ABD Merkez Bankası (Federal Reserve/Fed), ödeme sistemlerinde yenilik ve gelişen teknolojilerin rolünü tartışmak üzere 21 Ekim 2025’te önemli bir konferans düzenleyeceğini duyurdu. Fed’in bu etkinliği, hem geleneksel finans hem de kripto ekosistemi açısından kritik başlıkları gündeme taşıyacak: stablecoin’ler, merkeziyetsiz finans (DeFi), tokenizasyon ve yapay zekânın ödeme altyapısına entegrasyonu.
Konferansın ana gündemleri
Fed’in açıklamasına göre, konferansta özellikle ödeme sistemlerinin nasıl daha güvenli, hızlı ve verimli hale getirilebileceği masaya yatırılacak. Fed Guvernörü Christopher Waller, inovasyonun değişen müşteri ve işletme ihtiyaçlarını karşılamak için vazgeçilmez olduğunu vurguladı. Waller, “Yeni teknolojilerin fırsatlarını ve zorluklarını incelemeyi, ödemelerin güvenliği ve verimliliğini artıracak fikirleri bir araya getirmeyi ve geleceği şekillendirenlerden doğrudan dinlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum” dedi.
Etkinlikte öne çıkacak paneller arasında şunlar yer alıyor:
- Geleneksel finans ile DeFi modellerinin yakınsaması
- Stablecoin kullanım senaryoları
- Ödeme sistemlerinde yapay zekâ uygulamaları
- Finansal ürün ve hizmetlerin tokenizasyonu
Ayrıca Fed’in konferans gündemine aldığı bir diğer konu da stablecoin rezervlerinin bankacılık sistemine olası etkileri. Daha önce yayımlanan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) tutanaklarında, dolar bazlı stablecoin’lerin ödeme verimliliğini artırabileceği, ancak bankacılık sektörü açısından denetim ihtiyacını da beraberinde getirdiği belirtilmişti.
Trump dönemi politikaları ve Fed’in yeni yönelimi
Fed’in bu hamlesi, ABD’de son dönemde kripto varlıklarla ilgili daha esnek bir yaklaşımın işareti olarak yorumlanıyor. Özellikle Trump yönetimi döneminde atılan adımlar, merkez bankasının kripto ve stablecoin piyasalarına daha açık bir bakış geliştirmesine zemin hazırladı.
Nisan ayında Fed, bankaların kripto varlık hizmeti sunmasını zorlaştıran eski rehberlik belgelerini geri çekmiş ve dijital varlıklarla ilgilenen bankalara yönelik özel denetim programını sonlandırmıştı. Bu gelişme, sektörde uzun süredir şikâyet konusu olan “crypto debanking” uygulamalarının da son bulması olarak değerlendirildi.
Ayrıca Temmuz ayında yürürlüğe giren GENIUS Act, stablecoin’ler için kapsamlı bir federal düzenleme çerçevesi oluşturdu. Bu yasa, stablecoin’lerin denetlenebilirliğini artırırken, aynı zamanda finansal sistemde daha yaygın kullanımının önünü açtı.
Christopher Waller ise bu sürecin en dikkat çeken figürlerinden biri. Trump tarafından Fed’e atanan Waller, blockchain tabanlı finansal altyapıları “teknolojik evrim” olarak tanımlıyor. Wyoming Blockchain Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, DeFi işlemlerini kredi kartı işlemleriyle kıyaslayarak, akıllı kontratların ve dağıtık defterlerin finansal sistem için doğal bir gelişim olduğunu savundu.
Doların küresel rezerv para statüsü için stratejik hamle
Fed’in ödeme inovasyonuna bu denli önem vermesinin arkasında, ABD dolarının küresel rezerv para statüsünü koruma motivasyonu da var. BRICS ülkelerinin alternatif rezerv para arayışları ve altına yönelik artan talep, doların konumunu tehdit ediyor. Stablecoin’lerin küresel çapta hızlı transfer imkânı sağlaması, doların etkinliğini sürdürmek için kritik bir araç olarak görülüyor.
Waller, stablecoin’lerin özellikle yüksek enflasyon yaşayan ve bankacılık hizmetlerine erişimin kısıtlı olduğu ekonomilerde dolara erişimi kolaylaştırdığını vurguladı. Ona göre stablecoin’ler, doların 7/24 erişilebilirliğini artırarak küresel kullanımını daha da genişletebilir.