Haberler

Altcoin Haberleri

Altcoin Haberleri

Altcoin ile ilgili tüm makale ve haberlere göz atın. Altcoin hakkında en son haberler, analizler ve görüşler.

SushiSwap (SUSHI) Nedir?

DeFi dünyası hızla büyürken, yeni protokoller de kendi tarzlarını ortaya koyuyor. SushiSwap ise bu alandaki en dikkat çekici projelerden biri. Her ne kadar Uniswap’in bir klonu (fork'u) olarak başlamış olsa da, zamanla kendi ayakları üzerinde durmayı başardı ve yepyeni özelliklerle donatıldı. Artık sadece bir takas platformu değil; staking, farming, borç alma-verme, hatta çapraz zincir transferleri bile mümkün. Bu yazıda, SushiSwap’in ne işe yaradığını, nasıl çalıştığını ve neden DeFi dünyasında öne çıktığını adım adım inceleyeceğiz.SushiSwap’ın Tanımı ve Ortaya ÇıkışıSushiSwap’i en basit haliyle, emir defteri olmadan çalışan bir kripto para borsası olarak düşünebiliriz. Yani kullanıcılar, al-sat işlemlerini merkezi bir yapı olmadan, likidite havuzları üzerinden yapar. Bu modele “otomatik piyasa yapıcı” ya da kısaca AMM deniyor. Sisteme token yatıran kullanıcılar da “likidite sağlayıcıları” olarak işlem ücretlerinden pay alıyor. SushiSwap, 2020 yılında anonim geliştirici “Chef Nomi” tarafından başlatıldı. Bu, bir tür takma ad kullanan geliştiricinin kimliğinin başlangıçta bilinmediği anlamına geliyor. Chef Nomi'nin adı, Twitter profilinde kullandığı fotoğrafta yer alan 'Chef Nomi' adlı Hearthstone kartından geliyor. Geliştirici hakkında çok az şey biliniyor ve hesapları SushiSwap'in lansmanıyla hemen hemen aynı zamanda oluşturulmuş. SushiSwap arayüzü. Kaynak: Sushi.com Platform, Uniswap'in açık kaynak kodunun bir forku olarak doğdu. Uniswap de Ethereum blockchaini üzerine kurulu popüler bir merkeziyetsiz borsa (DEX) idi. Fork, bir blockchainin protokolünde yapılan bir değişiklik sonucu blockchainin ikiye ayrılması anlamına geliyor. Chef Nomi ve ekibi, Uniswap protokolünü alıp üzerine kendi "benzersiz dokunuşlarını" ekleyerek SushiSwap'i yarattılar. Bu dokunuşlar arasında, platformun yerel token'ı olan SUSHI aracılığıyla ek staking özellikleri ve yönetişim seçenekleri bulunuyordu.SushiSwap, merkezi bir otorite veya aracı olmadan kullanıcılar arasında doğrudan token takası sağlar. Yani, tamamen merkeziyetsiz bir yapıya sahip. Bu da onu tipik bir DEX coin örneği yapıyor. Zamanla SushiSwap, sadece bir AMM olmanın ötesine geçerek, toplayıcı (aggregator), AMM ve token staking mekanizmaları gibi çeşitli DeFi ürünleri sunan çok yönlü bir ekosisteme dönüştü. Kullanıcılara daha fazla kontrol ve kazanç fırsatları sunmayı hedefledi.SushiSwap’ın Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıSushiSwap’in geçmişi, DeFi tarihindeki en ilginç ve inişli çıkışlı hikayelerden biri. Her şey 2020 yazında başladı. Uniswap’in açık kaynak kodu temel alınarak oluşturulan SushiSwap, “vampir madencilik” diye adlandırılan agresif bir stratejiyle sektöre giriş yaptı. Bu strateji şuydu: Uniswap’e likidite sağlayan kullanıcılar, LP token’larını SushiSwap’e taşıdıklarında ek olarak SUSHI token kazanıyorlardı. Bu durum milyarlarca dolarlık likiditenin SushiSwap’e akmasına neden oldu. Uniswap topluluğu neye uğradığını şaşırırken, SushiSwap daha ilk günlerinde tüm dikkatleri üzerine çekti.2020 - Lansman ve Uniswap likiditesi “vampir madencilik” yöntemiyle çekildiSushiSwap, Ağustos 2020'de Uniswap'in protokolünü forklayarak piyasaya sürüldü. Başlangıçta hızla dikkat çekti. Bunun temel nedeni, likidite sağlayıcılarını SUSHI yönetişim token'ı ile ödüllendiren cazip teşvik sistemiydi. SushiSwap, Uniswap'e karşı "vampir saldırısı" veya "vampir madencilik" olarak adlandırılan benzersiz bir strateji uyguladı. Bu stratejide, Uniswap'e likidite sağlayan kullanıcılar, LP token'larını SushiSwap'e yatırarak ek SUSHI token'ları kazanmaya teşvik edildi. Chef Nomi, Uniswap'in açık kaynak protokolünü forklayarak ve "topluluk odaklı" özellikler ekleyerek Uniswap'ten milyarlarca dolarlık likiditeyi kendi platformuna çekti. Bu durum, DeFi alanında rekabetin doğasını değiştiren bir vaka çalışması haline geldi. Uniswap topluluğu neye uğradığını şaşırırken, SushiSwap daha ilk günlerinde tüm dikkatleri üzerine çekti.Ama sonra bir kriz patlak verdi. Kurucu Chef Nomi, 27 milyon dolarlık SUSHI fonunu bir anda cüzdanına çekince “exit scam” paniği başladı. Topluluk ayağa kalktı.Chef Nomi olayıLansmanın hemen ardından, Chef Nomi'nin yaklaşık 27 milyon dolarlık SUSHI token'ı geliştirme fonlarını çektiği ortaya çıktı. Bu durum, DeFi topluluğunda büyük endişeye ve "exit scam" (dolandırıcılık) iddialarına yol açtı. Bu tartışma, SUSHI fiyatının düşmesine neden oldu. Ancak, topluluğun yoğun tepkisi üzerine Chef Nomi, fonları geri verdi. 11 Eylül 2020'de 14 milyon dolar (fon cinsinden) değerindeki ETH'yi hazineye iade etti. Özür diledi ve kararının bekleneni karşılamadığını söyledi. Bu olay, SushiSwap'in "tartışmalı geçmişi" olarak anılıyor. Sushi daha sonra toparlansa da, Chef Nomi'nin 2020 yılındaki tartışmalı hareketleri, TVL'nin sert şekilde düşmesine neden olmuştu. Bu krizin ardından, Chef Nomi projeyi artık kendisinin yönetemeyeceğini duyurdu ve kontrolü o dönemin yükselen figürü Sam Bankman-Fried’a devretti. FTX ve Alameda Research’ün kurucusu olan SBF, kısa süreliğine “yeni master chef” rolünü üstlendi. Bu geçiş, projeye bir süreliğine istikrar kazandırdı. Ardından kontrol, topluluk oylamalarıyla Sushi DAO’ya yani topluluğun kendisine geçti. 2022’de ise Jared Grey, “Head Chef” olarak projeye liderlik etmeye başladı.İlginç bir şekilde, SushiSwap'in ilk dönemlerinde projeye kısa süreliğine liderlik eden Sam Bankman-Fried (SBF), daha sonra kripto para dünyasının en büyük skandallarından birinin merkezinde yer aldı. Kurucusu olduğu FTX borsası, Kasım 2022'de iflas etti ve milyarlarca dolarlık müşteri fonunun kaybolduğu ortaya çıktı. Bu gelişmelerin ardından SBF, dolandırıcılık ve kara para aklama dahil olmak üzere çeşitli suçlamalarla yargılandı ve 25 yıl hapis cezasına çarptırıldı.2021–2023 ve sonrası: SushiXSwap, Kashi lending, Furo, NFT pazaryeri ve zincir çözümleriTartışmalı başlangıcına rağmen, SushiSwap önemli ölçüde büyüdü ve gelişti. Mayıs 2021'de yaklaşık 30 milyar dolarlık işlem hacmine ulaştı. Kasım 2021'de platformdaki kilitlenen toplam değer (TVL) 8 milyar doları aştı. SushiSwap, sürekli yenilik yaparak ürün yelpazesini genişletti. Bu genişleme, çapraz zincir entegrasyonlarını, ödüllü farming araçlarını ve çeşitli DeFi modüllerini içeriyordu. SushiXSwap, kullanıcılara farklı blockchainler arasında sorunsuz varlık transferi sağlayan bir çapraz zincir swap aracıdır. V2 sürümü ile desteklenen ağlar artırıldı ve USDC'nin Cross-Chain Transfer Protocol (CCTP) entegrasyonu ile çapraz zincir işlemler daha da kolaylaştı.Ayrıca, akıllı sözleşmeler için bir kasa olan BentoBox, BentoBox üzerinde çalışan bir lending protokolü olan Kashi (kullanıcılar teminatlı borç alıp verebilir) ve zamanlanmış ödemeler ve token hak edişleri için kullanılan Furo gibi DeFi modülleri ekosisteme derinlik kattı. Furo, her üyenin pozisyonunu bir non-fungible token (NFT) olarak tokenleştirerek çalışır. Kashi’nin 2023’ün başlarında uygulamadan kalktığının altını çizmekte fayda var.Diğer yandan SushiSwap, merkeziyetsiz finans (DeFi) alanındaki yenilikçi yaklaşımını NFT pazarına taşıyarak Shoyu adlı NFT platformunu geliştirdi. Shoyu, sanatçılar ve içerik üreticileri için kullanıcı dostu bir deneyim sunmayı hedefleyen bir NFT pazaryeridir. Platform, mevcut NFT pazarlarının sınırlamalarını aşmayı amaçlayarak, daha geniş dosya formatları desteği, gelişmiş görsel sunum seçenekleri ve Ethereum üzerindeki yüksek işlem ücretlerini azaltma gibi özellikler üzerinde çalışmakta.SushiSwap Neden Değerli?SushiSwap, “sadece bir DEX” olmanın çok ötesine geçmiş, geniş bir DeFi protokolü haline gelmiş durumda. Kullanıcılara sunduğu geniş ürün yelpazesi, yönetişim modeli, çapraz zincir desteği ve pasif gelir fırsatlarıyla, sektördeki diğer AMM projelerinden ciddi şekilde ayrışıyor. Peki, SushiSwap’i bu kadar özel kılan şeyler neler? SushiSwap nasıl çalışır? Gelin, hep birlikte bakalım…Otomatik Piyasa Yapıcı (AMM) modeli üzerine kurulu güçlü altyapıSushiSwap’in temelinde, geleneksel emir defteri yapısını ortadan kaldıran AMM modeli yer alıyor. Bu yapı sayesinde kullanıcılar, herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan token alım-satımı yapabiliyor.Sistemdeki likidite, kullanıcılar tarafından sağlanıyor ve her takas işleminden doğrudan pay alıyorlar. Bu, likidite sağlayıcıları için gerçek bir kazan-kazan ortamı yaratıyor. Ayrıca, AMM tabanlı bu yapı sayesinde SushiSwap, sürekli likidite ve fiyat kayması açısından düşük bir oran sunabiliyor.SUSHI token ile yönetişim gücü, staking ve gelir paylaşımıSUSHI coin nedir? SUSHI, SushiSwap platformunun yerel yönetişim token’ıdır ve ekosistemin merkezinde yer alır. Bu token, sadece bir kripto para birimi değil; aynı zamanda platformun işleyişinde söz sahibi olmayı ve kazanç elde etmeyi mümkün kılan çok işlevli bir araç.Peki, SUSHI token ne işe yarar? Öncelikle, SushiSwap’in geleceğini şekillendiren topluluk oylamalarına katılma hakkı verir. Kullanıcılar, SUSHI token’ları aracılığıyla yeni özellik tekliflerine oy verebilir, geliştirme fonlarının nasıl dağıtılacağına karar verebilir veya yönetişimle ilgili diğer protokol güncellemelerine katkı sağlayabilirler.Bu noktada önemli bir detay devreye giriyor: Yönetişim hakları doğrudan SUSHI sahiplerine değil, bu token’ları stake eden kullanıcılara aittir. Kullanıcılar, ellerindeki SUSHI token’ları SushiBar üzerinden stake ederek karşılığında xSUSHI alırlar. Bu xSUSHI, yalnızca yönetişim gücü sağlamakla kalmaz; aynı zamanda SushiSwap’in işlem hacminden elde ettiği protokol gelirlerinin bir kısmına ortak olma imkânı sunar. Bu sistem, SUSHI coin staking işlemini daha da cazip kılar. Zamanla protokol üzerinde yapılan işlemlerden elde edilen ücretler birikir ve bunlar, xSUSHI sahiplerine otomatik olarak dağıtılır. Bu da kullanıcılar için aktif işlem yapmadan gelir elde etme imkânı anlamına gelir. Kısacası, SushiSwap ekosisteminde passive income DeFi yani pasif gelir elde etmek mümkün hale gelir.Ayrıca, platform sadece staking yoluyla değil, likidite sağlama yoluyla da kullanıcılarına kazanç fırsatları sunar. Kullanıcılar, belirli token çiftlerini havuzlara yatırarak hem işlem ücretlerinden pay alırlar hem de “Onsen” olarak adlandırılan özel havuzlarda SUSHI ödülleri kazanabilirler. Bu çift yönlü teşvik modeli, hem yatırımcıları hem de DeFi meraklılarını SushiSwap’e çeken önemli bir unsur.Geliştirici topluluğu tarafından sürekli güncellenen açık kaynaklı platformSushiSwap, başlangıçta Uniswap'in açık kaynak kodunun bir forku olsa da, zamanla kendi benzersiz özelliklerini geliştirdi. Platform, merkeziyetsiz bir otonom organizasyon (DAO) olan Sushi DAO tarafından yönetilir. Bu, SUSHI token sahiplerinin platformun geleceği hakkında karar verme yetkisine sahip olduğu bir SushiSwap yönetişim modeli. Projenin arkasındaki topluluk tabanlı DeFi yapısı, sürekli inovasyona ve yeni özelliklerin eklenmesine olanak tanır. Chef Nomi'nin fonları geri vermesinden sonra kontrolün topluluğa devredilmesi de bu topluluk yapısını güçlendirdi.Çapraz zincir desteği, ödüllü farming modelleri ve farklı DeFi modülleriSushiSwap, ilk bakışta sadece bir DEX gibi görünse de, sunduğu ürün yelpazesiyle DeFi alanında çok daha fazlasını vaat ediyor. Platform, sadece token takasıyla sınırlı kalmayarak, kullanıcılarına zincirler arası işlem imkânı, likidite teşvikleri ve borç alma-verme çözümleri sunan çok yönlü bir DeFi ekosistemi haline gelmiş durumda. En dikkat çekici özelliklerinden biri olan SushiXSwap, SushiSwap’in gerçek anlamda cross-chain DEX yapısına kavuşmasını sağlıyor. Bu modül sayesinde kullanıcılar, Ethereum, Arbitrum, Optimism, Polygon, Binance Smart Chain ve daha birçok blockchain arasında, köprüleme (bridging) ya da token sarma (wrapping) işlemlerine ihtiyaç duymadan, doğrudan token takası yapabiliyor. Özellikle SushiXSwap v2 ile birlikte desteklenen ağ sayısı arttı, transfer süreleri kısaldı ve kullanıcı deneyimi daha da sadeleşti.Bu çapraz zincir yapı, farklı blockchain ekosistemleri arasında sermaye hareketliliğini kolaylaştırarak SushiSwap’i çok zincirli DeFi dünyasında öne çıkan bir oyuncu haline getiriyor. Ayrıca platform, Circle’ın Cross-Chain Transfer Protocol (CCTP) gibi entegrasyonlarla özellikle USDC gibi stablecoin'lerin zincirler arası kullanımını daha da sorunsuz hale getiriyor. Kullanıcıların kaynak zincirdeki işlem ücretlerini doğrudan karşılayabilmesini sağlayan Payload Executors gibi yenilikçi bileşenler de, çapraz zincir işlemleri daha sezgisel ve erişilebilir bir hale getiriyor.Öte yandan, SushiSwap sadece kullanıcı dostu bir takas deneyimi değil; aynı zamanda kazanç odaklı mekanizmalar da sunuyor. Platformun sunduğu SushiSwap farming modelleri, kullanıcıların likidite sağlayarak pasif gelir elde etmelerine olanak tanıyor. Bu sistemde, kullanıcılar çeşitli token çiftlerini SushiSwap havuzlarına yatırarak likidite sağlayıcısı (LP) konumuna geliyor. Bu yatırımlar karşılığında hem işlem ücretlerinden pay alıyorlar hem de "Onsen" olarak adlandırılan özel havuzlarda ek SUSHI token ödülleri kazanabiliyorlar.SushiSwap farming sistemini diğerlerinden ayıran en önemli detaylardan biri ise 2x Rewards Farms adı verilen çift ödüllü teşvik mekanizması. Bu modellerde kullanıcılar yalnızca SUSHI değil, aynı zamanda o havuzun bulunduğu blockchain’in yerel token’ını da kazanabiliyor. Örneğin Arbitrum ağındaki bir havuza katkıda bulunan kullanıcı, hem SUSHI hem de ARB token ile ödüllendiriliyor. Bu sistem, sadece kazancı artırmakla kalmıyor, aynı zamanda zincir çeşitliliğini teşvik ederek DeFi katılımını daha da demokratikleştiriyor.SushiSwap’in DeFi çözümleri bununla da sınırlı değil. BentoBox adlı altyapı kasası üzerine inşa edilen SushiSwap lending modülleri, platformun finansal hizmetler tarafını daha da derinleştiriyor. Bu kapsamda en öne çıkan modül ise Kashi idi. 2023’te faaliyetleri sona eren Kashi, kullanıcıların çeşitli kripto varlıkları teminat göstererek borç alıp verebildiği, izole riskli lending havuzları sunan bir sistem idi. Her havuz farklı risk profillerine sahip olduğundan, kullanıcılar kendi tercih ve stratejilerine göre pozisyon alabiliyordu.Bunun yanında, zamanlanmış token ödemeleri ve hak ediş sistemleri için geliştirilen Furo, özellikle DAO’lar, yatırım fonları ya da düzenli ödeme yapan projeler için oldukça işlevsel bir araç. Furo üzerinden yapılan ödemeler birer NFT olarak temsil ediliyor, bu da işlemlerin şeffaf ve takip edilebilir olmasını sağlıyor.Geniş token desteğiSushiSwap, Ethereum tabanlı ERC-20 token'ları başta olmak üzere birçok farklı kripto parayı destekliyor. Böylece 11.000'den fazla işlem çiftini işleyecek hale geldi. Bu çeşitlilik, kullanıcılara geniş bir işlem yelpazesi sunuyor.Güvenlik önlemleriÇoklu imza (multi-sig) cüzdanları, hata ödülü programları (bug bounties) ve FailSafe sistemi gibi çeşitli güvenlik önlemleriyle kullanıcı varlıklarını korumayı hedefler. Düzenli güvenlik denetimleri de yapılır. Multi-sig sistemi, işlem onayı için birden fazla yetkilinin onayını gerektirerek yetkisiz erişimi zorlaştırır.SushiSwap’ın Kurucusu Kim?Daha önce de belirttiğimiz gibi, SushiSwap Chef Nomi takma adlı anonim geliştirici tarafından başlatıldı. Chef Nomi kimdir sorusunun tam bir cevabı olmasa da, bu takma adın Hearthstone kartından geldiğini biliyoruz. Ayrıca hesaplarının projenin lansmanıyla aynı zamanda oluşturulduğunu da. Chef Nomi, Uniswap protokolünü forklayarak SushiSwap'i yarattı. Ancak, Chef Nomi'nin geliştirme fonlarını çekmesiyle ortaya çıkan tartışma sonrasında, fonları iade etti ve projenin kontrolünü topluluğa devretti. Başlangıçta kontrol Sam Bankman-Fried'e geçici olarak devredilmiş olsa da, platform daha sonra tamamen topluluğun yönetimine geçti.Günümüzde SushiSwap, merkeziyetsiz bir otonom organizasyon (DAO) olan Sushi DAO tarafından yönetiliyor. Bu SushiSwap yönetişim modeli ile SUSHI token sahipleri, platformun geleceği, protokol değişiklikleri ve gelişim yönleri hakkında karar verme yetkisine sahip. Önemli kararlar, fon tahsisi gibi, topluluk oylamasına tabi. Bu, SushiSwap'in gerçekten topluluk tabanlı DeFi odaklı bir protokol olmasını sağlar. Yani, projenin "kurucusu" anonim olsa da, platformun yönetimi artık merkeziyetsiz bir yapıda, token sahiplerinin elinde.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)SushiSwap oldukça kapsamlı bir DeFi protokolü olduğu için, yeni başlayanlar veya platforma geri dönen kullanıcılar açısından bazı temel soruların yanıtları önem taşıyor. Aşağıda, en çok merak edilen konuları derledik:SushiSwap nedir ve nasıl çalışır?: SushiSwap, Ethereum ve diğer ağlarda çalışan bir merkeziyetsiz borsa (DEX)’tır. Emir defteri yerine otomatik piyasa yapıcı (AMM) modelini kullanır; kullanıcılar likidite havuzları aracılığıyla token takası yapar.SUSHI token ne işe yarar?: SUSHI, SushiSwap’in yönetişim token’ıdır. Sahiplerine oy kullanma hakkı, staking yoluyla pasif gelir ve platformun protokol gelirlerinden pay alma imkânı sunar.SushiSwap ile Uniswap arasındaki fark nedir?: SushiSwap, Uniswap’in fork’u olarak başlamış ama daha sonra yönetişim özellikleri, farming teşvikleri, staking ve cross-chain swap gibi ek modüllerle kendine özgü bir yapıya kavuşmuştur.Chef Nomi kimdir ve neden anonim?: Chef Nomi, SushiSwap’in 2020’deki kurucusudur. Gerçek kimliği bilinmiyor; takma adı, Hearthstone’daki bir karakterden alınmış. Projeyi başlattıktan kısa süre sonra topluluğa devretti.SushiSwap’ta pasif gelir nasıl elde edilir?: Kullanıcılar, SUSHI token’larını stake ederek xSUSHI kazanabilir ve protokol gelirlerinden pay alabilir. Ayrıca, likidite sağlayarak işlem ücretlerinden ve farming ödüllerinden ek gelir elde edebilirler. DeFi dünyasında topluluk odaklı projelerin gücünü görmek ve SUSHI token ile pasif gelir fırsatlarını keşfetmek için JR Kripto Rehber serimize göz atın.

·
27 Haz 2025
SushiSwap (SUSHI) Nedir?

Ripple-SEC Davası Kızışıyor: Mahkemeden Özel Uzlaşma Talebine Ret

Kripto para piyasasının en uzun soluklu ve en çok tartışılan hukuk mücadelesi olan Ripple ile ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) davası, tam bitiyor derken yeni bir dönemece girdi. ABD Bölge Yargıcı Analisa Torres, tarafların sunduğu ve davanın daha önceki kararlarını geçersiz kılabilecek özel uzlaşma talebini resmen reddetti. Bu gelişme, Ripple'ın davadaki pozisyonunu karmaşık hale getirdi ve XRP fiyatında da kısa vadeli dalgalanmalara neden oldu.Ripple ve SEC davasında kritik talebe ret geldiSEC ve Ripple, mahkemeye ortak bir başvuru yaparak, kamuya açık kararın özel bir anlaşmayla bertaraf edilmesini talep etmişti. Ancak Yargıç Torres, bu tür özel uzlaşmaların, hukuki olarak alınmış nihai kararları geçersiz kılamayacağını net şekilde vurguladı. Kararında, "Hukuk temelinde alınmış bir yargı kararını yalnızca yasa değişirse yeniden değerlendirebilirim. Tarafların kendi aralarında vardığı anlaşmalar, mahkeme kararlarını yok sayamaz" ifadelerine yer verdi. Bu karar, Ripple'ın 125 milyon dolarlık para cezası ve kurumsal satışlar üzerindeki hukuki kısıtlamalarla yüzleşmeye devam edeceği anlamına geliyor. Ayrıca dava süreci 2026 sonlarına ya da 2027 başlarına kadar sürebilir. Ancak uzmanlara göre tarafların bu kadar uzun bir yargı süreci yerine temmuz sonu ya da ağustos başında bir uzlaşmaya varması daha olası bir senaryo.Kripto avukatı Fred Rispoli, sosyal medyada yaptığı açıklamada, her iki tarafın da 2. Daire Temyiz Mahkemesi’ne ağustos ayında dava sürecine dair bir güncelleme sunması gerektiğini belirtti. Rispoli’ye göre bu güncellemede ya temyiz sürecine devam edileceği ya da uzlaşma sağlandığı açıklanacak. Ripple'ın geçmiş aylarda daha geniş bir uzlaşma talep ettiği, ancak mahkemenin buna sıcak bakmadığı biliniyor.XRP ETF’ine onay gelme olasılığı yükselmiştiRipple’ın SEC ile olan hukuki mücadelesi, sadece şirketin geleceğini değil, aynı zamanda XRP’nin piyasa görünümünü ve ETF onay ihtimallerini de etkiliyor. Bloomberg’in yakın zamanda yayımladığı bir rapora göre, XRP’nin 2025 yılında bir ETF onayı alma olasılığı yüzde 85’e yükseldi. Bu iyimserliğin temelinde kurumsal yatırımcıların artan ilgisi ve ABD'deki kripto düzenlemelerinde netliğe doğru atılan adımlar yatıyor.Öte yandan, Ripple’ın karşılaştığı yasal engellere rağmen XRP, yoğun şekilde işlem görmeye devam ediyor. Yargıç Torres de kararında, SEC’in mevcut durumda XRP işlemlerine müdahale etmediğini, dolayısıyla bu aşamada piyasa faaliyetlerinin sekteye uğramayacağını belirtti. Yine de XRP fiyatı karar sonrası yüzde 4’lük bir düşüş yaşayarak 2,09 dolara kadar gerilese de kısa sürede 2,10 dolar civarında denge kazandı.

·
27 Haz 2025
Ripple-SEC Davası Kızışıyor: Mahkemeden Özel Uzlaşma Talebine Ret

ZRO Yorum ve Fiyat Analizi 26 Haziran 2025

ZRO Teknik Analiz: İkili Dip Formasyonu ZRO, son haftalardaki düşüş trendi sonrası kritik bir destek seviyesi altında ikili dip formasyonu oluşturarak teknik anlamda dikkat çekici bir destek alanı oluşturdu. Grafik üzerinde net şekilde görülen 1,55-1,60$ bölgesi, hem likidite bırakılmış hem de kritik destek altında dönüş bölgesi olarak ikinci kez çalışarak ikili dip formasyonu oluşturmuş bir bölge olarak karşımıza çıkıyor. İkili Dip Formasyonu Fiyatın bu bölgeye temas etmesiyle birlikte 1,72$ seviyelerine kadar bir tepki yükselişi oluşmuş durumda. Bu yükselişin destek-direnç dönüşümü gerçekleşen hatta kadar devamı retest olarak yorumlanabilir. Eğer retest dokunuşu gerçekleşirse düşüş onaylanmış olur. Burada pozitif momentum için bekleyeceğimiz hareket önceki mumlarda gördüğümüz gibi bu alanın hacimli bir şekilde kırılımı olacaktır.Yukarı yönlü hareketlerde fiyatın karşılaşacağı ilk güçlü direnç bölgesi 2,00-2,20$ arasıdır. Eğer fiyat bu bölgeyi kırıp üzerinde kalıcılık sağlayabilirse, bir sonraki hedef 2,73$ direnci olabilir. Bu bölge ise önceki tepe ve güçlü satış bölgesi olduğu için oldukça kritik öneme sahiptir. Öte yandan, 1,60$ altına sarkmalar olması durumunda ikili dip formasyonu geçersiz sayılır ve satış baskısı artabilir. Bu senaryoda ise 1,40-1,35$ aralığı yeni destek alanı olarak devreye girer.Özetle, ZRO, ikili dip formasyonu ile teknik olarak potansiyel bir dönüş alanında bulunuyor. Ancak formasyonun çalışabilmesi için 2,00$ üzeri kapanışlar şart. Aksi halde destek hattı kırılırsa düşüş trendi devam edebilir.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

·
26 Haz 2025
ZRO Yorum ve Fiyat Analizi 26 Haziran 2025

Pudgy Penguins (PENGU) Nedir?

Web3 evreninde sadece bir NFT koleksiyonu olmaktan çıkıp, küresel bir marka haline gelen Pudgy Penguins, dijital koleksiyon ekonomisinin en dikkat çekici başarı hikâyelerinden biri olarak öne çıkıyor. Başlangıçta sevimli penguen illüstrasyonlarından oluşan bir NFT serisi olarak yola çıkan bu proje, zamanla güçlü bir topluluk, etkileyici marka iş birlikleri ve kendi token'ı olan PENGU ile Web3’ün dinamik oyuncularından biri haline geldi. İster NFT’lere yatırım yapmak isteyen bir koleksiyoner olun, ister dijital dünyada bir marka inşa etmeyi hedefleyen bir girişimci ya da bu sevimli evrene katılmak isteyen yeni bir topluluk üyesi… Pudgy Penguins’in hikayesi, Web3’ün sunduğu fırsatları ve dönüşüm potansiyelini yakından keşfetmeniz için ilham verici bir başlangıç noktası sunuyor.Gelin şimdi bu ikonik projenin NFT markalaşma örneği olarak nasıl doğduğuna, neden bu kadar değerli görüldüğüne ve gelecekte neler vadettiğine birlikte göz atalım.Pudgy Penguins’in Tanımı ve Ortaya ÇıkışıPudgy Penguins, ilk bakışta sadece sevimli penguen çizimlerinden oluşan bir NFT koleksiyonu gibi görünse de, işin aslı çok daha derin. 2021 yılında Ethereum ağı üzerinde hayata geçirilen bu proje, toplamda 8.888 adet benzersiz pengueniyle piyasaya çıktı ve kısa sürede dijital koleksiyon dünyasında kendine sağlam bir yer edindi. Ama hikâyesi burada bitmiyor. Çünkü Pudgy Penguins zamanla sadece bir NFT projesi olmaktan çıkıp; oyuncaklardan lisans anlaşmalarına, sosyal medya etkileşimlerinden metaverse'e kadar uzanan kocaman bir Web3 markasına dönüştü. “Web3 oyuncak markası”, “Lisanslı NFT gelir modeli”, “Ethereum NFT projeleri” denilince akla gelen isimlerden oldu.Pudgy Penguins’in çıkış noktası, “NFT’ler sadece profil fotoğraflarından ibaret değil” fikrinden besleniyor. Yani bu proje, sahip olduğunuz dijital varlıkların aynı zamanda markalaştırılabilir, lisanslanabilir ve gerçek dünya ürünlerine dönüştürülebilir olduğunu gösteren ilk örneklerden biri. Sevimli mi sevimli penguen figürleriyle başlasa da arkasındaki vizyon; dijital koleksiyonları herkesin erişebileceği ve benimseyebileceği bir kültür haline getirmek.Pudgy Penguins ilk olarak 2021’in Temmuz ayında mint edildi ve kısa sürede büyük bir ilgiyle karşılaştı. Her biri farklı kıyafet, aksesuar ve yüz ifadesine sahip bu penguenler, NFT camiasında koleksiyoncu ilgisini çekmeyi başardı. Bu dönemde NFT dünyasında yaşanan genel patlamanın da etkisiyle, Pudgy Penguins hızla trend olan projelerden biri haline geldi. Ancak zamanla pek çok rakibinin aksine, sadece hype ile sınırlı kalmadı—topluluğunu büyüttü, vizyonunu geliştirdi.Projenin ilk dönemlerinde bazı yönetim problemleri yaşansa da, 2022’de Luca Netz’in projeyi satın almasıyla işler değişti. Bu sahiplik değişikliği, Pudgy Penguins için adeta yeni bir dönemin kapısını araladı. Artık odakta sadece NFT sahipleri değil, Web3 dışındaki kullanıcılar da vardı.Sadece NFT mi?Bugün Pudgy Penguins'e baktığımızda elimizde sadece bir dijital koleksiyon değil, aynı zamanda fiziksel dünyaya taşınan bir marka görüyoruz. Oyuncaklar, peluşlar, lisanslı ürünler ve hatta çocuk kitapları bile bu ekosistemin bir parçası. 2023 itibarıyla Walmart gibi büyük perakende zincirlerinde Pudgy Penguins oyuncakları yerini aldı. Üstelik bu oyuncakların her biriyle birlikte, “Pudgy World” adlı dijital evrene bağlanmak mümkün. Kısacası NFT sahipliği sadece ekrandan ibaret değil; fiziksel dünyada da bir yansıması var. Son 3 ayda en yüksek fiyatlardan satılan bazı Pudgy Penguins NFT'leri. Kaynak: NFTPriceFloor Sosyal medya tarafında da oldukça aktif bir topluluk var. Proje ekibi, sadece yatırımcılara değil, aynı zamanda Web3'e ilgisi olan ama teknik konulara hâkim olmayan kişilere de ulaşmayı hedefliyor. Mizahi içerikler, viral tweet’ler ve herkesin anlayabileceği bir dil kullanmaları da bu yüzden. Böylece sadece kripto topluluğuna hitap etmiyorlar - Web3’ü halkla buluşturmaya çalışıyorlar.2024 yılında Pudgy Penguins evrenine yepyeni bir katman daha eklendi: PENGU coin. Peki, PENGU coin nedir? Ayrıca PENGU token ne işe yarar? PENGU, Pudgy Penguins markasının dijital ve fiziksel dünyadaki varlığını güçlendiren bir araçtır. Topluluk katılımını teşvik ederken, kullanıcıların ekosistemle daha derin bir etkileşim kurmasını sağlar. Ayrıca, staking ve ödül programları aracılığıyla yatırımcılara ek gelir fırsatları sunar. Ayrıca PENGU, Pudgy World içindeki oyunlaştırma ve dijital etkileşimler için kullanılabilecek bir araç olarak düşünülüyor. Yani iş artık sadece NFT sahipliğiyle sınırlı değil; projenin ekonomisine doğrudan katılım da mümkün hale geliyor.PENGU token’ın çıkışıyla birlikte, projenin “play-to-own” ve “social-fi” gibi kavramlarla da kesişmesi bekleniyor. Peki bu noktaya nasıl gelindi? Şimdi, projenin en başına dönelim ve Pudgy Penguins’in dikkat çeken tarihçesine yakından bakalım.Pudgy Penguins’in Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıPudgy Penguins, az önce de bahsettiğimiz gibi Ethereum blockchain’inde Temmuz 2021’de çıkarılmış, aralarında koleksiyoncu ruhu taşıyan 8.888 sevimli penguen avatarından oluşan bir NFT serisi. Her bir NFT, çıkışında yaklaşık 0.03 ETH (o zamanki değeriyle yaklaşık 90 dolar) fiyatla saniyeler içinde satıldı. Koleksiyon, kısa sürede çığ gibi büyüdü: Ağustos 2021’de New York Times’ta bile yer alarak taban fiyatını 6.000 doların üzerine taşıdı. Başlangıçta eğlenceli dijital resimler olarak doğan bu proje, zamanla birer marka öyküsüne dönüşerek sadece NFT’den öte bir ekosisteme dönüştü.Pudgy Penguins, ilk ortaya çıktığında sadece bir NFT koleksiyonu olarak başlasa da, bugün çok daha geniş bir yapının parçası hâline geldi. PMI Toys iş birliğiyle geliştirilen lisanslı “Pudgy Toys” oyuncak serileri, showroomlardan raflara uzandı. Ayrıca yıllar içinde sosyal medyada milyonlarca takipçiye ve devasa bir görünürlüğe ulaştı (1,7 milyon Instagram takipçisi, 39 milyar GIF paylaşımı gibi). Bu gelişmeler, Pudgy Penguins’ı sanal sanat dünyasının ötesine taşıyarak gerçek dünyaya da köprü kuran bir Web3 markası haline getirdi. Özetle, Pudgy Penguins yalnızca bir NFT koleksiyonu değil; sahiplerine özgü haklar sunan, oyuncaklar ve oyunlar üreten ve kendi token’ı PENGU’ya sahip zengin bir ekosistem. Tarihçesini şu şekilde de özetleyebiliriz:Temmuz 2021: Pudgy Penguins serisi 8.888 rastgele üretilmiş penguen NFT’si olarak Ethereum’da piyasaya sürüldü. Her NFT 0.03 ETH’den satışa çıktı ve kısa sürede tükendi. Ağustos 2021’de New York Times’ta yer alarak müthiş bir ilgi gördü. Bu sayede koleksiyonun taban fiyatı birkaç ay içinde 6.000 doların üzerine fırladı.2022 Başları: NFT piyasası yavaşlayınca Pudgy Penguins de değer kaybetmeye başladı. Topluluk içinde proje kurucusu Cole Villemain (takma adıyla ColeThereum) hakkında yönetim eleştirileri arttı. 2022 başında yapılan bir topluluk oylamasıyla Villemain görevden alındı. Sonraki aylarda Luca Schnetzler (sosyal medyada Luca Netz olarak tanınıyor) liderliğindeki yatırımcı grubu, projenin anahtarlarını 750 ETH (yaklaşık 2,5 milyon dolar) ödeyerek devraldı. Luca Netz’in yönetimi devralmasıyla koleksiyon tekrar değer kazandı (duyurudan sonraki birkaç günde taban fiyat 4.300 dolardan 8.900 dolara çıktı).2022 Sonbahar – 2023: Yeni yönetim hızlıca yol haritasını genişletti. 2022 yılı ortalarında PMI Toys ortaklığıyla “Pudgy Toys” isimli fiziksel oyuncak serisi ilan edildi ve NFT sahiplerinin tasarımlarının lisanslı ürünlere dönüştürülmesine olanak tanındı. NFT’ler, OverpassIP platformu aracılığıyla lisanslandı ve böylece oyuncak satışlarından gelirin önemli bir kısmı NFT sahiplerine aktarıldı. Mayıs 2023’te ilk oyuncak serisi Amazon’dan satışa çıktı; sonrasında Walmart, Target, Walgreens gibi dünya devlerinde de yer aldı. Bu serinin ilk yılında 750.000’den fazla ürün satıldı ve 10 milyon doların üzerinde gelir elde edildi. Aynı dönemde sosyal medya takipçi sayısı inanılmaz bir ivme yakaladı (2022 Temmuz’dan 2023 sonuna kadar Instagram takipçileri 100 binden 1,7 milyona ulaştı) ve Pudgy Penguins’ın marka değeri pekişti. 2023 içinde ekip 9 milyon dolar yatırım aldı ve WME ajansıyla anlaştı.2024 – PENGU Token: Kasım 2024’te Pudgy Penguins, kendi ekosistem token’ı PENGU’yu çıkaracağını duyurdu. Bu token, öncelikle pudgy NFT sahipleri ve diğer Web3 katılımcıları için Solana ağında dağıtıldı. Aralık 2024’te her NFT’ye sahibine 1,7 milyon PENGU token bölüştürüldü. Böylece Pudgy topluluğu bir token ekonomisiyle de ödüllendirildi. PENGU token dağıtım haritası 2025 ve Ötesi: Nisan 2025’te PENGU ekosistemi Solana ağında bir “PENGU Validator” doğrulayıcısı hizmete girdi. NFT ve token çabaları sürerken, Igloo Inc. şirketi altında “Pudgy World” adlı bir Pudgy Penguins metaverse projesi ve oyunu üzerine çalışıyorlar. Eğlenceli ve erişilebilir bir Web3 oyunu olarak tasarlanan oyun, milyonlarca insanı blockchain alanına dahil etmeyi hedefliyor. Oyuncular dijital penguen karakterlerini keşfedip özelleştirebilir, görevleri tamamlayabilir ve bir toplulukla bağlantı kurabilirler. Mythical Games ile geliştirilmekte olan “Pudgy Party” adlı bir mobil oyun gibi yeni projeler de yolda. Pudgy Party, çeşitli parkurlarda gezinen penguen temalı avatarların yer aldığı, işbirlikçi ve rekabetçi oynanışa odaklanan sosyal, parti tabanlı bir oyun olarak tanıtılıyor. Oyun, her beceri seviyesinden oyuncunun eğlenceye katılmasına olanak tanıyan "topla ve oyna" mekaniğini vurguluyor.PENGU Neden Değerli?PENGU, sadece bir kripto token olmanın ötesine geçerek, Pudgy Penguins ekosisteminin temel yapı taşlarından biri haline geldi. Aralık 2024’te Solana ağı üzerinde piyasaya sürülen PENGU token, topluluğu genişletmek, kullanıcı bağlılığını artırmak ve Pudgy markasını hem Web3 hem de geleneksel mecralarda daha güçlü bir hale getirmek amacıyla tasarlandı. Ancak PENGU’yu değerli kılan unsurlar, teknik altyapısının çok daha ötesine uzanıyor.NFT sahiplerine ödül, erişim ve gelir paylaşımıPENGU token, Pudgy Penguins NFT sahiplerine özel ayrıcalıklar sunmak üzere kurgulandı. Bu ayrıcalıklar arasında topluluk içi oylamalara katılım, staking yoluyla pasif gelir elde etme ve sadakat programları yer alıyor. Aynı zamanda gelecekte planlanan lisans geliri paylaşımı, NFT sahiplerinin sahip oldukları karakterlerden pasif gelir kazanmasına da imkân tanıyabilir. Bu model, NFT’yi sadece bir koleksiyon öğesi değil, aynı zamanda gelir potansiyeli taşıyan bir dijital varlık haline getiriyor. Böylece yatırımcıların elde tuttukları NFT’ler, zamanla ekonomik faydaya dönüşme potansiyeline sahip oluyor. Pudgy Penguins için 24 saatlik istatistikler. Kaynak: Magic Eden Web2 ve Web3 arasında köprü kuruyorPudgy Penguins, Web3 dünyasının getirdiği teknolojik yenilikleri, Web2’deki kullanıcı dostu deneyimlerle harmanlayan nadir projelerden biri. Fiziksel oyuncaklardan sosyal medya içeriklerine kadar uzanan bu strateji, PENGU token’ın da iki dünya arasında bir bağ kurmasını sağlıyor. PENGU, hem dijital dünyadaki Web3 kullanıcıları için bir etkileşim ve yatırım aracı, hem de fiziksel ürünlere entegre edilen bir sadakat mekanizması görevi görüyor. Yani token sadece dijital cüzdanlarda değil, gerçek dünyada da bir karşılık buluyor.Dijital ve fiziksel ekosistemde kullanım alanı sağlıyorPENGU token, ekosistem içinde çok sayıda kullanım alanına sahip. Öncelikle, Pudgy World içinde oyunlaştırılmış etkileşimlerde kullanılabiliyor. Bunun dışında fiziksel ve dijital ürünlerde ödeme aracı olarak işlev görmesi hedefleniyor. Örneğin, Pudgy Penguins’in dünya genelinde satışta olan fiziksel oyuncakları da bu ekosistemin bir parçası; gelecekte bu ürünlerde PENGU ile ödeme yapılabilmesi veya sahiplerine özel avantajlar sunulması gündemde. Küçük bir Pudgy Penguins oyuncak koleksiyonu. Kaynak: PudgyMedia/ Pudgy Penguins toy collection ABD merkezli mağaza zinciri Walmart'ta satılan oyuncaklar. Kaynak: Walmart Ayrıca PENGU stake edilerek pasif gelir elde etmek de mümkün. PENGU stake sistemi nasıl işliyor? Proje, Solana ağı üzerinde kendi validator’ını (Pengu Validator) kurarak kullanıcıların SOL stake etmesini sağlıyor ve bu doğrultuda %7 ila %11 arasında değişen yıllık getiri (APY) sunuyor. Böylece token sadece içsel değil, harici bir ekonomik değer üretme kapasitesine de sahip oluyor.Güçlü marka, yüksek görünürlükPENGU’nun değerinin arkasında sadece teknik özellikler değil, aynı zamanda Pudgy Penguins’in markalaşma başarısı da yatıyor. CoinMarketCap’te milyonlarca kişi tarafından takip ediliyor. Sosyal medya platformlarında da geniş bir takipçi kitlesine sahip olan Pudgy Penguins, aynı zamanda Walmart gibi dev perakende zincirlerinde satılan oyuncaklarıyla fiziksel dünyada da büyük görünürlük kazandı. Ayrıca NFT ve Web3 dünyasında düzenlenen etkinliklerde sık sık karşımıza çıkan bu marka, her yeni adımıyla topluluğunu büyütmeyi sürdürüyor.PENGU token’ın toplam arzı sabit şekilde 88,888,888,888 olarak belirlenmiş durumda ve bunun yaklaşık 62,86 milyarı şu anda dolaşımda. Piyasa değeri ise 900 milyon dolar sınırına yaklaşmış durumda. Pudgy Penguins’in Kurucusu Kimdir?Pudgy Penguins projesi ilk olarak 2021 yılında Cole Villemain (ColeThereum) ve birkaç kişilik bir ekip tarafından başlatıldı. Proje hızlı bir çıkış yakalasa da, zamanla özellikle şeffaflık eksikliği ve toplulukla yeterince iletişim kurulamaması gibi nedenlerle ciddi eleştiriler aldı. 2022’nin başlarında yaşanan bu kriz ortamı, topluluğun içinden gelen tepkilerle birleşince, Cole Villemain projeden uzaklaştırılmak zorunda kaldı. Bu noktada Pudgy Penguins’in geleceği büyük bir soru işaretine dönüşmüştü.İşte tam bu sırada devreye genç girişimci Luca Schnetzler (sosyal medyada bilinen adıyla Luca Netz) girdi. Peki Luca Netz kimdir? 2022 Nisan ayında, projeyi satın alarak hem CEO görevini üstlendi hem de projeye yepyeni bir yön verdi. Bu satın alım, sadece bir kriz yönetimi değil; aynı zamanda Pudgy Penguins'in küllerinden doğduğu bir yeniden doğuş süreciydi. Luca’nın daha önce moda ve e-ticaret alanında edindiği tecrübe, projeyi yalnızca NFT koleksiyonculuğuyla sınırlı kalmayan bir Web3 markasına dönüştürmesinde önemli rol oynadı. Luca Netz, Walmart'ta Pudgy Penguins standında. Luca Netz’in liderliğiyle birlikte Pudgy Penguins bambaşka bir kimliğe büründü. Topluluğun güvenini yeniden kazanmak için ilk adım olarak şeffaf iletişim stratejileri geliştirildi. Ardından marka stratejisi elden geçirildi, fiziksel ürünler (özellikle oyuncaklar), lisans anlaşmaları ve dijital deneyimlerle desteklenen bir yol haritası çizildi. Birçok kişi için projenin artık “ölü” olduğu düşünülürken, Luca ve ekibi Pudgy Penguins’i yalnızca hayata döndürmekle kalmadı, aynı zamanda Web3’ün en sevilen ve en çok konuşulan markalarından biri haline getirdi.Özellikle fiziksel oyuncakların Walmart gibi büyük zincirlerde satılması, sosyal medyada viral içeriklerle kitlesel etkileşim yaratılması ve Pudgy World gibi dijital deneyimlerin başlatılması, bu yeniden doğuşun temel yapı taşlarını oluşturdu. Luca Netz'in projeyi sahiplenmesinden sonra, Pudgy Penguins topluluğu sadece NFT sahipleri değil, aynı zamanda markanın şekillenmesine katkı sunan bir ekosistemin aktif üyeleri haline geldi. Geliştirilen sadakat programları, oyunlaştırılmış topluluk görevleri ve yönetişim temelli fikir alışverişleri, topluluğun katılımını üst seviyeye çıkardı. Her ne kadar resmi bir DAO (merkeziyetsiz otonom organizasyon) yapısı oluşturulmamış olsa da, karar alma süreçlerinde topluluğun aktif şekilde dahil edilmesi ve belirli konuların oylamaya açılması, projenin adım adım DAO-benzeri bir modele yaklaştığını gösteriyor.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, Pudgy Penguens’e yönelik sıkça sorulan sorular yer alıyor:Pudgy Penguins nedir, nasıl ortaya çıktı? Pudgy Penguins, Ethereum blokzincirinde 2021’de piyasaya sürülen 8.888 adet penguen NFT koleksiyonudur. Başlangıçta her NFT 0.03 ETH’den satıldı ve koleksiyon kısa sürede hızla popüler oldu. Ağustos 2021’de New York Times’da yer alarak geniş kitlelerin dikkatini çekti. Zaman içinde dijital sanatın ötesine geçip lisanslı oyuncak ve ürünleri olan bir marka haline geldi (oyuncak satışları 10 milyon doları aştı).PENGU token ne işe yarar? PENGU, Pudgy Penguins’ın resmi yerel token’ıdır. Projenin topluluğunu büyütmek, üyelere ödüller dağıtmak ve proje yönetimine katılım sağlamak için tasarlanmıştır. Resmi açıklamalara göre, PENGU token sahiplerine staking yapma, oylamalara katılma ve ekosistemde işlem yapma gibi fırsatlar sunacaktır.NFT sahipleri hangi ayrıcalıklara sahip? Pudgy Penguins NFT sahipleri çeşitli ayrıcalıklara sahiptir. Örneğin her bir NFT sahibine bir lisanslayan koleksiyon sahipleri, bu görseller ticari ürünlerde kullanıldığında elde edilen gelirin bir kısmına (toy başına %20’ye varan pay) ortak olabiliyor. Bu sayede NFT sahipleri hem dijital hem de fiziksel gelirlerden pay alıyor.Fiziksel ürün gelirleriyle NFT sahipleri nasıl kazanç sağlar? Pudgy Penguins, sahiplerinin NFT’lerini ticari ürünlere dönüştürebilmesi için OverpassIP adlı bir lisans modelini hayata geçirdi. Bu sistemde NFT sahipleri, örneğin pembe penguen tasarımlı oyuncaklar satıldığında gelirlerin bir bölümünü telif ücreti olarak alıyorlar. OverpassIP’e göre bazı ürünlerde bu pay %20’lere kadar çıkabiliyor. Böylece NFT sahipleri sadece koleksiyonu ellerinde tutmakla kalmıyor, satışlardan pasif gelir de elde ediyor.Projenin kurucusu kimdir? Pudgy Penguins’in orijinal kurucusu Cole Villemain’dır. Ancak topluluk kararlarıyla 2022 başında projeden ayrıldı. Günümüzde projeyi önde yöneten isim ise Luca Schnetzler’tir (sosyal medya adıyla Luca Netz). Sevimliliğin Web3’le buluştuğu noktada PENGU seni bekliyor! Pudgy Penguins dünyasını daha yakından tanımak için JR Kripto Rehber serimizi takip et!

·
26 Haz 2025
Pudgy Penguins (PENGU) Nedir?

Enjin Coin (ENJ) Nedir?

Blockchain teknolojisiyle oyun (gaming) dünyasının kesişiminde yer alan projeler, dijital varlıkların mülkiyetini ve kullanımını yeniden tanımlıyor. Bu alanda öne çıkan isimlerden biri de Enjin Coin (ENJ) ve arkasındaki güçlü altyapı olan blockchain gaming platform Enjin. NFT’lerin yaratımı, yönetimi ve oyunlara entegrasyonu gibi alanlarda sunduğu yenilikçi çözümlerle dikkat çeken kripto, sadece bir kripto para birimi değil; aynı zamanda geliştiriciler ve kullanıcılar için uçtan uca bir dijital varlık ekosistemi sunuyor. Bu rehberde, Enjin Coin’in ne olduğuna, nasıl çalıştığına ve neden blockchain tabanlı oyun dünyasında bu kadar önemli bir yer tuttuğuna dair kapsamlı bir inceleme bulacaksınız.Enjin’in Tanımı ve Ortaya ÇıkışıBir oyunda karakterinizin zırhını güncellemek, özel bir skin açmak ya da efsanevi bir silah almak için harcadığınız coinlerin gerçekten size ait olduğunu düşünün. Yani sadece oyunda değil, blockchain üzerinde de bu varlıkların sahibi olduğunuzu… İşte Enjin, tam da bu noktada devreye giriyor. Dijital mülkiyeti oyuncuların ellerine vermeyi hedefleyen Enjin, oyun içi varlıkların blockchain üzerinde temsil edilmesini sağlayan kapsamlı bir ekosistem sunuyor.Peki, tam olarak Enjin platformu nedir? Bu alanda nasıl bir fark yaratıyor? Enjin, oyunlar ve uygulamalar için yeni nesil deneyimler oluşturmayı amaçlayan, blockchain tabanlı kapsamlı bir ekosistemdir. Bu ekosistemin temelinde, özellikle oyun içi kripto varlıkların tokenlaştırılması ve bu varlıkların kullanıcıya ait olmasını sağlama vizyonu yatar. Enjin'in en belirgin özelliği, NFT'lerin blockchain'in protokol seviyesinde entegre edilmesidir. Bu temel tasarım, kripto varlıkların oluşturulmasını, yönetilmesini ve entegre edilmesini önemli ölçüde kolaylaştırarak geliştirme sürecini basitleştirir, güvenliği artırır ve gerçek dijital mülkiyeti mümkün kılar.Enjin'in kökleri aslında blockchain dünyasından öncesine, 2009 yılına dayanıyor. Bu tarihte bir oyun topluluğu platformu olan Enjin Network olarak kuruldu. Oyun topluluğu yönetim araçları, 20 milyondan fazla Minecraft kullanıcısının bağlantıda kalmasına ve güçlü ağlar oluşturmasına yardımcı oldu. Şirket, 2017 yılında blockchain sektörüne yöneldi. Bu yöneliş, bir İlk Coin Teklifi (ICO) ile gerçekleşti ve yaklaşık 18.9 milyon dolar toplandı. Bu ICO, ENJ token'ın piyasaya sürülmesine öncülük etti. Enjin'in ICO'su 2017'de gerçekleşti. Kaynak: ICODrops ENJ token ne işe yarar sorusunun cevabını bu noktada vermek gerekiyor. Söz konusu token, Enjin ekosisteminin merkezinde. Yani ENJ, Enjin Blockchain'i ve buna eşlik eden ürünleri ve hizmetleri destekleyen bir yönetim ve kullanım (utility) tokenı. ENJ'nin 2023’e kadar ERC-20 tabanlı bir token olduğunu da belirtmekte fayda var. Bu, bir Ethereum cüzdanı kullanılarak gönderilip alınabileceği anlamına geliyor.ENJ token, NFT'lerin üretimi, ticareti ve oyunlarda kullanımı için altyapı sunar. Geliştiriciler, Enjin platformu ile token basmak için Enjin Coin kullanmak zorundadır. Gerekli miktarda ENJ tokenı, geliştiricilerin cüzdanlarından çıkarılır ve oluşturdukları varlıkların içine kilitlenir. Bu işlem, tokenları piyasadan etkin bir şekilde çıkarır, NFT kıtlığı (scarcity) yaratır ve tokene net bir kullanım alanı sağlar. Bu kilitlenen ENJ, daha sonra NFT'leri "eriterek" (yakarak) geri kazanılabilir. Bu fonksiyon, kullanıcıların blockchain varlıklarını yok ederek içindeki Enjin Coin değerini geri almalarını sağlar. Bir NFT yaratıcısı, varlıklarına ENJ "aşılayabilir" (infuse edebilir), böylece bir rezerve değer oluşturur. Genel olarak bu da NFT'nin nadirliğine yarar sağlar. Yani ENJ ile blockchain varlıkları basmak, NFT’leri çıkaranlara ve kullanıcılara bir çok fayda sunuyor. Zira NFT'lere bir rezerve değer aşılar, şeffaflığı ve nadirliği garanti eder, kullanıcılara anında likidite sağlıyor ve oyunlar ile uygulamalarda kullanım alanı yaratıyor.Özetle, Enjin sadece bir blockchain değil; tokenlaştırılmış kripto varlıkların oluşturulmasını, dağıtılmasını, saklanmasını, ticaretini ve hatta entegrasyonunu sağlayan, birbiriyle bağlantılı araç ve hizmetlerden oluşan kapsamlı bir ekosistem. Bu ekosistem, hem oyun hem de kurumsal kullanım durumlarına odaklanıyor.Enjin’in Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıEnjin'in blockchain yolculuğu, oyun topluluğu köklerinden ilham alarak şekillenmiştir. İşte Enjin'in tarihinde öne çıkan bazı noktalar:2009: Enjin Network, oyun topluluğu platformu olarak uygulamaya geçtiEnjin, 2009 yılında Maxim Blagov ve Witek Radomski tarafından, oyuncuların kendi topluluklarını oluşturabilecekleri bir platform olarak kuruldu. Enjin Network, kullanıcıların oyun klanları için web siteleri, forumlar ve uygulamalar oluşturmasına olanak tanıyan bir araç seti sundu. Bu platform, kısa sürede 20 milyondan fazla kullanıcıya ulaşarak, oyuncular arasında popüler bir topluluk merkezi haline geldi2017: ENJ token piyasalara giriş yaptı2017 yılında Enjin, blockchain teknolojisine geçiş yaparak Enjin Coin (ENJ) adlı kendi kripto para birimini tanıttı. Bu geçiş, Enjin'in oyun içi kripto varlıkların tokenleştirilmesi ve yönetimi konusundaki vizyonunu gerçekleştirmeye yönelik önemli bir adım oldu. Enjin Coin'in tanıtımı, Temmuz 2017'de duyuruldu ve Ethereum ana ağı üzerinde Haziran 2018'de resmi olarak başlatıldı.2018–2020: Unity SDK, Ethereum tabanlı varlık cüzdanı ve ERC-1155 standardı duyurulduEnjin, Ocak 2018'de Enjin Wallet'ın Android sürümünü yayınladı. Birkaç ay sonra iOS sürümü de kullanıma sunuldu. Enjin Wallet, Enjin ekosistemi ve ötesinden NFT'leri ve diğer kripto varlıkları saklamak, yönetmek ve ticaretini yapmak için güvenli ve kullanıcı dostu bir mobil cüzdan. 1 milyondan fazla indirme ile özelliklerle dolu olduğu belirtilmekte. Cüzdanın oyunlar ve uygulamalarla sorunsuz bir şekilde bağlantı kurabilmesi dikkat çekiyor.2018 yazında Enjin, Ethereum ana ağında Enjin Platformu'nu resmen başlattı. Bu platform, diğer oyun geliştiricilerinin oyun içi Ethereum tokenları olarak fungible ve non-fungible varlıkları çıkarmasına olanak tanıyan bir hizmet olarak platform.Haziran 2018'de Enjin CTO'su Witek Radomski, ERC-1155 Multi Token Standardı'nın ilk versiyonunu Ethereum'un Github deposuna gönderdi. Bu standart, bir yıl sonra, 17 Haziran 2019'da final statüye yükseldi ve resmi bir Ethereum token standardı oldu. ERC-1155 standardının kabul edilmesi, Enjin'in tarihindeki en önemli dönüm noktalarından biri ve Enjin NFT altyapısı için temel bir bileşen haline geldi.Enjin, Unity ile bir SDK başlatmak için ortaklık kurdu. Bu SDK, Unity'nin 4.5 milyon ekosistem geliştiricisi için blockchain'i uygulamalarına ve oyunlarına entegre etmeyi kolaylaştırmayı amaçlıyordu. 2022'de Java, C#, C++ ve Unity için yeni SDK'ların piyasaya sürülmesinin, ardından Unreal Engine SDK'sının geleceği duyuruldu. Bu SDK'lar, geliştiricilere Enjin Platformu ile iletişim kurmada yardımcı olacak sınıflar ve hizmetler sağlar.2021–2023: JumpNet, Efinity ve Polkadot tabanlı NFT çözümleri piyasaya sürüldüHaziran 2021'de Enjin JumpNet halka açıldı. JumpNet, kullanıcıların gas ücreti (işlem ücreti) ödemeden NFT basmalarına, göndermelerine ve ticaretini yapmalarına olanak tanıyan bir blockchain ağı. Bu, özellikle düşük değerli NFT'lerin mint edilmesini ekonomik hale getirerek ENJ coin kullanım alanı için genişleme anlamına geldi. JumpNet, işlemleri ücretsiz sunmak için ağdaki her adres için bir dizi limit uygular. JumpNet, 99.99% daha az enerji tüketimiyle çevre dostu bir çözüm olarak sunulur.Mart 2022'de Enjin, Efinity parachain'inin Polkadot üzerinde canlı olduğunu duyurdu. Efinity, ölçeklenebilir, uygun fiyatlı ve zincirler arası NFT çözümleri sağlamak için tasarlandı. Polkadot, Web 3.0 vizyonunu desteklemek için piyasaya girdi. Ayrıca gerçek birlikte çalışabilirlik, ekonomik ve işlemsel ölçeklenebilirlik, kolay blockchain yeniliği, enerji verimliliği, güvenlik ve kullanıcı odaklı yönetişim gibi prensiplere dayanıyor. Efinity'nin ilk sürümü, çekirdek işlevsellik ve zincir kararlılığına odaklıydı. Geliştiriciler, işlem başına 2.200'e kadar tokenı ayrı cüzdanlara basabiliyor ve toplu transferler benzer sayılara izin verebiliyor. Efinity, herhangi bir kripto para birimini veya NFT'yi olduğu gibi barındırabilen, çapraz zincir bir sistem yaratmayı amaçlıyor. Kullanıcıların varlıklarını, yaratıcının iznini istemeden Efinity'ye taşıyabilecekleri de belirtilmekte.Eylül 2023'te ENJ tokenı, Ethereum ana ağından Enjin Blockchain'deki nihai evine göç etti. Enjin Blockchain, NFT işlemleri için özel olarak oluşturulmuş, Substrate tabanlı bir proof-of-stake blockchaini. ENJ Coin, zincirin yerel tokenı olarak hareket eder. Efinity, Enjin Wallet ve JumpNet'in işleyişi. Kaynak: TokenInsight Enjin Neden Değerli?Şimdiye kadar Enjin, sadece blockchain üzerindeki bir oyun projesi değil, aynı zamanda kripto varlıkların geleceğine yön veren bir teknoloji platformu gibi duruyor… Peki Enjin’in değeri tam olarak nereden geliyor?Oyun içi varlıkların tokenlaştırılması ve mülkiyetin kullanıcıya geçmesini sağlıyorEnjin, oyun geliştiricilerinin oyun içi eşyaları, karakterleri veya aksesuarları gibi dijital varlıkları blockchain üzerinde tokenlaştırmasına olanak tanıyor. Bu varlıklar, NFT'ler veya fungible tokenlar şeklinde olabilir. Bu tokenlaştırma süreci, kullanıcılara kripto varlıkların gerçek mülkiyetini verir. Oyuncular bu varlıklara gerçekten sahip olabilir, oyunlarda kullanabilir, takas edebilir veya satabilirler. Bu, geleneksel oyun modellerinden farklı olarak, oyuncuların yatırım yaptıkları sanal öğeler üzerinde tam kontrole sahip olmalarını sağlar.ENJ token ile kripto varlıklara doğrudan değer kazandırılabiliyorEnjin'in benzersiz yönlerinden biri, platformla basılan her tokenın doğrudan ENJ tarafından desteklenmesi. Geliştiricilerin, bu dijital öğeleri basmak (mint etmek) için ENJ tokenlarını kilitlemeleri yetiyor. Bu "aşılama" (infusion) süreci, tokenın içine bir rezerve değer yerleştiriyor. Token sahibi, bu aşılanmış ENJ'yi herhangi bir zamanda tokenı eriterek geri alabiliyor. Bu, dijital varlıklara piyasa değerinin yanı sıra içsel bir değer sağlıyor. Söz konusu durum, özellikle ENJ coin oyun sektörü için büyük önem taşıyor, çünkü oyun içi eşyalara gerçek dünya likiditesi kazandırıyor. Üstelik kripto para bazlı oyunların önünü açıyor. Aynı zamanda, NFT'lerin nadirliğini artırıyor. Enjin tabanlı NFT pazaryeri NFT.io'daki en popüler token'lar. ERC-1155 standardı sayesinde verimli NFT kullanımı sağlıyorEnjin'in CTO'su Witek Radomski tarafından öncülük edilen ERC-1155 standardı, Enjin ekosisteminin verimliliğini ve esnekliğini artıran kritik bir bileşen. Geleneksel olarak, ERC-20 veya ERC-721 tokenları için her yeni token "sınıfı" için yeni bir akıllı sözleşme dağıtılması gerekiyordu. Ancak ERC-1155'in temel konsepti, tek bir akıllı sözleşmenin sonsuz sayıda tokenı yönetebilmesi. Bu da, oyunlar için çok çeşitli öğeleri (silahlar, zırhlar, iksirler vb.) tek bir sözleşme altında tutmayı mümkün kılar. ERC-1155’in özelliklerine yakından bakalım:ERC-1155, toplu transferlere olanak tanır. Birden fazla token, tek bir işlemde gönderilebilir. Bu, gas maliyetlerinde önemli tasarruflar sağlar ve tekli transferlerde her blok için bekleme ihtiyacını ortadan kaldırır.Standart, metadata (token bilgileri) için de iyileştirmeler getirdi. Token adları veya sembolleri gibi bilgilerin blockchain üzerinde depolanması yerine, harici JSON dosyalarına taşınmıştır. ERC-1155, "{id}" ikame dizesini kullanarak, herhangi bir ek veri depolamadan sonsuz sayıda token URI’ına (karakter dizisi) işaret edebilir. Bu, büyük token koleksiyonları için metadata görüntüleme yükünü önemli ölçüde azaltır. JSON formatı sayesinde yerelleştirme (çoklu dil desteği) de mümkün.ERC-1155'in dikkat çekici bir diğer özelliği, bir tokenı bir adrese göndererek belirleyici bir akıllı sözleşme fonksiyonunu yürütebilme yeteneği. Yani tokenların otomatik olarak takas edilmesini, oyun fonksiyonlarını tetiklemesini veya sarılmasını, dönüştürülmesini, üretilmesini veya emanete alınmasını sağlayabilir. Bu yetenek, tokenların kaybolma riski olmadan güvenilir akıllı sözleşme ağları kurmaya olanak tanır.ERC-1155, event loglarının (sistemin kronolojik kaydı) tüm güncel token bakiyelerinin doğru bir kaydını oluşturmak için yeterli veri sağlayacağını da garanti ediyor. Bu, veri tabanları ve explorer'ların her ERC-1155 tokenının standartlaştırılmış bir kaydını oluşturmasını, her türlü ticaret veya token basma işlemlerini izlemesini mümkün kılıyor. ERC-1155'in işlem süreci. Kaynak: WallStreetMojo JumpNet ve Efinity ile hızlı, düşük maliyetli işlemler ve zincirler arası geçiş sunuyorJumpNet’in devreye girmesiyle birlikte NFT işlemleri yepyeni bir boyut kazandı. Kullanıcılar artık işlem ücretleriyle uğraşmadan NFT basabiliyor, gönderebiliyor ya da takas edebiliyor. Özellikle Web3 oyun çözümleri geliştiren ekipler için bu, kullanıcı deneyimini ciddi şekilde kolaylaştırıyor. Düşük maliyetli ve hızlı işlemler, bu tür projelerin önünü açıyor.Efinity ise işin daha geniş, zincirler arası kısmına odaklanıyor. Polkadot’un parachain teknolojisiyle inşa edilen bu altyapı, farklı blockchain’ler arasında NFT’lerin rahatça hareket etmesini sağlıyor. Yani, zincirler arası NFT çözümleri için oldukça esnek ve güçlü bir zemin sunuyor. Kullanıcılar, varlıklarını başka bir ağdan Efinity’ye kolayca taşıyabiliyor ve bu sistem aynı zamanda toplu transferler gibi özelliklerle de verimliliği artırıyor.ENJ token staking ve yönetişimi, ekosistemin merkezindeGelelim ENJ Coin’in ekosistem içindeki rolüne. Enjin Blockchain, Proof-of-Stake mekanizmasıyla çalışıyor. Bu sayede ENJ sahipleri tokenlarını stake ederek hem ağ güvenliğine katkı sağlıyor hem de yönetişim süreçlerine katılma hakkı elde ediyor. Üstelik staking yapan kullanıcılar ödül kazanma şansına da sahip. Enjin Blockchain’de yapılan işlemlerin ücretleri de yine ENJ ile ödeniyor.Enjin, teknoloji devleriyle ortaklık kurduTüm bu parçalar bir araya geldiğinde, Enjin; kripto varlıklar, NFT'ler ve özellikle oyunlar söz konusu olduğunda öne çıkan güçlü bir yapı haline geliyor. Ekosistemi ise oldukça geniş: ENJ coin geleceği, bu teknolojilerin ne kadar yaygın benimseneceğine ve Enjin’in bu alanda sunduğu yeniliklere bağlı. Microsoft, Samsung, Unity ve Atari gibi büyük markalarla yapılan iş birlikleri ile platform, kullanıcıları heyecanlandırmayı başarıyor. Enjin’in kayda değer ortaklıkları şu şekilde:Microsoft: Microsoft, Azure Heroes adlı sosyal ödül programını yürütmek için Enjin’in teknolojisini kullanıyor. Bu program, katkıda bulunanları dijital rozetlerle ödüllendiriyor.Samsung: Samsung, Galaxy S10 modelinde yer alan Blockchain Keystore'u Enjin Cüzdanı ile entegre ederek kullanıcılarına blockchain tabanlı varlıkları güvenli bir şekilde saklama imkanı sunuyor.Unity: Enjin, Unity'nin 4,5 milyon geliştiricisinin blockchain teknolojisini oyunlarına entegre etmesini kolaylaştırmak amacıyla bir SDK başlattı.BMW: BMW, Vantage uygulaması aracılığıyla kullanıcılarının BMW Coin ödül puanlarını Enjin Coin'e dönüştürmelerini sağlamak için Enjin ile ortaklık kurdu.Atari: Enjin, ikonik oyun markası Atari ile iş birliği yaparak Atari'nin blockchain tabanlı oyunlara entegrasyonunu sağladı.Ubisoft: Ubisoft, Enjin ile iş birliği yaparak blockchain teknolojisini oyunlarına entegre etmeyi hedefledi. Enjin’in Kurucusu Kim?Her güçlü projenin arkasındaki iyi fikir kadar, o fikri hayata geçiren doğru insanları da bilmek gerekiyor. Peki, bu bağlamda ENJ kurucusu kim oluyor? Enjin’in kurucuları Maxim Blagov (CEO) ve Witek Radomski (CTO). İkili, 2009’da bir oyun topluluğu platformu olarak başlayan Enjin’in başındaydı; yani işin özünde oyun dünyası hep vardı. Özellikle CTO Witek Radomski, blockchain alanında adını duyurmuş önemli bir isim. Çünkü bugün NFT’lerin verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayan ERC-1155 standardının arkasındaki geliştirici o. İlk versiyonu 2018’de duyurulan bu standart, yukarıda da bahsettiğimiz üzere 2019’da Ethereum ekosisteminde resmi olarak kabul edildi ve Enjin’in NFT altyapısının da temel taşlarından biri haline geldi. Witek Radomski, Blockchain Game Summit'te Diğer yandan Maxim Blagov da Enjin’in kurucu ortağı olmasının yanı sıra; yaratıcı yöneticilik, yazılım proje yönetimi ve pazarlama konularında 18 yılı aşkın deneyime sahip. Şu anda CEO olarak görev yapan Blagov, Avustralya'daki University of Technology Sydney'den Bilgisayar Bilimleri alanında lisans derecesine sahip.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Sonuç olarak, Enjin Coin (ENJ) sadece bir kripto para birimi değil, oyun dünyasını ve kripto varlık mülkiyetini dönüştürmeyi hedefleyen kapsamlı bir ekosistemin “yakıtı”. ERC-1155 gibi yenilikçi standartlar, ölçeklendirme çözümleri ve ENJ'nin kripto varlıklara değer katma rolü, Enjin'i bu alanda önemli bir oyuncu yapıyor. Umarız bu rehber, Enjin ve ENJ hakkında merak ettiğiniz birçok soruya cevap vermiştir. Ama vermediyse, aşağıda sıkça sorulan soruları bulabilirsiniz:Enjin Coin nedir ve hangi sorunu çözer?: Enjin Coin (ENJ), kripto varlıkların oyunlar ve uygulamalar içinde tokenlaştırılmasını sağlayan bir blockchain altyapısıdır. Oyuncuların oyun içi varlıklar üzerinde gerçek mülkiyet sahibi olmasını sağlar ve bu varlıkların güvenli, şeffaf ve kolayca takas edilebilir olmasını amaçlar.ENJ token ne işe yarar?: ENJ, Enjin ekosisteminde NFT üretmek, stake etmek, işlem ücretlerini ödemek ve yönetişimde oy kullanmak için kullanılır. NFT'lerin içine kilitlenerek onlara içsel bir değer kazandırır.Enjin ile NFT nasıl üretilir?: Geliştiriciler, Enjin platformu üzerinden NFT basmak için belirli miktarda ENJ token kilitler. Bu işlemle oluşturulan varlıklar hem değerli olur hem de Enjin cüzdanı üzerinden kolayca yönetilebilir.JumpNet ve Efinity nedir?: JumpNet, gas ücreti olmadan hızlı ve ücretsiz NFT işlemleri yapılmasını sağlayan bir Enjin ağıdır. Efinity ise Polkadot üzerinde geliştirilen, zincirler arası NFT uyumluluğu sunan bir parachain’dir. Her ikisi de Web3 oyun çözümleri için tasarlanmıştır.Enjin oyun dünyasına ne katıyor?: Enjin, oyun içi eşyaların NFT'lere dönüştürülmesini, bu varlıkların alınıp satılabilmesini ve farklı oyunlarda kullanılabilmesini mümkün kılar. Böylece oyun deneyimini daha kişisel, değerli ve kalıcı hale getirir.Oyun ve NFT dünyasının blockchain ile birleştiği noktada yer alan Enjin Coin’i daha iyi anlamak için JR Kripto Rehber serimizi takip etmeye devam edin.

·
26 Haz 2025
Enjin Coin (ENJ) Nedir?

Ripple, Stablecoin Yarışında: RLUSD İçin 20 Milyon Kullanıcılı Ağ ile Ortak Oldu

Web3 tabanlı ödeme platformu AEON, kripto para sektöründe ses getirecek bir hamleyle Ripple ile stratejik bir ortaklığa imza attı. Bu iş birliği kapsamında Ripple’ın yerel token’ı XRP ile yeni stablecoin’i RLUSD, AEON’un ödeme altyapısına entegre edildi. Böylece kullanıcılar, Telegram Mini App ve Bitget, TokenPocket gibi popüler Web3 cüzdanlar üzerinden günlük alışverişlerini kripto ile kolayca yapabilecek.Ripple, RLUSD için AEON ile ortak olduAEON’un resmi duyurusuna göre, bu entegrasyon ilk aşamada Güneydoğu Asya’da yer alan 20 milyonu aşkın fiziki satıcıyı kapsıyor. UNIQLO, McDonald’s, Pizza Hut ve Starbucks gibi dünya devi markalarda XRP ve RLUSD ile ödeme yapılabilecek. Bu yeni sistem; restoranlar, perakende mağazaları, mobil bakiye yüklemeleri gibi birçok günlük harcamayı kapsayacak şekilde tasarlandı. Şirket, bu modelin ilerleyen dönemde Afrika, Latin Amerika ve diğer gelişmekte olan pazarlara da yayılmasını hedefliyor.Bu gelişme, Ripple’ın sabit fiyatlı kripto varlığı, yani stablecoin’i RLUSD’nin benimsenmesinde de önemli bir adım niteliğinde. RLUSD, Ripple tarafından geliştirilen, yüksek regülasyon uyumu ve likidite ile öne çıkan bir stablecoin. Ripple, bu varlığı sadece kurumsal finansman çözümleri için değil; bireysel kullanıcılar, geliştiriciler ve işletmeler için de güvenli ve ölçeklenebilir bir dijital dolar alternatifi olarak sunuyor.AEON’un açıklamasında “Ripple USD (RLUSD), güven, likidite ve regülasyon odaklı bir yaklaşımla tasarlandı. Ripple’ın küresel ölçekte düzenleyici çerçevede edindiği deneyim, RLUSD’yi kurumsal oyuncular için güçlü bir tercih haline getiriyor," ifadelerine yer verildi.AEON’un Ripple ile gerçekleştirdiği bu hamle, özellikle XRP topluluğu içinde de geniş yankı uyandırdı. Topluluğun önemli figürlerinden WrathofKahneman, sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda AEON-Ripple ortaklığını “önemli bir dönüm noktası” olarak nitelendirdi. Öte yandan, Ripple’ın stablecoin vizyonu geçtiğimiz aylarda bazı eleştirilere de konu olmuştu. BitGo CEO’su Mike Belshe, XRP’nin ilk başta hedeflenen "küresel köprü para birimi" rolünü tam anlamıyla yerine getiremediğini savunarak, RLUSD’nin bu açığı kapatabileceğini öne sürmüştü. Ripple USD, daha önce de Ripple’ın sınır ötesi ödeme ağı Ripple Payments’ta entegre edilmişti. Bunun yanı sıra Kraken borsasında listelenmiş, Alchemy ile yapılan iş birliğiyle Alchemy Pay’in fiat-kripto geçiş altyapısına dahil edilmişti. Bitget gibi önde gelen kripto para borsaları da RLUSD’yi kabul eden platformlar arasında yerini aldı.Haziran 2025 itibarıyla RLUSD’nin piyasa değeri 428,7 milyon dolara ulaşmış durumda ve bu rakamla stablecoin sıralamasında 14. sıraya yerleşti. Karşılaştırmalı olarak, Circle’ın USDC stablecoin’inin piyasa değeri 55 milyar doları aşarken, Shopify gibi büyük e-ticaret platformları dünya genelinde USDC kabulüne başlamış durumda. Bu tablo, stablecoin piyasasında büyük bir rekabetin yaşandığını gösteriyor.

·
26 Haz 2025
Ripple, Stablecoin Yarışında: RLUSD İçin 20 Milyon Kullanıcılı Ağ ile Ortak Oldu

ENA Yorum ve Fiyat Analizi 26 Haziran 2025

Ethena (ENA) Teknik AnalizENA, düşüş trendi içinde hareket etmeye devam ederken, fiyat şu anda son derece kritik bir seviyede işlem görüyor. Şu anda 0,26–0,24$ bandı, fiyatın hem yatay tabanda hem de alıcıların geçmişte de güçlü olduğunu gördüğümüz alan ve son savunma hattı olarak öne çıkıyor. Düşen Trend Eğer bu bölge aşağı yönlü kırılırsa, önümüzdeki süreçte 0,21–0,20$ aralığına kadar geri çekilme görebiliriz. Ancak mevcut seviyelerde oluşan güçlü alım tepkisi, bu destekten yukarı yönlü dönüş ihtimalini artırıyor.Yukarıda ilk hedef bölge 0,28–0,30$ arasıdır. Bu bölgenin üzerinde ise 0,3397$ seviyesi bulunuyor. Bu seviye hem geçmiş direnç hattı hem de düşen trende temas alanı olabileceğinden oldukça kritik. Bu seviyenin aşılması durumunda, 0,4044 ve 0,4401$ bölgeleri sırasıyla gündeme gelebilir. Daha güçlü bir yükseliş için 0,5451$ üzeri kapanışlar gereklidir.Sonuç olarak, ENA şu anda güçlü bir destek alanında tutunmaya çalışıyor. Bu bölgeden gelecek tepki yükselişi tetikleyebilir ancak düşen trendin kırılması önemlidir. Aksi halde düşüş trendi etkisini sürdürmeye devam edebilir.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

·
26 Haz 2025
ENA Yorum ve Fiyat Analizi 26 Haziran 2025

Ethereum (ETH) Nedir?

Blockchain teknolojisi, temelleri on yıllardır çalışılıyor olsa da, Bitcoin'in 2008'deki lansmanıyla birlikte işlevsel bir ürün olarak hayatımıza girdi. Bu çığır açan yenilik, kriptografi, merkeziyetsizlik, eşler arası ağ iletişimi ve işlem süreçlerini bir araya getirerek dijital dünyada yeni bir çağ başlattı. Ancak, bu devrimin bir sonraki evrimi, Vitalik Buterin tarafından 2013 yılında ortaya atılan bir vizyonla şekillendi: Ethereum. 2015 yılından itibaren kullanılabilir hale gelen Ethereum, sadece bir dijital para birimi olmanın ötesine geçerek, merkeziyetsiz uygulamalar (dApps) ve akıllı sözleşmeler için bir platform sunmayı hedefliyordu. Peki, Ethereum (ETH) tam olarak nedir, nasıl çalışır ve neden bu kadar önemli? İşte Ethereum hakkında bilmeniz gereken her şey…Ethereum Nedir? Nasıl ve Neden Ortaya Çıktı?Ethereum (ETH), temelde merkeziyetsiz bir uygulama platformudur. Bitcoin'in sadece finansal işlemlere odaklanan yapısının aksine, Ethereum, geliştiricilerin üzerinde çeşitli merkeziyetsiz uygulamalar inşa edebileceği, programlanabilir bir blockchain olarak tasarlandı. Bu platformun kalbinde, anlaşma şartlarının doğrudan kod satırlarına yazıldığı ve otomatik olarak yürütüldüğü akıllı sözleşmeler yer alır.Vitalik Buterin, Ethereum'un doğuşunda kilit bir rol oynadı. Rusya doğumlu olup ailesiyle birlikte Kanada'ya taşınan Buterin, genç yaşlardan itibaren matematik ve programlamaya büyük bir ilgi duymuştu. Babasının 2011 yılında kendisini Bitcoin ile tanıştırmasıyla kripto para dünyasına adım atan Buterin, merkeziyetsiz para birimi fikrinden oldukça etkilenmişti. Ancak, Bitcoin topluluğuna dahil oldukça, Bitcoin'in sunduğu esneklik ve uygulama çeşitliliği konusunda sınırlamalar olduğunu fark etti. Peki, Ethereum ne zaman ortaya çıktı? Bitcoin'in karmaşık komut dosyası dili, adaptasyon eksikliği ve ölçeklenebilirlik sorunları Buterin'i yeni bir çözüm arayışına itti.Bu arayışın sonucunda, 2013 yılında Ethereum'un temel vizyonunu ortaya koyan whitepaper'ı yayınladı. Bu whitepaper, sadece para transferi yapmakla kalmayıp, aynı zamanda karmaşık mantığı olan merkeziyetsiz uygulamaların da çalışabileceği bir blockchain ön görüyordu. Buterin, platform için varsayımsal bir ortam olan “eter”e atıfta bulunarak Ethereum adını seçti. Amacı, platformunun uygulamalar için temel ve algılanamaz bir ortam olmasıydı.Ethereum'un geliştirilmesi için gereken finansman, 2014’te gerçekleştirilen online bir kitle fonlaması (ICO) ile sağlandı. Bu etkinlikte katılımcılar, Bitcoin karşılığında Ethereum'un değer token'ı olan ether (ETH) satın aldılar ve bu kampanya büyük bir başarıya ulaştı. Ethereum ICO'su, 2014'te gerçekleşti Nihayetinde, 9 Mayıs 2015'te Olympic adıyla dokuzuncu ve son proof-of-concept açık test ağı geliştiricilerin kullanımına sunuldu. Bu test ağının amacı, geliştiricilerin Ethereum blockchain'i yayınlandığında nasıl görüneceğini keşfetmelerini sağlamaktı. Vitalik Buterin, ağı zorlamak ve protokolün yüksek trafiği nasıl yöneteceğine dair bilgi sağlamak için geliştiricilere toplam 25.000 ETH ödül vadetti. Geliştiricilerden işlem etkinliği, sanal makine kullanımı, madencilik yeteneği ve genel cezalandırma gibi dört kategoride testler yapmaları istendi.Birkaç aylık stres testlerinin ardından, 30 Temmuz 2015'te Ethereum'un resmi halka açık ana ağı (mainnet) olan Frontier başlatıldı. Bu, Ethereum blockchain'inin fiilen hayata geçtiği ve topluluğun büyümeye başladığı tarih oldu. Frontier öncesinde Vinay Gupta ve Stephen Taul, geliştiricileri bu ilk sürümün "en çıplak hali" olduğu konusunda uyardılar ve dikkatli olmaları gerektiğini belirttiler. Frontier, komut satırları üzerinden kullanılan, görsel bir kullanıcı arayüzü (GUI) olmayan bir platformdu ve yetenekleri büyük ölçüde Ethereum hakkında önceden bilgi sahibi olan kişilerle sınırlıydı.Ethereum Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıEthereum, kripto para ekosisteminde devrim yaratan bir platform olarak, kuruluşundan bu yana birçok kritik aşamadan geçti. Bu süreçte gerçekleşen güncellemeler, topluluk kararları ve teknik iyileştirmeler, Ethereum'un bugün geldiği noktayı şekillendirdi. Öne çıkan kritik dönüm noktaları, bir nevi Ethereum tarihçesi şu şekilde:2015 - Ethereum’un resmi lansmanı (Frontier): Yukarıda bahsedildiği gibi, Ethereum blockchain'i 30 Temmuz 2015 tarihinde Frontier sürümüyle resmi olarak başlatıldı. Bu ilk aşama, akıllı sözleşmeleri ve Proof-of-Work (PoW) madenciliğini destekliyordu ve kullanıcılara ağ üzerinde işlem yapma ve uygulama geliştirme imkanı sunuyordu. Başlangıçta blok başına 5 ETH ödül veriliyordu.2016 - DAO saldırısı ve Ethereum-ETC ayrımı: 2016 yılı, Ethereum tarihinde önemli ve planlanmamış bir dönüm noktası oldu. Merkeziyetsiz Otonom Organizasyon (Decentralized Autonomous Organization/DAO) token satışı yoluyla 150 milyon USD değerinde ETH toplamıştı. Ancak, Haziran ayında DAO hacklendi ve 50 milyon USD değerinde ETH çalındı. Bu olay, Ethereum topluluğunu derinden sarstı ve fonların geri alınması ve güvenlik açığının giderilmesi için ağı ikiye ayıran bir olay olan hard fork yapılması kararlaştırıldı. Bu hard fork, topluluk içinde tartışmalara yol açtı ve bazı üyeler orijinal zincir üzerinde işlem yapmaya devam etti. Çalınan fonların geri alınmadığı orijinal zincir Ethereum Classic (ETC) olarak bilinirken, çoğunluk ve çekirdek geliştiriciler, çalınan ETH'nin orijinal sahiplerine iade edildiği forklanmış zincir (Ethereum - ETH) üzerinde çalışmaya devam etti. 2017 - ICO patlaması ve Ethereum’un büyümesi: 2017 ve 2018 yılları arasında, Initial Coin Offering (ICO) patlaması yaşandı ve Ethereum bu süreçte merkezi bir rol oynadı. Ethereum'un akıllı sözleşme işlevselliği, geliştiricilerin kolayca yeni token'lar oluşturmasına ve protokoller başlatmasına olanak tanıyarak, çoğu ICO'nun Ethereum ağı üzerinde gerçekleşmesini sağladı. ERC-20 token standardı bu dönemde yaygınlaştı ve Ethereum'un kripto ekosistemindeki önemini artırdı. Bu artan kullanım, Ethereum'un yerel token'ı olan Ether'in değerinin hızla yükselmesine neden oldu.2020: Ethereum 2.0 ve Proof of Stake geçiş süreci: Ethereum'un geleceğine yönelik önemli bir adım, Ethereum 2.0 (Serenity olarak da biliniyor) yol haritasının duyurulmasıydı. Bu, Ethereum'un konsensüs mekanizmasını Proof-of-Work'ten (PoW) daha ölçeklenebilir, güvenli ve enerji verimli olan Proof of Stake'e (PoS) geçirmeyi amaçlayan bir dizi yükseltmeyi içeriyordu. Bu geçiş kademeli olarak planlandı ve 2020'de Beacon Chain'in lansmanı ile ilk önemli adımı atıldı. Beacon Chain, PoS konsensüsünü tanıttı ancak başlangıçta mevcut PoW zinciriyle paralel çalıştı.2022 - The Merge ile tamamen Proof of Stake’e geçiş: Birçok insanın “Ethereum nasıl çalışır?” sorusuna en son yanıt, The Merge’ün tamamlanmasıyla geldi. Ethereum'un PoS'a tam geçişi, 15 Eylül 2022'de gerçekleştirilen The Merge (Birleşme) adlı tarihi olayla tamamlandı. Bu birleşme, orijinal Ethereum Mainnet'inin (işlem katmanı) Beacon Chain (konsensüs katmanı) ile birleşmesi anlamına geliyordu ve PoW madenciliği tamamen sona erdi. Blockchain ağlarında yeni blokların doğrulanması için, kullanıcıların sahip oldukları kripto para miktarına göre seçildiği enerji verimli bir konsensüs mekanizması olan Proof of Stake’e geçildi. Ethereum Merge, enerji tüketimini yaklaşık %99.95 oranında azalttı ve gelecekteki ölçeklenebilirlik yükseltmeleri için zemin hazırladı. 'Eth2' terimi kullanımdan kaldırıldı ve ağ artık tek bir Ethereum zinciri olarak varlığını sürdürüyor. Kaynak: Ethereum.org Tüm bu gelişmelerle birlikte, Ethereum blockchain alanına damga vurdu. Özellikle Proof of Work'ten (PoW) Proof of Stake'e (PoS) geçiş yaparak enerji verimliliği, ölçeklenebilirlik, erişilebilirlik, merkeziyetsizlik ve uzun vadeli sürdürülebilirlik gibi sorunları ele almayı hedefledi. PoW’un yüksek enerji tüketimi ve madencilik gereksinimleri çevresel ve ekonomik sorunlara yol açarken, PoS ile enerji kullanımı büyük ölçüde azaldı. Merge sonrası Ethereum ağındaki elektrik tüketimindeki sert düşüş. Kaynak: An Event Study of the Ethereum Transition to Proof-of-Stake. 2023, ResearchGate Ayrıca, PoS daha hızlı ve verimli işlem işleme kapasitesi sunarak Ethereum’un ölçeklenmesini kolaylaştırdı. PoW'un pahalı donanım gereksinimi küçük yatırımcılar için bir engel oluştururken, PoS ile herkes staking yoluyla ağa katılabiliyor. Bu geçiş, daha geniş katılımı teşvik ederek merkeziyetsizliği güçlendirdi ve Ethereum’un geleceği için uzun vadeli rekabet gücünü artırdı.Bu kadar önemli dönüm noktalarından bahsetmişken, Ethereum'un fiyat hareketlerini göz ardı etmek mümkün değil. Kripto para devi, 10 yıllık piyasa serüvenini oldukça dalgalı yaşadı. Ethereum'un fiyatı, 2015'te piyasaya sürüldüğünden bu yana önemli dalgalanmalar yaşadı. İlk olarak 2015'te 1 doların altında işlem görüyordu. 2017'de 100 doları aştı ve yıl sonunda yaklaşık 774 dolara ulaştı. 2021'de Kasım ayında tüm zamanların en yüksek seviyesi olan yaklaşık 4.891 dolara yükseldi. Ancak, 2025'in Nisan ayı itibarıyla fiyat yaklaşık 1.795 dolara geriledi. Yine de piyasa verileri, Ethereum'un 2015'ten 2025'e kadar yaklaşık %179.400'lük bir artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Aşağıdaki 10 yıllık fiyat grafiğinde de görüleceği üzere, en büyük fiyat sıçramaları 2017 ve 2021 yıllarında gerçekleşti. Ethereum Neden Önemli?Peki, kripto para ve blockchain alanında Ethereum neden önemli? Ethereum, yalnızca bir kripto para birimi değil, aynı zamanda merkeziyetsiz finans (DeFi), NFT’ler ve akıllı sözleşmeler gibi yenilikçi teknolojilerin temelini oluşturan bir ekosistem haline geldi. Akıllı sözleşmeler ile büyük yenilikler getirdi. Ethereum'un en büyük önemi, akıllı sözleşmeler kavramını yaygınlaştırması ve geliştiricilere bu teknolojiyi kullanarak çeşitli uygulamalar inşa etme imkanı sunması oldu. Akıllı sözleşmeler, geleneksel sözleşmelerin aksine, herhangi bir aracıya ihtiyaç duymadan, önceden belirlenmiş koşullar karşılandığında otomatik olarak yürütülen anlaşmalardır. Bu, işlemlerin daha şeffaf, güvenli ve verimli bir şekilde gerçekleşmesini sağlar ve çeşitli sektörlerde yeni kullanım alanlarının ortaya çıkmasına olanak tanır. Ethereum'un Turing-tamamlı programlama dili sayesinde, geliştiriciler neredeyse sınırsız karmaşıklıkta akıllı sözleşmeler ve uygulamalar oluşturabilirler.Merkeziyetsiz finans (DeFi) ve NFT ekosisteminin doğmasını sağladı. Ethereum, merkeziyetsiz finans (DeFi) ekosisteminin doğuşunda ve büyümesinde hayati bir rol oynadı. DeFi, geleneksel finansal aracılara (bankalar gibi) ihtiyaç duymadan blockchain üzerinde çalışan finansal hizmetleri ifade eder. Ethereum'un akıllı sözleşme yetenekleri, merkeziyetsiz borsalar (DEX'ler), borç verme ve alma platformları, yield farming ve stablecoinler gibi çeşitli DeFi protokollerinin geliştirilmesini mümkün kıldı.Benzer şekilde, Non-Fungible Token (NFT) ekosistemi de büyük ölçüde Ethereum üzerinde gelişti. NFT'ler, sanat eserleri, müzik, sanal arazi ve koleksiyon öğeleri gibi benzersiz dijital veya fiziksel varlıkların sahipliğini temsil eden bölünemez token'lardır. Ethereum'un ERC-721 ve ERC-1155 token standartları, NFT'lerin oluşturulması ve ticaretinde yaygın olarak kullanılmakta. NFT'ler, yaratıcı ekonomisinde yeni fırsatlar sunmuş ve dijital sahiplik kavramını yeniden tanımladı.Geliştiriciler için açık kaynak bir blockchain oldu. Ethereum, açık kaynaklı bir proje olması sayesinde dünya çapındaki geliştiriciler için erişilebilir ve şeffaftır. Bu durum, geniş bir geliştirici topluluğunun platforma katkıda bulunmasına, yeni araçlar ve uygulamalar geliştirmesine olanak tanır. Ethereum'un Ethereum Sanal Makinesi (EVM), akıllı sözleşmelerin güvenli ve tutarlı bir şekilde yürütülmesini sağlar. Solidity gibi özel olarak geliştirilmiş programlama dilleri, geliştiricilerin Ethereum üzerinde güçlü ve karmaşık uygulamalar oluşturmasını kolaylaştırır.Web3’ün temel taşı haline geldi. NFT, DeFi, akıllı sözleşmeler ve geliştiriciler için açık kaynaklı bir blockchain olmasının yanı sıra; Ethereum, Web3 olarak adlandırılan merkeziyetsiz internet vizyonunun temel taşlarından biri olarak kabul edilmekte. Web3, kullanıcıların verileri ve dijital kimlikleri üzerinde daha fazla kontrole sahip olduğu, merkezi otoritelerin etkisinin azaldığı bir internet modelini hedefler. Ethereum'un merkeziyetsiz yapısı, akıllı sözleşme yetenekleri ve geniş geliştirici ekosistemi, Web3 uygulamalarının geliştirilmesi ve yaygınlaşması için ideal bir zemin sunar. Ayrıca, Layer 2 (Katman 2) ölçeklendirme çözümleri ve Superchain gibi projeler, Ethereum ağının işlem kapasitesini artırarak Web3 uygulamalarının daha geniş kitlelere ulaşmasına olanak tanımakta.Ethereum’un Kurucusu Kimdir?Peki, Ethereum kurucusu Vitalik Buterin kimdir? Vitalik Buterin, Ethereum'un kurucu ortağı ve kripto para dünyasının en etkili isimlerinden biridir. 31 Ocak 1994'te Rusya'da doğan Buterin, altı yaşındayken ailesiyle birlikte Kanada'ya göç etti. Genç yaşlardan itibaren matematik ve programlamada üstün yetenekler sergileyen Buterin, 17 yaşında babası aracılığıyla Bitcoin ile tanıştı. Bitcoin'in merkeziyetsiz yapısından etkilenen Buterin, bu alanda derinlemesine araştırmalar yapmaya başladı ve 2011 yılında Bitcoin Magazine adlı ilk kripto para yayınlarından birinin kurucu ortaklarından biri oldu. Ethereum kurucu ortağı Vitalik Buterin EthCC konferansında (2024) Bitcoin'in potansiyelini görmesine rağmen, sınırlamalarını da fark eden Buterin, daha esnek ve genel amaçlı bir blockchain platformu hayal etti. Bu vizyonun ürünü olarak, 2013 yılında Ethereum'un temelini oluşturan whitepaper'ı yayınladı. Buterin, sadece teknik katkılarıyla değil, aynı zamanda merkeziyetsizlik, açık kaynak geliştirme ve blockchain teknolojisinin sosyal fayda için kullanımı konusundaki savunuculuğuyla da tanınmaktadır. Ayrıca, COVID-19 yardımı ve bilimsel araştırmalar gibi çeşitli hayır işlerine önemli bağışlarda bulundu. Hatta, Kanro isimli bir fon bile kurdu. Buterin tarafından 2023 yılında kurulan bir biyoteknoloji fonu olan Kanro, Ethereum kurucu ortağının bağış yaptığı birçok yoldan biri olarak hizmet veriyor.Hayır KurumuYılKripto ParaTutarMakine Zekası Öğrenme Enstitüsü2017ETH763.970 USDSENS Araştırma Vakfı2018ETH2,4 milyon USDSENS Araştırma Vakfı2020ETH50.000 USDHindistan Kripto Covid Yardım Fonu2021SHIB1,14 milyar USDMethuselah Vakfı2021Dogelon Mars336 milyon USDUkrayna Yardım Fonu2022ETH2,5 milyon USDUnchain Fonu2022ETH2,5 milyon USDHayvan Refahı Fonu2024ETH532.398 USDZuitzerland2025ETH500.000 USDKhao Kheow Open Zoo2024USDC290.000 USDKaynak: CCNVitalik Buterin’in yanı sıra, Ethereum’un geliştirilmesine katkı sağlayan ekip de merak ediliyor. Ethereum'un geliştirilmesinde başlangıçta Anthony Di Iorio, Charles Hoskinson, Mihai Alisie ve Amir Chetrit gibi isimler de yer aldı. Daha sonra Joseph Lubin, Gavin Wood ve Jeffrey Wilcke de kurucu ekibe katıldı. Gavin Wood, özellikle Ethereum Sanal Makinesi'nin (EVM) özelliklerini içeren Ethereum Yellow Paper'ı yazarak önemli bir katkıda bulundu. Ethereum'un geliştirilmesi, İsviçre merkezli Ethereum Switzerland GmbH (EthSuisse) ve daha sonra kurulan kâr amacı gütmeyen Ethereum Vakfı (Stiftung Ethereum) tarafından yürütülmüştür.Vitalik Buterin’in blockchain ve merkeziyetsiz ekosistem hakkındaki görüşleri de dikkat çekiyor. Zira Vitalik Buterin, Ethereum'u en başından beri sadece bir kripto para birimi olarak değil, merkeziyetsiz uygulamalar ve akıllı sözleşmeler için küresel bir altyapı olarak tasarlıyor. Buterin’in vizyonu, bireylerin dijital varlıkları ve kişisel verileri üzerinde daha fazla kontrol sahibi olduğu, merkeziyetsiz uygulamaların ise daha fazla şeffaflık ve güvenlik sunduğu bir dünya oluşturmak.Buterin, Ethereum'un başarısının, geliştirici topluluğunun yenilikçi projeler üzerinde işbirliği yapma yeteneğine bağlı olduğunu düşünüyor. Ona göre merkeziyetsizlik, ağın güvenliği, şeffaflığı ve dayanıklılığı açısından hayati bir öneme sahip. Bu yüzden Ethereum'un merkeziyetsiz yapısını koruyabilmesi için komiteler ya da merkezi aracılar gibi unsurlardan kaçınılması gerektiğini vurguluyor.Ayrıca, Ethereum'un gelecekte gelişmeye devam etmesi gerektiğini kabul etmekle birlikte, bunun merkeziyetsizlik ilkesinden ödün vermeden yapılması gerektiğinin altını çiziyor. Nihai hedefinin, Ethereum'u merkeziyetsiz bir internetin (Web3) temel katmanı haline getirmek ve bireylere dijital dünyada daha fazla özgürlük ve kontrol sağlamak olduğunu söylüyor.Buterin, merkeziyetsizliğin sadece teknolojik bir özellik olmadığını, aynı zamanda sosyal ve politik bir boyutu olduğunu da düşünüyor. Ona göre, Ethereum yalnızca bir yazılım değil, aynı zamanda farklı aktörlerin daha verimli bir şekilde işbirliği yapabileceği ve merkeziyetçilik baskılarına dirençli bir ekosistem oluşturmayı hedefleyen bir yapı.Sonuç olarak Ethereum, Vitalik Buterin’in vizyonuyla doğdu ve blockchain dünyasında devrim yarattı. Akıllı sözleşmeler, DeFi ve NFT'ler gibi alanlarda öncü oldu ve açık kaynak yapısıyla sürekli gelişmeye devam ediyor. Topluluğun katkıları ve yenilikçi yaklaşımıyla Ethereum, gelecekte de blockchain ekosisteminin merkezinde olmaya devam edecek gibi gözüküyor.Ethereum ve blockchain teknolojisi hakkında daha fazla içerik için JR Kripto Rehber serisini takip edin.

·
26 Haz 2025
Ethereum (ETH) Nedir?

Harmony (ONE) Nedir?

Bugün, blockchain (blokzincir) dünyasının heyecan verici oyuncularından biri olan Harmony (ONE) ağını ve onun yerel token'ı ONE'ı yakından tanıyacağız. Eğer blockchain teknolojisinin sadece Bitcoin ve Ethereum'dan ibaret olmadığını düşünüyorsanız veya yüksek maliyetler ve düşük hızlardan sıkıldıysanız, Harmony nedir sorusunun cevabı tam size göre olabilir. Harmony, merkeziyetsiz uygulamalar (DApp'ler) oluşturmak ve kullanmak için tasarlanmış, hızlı ve açık bir blockchain platformudur. Temel amacı, mevcut blockchainlerin karşılaştığı ölçeklenebilirlik sorunlarına yenilikçi çözümler getirmek. Harmony, bu hedefe ulaşmak için rastgele durum parçalama (random state sharding) gibi teknolojilere odaklanmakta.Harmony'nin vaadi oldukça iddialı: yüksek işlem hacmi sunarken aynı zamanda düşük gecikme süresi ve düşük ücretler sağlamak. Bu özellikler, platformu geleceğin merkeziyetsiz, güvene ihtiyaç duymayan ekonomilerinin temelini atmak için önemli bir konuma yerleştirmeyi amaçlıyor. Harmony ağı nasıl çalışır sorusunun yanıtı da işte bu temel hedefler etrafında şekilleniyor. Gelin, parçalama odaklı bu ağı beraber inceleyelim…Harmony’nin Tanımı ve Ortaya ÇıkışıHarmony (ONE), hızlı, uygun maliyetli ve bağımsız çalışan bir Layer-1 blokzincir ağı olarak öne çıkıyor. Layer-1 demek, Harmony’nin kendi zinciri üzerinde çalıştığı ve başka bir ağa ihtiyaç duymadan işlemleri yürüttüğü anlamına geliyor. Bu yapı özellikle merkeziyetsiz uygulamaların (DApp’lerin) geliştirilmesini kolaylaştırmak için tasarlanmış. 2018’de Stephen Tse tarafından kurulan proje, 2019’da mainnet’ini başlattı ve ONE adlı yerel token’ını piyasaya sürdü. Harmony’nin temel amacı, blockchainlerin klasik problemi olan “ölçeklenebilirlik mi merkeziyetsizlik mi” ikileminde denge kurmak. Bu yüzden de kendini “ölçekte merkeziyetsizlik” sunan bir platform olarak tanımlıyor.Bu dengeyi sağlamak için Harmony, birkaç yenilikçi teknolojiye başvuruyor. En dikkat çekenlerden biri, ağı parçalara ayıran sharding sistemi. Peki, sharding nedir? Bu sistem sayesinde işlemler farklı parçalarda paralel olarak işlenebiliyor; bu da hem işlem hızını artırıyor hem de ağı daha verimli hale getiriyor. Harmony’nin farkı, bu parçalama sistemini sadece verilerle sınırlı tutmaması; aynı zamanda ağın konsensüs ve durum katmanlarında da uygulayarak güvenliği üst seviyeye taşıması. Ayrıca bu yapı, düşük donanımlı cihazların bile ağa katılmasına imkan tanıyor. Harmony'nin shard yapısı. Kaynak: Hive Konsensüs kısmında ise Effective Proof-of-Stake (EPoS) adlı bir sistem devreye giriyor. Bu sistem, klasik stake modelinin biraz daha gelişmiş hali diyebiliriz. Amacı, ağda daha fazla doğrulayıcının yer almasını sağlarken aynı zamanda merkeziyetsizliği korumak. EPoS; token delegasyonu, ödül biriktirme, çift imza atan doğrulayıcıları cezalandırma ve pasif doğrulayıcıları dışlama gibi güvenlik önlemleriyle destekleniyor. Stake edilen ONE miktarı arttıkça da ağın güvenliği güçleniyor.Son olarak, ağın hızını artırmak için Harmony, Fast BFT adlı özel bir konsensüs protokolü ve BLS imzaları gibi teknolojilerden faydalanıyor. Bu sistemler, 250’den fazla doğrulayıcının iki saniyeden kısa sürede fikir birliğine varmasını sağlıyor. Aynı zamanda toplu imzalama sayesinde iletişim yükü azaltılıyor. Tüm bu birleşim sayesinde Harmony, hem geliştiriciler hem de kullanıcılar için hızlı, güvenli ve erişilebilir bir deneyim sunuyor.Harmony'nin Ethereum ile uyumlu olması da kritik bir özelliği. Harmony ONE, Ethereum Sanal Makinesi (EVM) ile %100 uyumlu. Peki, bu neden önemli? Bu uyumluluk, geliştiricilerin mevcut Ethereum DApp'lerini veya yeni DApp'leri kolayca Harmony ağına taşımalarına veya burada geliştirmelerine olanak tanıyor. Harmony'nin sunduğu 2 saniyelik işlem kesinleşme süresi ve Ethereum ile karşılaştırıldığında çok daha düşük işlem ücreti, Ethereum'daki mevcut DApp'ler için cazip bir alternatif sağlıyor. Bu da Harmony’i Ethereum uyumlu layer 1 blockchainleri arasında öne çıkaran özelliklerden.Harmony’nin Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıHarmony'nin yolculuğu, 2018 yılında Stephen Tse ve bir grup deneyimli mühendis ile başladı. Ekip, daha önce Google, Microsoft, Amazon ve Apple gibi önde gelen teknoloji şirketlerinde görev almış kişilerden oluşuyordu. Projenin temel amacı, blockchain dünyasındaki ölçeklenebilirlik ve merkeziyetsizlik sorununa kalıcı bir çözüm getirmekti. Kuruluş süresince ve daha sonrasında Harmony, birçok önemli kilometre taşını geride bıraktı. Ayrıca çok büyük bir siber saldırıya uğradı. İşte kayda değer birkaç tarihi olay:2018 - Kuruluş ve testnet aşaması: Proje, 2018'de bir startup olarak hayata geçti. Bu dönemde teknik altyapı geliştirildi ve test ağları üzerinde denemeler yapıldı.2019 - Mainnet lansmanı ve ONE token’ın piyasaya girişi: Harmony, Mayıs 2019'da Binance Launchpad üzerinde bir ilk değişim teklifi (IEO) düzenleyerek dikkatleri üzerine çekti. Bu IEO sırasında 2.8 milyardan fazla ONE token yatırımcılara satıldı. Haziran 2019'da ise Harmony ana ağı (mainnet) resmen başlatıldı. Mainnet'in canlıya geçmesiyle birlikte, daha önce ERC-20 ve BEP-2 standartlarında çıkarılan ONE token'lar, 1:1 oranında yerel ONE token'lara dönüştürüldü.2021- Ethereum köprüsü ve NFT projelerinin entegrasyonu: 2021 yılında Harmony, Ethereum ile tam uyumlu bir çapraz zincir köprüsü olan Horizon'u tanıttı. Bu köprü, kullanıcıların ERC-20, ERC-721 ve ERC-1155 token'larını Ethereum'dan Harmony ağına ve tersine taşımalarına olanak sağladı. Bu sayede, Ethereum üzerindeki varlıklar Harmony'nin düşük işlem ücretleri ve hızlı işlem onay sürelerinden faydalanabildi. Genel olarak 2021 yılı, Harmony ağı üzerinde birçok NFT projesinin hayata geçtiği bir dönem oldu. Öne çıkan projeler şunlar: daVinci Marketplace, Harmoonies, OneCoin NFT, Harmony Whales, Harmony One Punks. Eylül 2021'de Harmony, ekosistemini büyütmek ve geliştiricileri teşvik etmek amacıyla 300 milyon dolarlık bir fon duyurdu. Harmony-Ethereum köprüsü 2022 - Horizon Bridge saldırısı ve güvenlik önlemleri: Harmony’nin tarihine baktığımızda, her şey günlük güneşlik değil. 24 Haziran 2022 tarihinde, Harmony'nin "Horizon Bridge" köprüsü hacklendi. Bir yıl sonra arkasında Kuzey Koreli hack grubu Lazarus’un olduğu anlaşılan saldırıda, hırsızlar toplam değeri 99.6 milyon dolar olan çeşitli kripto varlıklarını çaldılar. Saldırının temel nedeni, Horizon Bridge'in 2-of-5 çoklu imza (multisig) yapısının zayıf güvenliğiydi. Bu olayın ardından Harmony, Ethereum tarafındaki Horizon Bridge'i daha güvenli hale getirmek için 4-of-5 multisig yapısına geçiş yaptı. Bu yeni yapı, işlemlerin gerçekleştirilmesi için beş imzacıdan en az dördünün onayını gerektiriyor ve böylece özel anahtarların ele geçirilmesi durumunda bile sistemin daha dirençli olmasını sağlıyor. Harmony Bridge saldırısında ele geçirilen coin'ler. Kaynak: PeckShield (2022) Harmony Neden Değerli?Harmony'nin blockchain dünyasında öne çıkmasını sağlayan birçok değerli özelliği var. Bu özellikler, platformun hem kullanıcılar hem de geliştiriciler için cazip hale gelmesini sağlar.Harmony ve “Shard” yapısıHarmony'nin temel değeri, dört parçalı (shard) yapı ile paralel işlem gücü sunmasından gelir. Harmony, blockchaini parçalara (shards) ayırarak işlemlerin bu parçalar arasında paralel olarak işlenmesine olanak tanır. Harmony mainnet'i şu anda 4 parçalıdır. Bu paralel işleme yeteneği, ağın çok daha yüksek bir işlem hacmine ulaşmasını sağlar, bu da saniyede binlerce işlemi gerçekleştirebilmek anlamına gelir. Bu durum, özellikle yoğun kullanım dönemlerinde ağ tıkanıklığını (congestion) önlemeye yardımcı olur. Harmony, bu parçalama teknolojisini sadece işlemlerin doğrulanması ve ağ iletişimi için değil, aynı zamanda blockchainin durumu (state) için de kullanarak tam ölçeklenebilirlik sunmayı hedefler. Bu derin parçalama tekniği, ağın verimliliğini ve ölçeklenme kapasitesini artırır.Ağın düşük işlem ücretleriHarmony'nin bir diğer önemli avantajı, düşük işlem ücretleri ve yüksek hızı. Harmony mainnet'te bloklar her 2 saniyede bir üretilir. Çapraz-parça işlemler (cross-shard transactions) ise 2 blok süresinde kesinleşir. Bu 2 saniyelik blok süresi, neredeyse anında işlem kesinleşmesi sağlar. Ethereum gibi ağlarla karşılaştırıldığında, Harmony'nin işlem ücretleri belirgin şekilde daha düşük. Düşük maliyetli ve hızlı işlemler, DeFi (Merkeziyetsiz Finans), NFT’ler ve oyun gibi alanlardaki DApp'lerin daha kullanıcı dostu olmasını sağlar. Bu, Harmony'yi düşük maliyetli DeFi ağı ve diğer DApp kategorileri için ideal bir platform haline getirir.ONE token, ağın merkezinde Harmony ağının özelliklerinin yanı sıra, platformun yerel kripto parası olan ONE token, Harmony’nin merkezinde yer alıyor ve çeşitli önemli işlevleri var. ONE coin nedir ve ONE token ne işe yarar diye merak ediyorsanız, işte cevapları:İşlem ücretlerini ödeme: Ağdaki tüm işlemler için ONE token kullanılır. İşlemlerin başarılı bir şekilde işlenip blockchaine dahil edilmesi için kullanıcıların belirli bir miktar ONE cinsinden işlem ücreti belirtmesi gerekir. Tüm işlem ücreti olarak alınan coinler yakılır (coin burn), bu da ağ kullanımı arttıkça enflasyonun sıfıra doğru yönelmesine yardımcı olur.Ağı staking ile güvene alma: Harmony bir Proof-of-Stake (PoS) blockchaini. Yani ağın güvenliği, stake edilen token'lar aracılığıyla sağlanır. ONE token, staking için kabul edilen yerel tokendır. Potansiyel node (düğüm) çalıştıranlar, doğrulayıcı (validator) olarak seçilebilmek için belirli bir miktar ONE token stake etmek zorundadır. ONE token sahipleri ayrıca, mevcut doğrulayıcılara ONE tokenlarını delege ederek staking sürecine katılabilirler. Daha fazla ONE token stake edildikçe, ağ daha güvenli hale gelir. Başarılı bir şekilde blokları imzalayan seçilmiş doğrulayıcılar, hizmetleri karşılığında ONE token cinsinden blok ödülleri alırlar. Harmony staking mekanizması için Effective Proof-of-Stake (EPoS) adı verilen yeni bir PoS mekanizması kullanılıyor. Bu mekanizma, merkezileşmeyi azaltmayı ve ödülleri binlerce doğrulayıcıya adil bir şekilde dağıtmayı hedefler. EPoS, delegasyonu ve ödül bileşimini (reward compounding) destekler. Ayrıca, çift imzalayan doğrulayıcıları (slashing) ve seçilmiş ancak kullanılamayan nodeları cezalandırır. Harmony ağı nasıl çalışır sorusunun cevabı da burada yatıyor.Yönetişime katılım: ONE token sahipleri, ağın yönetişimine katılma hakkına sahip. Bu, token sahiplerinin platformun geleceğiyle ilgili kararlarda söz sahibi olmasını sağlar.ONE token ekonomisiHarmony'nin token ekonomisi (Harmony tokenomics), ağın sürdürülebilirliği ve işleyişi açısından oldukça önemli bir rol oynuyor. ONE adlı yerel token, sistemin para birimi gibi düşünebileceğimiz temel yapı taşı. 18 ondalık basamağa sahip olan ONE’ın en küçük birimi Atto olarak adlandırılıyor (Ethereum’daki Wei gibi) ve 0.000000000000000001 ONE’a denk geliyor. Bir üst seviye olan Nano ise 0.000000001 ONE değerinde — bu da Ethereum’daki Gwei’ye benzer şekilde konumlanıyor. Harmony, ekonomik modelini zaman içinde güncelledi. Yeni sistemde blok süresi ya da ağdaki staking oranı fark etmeksizin, ağ genelinde dağıtılan toplam ödül (yeni token ihracı + işlem ücretleri) sabit tutuluyor. Amaç daha sade bir yapı oluşturmak, daha yüksek stake oranına ulaşmak ve uzun vadede “sıfır ihraç” modeline geçmek. Bu yaklaşımın, ağın sağlıklı gelişimi için olumlu etkiler yaratması bekleniyor. ONE Token dağıtım planı. Kaynak: ICODrops İlk başta, toplam ONE arzı 12.6 milyar olarak belirlendi. Şubat 2021 itibarıyla dolaşımdaki arz yaklaşık 9.49 milyar civarındaydı. Token’ların dağılımına baktığımızda: %22.4’ü başlangıç satışına, %12.5’i ek Launchpad satışına, %16.9’u kurucu ekip ve geliştiricilere ayrıldı. Ayrıca, %26.4’lük bir pay protokol geliştirmeye, %21.8’lik kısım da ekosistem büyümesi için ayrılmış durumda.Yıllık ONE token ihracı 441 milyon ile sınırlandırılmış — bu da yaklaşık %3’lük bir yıllık enflasyona denk geliyor. Bu sabit ve tahmin edilebilir yapı, doğrulayıcılar için istikrarlı bir kazanç modeli sunmayı hedefliyor. Her ne kadar model enflasyonist olsa da, ağda gerçekleşen tüm işlem ücretleri yakılıyor. Yani, eğer ağda yeterince işlem yapılırsa, yakılan token miktarı ihracı dengeleyebiliyor ve net enflasyon zamanla sıfıra yaklaşabiliyor. Bu da uzun vadede token değerini destekleyen bir dinamik oluşturuyor.Harmony, Ethereum ve diğer ağlarla entegrasyon Harmony'nin bir diğer büyük gücü, Ethereum uyumluluğu ve EVM destekli ağlar listesinde yer alması. Harmony ONE, Ethereum Sanal Makinesi (EVM) ile %100 uyumlu bir blockchain. Bu, geliştiricilerin Solidity gibi Ethereum tabanlı dillerde yazdıkları akıllı sözleşmeleri Harmony üzerinde kolayca dağıtabilecekleri anlamına gelir. Mevcut Ethereum DApp'lerinin Harmony ağına dApp geçişi yapmak veya yeni DApp'ler geliştirmek oldukça basit. Web3.js gibi popüler Ethereum kütüphaneleri, Harmony üzerinde işlem göndermek için kullanılabilir.Harmony ayrıca diğer blockchainlerle birlikte çalışabilirlik için tasarlandı. Horizon gibi köprüler aracılığıyla Harmony ve Ethereum veya Binance Smart Chain gibi ağlar arasında varlık transferi yapılabiliyor. Bu çapraz zincir yetenekleri, blockchain ekosistemlerinin entegrasyonuna katkıda bulunuyor.Harmony’nin Kurucusu Kim?Birçok kripto para projesinin arkasındaki beyin, özellikle projeye yatırım yapmayı düşünen kişiler tarafından merak ediliyor. Peki, Harmony kurucusu kim? Harmony'nin temellerini atan kişi Stephen Tse. Kendisi, projenin kurucusu ve CEO'su olarak görev yapıyor. Stephen Tse kimdir sorusuna yanıt olarak, Stephen Tse'nin daha önce Apple, Google ve Microsoft gibi dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinde mühendis olarak çalıştığı belirtiliyor. Bu geçmişi, Tse’e blockchain gibi karmaşık dağıtık sistemler ve teknoloji geliştirme konularında zengin bir deneyim kazandırdı. Girişimcilik tarafında da aktif olan Tse, Spotsetter adlı mobil arama girişimini kurdu ve bu girişim 2014 yılında Apple tarafından satın alındı. Ayrıca, sesli yapay zeka alanında Voice AI adlı bir projeye imza atto. Tse'nin protokollere olan ilgisi lise yıllarına kadar uzanıyor; ICQ ve X11 protokollerini tersine mühendislikle (reverse-engineering) inceledi ve OCaml dilinde 15 yılı aşkın süredir kod yazmakta. Stephen Tse, Şanghay Blockchain Haftası'nda Harmony'nin kurucu ekibi, Stephen Tse'nin yanı sıra Nick White'ı da içeriyor. Nick White projenin ortak kurucularından biri ve Harmony topluluğunun aktif bir üyesi. Nick White'ın Stanford Üniversitesi'nden elektrik mühendisliği alanında lisans ve yüksek lisans derecelerine sahip olduğu ve Stanford'da yapay zeka ve uygulamalı matematik üzerine araştırmalar yaptığı bilinmekte. Akademik kariyerinin dışında, Hong Kong merkezli Zeroth.AI adlı yapay zeka hızlandırıcısında AI uzmanı olarak görev aldı ve beş kıtadan 20'den fazla takıma mentorluk yaptığı belirtiliyor. Ayrıca, yoga eğitmeni ve tutkulu bir sörfçü.Genel olarak Harmony ekibi, Silikon Vadisi'nin önde gelen teknoloji şirketlerinde deneyim kazanmış mühendislerden oluşuyor. Google, Apple, Amazon ve Microsoft gibi şirketlerde görev almış bu ekip, Harmony'nin parçalama (sharding) ve konsensüs mekanizmaları gibi temel teknolojilerini geliştirdi.Örneğin, diğer ortak kuruculardan Rongjian Lan Google Play Store'da arama altyapısı mühendisi olarak çalıştı. Minh Doan ise Google Assistant ve Play projelerinde görev aldı. Baş mühendis Leo Chen ise Amazon Web Services'ta yüksek verimli depolama sanallaştırmaları üzerine çalıştı ve Kindle Fire'ın ilk neslini geliştirdi.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Sonuç olarak Harmony (ONE), blockchain teknolojisinin mevcut ölçeklenebilirlik ve birlikte çalışabilirlik zorluklarını aşmayı hedefleyen iddialı bir proje. Harmony nedir diye sorduğumuzda, karşımıza yüksek hızlı, düşük maliyetli, ethereum uyumlu layer 1 ve parçalanmış bir blokzincir ağı çıkar. Stephen Tse gibi Silikon Vadisi deneyimine sahip mühendisler tarafından kurulan Harmony, blokzincir parçalama teknolojisi ve Effective Proof-of-Stake (EPoS) gibi yenilikçi teknolojiler kullanarak paralel işlem zinciri yeteneğiyle yüksek işlem hacmi ve hız sunar. Yine de aklınızda aşağıdaki gibi bazı sıkça sorulan sorular kalmış olabilir:Harmony ağı nedir ve nasıl çalışır?: Harmony, yüksek hızlı ve düşük maliyetli işlemler sunmayı amaçlayan bir Layer-1 blockchain ağıdır. Temel olarak, parçalama (sharding) teknolojisini kullanarak ağı yatay şekilde böler ve işlemleri paralel biçimde işler. Bu sayede hem işlem hızı artar hem de ağ ölçeklenebilir hale gelir. Harmony ayrıca “Effective Proof of Stake” (EPoS) adı verilen özel bir konsensüs mekanizmasıyla çalışır.ONE coin ne işe yarar?: ONE, Harmony ağının yerel token’ıdır. Harmony coin özellikleri arasında ağ üzerindeki işlem ücretlerinin ödenmesinde kullanılması dikkat çeker. Ayrıca coin, doğrulayıcıları ödüllendirmek ve yönetişim kararlarında oy kullanmak yer alır. Ayrıca kullanıcılar, ONE token’larını stake ederek ağ güvenliğine katkıda bulunabilir ve pasif gelir elde edebilir.Sharding teknolojisi ne anlama gelir?: Sharding, bir blockchain ağını küçük parçalara (shard) bölme yöntemidir. Bu yöntem, her shard’ın kendi işlemlerini ve verilerini paralel şekilde işlemesine olanak tanır. Sonuç olarak, ağın işlem kapasitesi büyük ölçüde artar. Harmony, bu teknolojiyi uygulayan ilk Layer-1 projelerden biridir.Harmony staking nasıl yapılır?: Harmony üzerinde staking yapmak için ONE token’larını desteklenen bir cüzdana aktarman ve ardından doğrulayıcı (validator) seçerek stake işlemini başlatman gerekir. Staking için Harmony’nin resmi web sitesindeki staking dashboard arayüzü kolay ve kullanıcı dostudur. Stake edilen token’lar karşılığında düzenli ödüller kazanılır.Kurucusu kimdir ve geçmişi nedir?: Harmony’nin kurucusu Stephen Tse’dir. Tse, daha önce Apple, Google ve Microsoft gibi teknoloji devlerinde mühendis olarak çalışmış, ayrıca Spotsetter adlı girişimini Apple’a satmıştır. Kendisi protokol güvenliği ve dağıtık sistemler konusunda uzman bir yazılımcıdır. Harmony’nin kurucu ortaklarından biri de Stanford mezunu Nick White’tır. White, yapay zeka ve mühendislik alanlarında akademik ve sektörel deneyime sahiptir.Harmony ağı ve ONE token’ın Web3 altyapısındaki rolünü daha yakından tanımak için JR Kripto Rehber serimizi takip etmeye devam edin.

·
26 Haz 2025
Harmony (ONE) Nedir?

Ondo Finance (ONDO) Nedir?

Kripto para dünyasıyla geleneksel finans arasındaki köprüler her geçen gün daha da güçleniyor. Tam da bu kesişim noktasında dikkat çeken projelerden biri de Ondo Finance. Geleneksel finansın sağlam yapısını ve kurumsal düzeydeki ürünlerini, blockchain teknolojisinin sunduğu şeffaflık ve erişilebilirlikle birleştirmeyi amaçlayan Ondo Finance, bu alanda öncü bir misyon üstleniyor.Eğer siz de “Kripto yatırımlarım daha güvenli ve somut dayanaklara sahip olsun” diyenlerdenseniz, Ondo nedir sorusunun cevabı tam size hitap ediyor olabilir.Ondo Finance’in Tanımı ve Ortaya ÇıkışıEn temel haliyle Ondo Finance, gerçek dünya varlıkları tokenizasyonu alanında faaliyet gösteren bir platform. Yani, ABD Hazine bonoları gibi geleneksel finansal varlıkları dijital token'lara dönüştürerek blockchain üzerinde işlem görmelerini sağlar. Normalde yalnızca büyük finansal kurumların erişebildiği, belirli saat dilimlerinde işlem gören ve karmaşık süreçler içeren bu tür ürünler artık herkesin cüzdanından, 7/24 erişilebilir hale geliyor. Ondo Finance nedir sorusunun merkezinde işte bu dönüştürücü fikir yatıyor: Kurumsal finansal ürünleri herkesin erişimine açmak.Ondo’nun ana amacı, kripto ekosistemindeki yatırımcılara geleneksel finansın kapalı dünyasında yer alan sabit getirili ürünlere erişim imkânı sunmak. Kripto varlıkların doğasında bulunan yüksek volatiliteye karşılık, ABD Hazine bonoları gibi istikrarlı araçların getirilerini blockchain'e taşıyarak kullanıcılara daha güvenli, şeffaf ve öngörülebilir bir yatırım seçeneği sunar.Platform, 2021 yılında Nathan Allman tarafından kuruldu. Allman, geleneksel finans ile blockchain dünyasını bir araya getirme vizyonuna sahip bir girişimci olarak öne çıkıyor. Ondo’nun ekibi, Goldman Sachs, Facebook, Microsoft gibi kurumlardan gelen deneyimli isimlerle dolu; hem geleneksel bankacılığın disiplinini hem de DeFi’ın yenilikçi yönlerini bir araya getiriyorlar. Bu çok yönlü ekip yapısı, platformun istikrar ve yenilik arasında sağlıklı bir denge kurmasını sağlıyor.Ekosistemin merkezinde yer alan ONDO token, yalnızca bir kripto para değil; aynı zamanda bir yönetişim aracı. Ondo token ne işe yarar diye soranlara verilecek cevap açık: ONDO, platformun geleceğini şekillendirmede kullanıcıya söz hakkı verirken aynı zamanda ekosistem içindeki hizmetler ve teşvik mekanizmalarında da aktif rol oynar.Ondo Finance’in misyonu, blockchain teknolojisinin gücünü kullanarak finansal hizmetleri daha erişilebilir, şeffaf ve verimli hale getirmek. Bu hedef, geleneksel finansın yavaş, pahalı ve sınırlı işlem saatleri gibi kısıtlarını aşmayı amaçlarken, aynı zamanda DeFi'ın gerçek ekonomiyle bağlantı kurma ve stablecoin’lere olan yoğun bağımlılık gibi zorluklarına da çözüm sunar.Ondo Finance, iki ana yapıya ayrılmış halde: varlık yönetimi ve teknoloji kolları. Varlık yönetimi kolu, tokenize edilmiş ürünleri tasarlayıp denetlerken; teknoloji kolu, bu ürünleri destekleyen merkeziyetsiz protokollerin geliştirilmesinden sorumlu. Bu çift yapılı sistem, Ondo’nun hem geleneksel finansal araçları taklit etmesine hem de blockchain’in sağladığı avantajlardan faydalanmasına olanak tanır.Bu noktada, gerçek dünya varlıkları tokenizasyonu kavramının önemine dikkat çekmek gerekir. Gayrimenkul, emtia veya menkul kıymet gibi varlıkların blockchain üzerinde token'laştırılması, bu varlıkların daha likit, şeffaf ve erişilebilir hale gelmesini sağlar. Aracıları ortadan kaldırarak işlem maliyetlerini düşürür, daha doğrudan bir değer transferi imkânı sunar. Ondo'nun odak noktası ise özellikle ABD’nin 31.5 trilyon doları aşan Hazine tahvili piyasası. Bu devasa pazar, platforma büyük bir büyüme alanı yaratıyor.Günümüzde yüksek faiz oranları, kısa vadeli Hazine bonolarını yatırım açısından oldukça cazip hale getiriyor. Ondo, blockchain tabanlı yapısıyla bu varlıklara erişimi demokratikleştirerek kullanıcıya istikrarlı bir pasif gelir imkânı sunuyor.Kısacası, Ondo Finance; geleneksel finansın sağlam varlıklarını blockchain'e taşıyarak hem bireysel hem de kurumsal yatırımcılara sabit getiri DeFi seçenekleri sunan, bu alandaki en yenilikçi platformlardan biri konumunda.Ondo Finance’in Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıOndo Finance, geleneksel finans ile merkeziyetsiz finansı bir araya getirme vizyonuyla 2021 yılında yola çıktı. İlk dönemlerinde, protokol geliştirme süreci ve ürün lansmanları odak noktasındaydı. Eylül 2021’de, NFT ve oyun alanında öncü projelerden Yield Guild Games (YGG) ile önemli bir ortaklık duyuruldu. Bu işbirliği kapsamında, Ondo’nun sunduğu kasalar (vaults), merkeziyetsiz borsalardaki likidite havuzlarına tek taraflı, risk kontrollü yatırım imkânı tanıyordu.Örneğin, ETH/YGG Sushiswap havuzuna tek taraflı YGG yatırımı yaparak getiri elde etmek mümkün hale gelmişti. Aynı zamanda diğer kullanıcılar da bu likidite havuzlarından sabit ETH getirisi elde edebiliyor, geçici kayıp riski ise minimize ediliyordu. Bu kasalar, %25 sabit APY ile ETH getirisi ve %615'e kadar değişken APY ile YGG getirisi (geçici kayıp hariç) sunma hedefi taşıyordu. Katılımcılar için 1 Ekim’de başlayan üç günlük açık abonelik penceresi, Ondo’nun kontrollü getiri sunan kasalarla piyasaya ilk ciddi girişini simgeliyordu. Söz konusu kasalar Ondo’nun Fixed Income Vaults ürünü olarak tanıtılmıştı. Bu, yatırımcılara sabit (fixed yield) ve değişken (variable yield) getirili pozisyonlar sunarak merkeziyetsiz borsa (Uniswap, Sushiswap) likidite havuzlarına daha kontrollü şekilde katılmalarını sağlıyordu. Bu kasalar, yatırımları risk düzeyine göre ikiye ayıran “tranche” modelini kullanıyor ve sabit getiri isteyenlerle daha yüksek getiri arayanları bir araya getiriyordu. Ancak 2022’de DeFi getirilerinin düşmesiyle birlikte Ondo, bu ürünü sonlandırarak odağını tokenize finansal varlıklara ve kurumsal çözümlere yöneltti.2022 yılı, Ondo Finance için dönüm noktalarından biri oldu. CoinList üzerinden yapılan token satışı, büyük ilgi gördü ve 18.000’den fazla katılımcıdan 10 milyon dolar fon toplandı. Bu, Ondo’nun topluluk desteğini erken aşamada arkasına aldığını gösteriyordu.Aynı dönemde, Ondo’nun kurumsal yatırım DeFi vizyonu doğrultusunda geleneksel finans dünyasının devleriyle entegrasyon adımları hız kazandı. BlackRock tarafından yönetilen ETF’yi temel alan OUSG fonu, bu işbirliğinin en somut örneklerinden biri oldu. Ayrıca Franklin Templeton ve Wellington Management gibi dünya çapında 1 trilyon doların üzerinde varlık yöneten kurumlarla iş ortaklıkları kuruldu.2024 yılı başında ONDO token resmi olarak piyasaya sürüldü. Bu dönemde ONDO token’ın RocketX Exchange gibi platformlarda işlem görmeye başlaması, büyük borsalardaki listeleme sürecinin bir parçasıydı. Daha önce 2022’de CoinList üzerinden satışı gerçekleşen token, böylece geniş çapta erişilebilir hale geldi.Zamanla Ondo, RWA DeFi projeleri arasında lider konuma yükseldi. Getiri sağlayan stablecoin getiri sistemleri (örneğin USDY) ve tokenized treasury ürünleri (örneğin OUSG), platformu RWA pazarının merkezine taşıdı.Coinbase, BNY Mellon, Citi, JP Morgan, Morgan Stanley, State Street ve StoneX gibi geleneksel finans kurumlarıyla iş birlikleri de Ondo’nun “kurumsal düzeyde finans” söylemini destekler nitelikteydi. Yakın zamanda Ondo'nun attığı bazı stratejik adımlar ise şöyleydi:Ocak 2025’te Ripple ve XRP Ledger ile yapılan entegrasyon sayesinde OUSG, bu ağ üzerinden kurumsal kullanıcılara sunulabilir hale geldi.Şubat 2025’te, Ondo, Mastercard’ın Multi-Token Network (MTN) ağına katılan ilk Ondo RWA sağlayıcısı oldu. Bu işbirliği, Mastercard'ın bankacılık ortaklarının boşta duran nakitlerini OUSG aracılığıyla değerlendirmesini mümkün kıldı.Injective, Solana ve Cosmos (Noble) gibi blockchain projeleriyle yapılan entegrasyonlar sayesinde Ondo’nun multi-chain uyumluluğu güçlendirildi.Pendle Finance ile kurulan ortaklık, USDY gibi Ondo ürünlerinin getiri protokollerinde kullanılmasına olanak sağladı ve RWA token’larının DeFi içindeki bileşiklik potansiyelini artırdı.Tüm bu gelişmeler, Ondo'nun yalnızca Ondo coin ne zaman çıktı sorusuna yanıt sunmakla kalmayıp, RWA alanında neden bu kadar önemli bir aktör haline geldiğini de ortaya koyuyor. Geleneksel finans ürünlerinin on-chain'e taşınması, yasal uyumlulukla desteklenmesi ve geniş entegrasyon ağı sayesinde Ondo, gerçek dünya ile blockchain arasında sağlam bir köprü kuruyor.RWA alanında faaliyet gösteren projeler arasında Ondo Finance, regülasyon dostu yapısı, kurumsal odaklı ürünleri ve güçlü ortaklık ağıyla öne çıkıyor. Maple Finance, Goldfinch, TrueFi, Clearpool ve Centrifuge gibi projeler de kurumsal borçlanma ve varlık tokenizasyonu alanında çalışmalar yürütüyor. Ancak Ondo’nun BlackRock, Mastercard ve Ripple gibi geleneksel devlerle kurduğu ilişkiler ve ürünlerinin ABD menkul kıymet yasalarıyla uyumlu olması, onu birçok rakibinden farklı ve daha ileri bir noktaya taşıyor.Ondo Finance Neden Değerli?Ondo Finance, geleneksel ve merkeziyetsiz finans dünyalarını birleştiren yapısıyla öne çıkıyor. Kurduğu bu köprü, hem bireysel yatırımcılara hem de kurumsal aktörlere benzersiz bir değer önerisi sunuyor. İşte Ondo protokolünü bu kadar değerli kılan temel unsurlar:Tokenize edilmiş sabit gelir ürünlerine erişim sunarOndo’nun en güçlü özelliklerinden biri, normalde sadece kurumsal yatırımcıların erişebildiği ABD Hazine tahvilleri gibi yüksek kaliteli finansal ürünleri, blockchain üzerinden herkesin kullanımına açması. USDY gibi ürünler, Hazine bonoları ve banka mevduatlarıyla teminatlandırılmış, getiri sağlayan bir stablecoin alternatifi sunuyor. Özellikle mevcut yüksek faiz ortamında, bu ürünler %5 veya daha fazla getiri sağlayabilmekte. ONDO kullanım senaryoları. Kaynak: Ondo Finance Bu noktada bir parantez açmakta fayda var. Ondo’nun USDY ve OUSG gibi tokenize edilmiş sabit getirili ürünlerine erişim için kullanıcıların belirli kriterleri karşılaması gerekir. Örneğin OUSG, yalnızca ABD hukukuna göre “nitelikli yatırımcı” olarak tanımlanan kullanıcılar tarafından satın alınabilir. USDY ise bazı ülkelerdeki bireysel yatırımcılara sunulabilmektedir. Her iki ürün de Ondo’nun web platformu üzerinden KYC (Kimlik Doğrulama) süreçleri tamamlandıktan sonra edinilebilir. Aşağıda, USDY ve OUSG arasındaki farkları görebilirsiniz:ÖzellikUSDYOUSGHedef KitleBireysel ve kurumsal yatırımcılar (ABD dışı)Yalnızca nitelikli yatırımcılarGetiri MekanizmasıRebasing veya yield-accrualYield-accrualYıllık Getiri (APY)Yaklaşık %4,35Yaklaşık %4,1Minimum Yatırım500 USDC100.000 USDCAğlarEthereum, Solana, InjectiveEthereum, Solana, PolygonKullanım AlanlarıStablecoin alternatifi, getiri elde etmeDeFi teminatı, getiri elde etme Kripto piyasasında getiri oranlarının düşmesiyle birlikte, sabit getiri DeFi seçenekleri giderek daha cazip hale geliyor. Ondo, bu getirileri 7/24 erişim, blockchain şeffaflığı ve dijital varlık hızında sunarak kullanıcılarına geleneksel getirilerin ötesinde bir deneyim vadediyor.RWA pazarının öncülerindenRWA DeFi projeleri, son dönemde kripto dünyasında en güçlü anlatılardan biri haline geldi. Varlıkların tokenize edilerek zincire taşınması, yatırımcılara yeni nesil bir erişim kolaylığı sağlarken aynı zamanda büyük finansal kurumları da cezbetmekte. Piyasada da bu pazarın trilyonlarca dolarlık bir potansiyele sahip olduğu vurgulanıyor. Hatta merkez bankaları ve egemen fonların bile bu alana ilgi duyduğu belirtiliyor.Ondo, RWA alanındaki liderliğiyle bu anlatının merkezinde konumlanıyor. BlackRock ve Mastercard gibi devlerle kurduğu ortaklıklar, projeyi aynı zamanda güvenilir bir finansal altyapı oyuncusu haline getiriyor.ONDO token, yönetişim ve teşvik mekanizmalarında aktifONDO token, platformun yalnızca yatırım aracından ibaret olmadığını gösteren önemli bir bileşen. Ondo yönetişim tokenı olarak görev yapan bu token, sahiplerine Ondo DAO aracılığıyla protokolün geleceği hakkında karar alma yetkisi tanır. Bu, topluluk katılımını artırırken, ekosistemin merkeziyetsizliğini de güçlendirir.Ek olarak, ONDO token'ın ekosistem içinde çeşitli kullanım alanları mevcut. Örneğin staking mekanizmaları yoluyla pasif gelir elde edilebilir ya da platform içi hizmetlerde ödeme aracı olarak kullanılabilir. Token’ın sabit arzı (10 milyar) ve stratejik dağıtımı, uzun vadeli sürdürülebilirlik göz önünde bulundurularak tasarlandı. Bu yapı, Ondo tokenomics (token ekonomisi) için ipucu veriyor.Bu sırada, ONDO fiyatından da bahsetmeden olmaz. Mayıs 2025 itibarıyla Ondo (ONDO) tokenı 0,8 dolar seviyesinden işlem görüyor. Piyasa değeri yaklaşık 2,76 milyar dolar olan ONDO, bu sıralamada 34. sırada yer alıyor. 3,15 milyar adet dolaşımdaki arzıyla da dikkat çekiyor. Aralık 2024'te 2,14 dolarlık zirveye ulaşan coin, o tarihten bu yana %59'un üzerinde bir düzeltme yaşadı. Ancak, gerçek dünya varlıklarının tokenizasyonu (RWA) ve kurumsal DeFi çözümleri gibi alanlardaki büyüme potansiyeli, Ondo geleceği açısından olumlu sinyaller veriyor olabilir. Lansmanından bu yana ONDO fiyatı DeFi dünyasına kurumsal sermayenin girişini kolaylaştırıyorGeleneksel finans kurumları, DeFi'ın sunduğu fırsatları yakından takip etse de, güvenlik, regülasyon ve altyapı eksikliği gibi nedenlerle bu alana temkinli yaklaşıyor. Ondo, işte bu boşluğu dolduruyor. Sağladığı şeffaflık, regülasyon dostu altyapı ve kurumsal düzeyde teknik yeterlilik ile kurumsal yatırım DeFi alanında bir köprü görevi görüyor.Denetlenmiş ve regülasyon dostu yapıOndo’nun başarısının arkasındaki önemli unsurlardan biri de şeffaflık ve denetim odaklı yaklaşımı. Platform, geleneksel finansın en iyi uygulamalarını alarak bunları DeFi’a entegre etmeyi amaçlıyor. KYC (kimlik doğrulama)/AML (kara para aklama yasalarına uyumluluk) süreçleri, USDY gibi ürünler için günlük bağımsız denetimler ve yasal danışmanlıklarla şekillendirilmiş bir yapı sunar. Stablecoin getiri sistemleri gibi yenilikçi ürünlerin güvenle kullanılabilmesi için, Ondo platformu izinli erişim çerçevesiyle çalışır. Bu, özellikle tokenized treasury (tokenize hazine tahvili) ürünlerinin menkul kıymet olarak sınıflandırılma gerekliliğini karşılar. Böylece platform, uzun vadeli istikrar ve yasal dayanıklılık açısından avantaj elde eder.Altyapı gelişimiOndo’nun vizyonu sadece token çıkarmakla sınırlı değil. Aynı zamanda, bu varlıkların güvenli ve etkili biçimde transfer edilip kullanılabileceği altyapılar inşa etmeyi hedefliyor. Örneğin:Ondo Chain: Amaca yönelik bir Layer-1 blockchainOndo Bridge: Çapraz zincir transfer çözümüFlux Finance: Tokenize varlıkların DeFi içinde kullanılmasını sağlayan protokolBu altyapılar, tokenize edilmiş varlıkların kurumsal finansla uyumlu şekilde işleyebilmesini sağlıyor. Nathan Allman ve ekibi, tüm bu bileşenlerle birlikte Ondo’yu yalnızca bir ürün platformu değil, aynı zamanda DeFi dünyasında kurumsal düzeyde bir altyapı sağlayıcısı haline getirdi.Ondo Finance’in Kurucusu Kim?Nathan Allman, Ondo Finance'in kurucusu ve CEO'sudur. Kariyerine Goldman Sachs'ın Dijital Varlıklar ekibinde başlayan Allman, burada kripto para piyasaları üzerine çalıştı. Ayrıca, özel kredi yatırımları alanında Prospect Capital Management'ta deneyim kazandı. Eğitimini Brown Üniversitesi'nde tamamlayan Allman, geleneksel finans bilgisini blockchain teknolojisiyle birleştirerek Ondo Finance'i kurdu. Ondo kurucusu ve yetkilileri. Kaynak: Ondo Finance Şirket, gerçek dünya varlıklarının (RWA) tokenizasyonu ve kurumsal düzeyde DeFi çözümleri sunarak, finansal piyasaları blockchain üzerine taşımayı hedefliyor. Allman'ın liderliğinde, Ondo Finance, BlackRock ve Mastercard gibi büyük finans kuruluşlarıyla iş birlikleri kurarak sektördeki konumunu güçlendirdi. Ancak Ondo, yalnızca tek bir kişinin ürünü değil, Ondo’nun arkasındaki ekip de en az kurucusu kadar dikkat çekici. Ekibe, Facebook, Microsoft, Symbiont ve BadgerDAO gibi büyük teknoloji ve blockchain firmalarından; özel sermaye fonlarından ve hedge fonlarından gelen isimler katıldı.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Yazının bu noktasına kadar Ondo Finance’in yapısını, tarihçesini, teknolojisini ve neden değerli olduğunu detaylarıyla ele aldık. Şimdi sırada, okuyucuların en çok merak ettiği teknik ve temel konuları net şekilde yanıtladığımız sıkça sorulan sorular bölümü var:ONDO nedir ve nasıl çalışır?: ONDO, geleneksel finansal varlıkları blockchain üzerinde tokenize eden ve herkesin erişimine sunan bir DeFi protokolüdür.ONDO token ne işe yarar?: ONDO token, yönetişim sürecine katılım ve staking gibi teşvik mekanizmalarında kullanılır.Gerçek dünya varlıkları (RWA) nedir?: RWA, fiziksel ya da geleneksel finansal varlıkların dijital token’lara dönüştürülerek blockchain üzerinde temsil edilmesidir.Ondo’nun diğer DeFi projelerinden farkı nedir?: Ondo, kurumsal finans ürünlerini regülasyon uyumlu biçimde blockchain’e taşıyarak hem bireysel hem kurumsal yatırımcıya sabit getiri sunar.ONDO staking ve yönetişim süreci nasıl işler?: Kullanıcılar ONDO token’larını stake ederek pasif gelir elde edebilir, protokolün gelişiminde oy kullanarak söz sahibi olabilirler.Ondo güvenli ve denetimli mi?: Evet, Ondo bağımsız denetimlere açık, KYC/AML uyumlu ve regülasyon dostu bir yapıda; bu da Ondo geleceği için kurumsal benimsemeyi destekleyen bir temel oluşturur. Yani Ondo Finance, ürünlerini ABD menkul kıymetler yasalarına uygun olarak yapılandırmakta ve yatırımcılara yalnızca regülasyon çerçevesinde erişim sağlamakta. Ancak küresel ölçekte değişen regülasyon ortamı, DeFi ve tokenizasyon projeleri için belirsizlikler doğurabilir. Özellikle SEC ve diğer düzenleyici otoritelerin tutumu, gelecekte erişim modellerinde veya ürün yapılarında değişikliklere neden olabilir. Bu nedenle kullanıcıların yasal uyarıları dikkatle incelemesi ve yatırım öncesi bağımsız danışmanlık alması önem taşıyor.Ondo Finance ve RWA tabanlı Web3 yatırımları hakkında en güncel içerikler için JR Kripto Rehber serimizi takip etmeyi unutmayın!

·
26 Haz 2025
Ondo Finance (ONDO) Nedir?

WLD Yorum ve Fiyat Analizi 25 Haziran 2025

WLD Teknik AnalizWLD, günlük grafiğine baktığımızda, fiyatın 2024 Mart ayından bu yana düşen trend içinde hareket ettiğini görüyoruz. Fiyat 0,90 dolar seviyesinde ve kanalın orta bandı ve aynı zamanda yatay destek kanalı olan 0,85-0,82 bölgesinden tepki almış görünüyor. WLD Kritik Destek Bölgeleri Güncel durumda 0,85-0,82 dolar bandı kısa vadeli destek bölgesidir. Grafikte gördüğümüz üzere fiyat buradan bir kaç kez tepki almış. Ancak bu bölge kırılırsa, satış baskısı artar ve 0,73-0,67 dolar aralığı devreye girebilir ki bu bölge aynı zamanda kanalın alt sınırına da denk gelmektedir.Yukarı yönlü hareketlerde ise ilk güçlü direnç bölgesi 1.11-1.21 dolar bandıdır. Eğer fiyat bu bandı kırıp, üzerinde kalıcılık sağlayabilirse, 1.52 seviyesi hedeflenebilir. Daha üstte ise bir sonraki majör direnç 1.92-2.10 dolar seviyesidir.Özetle, WLD, düşen kanal içinde destek hattına yaklaşmış durumdadır. Buradan gelebilecek tepkiler kısa vadeli bir toparlanmayı başlatabilir. Ancak trendin pozitife dönebilmesi için 1,10 üzeri kapanışlara ihtiyaç var. Aksi halde düşüş trendi devam edebilir.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

·
25 Haz 2025
WLD Yorum ve Fiyat Analizi 25 Haziran 2025

Hedera (HBAR) Nedir?

Kripto para dünyası her geçen gün yeni projelerle çeşitleniyor. Kimi zaman “bu da nereden çıktı şimdi?” dedirten yeniliklerle karşılaşıyoruz. İşte Hedera da tam olarak böyle projelerden biri: alıştığımız blockchain (blokzincir) yapısını geride bırakarak bambaşka bir mimariyle karşımıza çıkıyor. “Hedera nedir?” sorusu, sadece bir kripto para birimini değil, aynı zamanda farklı bir teknolojik yaklaşımı anlamamıza kapı aralıyor. Yazının devamında, Hedera'nın temelinde yatan Hashgraph algoritmasından, bu sistemin neden blockchainden farklı olduğuna kadar pek çok detayı birlikte inceleyeceğiz.Hedera’nın Tanımı ve Ortaya Çıkışı“Hedera nedir?” veya “HBAR coin nedir?” sorusuna yanıt ararken, öncelikle dayandığı teknolojiyi anlamamız gerekir: Hashgraph. Hashgraph teknolojisi nedir diye soracak olursanız; Hashgraph’ın temel amacı, geleneksel blockchainlere kıyasla daha yüksek hız, adil işlemler, düşük maliyet ve güvenlik sunmak. Hedera ise bu teknolojiyi hayata geçiren dağıtık bir defter ağı olarak ortaya çıkıyor.Klasik blockchain sistemlerinde veriler bloklar halinde zincirlenirken, Hedera farklı bir yapıyı tercih ediyor: Yönlendirilmiş Döngüsel Olmayan Grafik (DAG - Directed Acyclic Graph). Bu yapı, verilerin doğrusal değil, çok daha esnek ve paralel şekilde işlenmesini sağlıyor. Her işlem veya “olay”, diğerleriyle bağlantı kurarak bir grafik oluşturuyor. Fakat bu grafik, isminden de anlaşılacağı üzere döngü içermiyor, yani geçmişe dönük tekrarlar olmuyor. Bu sayede süreç sürekli ileriye akıyor ve verimlilik artıyor. DAG’ler; bir süreci düzenlemenin, temsil etmenin ve zaman içinde nasıl ilerlediğini göstermenin bir yöntemi olarak tanımlanmakta. Bu mimari, Hedera’nın sadece daha hızlı değil, aynı zamanda daha fazla işlem hacmine sahip olmasını sağlıyor. Geleneksel zincir yapılarında işlemler sırayla ve sınırlı şekilde işlenirken, DAG yapısında çok sayıda işlem aynı anda yürütülebiliyor. Bu da Hedera’nın yüksek performans sunan bir alternatif olmasını mümkün kılıyor. Kısacası DAG vs blockchain karşılaştırmasında Hedera'nın Hashgraph'ı, özellikle hız, ölçeklenebilirlik, enerji verimliliği ve düşük maliyetler açısından blockchainlerin karşılaştığı bazı zorlukları aşmayı hedefler.Hedera'nın kuruluş vizyonu, sadece teknik anlamda değil, aynı zamanda ekosistemin bütününde sürdürülebilir, güvenli ve ölçeklenebilir bir dağıtık defter oluşturmak üzerine kurulu. Blockchain sistemlerinin hız ve verimlilikte yaşadığı darboğazları aşmak, daha düşük ücretler ve enerji kullanımı sağlamak gibi hedefler bu vizyonun merkezinde yer alıyor.Bu teknolojik altyapı, Amerikalı bilgisayar bilimcisi Dr. Leemon Baird tarafından geliştirilen Hashgraph algoritmasına dayanıyor. Baird, Mance Harmon ile birlikte Swirlds adlı şirketin de kurucusu. Başlangıçta bu algoritma Swirlds tarafından patentliydi, ancak 2022’de Hedera Yönetişim Konseyi bu hakları satın alarak algoritmayı Apache Lisansı altında açık kaynak hale getirdi. Bu, teknolojinin daha şeffaf ve topluluk odaklı bir yapıya kavuşmasını sağladı.Hedera ağının yerel kripto para birimi ise HBAR. Peki HBAR ne işe yarar? HBAR token kullanım alanı oldukça geniş. Ağdaki merkeziyetsiz uygulamaları (DApps) çalıştırmak, işlem ücretlerini ödemek, ağın güvenliğini sağlamak için staking yapmak ve yönetişim süreçlerine katılmak gibi çeşitli amaçlarla kullanılıyor. Kısacası HBAR, Hedera ekosisteminin yakıtı gibi görev görüyor.Kurucular açısından bakıldığında, projenin arkasında Baird ve Harmon’ın yanı sıra teknik lider olarak Paul Madsen de yer alıyor. Bittime gibi kaynaklar, Madsen’i projenin CTO’su ve kurucularından biri olarak tanımlıyor. Genel vizyon ise oldukça net: Hedera, internetin gelecekteki “güven katmanı” olmayı hedefliyor.Hedera’nın Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıHedera'nın hikayesi, teknolojik bir yeniliğin fikir aşamasından küresel ölçekte kurumsal destekli bir platforma dönüşüm sürecini yansıtıyor. Her şey, Hashgraph algoritmasının icadıyla başladı ve zaman içinde birçok kritik gelişmeyle bu yenilikçi fikir somut bir altyapıya dönüştü.2010’un ortaları: Amerikalı bilgisayar bilimci Dr. Leemon Baird, geleneksel blockchain sistemlerine alternatif sunabilecek Hashgraph algoritmasını geliştirdi.2015: Baird, teknoloji yöneticisi Mance Harmon ile birlikte Swirlds Inc. adlı şirketi kurdu. Hashgraph algoritmasının patentleri de bu şirket bünyesinde koruma altına alındı.2016: Proje, Hashgraph Consortium LLC çatısı altında ilk adımlarını attı. Bu dönem, tohum yatırım sürecinin tamamlandığı evre oldu.Ağustos 2018: Hedera Hashgraph ağı, ilk Yönetişim Konseyi üyeleriyle birlikte özel beta sürümünde yayına girdi. Aynı dönemde HBAR token’ın halka arzı gerçekleşti ve bu tarih, Hedera'nın resmi lansmanı olarak kabul edilir.Eylül 2019: Hedera’nın ana ağı (mainnet) resmi olarak faaliyete geçti ve ağ herkese açık hale geldi.2020: Teknolojik gelişmeler açısından önemli bir yıldı. Google Cloud, Yönetişim Konseyi’ne katıldı. Aynı zamanda Hedera, akıllı sözleşme, konsensüs, dosya ve token hizmetlerini açık kaynak hale getirdi. Kod tabanı ise "açık inceleme" (open-review) formatında topluluğa sunuldu.2020–2023: Bu dönemde Hedera Yönetişim Konseyi büyümeye devam etti. IBM, LG, Boeing, Deutsche Telekom, FIS Global ve Tata Communications gibi dev kurumlar konseye katıldı. Ayrıca Hedera, Ethereum Sanal Makinesi (EVM) ile uyumlu akıllı sözleşme hizmetlerini kullanıma sundu. 2021’de Yönetişim Konseyi, Hedera ekosisteminin büyümesini desteklemek amacıyla bağımsız bir kuruluş olan HBAR Vakfı'nın kurulmasını onayladı. EFTPOS yönetişim konseyine katıldı. 2022’de Yönetişim Konseyi, Hashgraph Konsensüs Algoritması fikri mülkiyetini Swirlds, Inc.'den satın alma ve algoritmayı açık kaynak yapma kararı aldı. Hedera çekirdek kod tabanı açık kaynak haline getirildi. Hedera'nın kurucu ortak rolleri yeniden düzenlendi ve yönetim ekibi Swirlds Labs'a geçti. Ayrıca HBAR için yerel staking ve delegasyon özelliği ana ağda aşamalı olarak kullanıma sunuldu. Diğer yandan Üçüncü taraf EVM araçları (JSON-RPC, Truffle, Hardhat vb.) için ana ağ desteği başlatıldı. Stablecoin uygulamaları oluşturmak için Stablecoin Studio (açık kaynak SDK) başlatıldı. Akıllı sözleşme doğrulama desteği başlatıldı.2024: Hedera Wallet Snap (MetaMask eklentisi) başlatıldı. Eylül 2024'te Hedera, Hedera Hashgraph'ın tüm kaynak kodunu Linux Vakfı'na devretti. Bu kodlar artık açık kaynaklı ve satıcıdan bağımsız Hiero projesi olarak mevcut. Bu adım, Web3 çözümleri, stablecoin ve kurumsal kullanım alanlarının genişlemesi ve genel ekosistemin büyümesiyle eş zamanlı gerçekleşti. Bu dönemde:Walltech, 3 milyar dolarlık lüks ürün tokenizasyon projesine imza attı,Standard Bank Group ile sınır ötesi ticaret odaklı iş birliği geliştirildi,Safe Health Systems, tıbbi kayıtların yönetimi için Hedera teknolojisini entegre etti,Suku.world, tedarik zinciri finansmanı uygulamalarında Hedera’yı kullandı,Animoca Brands, oyunlarda hileyle mücadele amacıyla Hedera ile ortaklığa gitti.Hedera Neden Değerli?Hedera, dağıtık defter teknolojileri alanında sadece teknik bir alternatif olmanın ötesinde; hız, verimlilik, enerji tüketimi ve kurumsal yönetişim gibi alanlarda sunduğu çözümlerle dikkat çekiyor. Blockchain teknolojisinin bazı temel sınırlamalarına karşı geliştirilmiş olan Hedera Hashgraph, sunduğu avantajlarla hem bireysel hem de kurumsal kullanıcılar için güçlü bir seçenek haline geliyor. İşte Hedera’yı değerli kılan konular…Yüksek Hız ve Verimlilik: DAG Yapısı ve Hashgraph AlgoritmasıKlasik blockchain sistemleri, işlemleri sıralı ve bloklar halinde işler. Bu yapı, güvenlik sağlasa da işlem hızında ciddi sınırlamalara neden olabilir. Özellikle ağ yoğunlaştıkça işlemlerin onay süresi uzar ve performans düşer. Hedera ise bu tıkanıklığı aşmak için bambaşka bir mimariye geçiş yapıyor: DAG (Directed Acyclic Graph).Bu yapının temel farkı, işlemleri tek tek sıralamak yerine aynı anda birden fazla işlemi paralel biçimde işleyebilmesi. DAG yapısıyla çalışan Hashgraph algoritması sayesinde Hedera, saniyede 10.000'in üzerinde işlem kapasitesine (TPS) ulaşabiliyor. Bu rakam, Bitcoin’in 6–8 TPS ve Ethereum’un yaklaşık 12–15 TPS değerleriyle kıyaslandığında oldukça etkileyici. Dahası, işlemlerin kesinleşme süresi de oldukça kısa: yaklaşık 2–5 saniye. Ancak en önemlisi, bu kesinleşme olasılığa değil matematiksel netliğe dayanıyor; bir işlem onaylandığında artık geri dönüşü yok.KategoriBlockchainHedera HashgraphProgramlama DilleriSolidity, Vyper, Cadence, Java, JavaScript, Python, C++, C#, Go, RustSolidity, Vyper, Java, JavaScript, GoKonsensüs ProtokolleriPoW, PoS, Delegated PoS, Proof-of-History, Proof-of-Authority vs."Gossip about Gossip" protokolüne dayanan Hashgraphİşlem HızıPlatforma ve konsensüs mekanizmasına bağlı olarak saniyede 7-50.000 işlemSaniyede 10.000'e kadar işlemAkıllı KontratlarDeğiştirilemez, genellikle yükseltilemezDeğiştirilemez, isteğe bağlı olarak yükseltilebilirErişilebilirlikAçık, özel, hibritİzinli açık sistem, tamamen izinli açık hale gelmeyi planlıyorGüvenlik MekanizmalarıKriptografik hashleme, bloklarAsenkron Bizans Hata Toleransı (Asynchronous Byzantine Fault Tolerance)Kripto Paralar18.000'den fazla, BTC, ETH, XRP, ADA, SOL, DOGE, QTUM, DOT, TRX dahilHBAR Blockchainlerde bloklar teker teker oluşturulup zincire eklenirken, Hedera'da işlemlerin hepsi deftere dahil edilir, hiçbirisi atılmaz. Blockchain’de fork’lanma riskine karşı yavaşlatıcı mekanizmalar (PoW gibi) gerekirken, Hashgraph'ta hiçbir şey atılmadığı için bu tür yavaşlatmalara gerek yok. Bu da Hedera'nın Hedera ağ özellikleri açısından daha verimli ve hızlı olmasını sağlar.Düşük Maliyetler ve Enerji VerimliliğiKripto dünyasında en sık eleştirilen konulardan biri enerji tüketimi. Özellikle İş İspatı (PoW) mekanizması kullanan ağlar, devasa enerji harcarken, çevresel sürdürülebilirliği de tehdit edebiliyor. Hedera konsensüs modeli ise bu konuda oldukça iddialı. Hashgraph’ın “gossip about gossip” protokolü ve sanal oylama yöntemi, madencilere veya geleneksel doğrulayıcılara ihtiyaç duymadan güvenli ve hızlı konsensüs sağlar. Bu sayede Hedera karbon nötr kripto hatta karbon negatif bir yapıya sahiptir. Google gibi sürdürülebilirliği teşvik eden şirketlerin ilgisini çekmesinin nedenlerinden biri de bu.İşlem ücretleri de oldukça düşük: genellikle bir centin altında, ortalama 0.0001 dolar seviyesindedir. Üstelik bu ücretler sabittir ve ağ yoğunluğuna göre dalgalanmaz. Bu öngörülebilirlik, özellikle kurumsal uygulamalar açısından ciddi bir avantaj sunar. Kullanıcılar, işlemlerinin ne kadara mal olacağını önceden bilir.Kurumsal Düzeyde Yönetişim ve GüvenlikHedera, merkeziyetsizlik kavramına kurumsal bir yaklaşım getiriyor. “Herkesin söz sahibi olduğu ama kimsenin tek başına kontrol edemediği” bir sistem kurmayı hedefleyen Hedera Yönetişim Konseyi, 39’a kadar global ölçekte faaliyet gösteren şirketten oluşuyor. Google, IBM, LG, Boeing ve Tata Communications gibi devler bu konseyin üyeleri arasında. Bu yapı sayesinde ağda alınan kararlar; yazılım güncellemelerinden ücret yapılarına, hazine yönetiminden yönetişim kurallarına kadar birçok konuda birlikte alınıyor. Konsey üyeleri kar amacı gütmeden belirli sürelerle görev yapıyor ve sistemin istikrarını sağlamak için eşit söz hakkına sahip oluyor. Bu model, bireysel çıkarlar veya topluluk içi çatışmalar nedeniyle yaşanabilecek kaosları en aza indirmeyi hedefliyor. Bu yapısıyla Hedera, kurumsal blockchain altyapısı arayan büyük işletmeler ve hükümetler için cazip bir platform oluyor. Hedera'nın yönetişim konseyinin üyeleri. Kaynak: Hedera Güvenlik açısından da Hedera güçlü bir konumda. Hashgraph algoritması, Asenkron Bizans Hata Toleransı (aBFT) adı verilen yüksek güvenlik düzeyine sahip. aBFT, dağıtık sistemlerde matematiksel olarak ulaşılabilecek en güvenli protokollerden biri olarak kabul ediliyor. Bu yapı sayesinde çatallanma riski ortadan kalkıyor ve ağ istikrarlı bir şekilde işlemeye devam ediyor. Ayrıca Hedera, merkezi veri tabanlarında bulunan ACID garantilerini de sunarak, güvenliği ve veri bütünlüğünü üst seviyeye taşıyor.Geniş Kullanım Alanları ve HizmetlerHedera yalnızca bir kripto ağı değil; geliştiriciler için kapsamlı bir altyapı sunan bir platform.Hedera Consensus Service (HCS): Uygulamaların Hashgraph’ın hız ve adil sıralama avantajlarından doğrudan faydalanmasını sağlar. Özellikle bankacılık, sağlık ve tedarik zinciri gibi sektörlerde güvenilir veri kaydı için idealdir.Hedera Token Service (HTS): Hem değiştirilebilir token’lar hem de NFT’ler oluşturmak ve yönetmek için kurumsal düzeyde araçlar sunar. KYC, hesap dondurma ve arz kontrolü gibi yetenekleriyle büyük projelere hitap eder.Hedera Smart-Contract Service (HSCS): Ethereum’un Solidity diliyle yazılmış akıllı sözleşmeleri destekler ve EVM uyumludur. Bu sayede DeFi, oyun, kimlik yönetimi gibi alanlarda hızlı ve düşük maliyetli uygulamalar geliştirilebilir.Bu hizmetler ve Hedera'nın temelde yatan teknolojik avantajları, platformu NFT, DeFi (merkeziyetsiz finans), merkeziyetsiz kimlik (DID), veri doğrulama ve denetim kayıtları, ödemeler ve tedarik zinciri yönetimi gibi çeşitli alanlarda geniş kullanım alanı bulmasını sağlar. Platform, hem kurumsal düzeyde uygulamalar hem de bireysel kullanıcılar için de uygun.HBAR Token'ın RolüHBAR token kullanım alanı sadece işlem ücretlerini ödemekle sınırlı değil. Güvenlikten yönetişime kadar birçok kritik işlevi yerine getiren çok yönlü bir token. Kullanıcılar HBAR staking ile ağı güvence altına alabilir ve bu süreçte ödüller kazanabilir. Bu sistem, Proof-of-Stake (PoS) benzeri bir güvenlik modeli oluşturur. Ayrıca token sahipleri, gelecekte yönetişim süreçlerine daha doğrudan katılma şansına da sahip olacaklar. Örnek bir HBAR staking paneli. Deutsche Telekom'un sunduğu bir node'a 1.000 HBAR yatırıldığında, yıllık ortalama 0.4 HBAR sunuyor. Kaynak: Hashscan.io HBAR arzı toplam 50 milyar token ile sınırlı. Bu sınır, uzun vadeli değer korunmasını hedeflerken, token ekonomisini istikrarlı tutmayı da amaçlıyor. Dolaşımdaki arz kademeli ve planlı bir şekilde artıyor. Bu planlama, herhangi bir bireyin ya da kuruluşun çok büyük miktarda HBAR biriktirerek ağı etkilemesini engellerken, fiyatın doğal piyasa koşullarıyla belirlenmesine de olanak tanıyor. HBAR’ın işlevlerini şu şekilde özetleyebiliriz: Hedera ağındaki düşük işlem ücretleri için ödeme sağlar, staking ile ağ güvenliği sunar, merkeziyetsiz uygulama (dApp) ekosistemindeki KCS, HTS ve HCSC için işlem ücretlerinde ödeme aracıdır, yönetişim katılımı için önemlidir, arzının belirli sürelerde açılması ve tamamen açık ve izinsiz bir ağa doğru dönüşme çabası tokenın değerinin altını çizer.HBAR fiyatı da ağın değerinde önemli bir rol oynuyor. HBAR, Mayıs 2025 itibarıyla 0.18 dolar seviyelerinde işlem görüyor. Tüm zamanların en yüksek seviyesini, 2021’in Eylül ayında kaydetmişti. Rekor seviyesi, 0.57 dolar civarında görüldü. Lansmanından bu yana HBAR fiyatı. Hedera’nın Kurucusu Kim?Hedera Hashgraph’ın arkasında, sadece teknik bilgiyle değil, vizyoner bir yaklaşımla hareket eden güçlü bir ekip yer alıyor. Hedera kurucusu kim sorusunun cevabı, iki temel ismi ve bir de CTO'yu kapsıyor.İlk olarak öne çıkan isim, Hashgraph algoritmasının mucidi Dr. A.S. Leemon Baird. Carnegie Mellon Üniversitesi’nde bilgisayar bilimi alanında doktora yapmış olan Baird, yapay zeka, siber güvenlik ve dağıtık sistemler konularında 20 yılı aşkın süredir çalışmalar yürütüyor. ABD Hava Kuvvetleri Akademisi’nde bilgisayar bilimi profesörü olarak görev almış; aynı zamanda birçok teknoloji şirketinde kıdemli bilim insanı olarak çalışmış biri. Onun geliştirdiği Hashgraph algoritması, blockchain teknolojisinin karşılaştığı hız, maliyet ve güvenlik gibi sorunlara karşı çok daha verimli bir çözüm sunuyor.Baird’in yanında, Hedera’nın bir diğer kurucu ortağı Mance Harmon yer alıyor. Harmon, teknoloji sektöründe ürün güvenliği, siber tehdit simülasyonu ve kamu hizmetlerinde stratejik görevler üstlenmiş bir lider. Swirlds şirketini Baird ile birlikte kuran Harmon, uzun süre Hedera’nın CEO’luk görevini de üstlendi. Kendisi, Hedera’nın yalnızca kısa vadeli bir teknoloji projesi değil, uzun vadede dijital dünyanın güven temellerinden biri olacağına inanan bir vizyona sahip.Ekibe sonradan teknik katkı sağlayan isimlerden biri de Paul Madsen. Yazılım mühendisliği ve siber güvenlik alanlarında uzman olan Madsen, Hedera’nın CTO’su olarak projeye katıldı. Onun katkıları, Hedera’nın teknik yapısının sağlam, ölçeklenebilir ve geliştirici dostu olmasında önemli rol oynuyor.Bu üç isim, teknolojik altyapıyı kurmakla kalmadı; aynı zamanda projenin merkeziyetsizlik anlayışını kurumsal bir temele oturtacak yönetişim modelini de şekillendirdi. Ancak Hedera’nın geleceği yalnızca bu kurucuların ellerinde değil. Projenin rotasını, farklı sektörlerden gelen global şirketlerin oluşturduğu Hedera Yönetişim Konseyi belirliyor. Bu yapı, merkeziyetsizliğin daha sürdürülebilir ve istikrarlı bir biçimde uygulanabilmesini hedefliyor. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, Hedera konusunda aklınıza takılan sıkça sorulan soruları ve cevaplarını bulabilirsiniz:HBAR nedir, nasıl çalışır?: HBAR, Hedera ağının yerel kripto para birimidir. İşlem ücretlerini ödemek, merkeziyetsiz uygulamaları çalıştırmak, staking yapmak ve yönetişim süreçlerine katılmak gibi işlevleri vardır. Ağ üzerindeki her işlem HBAR ile gerçekleştirilir.Hedera Hashgraph ile blokzincir farkı nedir?: Hedera, blockchain yerine DAG (Directed Acyclic Graph) yapısını ve Hashgraph adlı konsensüs algoritmasını kullanır. Bu sayede işlemler paralel şekilde, çok daha hızlı ve enerji verimli biçimde gerçekleştirilir. Ayrıca çatallanma (fork) riski yoktur.HBAR stake edilebilir mi?: Evet, HBAR token’ları ağda stake edilebilir. Kullanıcılar, token’larını belirli düğümlere atayarak ağ güvenliğine katkı sağlar ve karşılığında ödül kazanabilirler.Hedera’nın enerji tüketimi düşük mü?: Evet, oldukça düşüktür. Hashgraph algoritması, madencilik veya ağır işlem gücü gerektirmediği için enerji verimli çalışır. Hedera, karbon nötr bir ağdır.HBAR token arzı nedir?: Toplam HBAR arzı 50 milyar token ile sınırlıdır. Bu arz zamanla kademeli olarak dolaşıma girer. Planlı dağıtım modeli sayesinde arz-talep dengesi korunur ve fiyat istikrarı desteklenir.Hedera ağı güvenilir mi?: Evet. Hedera, Asenkron Bizans Hata Toleransı (aBFT) gibi yüksek düzeyde güvenlik sağlayan bir algoritma kullanır. Ayrıca yönetişim modeli, global ölçekte tanınan şirketler tarafından denetlenir ve merkeziyetsizliği kurumsal düzeyde sağlar.Hedera ve Hashgraph teknolojisiyle çalışan projeleri keşfetmek için JR Kripto Rehber serimizi takip etmeyi unutmayın!

·
25 Haz 2025
Hedera (HBAR) Nedir?

Cardano (ADA) Nedir?

Blockchain teknolojisi hızla gelişirken, her yeni platform bir önceki neslin eksiklerini gidermeyi ve daha iyi bir gelecek sunmayı hedefliyor. Bu ekosistemin önemli oyuncularından biri olan Cardano, bilimsel blokzincir (blockchain) yaklaşımıyla dikkat çekiyor. Peki tam olarak Cardano nedir ve onu diğerlerinden ayıran özellikler neler? Bu yazımızda, Cardano’nun temel taşlarını, tarihçesini, neden bu kadar değerli olduğunu ve kimler tarafından hayata geçirildiğini derinlemesine inceleyeceğiz.Cardano’nun Tanımı ve Ortaya ÇıkışıCardano (ADA), merkeziyetsiz, kamuya açık bir blockchain platformu olarak biliniyor. Temel amacı, Proof-of-Work (PoW) gibi enerjiyi çok harcayan mekanizmalara dayanan blockchainlerden daha verimli olmak için tasarlanmış bir Proof-of-Stake (PoS) blockchain. Yani, PoS coinler arasında yer alan, enerji verimliliği yüksek bir platform. Cardano, akademik araştırma ve bilimsel yöntemlerle geliştirilen üçüncü nesil bir blockchain projesi olarak da tanımlanıyor. Kendisini "üçüncü nesil" platform olarak konumlandırırken, Ethereum gibi "ikinci nesil" platformların bir güncellemesi ve alternatifi olduğunu belirtiyor. Cardano, daha önceki kripto paraların karşılaştığı ölçeklenebilirlik, birlikte çalışabilirlik ve düzenleyici uyum eksikliği gibi sorunların üstesinden gelmeyi amaçlayan tasarım prensiplerine sahip.Özellikle Bitcoin'in yavaş ve esnek olmayan yapısı ile Ethereum'un güvenlik veya ölçeklenebilirlik sorunlarını çözmeyi hedeflediğini iddia ediyor. Araştırma odaklı yaklaşımıyla biliniyor. Kurulduğu 2017 yılında, Proof-of-Stake kullanan en büyük kripto para idi.Cardano, işlemlerin gerçekleştiği ve kaydedildiği katman olan Sözleşme Katmanı (Settlement Layer - CSL) ile akıllı sözleşmelerin ve merkeziyetsiz uygulamaların (dApp'ler) çalışmasına olanak tanıyan Hesaplama Katmanı (Computation Layer - CCL) olmak üzere katmanlı yapıya sahip. Bu çift katmanlı yapı, Bitcoin'den daha hızlı işlemlere olanak tanıyor. Cardano mimarisi. Kaynak: Cardano Docs Blockchainin ADA isimli kripto para biriminin hikayesi de ilginç. Zira ADA, İngiliz aristokrat ve genellikle ilk bilgisayar programcısı olarak kabul edilen Augusta Ada King, Lovelace Kontesi'nin adını aldı. Ada'nın alt birimi ise Lovelace'tir. 1 ADA, 1.000.000 Lovelace'e eşit.Cardano'nun mutabakat mekanizması, Ouroboros PoS konsensüsü adı verilen bir Proof-of-Stake protokolü olarak bilinmekte. Ouroboros, "kanıtlanabilir derecede güvenli ilk PoS konsensüs protokolü" olarak yayınlandı. Bu mekanizma, blockchainin tarihi kaydını gözden geçirmek ve genişletmek için yapılan iş karşılığında kripto parayı kullanır ve ödüllendirir, tıpkı Ethereum gibi. Ancak Bitcoin'in PoW'sinden farklı olarak, staking'e dayanır ve çok daha az enerji tüketir. Cardano'nun kurucusu Charles Hoskinson, Ouroboros mutabakat mekanizmasını enerji açısından verimli olarak tanımlandı. Hatta verilere göre, Bitcoin'in PoW'una göre dört milyon kata kadar daha verimli enerji açısından. Ouroboros'un kalbinde, ağın güvenliğini sağlamak, işlemleri doğrulamak ve yeni üretilen ADA kazanmak için Cardano yazılımını çalıştıran bilgisayarlar tarafından kullanılan bir Proof-of-Stake (PoS) mutabakat algoritması bulunur.Platformun akıllı sözleşme platformu (Plutus), geliştiricilerin Cardano blockchaininde merkeziyetsiz uygulamalar oluşturmasına olanak tanır. Cardano, Plutus adlı akıllı sözleşme geliştirmek için optimize edilmiş bir programlama dili ile uygulamada. Plutus V3 gibi yükseltmeler, akıllı sözleşme yeteneklerini ve geliştirici araçlarını daha da geliştirmeyi amaçlıyor. Ayrıca, programcı olmayanlar için finansal sektörde akıllı sözleşmeler oluşturmayı kolaylaştıran Marlowe adlı bir alan özel dili de var. Cardano, matematiksel hassasiyeti ve güvenilirliği vurgulayan fonksiyonel bir programlama dili olan Haskell kullanılarak geliştirildi. Haskell, geleneksel dillerin aksine, işlevlerin matematiksel ifadeler olarak yazıldığı bildirimsel bir yaklaşım kullanıyor.Cardano'nun geliştirilmesine 2015 yılında Charles Hoskinson ve Jeremy Wood tarafından kuruldu. Charles Hoskinson, Ethereum'un kurucu ortaklarından biriydi ancak projenin yönü konusundaki anlaşmazlıklar nedeniyle ayrıldıktan sonra Cardano'yu geliştirmeye başladı. Hoskinson, Ethereum'un ilk versiyonlarını bir "kavram kanıtı" olarak gördüğünü ve Cardano ile eksikliklerini gidermeyi hedeflediğini belirtti. İki yıllık araştırma ve geliştirmenin ardından, Cardano blockchain ağı ilk çıkarılmış bloğu ile 2017 yılında piyasaya sürüldü.Cardano'nun temel hedefi; güvenli, sürdürülebilir ve ölçeklenebilir bir finansal altyapı oluşturmak. Merkeziyetsiz uygulamalar, sistemler ve toplumlar için benzersiz güvenlik ve sürdürülebilirlik sağlamak amacıyla öncü teknolojileri bir araya getiriyor. Güvenliği milyarlarca insanın verisini koruyacak kadar güçlü, küresel sistemlere uyum sağlayacak kadar ölçeklenebilir ve temel değişiklikleri destekleyecek kadar sağlam bir platform olmayı hedefliyor. Cardano, gücü hesap verebilir olmayan yapılardan bireylere, yani kenarlara dağıtmayı ve pozitif değişim ve ilerleme için bir güç olmayı amaçlıyor. Dünyanın bankacılık hizmeti almayan nüfusuna bankacılık hizmetleri sunma gibi iddialı bir hedefi de var.Cardano platformu, Cardano ne işe yarar sorusunun cevabı olarak, çeşitli kullanım durumlarına sahip merkeziyetsiz uygulamalar için bir sistem haline gelmeyi amaçlıyor. Geliştiricilerin başka tokenlar, dApp'ler veya ölçeklenebilir bir blockchain ağının barındırabileceği herhangi bir kullanım alanı oluşturmasına olanak tanıyan genel bir blockchain ekosistemi oluşturmaya odaklanıyor. Öte yandan ADA, platform üzerindeki işlemler için kullanılıyor.Cardano’nun Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıCardano'nun hikayesi, 2015 yılında tohumlarının atılmasıyla başlıyor ve dikkatlice planlanmış bir yol haritasını takip ediyor. Bu yol haritası, şiir ve bilgisayar bilimi tarihindeki önemli figürlerin adını taşıyan beş ana "çağa" veya aşamaya ayrıldı: Byron, Shelley, Goguen, Basho ve Voltaire. Cardano'nun "çağları". Kaynak: Cardano Cafe Bu aşamalar, Cardano'nun temel bir blockchainden tamamen merkeziyetsiz ve kendi kendini yöneten bir ekosisteme dönüşüm sürecini temsil ediyor. Cardano’nun hikayesi ise şu şekilde önemli başlıklara ayrılabilir:2015: IOHK kuruldu. Cardano'nun geliştirilmesi için zemin hazırlayan bu mühendislik şirketi, Charles Hoskinson ve Jeremy Wood tarafından kuruldu. IOHK, kamu, özel sektör ve hükümet müşterileri için yüksek güvenceli blockchain altyapı çözümleri geliştirmeye odaklandı. Cardano blockchaininin birincil geliştiricisi oldu. Daha sonra Input Output Hong Kong (IOHK), Input Output Global (IOG) olarak isim değiştirdi.2017: Cardano mainnet’i ve ADA token’ı kullanıma sunuldu. İki yıllık araştırma ve geliştirme sürecinin ardından, Cardano blockchaininin ana ağı (mainnet) Eylül 2017'de Byron aşamasıyla birlikte faaliyete geçti. Bu aşama, kullanıcıların kendi yerel tokenları olan ADA token'ını alıp satmalarına olanak sağladı. Byron aşaması, Cardano yol haritasının ilk fazıydı.2020: Shelley güncellemesiyle staking başladı. Mary Shelley'den adını alan Shelley aşaması, Cardano'yu yönetimli bir yapıdan daha merkeziyetsiz bir PoS mutabakat mekanizması olan Ouroboros'a geçirdi. Bu aşama, ağın ademi merkeziyetçilik hedeflerine katılmaya teşvik edilen topluluk tarafından işletilen ağ düğümleri aracılığıyla daha merkeziyetsiz bir Cardano'ya doğru güvenli ve istikrarlı bir geçiş olarak tasarlandı. Shelley, ADA sahiplerinin tokenlarını stake ederek ağın güvenliğine katılmasına ve ödül kazanmasına olanak tanıyan Cardano staking nedir sorusunun da cevabı olan staking mekanizmasını tanıttı. Bu, ağın önemli ölçüde merkeziyetsizleşmesini sağladı. 2021: Alonzo hard fork’u ile akıllı sözleşmeler etkinleştirildi. Bilgisayar bilimci Joseph Goguen'den adını alan Goguen aşaması, blockchainde akıllı sözleşme işlevselliğini etkinleştirmeyi amaçladı. Bu, Eylül 2021'de gerçekleşen Alonzo hard fork'u ile başarıldı. Alonzo güncellemesi, Cardano blockchaininde ilk kez akıllı sözleşmeleri etkinleştirerek, geniş bir dApp yelpazesinin Cardano üzerinde inşa edilme olasılığını açtı. Bu güncelleme, geliştiricilerin NFT'ler gibi dApp'ler oluşturmasına ve bunlarla ilişkili birden fazla kripto para varlığını yönetmesine olanak sağladı. Alonzo hard fork'u, Cardano Shelley Alonzo geçişindeki kritik adımlardan biriydi ve Cardano'nun yeteneklerini önemli ölçüde genişletti.2022: Vasil hard fork'u ölçeklenebilirliği artırdı. Basho aşamasının bir parçası olarak (Japon şair Matsuo Bashō'dan adını alır), Vasil hard fork'u Eylül 2022'de tamamlandı. Bu güncelleme, dApp işlevselliğini daha da geliştirmek için ölçeklenebilirlik yükseltmeleri getirdi; örneğin artan blok boyutu, iyileştirilmiş işlem işleme ve yeni betik yetenekleri. Vasil, ağın işlem verimliliğini ve akıllı sözleşme yeteneklerini artırdı.2023–2024: CIP (Cardano Improvement Proposal) ve yönetişim gelişmeleri dikkat çekti. Voltaire aşaması (Fransız yazar ve filozof Voltaire'den adını alır), merkeziyetsiz yönetişimin entegrasyonuna odaklanır. Bu aşama, blockchain ağına oylama ve hazine yönetimini getirmeyi amaçlar. CIP (Cardano Improvement Proposal) gibi mekanizmalar aracılığıyla, ADA token sahiplerinin teklifler oluşturmasına, oylamasına ve uygulamasına olanak tanıyan merkeziyetsiz bir karar alma süreci başlatılmıştır. CIP-1694 yönergeleriyle tanımlanan SanchoNet gibi test ağları, yönetişim araçlarını test etmek için bir kum havuzu görevi görür. Cardano'nun Voltaire aşamasının bir parçası olarak planlanan Chang hard fork'u, on-chain (zincir üzeri) yönetişimi iki aşamada devreye sokacaktır. Bu geçiş, ağ geliştirme kontrolünün IOHK'dan topluluğa başarılı bir şekilde devredilmesini işaret eder.Bu önemli dönüm noktaları, Cardano güncellemeleri sürecini özetliyor. Cardano ne zaman çıktı sorusunun cevabı 2017 olmasına rağmen, platformun yetenekleri zaman içinde büyük ölçüde değişti ve arttı. Yol haritası, Basho'nun ölçeklendirme ve optimizasyon odaklı olması ve Voltaire'nin tam merkeziyetsiz yönetişimi getirmesiyle ilerlemeye devam ediyor. Genel olarak bu Cardano roadmap (yol haritası)’i platformun gelecekteki gelişimine dair bir vizyon sunuyor. Ayrıca yol haritasının, yatırımcıların veya bu alana girmek isteyen kişilerin ağa yönelik meraklarını giderdiğini de söyleyebiliriz.Cardano Neden Değerli?Cardano'nun diğer blockchain platformları arasında öne çıkmasının ve değerli kabul edilmesinin çeşitli nedenleri var. Bu nedenlerin başında, platformun temel prensipleri ve teknolojik altyapısı geliyor. Ancak her şey bununla sınırlı değil. Gelin, detaylıca bakalım…Cardano, akademik bir blockchain platformuÖncelikle, Cardano'nun akademik olarak hakemli araştırmalarla geliştirilen tek blockchain platformu olması, onu benzersiz kılıyor. Platformun "araştırma öncelikli" yaklaşımı ayırt edici bir özellik. IOHK, Cardano'yu inşa eden şirket olarak, teknolojiye dair 100’den fazla akademik makale yayınladı ve bu süreçte küresel üniversitelerle ortaklıklar kurdu. Edinburgh Üniversitesi, Tokyo Teknoloji Enstitüsü, Stanford Üniversitesi ve Wyoming Üniversitesi gibi kurumlarla blockchain teknolojisi üzerine araştırmaları destekledi. Bu titiz, kanıta dayalı geliştirme süreci, Cardano'nun kodunun matematiksel olarak doğrulanması anlamına gelen resmi doğrulamayı da barındırıyor. Bu bilimsel ve araştırmaya dayalı yaklaşım, platformun sağlamlığı konusunda güven oluşturuyor. Bu da bilimsel blokzincir olarak tanımlamasını sağlıyor.Enerji tasarrufu: PoS altyapısı dikkat çekiyorCardano'nun düşük enerji tüketimi sağlayan PoS altyapısı önemli bir avantaj. Bitcoin'in kullandığı Proof-of-Work (PoW) mekanizması, mutabakat sağlamak için muazzam miktarda enerji gerektiriyor. Cardano'nun Ouroboros konsensüs algoritması, PoW'un performans ve enerji kullanım zorluklarına bir çözüm sunarak daha sürdürülebilir bir yaklaşımla bu sorunu gideriyor. Ouroboros, ağdaki hisselerine (stake’lerine) göre yeni bloklar oluşturmak için katılımcıları (Cardano örneğinde stake havuzlarını) seçiyor. Böylece, Bitcoin'in PoW algoritmasından çok daha az miktarda enerji harcar. Bu enerji verimliliği, hem çevresel etkiyi minimuma indirmesi hem de mutabakat sürecini ortalama kullanıcı için daha erişilebilir hale getirmesi açısından değerli.Cardano staking ile gelir elde edilebiliyorCardano'nun staking ile pasif gelir elde etme özelliği, kullanıcıları için çekici bir özellik. Proof-of-Stake konsensüs mekanizmasında, kullanıcılar doğrulayıcı olma fırsatı için blockchainin kripto parasını "stake" ediyor. Stake, Cardano ağında doğrulayıcı haklarını temsil etmek ve güvence altına almak için belirli bir miktarda ADA kripto parasının ağa kilitlenmesidir. Doğrulayıcılar işlem bloklarını açar ve işlemi sonuçlandırır. Ardından stake ettikleri token sayısına göre ADA ile ödüllendirilir. Kullanıcılar, halka açık veya özel olabilen bir havuza katılarak veya kendi havuzlarını oluşturarak doğrulama sürecine katılabilirler. Bu cardano staking havuzları, ADA sahiplerinin tokenlarını kendileri işletmek yerine başkalarına devrederek ödül kazanmalarını sağlar. Staking, hem ağın güvenliğini sağlar hem de katılımcıları dürüst davranış için teşvik eder.Geniş kullanım alanı ve ekosistemDiğer yandan, Cardano; merkeziyetsiz uygulamalar (dApp), NFT, eğitim ve kimlik projeleri için aktif kullanım alanlarına sahip. Akıllı sözleşme yeteneği, geniş bir kullanım yelpazesini mümkün kılar. Cardano üzerinde DeFi hizmetleri mevcut ve geliştiricilerin yerel varlıklar, dApp'ler ve NFT'ler oluşturmasına olanak tanınıyor. Platformun kullanım alanları arasında takip edilebilirlik, özgünlük ve sürdürülebilirlik yer alıyor. Cardano’nun kullanıldığı bazı olaylar şu şekilde:· Etiyopya'daki kahve tedarik zincirinde kullanım· Gürcistan'da kimlik bilgisi doğrulama sisteminde kullanım· New Balance ayakkabıları için orijinallik pilot programı· Etiyopya'daki beş milyon okul öğrencisi için kimlik ve kayıt sistemi· DJ Paul Oakenfold'un albümünü yayınlaması· Dish Network ile işbirliğiAyrıca, Zanzibar, Etiyopya ve Burundi'deki vatandaşların dijital kimlik almalarına yardımcı olma potansiyelinden ve Afrika'da uzak mobil ağ erişimi sunan World Mobile Token (WMT) Cardano ağı üzerinde kuruldu. Bu projeler ve kullanım alanları, Cardano ne işe yarar sorusunun en basit yanıtları. Cardano Vakfı, kurumlar, işletmeler, düzenleyiciler ve politika yapıcılarla çalışarak blockchain'i geleceğe dönük çözümler oluşturmak için kullanmayı amaçlıyor. Ayrıca, Cardano Akademi aracılığıyla blockchain eğitimi sunulmakta. Cardano ekosistemi. Kaynak: Coin98 Yatırımcıların gözbebeği: ADA coin’iADA token’ı, işlem ücreti ödemede, staking’de ve yönetişimde kullanılıyor. ADA, Cardano ağının yerel kripto para tokenıdır. Kullanıcılar ADA'yı güvenli bir değer değişimi olarak kullanabilirler, hem de aracı bir üçüncü tarafa ihtiyaç duymadan. Her işlem Cardano blockchaininde kalıcı, güvenli ve şeffaf bir şekilde kaydediliyor. ADA sahipliği, kimin slot lideri olacağını (blokları ekleme hakkına sahip olan) ve kimin bloklardaki işlemler için ödenen ücretlerin bir payını kazanacağını belirliyor. ADA tokenları ayrıca yazılım politikaları (örneğin enflasyon oranı) üzerinde oylama yapmak için kullanılıyor ve katılımcıları ADA tutmaya ve gelecekteki değerini güvence altına almaya teşvik ediyor.ADA'nın maksimum arzı 45 milyar token ile sınırlı. 2020 başlarında yaklaşık 31 milyar ADA dolaşımda idi, kalan 14 milyar ise minting yoluyla piyasaya sürülmek üzere planlanmıştı. Bu bilgiler, ADA arzı ve dolaşımı ile tokenın ekonomik yapısı hakkında fikir veriyor. ADA token özellikleri, onu yalnızca bir alım satım aracı değil, aynı zamanda ağın işleyişinde ve yönetiminde kritik bir role sahip hale getiriyor. ADA coin nedir sorusunun cevabı, Cardano ekosistemindeki bu çok yönlü tokenı tanımlıyor. Bu sırada ADA fiyatından da bahsetmek gerek. ADA, Mayıs 2025 itibarıyla 0.68 dolar civarında el değiştiriyor. Coin, tüm zamanların en yüksek seviyesini göreli yaklaşık 4 yıl oldu. 2021’de fiyatı 3.10 dolara kadar sıçramıştı. 2017'den bu yana ADA'nın fiyatı Ourobos protokolü ile yüksek güvenlikSon olarak, Cardano'nun "Kanıtlanabilir Derecede Güvenli" olarak tanımlanan Ouroboros protokolünden bahsetmek gerekiyor. Bu protokol, ağın 51% dürüst katılımcı tarafından stake edildiği sürece güvenli olduğunu garanti ediyor. Bu güvenlik garantisi, rastgele lider seçimi gibi yenilikçi kavramlarla elde ediliyor. Protokol, yeni iterasyonlar ve titiz güvenlik analizleri yoluyla gelişmeye devam ediyor. Haskell gibi resmi olarak belirtilmiş programlama dilleriyle yazılmış olması, kodunun matematiksel olarak doğrulanmasına olanak tanıyor, bu da bankacılık ve savunma sektörlerinde yaygın olarak kullanılan bir süreç.Tüm bu faktörler bir araya geldiğinde, Cardano'nun neden değerli bir blockchain platformu olduğu daha net anlaşılıyor. Araştırma odaklı geliştirme, enerji verimliliği, pasif gelir fırsatları, aktif kullanım alanları ve tokenının işlevselliği, Cardano'yu blockchain ekosisteminde önemli bir oyuncu haline getiriyor.Cardano’nun Kurucusu Kim?Cardano'nun hikayesi, vizyon sahibi bireylerin liderliğinde şekil aldı. Platformun kurucu ortakları ve onu destekleyen kuruluşlar, Cardano'nun gelişiminde kritik roller oynadı. Cardano, Charles Hoskinson ve Jeremy Wood tarafından kuruldu. Bu ikili, blockchain dünyasında deneyimli isimler. Charles Hoskinson. Kaynak: CNBC Charles Hoskinson, Colorado merkezli bir teknoloji girişimcisi ve matematikçi. Kriptografi alanına endüstriyel deneyimle girmeden önce Metropolitan State University of Denver ve University of Colorado Boulder'da analitik sayı teorisi eğitimi aldı. Profesyonel deneyimleri arasında üç kripto para birimiyle ilgili startup kurmak yer alıyor: Invictus Innovations, Ethereum ve IOHK. Ayrıca hem kamu hem de özel sektörde çeşitli görevlerde bulundu. Bitcoin Vakfı'nın eğitim komitesinin kurucu başkanıydı ve 2013 yılında Cryptocurrency Research Group'u kurdu.Hoskinson, aynı zamanda Ethereum’un da kurucu ortaklarından. Ancak 2014 yılında, Ethereum'un ticari bir şirket mi (Hoskinson'ın görüşü) yoksa kar amacı gütmeyen bir kuruluş mu (Vitalik Buterin'in görüşü) olması gerektiği konusundaki bir anlaşmazlık nedeniyle Vitalik Buterin ve Ethereum ekibinden ayrıldı. Bu ayrılığın ardından, 2015 yılında Jeremy Wood ile birlikte IOHK'yı kurarak Cardano'yu geliştirmeye odaklandı. Hoskinson, Cardano için girişim sermayesi aramadığını, bunun blockchainin prensiplerine aykırı olduğunu ve girişim sermayesi katılımının bir projenin aşırı kontrolüne yol açabileceğini düşündüğünü belirtti. IOHK (IOG) ekibi Hoskinson'ın mevcut projeleri, insanları kripto para hakkında eğitmek, merkeziyetsizliğin savunuculuğunu yapmak ve kriptografik araçları ana akım kullanıcılar için daha kolay hale getirmeye odaklanmıştır. Bu, Eylül 2017'de piyasaya sürülen üçüncü nesil bir kripto para birimi olan Cardano'nun araştırma, tasarım ve geliştirilmesine liderlik etmeyi de içerir. Kendisi, IOHK'nın CEO'su ve kurucusudur. Cardano kurucusu kim sorusunun baş yanıtı Charles Hoskinson'dır, ancak Jeremy Wood da önemli bir ortaktır. Jeremy Wood, eski bir Ethereum meslektaşı ve Hoskinson ile birlikte IOHK'yı kurmuştur. Ethereum'da Yönetici Asistanı olarak görev yaptı.Cardano ekosisteminin teknik geliştirmelerinden sorumlu olan IOHK (Input Output) şirketi, Charles Hoskinson ve Jeremy Wood tarafından 2015 yılında kurulmuştur. Bu mühendislik ve araştırma şirketi, kripto paralar ve blockchainler inşa etmek üzere tasarlanmıştır. Kamu, özel sektör ve hükümet müşterileri için yüksek güvenceli blockchain altyapı çözümleri geliştirir. IOHK, Cardano blockchaininin birincil geliştiricisi olarak görev yapmıştır. Artık Input Output Global (IOG) olarak yeniden markalanan şirket, 50'den fazla ülkede 400'den fazla kişiden oluşan tamamen merkeziyetsiz bir uzaktan çalışma organizasyonudur. Akademik titizlik ve kanıta dayalı yazılım geliştirme prensiplerine sıkı sıkıya bağlıdır.Cardano ekosistemi, projenin ilerlemesini ve temel misyonuna uygun kalmasını sağlamak için üç temel kurum tarafından yönetilir. Bu bağımsız kuruluşlar, merkeziyetsiz bir ekip çerçevesinde işbirliği yapar:IOHK (geliştirme): Mühendislik şirketi olarak Cardano blockchainini inşa etmekten ve teknik geliştirmelerden sorumludur. Yazılım geliştirme firmasıdır.Emurgo (ticari entegrasyon): Ticari uygulamalardan sorumludur. Ekosistemin ticari büyümesini destekler.Cardano Foundation (topluluk & standartlar): Kar amacı gütmeyen bir vakıftır. Merkezi Zug, İsviçre'de bulunur. Cardano blockchaininin geliştirilmesini denetlemekten ve benimsenmesini teşvik etmekten sorumludur. Ekosistemi standartlaştırmayı ve tanıtmayı amaçlar. Kurumlar, işletmeler, düzenleyiciler ve politika yapıcılarla çalışır. Frederik Gregaard, 2021'den beri Cardano Vakfı'nın CEO'sudur.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, Cardano (ADA) hakkında sıkça sorulan bazı sorular ve cevaplarına ulaşabilirsiniz:Cardano nedir ve nasıl çalışır?: Cardano, bilimsel araştırmalara dayalı geliştirilen, üçüncü nesil bir blockchain platformudur. PoS (Proof of Stake) mekanizması kullanır ve sürdürülebilir, güvenli ve ölçeklenebilir çözümler sunmayı amaçlar.ADA coin ne işe yarar?: ADA, Cardano’nun yerel kripto parasıdır. Ağda işlem ücreti ödemek, staking yapmak ve yönetişim süreçlerine katılmak için kullanılır.Cardano staking nasıl yapılır?: ADA staking, kripto paralarınızı cüzdanınızda tutarak doğrulayıcı havuzlarına (stake pool) delegasyon yaparak gerçekleşir. Yoroi veya Daedalus gibi cüzdanlar aracılığıyla kolayca staking yapılabilir.Cardano ile Ethereum farkı nedir?: Ethereum daha eski ve yaygın olarak kullanılan bir platformdur. Ancak Cardano enerji açısından verimli olan PoS sistemini en baştan benimsemiştir. Ayrıca Cardano, akademik yöntemlerle geliştirilen katmanlı bir yapıya sahiptir.Cardano’nun gelecekteki planları neler?: Cardano, akıllı sözleşmelerin gelişimini, ölçeklenebilirliği ve yönetişimi artırmayı hedefliyor. Ayrıca zincir içi yönetişim (Voltaire) ve yan zincir entegrasyonu gibi projeler üzerinde çalışıyor.Cardano güvenilir mi?: Cardano, bilimsel temelli yaklaşımı, açık kaynak kodlu yapısı ve aktif geliştirici topluluğuyla güvenilir bir projedir. Ancak yatırım yaparken her zaman kendi araştırmanızı yapmanız önemlidir.Cardano ve bilimsel temelli blokzincir projeleri hakkında daha fazlası için JR Kripto Rehber serimizi takip etmeyi unutmayın!

·
25 Haz 2025
Cardano (ADA) Nedir?

Yükselenler

Düşenler

Light mode logo
Herhangi bir sorunuz var mı?Eğer herhangi bir sorunuz varsa, bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.
© 2025 JrKripto. Tüm hakları saklıdır.