Haberler
Altcoin Haberleri
Altcoin ile ilgili tüm makale ve haberlere göz atın. Altcoin hakkında en son haberler, analizler ve görüşler.
SOL Teknik AnaliziSolana uzun süredir içinde hareket ettiği geniş yükselen kanal yapısını koruyor. Kanalın hem alt hem de üst bandı büyük resimde hâlâ geçerliliğini sürdürüyor. Son günlerde ise fiyat kanalın orta bölgesinde yukarı yönlü bir hareket içinde.Fiyat, 167,87$ seviyesindeki yatay desteğini geçtiğimiz günlerde test etti ve buradan güçlü bir tepki aldı. Bu seviye hem yatay destek hem de yükselen trend çizgisiyle kesiştiği için kritik bir alan. Şu an fiyat 183,77$ seviyelerinde ve üst direnç bölgesine doğru hareket ediyor.167$ üzerinde kalıcılık sağlanması durumunda yukarı yönlü hareketin devam etmesi beklenebilir. Bu senaryoda sırasıyla 191,89$, 201,24$ ve ardından 233,18$ bölgeleri hedef olarak takip edilebilir. Kanalın üst bandı ise teknik olarak 300$ seviyesine denk geliyor ve güçlü bir orta vade hedefi oluşturuyor.Olası geri çekilmelerde ilk destek 167,87$ seviyesi olacak. Bu seviyenin altında ise 146,86$ – 140,03$ aralığı kritik destek bölgesi olarak takip edilmeli. Daha derin düzeltmelerde ise 121,00$ – 122,00$ bandı kanal alt sınırına yakın güçlü dip bölgesi konumunda. Yükselen Kanal Yapısı Özet:Fiyat: 183,77$, yükselen kanal yapısı içinde hareket ediyorİlk destek: 167,87$Yukarı yönlü hedefler: 191,89$ → 201,24$ → 233,18$ → 300$Ana trend: Kanal alt ve üst sınırları hâlâ geçerli, yükselen trend korunuyorYatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

JrKripto verilerine göre, kripto para piyasasında bu hafta 40’tan fazla altcoinde token kilit açılışı gerçekleşecek. Bu açılışlar, bazı projelerde milyonlarca dolarlık yeni arzın piyasaya girmesi anlamına gelirken, küçük hacimli projelerde ise sınırlı miktarlarda token serbest bırakılacak. Yatırımcılar açısından hem fırsatlar hem de fiyat baskısı yaratabilecek bu gelişmelere birlikte bakalım.Bazı altcoinlerde büyük kilit açılışı varPiyasa değeri yüksek projelerde yapılacak kilit açılışları genellikle fiyat hareketleri üzerinde daha görünür etkiler yaratabiliyor.WhiteBIT Coin (WBT) – 13 Ağustos: Toplam arzın %20’sine denk gelen 80 milyon WBT, yaklaşık 3,58 milyar dolar değerinde piyasaya sürülecek.Sei (SEI) – 14 Ağustos: Toplam arzın %2,25’i olan 224,86 milyon SEI’in değeri 72,24 milyon dolar.Cronos (CRO) – 16 Ağustos: 1,17 milyar CRO’luk açılış, yaklaşık 189,17 milyon dolar değerinde.ApeCoin (APE) – 16 Ağustos: 15,38 milyon APE, 9,68 milyon dolar tutarında.Cyber (CYBER) – 14 Ağustos: 5,33 milyon CYBER, toplamda 10,34 milyon dolar değerinde.Caldera (ERA) – 15 Ağustos: 13,13 milyon ERA, yaklaşık 14,11 milyon dolar değerinde.Manta Network (MANTA) – 15 Ağustos: 15,68 milyon MANTA, 3,66 milyon dolarlık açılışla geliyor.Fusionist (ACE) – 15 Ağustos: 3,05 milyon ACE, toplamda 1,81 milyon dolar.Orta ölçekli açılışlarBu gruptaki projeler genellikle niş alanlarda faaliyet gösteriyor ve açılış miktarları milyon dolar seviyesinde olsa da piyasa üzerindeki etkileri sınırlı kalabiliyor.Parcl (PRCL) – 16 Ağustos: 14,2 milyon PRCL – yaklaşık 1,4 milyon dolar.Privasea AI (PRAI) – 12 Ağustos: 20,08 milyon PRAI – 592 bin dolar.Chainbase (C) – 12 Ağustos: 11,18 milyon C – 2,95 milyon dolar.RepubliK (RPK) – 12 Ağustos: 39,42 milyon RPK – 21,4 bin dolar.Bubble (BUBBLE) – 12 Ağustos: 296,08 milyon BUBBLE – 155 bin dolar.Turbos Finance (TURBOS) – 14 Ağustos: 106,46 milyon TURBOS – 124,9 bin dolar. Küçük hacimli altcoinler de listedePiyasa değeri düşük ve kilit açılış tutarı sınırlı olan projeler de bu hafta takvimde yer alıyor.Bu kategoride 12–16 Ağustos tarihleri arasında farklı günlerde açılış yapacak projeler şunlar: SWEAT Economy (SWEAT), Games for a Living (GFAL), Chappyz (CHAPZ), VinuChain (VC), Blast Royale (NOOB), RSS3 (RSS3), Finblox (FBX), Superpower Squad (SQUAD), Pencils Protocol (DAPP), DEFY (DEFY), Atem Network (ATEM), Verida (VDA), ZTX (ZTX), IguVerse (IGU), AtPay (ATPAY), Virtual Versions (VV), Vendetta (VDT), Oasys (OAS), Dappad (APPA), GameGPT (DUEL), Boba Network (BOBA), Mar3 AI (MAR3), TRIO (TRIO), Karate Combat (KARATE), Kingdom of Ants (ANTC), FrontFanz (FANX).Bu projelerdeki açılışlar genellikle birkaç bin dolardan birkaç yüz bin dolara kadar değişiyor. Likiditeye katkı sağlasa da fiyat etkisi genellikle sınırlı oluyor.

Kripto para piyasası yeni haftaya güçlü bir başlangıç yaptı. Bitcoin fiyatı son 24 saatte yüzde 3 yükselerek 122.000 doların üzerine çıktı ve tüm zamanların en yüksek seviyesine (ATH) bir adım daha yaklaştı. Daha sonra 121.000 dolar seviyelerine geri çekildi. Öte yandan Ethereum (ETH) ise 4.300 dolara ulaşarak Aralık 2021’den bu yana en yüksek seviyesini gördü. Bu yükselişin ardında hem politika kaynaklı gelişmeler hem de teknik ve makroekonomik etkenler bulunuyor. ABD Başkanı Donald Trump, Çalışma Bakanlığı’na 401(k) emeklilik planlarına kripto paraların, özel sermaye ve diğer alternatif varlıkların eklenmesi olasılığını araştırma talimatı verdi. Analistler, bu adımın milyonlarca ABD’li yatırımcının emeklilik portföylerinde kripto varlıklara yer açabileceğini, bunun da kurumsal talebi ciddi şekilde artırabileceğini belirtiyor. Hatırlanacağı üzere, 2024’te spot Bitcoin ETF’lerinin onaylanması piyasaya büyük likidite getirmişti.Piyasa verilerine göre, geçtiğimiz hafta spot Bitcoin ETF’leri 253 milyon dolar, Ethereum ETF’leri ise 461 milyon dolarlık net giriş gördü. Özellikle Ethereum tarafındaki güçlü girişler, kısa vadede ETH fiyatının 4.878 dolarlık rekor seviyesine yaklaşabileceğine dair beklentileri güçlendiriyor. Kurumsal şirketler de alım tarafında aktif; örneğin SharpLink Gaming’in hafta sonunda 52.800 ETH satın aldığı bildirildi.BTC, geçen hafta 115.000 dolar seviyesinde konsolide olduktan sonra yeniden atağa geçti. Asya bölgesindeki işlem saatlerinde başlayan yükseliş 119.000 doların kırılmasıyla hızlandı ve fiyat kısa sürede 122.000 doların üzerine çıktı. Bu süreçte iki saat içinde 50 milyon dolarlık short pozisyon tasfiye edildi, bu da yükselişi hızlandırdı.On-chain veriler de Bitcoin ağında güçlü aktiviteye işaret ediyor. Analist Ali Martinez’e göre, günlük bazda 364.126 yeni BTC adresi oluşturuldu ve bu, son bir yılın en yüksek seviyesi.Makroekonomik gelişmeler merakla bekleniyorMakroekonomik tarafta ise gözler bu hafta açıklanacak ABD Tüketici Fiyat Endeksi (CPI) ve Üretici Fiyat Endeksi (PPI) verilerinde. Piyasa beklentisi, Temmuz ayında enflasyonun yüzde 0,3 artması yönünde. Ekonomistler, Trump’ın uygulamaya koyduğu tarifelerin özellikle ev eşyaları ve eğlence ürünleri gibi kalemlerde fiyat artışlarını tetiklediğini belirtiyor.Fed’in Eylül toplantısında faiz indirimi olasılığı artarken, Polymarket verileri 50 baz puanlık iki indirim senaryosuna yüzde 40 ihtimal veriyor. Ancak istihdam verilerindeki revizyon sonrası, 75 baz puanlık daha agresif bir indirim beklentisi de yüzde 8’den yüzde 23’e yükseldi.Analistler, tarihsel olarak halving sonrası yıllarda Temmuz ve Ağustos aylarının Bitcoin için pozitif geçtiğini, Eylül’de olası bir geri çekilmenin ardından yılın son çeyreğinde yeni zirvelerin görülebileceğini vurguluyor. Piyasa, bu haftaki enflasyon verilerinin ralliyi destekleyip desteklemeyeceğini yakından takip edecek.

APT Teknik AnaliziAPT grafiğinde düşen kanal yapısı hâlâ aktif. Son sert satış dalgası ile birlikte fiyat kanalın orta bandı altına sarktı ve 4,06$ seviyesindeki yatay destekten tepki aldı. Bu tepkiyle birlikte yeniden kanal içi hareket başladı ve şu an fiyat 4,60$ seviyesinde işlem görüyor.Yukarı yönlü atakların devamı için ilk kritik seviye 4,93$ direnç hattı. Bu bölgenin aşılması, kanal üst bandına doğru (yaklaşık 5,10$ – 5,60$ aralığı) yeni bir deneme getirebilir. Ancak fiyatın bu dirençleri kırması için güçlü hacim desteği şart.Aksi senaryoda fiyat tekrar 4,44$ – 4,06$ destek aralığına çekilebilir. Bu iki bölge APT için kısa vadeli savunma hattı konumunda.Kanalın yukarı yönlü kırılması durumunda, teknik hedef kanal boyu kadar yukarı taşınabilir. Bu da orta vadede 6,18$ → 6,39$ ve ardından 7,10$ seviyelerine kadar uzanan bir potansiyel oluşturur. Ana hedef olarak ise 8,40$ seviyesi hâlâ geçerliliğini koruyor. Düşen Kanal Yapısı Özetle:Fiyat: 4,60$Kısa vadeli dirençler: 4,93$ → 5,10$ → 5,60$Kanal üst bandı: 5,60$Kısa vadeli destekler: 4,44$ → 4,06$Yukarı yönlü kırılım halinde hedefler: 6,18$ → 6,39$ → 7,10$Kanal kırılım hedefi: 8,40$Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

Blockchain dünyası son birkaç yılda inanılmaz bir hızla büyüdü. Artık yalnızca Bitcoin ya da Ethereum gibi devlerden değil, yüzlerce farklı ağdan söz ediyoruz. Her biri kendi kuralları, dili ve teknolojisiyle çalışıyor. Peki bu kadar çok blockchain, tıpkı farklı ülkelerin farklı diller konuşması gibi, birbiriyle nasıl iletişim kuracak? İşte bu noktada devreye Quant giriyor.Farklı ağlar arasında köprü kurma vizyonuyla yola çıkan Quant, gelecekte blockchain teknolojisinin “parçalı ada” görünümünden çıkıp tek ve uyumlu bir ekosisteme dönüşmesini hedefliyor. Bu yazıda, Quant’ın ne olduğundan Overledger teknolojisine, QNT token’ın kullanım alanlarından projenin kurumsal iş birliklerine kadar pek çok detayı adım adım inceleyeceğiz. Hazırsanız Quant rehberimize başlayalım.Quant (QNT), farklı blockchain ağları arasında birlikte çalışabilirliği (interoperability) sağlamaya odaklanan bir blockchain teknolojisi projesi. 2018 yılında Gilbert Verdian tarafından başlatılan Quant Network, blockchainlerin birbirleriyle ve mevcut kurum ağlarıyla kolayca haberleşmesine olanak tanıyan Overledger adında bir işletim sistemi (DLT gateway) geliştirdi. Bu sayede QNT coin nedir ve Quant nedir sorusunun cevabını verebiliriz. Quant; birden fazla blockchaini tek bir çatı altında bağlayan, verilerin ve değerlerin zincirler arasında sorunsuz akışını mümkün kılan yenilikçi bir altyapı. QNT coin ise bu ekosistemin tokenı. Quant Network özellikle finans, sağlık, tedarik zinciri gibi alanlarda farklı sistemlerin entegre çalışmasını hedefleyerek gerçek dünyadaki kurumların blockchain teknolojisini benimsemesini kolaylaştırıyor. Projenin yerel kripto parası olan QNT coin (Quant token) ise bu ekosistemin merkezinde yer alıyor; Overledger platformuna erişim, uygulama geliştirme lisansı ve ağ üzerindeki işlemler için kullanılan bir lisans token’ı işlevi görüyor. Başka bir deyişle, QNT token ne işe yarar sorusuna cevap olarak: Quant ağında ücret ödemek, yetki erişimi sağlamak ve uygulamaların çalışmasını mümkün kılmak için zorunlu olan dijital varlık.Quant’ın Tanımı ve Ortaya ÇıkışıQuant Network’ün temel hedefi, blockchain teknolojilerinin mevcut internet ve kurum sistemleriyle uyumlu çalışabilirliğini (blockchainler arası uyumluluk) sağlamak. Kurucusu Gilbert Verdian, hem İngiltere hem de Avustralya hükümetlerinde çalışırken farklı veritabanları ve sistemler arasında iletişim kopukluğu yaşandığını görmüş ve bunu gidermek için 2015’te blockchain standardizasyon girişimlerine öncülük etmiş. İşte bu vizyon doğrultusunda Quant Network nedir sorusunun cevabı olarak ortaya çıkan Overledger altyapısı, internetteki ağlar arası iletişim eksikliğini giderecek bir “ağların ağı” teknolojisi olarak tanımlanıyor. Overledger nedir? En basit haliyle Overledger, birden fazla blockchain ve dağıtık defter sistemini tek bir çatı altında bağlayan evrensel bir API ağ geçidi. Bu platform, blockchainler ile geleneksel ağlar arasında adeta köprü kurarak farklı protokollerin birlikte çalışmasına imkan tanıyor. Böylece kurumlar, bankalar veya devlet sistemleri, arka plandaki hangi blockchain olursa olsun Overledger üzerinden hepsiyle tek noktadan iletişim kurabiliyor.Projenin temel ürünü olan Overledger, blockchainler ile geleneksel ağlar arasında aracı katman görevini üstlenir. Örneğin bir banka, Overledger sayesinde hem kendi özel defterini hem de Ethereum, Ripple, Bitcoin gibi halka açık blockchainleri aynı anda kullanabilir. Overledger, farklı ağlar arasındaki veri alışverişini standart hale getiren bir API katmanı sunarak geliştiricilere zincir bağımsız uygulamalar yazma olanağı verir. Bu sayede tek bir uygulama (mDApp), aynı anda birden çok blockchainde çalışabilir ve bir zincirdeki işlemleri diğerine güvenli şekilde aktarabilir. Quant ağı ile geliştirilen bu interoperability layer (uyumluluk katmanı) yaklaşımı, günümüzün birbirinden kopuk blockchain ekosistemlerini birleştirip internetin başta vaat ettiği açık ve bağlantılı ağlar vizyonuna katkı sunar.Quant Network’ün ortaya çıkışı, 2018’de gerçekleştirilen bir ICO (Initial Coin Offering) ile oldu. Gilbert Verdian ve ekibi, Nisan 2018’de düzenledikleri token satışıyla 11 milyon doların üzerinde fon toplayarak QNT token’ı piyasaya sürdü. Bu başarıyla beraber şirket, Londra merkezli özel bir yazılım girişimi olarak resmen kuruldu ve kısa sürede dikkat çekti. Overledger platformunun ilk versiyonu 2018 sonunda tanıtıldı ve Aralık 2018 itibarıyla geliştiricilerin kullanımına açıldı. 2019 yılı boyunca ekip, platformun çekirdek özelliklerini test edip geliştirdi; farklı blockchain ağları arasında ilk çoklu zincir uygulamalarını (mApp) çalıştırarak teknolojinin pratikte işe yaradığını gösterdi. Özellikle Bitcoin, Ethereum, Ripple gibi yaygın ağlar arasında yapılan canlı demo, Overledger’ın bu ağlardaki işlemleri okuyup tek uygulamada birleştirebildiğini ortaya koydu. Sonuç olarak Quant’ın doğuşu, blockchain dünyasının o dönemdeki en büyük ihtiyaçlarından biri olan birlikte çalışabilirlik sorununa somut bir çözüm getirme motivasyonundan kaynaklandı. Overledger’ın dört katmanlı teknik mimarisi: Bu yapı sayesinde Overledger, birden çok blockchaini tek bir çatı altında entegre ederek zincirler arası iletişimi sağlar. Overledger’ın teknik yapısı, OSI modeline benzer dört katmandan oluşan yenilikçi bir mimariye sahip. En altta yer alan İşlem Katmanı (Transaction Layer), bağlı blockchainlerin kendi üzerindeki onaylanmış işlemlerini depolar; her bir blockchain için ayrı bir işlem dizisi tutulur. Bunun üstündeki Mesajlaşma Katmanı (Messaging Layer) ise tüm bu farklı zincirlerin işlemlerine ait verileri ve mesajları bir araya getirir; akıllı sözleşme verileri gibi bilgiler bu ortak katmanda toplanır ve paketlenir. Üçüncü katman olan Filtreleme ve Sıralama Katmanı (Filtering & Ordering Layer), mesajlaşma katmanından gelen verileri ilgili uygulamaların ihtiyaçlarına göre filtreler ve sıralar. Örneğin, belirli bir mDApp’in yalnızca belli adreslerden gelen veya belli bir tutarın üzerindeki işlemleri kabul etmesi gibi kurallar burada uygulanır. En üstteki Uygulama Katmanı (Application Layer) ise her bir çoklu zincir uygulamasının çalıştığı alan; bu katmanda her mDApp kendi izole ortamında çalışır ve diğer uygulamalarla mesajlaşma katmanı aracılığıyla iletişim kurar. Overledger’ın bu katmanlı yapısı, farklı blockchainler arasında veri ve işlem iletimini güvenli ve uyumlu hale getirir. Bir blockchainde gerçekleşen olaylar, bu katmanlar sayesinde başka bir zincirde anlamlandırılıp kullanılabilir hale gelir; böylece zincirler arası uyumluluk teknik olarak mümkün olur.Quant Network’ün hedeflediği birlikte çalışabilirlik vizyonu, sadece teknik bir merak değil; gerçek dünyadaki büyük sorunlara çözüm getirmeyi amaçlayan bir yaklaşım. Örneğin günümüzde bir bankanın kendi özel veritabanı ile halka açık bir blockchaini aynı anda verimli kullanması oldukça zor. Quant’ın Overledger’ı ise bankaların mevcut sistemlerine minimum değişiklikle blockchain entegrasyonu yapmasına olanak tanıyor. Üstelik bunu yaparken her yeni blockchain için ayrı ayrı altyapı kurmaya gerek kalmıyor; tek bir API sayesinde farklı ağlarla etkileşim sağlanıyor. Sonuç olarak Quant, blockchainler arası uyumluluk (blockchain interoperability) denince akla gelen öncü platformlardan biri haline geldi.Quant ağının yerel token’ı olan QNT, ekosistemin vazgeçilmez bir parçası. QNT bir Ethereum tabanlı ERC-20 token’ı olsa da platformdan bağımsız şekilde başka ağlara geçiş yapabilecek esneklikte tasarlanmış. Quant Network üzerinde geliştirici olarak çalışmak isteyenlerin QNT token edinmesi gerekiyor, çünkü Overledger hizmetlerine erişim ve API çağrıları QNT ile ödeme yapmayı gerektiriyor. Geliştiriciler platform lisanslarını aslında fiat (itibari para) ile satın alıyor; ancak Quant’ın Hazinesi bu ödemeyi arka planda otomatik olarak QNT’ye çevirerek blockchain üzerinde akıllı kontratlara kilitliyor. Bu sayede kurumsal müşteriler borsadan token almakla uğraşmadan, yasal uyumlu bir şekilde kredi kartı veya banka havalesiyle hizmet bedelini ödeyebiliyor – sistem gerisini halledip ilgili tutarı QNT’ye dönüştürüyor. Benzer biçimde, Overledger’da okuma/yazma işlemleri yapmak veya bir mDApp kullanmak isteyen son kullanıcıların da dolaylı olarak QNT harcaması gerekiyor. Örneğin bir kurum, yılda bir yenilenen Overledger erişim anahtarı için abonelik ücreti ödediğinde bu ücret QNT olarak tahsil ediliyor ve abonelik süresince akıllı bir kontratta kilitleniyor. Tüm bu model, QNT token’ın Quant ekosisteminde bir tür yakıt ve izin anahtarı gibi çalışmasını sağlıyor. Arzı maksimum yaklaşık 14.6 milyon adet ile sınırlı olan QNT’nin, zaman içinde daha fazla kurum Overledger’ı benimsedikçe değer kazanması da olası görülüyor (kısıtlı arz ve yüksek talep dinamiği). Özetle QNT, Quant’ın ağ etkisini sürdürmesi ve güvenliğini sağlaması için kritik önemde bir araç.Quant’ın Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıGenel olarak Quant’ın hikâyesi, blockchain dünyasının en büyük sorunlarından biri olan birlikte çalışabilirlik ihtiyacına çözüm arayışıyla başladı. Kurucusu Gilbert Verdian’ın yıllara dayanan kurumsal ve kamu tecrübeleri, bu vizyonun temellerini attı. 2018’de gerçekleştirilen ICO ile resmi olarak yola çıkan Quant Network, o günden bu yana hem teknolojisini hem de kurumsal ortaklıklarını adım adım büyüttü:2018: Quant Network kuruluşu ve QNT Token lansmanıProjenin temelleri Gilbert Verdian önderliğinde atıldı. Nisan 2018’de düzenlenen ICO’da 11 milyon dolar fon toplandı ve toplam 14.6 milyon arza sahip QNT token’lar piyasaya sürüldü. Aynı yıl içinde Londra merkezli Quant Network Ltd. kuruldu ve Overledger işletim sistemi konsepti ilk kez tanıtıldı (Quant X etkinliği). Aralık 2018’den itibaren geliştiriciler Overledger’ı kullanarak ilk çok zincirli uygulamalarını denemeye başladı.2019: Overledger’ın ilk versiyonu ve erken entegrasyonlarOverledger Network’ün ilk üretim sürümü kullanıma sunuldu. Bu sayede blockchain geliştirme süresi ve maliyeti büyük ölçüde azaldı; normalde 8 ay ve milyonlarca pound gerektiren kurumsal blockchain projelerinin, Overledger ile “8 dakikada ve 3 satır kodla” hayata geçebileceği gösterildi. İtalyan finansal servis ağı SIA ile ortaklık kurularak Avrupa bankaları arası ödeme sistemlerinde Overledger testleri yapıldı (Haziran 2019). Ayrıca Quant, Amazon Web Services (AWS) Partner Ağı’na kabul edilerek AWS üzerinde çözümler sunmaya başladı; böylece milyonlarca AWS kurumsal müşterisine Overledger’ı ulaştırmanın yolu açıldı.2021: Kurumsal iş birliklerinde atılım (Oracle, AWS vb.)Quant’ın birlikte çalışabilirlik vizyonu, büyük teknoloji şirketlerinin dikkatini çekti. 2021’de Oracle ile önemli bir ortaklık duyuruldu; Overledger, Oracle Blockchain Platform ile entegre çalışacak şekilde Oracle tarafından sertifikalandırıldı ve Oracle’ın kurumsal müşterilerine sunulmaya başlandı. Bu sayede Oracle ekosistemindeki finans kurumları, Overledger gateway’leri aracılığıyla mevcut sistemlerini farklı blockchainlerle bağlayabilir hale geldi. Aynı dönemde AWS üzerindeki varlığını güçlendiren Quant, AWS Marketplace’te “Overledger Authorise” gibi kurumsal ürünlerini yayınlayarak blockchain entegrasyonunu bulut platformlarına taşıdı.2022: Overledger 2.0 ve geniş ağ desteği2022’de Overledger’ın 2.x sürümleriyle platform önemli iyileştirmeler aldı. “Overledger 2.0.5” güncellemesi ile DeFi, stablecoin, NFT ve ERC-20/721 token’larının farklı ekosistemler arasında köprülenmesi sağlandı (Eylül 2021). Ardından gelen “Overledger 2.2.12” (Ağustos 2022) güncellemesi ile Tokenise özelliği tanıtıldı; kurumlar arası kolay token oluşturma ve yönetme imkânı eklendi. Yıl boyunca toplam 22 adet Overledger güncellemesi yayınlanarak Polygon, Polkadot, XDC, Hyperledger Fabric gibi popüler ağlara destek getirildi. Böylece Ethereum, Ripple, Bitcoin gibi mevcut entegrasyonların yanına çok daha geniş bir blockchain yelpazesi eklendi. 2022 sonunda Quant, Latin Amerika’nın LACChain ağı ile entegrasyonunu duyurarak bölgesel blockchain projelerine de açılım gösterdi.2023 – 2024: DID, CBDC ve Finansal API atılımlarıSon yıllarda Quant Network, teknolojisini yeni kullanım alanlarına uyarlama konusunda adımlar attı. Özellikle merkeziyetsiz kimlik (DID) çözümleri ve dijital kimlik yönetimi üzerine projeler geliştirilmeye başlandı. Kullanıcıların kimlik bilgilerini farklı platformlarda güvenle doğrulayabileceği altyapılar üzerinde çalışılıyor. Ayrıca Merkez Bankası Dijital Parası (CBDC) alanında da Quant öne çıktı. 2023’te İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve Uluslararası Ödemeler Bankası’nın ortak retail CBDC deneyi olan Project Rosalind’de Quant, teknoloji sağlayıcı olarak yer aldı. Overledger API’leri kullanılarak merkez bankası parası ile ticari bankalar arasındaki işlemler başarıyla entegre edildi. Hemen ardından Quant, kurumsal blockchain altyapısını herkesin kullanımına açan Overledger Platform ürününü piyasaya sürdü (Haziran 2023). SaaS modeliyle sunulan bu düşük kodlu platform, API üzerinden büyük işletmelerin ve KOBİ’lerin blockchain teknolojisini kolayca entegre etmesini sağlıyor. Örneğin birkaç adımda kendi dijital parasını çıkarıp farklı blockchain ağları arasında transfer edebilmek veya mevcut sistemlere basit API komutlarıyla blockchain fonksiyonları eklemek mümkün hale geliyor.2024’e gelindiğinde Quant, dijital varlıkların düzenlenmiş ortamda ihracı ve takasını amaçlayan Regulated Liability Network (RLN) gibi girişimlere katılım gösterdi. İngiltere’de bankalar ve fintech şirketleriyle yürütülen RLN denemesinde, ticari banka parası ve merkez bankası parasının tek bir paylaşımlı defterde tokenleştirilip mutabakatının yapılması başarıyla test edildi. Quant bu projede R3 firması ile birlikte birlikte çalışabilirlik altyapısını sağladı. Bu adımlar, Quant’ın yalnızca kripto ekosisteminde değil, geleneksel finans sisteminin dönüşümünde de aktif rol aldığını ortaya koyuyor. Bu da Quant coin geleceği açısından uzun vadede pozitif bir tablo sunuyor; devletler ve bankalar gibi büyük kurumlarla çalışan bir blockchain projesinin sektörde kalıcı olma ihtimali oldukça yüksek.Quant Neden Değerli?Quant projesinin öne çıkmasını ve QNT coin’in bu denli ilgi görmesini sağlayan birkaç temel unsur var:Blockchainler arası veri ve işlem uyumluluğu: Quant, birbirinden bağımsız blockchain ağlarının birbiriyle konuşabilmesini mümkün kılarak sektördeki en büyük sorunlardan birini çözüyor. Farklı dil ve protokollerle yazılmış dağıtık defterler arasında ortak bir iletişim katmanı sunarak, zincirden zincire veri transferini güvenli ve sorunsuz hâle getiriyor. Örneğin Overledger sayesinde bir Ethereum akıllı sözleşmesinin sonucu doğrudan Hyperledger ağına veya Ripple defterine aktarılabiliyor. Normalde imkânsız olan bu etkileşim, Quant teknolojisiyle mümkün oluyor. Bu uyumluluk sayesinde blockchain’ler arası silo duvarları yıkılıyor ve çok daha kapsamlı kullanım senaryoları ortaya çıkıyor.Zincir bağımsız (agnostik) uygulama geliştirme imkânı: Overledger teknolojisi ile geliştiriciler, tek bir kod tabanıyla birden çok blockchainde çalışabilen uygulamalar geliştirebiliyor. Bu uygulamalara mDApp (multi-chain decentralized application) deniyor ve geleneksel dApp’lerden farkı, tek bir blockchain’e bağımlı olmamaları. Overledger, standart bir REST API arayüzü sunarak geliştiricinin altta yatan blockchain altyapısını dert etmeden uygulama yazmasını sağlıyor. Böylece bir mDApp, aynı anda hem Ethereum üzerinde akıllı kontratlar kullanabilir, hem Hyperledger’da kimlik doğrulaması yapabilir, hem de Bitcoin zincirinde bir işlemi tetikleyebilir. Bu geleceğe dönük ölçeklenebilirlik, Quant’ı diğer pek çok projeden ayıran önemli bir kabiliyet.QNT token’ın vazgeçilmez işlevselliği: QNT, Quant ekosisteminin merkezinde yer alan bir utility token olduğu için, platformun kullanımında kilit rol oynuyor. Overledger ağında herhangi bir hizmet almak isteyen, ister geliştirici ister son kullanıcı olsun, mutlaka QNT ile ödeme yapmak zorunda. Geliştiriciler Overledger’a bağlanmak için yıllık lisans ücretlerini QNT ile öderken, uygulamalarına kullanıcı çekmek isterlerse abonelik ücretlerini QNT veya sistemin desteklediği para birimleriyle tahsil edebiliyor (ancak arka planda yine QNT’ye dönüşüyor). Ayrıca Overledger üzerinde bir uygulama oluşturmak veya kullanmak için belirli miktarda QNT’nin cüzdanda tutulması gerekiyor. Bu model, QNT’nin ağda dolaşımının azalmasına (kilitlenmesine) yol açarken, talep tarafında sürekli bir ihtiyaç yaratıyor. Yani Quant ağı büyüdükçe QNT’ye olan gereksinim de artıyor. QNT'nin işlevi: Kurumsal Lisanslar, Geliştirici Lisansları, Platform Ücretleri, Kimlik ve Hesap, İşlem İşleme, Uygulama Kullanıcıları, Ağ Geçitleri ve Staking, Fayda Token’ı Yatırımı ve Ticareti Kurumsal odak ve entegrasyon kabiliyeti: Quant Network en başından beri finansal kurumlar, büyük şirketler ve hükümetlerle çalışmaya odaklandı. Kurucusu Gilbert Verdian’ın geçmişinde İngiltere Hazine Bakanlığı, Adalet Bakanlığı gibi devlet kurumları ile Mastercard ve HSBC gibi dev şirketler bulunması, Quant’ın kurumsal dilini güçlendiriyor. Bu sayede Quant, bankalar ve merkez bankaları nezdinde güvenilir bir teknoloji sağlayıcısı olarak konumlanmış durumda. Örneğin İngiltere Merkez Bankası’nın dijital para araştırmalarında, Avrupa’da bankalar arası ödeme testlerinde, Latin Amerika’da hükümet destekli blockchain projelerinde Quant aktif rol alıyor. Sektörde kurumsal blockchain entegrasyonu denince akla gelen ilk isimlerden biri olması, Quant’ı muadillerine göre çok daha geniş bir potansiyel kullanıcı tabanına hitap eder hâle getiriyor. Bu durum, Quant coin’in geleceği açısından da önemli bir avantaj; çünkü devletlerle ve finans kurumlarıyla çalışabilen bir proje, regülasyonlara uyum ve gerçek dünya benimsenmesi konusunda bir adım önde oluyor.Geniş blockchain desteği ve esneklik: Quant’ın Overledger ağı hâlihazırda Ethereum, Bitcoin, Ripple, Stellar, Polkadot, Hyperledger Fabric, R3 Corda, BNB Chain, XDC Network gibi pek çok popüler blockchain protokolüyle entegre çalışabiliyor. Bir kurum Overledger kullanmaya başladığında, bu ağların herhangi birine bağlanmak yalnızca birkaç basit adım gerektiriyor. Yeni çıkan ya da özel izne tabi (permissioned) ağlar da Overledger’a eklenebiliyor; örneğin Consensys Quorum, Oracle Blockchain veya farklı merkez bankası dijital para platformları bu sisteme entegre edilebiliyor. Bu esneklik, Quant çözümünün uzun ömürlü olmasını ve teknolojik gelişmelere kolay adapte olmasını sağlıyor. Bir standarda veya tek bir blockchain’e bağımlı olmaması, onu adeta tüm ağları kucaklayan tarafsız bir arayüz hâline getiriyor. Mevcut durumda Quant ile entegre olan blockchainler şunlar: Bitcoin, Ethereum, Ripple, Stellar, EOS, IOTA, R3 Corda, J.P. Morgan Quorum, Avalanche C-Chain, Polygon, XDC Network. Yukarıdaki nedenler ışığında Quant projesi, blockchain dünyasında eşine az rastlanır bir konuma sahip. Klasik bir kripto para veya akıllı kontrat platformu olmanın ötesinde, farklı platformları birbirine bağlayan kritik bir altyapı katmanı sunuyor. Bu da hem bugünkü kullanım alanları hem de yarın oluşabilecek yeni senaryolar için Quant’ı değerli kılıyor. Örneğin gelecekte bankalar arası para transferinden tedarik zinciri takibine, sağlık verilerinin paylaşımından nesnelerin interneti (IoT) cihazlarının güvenli iletişimine kadar pek çok alanda blockchainler arası iletişim ihtiyacı doğacak. Quant Network, şimdiden bu ihtiyaç için konumlanmış durumda ve ekosistemini büyütmeye devam ediyor. Kısacası Quant coin geleceği konusunda konuşulduğunda, projenin teknik sağlamlığı ve kurumsal dünyadaki ilerleyişi nedeniyle iyimser bir beklenti oluştuğunu söyleyebiliriz.Quant’ın Kurucusu Kim?Peki, QNT coin kimin? Quant Network’ün kurucusu ve CEO’su Gilbert Verdian olarak karşımıza çıkıyor. Verdian, 20 yılı aşkın süredir siber güvenlik ve teknoloji alanında üst düzey görevler yapmış deneyimli bir isim. Gilbert Verdian kimdir? sorusuna baktığımızda kariyerinde dikkat çeken noktalar arasında İngiltere’de Başbakanlık (Downing Street) ve Hazine gibi devlet kurumlarında, ayrıca Avustralya’da NSW Sağlık Bakanlığı’nda kritik teknoloji pozisyonlarında bulunması yer alıyor. Özel sektörde ise Mastercard, Vocalink, EY, PwC, BP, HSBC gibi küresel şirketlerde CISO/CTO/CIO seviyesinde görevler üstlenmiş. Verdian, blockchain alanında da uluslararası standartların belirlenmesine katkı sunan bir vizyoner; 2015 yılında ISO TC307 Blockchain Standardı çalışmalarını başlatmış ve hâlen ISO’nun blockchain birlikte çalışabilirlik çalışma grubuna liderlik ediyor.Gilbert Verdian’ın Quant’ı kurmasındaki motivasyon, farklı ağları birleştirme konusundaki kişisel deneyiminden geliyor. Anlattığına göre sağlık sektöründe çalışırken hastane verileri ile farklı kurumların sistemleri arasında uyumsuzluk yaşandığını görmüş ve bu sorunu çözmek için blockchain teknolojisinin kullanılabileceğini fark etmiş. Aynı sorunu finans ve kamu alanlarında da gözlemleyen Verdian, “herkesi güçlendiren, birbirine bağlanmış bir dünya” vizyonuyla Quant Network projesini hayata geçirmiş.Verdian’ın itibarı ve bağlantıları sayesinde Quant kısa sürede önemli ortaklıklara imza attı ve kurumsal düzeyde güven kazandı. Şirket merkezi Londra’da bulunuyor ve Verdian liderliğindeki ekip burada çalışmalarını sürdürüyor. Quant ekibinde Verdian’ın yanı sıra CTO Colin Paterson ve stratejik danışman Dr. Paolo Tasca gibi alanında uzman isimler de yer alıyor. Bu kişiler, 2017’de Quant’a katılan ortak kurucular olarak projeye derin teknik ve akademik birikim kazandırdı.Özetle, QNT coin kimin sorusunun cevabı net: Quant projesinin arkasındaki beyin Gilbert Verdian. Hükümetlerden dev bankalara uzanan deneyimi, Quant Network’ün hem teknoloji hem de iş geliştirme açısından sağlam temeller üzerine oturmasını sağladı. Onun liderliğinde Quant, blockchain dünyasında sorun çözen ve köprü kuran bir aktör olarak yoluna devam ediyor.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, Quant hakkında sıkça sorulan bazı sorular ve cevaplarını bulabilirsiniz:Quant nedir ve ne işe yarar?: Quant, farklı blockchain ağlarını birbirine bağlayan bir interoperability (birlikte çalışabilirlik) platformudur. Quant Network’ün geliştirdiği Overledger adlı işletim sistemi sayesinde kurumlar ve uygulamalar, birden fazla blockchain ile tek noktadan iletişim kurabilir. Kısaca Quant, blockchainler arası veri ve değer transferini mümkün kılarak, dağıtık defter teknolojilerinin gerçek dünyaya entegre olmasını sağlar.QNT token nerelerde kullanılır?: QNT, Quant Network’ün ekosisteminde lisans ve erişim token’ı olarak kullanılır. Overledger ağına bağlanmak, API çağrıları yapmak veya çok zincirli bir uygulama çalıştırmak için geliştiricilerin ve kullanıcıların QNT token ödemesi gerekir. Örneğin geliştiriciler Overledger lisans ücretlerini QNT ile öderken, mDApp kullanıcıları da yıllık erişim anahtarlarını yenilemek için QNT harcarlar; böylece QNT, Quant platformundaki tüm hizmetlerin anahtarı konumundadır.Overledger platformu nasıl çalışır?: Overledger, blockchainler üstünde konumlanan bir ağ geçidi katmanı gibi çalışır. Dört katmanlı mimarisi (İşlem, Mesajlaşma, Filtreleme, Uygulama katmanları) sayesinde farklı blockchainlerindeki işlemleri toplayıp standart bir formata dönüştürür ve ağlar arasında iletir. Bu yapı, her bir blockchain’in kendi konsensüsünü korurken, Overledger üzerinden gelen verileri kabul etmesini sağlar. Sonuçta Overledger, geliştiricilere tek bir API ile birden fazla zincirde uygulama yaratma ve bu zincirler arasında atomik veri transferi yapma imkânı sunar – karmaşık altyapıları basitleştirip birlikte çalışmayı mümkün kılar.Quant sadece finans sektörü için mi uygundur?: Hayır, Quant’ın teknolojisi finans sektörü dışında da geniş kullanım alanlarına sahiptir. Elbette bankacılık, ödeme sistemleri ve CBDC projeleri Quant’ın ana odak alanlarından biridir; ancak bunun yanında sağlık, sigortacılık, tedarik zinciri, devlet hizmetleri gibi sektörlerde de veri paylaşımı ve koordinasyon için kullanılabilir. Örneğin sağlıkta farklı hastanelerin kayıt sistemlerini blockchain ile entegre etmek veya lojistikte tedarik zinciri boyunca verilerin çeşitli ağlar arasında takip edilmesini sağlamak gibi senaryolar Quant ile mümkün olmaktadır. Dolayısıyla Quant Network, yalnızca finans değil, birden fazla paydaşın veri paylaşımına ihtiyaç duyduğu tüm sektörler için uygundur.QNT stake edilebilir mi?: Quant Network, klasik anlamda bir “proof-of-stake” ağı olmasa da ekosistem içinde QNT tutma/lock etme mekanizmaları bulunmaktadır. Örneğin Overledger ağında Gateway adı verilen ağ geçidi operatörleri, işlemleri yönlendirebilmek için belli miktar QNT’yi stake etmek (kilitlemek) durumundadır. Bu, kötü niyetli aktiviteleri caydıran ekonomik bir güvenlik modeli sunar ve Quant’ın çok zincirli yapısında bir çeşit stake sistemi olarak çalışır. Fakat bireysel yatırımcılar için şu an ağ üzerinde getiri elde etme amaçlı herkesin katılabildiği bir staking programı bulunmamaktadır. İleride Quant ağı daha da merkeziyetsizleştikçe genel stake imkanı doğabilir, ancak şu an için QNT’nin staking kullanımını daha çok kurumsal ağ katılımcıları gerçekleştirmektedir.Quant’ın diğer blockchain projelerinden farkı nedir?: Quant’ı diğer blockchain projelerinden ayıran en önemli fark, kendi başına bir blockchain yaratmak yerine mevcut tüm blockchainleri birbirine bağlayan bir üst katman çözümü sunmasıdır. Örneğin birçok proje tek bir akıllı kontrat platformu geliştirip ekosistemini ona davet etmeye çalışırken, Quant herhangi bir platformla rekabet etmek yerine hepsini birlikte çalıştırmayı hedefler. Overledger, Bitcoin’den Ethereum’a, Hyperledger’dan Ripple’a kadar çok farklı ağları destekleyerek adeta evrensel bir çevirmen görevi görür. Bu yaklaşım, Quant’ın teknoloji dünyasında daha geniş bir sorunu çözdüğü anlamına gelir: ağlar arası kopukluğu giderir. Ayrıca Quant ekosisteminin kurumsal odaklı oluşu, regülasyonlara uyum, standartlara katkı gibi yönleriyle de diğer kripto projelerinden ayrışır. Sonuç olarak Quant Network, blockchain dünyasının birleştirici altyapı taşı rolünü üstlenerek kendine has bir konum edinmiştir. Quant Network ve blokzincirler arası iletişimi mümkün kılan teknolojiler hakkında daha fazla bilgi için JR Kripto Rehber serimizi inceleyin.

EIGEN Teknik AnaliziEIGEN grafiğinde daralan üçgen formasyonu net şekilde karşımıza çıkıyor. Fiyat hem yükselen dipler hem de alçalan tepelerle birlikte formasyonun sıkışma alanına girmiş durumda. Bu yapı kırılım sonrası sert hareket potansiyeli barındırıyor.Anlık fiyat 1,259$ seviyelerinde ve 1,22$ – 1,28$ aralığı yatay destek olarak çalışıyor. Bu bölge korunmaya devam ettiği sürece formasyon pozitif kalır.Yukarıda ise 1,60$ bölgesi formasyonun üst bandı olarak öne çıkıyor. Fiyatın bu seviyeyi aşması halinde üçgen yüksekliği kadar bir teknik hedef ortaya çıkar. Bu da orta vadede 1,80$ ve 2,53$ seviyelerini gündeme getirebilir.Aşağı yönlü kırılım senaryosunda ise ilk destek 1,09$, sonrasında 0,969$ – 0,929$ bandı kritik rol oynar. Bu bölgelerin kaybedilmesi durumunda formasyon geçersiz sayılabilir. Daralan Üçgen Yapısı Özetle:Fiyat: 1,259$Destek bölgesi: 1,22$ – 1,09$Üçgen üst bandı: 1,60$Yukarı yönlü kırılım halinde hedefler: 1,80$ → 2,53$Aşağı yönlü kırılım halinde destekler: 1,09$ → 0,969$ → 0,929$Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

LDO/USDT Teknik AnaliziLDO grafiğinde düşen trend yapısı hâlâ geçerli. Fiyat yeniden trendin üst bandına kadar yükseldi ve 1,094$ seviyesine temas etti. Bu bölge, hem kanal direnci hem de yatay direnç olması nedeniyle satış baskısının geldiği bir alan. Şu an fiyat 1,099$ seviyelerinde. Güncel Trendler Eğer bu bölge yukarı kırılırsa, ilk olarak 1,255$ – 1,318$ aralığı hedeflenebilir. Bu alan hem geçmişte güçlü direnç olarak çalıştı hem de hacimli kırılım gelmesi halinde bir sonraki fiyatlanma alanı olacak. Bu bölgenin ardından 1,464$ ve 1,959$ seviyeleri gündeme gelir.Geri çekilme senaryosunda ilk destek 0,954$ – 0,908$ aralığı. Bu bölge daha önce de alıcıların devreye girdiği nokta. Eğer bu destek kırılırsa, aşağıda sırasıyla 0,780$, 0,700$ ve 0,611$ seviyeleri destek olarak izlenebilir.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

TIA/USDT Teknik AnaliziTIA grafiğinde düşen trend yapısı hâlâ baskın. Fiyat, 2,11$ seviyesinden bir kez daha ret yedi ve geri çekildi. Şu an 1,743$ seviyelerinde işlem görüyor. Bu geri çekilme, kısa vadeli yükseliş denemesinin güçsüz kaldığını gösteriyor.1,81$ – 1,88$ aralığı artık direnç konumunda. Bu bölge aşılamadığı sürece yukarı yönlü hareketler zayıf kalabilir. Eğer yeniden test edilip aşılırsa, 2,11$ seviyesi yine kritik eşik olarak karşımıza çıkar. Bu seviye geçilirse, sıradaki hedefler 2,36$ → 2,45$ ve ardından 2,78$ olacaktır.Aşağı yönlü senaryoda ilk destek 1,60$. Bu bölgenin altında ise 1,43$ ve 1,31$ seviyeleri teknik olarak takip edilmesi gereken noktalar. Düşen Trend Yapısı Özet:Güncel fiyat: 1,743$Direnç bölgeleri: → 1,81$ – 1,88$ → 2,11$ → 2,36$ → 2,45$ → 2,78$Destek bölgeleri: → 1,60$ → 1,43$ → 1,31$Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

Animoca Brands, Standard Chartered ve HKT’den Hong Kong’un İlk Lisanslı Stablecoin HamlesiWeb3 yatırım devi Animoca Brands, Standard Chartered Bank (Hong Kong) Limited ve Hong Kong Telecom (HKT) ile birlikte Anchorpoint Financial Limited adlı yeni bir ortak girişim kurdu. Şirket, Hong Kong’un 1 Ağustos’ta yürürlüğe giren Stablecoin Düzenlemesi kapsamında şehirdeki ilk lisanslı stablecoin şirketlerinden biri olmayı hedefliyor.Ortak girişim, resmi başvurusunu Stablecoin Düzenlemesi’nin yürürlüğe girdiği gün olan 1 Ağustos’ta Hong Kong Para Otoritesi’ne (HKMA) iletti. Bu adım, Hong Kong’un yeni regülasyon çerçevesi altında faaliyet gösterecek stablecoin şirketleri arasında “ilk hareket edenler” konumuna yerleşmelerini sağladı.Düzenleme öncesi hazırlık süreciAnchorpoint, üç şirketin de bir yıldan uzun süredir HKMA’nın stablecoin sandbox programına katılımıyla şekillendi. Bu süreçte taraflar, stablecoin’lerin geleneksel finans ve Web3 ekosistemini nasıl birbirine bağlayabileceğini test etti. HKMA CEO’su Eddie Yue’ye göre yaklaşık 40 şirket lisans başvurusunda bulunabilir, ancak onay alacakların sayısının 10’dan az olması bekleniyor.Stablecoin’ler, genellikle ABD doları gibi itibari paralara sabitlenen kripto varlıklar olarak biliniyor. Dünyada hem düzenleyiciler hem de finans kurumları, stablecoin’leri dijital varlık ekosisteminin en kritik bileşenlerinden biri olarak görüyor. ABD’de de GENIUS Act kapsamında stablecoin’lere yönelik düzenlemeler hız kazanmış durumda.Ortaklığın stratejik önemiAnimoca Brands Grup Başkanı Evan Auyang, “Stablecoin’ler, Web3 alanındaki en güçlü kullanım senaryolarından biri ve hem kurumsal hem bireysel tarafta yaygın benimsemenin henüz başındayız” dedi. Hong Kong’un yeni düzenlemeleri, şehirde USD dışındaki stablecoin alternatiflerinin de piyasaya çıkmasının önünü açıyor. Bu durum, bölgesel ödeme ve takas sistemlerinde doların hâkimiyetine meydan okuyabilecek yeni fırsatlar yaratıyor.Hong Kong’un Stablecoin Düzenlemesi, itibari varlıklara endeksli stablecoin’lerin ihraç edilmesi için kapsamlı bir lisans sistemi getiriyor.Bu sistem kapsamında şirketlerin:Rezerv varlık yönetimini şeffaf biçimde yürütmesi,Müşteri varlıklarını ayrı tutması,İstikrar mekanizmaları işletmesi,Parite değerinde itfa taleplerini karşılaması,AML (kara para aklama karşıtı) standartlara uymasızorunlu hale geliyor.HKMA, 29 Temmuz’da gözetim yönergelerini ve AML prosedürlerini yayımladı. Erken aşama geri bildirimleri için başvuru tarihi 31 Ağustos, tam başvurular için son tarih ise 30 Eylül olarak belirlendi. Yanıltıcı lisans beyanlarının ise cezai yaptırımlara tabi olacağı açıklandı.Hong Kong, yeni düzenlemeler sonrası dijital varlık piyasasında sermaye girişinde dikkat çekici bir artış yaşadı. Temmuz ayında en az 10 halka açık şirket, blockchain ve dijital para projeleri için 1,5 milyar ABD dolarını aşan kaynak topladı. Bu dönemde stablecoin bağlantılı hisseler yıl başından bu yana %65 değer kazandı.Tether, 164 milyar dolarlık piyasa değeriyle liderliğini sürdürürken, USD Coin %3,78 büyüyerek 63,6 milyar dolara ulaştı. Ethena USDe ise %43,5’lik rekor artışla 7,6 milyar dolara çıktı.Anchorpoint’in lisans sürecinden başarıyla çıkması halinde, Hong Kong’un stablecoin piyasasında lisanslı ve regüle edilmiş ilk büyük oyuncularından biri olması bekleniyor.

Binance, müşteri varlıklarının güvenliğini artırmak amacıyla İspanya’nın üçüncü büyük bankası BBVA ile saklama hizmeti anlaşması imzaladı. Financial Times’ın haberine göre bu iş birliği, kripto borsasının müşterilerinin varlıklarını doğrudan borsa üzerinde değil, BBVA’nın saklama altyapısında tutmasına imkân tanıyor.Anlaşma kapsamında müşteri fonları, BBVA tarafından tutulan ABD Hazine tahvillerinde (U.S. Treasuries) kalacak. Binance ise bu tahvilleri, kullanıcıların alım satım işlemlerinde teminat (margin) olarak kabul edecek. Böylece, borsa tarafında olası bir çöküş yaşansa bile fonlar BBVA kontrolünde güvence altında kalacak. Bu yöntem, geleneksel finans dünyasında yaygın olarak kullanılan ancak kripto sektöründe henüz standart hâline gelmemiş bir “saklama ve işlem ayrımı” uygulaması olarak öne çıkıyor.FTX çöküşünden sonra artan güvenlik adımları2022’de FTX borsasının iflası, kripto sektöründe büyük güven kaybına yol açmış ve milyarlarca doların hukuki süreçlere takılı kalmasına neden olmuştu. Bu olayın ardından düzenleyici kurumlar ve yatırımcılar, varlıkların borsa içi saklanmasına karşı daha temkinli yaklaşmaya başladı. Binance de bu baskılar sonrası saklama hizmetlerini borsa dışına taşımaya yönelik adımlar attı. 2024 başında Sygnum ve FlowBank gibi bağımsız saklama kurumlarını sisteme dahil eden Binance, şimdi de BBVA’yı bu listeye ekledi.Bu gelişme, Binance’in daha önce kullanıcı varlıklarını kendi bünyesinde tutma modelinden uzaklaştığını ve riskleri azaltma yönünde stratejik bir değişim benimsediğini gösteriyor. Ayrıca, geçtiğimiz yıl ABD’de kara para aklamayı önleme konusundaki ihlaller nedeniyle ödenen 4,3 milyar dolarlık rekor cezanın ardından borsa, uyumluluk ve şeffaflık adımlarını hızlandırmış durumda.BBVA’nın kripto atağıBBVA son dönemde kripto alanında önemli adımlar atıyor. Banka, mobil uygulaması üzerinden Bitcoin (BTC) ve Ethereum (ETH) alım satım ve saklama hizmetleri sunmaya başladı. Ayrıca özel bankacılık müşterilerine portföylerinin %3 ila %7’sini kripto paralara ayırmaları yönünde tavsiyelerde bulundu. BBVA’nın güçlü marka bilinirliği, özellikle kurumsal yatırımcıların due diligence süreçlerinde Binance’e ek güven sağlayabilir.Bu iş birliği, geleneksel bankacılık kurumlarının kripto sektörüne yönelik ilgisinin arttığını da gösteriyor. ABD’de Trump yönetiminin sektöre verdiği güçlü destek ve Avrupa Birliği’nde yürürlüğe giren MiCA regülasyonları, bankalar ile kripto platformları arasındaki köprüleri güçlendiriyor.Binance’in attığı bu adım, sektörde giderek yaygınlaşan “borsa dışı saklama” trendinin bir parçası. Son yıllarda Deribit, OKX ve Bitget gibi büyük borsalar da varlıkların nitelikli saklama kurumlarında tutulduğu, otomatik takas ve güvenli işlem imkânı sunan çözümler geliştirdi.BBVA ile yapılan anlaşma, hem yatırımcı güvenliğini hem de sektörün olgunlaşma sürecini destekleyen önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Özellikle kurumsal yatırımcılar için borsa riskinin minimize edilmesi, kripto varlıkların daha geniş bir yatırımcı tabanı tarafından benimsenmesinin önünü açabilir.Gelişmelerin ardından Binance'in BNB'sinin fiyatı yüzde 2'lik bir artış yaşadı.

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ile Ripple Labs arasındaki uzun soluklu hukuk mücadelesi resmen sona erdi. Taraflar, temyiz başvurularını karşılıklı olarak geri çekme kararı alarak, kripto dünyasının en çok konuşulan davalarından birini kapattı. İkinci Temyiz Mahkemesi’ne sunulan ortak feragat dilekçesine göre, her iki taraf da yargılama masraflarını ve avukat ücretlerini kendi üstlenecek.Bu gelişme ile birlikte, Temmuz 2023’te New York federal mahkemesinde Yargıç Analisa Torres tarafından verilen karar nihai hüküm olarak geçerli olacak. Söz konusu karara göre, Ripple’ın kurumsal yatırımcılara yaptığı yüz milyonlarca dolarlık XRP satışı “kayıtsız menkul kıymet satışı” olarak nitelendirilirken, borsalar üzerinden gerçekleştirilen ve yatırımcı kimliğinin bilinmediği perakende işlemler menkul kıymet olarak değerlendirilmedi.Ripple için artık “işe dönme” zamanıRipple CEO’su Brad Garlinghouse, haziran ayında yaptığı açıklamada temyizden vazgeçeceklerini duyurmuş ve “Bu bölümü tamamen kapatıyoruz, artık en önemli olana, Değer İnterneti’ni inşa etmeye odaklanıyoruz” demişti. Ripple’ın Baş Hukuk Sorumlusu Stuart Alderoty ise 7 Ağustos’ta sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bugün Komisyon’un oylamasının ardından, SEC ve Ripple temyizlerini resmen geri çekti. Son… ve artık işe dönme zamanı” ifadelerini kullandı.SEC, Aralık 2020’de Ripple Labs ile şirketin üst düzey yöneticileri Brad Garlinghouse ve Chris Larsen’e dava açmış, şirketin XRP satışlarını “kayıtsız menkul kıymet arzı” olarak nitelendirmişti. Dava sürecinde karşılıklı temyizler, milyonlarca dolara ulaşan avukatlık masrafları ve kripto varlıkların menkul kıymet mi yoksa emtia mı olduğu tartışması gündemin merkezinde yer aldı.Davanın büyük bölümü, Biden yönetiminin kriptoya yönelik sert düzenleme adımlarının ve dönemin SEC Başkanı Gary Gensler’ın “uygulama yoluyla düzenleme” politikasının gölgesinde geçti. 2023’te verilen kısmi karar ise dönüm noktası oldu. Mahkeme, XRP’nin borsalarda satılan versiyonunun menkul kıymet olmadığına hükmederken, kurumsal satışların ise kayıtsız menkul kıymet olduğu sonucuna vardı. Bu doğrultuda Ripple, SEC’ye 125 milyon dolar ceza ödemeye mahkûm edildi. Bu rakam, düzenleyicinin talep ettiği 2 milyar doların çok altında kaldı.Kararın ardından XRP fiyatı sert yükseldi. Haber öncesinde yaklaşık 3,04 dolar seviyesinde işlem gören XRP, kısa sürede yüzde 7’den fazla değer kazanarak 3,27 dolara çıktı. Gün içinde yükseliş yüzde 13’e ulaşırken fiyat 3,37 dolara kadar tırmandı. Token böylece 23 Temmuz’dan bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaşarak, 18 Temmuz’da kırılan 3,65 dolarlık tüm zamanların zirvesine yüzde 8 mesafede kaldı. Yaklaşık beş yıl süren ve kripto endüstrisinin geleceği açısından sembolik bir anlam taşıyan dava, bu gelişmeyle resmen kapanmış oldu. Piyasa katılımcıları, Ripple kararının kripto varlıkların yasal statüsüne ilişkin ilerleyen dönemde emsal teşkil edebileceği görüşünde.

EDU Teknik GörünümüEDU grafiğinde günlük periyotta simetrik üçgen formasyonu net biçimde görülüyor. Fiyat hareketi, yukarıdan gelen düşen trend ve alttan yükselen destek çizgileri arasında sıkışmış durumda. Bu tarz yapılar kırılım yönüne göre güçlü fiyat hareketlerini tetikleyebilir.Güncel fiyat 0,13$ seviyesinde. Fiyat kısa süre önce üçgenin alt bandı olan 0,1200$ seviyesinden tepki aldı. Üçgenin orta bandı 0,1286$ seviyesinden geçiyor ve bu alan ilk direnç konumunda. Yukarı yönlü ataklarda ise 0,1338$ seviyesi formasyon üst bandı olarak öne çıkıyor.Bu üçgen yapısının yukarı yönlü kırılması halinde teknik hedef olarak önce 0,1900$, ardından da 0,2400$ seviyeleri takip edilebilir. Çünkü bu alanlar hem geçmiş fiyatlamalarda sert tepkilerin geldiği bölgeler hem de formasyonun projeksiyon hedefleriyle örtüşüyor.Aşağı yönlü bir kırılım halinde ise 0,1200$ ve 0,1136$ destek seviyeleri önem kazanır. Bu bölgelerin altında kalıcılık sağlanırsa düşüşler derinleşebilir. Daralan Üçgen Formasyonu Özet:Formasyon: Günlükte simetrik üçgenİlk dirençler: 0,1286$ → 0,1338$Üçgen kırılım hedefleri: 0,1900$ → 0,2400$Destek seviyeleri: 0,1200$ → 0,1136$Kırılım yönü, orta vadeli yön tayini açısından belirleyici olacaktır.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

ID Teknik GörünümüID grafiğinde uzun süredir devam eden düşen kanal yapısı korunuyor. Geçtiğimiz günlerde fiyat, bu kanalın üst bandına dördüncü kez temas etti ve yine ret yedi. Güncel fiyat 0,1624$ seviyelerinde ve aşağı yönlü bir hareket içerisinde.Önceki yükselişlerde 0,1900$ – 0,1984$ aralığı güçlü direnç olarak çalıştı ve bu bölge geçilemedi. Kanal üst bandından gelen ret sonrası fiyat, sırasıyla 0,1664$ desteğine ve ardından da 0,1487$ seviyesine kadar geri çekildi. Şu anda bu destek alanını test ettiğini söyleyebiliriz.Eğer fiyat 0,1487$ desteğini kaybederse düşen kanalın alt bandı olan 0,1343$ seviyesi gündeme gelecektir. Bu seviye aynı zamanda kanal içi hareketin dip bölgesi olarak çalışabilir.Yukarı yönlü bir toparlanma için öncelikle fiyatın yeniden 0,1664$ üzerine çıkması ve bu bölgede kalıcılık sağlaması gerekiyor. Ancak ana senaryoda trend hala aşağı yönlü ve fiyat kanal içinde baskılanıyor.Kanal yapısının yukarı kırılması halinde formasyon hedefi teknik olarak 0,30$ – 0,33$ bölgesine kadar taşınabilir. Ancak bunun için öncelikle 0,1984$ üzeri kapanışlar görmemiz şart. Düşen Kanal Yapısı Özet:Fiyat: 0,1564$, düşüş trendi kanal içi devam ediyorSon red: 0,1900$ – 0,1984$ aralığından geldiGüncel destek: 0,1487$Bu seviye kaybedilirse sıradaki destek: 0,1343$Yukarı yönlü toparlanma için 0,1664$ üzerinde kalıcılık gerekliKanal kırılımı gerçekleşirse hedef: 0,30$ – 0,33$Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

Kripto dünyasında bir süredir “tamamen on-chain çalışan bir perpetual DEX” lafını sık duyar olduk. Hyperliquid de tam olarak bu tanımı ete kemiğe büründüren projelerden biri. 2023’te sahneye çıkan Hyperliquid, vadeli işlemleri (daha çok perpetual trading) merkezi borsalardan (CEX) alışık olduğumuz hız ve pratiklikle, ama bu kez tamamen zincir üstünde sunmayı amaçlayan bir platform. Yani hem işlemler şeffaf ve izlenebilir oluyor, hem de fonlarınız sizin cüzdanınızda kalıyor. Ne bir borsaya varlıklarınızı emanet etmek zorundasınız ne de “şu emri iptal etmeden önce gas ücretini yeniden onaylamam mı gerekiyor” gibi dertleriniz oluyor.Projenin arkasındaki ekip, oldukça yetkin. Projenin başında Jeff Yan var. Jeff Yan, merkeziyetsiz bir borsa olan Hyperliquid'in CEO'su ve kurucu ortağı olarak biliniyor.Hyperliquid’i benzerlerinden ayıran en önemli şeylerden biri de kendi layer-1 blockchain’ini geliştirmiş olması. Yani Ethereum’un ya da başka bir zincirin kısıtlamalarına takılmadan, sıfırdan kendi altyapılarını kurmuşlar. Bu sayede hem emir defteri (orderbook) hem de eşleştirme motoru tamamen zincir üzerinde çalışıyor. Bu da Hyperliquid’i gerçek anlamda on-chain perpetual DEX nedir sorusuna verilebilecek en güncel ve net örneklerden biri yapıyor.Tabii bu giriş sadece bir başlangıç. Rehberin devamında “Hyperliquid nasıl çalışır?”, “HYPE token ne işe yarar?”, “Hyperliquid hype nedir?” gibi aklınızdaki soruların hepsini adım adım yanıtlayacağız. Aynı zamanda Hyperliquid coin ne işe yarar, HYPE token ne zaman çıktı, Hyperliquid yönetişim yapısı gibi detaylara da değineceğiz. Yani bir yandan teknik merakınızı giderirken, bir yandan da platformun nasıl bu kadar popüler hâle geldiğini daha yakından anlayacağız.Hyperliquid’in Tanımı ve Ortaya ÇıkışıHyperliquid, kendi özel layer-1 blockchain altyapısı üzerinde çalışan bir on-chain türev borsası örneği. Platformun çekirdeği, zincir üzerinde çalışan bir emir defteri (order book) ve eşleştirme motoru. Bu sayede tüm alım-satım emirleri, eşleştirme işlemleri ve tasfiyeler blockchaine kaydedilir. On-chain perpetual DEX nedir? Kısaca açıklamak gerekirse, on-chain perpetual DEX; tüm emirlerin ve işlemlerin blockchain üzerinde gerçekleştiği, süresiz vadeli işlem (perpetual futures) hizmeti sunan merkeziyetsiz borsa demektir. Bu model, işlemlerin şeffaf ve izlenebilir olmasını sağlarken, kullanıcı fonları üzerinde tam kontrol sunar.Hyperliquid platformu ilk olarak 2023 yılında ortaya çıktı. Lansmanı sırasında sektördeki pek çok kişi Hyperliquid’in bu kadar hızlı olmasını şaşkınlıkla karşıladı. Meğer Hyperliquid ekibi, en baştan beri ürünü kendi geliştirdikleri özel bir layer-1 blockchaini üzerinde inşa etmiş. Yani Ethereum, Solana gibi mevcut bir zincire bağlı kalmak yerine, doğrudan performans odaklı bağımsız bir blockchain yaratmışlar. Bunu yaparken HyperBFT adlı özelleştirilmiş bir konsensüs algoritması kullanmışlar; bu algoritma sayesinde blok onay süreleri saniyenin altına iniyor ve saniyede onbinlerce işlem gerçekleştirilebiliyor. Özetle Hyperliquid, baştan aşağı yüksek hızlı işlem ve düşük gecikme için tasarlanmış bir altyapı üzerinde çalışıyor.2020’den itibaren kripto piyasalarında kendi market-making (piyasa yapıcılığı) stratejilerini yürüten ekip, 2022 yazında DeFi alanına yönelerek merkeziyetsiz borsalardaki eksikleri gözlemlemiş. Gördükleri teknik sorunlar, verimsiz tasarımlar ve zayıf kullanıcı deneyimi onları Hyperliquid’i geliştirmeye itmiş. Sonuçta, performanslı bir merkeziyetsiz L1 üzerinde, tamamen on-chain bir orderbook DEX fikri hayata geçirilmiş oldu.Bu yaklaşım, Hyperliquid’e önemli bir avantaj sağladı: CEX benzeri bir hız ve kullanım kolaylığını merkeziyetsiz ortamda sunmak. Kullanıcılar, işlemlerini MetaMask gibi bir cüzdanla onaylama zorunluluğu olmadan, adeta Binance arayüzündeymiş gibi tek tıkla gerçekleştirebiliyorlar. İşlemler blockchaine yazıldığı için şeffaflık sağlanırken, arka planda Hyperliquid’in özel zinciri sayesinde emirler anında eşleşiyor ve perpetual trading (süresiz vadeli işlem ticareti) kusursuz bir deneyime dönüşüyor. Hyperliquid arayüzü ve kendi "order book"u Hyperliquid’in Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıHyperliquid, kripto dünyasında oldukça kısa bir süredir var olmasına rağmen, kayda değer adımlar atarak dikkat çekici bir ivme kazandı. Özellikle merkeziyetsiz türev piyasalarının yeniden şekillendiği bir dönemde sahneye çıkan proje, teknik altyapısı ve vizyoner yaklaşımıyla birçok rakibini geride bıraktı. Platformun gelişim sürecinde, onu bugünkü konumuna taşıyan bazı belirleyici olaylar ve stratejik hamleler öne çıkıyor. Bu dönüm noktaları, hem Hyperliquid’in neden bu kadar hızlı büyüdüğünü anlamak hem de arkasındaki ekip vizyonunu daha iyi kavrayabilmek açısından oldukça önemli. Gelin, bu gelişmeleri kronolojik olarak birlikte inceleyelim:2023: Hyperliquid platformunun mainnet lansmanı gerçekleşti. Kendi özel blockchain’i üzerinde ilk on-chain perpetual işlemler başlatıldı.2023 sonu: Platformdaki toplam kilitli varlık değeri (TVL) belirgin bir artış gösterdi ve topluluk ilgisi hızla yükseldi. Hyperliquid, yıl sonuna doğru DeFi çevrelerinde adından söz ettirmeye başladı.Ocak 2024: Hyperliquid ekibi, platformun yerel token’ı olan HYPE token’ın geleceğini resmi olarak duyurdu. Topluluk, yapılacak airdrop ve token ekonomisi ile ilgili ilk bilgileri bu dönemde öğrendi.2024 2. çeyrek: HYPE token için airdrop programı ve yönetişim modelinin detayları tanıtıldı. Kullanıcılara platformu kullandıkça puan (point) biriktirme ve bunu gelecekteki token dağıtımında kullanma imkânı sunuldu. Bu sayede daha token piyasaya çıkmadan önce geniş bir kullanıcı kitlesi oluştu ve platformun yönetimine katılım temelleri atıldı.2024 ortası: Listelenen işlem çiftlerinin sayısı 150’yi aştı. Bu metrikle Hyperliquid, sektördeki en geniş perpetual DEX haline geldi. Pek çok büyük ve küçük kripto para birimi için vadeli işlem piyasaları açıldı. Bu çeşitlilik, hem bireysel hem kurumsal yatırımcıları cezbederek platformun hacmini daha da artırdı.Kasım 2024: Merak edenler için HYPE token ne zaman çıktı sorusunun cevabı bu tarih. HYPE token’ın resmî çıkış tarihi 28 Kasım 2024. Bu tarihte Hyperliquid, toplam 1 milyar arzlı HYPE token’ını piyasaya sürdü ve dev bir HYPE airdrop’u gerçekleştirdi. Erken dönem kullanıcılarına toplam arzın %31’i (yaklaşık 310 milyon HYPE) bedelsiz şekilde dağıtıldı. Bu airdrop, 94 bin kullanıcıya ulaşarak kripto tarihinin en geniş katılımlı dağılımlarından biri oldu ve değeri o anki fiyatlarla 1,2 milyar doları buldu. Aynı dönemde Hyperliquid, token’la birlikte on-chain yönetişim modelini de resmen başlattı.2025: DeFiLlama'ya göre, Hyperliquid'in Layer 1 blockchaini HyperEVM'in kilitli toplam değeri (TVL) sadece beş ayda neredeyse 2 milyar dolara ulaştı. Dune Analytics'e göre, Mayıs ayı sonundan bu yana HyperEVM günde 200.000 ila 400.000 işlem gerçekleştirdi. Bu dönemde günlük aktif kullanıcı sayısı (DAU) genellikle 15.000 ila 20.000 aralığında seyretti. 2025 itibariyle HYPE fiyatı 35-40 dolar aralığında seyrediyor. Hyperliquid Neden Değerli?Hyperliquid’i benzerlerinden ayıran ve ona değer katan başlıca özellikler şunlardır:Tamamen on-chain bir yapıya sahipHyperliquid’in emir defteri ve matching engine’i dahil tüm işlem altyapısı blockchain üzerinde çalışır. Bu sayede işlemler şeffaftır ve kullanıcı varlıkları platform tarafından tutulmaz, kendi cüzdanınızda güvendedir. Geleneksel merkeziyetsiz borsalardaki (örneğin Uniswap gibi AMM’lerde) likidite havuzu mantığı yerine, Hyperliquid tamamen on-chain orderbook DEX modelini kullanarak gerçek zamanlı fiyat keşfi sunar.Kendi özel layer-1 altyapısını kullanıyorHyperliquid, performans için özel olarak tasarlanmış bağımsız bir layer-1 blockchain üzerinde çalışır, yani başka bir zincire veya ikinci katman (Layer-2) çözümüne bağlı değildir. Blockchain seviyesinde özelleştirilmiş HyperBFT konsensüsü ve yüksek ölçeklenebilirlik sayesinde saniyede on binlerce (teorik olarak yüz binlerce) işlem yapabilir. Başka bir zincirin kısıtlarına tabi olmadığı için, platformun geliştirme yönü tamamen ekip ve topluluk kontrolünde.Yüksek işlem hızı ve düşük gecikmeHyperliquid’in altyapısı, merkezi borsa deneyimini aratmayacak bir hız sunuyor. Blok süresi ortalama ~0.2 saniye civarında ve işlemler anında finality kazanıyor. Yani alım-satım emirleri neredeyse gecikmesiz olarak eşleşiyor. Perpetual trading yaparken fiyat kayması (slippage) minimum düzeyde oluyor ve likidite derinliği sayesinde büyük işlemlerde bile piyasa etkisi düşük kalıyor. Bu performans, özellikle yüksek frekanslı işlem stratejileri güden profesyonel trader’lar için Hyperliquid’i cazip kılıyor.HYPE token ile yönetişim ve teşvik mekanizmasıHYPE, Hyperliquid platformunun yerel token’ıdır (Hyperliquid coin olarak da anılır). Bu token, platformda bir yönetişim aracı ve teşvik aracı olarak kullanılır. HYPE sahipleri, protokolde önerilen değişiklikler için oy kullanabilir ve böylece Hyperliquid’in geleceğine dair söz sahibi olabilirler. Ayrıca HYPE token, ağ üzerinde işlem ücretlerini ödemekte kullanılır ve staking imkânı sunarak uzun vadeli tutanlara ödüller kazandırır. Örneğin, 2024 sonunda başlatılan staking programıyla HYPE sahipleri yıllık ~%2-3 oranında getiri elde etmeye başladılar. Kısacası HYPE, Hyperliquid ekosisteminin hem yönetimsel hem de ekonomik yakıtıdır.Topluluk odaklı ve adil dağıtım modeliHyperliquid’in geliştirme süreci ve token ekonomisi, topluluk çıkarlarını merkeze alacak şekilde tasarlandı. Proje, herhangi bir risk sermayesi (VC) yatırımı almamış durumda; tamamen ekip tarafından self-fund edilerek başlatıldı. Bu sayede dış yatırımcı baskısı olmadan, kararlar topluluğun ve projenin uzun vadeli çıkarlarına göre alınıyor. HYPE token dağılımı da son derece topluluk dostu: Toplam 1 milyarlık arzın yaklaşık %76’sı doğrudan topluluğa ayrıldı. İlk genesis airdrop ile %31’lik kısım aktif kullanıcılara dağıtıldı, kalan %45 civarı ise ilerleyen dönemlerdeki ödüller ve madencilik/likidite teşvik programları için rezerve edildi. Ekibe ve vakfa ayrılan pay %24’ü geçmiyor ve bu kısım da uzun vadeli kilitlenmiş durumda (ekip token’ları 2025 sonuna kadar kilitli, 2027-2028’e kadar yavaşça açılacak şekilde programlanmış). Bu adil dağıtım modeli, platformun kontrolünün ve gelirlerinin büyük ölçüde kullanıcılar ve topluluk tarafından paylaşılmasını sağlıyor. Yukarıdaki noktalar düşünüldüğünde, birçok kişinin aklındaki “Hyperliquid coin ne işe yarar?” sorusunun cevabı da ortaya çıkıyor. HYPE token, Hyperliquid ekosisteminde kullanıcıları söz sahibi yapan ve onları katkıda bulunmaya teşvik eden kritik bir araçtır. Platform, bu token sayesinde merkeziyetsiz yönetim ile yüksek performanslı ticaret deneyimini bir araya getirmektedir.Hyperliquid’in Kurucusu Kim?Hyperliquid’in kurucusu kimdir? Hyperliquid Labs, Harvard’dan sınıf arkadaşı olan Jeff Yan ve Iliensinc tarafından kuruldu. Bu çekirdek ikiliye, Caltech, MIT, Citadel ve Hudson River Trading gibi prestijli eğitim kurumları ve finans devlerinden gelen deneyimli isimler katıldı. Ekip, teknik bilgi birikimi açısından oldukça güçlü bir profile sahip; bu da platformun mimarisinde ve performansında kendini açıkça gösteriyor.Kuruculardan Jeff Yan, daha önce merkezi borsa formatında hizmet veren Chameleon Trading adlı bir platformun da kurucu ortaklarından biriydi. Ancak 2022 yılında FTX'in çöküşüyle birlikte sektörde büyük bir güven sarsıntısı yaşandı. Merkezi borsalara olan güven ciddi şekilde zedelendi ve vadeli işlem (derivatives) piyasasında belirgin bir boşluk oluştu. İşte tam da bu dönemde, Jeff Yan ve ekibi, merkeziyetsizlik ilkesini temel alan yeni bir yapı kurgulamak üzere yola çıktı. Bu vizyon, Hyperliquid'in doğuşuna zemin hazırladı.Hyperliquid Labs, projenin başlangıcından itibaren dış yatırımcılardan, özellikle de risk sermayesi şirketlerinden (VC) fon almamayı tercih etti. Bu tercih, ekibin bağımsız kalmasını ve yalnızca ürün geliştirmeye, kullanıcı deneyimini iyileştirmeye ve verimli bir altyapı sunmaya odaklanmasını sağladı. Başka bir deyişle, ticari baskılarla değil, teknik mükemmeliyet ve kullanıcıya fayda sağlayacak çözümler üretme hedefiyle ilerlediler.Kendi kaynaklarıyla finanse edilen ve doğrudan topluluk odaklı büyümeyi tercih eden ekip, bu sayede platformun geleceğini tamamen kendi ellerinde tutabiliyor.Kurucu ekip başlangıçta merkezi bir yapıyla platformu geliştirmiş olsa da uzun vadede tamamen merkeziyetsiz bir yönetime geçmeyi hedefliyor. Hatta Hyperliquid, en başından beri bir DAO modeli planladığını dile getiriyordu. Bu amaçla HYPE token üzerinden oy verme ve karar alma mekanizmaları oluşturuldu. Hyperliquid yönetişim yapısı gereği, önemli protokol değişiklikleri veya güncellemeler topluluk oylamasına sunuluyor. Yani proje büyüdükçe “Hyperliquid kimin?” sorusunun cevabı giderek “topluluğun” olmasına çalışılıyor. Ekip üyeleri ise arka planda protokolün teknik gelişimini sürdürüyor ve düzenli olarak topluluğu bilgilendiriyorlar. Yayınladıkları teknik belgeler, yol haritaları ve Hyperliquid Improvement Proposal (HIP) adı verilen geliştirme önerileriyle, şeffaf bir iletişim yürütüyorlar. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, Hyperliquid hakkında sıkça sorulan sorular ve cevaplarını bulabilirsiniz:Hyperliquid nedir ve nasıl çalışır?: Hyperliquid, kendi geliştirdiği bir layer-1 blockchaini üzerinde çalışan merkeziyetsiz bir perpetual (süresiz vadeli) işlem borsasıdır. Tüm işlemler ve emirler zincir üzerinde gerçekleşir; platform bir on-chain order book kullanarak alıcı ve satıcı emirlerini eşleştirir. Bu sayede kullanıcılar, merkezi borsalara benzer bir hızda işlem yaparken, fonlarının kontrolü tamamen kendilerinde kalır ve tüm süreç şeffaf biçimde blockchaine kaydedilir.HYPE token ne işe yarar?: HYPE token (Hyperliquid coin olarak da adlandırılır), Hyperliquid ekosisteminin yerel kripto parasıdır ve birden çok işleve sahiptir. İlk olarak platform yönetiminde söz hakkı sağlar: HYPE sahipleri, önemli kararlar için oy kullanabilir ve protokolün geleceğini şekillendirebilir. Ayrıca HYPE token, düşük ücretli işlem yapılmasını mümkün kılan bir ödeme aracıdır ve staking yoluyla kullanıcılara pasif gelir (ödül) elde etme imkânı sunar.Hyperliquid’in kurucusu kimdir?: Hyperliquid’in belirli bir kurucusundan ziyade, deneyimli geliştiricilerden oluşan anonim bir ekip tarafından kurulduğunu söyleyebiliriz. Ekip üyeleri, geçmişte Citadel Securities, Jane Street, Offchain Labs gibi finans ve blockchain alanında önde gelen kurumlarda çalışmış isimler. Şu an platformun yönetimi kademeli olarak topluluğa devredilmektedir; yani Hyperliquid’in nihai sahibi, HYPE token sahipleri ve kullanıcı topluluğu olacaktır.Hyperliquid merkezi mi, merkeziyetsiz mi?: Hyperliquid tamamen merkeziyetsiz bir yapıyı hedefler. İşlemlerin tümü blockchain üzerinde gerçekleştiği için kullanıcılar fonlarını kendileri kontrol eder, bu da platformu gözetimsiz (non-custodial) kılar. Erken aşamada ağın doğrulayıcılarını ekip işletmiş olsa da, zamanla daha fazla bağımsız doğrulayıcının eklenmesi ve yönetimin DAO modeliyle topluluğa bırakılması planlanıyor. Dolayısıyla altyapısı özel bir zincir olsa da, çalışma prensibi ve yönetimi itibariyle Hyperliquid bir merkeziyetsiz borsadır.Hyperliquid ile GMX veya dYdX arasındaki fark nedir?: Hyperliquid’i GMX ve dYdX gibi popüler merkeziyetsiz türev borsalarından ayıran temel fark, altyapı ve likidite modelidir. GMX, Arbitrum gibi ağlar üzerinde çalışan ve AMM (otomatik piyasa yapıcı) modelini kullanan bir platformdur; likidite belirli havuzlarda toplanır ve fiyatlar oracle’lar ile belirlenir. dYdX ise başlangıçta off-chain emir defteriyle çalışan bir katman-2 çözümüydü, şimdi ise kendi bağımsız zincirine (Cosmos tabanlı) geçerek merkeziyetsizliği artırmaya çalışıyor. Hyperliquid ise tamamen on-chain bir emir defteri kullanır ve kendi özel yüksek performanslı L1 zincirinde faaliyet gösterir. Bu durum, Hyperliquid’e hem GMX’in hem de dYdX’in kısmen ödün verdiği noktaları optimize etme imkânı veriyor: GMX’e kıyasla çok daha düşük gecikmeli ve derin emir defteri likiditesi sunarken, dYdX’e kıyasla ise işlemlerin zincir üstünde kalması sayesinde daha fazla şeffaflık ve composability (başka DeFi protokolleriyle etkileşim) sağlıyor. Kısacası Hyperliquid, CEX seviyesinde hız ile tam merkeziyetsizlik arasında bir denge kurarak rakiplerinden ayrışıyor. Genel olarak diğer DEX’ler ve Hyperliquid arasındaki farklı şu tablo ile açıklayabiliriz:ÖzellikHyperliquidGMXdYdX (v4)Altyapı ZinciriÖzel Layer-1Arbitrum / AvalancheCosmos AppchainLikidite ModeliOn-chain OrderbookGLP (AMM)Orderbook (Off-chain v3, On-chain v4)İşlem HızıYüksek (0.2 sn)OrtaYüksekOn-chain DoğrulamaTümü zincir üstüKısmen zincir dışıTümü zincir üstüToken DağılımıTopluluk ağırlıklıVC destekliVC destekliYönetişimDAO (HYPE token)DAO (eski)dYdX DAO Hyperliquid’in geleceği nasıl öngörülüyor?: Hyperliquid, kısa sürede merkeziyetsiz türev piyasasında lider konuma yakın bir yere geldiği için geleceği parlak görülen projelerden biri. 2025 yılı itibariyle platformun toplam işlem hacmi trilyon doları aşmış durumda ve HYPE token piyasa değeri en büyük ilk 20 kripto varlık arasına girecek seviyelere ulaştı. Uzmanlar, Hyperliquid’in önümüzdeki dönemde HyperEVM gibi yeniliklerle ekosistemini genişleteceğini ve geliştiricilerin bu ağ üzerinde daha fazla DeFi uygulaması inşa edeceğini öngörüyor. Ayrıca yönetişim mekanizmalarının olgunlaşması ve ağ doğrulayıcılarının dağıtık hale gelmesiyle, Hyperliquid tamamen topluluk tarafından yönetilen bir protokol haline gelebilir. Elbette rekabet ortamı ve teknik zorluklar söz konusu, ancak Hyperliquid hem teknoloji altyapısıyla hem de topluluk desteğiyle bu zorluklara yanıt verebilecek konumda. Sonuç olarak, Hyperliquid’in DeFi alanında öncü bir merkeziyetsiz vadeli işlemler platformu olarak büyümeye devam etmesi bekleniyor. Hyperliquid ve benzeri merkeziyetsiz türev protokolleri hakkında daha fazla bilgi için JR Kripto Rehber serimizi takip edin

Blockchain odaklı finansal çözümleriyle öne çıkan Ripple, dijital ödeme altyapısını genişletmek amacıyla önemli bir satın alma gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Şirket, stablecoin destekli ödeme platformu Rail’i 200 milyon dolar karşılığında bünyesine katacağını açıkladı. Anlaşmanın 2025 yılının dördüncü çeyreğinde tamamlanması bekleniyor.Toronto merkezli Rail, Galaxy Ventures ve Accomplice gibi yatırımcılar tarafından desteklenen bir ödeme altyapı sağlayıcısı. Şirket, işletmelerin stablecoin kullanarak uluslararası ödemeleri hızlı ve uygun maliyetli biçimde gerçekleştirmesine olanak tanıyor. Ripple’ın RLUSD stablecoin’ini piyasaya sürmesinin ardından gelen bu satın alma hamlesi, şirketin stablecoin alanındaki büyüme hedeflerinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.Ripple Başkanı Monica Long, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Stablecoin’ler modern finansın temel taşlarından biri haline geliyor. Rail ile birlikte, stablecoin’ler ve blockchain teknolojisini küresel ödemelerde daha da yaygınlaştırmayı hedefliyoruz,” ifadelerini kullandı. Long ayrıca, Ripple’ın halihazırda dünya çapında en yaygın kullanılan dijital varlık ödeme ağlarından birine sahip olduğunun da altını çizdi.Rail ne sunuyor?Rail’in Ripple bünyesine katılmasıyla birlikte sunulacak hizmetler oldukça geniş kapsamlı olacak. Yeni sistem sayesinde:Kullanıcılar, ABD doları dahil birçok para birimiyle stablecoin üzerinden ödeme alıp gönderebilecek, üstelik bilançolarında kripto tutmak zorunda kalmadan.Şirketler, üçüncü taraf ödemeleri veya iç finansman akışlarını aynı platform üzerinden kolayca yönetebilecek.RLUSD, XRP ve diğer dijital varlıklar aracılığıyla gerçekleştirilecek ödemeler için yüksek likidite ve rekabetçi fiyatlandırma sağlanacak.Sanal hesaplar sayesinde, kullanıcılar kripto banka hesabı veya merkezi borsa cüzdanı açmadan işlem gerçekleştirebilecek.Tek bir API ile 7/24 çalışan altyapıya bağlanmak mümkün olacak. Bu, finansal sistemlerle entegre olmayı kolaylaştıracak.Ripple’ın 60’tan fazla finansal lisansı, düzenlemelere uygun ve güvenli işlem süreçleri sunacak.12’den fazla bankayla kurulan iş birlikleri sayesinde küresel kapsama alanı artırılacak.Rail CEO’su Bhanu Kohli de satın alımla ilgili olarak, “Son dört yılda Rail, stablecoin'ler ile uluslararası iş ödemelerini en hızlı şekilde gerçekleştirme kabiliyetiyle öne çıktı. Ripple ile aynı vizyonu paylaşıyoruz ve bu yeniliği dünya genelinde milyonlarca işletmeye ulaştırmaktan heyecan duyuyoruz,” dedi. Rail’in, 2025 yılı içinde küresel B2B stablecoin ödemelerinin %10’undan fazlasını gerçekleştirmesi bekleniyor.Ripple’ın büyüme stratejisiBu hamle, Ripple’ın aktif büyüme ve genişleme stratejisinin bir devamı niteliğinde. Şirketin bugüne kadar yaptığı stratejik satın alma ve yatırımların toplamı 3 milyar doları aşmış durumda. Ripple, dijital varlıklarla ilgili ödeme, saklama ve stablecoin çözümleriyle düzenleyici güveni de sağlamayı amaçlıyor.Ripple’ın çözümleri, geleneksel finans altyapısını blockchain teknolojisiyle entegre ederek hem daha düşük maliyetli likidite erişimi sunuyor hem de dijital varlıkların güvenli şekilde saklanmasına olanak tanıyor. Şirket, XRP Ledger ve XRP token’ı gibi ürünleriyle hızlı, düşük maliyetli ve ölçeklenebilir işlemler sunma hedefini sürdürüyor. Yazım sırasında XRP, yüzde 4'lük bir yükseliş ile 3 doların üzerinde işlem görüyor
