sistemin temel yapısını dönüştürecek bir potansiyele sahip.Öte yandan, SEC şu anda hükümetin bütçe anlaşmazlığı nedeniyle kısıtlı bir çalışma düzeninde. Kongre’nin finansman anlaşmasına varamaması, birçok federal kurumu olduğu gibi SEC’i de sınırlı personelle çalışmaya zorladı. Kurum, yalnızca acil durumlara müdahale edebilecek küçük bir kadroyla faaliyet gösteriyor.Atkins’in başkanlık dönemi, aynı zamanda kurum içinde şeffaflık tartışmalarının da yaşandığı bir döneme denk geliyor. Geçmiş döneme ait bazı mesajların yanlışlıkla silindiği iddiaları, bilgi güvenliği ve kayıt tutma konularında soru işaretleri doğurdu.Tüm bu gelişmelerin ortasında Atkins, düzenleyici yaklaşımında daha yumuşak bir tutum sergileyeceğini vurguladı. Artık teknik ihlallerde doğrudan cezai yaptırım yerine, firmalara uyarı gönderileceğini söyledi. Bu politika değişikliği, geçmişteki “önce dava, sonra açıklama” tarzından uzaklaşıldığını gösteriyor.SEC ayrıca “Project Crypto” adını verdiği yeni bir girişim başlattı. Bu proje, kripto şirketleri için net kurallar belirlemeyi, token sınıflandırmalarını güncellemeyi ve uyumluluk süreçlerini kolaylaştırmayı amaçlıyor. Bu çerçeve, hem yatırımcı korumasını hem de yeniliği dengelemeyi hedefliyor.Atkins’in yaklaşımı, ABD’de kriptoya yeniden bir güven ortamı oluşturabilir. Net kurallar ve adil bir düzenleyici yapı, uzun süredir belirsizlikten şikâyet eden girişimciler için olumlu bir sinyal niteliğinde. Ancak bu dönüşümün kalıcı olabilmesi için hem Kongre desteği hem de SEC içindeki yapısal reformlar gerekiyor.

Rusya, Bankalara Kripto İşlemleri İçin Sınırlı Yetki Veriyor
Rusya Merkez Bankası, ülkedeki bankalara kripto para işlemleri yapma izni vermeye hazırlanıyor. Ancak bu adım, direkt bir serbestleşme anlamına gelmiyor. Merkez Bankası, kripto varlıklarla çalışacak kurumlara sıkı sermaye kısıtlamaları ve yüksek teminat zorunlulukları getirmeyi planlıyor.Rusya’dan kripto para gelişmesiFinopolis fintech forumunda konuşan Rusya Merkez Bankası Birinci Başkan Yardımcısı Vladimir Chistyukhin, kurumun Bitcoin gibi merkeziyetsiz varlıklara karşı temkinli duruşunu koruduğunu, ancak bankaların bu piyasadan tamamen uzak kalmasının da gerçekçi olmadığını söyledi. Chistyukhin, “Biz muhafazakârız, kriptonun banka bilançolarında yer almasının ne kadar doğru olduğunu tartışıyoruz. Fakat sektörle yaptığımız görüşmelerin ardından, bankaları bu alandan tamamen dışlamanın mantıklı olmayacağı sonucuna vardık,” dedi.Bununla birlikte Merkez Bankası, bankaların kripto varlıklara aşırı bağımlı hale gelmemesi için katı sınırlamalar uygulayacak. Bankaların toplam sermayelerinin en fazla yüzde 1’ini kripto paralara ayırabileceği, ayrıca yüksek rezerv gerekliliklerine tabi tutulacağı belirtiliyor. Bu adım, dijital varlıkların bankacılık sektöründe birincil faaliyet alanına dönüşmesini engellemeyi hedefliyor.Moskova’daki finans otoriteleri arasında, kripto paraların serbest dolaşımına en mesafeli tutumu uzun süredir Merkez Bankası sergiliyordu. Ancak Batı yaptırımlarının baskısı, rubledeki istikrarsızlık ve uluslararası ödeme sistemlerindeki sınırlamalar, Rusya’yı alternatif finansal kanallar geliştirmeye zorluyor.Bu doğrultuda 2025 başlarında yürürlüğe giren “deneysel hukuk rejimi”, şirketlerin uluslararası ticarette kripto varlıklarla ödeme yapmasına imkân tanımıştı. Söz konusu sistem yalnızca “yüksek nitelikli yatırımcılar” olarak tanımlanan sınırlı bir kesimi kapsıyor. Bu gruba dahil olabilmek için bireylerin bankalarda ve menkul kıymetlerde en az 100 milyon ruble (yaklaşık 1,2 milyon dolar) varlığa ve yıllık en az 50 milyon ruble (600 bin dolar) gelire sahip olması gerekiyor.Rusya Merkez Bankası, Maliye Bakanlığı ile birlikte bu kriterleri nihai hale getirmeye çalışıyor. Ayrıca bankalar için yeni bir taslak düzenleme de hazırlanıyor. Bu düzenleme, kripto işlemlerine yönelik sermaye sınırlarının yanı sıra, risk yönetimi ve rezerv tutma standartlarını da belirleyecek.Chistyukhin, 2026 yılına kadar kripto yatırımlarını kapsayan kapsamlı bir yasanın yürürlüğe girmesini istediklerini açıkladı. Bu yasa ile birlikte, kripto hizmeti sunacak şirketler için lisanslama sistemi kurulacak. Yasanın yürürlüğe girmesinin ardından ilk lisanslı kripto aracı kurumların aynı yılın sonunda faaliyetlerine başlaması bekleniyor.Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina da meslektaşının çağrısını destekleyerek, ilgili yasa tasarısının yakında Devlet Duması’na sunulacağını belirtti. Nabiullina, “Kripto yatırımlarının tüm yönlerini düzenleyecek bir yasanın 2026’da kabul edilmesini umuyoruz,” dedi.

ABD Senatosu’nda DeFi Tasarısı Krizi: Belge Sızıntısı Kripto Sektörünü Ayağa Kaldırdı
ABD Senatosu’nda kripto para düzenlemeleri üzerine süregelen tartışmalar, Demokratların merkeziyetsiz finans (DeFi) için sunduğu yeni yasa taslağıyla yeniden alevlendi. Basına sızan belgeler, Demokratların DeFi’yi “daha sıkı denetime tabi tutma” planını ortaya koyarken, sektör temsilcileri tasarının “fiilen DeFi’yi yasaklayacağı” uyarısında bulundu.DeFi platformlarından elde edilen gelir ABD’de gündeme geldiPolitico’nun haberine göre, söz konusu öneri; bir DeFi platformunun ön yüzünden (front-end) gelir elde eden tüm kişi ve kuruluşların Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ya da Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu’na (CFTC) broker olarak kaydolmasını zorunlu kılacak. Tasarı, DeFi arayüzleriyle birlikte cüzdan geliştiricilerini, oracle operatörlerini ve hatta düğüm doğrulayıcılarını (node operator) bile düzenleme kapsamına alabilecek kadar geniş tanımlar içeriyor. Bazı büyük DeFi coinleri şu şekilde: Blockchain Association CEO’su Summer Mersinger, bu önerinin ABD’de “merkeziyetsiz finansın, cüzdan geliştirme faaliyetlerinin ve yenilikçi uygulamaların fiilen yasaklanması” anlamına geleceğini söyledi. Mersinger’a göre, “bu dil uygulanabilir olmaktan çok uzak” ve sonuçta “sorumlu geliştiricileri yurtdışına iteceği” için inovasyonun merkezinin ABD dışına kaymasına yol açabilir.Demokratların karşı teklifine göre Hazine Bakanlığı, “çok riskli” olarak değerlendirilen DeFi protokollerini içeren bir “kısıtlı liste” oluşturabilecek. Bu listeye alınan protokoller ABD vatandaşlarının erişimine kapatılacak; bu protokoller üzerinden düzenli gelir elde eden kullanıcılar ise cezai yaptırımlarla karşılaşabilecek. Ayrıca, Know Your Customer (KYC) kuralları, DeFi uygulamalarının ön yüzleri ve hatta non-custodial cüzdanlar için bile zorunlu hale getirilecek.Cumhuriyetçi kanat, bu karşı teklifin “yasama metni bile olmayan, karmaşık ve kötü niyetli bir politika önerisi” olduğunu belirterek müzakereleri askıya aldı. Senato Bankacılık Komitesi’nin Cumhuriyetçi direktörü Catherine Fuchs, yapılan açıklamada “üzerinde mutabakata varılmış bir tarih belirlenene kadar görüşmelerin durdurulduğunu” bildirdi.Kripto sektöründen tepki geldiKripto sektörünün önde gelen isimleri de bu gelişmeye sert tepki gösterdi. Coinbase CEO’su Brian Armstrong, öneriyi “kötü bir plan” olarak nitelendirerek, “ABD’nin kripto finansında lider olmasını engeller, inovasyonu yıllarca geriye götürür” dedi. Uniswap kurucusu Hayden Adams ise bu tür bir yasanın “DeFi’yi ABD’de öldüreceğini” savundu. Variant’ın hukuk direktörü Jake Chervinsky ise taslağı “benzeri görülmemiş, anayasaya aykırı bir hükümet müdahalesi” olarak değerlendirdi. Uzmanlara göre, bu önerinin yürürlüğe girmesi durumunda ABD merkezli DeFi likiditesi ciddi ölçüde azalabilir. Newhedge verilerine göre, ABD borsaları halihazırda küresel kripto işlem hacminin yalnızca %10’unu oluşturuyor. Bu tür düzenlemeler, likiditenin tamamen denetimsiz bölgelere kaymasına ve Amerikan piyasasının rekabet gücünü kaybetmesine neden olabilir.Senato’da yürütülen iki partili müzakereler zaten kırılgan bir dengede ilerliyordu. Eylül ayında yayımlanan “Responsible Financial Innovation Act” taslağı, spot kripto piyasalarının gözetimini CFTC’ye devretmeyi, SEC’in yetkisini sınırlamayı ve DeFi geliştiricilerine hukuki koruma sağlamayı amaçlıyordu. Ancak Demokratların yeni önerisi, bu uzlaşma zeminini tamamen sarsmış görünüyor.Demokrat Senatör Ruben Gallego, partisinin “çalışmaya hazır olduğunu” söylese de, Cumhuriyetçiler bu yaklaşımı “siyasi manevra” olarak değerlendiriyor. Şimdilik kripto düzenlemeleri üzerindeki iki partili iş birliği donma noktasına gelirken, sektördeki genel hava karamsar. Eğer taraflar yıl sonuna kadar ortak bir yasa metni üzerinde anlaşamazsa, ABD kripto mevzuatında uzun süreli bir belirsizlik dönemi daha yaşanacak gibi görünüyor.

ABD Hazine Bakanlığı, Şirketlerin Kripto Vergi Kurallarını Gevşetmeye Hazırlanıyor
Kripto gazetecisi Eleanor Terrett’e göre ABD Hazine Bakanlığı, uzun süredir tartışma yaratan kurumsal kripto vergi düzenlemelerinde önemli bir değişikliğe gitmeye hazırlanıyor. Biden döneminde yürürlüğe giren Kurumsal Alternatif Asgari Vergi (Corporate Alternative Minimum Tax - CAMT) kapsamında, büyük şirketlerin finansal tablo gelirleri üzerinden en az %15 oranında vergi ödemesi şart koşulmuştu. Ancak mevcut muhasebe standartları, özellikle Bitcoin gibi dijital varlıkların değerlemesinde şirketleri zor durumda bırakıyordu.Finansal Muhasebe Standartları Kurulu (FASB), kripto varlıkların “gerçeğe uygun değer” yöntemiyle muhasebeleştirilmesini şart koşuyor. Bu, şirketlerin ellerindeki Bitcoin’in piyasa fiyatındaki dalgalanmaları, satılmamış olsa bile, bilançolarına kâr veya zarar olarak yansıtması gerektiği anlamına geliyor. Dolayısıyla, örneğin hisse senetlerinde gerçekleşmemiş kazançlar vergiden muaf tutulurken, Bitcoin kazançlarının vergiye tabi olması gündeme gelmişti. Bu durum, yaklaşık 73 milyar dolarlık Bitcoin rezervine sahip Michael Saylor’un şirketi Strategy başta olmak üzere pek çok kurumsal yatırımcı için milyarlarca dolarlık ek vergi yükü yaratabilirdi. En büyük Bitcoin rezervlerini tutan şirketler. Sektörün önde gelen şirketleri Coinbase ve Strategy, bu düzenlemeye karşı ortak bir tutum sergiledi. Mayıs ayında Hazine’ye gönderilen ortak mektupta, dijital varlıkların geleneksel menkul kıymetlerden farklı muamele görmesinin adaletsiz olduğu belirtildi. Mektupta ayrıca, gerçekleşmemiş kârların vergilendirilmesinin şirketleri yalnızca vergi ödemek için Bitcoin satmaya zorlayabileceği, bunun da hem piyasada satış baskısı yaratacağı hem de ABD’li şirketleri uluslararası rekabette dezavantajlı konuma düşüreceği vurgulandı. Hatta bazı uzmanlar, “var olmayan gelirin” vergilendirilmesinin anayasal açıdan sorun teşkil edebileceğine dikkat çekti.Konu son aylarda ABD Kongresi ve Trump yönetiminin dijital varlık vergilendirmesine yönelik attığı adımlarla birlikte daha da gündeme geldi. Senato Finans Komitesi’nin bugün gerçekleştireceği oturumda da kripto vergilendirmesi masaya yatırılacak. Bu gelişmeler, Hazine Bakanlığı’nın tartışmalı düzenlemeyi yumuşatmaya yönelmesinde etkili oldu.Kurumsal yatırımcılar için büyük rahatlıkBeklenen değişiklik, kurumsal kripto yatırımcıları için büyük bir rahatlama anlamına geliyor. Özellikle bilançolarında büyük miktarda Bitcoin tutan halka açık şirketler, bu sayede satış baskısı olmadan varlıklarını uzun vadeli stratejilerine uygun şekilde yönetebilecek. Uzmanlar, ABD’nin bu adımla birlikte kriptoyu finansal sisteme daha adil biçimde entegre etmeye çalıştığını, ancak nihai kararların piyasalar üzerindeki etkisinin önümüzdeki aylarda netleşeceğini belirtiyor.

SEC’ten Kriptoya Yeşil Işık: Eyalet Tröstleri Saklama Yetkisi Aldı
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), dijital varlıklar için büyük önem taşıyan bir karar aldı. Kurum, yayımladığı “no-action letter” ile yatırım danışmanlarının eyalet tarafından yetkilendirilmiş tröst şirketlerini “nitelikli saklama kurumu” (qualified custodian) olarak kullanabileceğini açıkladı. Bu karar, Bitcoin ve Ethereum gibi kripto varlıkların kurumsal yatırımcılar tarafından daha güvenli ve yasal çerçevede saklanmasının önünü açıyor. Uzun süreli belirsizliğe çözümYıllardır yatırım danışmanları için en büyük sorunlardan biri, dijital varlıkların hangi kurumlarda saklanabileceği konusundaki belirsizlikti. Geleneksel düzenlemelerde yalnızca federal düzeydeki büyük bankalar ve bazı dev kurumlar saklama yetkisine sahip kabul ediliyordu. SEC’in yeni yaklaşımı ise eyalet düzeyinde lisans almış tröst şirketlerinin, sıkı denetim ve güvenlik şartlarını yerine getirdikleri sürece, aynı şekilde saklama hizmeti sunabilmesine olanak tanıyor.Bu adım, 1940 tarihli Yatırım Danışmanları Yasası kapsamındaki danışmanların, nakit ve menkul kıymetlerde olduğu gibi kripto varlıkları da düzenlenmiş koşullar altında saklayabilmesine imkân tanıyor. Ancak şirketlerin, soğuk cüzdan depolama, bağımsız denetim, siber güvenlik önlemleri ve müşteri varlıklarının şirket fonlarından ayrıştırılması gibi katı şartlara uyması gerekiyor.Sektörden ilk tepkilerBloomberg Intelligence analisti James Seyffart, kararı “dijital varlık alanı için beklenen netliğin textbook örneği” olarak nitelendirdi. Seyffart’a göre, sektör uzun süredir bu tanımanın gerçekleşmesini talep ediyordu. ABD’de geçtiğimiz yıllarda “Operation Choke Point 2.0” olarak adlandırılan süreçte bankalara kripto şirketlerine hizmetlerini sınırlandırmaları yönünde dolaylı baskılar uygulanmıştı. Bu yeni karar ise regülatörlerin yaklaşımında bir yumuşama olduğunu ve kriptoyu finansal sisteme daha yapılandırılmış yollarla dahil etme niyetini gösteriyor.Wyoming gibi bazı eyaletler zaten yıllar önce kripto varlıklar için benzer düzenlemelere öncülük etmişti. Senatör Cynthia Lummis, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda SEC’in bu adımını olumlu karşıladığını belirterek, “Wyoming 2020’de dijital varlık denetimi konusunda öncü oldu. Bugün gelinen noktada SEC’in bu yaklaşımı tanıması sevindirici” dedi.Bitcoin ve Ethereum için yeni fırsatKarar, kurumsal yatırımcıların kripto paralara erişimini kolaylaştırabilir. Özellikle Bitcoin’in “dijital altın” olarak konumlanması, bu gelişmeyle daha da güçleniyor. Altının zaten regüle edilmiş fonlarda standart bir varlık sınıfı olduğu düşünüldüğünde, Bitcoin ve Ethereum’un da benzer şekilde portföylere girmesi daha yakın görünüyor.Kurumlar açısından en büyük engellerden biri olan “saklama belirsizliği” ortadan kalktığında, yatırım fonlarının ve danışmanların Bitcoin ve Ethereum’a daha rahat şekilde yatırım yapması bekleniyor. Bu da uzun vadede ETF onaylarının hızlanmasına, kurumsal stratejilerin çeşitlenmesine ve piyasalarda güvenin artmasına katkı sağlayabilir.SEC, yayımlanan mektubun resmi bir yasa değişikliği olmadığını, yalnızca kurumun mevcut “uygulama pozisyonunu” yansıttığını vurguladı. Dolayısıyla ileride koşullar değişirse kararın gözden geçirilmesi mümkün. Yatırım danışmanlarının, müşterilerine riskleri açıklaması ve saklama şirketinin yetkilendirilmiş durumda olduğunu her yıl teyit etmesi gerekiyor.

MASAK’a Kripto Para Hesaplarını Dondurma Yetkisi Geliyor
Türkiye’de kripto para piyasasını yakından ilgilendiren yeni bir düzenleme hazırlığı gündemde. Bloomberg’in haberine göre hükümet, Mali Suçları Araştırma Kurulu’na (MASAK) banka ve kripto hesaplarını dondurma yetkisi verecek bir yasa taslağı üzerinde çalışıyor. Tasarı, kara para aklama ve mali suçlarla mücadeleyi güçlendirmeyi hedeflerken, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası finansal standartlarla uyumunu sürdürmeyi amaçlıyor.MASAK, kripto para borsalarındaki hesaplara yönelik yetkiye sahip olacakTaslağa göre MASAK, yalnızca bankalarla sınırlı kalmayacak; elektronik para kuruluşları, ödeme sistemleri ve kripto para borsalarında da şüpheli görülen hesapları kapatma, işlem limitleri koyma veya kripto cüzdanlarını kara listeye alma yetkisine sahip olacak. Böylece kurul, şüpheli fon hareketlerini anlık olarak durdurabilecek ve yasa dışı faaliyetlerin finansmanını engelleme konusunda daha etkin bir rol üstlenecek.Düzenlemenin odaklandığı alanlardan biri de son dönemde artış gösteren “kiralık hesap” uygulaması. Bu yöntemde suç örgütleri, bireylere ödeme yaparak onların banka veya kripto hesaplarını yasa dışı bahis ve dolandırıcılık gibi faaliyetlerde kullanıyor. Yeni yasa sayesinde bu tür hesapların hızlıca tespit edilip kapatılması hedefleniyor.Türkiye’nin üyesi olduğu Mali Eylem Görev Gücü (FATF), Haziran 2024’te ülkeyi gri listeden çıkarmıştı. Yeni tasarı, bu çerçevede uluslararası uyumun devamını sağlamaya yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın ayrıca, kripto borsalarının kullanıcı işlemleri hakkında daha ayrıntılı bilgi toplamasını zorunlu kılacak ve stablecoin transferlerine kısıtlama getirecek düzenlemeler üzerinde çalıştığı da aktarılıyor.Kripto piyasası açısından bakıldığında, bu gelişmeler daha sıkı denetim ve uyum yükümlülükleri anlamına geliyor. Türkiye’de halihazırda milyonlarca kişi kripto varlıklarla işlem yapıyor. Chainalysis tarafından yayımlanan Küresel Kripto Benimseme Endeksi’ne göre Türkiye, dünya genelinde 14. sırada yer alıyor. Özellikle Türk lirasının 2018’den bu yana süregelen değer kaybı, vatandaşları alternatif yatırım ve tasarruf araçlarına yönlendirdi. Dolar sabitli stablecoin’ler ve Bitcoin, birçok yatırımcı için değer saklama aracı haline geldi.Liranın değer kaybını gözler önüne sermek için rakamlar çarpıcı. 2020 yılında bir Bitcoin yaklaşık 100 bin TL seviyesindeyken, bugün bu rakam 4,6 milyon TL’nin üzerine çıktı. Bu durum hem Bitcoin’in küresel ölçekte yaşadığı değer artışını hem de liranın yıllar içindeki sert düşüşünü açıkça gösteriyor.Sonuç olarak, hazırlanmakta olan yasa Türkiye’de kripto ekosistemine yeni kurallar getirecek gibi görünüyor. MASAK’ın yetkilerinin genişletilmesi, kara para aklama ve yasa dışı finansal faaliyetlere karşı devletin elini güçlendirirken, yatırımcılar açısından daha katı bir denetim ortamı yaratabilir. Kripto benimsenmesi hızla artmaya devam etse de, bundan sonraki süreçte kullanıcıların daha sıkı regülasyonlara uyum sağlaması gerekecek.

Bitcoin, Ethereum ve Solana Alacağını Duyuran Şirkete SEC Freni
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), QMMM Holdings hisselerinde yaşanan olağanüstü fiyat hareketlerinin ardından 29 Eylül itibarıyla işlemleri geçici olarak durdurdu. Hong Kong merkezli şirketin 100 milyon dolarlık kripto para hazinesi oluşturacağını açıklaması, hisse fiyatında adeta patlamaya yol açtı; kısa sürede yüzde 1.000’in üzerinde değer kazanan hisseler, düzenleyicilerin radarına takıldı.QMMM, SEC’in radarına takıldı: “Şüpheli piyasa faaliyeti” uyarısıQMMM, Nasdaq’ta Cayman Adaları merkezli bir holding yapısıyla işlem görüyor. Şirketin Bitcoin, Ethereum ve Solana’ya büyük çaplı yatırım yapacağını duyurması, bireysel yatırımcılar arasında yoğun talep yarattı. Analistlere göre bu gelişme, geleneksel şirketlerin kripto paralara yönelmesinin piyasada nasıl sert dalgalanmalara neden olabileceğini bir kez daha gösteriyor.SEC yaptığı resmi açıklamada, QMMM hisselerinin 10 Ekim’e kadar işleme kapatıldığını bildirdi. Kurum, sosyal medya üzerinden “kimliği belirsiz kişilerce” yapılan yönlendirmelerin hisse hacmini ve fiyatını olağan dışı şekilde şişirdiğini, bunun da yapay talep yaratma ihtimalini güçlendirdiğini belirtti. QMMM’nin hisseleri Eylül ayı başında 12 doların altındayken, ayın son haftasında 200 dolara kadar fırladı. Uzmanlar, bu tablonun “pump and dump” adı verilen manipülasyon taktiklerini çağrıştırdığını söylüyor. SEC ve ABD’nin diğer finansal denetim kurumları (özellikle Finra), son dönemde benzer durumların arttığını, kripto varlık açıklamaları öncesinde bazı şirket hisselerinde olağan dışı işlemler gözlendiğini ifade ediyor.Yatırımcılar tedirgin, şirket sessizQMMM’den henüz resmi bir açıklama gelmiş değil. Şirketin bu yılın başlarında dijital reklamcılık alanından çıkarak kripto varlıklara yönelmesi, stratejik bir dönüşümün ilk adımı olarak yorumlanmıştı. Ancak işlem durdurma kararının ardından yatırımcılar arasında belirsizlik hakim.Piyasa analistleri, bu tür gelişmelerin kurumsal kripto hazinesi trendine geçici bir fren olabileceğini dile getiriyor. Orta ölçekli şirketlerin kripto paralara yönelmesi, kısa sürede ciddi bireysel alım dalgaları yaratıyor; ancak bu durum aynı zamanda düzenleyicilerin incelemesini hızlandırıyor.Kurumsal kripto benimsemesi yükselişteTüm bu olumsuz tabloya rağmen, kurumsal kripto adaptasyonu büyümeye devam ediyor. Güncel verilere göre, dünya genelinde halka açık yaklaşık 200 şirketin bilançosunda 112 milyar doları aşkın dijital varlık bulunuyor. Bu şirketlerin Bitcoin rezervleri 1 milyon BTC’yi aşarak toplam arzın yüzde 4,7’sini oluşturuyor. Ethereum ve Solana gibi altcoinlerde de şirketlerin toplam varlığı 10 milyar doları geçti. Analistler, QMMM örneğinin kısa vadede belirsizlik yaratsa da uzun vadede şirket hazinelerinde kripto para kullanımının artacağı görüşünde birleşiyor. Bitcoin ve Ethereum’un yanı sıra Solana gibi alternatiflerin de kurumsal portföylerde daha fazla yer bulması bekleniyor.SEC’in QMMM’ye getirdiği geçici işlem yasağı, piyasalarda dalgalanmaya yol açsa da, kurumsal ilginin ivme kaybetmeyeceği öngörülüyor. Önümüzdeki dönemde düzenleyici denetimin sıkılaşmasıyla birlikte, şirketlerin kripto yatırımlarını daha şeffaf ve kontrollü biçimde yürütmeleri zorunlu hale gelebilir.

CFTC’den Tarihi Adım: Stablecoinler Artık Teminat Olarak Kullanılabilir
ABD’nin türev piyasalarındaki en önemli düzenleyici kurumu olan Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu (CFTC), stablecoin’lerin tokenleştirilmiş teminat olarak kullanılmasına yönelik yeni bir girişim başlattı.CFTC’den stablecoinler için kritik kararKurulun geçici başkanı Caroline Pham, uzun süredir stablecoin’lerin teminat yönetiminde “katil uygulama” olabileceğini savunuyordu. Pham, yaptığı açıklamada sektörle yakın iş birliği içinde çalışacaklarını ve stablecoin gibi tokenleştirilmiş varlıkların teminat olarak kullanımını mümkün kılacak politikaları geliştirmek istediklerini belirtti.Pham, geçtiğimiz yıl da benzer bir düzenleyici “sandbox” fikrini ortaya atmış ve stablecoin destekli tokenizasyonun pilot programlarla denenmesini savunmuştu. Şimdi ise, Başkan Donald Trump’ın aday gösterdiği Brian Quintenz’in onay sürecinin uzaması ve çeşitli çekişmelerle sekteye uğraması nedeniyle, Pham geçici başkan sıfatıyla inisiyatifi eline aldı.Stablecoin’ler, geçtiğimiz yaz kabul edilen ve ABD’de stablecoin piyasasını düzenleyen ilk kapsamlı yasa olan GENIUS Act kapsamına alınmış durumda. Dolar bazlı bu dijital varlıklar, kripto piyasalarında likiditenin belkemiğini oluştururken, akıllı sözleşmelere dayalı finansal işlemler için de kritik bir rol üstleniyor. CFTC’nin son açıklamasında Circle, Coinbase ve Ripple yöneticilerinden de destek mesajları paylaşıldı.Yeni girişim kapsamında kurum, piyasa oyuncularından yazılı görüş toplamaya başladı. Katılımcıların 20 Ekim’e kadar görüşlerini iletmeleri gerekiyor. CFTC’nin Global Markets Advisory Committee (GMAC) tarafından geçen yıl yayımlanan tavsiye raporunda da, dağıtık defter teknolojisi üzerinden nakit dışı teminat kullanımının genişletilmesi önerilmişti.Tokenleştirilmiş teminatın türev sözleşmelerinde kullanılması, piyasa uzmanlarına göre önemli avantajlar sağlayabilir. Ripple Stablecoin Başkan Yardımcısı Jack McDonald, bu yaklaşımın verimlilik ve şeffaflığı artırabileceğini, teminatın türev sözleşmelerde risk yönetimini daha güvenilir hale getireceğini savundu. Teminat, vadeli işlemler veya swap sözleşmelerinde tarafların yükümlülüklerini güvence altına almak için kritik öneme sahip.CFTC’nin bu adımı, ABD’de sermaye piyasalarının modernize edilmesi yönünde atılmış önemli bir hamle olarak değerlendiriliyor. Özellikle de Başkan’ın Çalışma Grubu’nun (President’s Working Group) geçtiğimiz yıl yayımladığı raporda, tokenleştirilmiş nakit dışı teminatın düzenleyici marj sistemine dahil edilmesi çağrısı yapılmıştı.Caroline Pham, bu girişimlerin ABD ekonomisinde yeni bir büyüme dalgası yaratabileceğini düşünüyor. Pham’a göre, piyasalar tokenleştirilmiş teminat sayesinde sermayeyi daha etkin kullanabilecek ve ekonomik büyümeyi destekleyecek. Ayrıca, “Kamuoyu konuştu: tokenleştirilmiş piyasalar burada ve geleceği temsil ediyor,” ifadeleriyle, sektörün bu dönüşüme hazır olduğunu vurguladı. En büyük stablecoinleri aşağıdaki tabloda görebilirsiniz:

Beyaz Saray Kripto Konseyi, Düzenleme Paketi İçin Tarih Verdi
Beyaz Saray Kripto Varlıklar Danışma Konseyi İcra Direktörü Patrick Witt, ABD’de kripto piyasası yapısına ilişkin kapsamlı düzenleme paketinin 2025 bitmeden yasalaşmasını beklediğini açıkladı. Witt, düzenlemenin Başkan Donald Trump’ın masasına en kısa sürede ulaşması için Temsilciler Meclisi ve Senato ile koordineli çalıştıklarını söyledi.Kore Blockchain Week 2025’in Impact konferansında konuşan Witt, “Süreci tıkayan noktaları açıyoruz, gerektiğinde hakemlik yapıyoruz, sürece saygı duyuyoruz. Yıl sonuna kadar bitireceğimiz konusunda iyimseriz,” dedi. Witt’e göre amaç, net bir çerçeve oluşturularak kripto şirketlerinin yeniden ABD’ye çekilmesi ve sektörün ülke içinde gelişmesinin sağlanması.Yasal çerçeve netleşiyor“Kripto market structure bill” olarak adlandırılan düzenleme paketi, farklı aşamalarda hazırlanan birkaç yasa tasarısının birleşmesiyle oluşturuluyor. Öne çıkanlardan biri, Temmuz ayında Temsilciler Meclisi’nden iki partili destekle geçen Cumhuriyetçiler öncülüğündeki CLARITY Act. Bu ayın başında Senato Cumhuriyetçileri de Responsible Financial Innovation Act adlı bir başka tasarıyı sundu.Bu girişimlerin temel amacı, dijital varlıklar için kapsamlı bir düzenleme çerçevesi inşa etmek. En kritik başlıklardan biri ise kripto varlıkların düzenlenmesinde hangi kurumun yetkili olacağı. Tasarılar, Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ile Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu (CFTC) arasındaki yetki paylaşımını netleştirmeyi hedefliyor.Yasal hareketlilik, yılın ilk yarısında kabul edilen GENIUS Act’in üzerine inşa ediliyor. Bu yasa, özellikle stablecoin’lere yönelik temel kuralları belirleyerek sektör için mihenk taşı niteliğinde bir adım atmıştı.“ABD kriptoya açık”Witt, Beyaz Saray’ın dijital varlık şirketlerini ülkeye geri kazandırmak istediğini de vurguladı: “ABD iş dünyasına açık, kriptoda tam hız ilerliyoruz. Önceki yönetimin attığı adımlarla yurtdışına çıkan şirketleri yeniden ülke içine çekmeye çalışıyoruz.”Beyaz Saray Kripto Konseyi’nin, sektörde faaliyet gösteren şirketler için her an ulaşılabilir olduğunu belirten Witt, “Bizim doğru ve olumlu kararlar alabilmemiz için yenilikçilerle doğrudan temas kurmamız çok önemli. Onlarla görüştüğümüzde sahadaki gerçek durumu daha net görebiliyoruz,” dedi.Konsey’in başkan yardımcısı Harry Jung ise benzer bir şekilde, girişimcilerle kurulacak temasların regülasyon sürecini hızlandıracağına dikkat çekti.ABD’nin, kripto varlıklar için uzun süredir beklenen yasal çerçeveyi oluşturması, küresel piyasalar için yol gösterici olabilir. Yıl sonuna kadar geçmesi beklenen düzenlemeler, sektör için kritik bir dönüm noktası olarak görülüyor.

SEC’den Kripto ETF’leri İçin Yeni Kural: Süre 75 Güne İndi
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), kripto borsada işlem gören fonların (ETF) listeleme sürecini kökten hızlandıran yeni kuralları onayladı. Düzenleyici, Nasdaq, NYSE Arca ve Cboe BZX’in “genel” (generic) listeleme standartlarını kabul ederek spot kripto ve diğer emtia bazlı ETF’lerin tek tek 19b-4 dosyalarıyla aylarca bekletilmeden piyasaya girebilmesinin önünü açtı. Reuters’a göre bu adım, onay süreçlerini azami 240 günden en az 75 güne indiriyor.SEC, Çarşamba günü yayımladığı belgede kararın “30 günlük kamuya açık yorum süresi dolmadan” hızlandırılmış (accelerated) onayla alındığını kaydetti. Kurum, borsaların sunduğu değişikliklerin tanımları netleştirdiğini ve teklifin özünü değiştirmeyen teknik düzeltmeler içerdiğini vurguladı. Yeni çerçeve, borsalara Emtia Bazlı Trust Payları’nı yöneten 14.11(e)(4) kuralına göre belirli kriterleri sağlayan ürünleri “genel standartlarla” listeleme yetkisi veriyor. Bu sayede her ürün için ayrı bir 19b-4 başvurusu zorunluluğu ortadan kalkıyor; en az 75 günde piyasaya açılma imkânı doğuyor. The Block’un aktardığına göre hızlandırılmış onay, bekleyen çok sayıdaki kripto ETF dosyasında süreçleri kayda değer biçimde kısaltacak.Gelişme, Bitcoin ve Ethereum dışındaki varlıklara dayalı ETF’lere kapıyı aralıyor. Reuters, ilk dalgada Solana ve XRP gibi büyük altcoin’lere endeksli ürünlerin gelebileceğini, piyasanın ise Ekim gibi erken bir tarihte yeni lansmanlar görebileceğini belirtiyor. Sektör temsilcileri, kararın “önceden çift başvuru ve uzun bekleme” düzenini rafa kaldırarak ABD’de dijital varlık ürünleri için dönüm noktası yarattığı görüşünde.SEC Başkanı Paul Atkins, onayın “yatırımcı tercihlerini maksimize ettiğini, yeniliği teşvik ettiğini ve ABD’nin güvenilir sermaye piyasalarında dijital varlık ürünlerine erişim bariyerlerini azalttığını” söyledi. Kurum içi muhalefet şerhlerinde ise, spot kripto ETP’lerin borsa kuralları üzerinden hızla yetkilendirilmesinin geçmiş uygulamaya göre daha geniş sonuçlar doğurabileceği notu düşüldü.SEC, aynı gün Grayscale Digital Large Cap Fund’ın borsada işlem görmesi için listeleme ve işlemlere onayı da açıkladı. Fonun bileşimi ağırlıkla Bitcoin (~%80) ve Ethereum (~%11) iken; Solana, Cardano ve XRP tek haneli oranlarla portföyde yer alıyor. Ne değişecek?Yeni model, borsaların önceden tanımlı kriterlere uyan ürünleri “genel standart” kapsamında hızla listelemesine imkân tanıyor. Böylece başvuru-yorum-uzatma döngülerine saplanmış dosyalar yerine, teknik uygunluğu sağlayan ürünler kısa sürede işlem görmeye başlayabilecek. Bu durum, ürün çeşitliliğini artırarak kurumsal ve perakende yatırımcının kripto varlıklara regüle edilmiş kanallardan erişimini genişletebilir; başvuru yapan şirketler tarafında ise maliyet ve zaman baskısını azaltabilir.Riskler ne?Hızın artması, gözetim-paylaşım anlaşmaları, piyasa bütünlüğü ve muhafaza (custody) süreçlerinin uygulamada aksaksız işlemesini gerektiriyor. Hukuki ve operasyonel altyapı oturmadıkça, “çabuk onay–çabuk lansman” hattında itirazlar ve ek açıklama talepleri gündeme gelebilir. Yine de piyasa oyuncuları, mevcut yol haritasının “piyasayı geniş ölçüde açabileceği” görüşünde.

Coinbase’ten Adalet Bakanlığı’na Kripto Düzenlemesi Çağrısı
ABD merkezli kripto borsası Coinbase, kripto şirketlerini olumsuz etkileyen parçalı eyalet düzenlemelerinin önüne geçilmesi için Adalet Bakanlığı’na (DOJ) resmi bir mektup gönderdi. Şirket, federal otoritelerin eyalet düzeyindeki çelişkili adımlara karşı daha güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini savunuyor.Coinbase’in Baş Hukuk Sorumlusu Paul Grewal imzalı mektupta, kripto girişimlerinin “yenilikçi ancak hatalı yorumlanan menkul kıymet yasaları” yüzünden zor durumda kaldığı belirtildi. Grewal, özellikle eyalet bazında getirilen bu uygulamaların hem şirketleri hem de kullanıcıları zarara uğrattığını ifade etti. Oregon davası, kriptolar için gündemdeCoinbase’in bu çıkışının arka planında Oregon eyaletinde açılan dava yer alıyor. Oregon Başsavcısı Dan Rayfield, Nisan ayında Coinbase’e karşı menkul kıymet yasalarını ihlal ettiği gerekçesiyle dava açmıştı. Suçlamalar, borsanın kayıtsız kripto varlıkların satışını teşvik ettiği iddiasına dayanıyor.Oysa bundan sadece birkaç ay önce, Şubat 2025’te Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) Coinbase’e karşı açtığı benzer dava düşürülmüştü. SEC, borsayı kayıt dışı aracı kurum, borsa ve takas kurumu olarak faaliyet göstermekle suçlamıştı. Davanın düşürülmesi Coinbase açısından önemli bir kazanım olarak değerlendirilirken, Oregon’un açtığı yeni dava federal ve eyalet seviyesinde ciddi bir çelişki yarattı.Paul Grewal sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda bu noktaya dikkat çekerek, “Eğer Oregon, federal düzeyde yasal olan bir hizmet için bize dava açabiliyorsa, ortada ciddi bir sorun var demektir,” dedi. Grewal’a göre mevcut düzenleme sistemi yalnızca verimsiz değil; aynı zamanda inovasyonu yavaşlatıyor ve tüketicilerin zararına sonuçlar doğuruyor.Eyalet ve federal otoriteler arasında gerilim varOregon Başsavcısı Rayfield ise farklı bir görüşte. Ona göre federal düzenleyiciler, yeni yönetimle birlikte önemli davalardan geri adım atıyor ve bu boşluğu eyaletlerin doldurması gerekiyor. Rayfield, “Federal kurumlar vazgeçiyorsa, eyaletler devreye girmeli,” açıklamasını yapmıştı.Bu açıklama, Washington’daki siyasi atmosferde de yankı buldu. Kripto düzenlemeleri konusunda Kongre’nin uzun süredir adım atmaması, eyaletlerin daha agresif tavır almasına yol açıyor.Coinbase’ten çözüm önerisiCoinbase, mektubunda Adalet Bakanlığı’na net bir çağrı yaptı: Kongre’nin devreye girmesi ve eyalet yasalarının üzerinde bağlayıcı olacak geniş kapsamlı federal düzenlemelerin çıkarılması gerekiyor. Şirket, şu anda gündemde olan CLARITY Act ve 2025 Sorumlu Finansal Yenilik Yasası gibi girişimlerin bu sorunu çözmek için önemli fırsatlar sunduğunu belirtti.Bu süreçte Coinbase yalnızca savunmada kalmadı; şirket, Oregon’da açılan davayı federal mahkemeye taşıdı ve ayrıca eyalet valisi Tina Kotek’e karşı da ayrı bir dava açtı. Amaç, düzenleyici belirsizliklerin netleşmesi ve eyalet-federal çelişkilerin yargı yoluyla çözülmesi.

Londra’da Kritik Zirve: Kripto İçin ABD-İngiltere İş Birliği Masada
ABD ve Birleşik Krallık, kripto para düzenlemelerinde tarihi bir iş birliğine hazırlanıyor. Londra’da gerçekleşen üst düzey bir toplantıda, İngiltere Maliye Bakanı Rachel Reeves ve ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ortak bir düzenleme çerçevesi oluşturma fikrini masaya yatırdı. Görüşmenin gündeme düşmesi, küresel dijital finansın geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.Financial Times’ın aktardığına göre, bu çerçeve hem kripto varlıkların benimsenme sürecini hızlandırabilir hem de kurumsal yatırımcıların güvenini pekiştirebilir. Ayrıca, ABD ve İngiltere’nin uluslararası politika için bir yol haritası sunarak küresel standartların belirlenmesinde lider rol üstlenmesine kapı aralayabilir. Resmî detaylar henüz açıklanmasa da beklentiler büyük.Toplantıya birçok finans devi katıldıToplantıya yalnızca düzenleyiciler değil, aynı zamanda hem geleneksel hem de dijital finansın önde gelen oyuncuları da katıldı. Bank of America, Barclays, Citi gibi bankaların yanı sıra Coinbase, Circle ve Ripple da masadaydı. Bu tablo, kripto dünyasının artık finansın merkezinde yer aldığını bir kez daha ortaya koydu. Ripple’ın İngiltere ve Avrupa Direktörü Cassie Craddock, iş birliğinin “uluslararası iş birliği için bir şablon” olabileceğini belirterek, bu adımın iki ekonomi için blockchain’in tüm potansiyelini açığa çıkarabileceğini vurguladı.İngiltere, uzun süredir kendisini dijital varlıkların küresel merkezi haline getirmeyi hedefliyor. Geleneksel finansın güçlü merkezlerinden biri olan Londra’nın ABD ile daha yakın çalışması, Avrupa Birliği ve Asya’nın hızla ilerleyen düzenleme girişimleri karşısında ülkeye avantaj sağlayabilir. Kripto sektörünün temsilcileri de geçtiğimiz hafta İngiltere hükümetine, ABD-İngiltere Teknoloji Köprüsü girişimine stablecoinler ve tokenizasyonun dahil edilmesi çağrısında bulunmuştu. Bu köprü halihazırda yapay zeka, siber güvenlik ve kuantum bilişim alanlarını kapsıyor. Dijital finansın dışında bırakılması, İngiltere’yi rekabette geriye düşürebilir.Özellikle stablecoinlerin dahil edilmesi, küresel benimsenme sürecinde kritik bir adım olarak görülüyor. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) üyesi Hester Peirce, iki ülke arasında “sınır ötesi bir sandbox” oluşturulabileceğini öne sürmüştü. Böylece firmalar belirli bir süre boyunca ortak gözetim altında faaliyet gösterebilir, bu da hem şirketlere netlik sağlar hem de düzenleyici engelleri azaltır.Kamuoyu da kripto paralara kayıtsız değil. Aviva tarafından yapılan bir ankete göre, yetişkinlerin yüzde 27’si emeklilik fonlarına kripto dahil etmeyi düşünebileceğini söylüyor. Ayrıca her beş kişiden biri, yani yaklaşık 11,6 milyon kişi, hayatında en az bir kez kripto varlıklara yatırım yaptı. Yüksek getiri umudu, risklere rağmen ilgiyi canlı tutuyor.Görüşmenin zamanlaması da dikkat çekici. ABD Başkanı Donald Trump’ın İngiltere ziyareti sırasında yapılan bu temaslar, siyasi desteğin de arkasında olduğunu gösteriyor. Eğer bu iş birliği somutlaşırsa, kripto piyasalarında benimsenme süreci hızlanabilir, kurumsal güven güçlenebilir ve ABD ile İngiltere, blockchain tabanlı finansın geleceğini şekillendiren ülkeler haline gelebilir.

Kripto Düzenlemelerinde Sıcak Gelişme: Demokratların 7 Maddelik Planı
ABD’de uzun süredir tartışılan kripto piyasası düzenlemelerine yönelik önemli bir adım atıldı. 12 Demokrat senatör, 9 Eylül’de yedi başlıktan oluşan kapsamlı bir çerçeve açıkladı. Çalışma, yatırımcı koruması, piyasa şeffaflığı ve düzenleyici kurumlar arasındaki görev paylaşımına odaklanıyor. Demokratların bu hamlesi, Cumhuriyetçilerin Clarity Act tasarısına alternatif niteliğinde görülüyor. Demokratların sunduğu çerçevenin ilk paragrafları. Senatörler, yaklaşık 4 trilyon dolarlık küresel kripto piyasasının belirsizlik içinde kalamayacağını vurguluyor. Çerçeve, CFTC’ye menkul kıymet kapsamına girmeyen tokenlerin spot piyasasında daha fazla yetki verirken, SEC’in de menkul kıymet statüsündeki dijital varlıkları denetlemesini öngörüyor. Ayrıca token şirketleri için açıklama yükümlülükleri, borsalar ve saklama kuruluşları için özel kurallar öne çıkıyor.DeFi ve stablecoin önerileri geldiSenatörler Ruben Gallego, Mark Warner, Kirsten Gillibrand ve Cory Booker’ın da aralarında bulunduğu grup, 4 trilyon dolara yaklaşan küresel kripto piyasasının “düzenleyici boşlukta” kalamayacağını vurguladı.Çerçevenin odağında yatırımcı korumaları, şeffaflık ve manipülasyon karşıtı önlemler var.CFTC’ye, menkul kıymet kapsamına girmeyen tokenlerin spot piyasasında daha fazla yetki verilmesi öngörülüyor.SEC ise menkul kıymet sınıfına giren tokenlerde devrede olacak.Ayrıca token çıkaran şirketler (ihraççılar) için açıklama yükümlülükleri, borsalar ve saklama kuruluşları için özel kurallar, AML ve yaptırımlara uyum gibi konular detaylandırılıyor.Tasarıda öne çıkan başlıklardan biri merkeziyetsiz finans (DeFi). Demokratlar, DeFi alanını kara para aklama ve yaptırım kaçırma açısından riskli gördüklerini belirterek yeni denetim mekanizmaları öneriyor. Ancak bu gözetimin protokol geliştiricilerini kapsayıp kapsamayacağı henüz netleşmiş değil.Stablecoin’lere yönelik düzenlemelerde ise getirilen dikkat çekici madde, ihraççıların doğrudan faiz veya getiri sunmalarının yasaklanması. Bu yaklaşım, Cumhuriyetçilerin daha esnek tutumundan farklılaşıyor. Böylece stablecoin piyasasında daha sıkı bir kontrol hedefleniyor.Etik kurallar ve siyasi boyut gündemdeÇerçevenin en tartışmalı kısmı ise etik düzenlemeler. Demokrat senatörler, görevdeki politikacıların ve ailelerinin kripto projelerinden kazanç sağlamasını yasaklamayı öneriyor. Ayrıca politikacıların dijital varlık varlıklarını şeffaf şekilde beyan etmeleri öngörülüyor.Bu bölümde özellikle ABD Başkanı Donald Trump ve ailesinin kripto girişimleri gündeme getirildi. Demokratlar, bu faaliyetlerin güven erozyonuna yol açtığını savunuyor. Cumhuriyetçiler ise etik kısmına mesafeli yaklaşırken, sürecin hızla tamamlanması gerektiğini vurguluyor.Önümüzdeki süreçte ne olacak?Demokratların önerisi, Temsilciler Meclisi’nde kabul edilen Clarity Act sonrasında Senato gündemine taşındı. İki tasarı da token sınıflandırması ve düzenleyici kurumların yetki alanları konusunda ortak noktalar barındırıyor. Ancak DeFi yaklaşımı, etik kurallar ve yasama sürecinin temposu iki tarafı ayrıştırıyor.Önümüzdeki haftalarda Senato Bankacılık Komitesi’nde taraflar arasında yoğun görüşmeler bekleniyor. Eğer uzlaşma sağlanabilirse, ABD kripto piyasası yıllardır süren düzenleme boşluğunu kapatarak daha net kurallara kavuşabilir.

SEC ve CFTC’den Tarihi Açıklama: Kriptolar İçin 29 Eylül’e Dikkat
ABD’nin iki büyük piyasa düzenleyicisi, Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ile Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu (CFTC), finansal piyasalar için kritik öneme sahip ortak bir bildiri yayımladı. SEC Başkanı Paul S. Atkins ve CFTC’nin geçici başkanı Caroline D. Pham imzasıyla yayımlanan açıklama, özellikle kripto varlıklar ve yeni nesil finansal ürünler için “uyumlu bir düzenleme dönemi” başlatmayı hedefliyor.Düzenleyiciler arası uyum vurgusu yapıldıAçıklamada, menkul kıymet ve emtia türev piyasalarının giderek daha fazla kesiştiği, bu nedenle iki kurumun da birlikte hareket etmesinin zorunlu hale geldiği vurgulandı. Yetkililer, geçmişte koordinasyon eksikliğinin “düzenleyici boşluklar” yarattığını ve yeniliği yavaşlattığını kabul ederek, artık bu dönemin kapandığını duyurdu. Atkins ve Pham, “Bugün yeni bir başlangıç. ABD piyasalarında inovasyonu engelleyen belirsizlikler tarih oldu. SEC ve CFTC bundan sonra adımlarını uyum içinde atacak” ifadelerini kullandı.Kripto varlıklar için net yol haritası çıkacak mı?İki kurumun açıklamasında, spot kripto varlık ürünlerine dair yayımlanan ortak personel bildirisi ilk adım olarak öne çıkarıldı. Bununla birlikte, gelecekte uyumlu düzenleme yapılması planlanan başlıca alanlar şöyle sıralandı:24/7 Piyasalar: Kripto ve döviz gibi halihazırda sürekli işlem gören varlıkların yanı sıra, ABD piyasalarında da işlem saatlerinin genişletilmesi tartışılacak.Tahmin (Event) Kontratları: Özellikle tahmin piyasalarının büyümesi dikkate alınarak, yatırımcıların bu ürünlere erişiminin netleştirilmesi gündemde.Perpetual Kontratlar: Offshore kripto borsalarında popüler olan, vadesiz türev ürünlerin ABD’de de regüle edilmiş şekilde sunulmasının önü açılabilir.Portföy Teminatlandırması: Katılımcıların farklı piyasalarda tuttukları pozisyonların netleştirilmesiyle sermaye verimliliğinin artırılması planlanıyor.DeFi ve İnovasyon İstisnaları: Merkezsiz finans protokolleri için güvenli alanlar (safe harbor) oluşturulması, yeniliğin ABD’de kalması açısından kritik görülüyor.29 Eylül’de ortak yuvarlak masa toplantısı gerçekleşecekSEC ve CFTC, 29 Eylül 2025’te yapılacak bir “uyum ve inovasyon” yuvarlak masa toplantısıyla süreci resmileştirecek. Bu toplantıda hem endüstri temsilcileri hem de kamu otoriteleri, uyumlu düzenlemenin detaylarını masaya yatıracak.Yetkililer, parçalı ve çelişkili düzenlemeler nedeniyle ABD dışına taşınan yenilikçi finansal ürünlerin yeniden ülkeye çekilmesini hedefliyor. Bildiride, “ABD uzun yıllar finansal inovasyonun merkeziydi. Ancak son dönemde ürünler ve girişimler yurtdışına kaydı. Biz bu trendi tersine çevirmekte kararlıyız” denildi.Açıklamanın tonuna bakıldığında, iki kurumun ortak hedefi yalnızca kripto varlık piyasalarını düzenlemek değil; aynı zamanda ABD’nin küresel finansal inovasyondaki liderliğini yeniden pekiştirmek. Düzenleyiciler, yatırımcı koruması ve piyasa bütünlüğünden ödün vermeden daha net, öngörülebilir ve yeniliği teşvik eden bir çerçeve oluşturulacağını işaret ediyor.

Japonya’dan Kriptoya Yeni Düzenleme: ‘Menkul Kıymet’ Denildi, Sıkı Kurallar Yolda
Japonya, kripto varlık piyasasına yönelik yeni ve sıkı bir düzenleme hazırlığında. Ülkenin finansal düzenleyicisi olan Finansal Hizmetler Ajansı (FSA), yayımladığı raporda kripto paraların mevcut Ödeme Hizmetleri Yasası kapsamından çıkarılarak Finansal Araçlar ve Borsalar Yasası (FIEA) çerçevesinde denetlenmesini önerdi. Bu adım, kripto varlıkların daha çok menkul kıymetlerle aynı kategoride değerlendirilmesini ve yatırımcı korumasının güçlendirilmesini hedefliyor.FSA’dan net mesaj: “Kripto sorunları menkul kıymetlerle benzer”Rapor, kripto piyasasında yaşanan problemlerin büyük kısmının aslında menkul kıymet piyasasında da yıllardır karşılaşılan sorunlarla benzerlik gösterdiğine dikkat çekti. Belirsiz “white paper”lar, yanlış veya eksik bilgilendirme, kayıt dışı faaliyetler, dolandırıcılık vakaları, düşük risk toleransı ve borsa güvenlik açıkları FSA’nın öne çıkardığı başlıca problemler oldu.Ajans, bu nedenle FIEA’nın halihazırda sunduğu denetim ve yaptırım mekanizmalarının kriptoya da uygulanmasının uygun olabileceğini belirtti. Ancak bu raporun henüz bağlayıcı olmadığını da not düşelim. Söz konusu belge, FSA sekretaryasının Finansal Sistem Konseyi’ne sunduğu bir fikir taslağı niteliğinde. Son kararı hükümet verecek.Japonya’da kripto yükselişteRapor, Japonya’da kripto varlıkların giderek artan ekonomik önemini de gözler önüne seriyor. Ülkede kripto borsalarında açılan toplam hesap sayısı 12 milyonu aşmış durumda. Kullanıcı mevduatlarının toplam değeri ise 5 trilyon yenin (yaklaşık 33,7 milyar dolar) üzerine çıkmış. Bu rakam, neredeyse her 10 kişiden birinin bir kripto hesabı olduğu anlamına geliyor.Öte yandan Japonya’da yatırımcıların büyük çoğunluğu küçük çaplı işlem yapıyor. Bireysel hesapların %80’inden fazlasında 675 doların altında bakiye bulunuyor. Ayrıca kriptoya yatırım yapanların %70’i orta gelirli kesimden oluşuyor ve %86’sı uzun vadede fiyatların yükseleceği beklentisiyle yatırım yapıyor.Hükümetten destekleyici mesajlarJaponya Maliye Bakanı Katsunobu Kato da geçtiğimiz ay yaptığı açıklamada kripto varlıkların çeşitlendirilmiş portföylerde yer alabileceğini söyleyerek dikkat çekmişti. Kato, volatilitenin yüksek olduğunu kabul etmekle birlikte, doğru düzenlemelerle kripto piyasasının yatırımcılar için güvenli bir alan haline gelebileceğini vurgulamıştı.Yeni kurallar neler getirebilir?Kriptonun FIEA kapsamına alınması durumunda:İhraççılara, tıpkı menkul kıymetlerde olduğu gibi, halka arz ve ikincil piyasa işlemlerinde ayrıntılı bilgi açıklama yükümlülüğü gelecek.Aracı kurumlar ve broker’ler daha sıkı bir lisans ve denetim sistemine tabi tutulacak.Haksız işlem ve manipülasyonlara karşı sert önlemler uygulanacak.Kayıt dışı faaliyetlere karşı mahkemeden hızlı tedbir ve ihtiyati tedbir kararları çıkarılabilecek.
