Haberler

Altcoin Haberleri

Altcoin Haberleri

Altcoin ile ilgili tüm makale ve haberlere göz atın. Altcoin hakkında en son haberler, analizler ve görüşler.

Coinbase 5 Altcoin’i Delist Ediyor: 2 Altcoin’i ise Yol Haritasına Ekledi

ABD merkezli büyük kripto para borsası Coinbase, kripto dünyasında dikkat çeken bir dizi karar açıkladı. Bu açıklamalar, hem mevcut varlıklarını delist etme planlarını hem de yeni varlıkları listeleme yol haritasını içeriyor.Coinbase, 5 altcoini delist ediyorCoinbase, 11 Kasım’da yaptığı açıklamaya göre, 26 Kasım 2025 tarihinde beş altcoin’i platformundan kaldırma kararı aldı. Delist edilecek varlıklar arasında şunlar yer alıyor: Clover Finance (CLV), EOS (EOS), League of Kingdoms Arena (LOKA), Muse DAO (MUSE) ve Wrapped Centrifuge (WCFG) şeklinde. Karar, “Borsamızda listelenen varlıkların standartlarımızı karşıladığından emin olmak için düzenli incelemeler yapıyoruz; son değerlendirmelerimizin ardından bu varlıkların işlemlerinin 26 Kasım 2025 günü askıya alınmasına karar verdik” şeklinde duyuruldu. Yatırımcılar açısından bu tür delist kararları kritik. Çünkü bir varlık delist edildiğinde platformda alım-satım işlemleri durabilir, likidite düşebilir ve fiyat üzerinde baskı oluşabilir. MUSE için örneğin dakika bazında %25’e yakın bir değer kaybı verildiği belirtiliyor. Böyle bir düşüş yatırımcı güvenini sarsabilir; portföyünde bu varlıklardan bulunduranların dikkatli olması gerekiyor. Diğer altcoinler ise şu şekilde etkilendi:CLV, yüzde 5 düşüş yaşadıEOS, yüzde 3.5 düşüş yaşadıLOKA, yüzde 11 oranında değer kaybettiMUSE, yüzde 25 gerilediCFG, yüzde 7 düştüDelistin arkasında farklı dinamikler bulunabilir: Varlıkların marka değiştirmiş olması, eski hâllerinin kaldırılması ya da borsa standartlarını karşılamayan teknik ve regülasyonel unsurlar. Coinbase’in açıklamasına göre bu tarz varlıklar yeniden markalaşmış olabilir ve platformdan kaldırılmaları söz konusu.Listeleme yol haritasına 2 altcoin eklendiDelist sürecinin ardından bir başka önemli adım ise listeleme cephesinde. Coinbase, listeleme yol haritasına Fluid (FLUID) ve Nomina (NOM) varlıklarını eklediğini açıkladı. Bu duyuru sayesinde söz konusu varlıkların potansiyel olarak platformda alım-satıma açılabileceği beklentisi doğdu. FLUID için %8 civarında, NOM için ise %15’e yakın yükselişler rapor edildi. Bu tür listeleme sinyalleri genellikle piyasada olumlu algı yaratıyor; çünkü kullanıcı tabanı geniş olan bir borsada listelenmek, likidite ve görünürlüğü artırabiliyor.Ancak yine de burada dikkat edilmesi gereken husus var: Yol haritasına eklenmek, listeleneceğinin kesin olduğu anlamına gelmiyor. Coinbase açıklamasında bu varlıkların “listeleme için teknik altyapı ve piyasa yapıcısı desteği gibi kriterleri karşıladığı takdirde” listeleneceği belirtildi. Yani kesin tarih verilmemiş; süreç ilerledikçe yeni duyurular yapılabilir.

·
11 Kas 2025
Coinbase 5 Altcoin’i Delist Ediyor: 2 Altcoin’i ise Yol Haritasına Ekledi

Aethir (ATH) Nedir?

Aethir (ATH), yapay zekâ ve oyun gibi yüksek işlem gücü gerektiren alanlara odaklanan merkeziyetsiz bir GPU bulut platformu. Geleneksel bulut devlerinin aksine, dünya çapında boşa duran grafik işlem birimlerini (GPU) tek bir küresel ağda bir araya getiriyor. Böylece hem daha uygun maliyetli hem de düşük gecikmeli bir altyapı sağlıyor. Yapay zekâ model eğitimi, makine öğrenimi çıkarımı ve bulut oyun gibi uygulamalar için esnek, erişilebilir ve ölçeklenebilir bir çözüm sunuyor. Aethir, DePIN (Decentralized Physical Infrastructure Network) yaklaşımını benimsiyor; yani altyapısını yalnızca birkaç merkez üzerinden değil, geniş bir topluluğun katkısıyla çalıştırıyor. Tüm bu ekosistemin merkezinde de ATH token yer alıyor. İşte Aethir nedir, yakından bakalım.Aethir’in Tanımı ve Ortaya ÇıkışıAethir, kurumsal seviyedeki GPU’ların sahiplenme, paylaşım ve kullanım şeklini temelden değiştiren merkeziyetsiz bir bulut bilişim altyapısı sunuyor. Temel hedefi, klasik veri merkezlerine olan bağımlılığı azaltmak ve dağıtılmış bir hesaplama ağı kurmak. Özellikle yapay zekâ ve bulut oyun alanlarında artan talep, son yıllarda GPU krizini beraberinde getiriyor. Büyük teknoloji firmaları gelişmiş ekran kartlarını toplarken, bulut sağlayıcıların maliyetleri de iyice yükseliyor. Bu durum, özellikle girişimciler ve araştırmacılar için ciddi bir erişim problemi yaratıyor.Aethir bu sorunu tersine çeviren bir çözümle sahneye çıkıyor. Atıl durumda bekleyen GPU’ları dünya genelinde bir araya getirip erişilebilir ve paylaşılabilir hale getiriyor. Böylece hem rekabetçi bir altyapı oluşturuyor hem de hesaplama gücünü daha adil bir şekilde dağıtıyor. Bu yaklaşım iki temel katmana dayanıyor: İlki, Kaynak Havuzu. GPU sahipleri kullanılmayan işlem gücünü ağa bağlayarak hem kazanç elde ediyor hem de başkalarının erişimini kolaylaştırıyor. İkincisi ise Dağıtılmış Sahiplik. Aethir, birkaç büyük kurumun kontrolünde bir yapı yerine, katılımcıların birlikte yönettiği açık ve kapsayıcı bir ekosistem oluşturmayı amaçlıyor. Aethir'in çalışma prensibi. Kaynak: Aethir/Whitepaper Projenin çıkış motivasyonu aslında oldukça net: Yapay genel zekâya (AGI) yaklaşırken, artan GPU ihtiyacına merkezi sistemler artık yetişemiyor. Talep her geçen gün büyüyor; ancak erişim yalnızca büyük oyuncuların elinde kalıyor. Aethir’in vizyonu bu dengeyi bozmak. AGI çağında inovasyonu hızlandırmak için herkesin hesaplama gücüne ulaşabilmesini hedefliyor. Bu nedenle altyapısını, uç noktalara konumlandırılmış GPU sunucuları üzerine kuruyor. Böylece kaynak, kullanıcıya mümkün olan en yakın noktadan sağlanıyor ve yapay zekâ işlemleri ya da oyun akışları gibi uygulamalarda gecikme neredeyse ortadan kalkıyor.Bugün itibarıyla Aethir ağı, 430 binden fazla GPU’yu dünyanın dört bir yanından birleştirerek gerçek zamanlı yüksek performanslı işlem gücü sunabiliyor.Aethir’in Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıAethir, 2022’de bir fikir olarak ortaya çıktı. Kurucu ekip, teknik altyapıyı hızla inşa ederken bir yandan da Web3 dünyasında kendine sağlam bir yer edinmeye başladı. Proje kısa sürede gelişti; lansmanlar, ortaklıklar ve yatırımlarla birlikte küresel bir altyapı girişimine dönüştü. Gelin, Aethir’in bu yolculuğundaki önemli kilometre taşlarını birlikte inceleyelim.Kuruluş ve ilk geliştirmeAethir’in temelleri 2022 yılında atıldı. Daniel Wang, Mark Rydon ve Mack Lorden isimli üç kurucu, blockchain, yapay zekâ ve oyun alanlarındaki deneyimlerini bir araya getirerek Aethir fikrini hayata geçirdi. İlk etapta farklı bölgelerdeki GPU’ları aynı ağda birleştiren bir prototip geliştirildi ve bu yapının çalışabilirliği test edildi. Bu erken aşama, Aethir’in vizyonunu netleştirdi: dünya çapında kullanılmayan işlem gücünü merkeziyetsiz biçimde erişilebilir kılmak.Testnet ve iş birlikleri (2023)2023 yılı, Aethir’in teknik büyümesi ve topluluk desteği açısından kritik bir dönem oldu. “New Horizons” adını verdikleri genişleme programıyla altyapılarını hızla büyüttüler. Daha fazla GPU sağlayıcısı ağa katıldı ve bu da hem yapay zekâ hem de bulut oyun alanında kapasite artışını beraberinde getirdi.Aynı yıl Aethir, TOKEN2049 etkinliğine katılarak adını daha geniş kitlelere duyurdu. Bu tanıtım, hem yatırımcıların hem de geliştiricilerin projeye ilgisini artırdı. Yine 2023’te, merkeziyetsiz depolama alanında lider olan Filecoin Foundation ile stratejik bir ortaklık kuruldu. Bu sayede Aethir ağı, sadece hesaplama değil, güvenli ve verimli veri depolama hizmetleri de sunabilir hâle geldi.Reality+ ile yapılan iş birliği ise Aethir’in bulut oyun potansiyelini gerçek dünyada gösterdi. Doctor Who: Worlds Apart gibi projelere anında oynanabilirlik özelliği kazandırılarak, sistemin performansı kullanıcı deneyimiyle test edildi.Token lansmanı ve ana ağ (2024)Uzun bir hazırlık sürecinin ardından Aethir, 12 Haziran 2024’te ATH token’ını piyasaya sürdü. Token, Ethereum ana ağı üzerinde ERC-20 standardında çıkarıldı ve aynı zamanda Arbitrum gibi ikinci katman ağlarına da dağıtıldı. Bu çoklu ağ stratejisiyle ATH, hem merkezi borsalarda işlem görmeye başladı hem de Aethir’in kendi altyapısındaki ödüllendirme sistemine entegre edildi. ATH fiyatı, lansmanından bu yana şöyle bir grafik çizdi: Aynı dönemde Auros gibi finans kuruluşlarıyla iş birlikleri açıklandı. Bu iş birlikleri sayesinde ATH token, kurumsal kullanım için daha erişilebilir hâle geldi. Ayrıca Aethir Forge ve AI Unbundled Alliance gibi yeni programlar duyurularak, geliştiriciler ve içerik üreticileri ekosisteme dahil edildi.Büyüme ve ortaklıklar (2025)2025 yılı, Aethir’in olgunlaşma ve büyük ölçekli ortaklıklarla güçlenme yılı oldu. Mart ayında Avalanche Foundation ile önemli bir iş birliği duyuruldu. Aethir, Avalanche ağında geliştirilen yapay zekâ projelerini desteklemek amacıyla 100 milyon dolarlık bir fon ayırdı. Bu kaynak, geliştiricilere Aethir ağı üzerinden GPU gücü sağlanmasını mümkün kıldı.Bu dönemde Aethir’in altyapısı 400 binden fazla GPU kapsayıcısına ulaştı ve yıllık yineleyen geliri 91 milyon doları geçti. Ağda 3000’den fazla NVIDIA H100/H200 ekran kartı ve 61.000’in üzerinde Aethir Edge cihazı yer aldı. Bu ölçek, Aethir’in sektördeki liderliğini perçinledi.Yılın dikkat çeken gelişmelerinden biri de ABD merkezli yapay zekâ şirketi Predictive Oncology’nin Aethir’e 344 milyon dolarlık stratejik yatırım yapması oldu. Bu yatırım, “Stratejik Hesaplama Rezervi” adını verdikleri yeni bir modele dönüştü. Predictive Oncology, bu modelle kendi AI altyapısını Aethir’in merkeziyetsiz GPU ağıyla desteklemeye başladı. Ekim 2025’te açıklanan “Dijital Varlık Hazinesi (DAT)”, yatırımcıların ve kurumların Aethir altyapısındaki GPU kaynaklarından doğrudan pay almasını sağladı. Aethir Neden Önemli?Aethir’in önemi, günümüz teknolojisinin belkemiği haline gelen hesaplama gücünü demokratikleştirme vizyonundan gelir. Merkeziyetsiz yapısıyla Aethir, birkaç büyük şirketin tekelinde olabilecek devasa GPU altyapısını geniş kitlelere açarak hem ekonomik hem de stratejik bir avantaj sunar. Bu bölümde Aethir’in önemini belirleyen unsurları, kullanım alanları ve token ekonomisi başlıkları altında inceleyeceğiz.Yapay zekâ ve makine öğrenimiAethir’in en güçlü olduğu alanların başında yapay zekâ geliyor. Büyük dil modellerinden görüntü işleme sistemlerine, otonom araçlardan tıbbi araştırmalara kadar pek çok uygulama, yoğun GPU gücüne ihtiyaç duyuyor. Aethir’in dağıtık GPU bulutu, bu ihtiyaca ölçeklenebilir ve erişilebilir bir altyapıyla yanıt veriyor. Yapay zekâ modellerinin eğitimi ve çıkarım süreçleri için gereken hesaplama kapasitesi, geleneksel çözümlere göre çok daha hızlı ve uygun maliyetli şekilde sunuluyor. Örneğin bir AI girişimi, Aethir üzerinden haftalarca beklemeden ya da dev bütçeler ayırmadan 24-48 saat içinde ihtiyacı olan GPU kaynağına ulaşabiliyor.Sistem, gerçek zamanlı yapay zekâ uygulamaları için de ideal. Özellikle sohbet robotları, sesli asistanlar ya da görüntü analiz sistemleri gibi anlık tepki isteyen uygulamalarda Aethir’in düşük gecikmeli kenar bilişim modeli büyük avantaj sağlıyor. İşlem gücü, kullanıcıya yakın noktalardan aktığı için tepkiler daha hızlı geliyor; deneyim kesintisiz hale geliyor. Aethir teknolojisi. Kaynak: Aethir/Whitepaper Bulut oyunAethir’in güçlü olduğu bir diğer alan da bulut oyun. Atmosphere adını verdikleri altyapı sayesinde, yüksek kaliteli grafiklere sahip oyunlar artık güçlü bir bilgisayara ihtiyaç duymadan oynanabiliyor. Yalnızca bir internet bağlantısıyla, ister telefon ister eski bir dizüstü bilgisayar olsun, kullanıcı Aethir ağı üzerinden oyunlara anında erişiyor.Özellikle Doctor Who: Worlds Apart gibi popüler projelerde, Aethir’in bu kapasitesi doğrudan test edildi ve başarılı bulundu. Platform, merkeziyetsiz yapısı sayesinde bir bölgedeki sunucuya erişilemese bile başka bir noktadan otomatik olarak yedek kaynakla devreye giriyor. Bu da kesintisiz oyun deneyimini garanti altına alıyor.Diğer uygulamalarYapay zekâ ve oyun dışında da Aethir’in kullanım alanı oldukça geniş. Bilimsel araştırmalar, finansal modellemeler, 3D animasyon render işlemleri, NFT ve metaverse projeleri gibi pek çok sektöre GPU gücü sağlıyor.Bir üniversite ekibi, Aethir üzerinden büyük simülasyonları çalıştırarak klasik süper bilgisayarlara kıyasla çok daha az maliyetle deney yapabiliyor. Bir animasyon stüdyosu, kendi ekran kartlarını ağa bağlayarak hem kendi ihtiyaçlarını karşılıyor hem de boşta kalan gücü başkalarına kiralayarak gelir elde ediyor.Geleceğe dönük en heyecan verici senaryolardan biri de “bulut telefon” kavramı. Aethir altyapısı, bu tarz projeler için de hazır. Akıllı telefon üreticileri, pahalı donanımları cihazlara yerleştirmek yerine, Aethir’in GPU bulutunu kullanarak ağır işlemleri uzaktan yapıp sadece sonucu cihaza aktarabiliyor.Demokratik erişim ve DePIN önemiAethir’i diğer bulut çözümlerinden ayıran en önemli farklardan biri de erişimdeki açıklık. Geleneksel sistemlerde sadece ödeme yapan kullanıcı hizmet alırken, Aethir’de hem hizmet alanlar hem de altyapı sağlayanlar sistemin doğal parçası hâline geliyor.Yani elinde boşta duran güçlü bir ekran kartı olan biri, bunu ağa bağlayıp gelir elde edebiliyor. Aynı anda bir AI şirketi, ihtiyaç duyduğu GPU gücünü uygun fiyatla temin edebiliyor. Bu çift taraflı model, Web3 teşvik mekanizmasıyla birleşince ortaya çok daha sürdürülebilir bir yapı çıkıyor.Token ekonomisiAethir’in kalbinde ATH token yer alıyor. Bu token hem platform içi işlemlerde ödeme aracı hem de yönetişimde oy hakkı sağlayan bir değer birimi olarak çalışıyor.Toplam arz 42 milyar ATH ile sınırlı. Bu arz, çeşitli kategorilere bölünerek dikkatlice planlanmış: topluluk, ekip, yatırımcılar, ağ ödülleri ve ekosistem fonu gibi başlıklar altında dağıtılmış durumda. En büyük paylardan biri, hesaplama gücü sağlayanlara ödül olarak ayrılıyor. Yani ağda GPU sunan ya da node çalıştıran herkes katkısı oranında ATH kazanıyor.Erken destekçilere ve ekibe ayrılan token’lar da hemen serbest kalmıyor; kilitleme (vesting) takvimine göre zaman içinde dolaşıma giriyor. Bu da piyasada ani satış baskısını önlüyor.ATH’nin kullanım alanlarıATH token, birçok işlevi bir arada üstleniyor. İlk olarak, platform içindeki tüm hizmetler için ödeme aracı olarak kullanılıyor. Yapay zekâ eğitimi, oyun yayını ya da bilimsel hesaplamalar gibi hizmetlerden faydalanan kullanıcılar, kullandıkları GPU süresini ATH ile ödüyor.İkinci olarak, sistemin ödül ve teşvik mekanizmasında görev alıyor. GPU sağlayıcıları, node operatörleri ve hizmet kalitesini denetleyen checker node’lar katkılarına karşılık ATH kazanıyor. Checker node’lar ayrıca ağın güvenliğini ve hizmet standardını korumak için belirli miktarda ATH’yi stake etmek zorunda kalıyor. Şu anda 91.000’den fazla denetleyici node aktif olarak çalışıyor ve hepsi bu teşvik modelinden yararlanıyor.Staking ve güvence mekanizmasıATH token, aynı zamanda güvenlik için de kullanılıyor. GPU sağlayıcıları ağa katılırken belirli miktarda ATH’yi teminat olarak stake ediyor. Eğer hizmet kalitesi düşerse ya da sözleşme ihlali yaşanırsa, bu teminatlardan kesinti yapılabiliyor (slashing). Bu mekanizma, kullanıcıyı korurken sağlayıcıları da dürüst ve kaliteli hizmet sunmaya teşvik ediyor. Aether staking portalı Stake edenler ayrıca yıllık ortalama %8–15 arasında bir getiri (APY) elde ediyor. Performansa göre bu oran artabiliyor; böylece hem güvenlik hem de sürdürülebilir kazanç birlikte sağlanıyor.Deflasyonist model ve gelir geri dönüşüAethir’in ekonomik modelinde dikkat çeken bir diğer unsur da gelir geri dönüşü. Platformda elde edilen GPU kiralama gelirlerinin %70’i, piyasadan ATH token geri alımı için kullanılıyor. Bu sayede ATH’ye sürekli bir talep oluşuyor ve dolaşımdaki arz zamanla azalıyor.Bu model, klasik bulut sağlayıcıların kârını hissedarlara dağıtmasından farklı çalışıyor. Aethir, gelirini yeniden ekosisteme aktarıyor. Örneğin, bir şirket büyük bir GPU kiralama yaptığında ödediği ücretin büyük kısmı ile piyasadan ATH geri alınıyor ve bu token’lar ya yakılıyor ya da uzun süre kilitleniyor. Sonuç olarak ATH, kullanıma bağlı olarak değer kazanma potansiyeli taşıyor.Yönetim ve karar almaATH token sahipleri, Aethir’in geleceği üzerinde de söz sahibi olmaya hazırlanıyor. Gelişen ekosistemle birlikte topluluk temelli bir yönetişim modeli hedefleniyor. Yakın gelecekte ATH sahipleri, çeşitli karar önerileri sunup oylamalara katılabilecek.Bu kararlar arasında yeni bölgelere açılım, ortaklık teklifleri ya da teknik güncellemeler gibi konular yer alabilir. Henüz yönetişim tam anlamıyla hayata geçmiş olmasa da, vizyon Aethir’in zamanla tam merkeziyetsiz bir yapıya kavuşması yönünde.Aethir’in Kurucuları Kim?Aethir’in arkasında, teknoloji dünyasının farklı alanlarında deneyim kazanmış güçlü bir ekip yer alıyor. Kurucu ortaklar Daniel Wang, Mark Rydon ve Mack Lorden, projenin vizyonunu ve teknik temelini şekillendiren üç isim.Daniel Wang: Blockchain teknolojileri konusunda deneyimli bir girişimci ve mühendis. Aethir’den önce çeşitli blockchain projelerinde yer alarak merkeziyetsiz sistemler ve kripto ekonomisi alanlarında derin bir birikim edindi. Aethir’de özellikle Web3 entegrasyonu ve token ekonomisinin tasarımına liderlik ediyor. ATH token’ın çok yönlü yapısının arkasındaki isimlerden biri olarak öne çıkıyor.Mark Rydon: Yapay zekâ ve bulut bilişim alanında uzun yıllara dayanan bir geçmişe sahip. Kariyeri boyunca hem kurumsal ölçekli AI altyapılarında hem de devasa bulut sistemlerinde görev aldı. Aethir’de teknik mimari ve ölçeklenebilirlik konularından sorumlu. Onun liderliğinde, dünya genelinde dağılmış yüz binlerce GPU’yu tek bir ağ üzerinde verimli şekilde yöneten altyapı kuruldu. Rydon’un hedefi, Aethir’in kurumsal düzeyde güvenilir bir hizmet sunmaya devam etmesi ve en yeni GPU teknolojilerini (örneğin NVIDIA H100 serisini) destekleyecek kapasitede kalması.Mack Lorden: Oyun sektörü ve dağıtık sistemler konusundaki uzmanlığıyla Aethir’in oyun odaklı altyapısını geliştiren isim. Ürün geliştirme süreçlerini ve oyun endüstrisiyle yapılan entegrasyonları yönetiyor. Özellikle Atmosphere altyapısının kusursuz bir bulut oyun deneyimi sunması, oyun stüdyolarıyla iş birliklerinin kurulması ve geliştiricilere uygun araçların geliştirilmesi Lorden’ın öncelikli sorumlulukları arasında. Oyun dünyasının ihtiyaçlarını yakından tanıdığı için Aethir’in bu sektörde hızla benimsenmesini sağladı.Aethir, Aethir Foundation adı altında faaliyet gösteriyor. Kurucuların yanı sıra operasyon, finans, strateji ve iş geliştirme alanlarında görev alan yöneticiler de bu yapının parçası. Ancak Aethir’i geleneksel şirketlerden ayıran en önemli fark, merkeziyetsizlik ilkesinin yönetimde de korunması.Projeye dair önemli kararlar alınırken topluluk geri bildirimleri dikkate alınıyor; süreçler şeffaf şekilde duyuruluyor. Aethir Foundation, büyüme odaklı projelere destek vermek için ekosistem fonu, hibe programları ve ortaklık inisiyatifleri yürütüyor. Geliştiriciler ise açık dokümantasyon sayesinde GitHub veya topluluk forumları üzerinden doğrudan katkı sağlayabiliyor. Herkesin kendi sunucusunu ağa bağlayabilmesi, Aethir’in gelişimini kolektif bir çabaya dönüştürüyor.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, ATH token hakkında sıkça sorulan bazı sorular ve cevaplarını bulabilirsiniz:ATH token nedir ve nasıl çalışır?: ATH, Aethir ağının yerel kripto para birimi. Hem kullanım (utility) hem de yönetim (governance) işlevi görüyor. Aethir üzerindeki tüm ödemeler ATH ile yapılıyor; kullanıcılar aldıkları GPU hizmetlerinin ücretini bu token ile ödüyor. Aynı zamanda ağdaki sağlayıcılara ödül dağıtmak ve güvenliği sağlamak için kullanılıyor. GPU operatörleri ve denetleyici node’lar (checker node) ATH stake ederek ağa katılıyor ve katkılarına göre kazanç elde ediyor. İlerleyen dönemde ATH sahipleri, ağ yönetiminde oy hakkına da sahip olacak.Aethir merkeziyetsiz midir?: Evet. Aethir’in bulut altyapısı tek bir merkeze bağlı değil; dünya genelinde binlerce bağımsız düğümden oluşuyor. Bu düğümler bireyler, kurumlar veya veri merkezleri tarafından çalıştırılıyor ve birbirine eşler arası bağlanıyor. Böylece tek bir arıza noktası olmadan, güvenli ve dağıtık bir yapı sağlanıyor. İşlemler blockchain üzerinde kaydedildiği için sistem hem şeffaf hem de güvenilir şekilde işliyor.Hangi ağlarda çalışıyor?: ATH token, Ethereum ana ağında ERC-20 standardıyla çalışıyor ve birçok merkezi borsada işlem görüyor. Aethir, daha düşük işlem ücretleri için Arbitrum ağına da entegre edildi. GPU sağlayıcılara ödemeler bu ağ üzerinden akıllı kontratlarla yapılıyor. Ayrıca Solana ağına da köprülenebilir durumda. Temelde Aethir’in dağıtık GPU ağı zincirden bağımsız işliyor; blockchain, sadece ödemeler ve kayıtlar için kullanılıyor.Bireysel yatırımcı Aethir’e nasıl katılabilir?: Katılımın en kolay yolu, borsalardan ATH token almak. Token’ı tutarak ekosistemin büyümesinden dolaylı olarak faydalanmak mümkün. GPU donanımına sahip olan kullanıcılar, Aethir ağına sağlayıcı olarak katılıp gelir elde edebiliyor. Teknik bilgiye sahip kişiler checker node çalıştırarak hizmet kalitesini doğrulayıp ödül kazanabiliyor. Ayrıca ATH token’larını resmi staking programına dahil ederek hem ağı desteklemek hem de pasif gelir elde etmek de mümkün.Aethir’in rakiplerinden farkı nedir?: Aethir, tamamen GPU odaklı ve gerçek zamanlı uygulamalara optimize edilmiş ilk merkeziyetsiz bulut altyapılarından biri. Diğer projeler genelde basit hesaplama hizmeti sunarken, Aethir yüksek performanslı NVIDIA GPU’larla AI çıkarımı ve düşük gecikmeli oyun akışı gibi zorlu işlemleri destekliyor. Kenar bilişim (edge computing) modeliyle kaynakları kullanıcıya en yakın noktalara dağıtarak gecikmeyi azaltıyor. 2025 itibarıyla 94 ülkede 430 binden fazla GPU kapsayıcısıyla sektörün en büyük ağlarından biri hâline geldi. Ekonomik modeli de farklı: Gelirlerinin önemli kısmı ATH geri alımı için kullanılıyor, bu da token arzını azaltıp değerini destekliyor. Ayrıca Filecoin, Avalanche ve EigenLayer gibi projelerle kurduğu entegrasyonlar sayesinde Aethir, hem esnek hem de güçlü bir altyapı ekosistemi sunuyor.Kripto dünyasında güvenilir rehberiniz olarak Aethir (ATH) projesini tüm detaylarıyla ele aldık. Yeni Jr Kripto Rehberlerinde görüşmek üzere!

·
10 Kas 2025
Aethir (ATH) Nedir?

İngiltere Stablecoin’lere 20 Bin Sterlin Sınırı Getiriyor

İngiltere Merkez Bankası, sterlin bazlı stablecoin’ler için uzun süredir beklenen düzenleme taslağını açıkladı. Yeni çerçeve, bireyler için 20 bin sterlin, işletmeler içinse 10 milyon sterlinlik tutma limitleri getiriyor. Amaç, dijital paraların yaygınlaşması sürecinde bankalardan stablecoin’lere ani fon kaymalarını önlemek. Düzenleme, aynı zamanda stablecoin rezervlerinin devlet tahvilleri ve merkez bankası hesaplarıyla desteklenmesini şart koşuyor.İngiltere’de kritik stablecoin gelişmesiİngiltere Merkez Bankası (BoE), sterlin cinsinden “sistemik” stablecoin’ler için yeni bir düzenleyici çerçeve taslağını kamuoyuna sundu. Bu çerçeve, hem teminat kurallarını hem de geçici varlık tutma limitlerini kapsıyor. BoE’ye göre yeni düzenleme yalnızca HM Treasury tarafından “sistemik” olarak sınıflandırılan ve geniş ölçekte ödeme sistemlerinde kullanılan stablecoin’leri kapsayacak. Bu varlıklar için finansal istikrar risklerini gözeten denetim Merkez Bankası tarafından, tüketici koruması ve piyasa davranışlarıyla ilgili kısım ise Finansal Davranış Otoritesi (FCA) tarafından yürütülecek. USDT ve USDC gibi çoğunlukla kripto ticaretinde kullanılan “sistemik olmayan” stablecoin’ler bu rejime dahil edilmeyecek. Bu tür token’lar FCA’nın mevcut denetimi altında kalmaya devam edecek.Yeni çerçevenin merkezinde, stablecoin rezervlerinin nasıl yönetileceğine dair net kurallar bulunuyor. BoE, sistemik stablecoin ihraççılarının rezervlerinin %60’ını kısa vadeli İngiltere devlet tahvillerinde, kalan %40’ını ise Bank of England’da faizsiz hesaplarda tutmalarını öngörüyor. Bu düzenleme, hem hızlı geri ödemelerin güvence altına alınmasını hem de kamu güveninin sürdürülmesini hedefliyor.Yeni piyasaya çıkan ya da FCA rejiminden geçiş sürecinde olan ihraççılar için başlangıçta daha esnek bir yapı öngörülüyor; bu aktörler rezervlerinin %95’ine kadarını devlet tahvillerinde tutabilecek. BoE ayrıca piyasa stres dönemlerinde kullanılmak üzere merkez bankası likidite desteğini de değerlendirmeye almış durumda.Finansal sistemden dijital paralara hızlı fon çıkışlarını önlemek için bireysel ve kurumsal tutma limitleri de getiriliyor. Önerilen plana göre bireyler sistemik stablecoin’lerde en fazla 20.000 sterlin (yaklaşık 26.000 dolar), işletmeler ise 10 milyon sterlin (yaklaşık 13 milyon dolar) tutabilecek. En büyük kurumlar için istisnalar tanınsa da bu sınırlar, geçiş süreci riskleri ortadan kalkana dek yürürlükte kalacak.Bankanın Finansal İstikrardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Sarah Breeden, “Bugünkü öneriler, İngiltere’nin stablecoin rejimini gelecek yıl uygulamaya koyma yolunda önemli bir dönüm noktası. Amacımız yeniliği desteklerken paraya olan güveni korumak,” dedi. Breeden, piyasa geri bildirimlerinin dikkate alındığını ve stablecoin ihraççılarının merkez bankasıyla etkileşim biçimlerinde buna göre düzenlemeler yapıldığını ekledi.Ancak önerilen limitler, kripto topluluğunda tepkiyle karşılandı. Sektör temsilcileri, bu sınırlamaların “aşırı temkinli” olduğunu savunuyor. Coinbase Uluslararası Politika Başkan Yardımcısı Tom Duff Gordon, Financial Times’a yaptığı açıklamada “Stablecoin’lere üst sınır getirmek, İngiliz tasarruf sahipleri için de City of London için de olumsuz bir adım,” ifadelerini kullandı.Breeden ise eleştirilere yanıt verirken, İngiltere’nin kredi sisteminin ABD’den farklı olduğunu hatırlattı: “İngiltere’de ipotek kredilerinin büyük kısmı ticari bankalar tarafından sağlanıyor. Bu nedenle, hızlı mevduat çıkışlarının önüne geçmek için geçici limitler gerekli.”BoE, danışma sürecinin 10 Şubat 2026’ya kadar süreceğini, ardından FCA ile birlikte ayrıntılı bir uygulama kılavuzu yayımlayacağını açıkladı.

·
10 Kas 2025
İngiltere Stablecoin’lere 20 Bin Sterlin Sınırı Getiriyor

Yatırımcılar Rotayı Değiştiriyor: SOL, LTC ve XRP Fon Girişlerinde Parladı

Dijital varlık yatırım ürünlerinde çıkış dalgası ikinci haftasında da devam etti. CoinShares’in 10 Kasım 2025 tarihli raporuna göre, geçtiğimiz hafta toplam 1,17 milyar dolarlık net çıkış yaşandı. Bu rakam, Ekim ortasındaki likidite çöküşü sonrası piyasada hâlâ süren belirsizlik ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimi konusundaki kararsızlığıyla ilişkilendiriliyor.Hafta boyunca işlem hacimleri 43 milyar dolar civarında seyretti; ABD’de hükümetin yeniden açılabileceğine dair kısa süreli umutlar perşembe günü fon girişlerini artırsa da, cuma günü bu iyimserlik hızla dağıldı.ABD merkezli fonlar negatif tablonun başını çekti. Sadece ABD piyasalarından 1,22 milyar dolarlık çıkış kaydedilirken, Almanya 41,3 milyon dolar, İsviçre ise 49,7 milyon dolar girişle Avrupa’da pozitif ayrıştı.Bitcoin ve Ethereum’da sert çıkışFon çıkışlarının en büyük kısmını Bitcoin ve Ethereum oluşturdu. Bitcoin ürünlerinde 932 milyon dolar, Ethereum’da ise 438 milyon dolar net çıkış kaydedildi. Özellikle iShares (BlackRock) Bitcoin ETF’sinden 876 milyon dolar, Fidelity Wise Origin Bitcoin Fund’dan 438 milyon dolar çıkış yaşandı. Grayscale tarafında da 142 milyon dolarlık bir düşüş görüldü.Bitcoin’deki satışlar, kısa pozisyon ürünlerine yönelimi de artırdı. Short Bitcoin ETP’lerine 11,8 milyon dolarlık giriş yaşandı; bu rakam, Mayıs 2025’ten bu yana görülen en yüksek haftalık artış olarak kayda geçti.Altcoin’ler direniyor: Solana öne çıktıBüyük kripto paralardaki satış baskısına rağmen altcoin’ler dayanıklılığını korudu. Solana, 118,4 milyon dolarlık haftalık girişle yine öne çıktı. Son dokuz haftada Solana fonlarına toplam 2,1 milyar doların üzerinde sermaye girişi gerçekleşti. XRP tarafında da 28,2 milyon dolarlık güçlü bir haftalık giriş gözlendi. Diğer varlıklarda küçük ama dikkat çekici hareketler yaşandı: Litecoin 1,9 milyon dolar, Multi-asset ürünler 12,3 milyon dolar giriş kaydetti. Buna karşılık Sui 3,8 milyon dolar, Cardano ise 0,1 milyon dolar çıkış gördü.Fon sağlayıcıları bazında tabloCoinShares verilerine göre, haftayı en çok kayıpla kapatan fon sağlayıcısı 876 milyon dolarlık çıkışla iShares oldu. Fidelity’de 438 milyon dolar, Grayscale’de 142 milyon dolar düşüş görüldü. Buna karşın ProShares ETF’leri 158 milyon dolar, 21Shares 22 milyon dolar ve Bitwise 3 milyon dolar giriş elde etti.Genel toplamda yıl başından bu yana kripto yatırım ürünlerine net 47,8 milyar dolar girişi korunsa da, son iki haftadaki çıkışlar yatırımcı duyarlılığında belirgin bir soğuma olduğunu gösteriyor.Bölgesel fark derinleşiyorABD çıkış baskısının merkezinde yer alırken, Avrupa piyasaları görece dengede kaldı. Almanya ve İsviçre pozitif seyrini sürdürürken, Kanada ve Hong Kong sırasıyla 7,6 ve 24,5 milyon dolar çıkış yaşadı.Rapor, piyasada yeniden şekillenen sermaye akımlarının Fed politikaları ve küresel risk iştahıyla yakından bağlantılı olduğunu vurguluyor.

·
10 Kas 2025
Yatırımcılar Rotayı Değiştiriyor: SOL, LTC ve XRP Fon Girişlerinde Parladı

CFTC’den Büyük Adım: Kaldıraçlı Kripto Ticareti Yolda

ABD, kripto piyasalarında yeni bir dönemin eşiğinde. Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu’nun (CFTC) geçici başkanı Caroline Pham, kaldıraçlı spot kripto ticaretine onay verecek düzenlemenin yolda olduğunu duyurdu. Eğer plan hayata geçerse, yatırımcılar ilk kez ABD sınırları içinde, düzenlenmiş platformlar üzerinden kaldıraçla spot kripto işlemleri yapabilecek. Bu adım, uzun süredir offshore borsalara yönelen likiditenin yeniden ABD’ye dönmesini sağlayabilir ve ülkenin kripto piyasalarında daha etkin bir konum kazanmasına zemin hazırlayabilir.ABD’de kritik kripto hamlesiABD Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu’nun (CFTC) geçici başkanı Caroline Pham, ülke genelinde kaldıraçlı spot kripto ticaretine onay vermeye hazırlandıklarını doğruladı. Pham, düzenlemeye tabi ABD merkezli borsalarla görüştüklerini ve ilk kaldıraçlı spot ürünlerin önümüzdeki ay devreye girebileceğini açıkladı.Pham, X üzerinden yaptığı paylaşımda, “ABD’de kaldıraçlı spot kripto ticaretine izin verme yönünde çalışıyoruz” diyerek süreci resmen doğruladı. Ayrıca hükümetin kısmen kapalı olmasına rağmen sektör temsilcileriyle görüşmelerin devam ettiğini belirtti. CFTC’nin, bu ürünler için rehber niteliğinde düzenlemeler yayımlamayı da değerlendirdiği bildirildi. Bu gelişme, CFTC’nin ağustos ayında başlattığı “spot kripto varlık sözleşmeleri” girişiminin devamı niteliğinde. Söz konusu girişim, teminat veya finansmanla yapılan perakende emtia işlemlerine ilişkin kurallara dair kamuoyunun görüşünü toplamayı amaçlıyordu. Federal Register verilerine göre, “kaldıraçlı veya teminatlı olarak yapılan perakende emtia işlemleri” 28 gün içinde teslim gerçekleşmediği sürece CFTC’nin yetki alanına giriyor. Bu da, ABD’de kaldıraçlı spot işlemlerin yalnızca belirli süre ve koşullarla yasal olabileceği anlamına geliyor.CoinDesk’in aktardığı bilgilere göre, Pham şu anda CFTC’ye kayıtlı büyük finansal kurumlarla ve kripto odaklı platformlarla doğrudan görüşüyor. Bu kurumlar arasında CME, Cboe Futures Exchange, ICE Futures gibi devlerin yanı sıra Coinbase Derivatives, Kalshi ve Polymarket US gibi isimler de bulunuyor. Görüşmelerin odağında, kaldıraç, marjin ve finansman içeren yeni spot kripto ticaret altyapılarının oluşturulması var. Böylece yatırımcılar, bugüne kadar yalnızca denizaşırı borsalarda erişebildikleri araçlara artık düzenlenmiş ABD piyasaları üzerinden ulaşabilecek.Pham, sürecin Başkanlık Dijital Varlıklar Çalışma Grubu’nun tavsiyeleriyle uyumlu olduğunu vurguladı. Bu tavsiyelere göre, kongre yeni yasaları hazırlarken kurumlar mevcut yasal yetkilerini kullanarak dijital varlık piyasalarını düzenlemeli. Pham, “Kongre ile mevzuat netliği için çalışmaya devam ederken, mevcut yetkilerimizi hızlı biçimde kullanıyoruz” dedi.Eğer plan hayata geçerse, ABD kendi sınırları içinde kaldıraçlı spot kripto ticaretine izin veren ilk büyük ekonomi olacak. Bu adım, hem şeffaflığı hem de yatırımcı korumasını artırabilir; aynı zamanda büyük miktarda likiditenin denizaşırı piyasalardan ABD’ye geri çekilmesine yol açabilir. Düzenlenmiş bir ortamda kaldıraçlı spot işlemler, kurumsal yatırımcıların katılımını artırarak dijital varlıkların ABD finansal sistemine entegrasyonunu hızlandırabilir.

CFTC’den Büyük Adım: Kaldıraçlı Kripto Ticareti Yolda

ZRO Yorum ve Fiyat Analizi - 10 Kasım 2025

ZRO/USDT Teknik AnalizLayerZero, blokzincir protokol altyapısındaki gücünü artırıyor. Protokol, bilinen köprü değişimi Stargate (STG)’yi yaklaşık 110 milyon dolarlık ZRO token takasıyla bünyesine katma teklifinde bulundu. Aynı zamanda büyük miktarda tokenin açılması gündemdeki arz baskısına dikkat çekerken bu birleşme hamlesi ZRO için yeni bir değer önerisi yaratma potansiyeli taşıyor. Piyasa bu büyüme ve baskı unsurlarını birlikte yansıtıyor diyebiliriz. Şimdi teknik grafiklerde bu yansımaları birlikte inceleyelim. ZRO Range Alanı ZRO günlük grafikte geniş bir yatay bant yapısı içinde hareket ediyor. Fiyat uzun süredir 1,65$ – 3,35$ aralığında konsolide oluyor ve bu bant içerisinde likidite toplandığı görülüyor. Şu an için fiyat range’in alt bandına oldukça yakın konumda.1,65$ seviyesi güçlü bir destek alanı ve geçmişte birçok kez alıcı tepkisi aldığı görülüyor. Fiyat bu bölge üzerinde kaldığı sürece range içi tepki yükselişi beklenebilir. Yukarı yönlü hareketlerde 1,89$ – 2,08$ aralığı ilk direnç bölgesi olarak takip edilmeli. Bu bölgenin üzerinde ise 2,58$ ve 2,76$ seviyeleri ara dirençler olarak öne çıkıyor.Range yapısının üst bandı olan 3,35$ seviyesi, majör direnç ve aynı zamanda orta-uzun vade için trend dönüş onayı niteliği taşıyor. Bu bölgenin kırılması halinde 4,06$ ve 4,34$ seviyeleri gündeme gelebilir.Aşağı yönlü risk senaryosunda 1,65$ desteğinin kaybedilmesi durumunda 1,45$ – 1,28$ bölgesine doğru bir geri çekilme görülebilir; ancak bu bölge henüz teyit edilmemiş ek destek alanıdır.Destek – Direnç SeviyeleriDestekler: 1,65$ – 1,45$ – 1,28$Dirençler: 1,89$ – 2,08$ – 2,58$ – 2,76$ – 3,35$Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

·
9 Kas 2025
ZRO Yorum ve Fiyat Analizi - 10 Kasım 2025

MYX Finance (MYX) Nedir?

Kripto türev piyasalarında herkesin aradığı şey aslında belli: düşük maliyet, yüksek hız ve işlem yaparken fiyat kayması yaşanmaması. MYX Finance (MYX), tam da bu ihtiyaçlara odaklanarak ortaya çıkmış bir proje. Eşleştirme Havuzu Mekanizması (Matching Pool Mechanism - MPM) adını verdikleri özel bir sistem sayesinde, kullanıcılar işlemlerini neredeyse hiç kayma olmadan gerçekleştirebiliyor. Üstelik platform, çok sayıda blockchaini destekleyen yapısıyla farklı ağlardan gelen yatırımcılara da kolaylık sağlıyor. DeFi dünyasında bu kadar konuşulmasının sebeplerine birlikte bakalım.MYX’in Tanımı ve Ortaya ÇıkışıMYX Finance, kullanıcıların kalıcı vadeli işlem (perpetual futures) sözleşmeleriyle 50 kata kadar kaldıraçla alım satım yapabildiği bir merkeziyetsiz borsa. Ancak onu farklı kılan şey, sıradan emir defteri ya da otomatik piyasa yapıcı (AMM) sistemlerini kullanmak yerine yepyeni bir yöntemle çalışması. Bu sistemin adı: Eşleştirme Havuzu Mekanizması (Matching Pool Mechanism – MPM). Alıcılarla satıcıları ortak bir havuzda eşleştirerek büyük işlemlerde bile fiyatın kaymasına neredeyse hiç izin vermiyor. Yani işlem yaparken “fiyat kaydı mı, slippage mi olur” derdi epey azalıyor. MYX Finance gözetimsiz (non-custodial) bir yapıya sahip. Yani kullanıcılar fonlarının kontrolünü kendileri elinde tutuyor. Tüm işlemler akıllı sözleşmelerle gerçekleşiyor; kimse kullanıcı fonlarına doğrudan dokunamıyor.Projenin temelleri 2023’te atıldı. Haziran ayında ilk olarak sosyal medya hesapları açıldı. Ardından 28 Kasım 2023’te ekip, Sequoia China’nın (şimdiki adıyla HongShan) liderlik ettiği yatırım turundan 5 milyon dolarlık tohum yatırım aldı. Bu turda ConsenSys ve Hack VC gibi önemli blockchain fonları da yer aldı. Ertesi gün Linea Goerli test ağında ilk testnet aşaması başladı. 26 Aralık’ta ikinci testnet de tamamlandı.Proje çok fazla beklemeden yol aldı ve 18 Şubat 2024’te Arbitrum ağında ana ağ yayına girdi. Lansman sonrası toplulukla daha sıkı bağ kurmak için çeşitli kampanyalar düzenlendi. Örneğin, Nisan 2024’te OKX Web3 cüzdanla birlikte yapılan ortak etkinlik sayesinde birçok kullanıcı platformla tanıştı.MYX’in asıl amacı, merkezi borsalardaki işlem deneyimini alıp bunu DeFi'nin şeffaflık ve kullanıcı kontrolü gibi avantajlarıyla birleştirmek. Sürekli açık bir küresel türev piyasası sunarak “burada işlem sadece New York sabahına bağlı kalmaz” diyor. Kullanıcılar MYX’e bağlanıp günün her saati, dünyanın her yerinden işlem açabiliyor.Platformun en dikkat çekici özelliklerinden biri de çoklu ağ desteği. Kullanıcılar tek bir hesaptan 20’den fazla farklı blockchain üzerindeki varlıklarını teminat olarak yatırabiliyor. Hem de bunun için manuel olarak köprü kullanmak zorunda kalmadan. Bu sayede farklı zincirlerde duran sermaye, tek bir noktada daha verimli kullanılmış oluyor.Bir başka pratik tarafı da işlemlerde gas ücreti alınmaması. MYX, “relay” adı verilen bir sistem sayesinde kullanıcı yerine işlem ücretlerini ödüyor. Kullanıcı isterse bu ücreti sonra istediği varlıkla geri ödeyebiliyor. Böylece sadece işlem yapabilmek için cüzdanında ETH, BNB gibi ağ token’ı bulundurması gerekmiyor. Bu durum özellikle yeni kullanıcılar için büyük kolaylık sağlıyor.MYX Finance ilk olarak Arbitrum üzerinde çalışmaya başladı ama token’ı BNB Smart Chain (BSC) üzerinde BEP-20 standardıyla ihraç etti. Bugün Linea ve BNB Chain dahil olmak üzere farklı ağlarda da çalışıyor.Zincir soyutlama (chain abstraction) teknolojisi sayesinde kullanıcılar, hatta Solana gibi EVM-uyumlu olmayan ağlardan bile, varlıklarını getirip teminat olarak kullanabiliyor. MYX bu konuda oldukça esnek.Fiyat verileri, güvenilir bir oracle olan Pyth Network üzerinden geliyor. Zincirler arası varlık transferi de Across Bridge altyapısıyla sağlanıyor.Akıllı sözleşmeler Solidity ile yazılmış ve güvenlik konusunda da işini şansa bırakmamışlar. SlowMist ve PeckShield gibi sektörde tanınan firmalardan denetim raporları alınmış. Ayrıca platform içinde kritik işlemleri korumak için çoklu imza sistemi ve Time Traveller, Live Surveillance, Auto-Deleveraging, Risk Reserve gibi çeşitli güvenlik ve risk yönetim modülleri devrede. MYX'in çalışma şeması. Kaynak: MYX/Docs Bu altyapı sayesinde MYX, hem yüksek işlem kapasitesine sahip hem de güvenlik anlamında oldukça sağlam duran bir merkeziyetsiz türev borsa haline gelmiş.MYX’in Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıHer kripto projesinin arkasında bir yolculuk yatar. MYX Finance için bu yolculuk hızlı, heyecanlı ve bol inişli çıkışlı geçmiş diyebiliriz. İlk fikirden ana ağ lansmanına, airdrop’lardan rekor fiyatlara kadar pek çok adım MYX’i bugünkü konumuna taşımış. Aşağıda, bu yolculuğun önemli anlarına birlikte göz atalım.2023 sonu: İlk temeller ve lansman süreciHaziran 2023’te MYX’in sosyal medya hesapları açıldı ve proje yavaş yavaş adını duyurmaya başladı. Kasım ayında gelen 5 milyon dolarlık tohum yatırımı, işleri hızlandırdı. Bu yatırımda Sequoia China (yeni adıyla HongShan), ConsenSys ve Hack VC gibi büyük isimler yer aldı. Yatırımı açıkladıktan hemen sonra ekip, Linea test ağında ilk testnet’i başlattı. Aralık sonunda ikinci testnet de tamamlandı.Şubat 2024: Mainnet yayında18 Şubat 2024’te MYX, Arbitrum ağında resmen yayına alındı. Kullanıcılar ilk işlemlerini yapmaya başlarken, topluluğun ilgisini artırmak için etkinlikler düzenlendi. Bu sayede kullanıcı sayısı da kısa sürede arttı.Mayıs 2025: Token dağıtımı ve airdrop rüzgarı6 Mayıs 2025’te MYX’in token’ı resmen piyasaya sürüldü. TGE (Token Generation Event) kapsamında, erken dönem kullanıcılar ve likidite sağlayıcılar ödüllendirildi. Toplam arzın %14,7’si, yani ciddi bir kısmı, bu kullanıcılarla paylaşıldı. Dağıtım 5 ay boyunca aşamalı olarak yapıldı.Aynı ay, MEXC borsasıyla yapılan Airdrop+ kampanyası ve zkPass ile ortak düzenlenen “triple airdrop” etkinliği sayesinde MYX daha geniş bir kitleye ulaştı. Airdrop’lar hem likiditeyi hem de kullanıcı ilgisini artırdı.Ağustos 2025: Hacim patladı, listelemeler geldiYaz aylarında MYX tam anlamıyla vites yükseltti. Haftalık işlem hacmi 2,2 milyar doları gördü. Protokole kilitli toplam varlık miktarı (TVL) ise 30 milyon doların üzerine çıktı. O sırada 170.000’den fazla kullanıcı aktif olarak MYX’te işlem yapıyordu.Eylül’e doğru projeye ilgi artınca bazı merkezi borsalar da devreye girdi. 9 Eylül 2025’te Gate.io, kısa bir süre sonra da Bitget MYX token’ı listelemeye başladı. Bu gelişme, hacmi iyice yukarı taşıdı.Eylül 2025: WLFI duyurusu ve tavan yapan fiyat5 Eylül’de yapılan bomba duyuru, MYX’in yıldızını adeta parlattı. Proje, Donald J. Trump’la ilişkilendirilen World Liberty Financial (WLFI) adlı token’ı perpetual kontrat olarak listeleyeceğini açıkladı. Bu haber piyasada büyük ses getirdi. MYX fiyatı, aşağıdaki gibi bir seyir izledi: Duyuru ise şu şekilde idi: 6–10 Eylül arasında ciddi bir short squeeze yaşandı. Kısa pozisyondaki kullanıcılar 89,5 milyon dolarlık likidasyona uğrarken, uzun pozisyonlar sadece 23,5 milyon dolardı. Aradaki fark, piyasayı alt üst etti ve MYX token bir haftada %1400’ün üzerinde artarak 10 Eylül’de $18,42 ile ATH (tüm zamanların en yüksek seviyesi) gördü. O sırada açık pozisyon büyüklüğü (open interest) 400 milyon doların üzerine çıktı.Eylül 2025: Volatilite, eleştiriler ve gerilemeBu yükseliş sonrası işler biraz değişti. Günlük perpetual işlem hacmi $6 ila $9 milyar arasına çıktı. Bu kadar büyük rakamlar doğal olarak dikkat çekti. Aynı dönemde, toplam arzın %3,9’u kadar (39 milyon token) kilidi açıldı.Bazı gözlemciler bu zamanlamayı tesadüf bulmadı. Erken yatırımcıların fiyat bu kadar yükselmişken satış yapmış olabileceği konuşulmaya başlandı. Sosyal medyada bu yükselişi “scam pump” olarak tanımlayan yorumlar da eksik olmadı.Teknik analizlere göre RSI göstergesi 89–97 aralığına çıkarak aşırı alım sinyali verdi. Birçok analist, bu seviyelerin sürdürülemeyeceğini ve fiyatın %70–85 arasında bir düzeltme yaşayabileceğini söyledi. Gerçekten de Eylül sonuna doğru MYX fiyatı ciddi şekilde gerileyerek daha dengeli bir seviyeye oturdu.2025’in dördüncü çeyreği: Version 2 güncellemesiTüm bu gelişmelerin ardından MYX ekibi boş durmadı. Yılın son çeyreğinde Version 2 güncellemesi geleceği açıklandı. Bu yeni sürümde, Solana desteği eklenecek ve MPM sistemi daha da geliştirilecek. Amaç, sıfıra yakın kayma ile daha dengeli, daha kullanıcı dostu bir işlem ortamı sunmak.Yol haritasında başka planlar da var: yeni ağlarla entegrasyonlar, likiditeyi teşvik edecek kampanyalar ve kullanıcı arayüzünü iyileştirecek özellikler. MYX’in hedefi, merkezi borsalar kadar hızlı ama tamamen zincir üstü bir perpetual ticaret deneyimi sunmak.MYX Neden Önemli?MYX Finance’i benzersiz kılan ve DeFi ekosisteminde öne çıkaran unsurlar, kullanım alanları ve token ekonomisi boyutlarında kendini gösteriyor. Aşağıda bu yönlerin neden kritik olduğuna değindik:Sıfır kayma ile perpetual işlemlerMYX’in en dikkat çeken özelliklerinden biri, geliştirdiği Matching Pool Mechanism (MPM) sayesinde büyük hacimli işlemlerde bile fiyat kaymasını (slippage) neredeyse sıfıra indirmesi. Yani biri 100.000 dolarlık pozisyon açtığında bile, fiyat zıplamıyor. Bu da özellikle büyük işlemler yapan veya yüksek kaldıraç kullananlar için ciddi bir avantaj. Adeta merkezi borsalarda işlem yapıyormuş hissi yaratıyor.Zincirler arası ticareti tek yerden yapabilmekMYX, farklı blockchainlerdeki varlıkları tek bir platformda toplama konusunda oldukça başarılı. Örneğin Ethereum ağındaki ETH ya da Solana’daki SOL varlıklarını getirip MYX’e teminat olarak koyabiliyorsun. Üstelik köprüleme, aktarma derdiyle uğraşmadan. Böylece hangi ağda neyin olduğuyla vakit kaybetmeden işlem yapmak mümkün oluyor. Bu özellik hem zaman kazandırıyor hem de işlem verimliliğini artırıyor.Gas’siz ve rahat işlem deneyimiMYX, kullanıcıların işlem yapmak için ağ token’ı (ETH, BNB gibi) bulundurmasını zorunlu kılmıyor. İşlem ücretleri arkada çalışan bir sistem (relay) tarafından karşılanıyor. Kullanıcı da dilerse bu ücreti sonradan başka bir varlıkla ödüyor. Özellikle yeni başlayanlar için bu sistem ciddi kolaylık sağlıyor. Ayrıca platformun 7/24 açık olması sayesinde, gece gündüz fark etmeksizin her an işlem yapılabiliyor.Likidite sağlayarak gelir elde etmekMYX’te sadece al-sat yapmak zorunda değilsin. Varlıklarını belirli işlem çiftlerinin likidite havuzlarına yatırarak pasif gelir de elde edebilirsin. Bu işlemi yapanlara MLP token veriliyor. Yani adeta havuzun bir hissedarı gibi oluyorsun. Karşılığında, yapılan işlemlerden alınan ücretlerin %40’ı ve fonlama ücretlerinin bir kısmı sana gelir olarak yansıyor. Ayrıca havuzdaki kazanç-zarar dağılımından da pay alabiliyorsun. Dengeli bir piyasa ortamında LP (likidite sağlayıcı) olmanın riski oldukça düşük.Kaldıraçlı hedge ve arbitraj fırsatlarıPerpetual işlemler sayesinde yatırımcılar sadece yükselişe değil, düşüşe de oynayabiliyor. Örneğin, cüzdanında BTC tutuyorsan ama düşüş bekliyorsan MYX’te short açarak kendini koruyabilirsin. Ya da farklı borsalardaki fiyat farklarını değerlendirip arbitraj yapabilirsin. MYX’in düşük işlem maliyeti ve hızlı yapısı, bu stratejileri uygulamayı oldukça kolaylaştırıyor.MYX token ekonomisi: Dağılımı, kullanımı ve potansiyeliArz ve dağılımMYX token’ın toplam arzı 1 milyar adet ile sınırlı. Yani sonradan yeni token basılmıyor. Bu da uzun vadede arzın sabit kalacağı anlamına geliyor. Dağılım planı şöyle: Whitepaper'daki coin dağılımı Bu modelle hem projenin büyümesi hem de erken destekçilerin katkısı dengelenmeye çalışılmış. Ancak bazı dönemlerde gerçekleşen kilit açılımlar (örneğin Eylül 2025’teki 39 milyon token) fiyatta dalgalanmalara neden olabiliyor. Bu yüzden token arz takvimi dikkatle takip edilmeli.DAO sistemiMYX token sadece işlem ücretinde indirim sağlamıyor. Aynı zamanda bir yönetişim (governance) aracı. Yani elinde MYX token tutuyorsan, platformla ilgili önemli kararlarda oy kullanabiliyorsun. Örneğin bir işlem çiftinin kaldırılması, ücret oranlarının değiştirilmesi ya da yeni özelliklerin eklenmesi gibi kararlar topluluğa sorulabiliyor. MYX, zamanla bir DAO (merkeziyetsiz otonom organizasyon) yapısına dönüşerek kararları topluluğun eline bırakmayı hedefliyor.Staking ile gelir ortaklığıMYX token’ın bir diğer güçlü yönü de staking özelliği. Token’larını stake eden kullanıcılar, platformda yapılan işlemlerden elde edilen gelirlerin belirli bir kısmını ödül olarak alıyor. Yani işlem hacmi arttıkça, stake edenlerin kazancı da artıyor. Ayrıca VIP kullanıcı sistemi sayesinde, cüzdanında belirli miktarda MYX tutanlar işlem ücretlerinde ciddi indirimler alabiliyor. Sadece 10 MYX ile bile %70’e varan indirimler mümkün.Değer koruma ve rezerv fonuMYX, olası piyasa dengesizliklerine karşı kendini güvenceye almayı da unutmamış. Likidite havuzlarında yaşanabilecek potansiyel zararları telafi edebilmek için bir Risk Rezerv Fonu ayrılmış. Platform başarılı oldukça, elde edilen ücretlerin bir kısmı bu fona aktarılıyor. Böylece beklenmedik durumlarda kullanıcı fonlarını korumak mümkün oluyor. Şu anda aktif bir token yakım mekanizması yok ama topluluk ileride bu konuda karar alabilir. Örneğin, işlem gelirlerinin bir kısmı ile MYX geri alımı ve yakımı yapılabilir.MYX’in Kurucuları Kim?MYX Finance’in kurucusu ve CEO’su Mark Zhang (diğer adıyla Yihao Zhang), kripto dünyasında hiç de yabancı biri değil. Daha önce dünyadaki en büyük üç kripto borsasından birinde üst düzey teknik görevlerde yer almış. Özellikle trade sistemlerinin mimarisi konusunda ciddi bir uzmanlığa sahip. Bu deneyimini şimdi DeFi alanına taşımış ve MYX’in “sıfır kayma” sağlayan MPM altyapısını kurgulamış.Ekip sadece onunla sınırlı değil tabii. MYX’in teknik kadrosunda farklı blockchain projelerinde çalışmış yazılımcılar, mühendisler ve “quant trader” geçmişine sahip piyasa yapıcılar bulunuyor. Yani hem teknik hem de finansal altyapısı sağlam bir kadro söz konusu.Bir projeye kimler yatırım yapıyor, kimlerle iş birliği içinde yürütülüyor diye bakmak da önemli. MYX bu konuda da güçlü. Erken aşamada yatırım alan fonlar arasında Sequoia China (şimdiki adıyla HongShan), ConsenSys Mesh, Hack VC, Redpoint ve Cypher Capital gibi sektörün önde gelen isimleri var. Bu sayede MYX sadece finansal olarak değil, aynı zamanda stratejik ortaklıklar açısından da sağlam adımlarla ilerlemiş.Teknoloji tarafında da ciddi iş birlikleri mevcut. Pyth Network oracle altyapısını sağlarken, zincirler arası köprüleme konusunda Across ile entegre çalışıyorlar. Ayrıca donanım cüzdanlar, Web3 cüzdanları ve portföy takip araçları gibi birçok farklı uygulamayla da uyumlu hâle gelmiş durumda.Mark Zhang liderliğindeki MYX ekibi, “DeFi’yi gerçekten kullanılabilir ve kullanıcı dostu hâle getirelim” fikriyle yola çıkmış. Merkezi borsalardaki hız ve pratikliği alıp, onu zincir üstü güvenlik ve şeffaflıkla birleştirmek istiyorlar. Bu da her kararlarında kendini gösteriyor.Ekip, özellikle hız, ölçeklenebilirlik ve güvenlik konularına çok önem veriyor. Bu yüzden platformda kullanıcıları koruyacak sistemler geliştirilmiş. Örneğin, piyasada dengesizlik oluştuğunda otomatik olarak devreye giren Auto-Deleveraging (ADL) gibi mekanizmalar hazır.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, MYX Finance hakkında sıkça sorulan bazı sorular ve cevaplarına ulaşabilirsiniz:MYX Finance nedir?: MYX Finance, 50x kaldıraçlı perpetual işlemler sunan merkeziyetsiz bir borsa. MPM sistemi sayesinde slippage’i sıfıra yakın tutar ve kullanıcıların zincir üstü, düşük maliyetli trade yapmasına olanak tanır.MYX ne işe yarar?: MYX, kripto türev işlemlerini zincir üzerine taşır. Gas’siz, çoklu ağ destekli ve çapraz teminatlı yapısıyla hem profesyonel trader’lara hem de pasif gelir arayan kullanıcılara hizmet verir.MYX ile GMX veya dYdX arasındaki fark ne?: MYX, MPM sistemiyle sıfıra yakın slippage sunar. GMX AMM, dYdX ise order book kullanır. Ayrıca MYX çoklu ağ desteği ve gas’siz işlem avantajına sahip.MYX token’ın toplam arzı ve dağılımı nasıl?: Toplam arz 1 milyar. %40 ekosistem, %20 ekip, %17,5 yatırımcılar, %14,7 airdrop, kalanı likidite, topluluk ve rezervlere ayrıldı. Arz sabit, ek basım yok.MYX hangi ağlarda çalışıyor?: Arbitrum, Linea ve BNB Chain’de aktif. Teminat olarak Ethereum, Solana ve 20+ ağdan varlık kabul ediyor. MYX token BEP-20 standardında, köprülenebilir.Platform güvenli mi?: Evet. Akıllı kontratlar denetlenmiş, risk rezervi ve ADL gibi güvenlik sistemleri var. Yine de kaldıraçlı işlemler yüksek risk içerir; dikkatli kullanılmalı.Yeni başlayanlar için uygun mu?: Platform kullanıcı dostu ama kaldıraçlı işlemler deneyim ister. Başlamak isteyenler önce düşük riskli denemeler yapmalı. Rehberleri incelemek faydalı olur.MYX ve merkeziyetsiz türev borsalar ekosistemi hakkında en güncel analizleri, araçları ve rehberleri JR Kripto Rehber serisinde bulabilirsiniz.

·
7 Kas 2025
MYX Finance (MYX) Nedir?

Binance, MANA ve EGLD Vadeli İşlemlerini Kaldırıyor: İşte Detaylar

Kripto borsası devi Binance, COIN-M vadeli işlem ürünleri arasında yer alan MANAUSD ve EGLDUSD perpetual (süresiz) kontratlarını 13 Kasım 2025 tarihinde kaldıracağını duyurdu. Açıklamaya göre, tüm açık pozisyonlar bu tarihte otomatik olarak kapatılacak ve söz konusu sözleşmeler delist edilecek.Binance’in resmi duyurusuna göre, kullanıcıların 13 Kasım TSİ 12:00 itibarıyla bu kontratlardaki işlemleri sonlandırılacak. Delist işlemi tamamlandığında COIN-M MANAUSD ve EGLDUSD sözleşmeleri platformdan tamamen kaldırılacak.Borsa, yatırımcılara bu tarih öncesinde açık pozisyonlarını manuel olarak kapatmaları yönünde uyarıda bulundu. 13 Kasım TSİ 11:30 itibarıyla bu sözleşmelerde yeni pozisyon açmak da mümkün olmayacak.Otomatik tasfiye süreci ve risk uyarısıBinance, delist süreci öncesindeki son bir saat içinde Futures Sigorta Fonu’nun tasfiyeleri desteklemeyeceğini belirtti. Bu zaman diliminde gerçekleşen tasfiyeler, “Immediate or Cancel Order” (IOCO) olarak adlandırılan tek bir işlemde piyasaya aktarılacak. IOCO emrinin ardından hesabındaki bakiye, gerekli bakım marjını karşılamaya yeten kullanıcıların tasfiyesi durdurulacak. Ancak bakiye yetersiz kalırsa, kalan pozisyonlar Auto-Deleveraging (ADL) mekanizmasıyla otomatik olarak kapatılacak.Binance, bu sürecin yoğun volatilite ve düşük likidite dönemine denk gelebileceğini, kullanıcıların pozisyonlarını aktif şekilde takip etmeleri gerektiğini vurguladı. Özellikle COIN-M kontratlarının vadeli işlem piyasasında kaldıraçla işlem gören ürünler olması, ani fiyat dalgalanmalarında riskleri artırıyor.Ek koruma önlemleri uygulanabilirBorsa, aşırı volatil piyasa koşullarında yatırımcıları korumak amacıyla ek tedbirler alabileceğini de belirtti. Bunlar arasında maksimum kaldıraç oranının, pozisyon büyüklüklerinin ve bakım marjlarının güncellenmesi, fonlama oranlarının (faiz, prim ve üst limit) ayarlanması, fiyat endeksinde kullanılan varlıkların değiştirilmesi ve “Last Price Protected” mekanizmasının devreye alınması gibi önlemler yer alıyor.MANA ve EGLD fiyatları nasıl etkilenebilir?Genellikle Binance’in vadeli işlem ürünlerinden kaldırılan varlıklarda kısa vadeli fiyat volatilite gözlemlenebiliyor. MANA (Decentraland) ve EGLD (MultiversX) toplulukları, bu duyurunun ardından kısa süreli hacim düşüşüyle karşılaşabilir. Ancak bu karar, spot piyasalardaki işlemleri doğrudan etkilemeyecek; yalnızca COIN-M (coin teminatlı) vadeli işlemler kısmını kapsıyor. Binance, son aylarda platformunda düşük işlem hacmine sahip veya teknik olarak yeniden yapılandırılması gereken bazı vadeli işlem çiftlerini periyodik olarak kaldırıyor. Bu hamle, likidite yönetimini iyileştirmek ve piyasa istikrarını korumak amacıyla sıkça başvurulan bir yöntem olarak öne çıkıyor.Kısacası, 13 Kasım 2025 itibarıyla Binance Futures’ta MANAUSD ve EGLDUSD COIN-M kontratları sona erecek. Kullanıcıların bu tarihten önce pozisyonlarını kapatmaları, otomatik tasfiyelerden kaynaklanabilecek kayıpları önlemeleri açısından önem taşıyor.Yazım sırasında MANA yüzde 2'lik bir yükseliş ile 0.21582161 dolardan, EGLD yüzde 8 yükseliş ile 9.07 dolardan el değiştiriyor.

·
7 Kas 2025
Binance, MANA ve EGLD Vadeli İşlemlerini Kaldırıyor: İşte Detaylar

Japonya Düzenleyicisinden Dev Bankaların Stablecoin Projesine Onay

Japonya finans dünyasında dikkat çekici bir adım daha geldi. Ülkenin mali düzenleyicisi Financial Services Agency (FSA), Mizuho, MUFG ve SMBC gibi üç büyük bankanın yürüttüğü ortak stablecoin projesine resmi destek verdi. Japonya düzenleyicisi FSA’dan stablecoin girişimi hakkında açıklamaJaponya’da ödeme sistemlerinde köklü bir dönüşümün habercisi olabilecek önemli bir adım atıldı. Ülkenin finansal düzenleyicisi olan Financial Services Agency (FSA), üç büyük banka grubunun ortaklaşa yürüteceği stablecoin pilot projesine resmi destek verdiğini duyurdu. Bu proje, Japonya’nın uzun süredir hedeflediği blockchain tabanlı ödeme altyapısına geçişte bir dönüm noktası olarak görülüyor.FSA tarafından yapılan açıklamada, pilot çalışmanın Mizuho Bank, MUFG Bank ve Sumitomo Mitsui Banking Corporation (SMBC) arasında yürütüleceği belirtildi. Bu bankalar, Japon finans sisteminin en güçlü aktörleri arasında yer alıyor. Proje kapsamında, bu üç bankacılık grubunun birlikte çıkaracağı stablecoinler Japon yasaları gereği “elektronik ödeme aracı” sınıfında değerlendirilecek. Böylece, bu dijital varlıkların hem yasal çerçeveye hem de operasyonel gerekliliklere uygun biçimde kullanımı test edilecek.Pilot proje, FSA’nın yeni başlattığı “Payment Innovation Project” (PIP) adlı girişimin ilk adımı konumunda. PIP, kurumun 2017’den bu yana faaliyet gösteren FinTech Proof-of-Concept Hub programı altında yürütülüyor ve finansal inovasyonların kontrollü ortamda test edilmesini sağlıyor. Bu kapsamda, blockchain teknolojisinin ödeme sistemlerine entegrasyonu, yasal uyumluluk ve kullanıcı güvenliği gibi alanlar değerlendirilecek.Projede bankalar dışında özel sektör temsilcileri de yer alıyor. Mitsubishi Corporation, teknolojik altyapı ortağı olarak katkı sunarken; dijital token altyapısını geliştiren Progmat Inc. ve güvenli saklama işlemlerini yürütecek Mitsubishi UFJ Trust and Banking Corporation da konsorsiyumda bulunuyor. Pilotun Kasım 2025 itibarıyla başlayacağı açıklandı. Deneme süreci boyunca sistemin yasal olarak “uygun ve uygulanabilir” olup olmadığı, kullanıcı güvenliği ve işlem verimliliği gibi başlıklarda detaylı incelemeler yapılacak. FSA, proje tamamlandıktan sonra elde edilen sonuçların kamuya açık bir raporla paylaşılacağını belirtti.Japonya, geleneksel olarak nakit ve kredi kartı kullanımının yüksek olduğu bir ülke. Ancak hükümet ve finans otoriteleri son yıllarda dijital ödemelere geçişi hızlandırmak için ciddi adımlar atıyor. Bu stablecoin pilotu da bu değişimin merkezinde yer alıyor. Zira stablecoinler, hem hızlı hem düşük maliyetli transfer imkânı sunarak finansal sistemin verimliliğini artırabilir.Şu anda, en büyük stablecoinleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz: Yine de bu dönüşümün önünde bazı zorluklar var. Stablecoinlerin yasal çerçeveye oturtulması, rezerv yönetimi, siber güvenlik ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekiyor. Ayrıca, bankalar arası fon transferlerinde dijital token’ların kullanımı, mevcut finansal sistemin işleyişini yeniden şekillendirebilir. Bu da hem düzenleyiciler hem bankalar için yeni sorumluluk alanları yaratıyor.

·
7 Kas 2025
Japonya Düzenleyicisinden Dev Bankaların Stablecoin Projesine Onay

TON Yorum ve Fiyat Analizi - 6 Kasım 2025

TON/USDT Teknik AnaliziTON 4 saatlik grafikte sert düşüş sonrası 1.89 desteğinden aldığı tepkiyle kısa vadeli bir toparlanma hareketi sergiliyor. Güncel fiyat 1.96 seviyesinde ve fiyat, Fibonacci düzeltme seviyelerine göre geri çekilme potansiyeli taşıyan bölgelere yaklaşmakta.Yukarı yönlü hareketlerde ilk hedef bölgesi 2.06 – 2.12 bandı olarak öne çıkıyor. Bu bölge hem önceki yatay direnç alanı hem de Fibonacci 0,50 – 0,618 düzeltme aralığına denk geliyor. Dolayısıyla bu seviyelerde satış baskısının artması muhtemel.Kırılım gelmesi halinde 2.15 üzeri günlük kapanışlar, toparlanmanın 2.22 seviyesine kadar devam etmesini sağlayabilir.Aşağı yönlü senaryoda 1.90 – 1.89 aralığı kısa vadeli ana destek bölgesi. Bu bölge, son düşüşte güçlü tepki alınan alan olması nedeniyle trend açısından oldukça kritik. Altına sarkması halinde 1.84 seviyesine kadar geri çekilme riski gündeme gelebilir. TON Güncel Fibonacci Seviyeleri ÖzetTON Fibonacci dirençlerine yaklaşan bir tepki yükselişi içinde.2.12 – 2.15 bölgesi, kısa vadede geri çekilme riski yüksek alan.1.89 desteği korunursa yapı pozitif kalabilir.Kırılım senaryosunda hedef 2.22 seviyeleri.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

·
6 Kas 2025
TON Yorum ve Fiyat Analizi - 6 Kasım 2025

MemeCore (M) Nedir?

MemeCore (M), internet esprisinin canlı enerjisini doğrudan ekosisteme taşıyor ve meme coin’lere adanmış bir Layer-1 ağ olarak öne çıkıyor. MemeCore, meme toplulukları için özel tasarlanmış bir altyapı sunuyor; kısa ömürlü spekülasyon döngülerini kırmayı, bu kültürü daha sürdürülebilir bir değere dönüştürmeyi hedefliyor. Hadi, MemeCore’un neler sunduğuna ve meme ekonomisini nasıl dönüştürdüğüne birlikte bakalım.MemeCore’un Tanımı ve Ortaya ÇıkışıMemeCore, içerik üreticilerini ve toplulukları Meme’ler ve DApp’ler aracılığıyla bir araya getiren, meme coin’lere özel bir Katman-1 blockchain ağı olarak öne çıkıyor. EVM uyumluluğu sayesinde Ethereum tabanlı uygulamalarla doğrudan çalışabiliyor. MemeCore’un amacı, meme toplulukları için blockchain ekosisteminde tam anlamıyla bir “oyun alanı” yaratmak. Genel amaçlı ağların aksine tamamen meme kültürüne odaklanıyor; yüksek performans, düşük işlem ücretleri ve özel teşviklerle adeta “memelere ait bir krallık” inşa etmeyi hedefliyor.MemeCore’un doğuşu, 2020’lerin ortasında yaşanan meme coin patlamasıyla doğrudan bağlantılı. Özellikle 2024 yılı, bu piyasanın adeta patlama yaptığı dönem oldu: meme coin’lerin toplam piyasa değeri 2023’teki 20 milyar dolardan 2024’te 140 milyar dolara yükselerek yaklaşık %600 büyüdü. Bu dönemde en az sekiz meme coin, piyasa değeriyle ilk 100 kripto para arasına girdi. Solana ağı, yüksek hızı ve düşük ücretleri sayesinde meme coin projelerinin gözdesi haline geldi.Ancak bu büyümenin arkasında büyük bir sorun vardı: yapılan araştırmalar, meme coin projelerinin %97’sinin ilk bir yıl içinde başarısız olduğunu gösteriyordu. Birçoğu yalnızca birkaç gün süren, “pump-dump” türü kısa vadeli spekülasyon projelerinden ibaretti. Yani meme coin’ler toplulukların ilgisini çekiyor, ancak kalıcı bir değer yaratamadan hızla sönüp gidiyordu.MemeCore, işte tam da bu soruna çözüm getirmek için 2025’in başlarında hayata geçirildi. Kurucu ekip, meme coin çılgınlığını sürdürülebilir bir topluluk ekonomisine dönüştürmek istedi. 12 Şubat 2025’te ana ağı (mainnet) kullanıma açılan MemeCore, kendi özgün konsensüs modeli olan Proof of Meme (PoM) sistemiyle klasik teşvik yapısını yeniden tanımladı. Bu modelde kullanıcılar, farklı zincirlerdeki meme coin’lerini kullanarak MemeCore ağının güvenliğine katkı sağlıyor ve karşılığında ödüller kazanıyor. Böylece MemeCore, meme coin’leri sadece “şaka token’ları” olmaktan çıkarıp, kültürel katılımın gerçek değere dönüştüğü yeni bir blockchain düzeni kurmayı hedefliyor.MemeCore’un Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıBir blockchain projesini anlamanın en iyi yolu, onun nasıl geliştiğine bakmaktır. 2024’te atılan ilk adımlardan 2025’teki büyük lansmanlara kadar her aşamayı aşağıdaki şekilde görebilirsiniz:2024 - Konsept ve test süreciMeme coin ekosistemindeki boşluğu fark eden ekip, 2024 boyunca MemeCore’un temel konseptini ve teknik mimarisini geliştirmeye odaklandı. Bu dönemde Proof of Meme (PoM) konsensüsünün ilk testnet denemeleri yapıldı ve topluluktan değerli geri bildirimler toplandı. Erken aşamada gelen bu geri dönüşler, projenin yönünü belirlemede kilit rol oynadı.12 Şubat 2025 - Mainnet lansmanıUzun test sürecinin ardından MemeCore, 12 Şubat 2025’te ana ağını (mainnet) resmen başlattı. Bu, memecoin’lere özel ilk bağımsız Katman-1 blockchain ağının doğuşuydu. Lansmanla birlikte EVM uyumluluğu da devreye alındı; böylece Ethereum ekosistemindeki DApp’ler MemeCore ağına kolayca entegre olabildi.27 Mart 2025 - Stratejik yatırım turuMainnet’in ardından gelen en önemli gelişme, projenin sektördeki güçlü fonlardan yatırım alması oldu. MemeCore ekibi, IBC Group, Waterdrip Capital, Catcher VC, K300 Ventures, AC Capital ve WAGMI Ventures gibi önde gelen yatırımcılardan stratejik destek aldı. Tutar açıklanmasa da, bu isimlerin dahil olması MemeCore’un vizyonuna duyulan güvenin açık bir göstergesiydi. CEO Jun Ahn, bu yatırımın “meme topluluğu için merkeziyetsiz bir oyun alanı kurma” hedeflerini daha da hızlandırdığını vurguladı.İlk ekosistem iş birlikleri (ilkbahar 2025)Yatırım turunun ardından ekip, altyapıyı güçlendirecek iş birliklerine yöneldi. NEO blockchain ile kurulan ortaklık, PoM konsensüsünün çapraz-zincir işlevlerini genişletmeyi amaçladı. Aynı dönemde PrestoLabs ile regülasyon ve sermaye desteği anlaşmaları yapıldı. Ayrıca Meson Free Bridge entegrasyonu sayesinde $M token’ı BNB Chain ağına taşınabilir hâle geldi. Bu adımlar, MemeCore’un “tek zincirli” bir proje olmaktan çıkıp çok-zincirli bir ekosisteme evrilmesinde önemli rol oynadı.3 Temmuz 2025 - Borsa listelemeleriMemeCore’un yerel token’ı $M, 3 Temmuz 2025’te aynı anda birden fazla merkezi borsada listelendi. Binance (Innovation Zone), Kraken, Bitget, BingX, HTX (Huobi), MEXC ve HashKey gibi büyük platformlarda işlem görmeye başladı. Listelemenin ilk gününde işlem hacimleri milyon dolarları buldu – örneğin Bitget’te 24 saatte 10,2 milyon $, MEXC’de 3,2 milyon $. Bu adım, MemeCore’un küresel yatırımcı kitlesine açılmasında dönüm noktası oldu.Yaz 2025 - Topluluk kampanyaları ve büyümeHaziran-Temmuz 2025 döneminde MemeCore, mizahı ve topluluk enerjisini harmanlayan “Proof-of-Shit” adlı eğlenceli bir kampanya başlattı. Kaito platformu ortaklığıyla yürütülen bu etkinlik, kısa sürede viral oldu ve Kaito’nun etkileşim listelerinde zirveye çıktı. Katılımcılara toplam 700 bin dolar ödül dağıtıldı. Ekip ayrıca Token2049 Dubai ve Korea Blockchain Week (KBW) gibi büyük etkinliklerde sahne alarak projenin küresel görünürlüğünü artırdı.Sonbahar 2025 - Ekosistem genişleme ve yeni ortaklıklarEylül 2025’te yayımlanan resmi bilgilere göre MemeCore, meme coin piyasasındaki volatilite ve kısa ömür sorununu çözmeye yönelik altyapısını tamamladı. Aynı dönemde Klein Labs’tan stratejik bir yatırım aldı. Bu gelişmelerin etkisiyle $M token Ağustos 2025 sonunda 1,15 dolara ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı – listeleme fiyatına göre yaklaşık %2400 artış anlamına geliyordu.Kasım 2025 itibariyle M coin fiyatı 2.42 dolar seviyesinde. MemeCore Neden Önemli?MemeCore’un önemini anlamak için birçok faktöre bakmak gerekiyor.Meme ekosistemine özel altyapıMemeCore’un en dikkat çekici yönü, tamamen dikey uzmanlaşma odaklı bir blockchain olarak tasarlanması. Ethereum veya Solana gibi genel amaçlı ağlar meme coin’lere ev sahipliği yapabiliyor, ancak MemeCore yalnızca memelere adanmış ilk Katman-1 blockchain olmasıyla ayrışıyor. Bu yaklaşım sayesinde ağ, performans optimizasyonu, düşük işlem ücretleri ve topluluk merkezli araçlar konusunda genel amaçlı zincirleri geride bırakmayı hedefliyor. Sürdürülebilirlik ve topluluk teşvikiKlasik meme coin’ler genellikle kısa ömürlü bir espri veya spekülasyon dalgası olarak ortaya çıkıyor, sonra da hızla unutuluyor. MemeCore ise bu döngüyü kırmak için geliştirildi. Proof of Meme (PoM) mekanizması sayesinde topluluk katılımı ve kültürel üretim doğrudan ödüllendiriliyor. Bu, sadece geliştiricilerin ya da erken yatırımcıların değil; o memeyi paylaşan, üreten veya popülerleştiren herkesin ödül havuzundan pay alabileceği anlamına geliyor.Bu model, günümüzün “dikkat ekonomisi” kavramını blockchain üzerinde somut bir değere dönüştürüyor. Örneğin, MemeCore’da her yeni çıkarılan meme token için oluşturulan Meme Vault, o projenin devamlılığı için bir ödül havuzu işlevi görüyor. Topluluk etkileşimi arttıkça bu havuzdan yapılan dağıtımlar da artıyor. Böylece proje sadece fiyat spekülasyonu üzerinden değil, topluluk katılımı üzerinden yaşam döngüsünü sürdürebiliyor.Kültürel değeri ölçme ve ödüllendirmeMemeCore’un bir diğer yeniliği, bir meme’in kültürel etkisini ölçüp buna göre ödül dağıtabilmesi. PoM konsensüsü, bir meme coin’in etrafındaki sosyal medya etkileşimini, zincir üstü aktiviteyi ve hatta belirli yapay zekâ göstergelerini analiz ederek, o memenin ne kadar “viral” olduğunu ölçüyor. Böylece blok ödülleri sadece stake miktarına göre değil, kültürel katkı düzeyine göre de belirleniyor.Bu sistemin özü şu: “Hangi meme daha çok ses getirdiyse, o kadar fazla ödül kazanır.” Bu, kısa vadeli fiyat manipülasyonlarını caydırırken, uzun vadeli topluluk bağlılığını teşvik ediyor. Ekosistem ve birlikte çalışabilirlikMemeCore, EVM uyumlu yapısıyla Ethereum tabanlı akıllı sözleşmelerle tam uyum içinde çalışıyor. Bu da geliştiriciler için büyük kolaylık sağlıyor; halihazırda Ethereum üzerinde çalışan DApp’ler, MemeCore’a hızlıca taşınabiliyor. MemeCore ekosistemi. Ayrıca proje, çapraz-zincir etkileşimini merkeze alan bir yapıya sahip. BNB Chain ile kurulan köprü ve NEO ağıyla yürütülen teknik işbirliği, MemeCore’un farklı blockchain’leri birleştiren bir merkez olma yolunda ilerlediğini gösteriyor. Pazarda yarattığı heyecanMemeCore, kısa sürede hem yatırımcıların hem de toplulukların ilgisini çekmeyi başardı. $M token’ının büyük borsalarda listelenmesi ve hızlı fiyat performansı, sektördeki güvenin somut bir göstergesi oldu.Ancak asıl heyecanı yaratan, MemeCore’un üzerine inşa edilen ilk uygulamalardan MemeX oldu. Bu sosyal platform, kullanıcıların sadece bir gönderi paylaşarak kendi meme token’larını çıkarabilmesini sağladı. MemeX’teki ilk 10 token’ın değeri kısa sürede %8000’in üzerinde arttı, toplam kullanıcı sayısı ise 190 bini geçti.MemeCore’un token ekonomisiMemeCore’u benzersiz kılan en önemli unsur, klasik Proof of Stake (PoS) yapısına yaratıcı bir dokunuş getiren Proof of Meme (PoM) konsensüs mekanizması. Bu model, ağ güvenliğini yalnızca $M token’larıyla değil, farklı zincirlerdeki meme coin’lerin katılımıyla da sağlıyor.Konsensüs mekanizması: Proof of Meme (PoM)PoM, kullanıcıların hem $M hem de seçili meme coin’lerini stake ederek ağa katkı sunmalarına olanak tanır. En az 7 milyon $M stake eden node’lar validator olabilir. Ağ, yaklaşık 70 saniyede bir en yüksek stake’e sahip ilk yedi doğrulayıcıyı seçer ve dinamik biçimde günceller. Proof-of-Meme konseptinin şeması. PoM’un farkı, MemeWhiteList aracılığıyla Dogecoin (DOGE), Shiba Inu (SHIB) gibi popüler meme coin’lerin de delegasyonla stake edilebilmesidir. Böylece farklı topluluklar tek bir çatı altında birleşir; MemeCore, çok zincirli bir güvenlik ve teşvik ağına dönüşür.Çift ödüllü sistem (Dual Rewards)Her blok üretiminde hem $M hem de delege edilen meme coin’lerden ödül dağıtılır.Blok ödüllerinin %99’u aktif doğrulayıcılar arasında eşit paylaşılır, %1 bonus bloğu üreten doğrulayıcıya verilir.Doğrulayıcıların kazandığı ödüllerin %24’ü, meme coin delegatörlerine dağıtılır (ödüllerin %15’i komisyon olarak doğrulayıcıya döner).%75’lik kısım, $M delegatörlerine gider ve kazançlarının %10’u doğrulayıcıya komisyon olarak aktarılır.Bu modelde hem $M sahipleri hem de farklı meme coin toplulukları ağa katkı sunarak ödül kazanır.Meme Vault MekanizmasıHer yeni meme coin çıkarıldığında, toplam arzının %5’i otomatik olarak “vault” kontratına kilitlenir. Bu fon, 1.000 gün boyunca topluluğa kademeli şekilde dağıtılır. Meme Vault, projelere sürdürülebilir bir teşvik kaynağı sağlarken, topluluğun da uzun vadeli etkileşimle ödül almasını mümkün kılar.$M token ekonomisi$M, toplam 10 milyar arzla sınırlıdır. 2025 Eylül itibarıyla dolaşımdaki miktar yaklaşık 1,03 milyar $M’dir. Dağılım, topluluk odaklı olacak şekilde tasarlandı:%58 topluluk teşvikleri (PoM, ekosistem ödülleri)%15 vakıf ve ekip%13 çekirdek katkıcılar%12 yatırımcılar%2 MemeCore hazinesiAyrıca ağ üzerindeki işlem ücretlerinin bir kısmı yakılarak deflasyonist etki yaratılır. Stake kilitleri de dolaşımdaki arzı azaltarak $M’nin uzun vadeli değerini destekler.MemeCore, EVM uyumlu yapısıyla Ethereum’un güvenlik modelinden faydalanır. Erken aşamada yalnızca 7 aktif doğrulayıcı ile yüksek performans hedeflenirken, uzun vadede validator sayısının artırılması planlanıyor. Böylece hem hız hem de merkezsizlik dengesi korunmuş oluyor.MemeCore’un Kullanım AlanlarıMemeCore, yalnızca teorik bir blockchain değil; aktif uygulamalar ve topluluk odaklı projelerle hızla büyüyen bir ekosistem. Aşağıda, MemeCore üzerine inşa edilen başlıca kullanım alanlarını ve projeleri bulabilirsiniz:Sosyal token platformu: MemeXMemeCore’un ilk ve en popüler uygulaması olan MemeX, sosyal medya etkileşimini blockchain ile birleştiriyor. Kullanıcılar tıpkı bir gönderi paylaşır gibi kendi meme token’larını çıkarabiliyor. “Bonding curve” mekanizması sayesinde, içerik ne kadar popüler olursa token fiyatı da talebe göre artıyor. Ayrıca sponsorluklar, liderlik tabloları ve etkileşim ödülleriyle kullanıcılar topluluk içinde öne çıkabiliyor. Beta aşamasında olmasına rağmen MemeX, kısa sürede 190 binden fazla kullanıcıya ulaşarak ekosistemin amiral gemisi konumuna geldi. Kolay token ve NFT üretimi: PUPAPUPA, kodlama bilgisi olmadan birkaç saniyede MRC-20 token veya NFT oluşturmayı sağlayan basit bir araç. Şu anda testnet aşamasında olsa da, kullanıcıların fikirlerini hızla blockchain’e taşıyabilmesini kolaylaştırıyor. Bu özellik, özellikle yaratıcı topluluklar için “hızlı üretim – hızlı test” kültürünü destekliyor.Merkeziyetsiz borsa: EveryswapEkosistemin likidite altyapısını oluşturan Everyswap, Uniswap v3 benzeri bir AMM (otomatik piyasa yapıcı) modeline dayanıyor. Kullanıcılar burada token alım-satımı yapabiliyor, havuzlara likidite sağlayarak işlem ücretlerinden pay alabiliyor. Popüler çiftlerden $M/USDT yüksek işlem hacmine sahip. Stake ve delegasyon platformu: MemeCore StakeMemeCore Stake, PoM mekanizmasının pratik yansıması. Kullanıcılar ellerindeki meme coin veya $M token’larını listelenen doğrulayıcılara delege ederek getiri elde edebiliyor. Platformda komisyon oranları, APY ve toplam stake bilgileri şeffaf şekilde görüntüleniyor. Bu sayede yatırımcılar hem pasif gelir elde ediyor hem de ağ güvenliğine katkı sağlıyor.Veri ve altyapı hizmetleri: MemeCoreScan & SQDEkosistemin teknik bel kemiğini oluşturan MemeCoreScan, zincir üzerindeki tüm işlemleri ve sözleşmeleri izleme imkânı sunuyor. Buna ek olarak, SQD adlı merkeziyetsiz veri altyapısı, 100’den fazla blockchain’den veri çekerek geliştiricilere hızlı ve uygun maliyetli erişim sağlıyor. Bu yapı, MemeCore üzerinde geliştirilen DApp’lerin ölçeklenebilirliğini ve veri şeffaflığını artırıyor.Oyun ve eğlence uygulamalarıMeme kültürü eğlenceyle iç içe olduğu için MemeCore, GameFi ve topluluk temelli mini oyun projelerine de ev sahipliği yapıyor. Örneğin Memes.War, Telegram tabanlı bir “play-to-airdrop” oyunu olarak kullanıcıların meme tabanlı oyunlar oynayarak ödül kazanmalarına olanak tanıyor. Bu tür projeler, MemeCore’un yalnızca finansal değil, eğlenceli bir topluluk deneyimi de sunduğunu gösteriyor.Köprüler ve çoklu ağ desteğiMemeCore, Meson Free Bridge sayesinde BNB Chain ağıyla entegre çalışıyor ve $M token’larının zincirler arası taşınmasına izin veriyor. Gelecekte Ethereum ve Solana gibi ağlarla köprüler kurularak daha geniş bir DeFi etkileşimi hedefleniyor. Bu çoklu ağ desteği, MemeCore’un likidite tabanını genişletirken ekosistemler arası geçişi kolaylaştırıyor.MemeCore’un Kurucusu Kim?MemeCore’un arkasında, blockchain ve kripto sektöründe uzun yıllar deneyim kazanmış, vizyon sahibi bir ekip bulunuyor. Kurucu kadro, hem teknik altyapı hem de iş stratejisi konusunda güçlü bir dengeye sahip. Ekip üyeleri, daha önce farklı Web3 girişimlerinde liderlik yapmış isimlerden oluşuyor.Jun Ahn (Kurucu & CEO): MemeCore’un kurucusu ve CEO’su olan Jun Ahn, blockchain dünyasında tanınan bir girişimci ve yatırımcı. MemeCore’u hayata geçirmeden önce erken aşama Web3 projelerine yatırım yapan 0xLootBox adlı ağı kurdu. Bunun yanı sıra donanım cüzdan devi Ledger ve Asya merkezli bir blockchain girişimi olan Chains.Asia bünyesinde önemli görevler üstlendi. Edindiği bu deneyimlerle Jun Ahn, MemeCore’un vizyonunu “teknolojiyle topluluk kültürünü birleştiren yeni nesil bir blockchain” olarak şekillendiriyor.Cherry Hsu (CBDO – Chief Business Development Officer): MemeCore’un iş geliştirme ve strateji tarafını yöneten Cherry Hsu, bilgisayar bilimleri alanında yüksek lisans derecesine sahip. Oyun geliştirme, IT startup pazarlaması ve Web3 projelerinde 7 yılı aşkın deneyimiyle ekosistemin büyümesinde kilit rol oynuyor. Cherry, MemeCore’un ortaklık ağını genişletmek, stratejik iş birliklerini kurmak ve küresel görünürlüğünü artırmak gibi alanlarda liderlik ediyor.Rudy Rong (CGO – Chief Growth Officer): Projenin büyüme stratejilerinden sorumlu isim olan Rudy Rong, merkeziyetsiz kimlik protokolü Karat DAO’nun eski CEO’su. ABD’de Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde finans eğitimi aldı ve blockchain tabanlı kimlik çözümleri üzerinde çalışarak Web3 alanında önemli tecrübeler kazandı. MemeCore’da topluluk büyümesi, kullanıcı kazanımı ve küresel pazarlama stratejilerinden sorumlu olan Rudy, projenin benimsenmesini artırmak için aktif rol üstleniyor.Bu üç isim dışında MemeCore ekibi, farklı ülkelerden geliştiriciler, tasarımcılar, pazarlama uzmanları ve danışmanlardan oluşan geniş bir kadroya sahip. Ekip, teknik inovasyon kadar topluluk yönetimine de önem veriyor.Ayrıca, IBC Group, Waterdrip Capital, Wagmi Ventures, K300 Ventures ve AC Capital gibi güçlü yatırımcılar da projeye hem finansal hem stratejik destek sağlıyor. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, MemeCore (M) hakkında sıkça sorulan sorular ve cevaplarını bulabilirsiniz:MemeCore’un diğer blockchain’lerden farkı nedir?: MemeCore, yalnızca meme coin’ler ve topluluk odaklı projeler için tasarlanmış ilk Katman-1 blockchain’dir. Ethereum veya Solana gibi genel ağlardan farklı olarak performans, işlem ücreti ve teşvik modeli tamamen memecoin ekosistemine göre optimize edilmiştir. Proof of Meme (PoM) mekanizması sayesinde kullanıcılar kendi meme coin’lerini stake ederek ağı güvenceye alır ve çift ödül kazanır. Ayrıca ekosistem; sosyal platformlar, oyunlar ve yaratıcı araçlarla desteklenerek meme kültürüne özel bir alan sunar.Proof of Meme (PoM) nedir, nasıl çalışır?: PoM, MemeCore’un fikir birliği mekanizmasıdır. Kullanıcılar hem $M token’larını hem de belirli meme coin’leri stake edebilir. En yüksek stake’e sahip doğrulayıcılar blok üretir ve karşılığında hem $M hem de meme token’larla ödüllendirilir. Böylece hem ağ güvenliği sağlanır hem de farklı topluluklar aynı teşvik yapısında buluşur.$M token ne işe yarar?: $M, MemeCore’un yerel token’ıdır ve ağın temel taşıdır. İşlem ücretleri $M ile ödenir, PoM staking sürecinde kullanılır ve yönetişimde oy hakkı sağlar. Ayrıca yeni projelerin teşviklerinde, hibe ve ödül programlarında da $M kullanılır.MemeCore ağına nasıl katılabilirim?: Katılım oldukça esnek. Geliştiriciler PUPA aracıyla yeni token’lar oluşturabilir veya akıllı sözleşmeler deploy edebilir. Yatırımcılar ve kullanıcılar, ellerindeki meme coin veya $M token’larını MemeCore Stake üzerinden doğrulayıcılara delege ederek ödül kazanabilir. Dilerseniz MemeX platformunda içerik üreterek sosyal etkileşim üzerinden de token kazanabilirsiniz.MemeCore bireysel kullanıcılar için uygun mu?: Kesinlikle. MemeCore, büyük proje ekiplerinin yanı sıra bireysel kullanıcılar için de tasarlandı. Kendi meme token’ınızı çıkarabilir, sevdiklerinizin token’larını destekleyebilir ya da sadece $M alarak ekosistemin büyümesinden faydalanabilirsiniz. Kullanıcı dostu arayüzleri sayesinde MemeCore, blockchain dünyasına eğlenceli ve topluluk merkezli bir giriş sunuyor.MemeCore ve benzeri yenilikçi blockchain projeleri hakkında en güncel analizleri, kullanım kılavuzlarını ve rehberleri JR Kripto Rehber serimizde bulabilirsiniz.

·
6 Kas 2025
MemeCore (M) Nedir?

Binance Gözünü Yeni Projelere Dikti: 3 Altcoin İçin Duyuru Yaptı

Dünyanın en büyük kripto para borsası Binance, ekosistemini genişletmeye devam ediyor. Şirket, bugün yaptığı duyurularla iki yeni projeyi Binance Alpha listesine ekledi: $LONG ve $UAI. Ayrıca, $STABLE isimli token için “piyasa öncesi (pre-market)” vadeli işlemlerin başlatılacağını açıkladı. Bu gelişmelerle, yatırımcılara hem erken erişim hem de yüksek riskli fakat potansiyel açıdan dikkat çekici fırsatlar sunuyor.Binance Alpha nedir?Binance Alpha, borsanın erken aşamadaki Web3 projelerini tanıtmak ve kullanıcıların bu tokenlere erkenden erişmesini sağlamak amacıyla oluşturduğu bir platform. Sistem, yatırımcıların resmi listeleme öncesinde proje hakkında bilgi edinmesini, araştırma raporlarına ulaşmasını ve belirli kriterleri karşılayan kullanıcıların erken yatırım yapabilmesini mümkün kılıyor.Alpha listesine alınan projeler genellikle gelişmekte olan, henüz geniş kitlelere ulaşmamış girişimler oluyor. Bu aşamada, likidite sınırlı ve fiyat dalgalanması yüksek olduğu için risk oranı artıyor. Ancak aynı zamanda, başarılı projelerde erken yatırım yapma şansı da yatırımcılar açısından büyük bir avantaj oluşturuyor.Binance, Alpha programını yalnızca yeni tokenleri listelemekle sınırlı tutmuyor. Alpha Points sistemi, kullanıcıların etkileşimlerinden puan kazandığı ve bu puanlarla ilerleyen dönemde ödül veya airdrop avantajı elde edebildiği bir yapı sunuyor. Bu da Alpha ekosistemini yalnızca bir listeleme alanı değil, bir topluluk inisiyatifi hâline getiriyor.$LONG ve $UAI nedir?Binance’in Alpha listesine eklediği $LONG ve $UAI projeleri, erken aşamadaki yenilikçi girişimler olarak öne çıkıyor. $LONG token henüz sınırlı dolaşım arzına sahip; erken yatırımcı kitlesine yönelik geliştirilen bu proje, Web3 tabanlı sosyal ekonomi uygulamalarına altyapı sağlamayı hedefliyor.Diğer yandan $UAI (UnifAI Network), yapay zekâ destekli DeFi çözümlerine odaklanan bir proje. Proje, zincir üstü (on-chain) otonom ajanlar aracılığıyla akıllı sözleşmelerle etkileşime giren yapay zekâ uygulamaları geliştiriyor. UnifAI, kullanıcıların zincir dışı verileri güvenli şekilde analiz etmesini ve sonuçları doğrulanabilir biçimde blockchain’e kaydetmesini amaçlıyor.Binance’in Alpha programına dahil edilmesi, bu projelerin topluluk nezdinde bilinirliğini artırırken, gelecekte olası bir spot listeleme sürecine de zemin hazırlayabilir.$STABLE için “pre-market” vadeli işlemlerGünün üçüncü önemli duyurusu, Binance’in $STABLE tokeni için piyasa öncesi (pre-market) vadeli işlem başlatacağını açıklaması oldu. Pre-market, bir tokenin resmi listeleme öncesinde belirli kullanıcılar için işlem görmeye başlaması anlamına geliyor. Bu özellik, erken fiyat keşfine imkân tanırken, aynı zamanda volatiliteyi de artırıyor.Binance, daha önce de bu sistemi denemiş ve pre-market vadeli kontratlarını, likidite dengeye oturduğunda standart perpetual sözleşmelere dönüştürmüştü. Bu uygulama, kullanıcıların yeni projelere erken erişim sağlarken aşırı fiyat volatilitesine karşı belirli koruma mekanizmalarıyla işlem yapabilmesini hedefliyor.

·
6 Kas 2025
Binance Gözünü Yeni Projelere Dikti: 3 Altcoin İçin Duyuru Yaptı

Trump’tan Kripto Açıklaması: “Savaşı Bitirdik”

Kripto piyasalarında gözler bir kez daha ABD’ye çevrildi. Başkan Donald Trump, Miami’de düzenlenen America Business Forum’da yaptığı konuşmada kripto para endüstrisine güçlü bir destek mesajı verdi. Bitcoin ve dijital varlıkların geleceğine dair vizyonunu paylaşan Trump, Amerika’nın bu alanda geri kalmaması gerektiğini vurguladı ve “kripto savaşının sona erdiğini” ilan etti.Donald Trump’tan kripto para açıklaması geldiDonald J. Trump, 5 Kasım 2025 tarihind America Business Forum kapsamında Florida eyaletinde düzenlenen etkinlikte, ABD’nin kripto varlık alanında lider ülke olacağı iddiasını ortaya koydu. “Biz Amerika’yı Bitcoin süper gücü ve dünyanın kripto başkenti hâline getiriyoruz” ifadesini kullandı.Konuşmasında, kripto para sektörüne yönelik federal düzeyde yürütülen “savaşın” sona erdiğini iddia etti. “Kripto baskı altındaydı, artık baskı altında değil” diyerek yeni bir vizyon sundu. Ancak bu vizyonda somut zaman çizelgeleri ya da yeni kurumsal yönlendirmeler yer almadı.Trump, dijital varlıkların yalnızca teknoloji alanında değil finansal alanda da önemli bir rol oynayabileceğini öne sürdü. Kriptonun dolara yönelik baskıyı azalttığını, ABD’nin para birimi egemenliği açısından fayda sağlayabileceğini söyledi. “Dolar baskısını hafifletiyor” ifadesini kullandı.Ayrıca, Çin gibi rakip ülkelerin kripto sektörünü kendi avantajına çevirebileceğini uyarısıyla birlikte, Amerika’nın bu alanda aktif rol alması gerektiğini vurguladı. “Eğer doğru yapılmazsa, büyük bir sanayi bu, Çin başlamak üzere.” dedi.Trump’ın konuşmasında belirtilen vizyonun altında hükümet adımları da yavaş da olsa ilerliyor. Bu yılın başlarında, ABD’de federal seviyede “Stratejik Bitcoin Rezervi” ve “Dijital Varlık Stoğu” gibi yapılar oluşturulduğuna dair işaretler verildi; ancak henüz bizzat Bitcoin satın alımları gerçekleşmiş değil.Bunun yanı sıra, Temmuz 2025’te imzalanan GENIUS Act ile sabit kripto paralar (stablecoin) alanında bir düzenleyici çerçevenin temel adımları atıldı. Ancak piyasa yapısı ve kapsamlı düzenlemeler henüz tam kurgulanmış durumda değil.Trump neden kripto vurgusu yaptı?Trump’ın kriptoya verdiği bu önem birdenbire ortaya çıkmadı. Daha önceki yönetimlerin kriptoya yönelik düzenleyici baskıları ve genel olarak belirsizlik ortamı sektörde güven eksikliğine yol açmıştı. Trump bu durumu “savaş” kavramıyla tanımlayarak, bu algının tersine çevrildiğini öne sürdü.Aynı zamanda, kripto sektörünün büyüklüğü ve iş dünyasından destek görüyor olması vurgulandı: “Büyük bir sanayi bu. Çok sayıda iş insanı var… başka işlerde de vardı ama kripto da içinde” dedi. Bu ifadenin hedefi, kriptonun yalnızca yatırım aracı olmanın ötesinde ekonomik büyüme ve istihdam yaratma potansiyeli taşıdığını göstermek.

Trump’tan Kripto Açıklaması: “Savaşı Bitirdik”

Kanada'dan Stablecoin Hamlesi: Dijital Dolar Dönemi Başlıyor

Kanada, 2025 yılı federal bütçesinde stablecoin’leri düzenleyecek yeni bir yasa tasarısına yer verdi. Hükümet, dolar gibi itibari para birimlerine endeksli dijital varlıkların güvenli, şeffaf ve tüketici dostu şekilde piyasada yer alması için kapsamlı bir çerçeve oluşturmayı hedefliyor.Stablecoinler için Kanada harekete geçtiBütçe dokümanına göre, yeni yasa stablecoin ihraç eden şirketleri belirli rezerv standartlarını karşılamaya, geri ödeme politikaları oluşturmaya ve risk yönetimi çerçeveleri kurmaya mecbur tutacak. Ayrıca, kullanıcıların kişisel bilgilerinin korunması ve ulusal güvenlik açısından sistemin bütünlüğünün sağlanması için ek önlemler getirilecek. Belgede, “Bu düzenleme, itibari paraya dayalı stablecoin’lerin hem tüketiciler hem işletmeler için güvenli biçimde kullanılmasını sağlayacak” ifadesine yer verildi.Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte Kanada Merkez Bankası’na (Bank of Canada), bu süreci yönetmek üzere 2026-2028 yılları arasında toplam 10 milyon dolarlık bir bütçe ayrılacak. Daha sonraki yıllarda ise düzenleyici maliyetler, stablecoin ihraç eden kuruluşlardan alınacak ücretlerle karşılanacak.Bununla birlikte hükümet, stablecoin kullanan ödeme hizmeti sağlayıcılarını da kapsayacak şekilde Perakende Ödeme Faaliyetleri Yasası’nda (Retail Payment Activities Act) değişiklikler hazırlıyor. Bu adım, dijital ödemeler ve blockchain tabanlı finansal hizmetlerin aynı çatı altında denetlenmesini amaçlıyor.Kanada Maliye Bakanlığı ve diğer kurumların son haftalarda sektör temsilcileriyle yoğun görüşmeler yürüttüğü, özellikle stablecoin’lerin nasıl sınıflandırılacağı ve ABD doları destekli tokenlara olası sermaye kaçışının nasıl önleneceği konularının tartışıldığı bildiriliyor. Ancak hükümetin bu konudaki nihai tutumuna dair detaylar henüz paylaşılmadı.Yeni düzenleme, dijital varlık ekosisteminde güvenli inovasyonu teşvik etmeyi ve stablecoin piyasasının Kanada ekonomisine uygun şekilde gelişmesini sağlamayı amaçlıyor. Bu sayede hem bireysel kullanıcıların hem de işletmelerin dijital ödeme araçlarına güvenle erişebilmesi bekleniyor.Kanada’nın bu hamlesi, küresel ölçekte stablecoin düzenlemeleri konusundaki hareketliliğin bir parçası olarak görülüyor. ABD, Temmuz ayında dolar destekli kripto paralar için kapsamlı kurallar getiren GENIUS Act’i kabul etmişti. Avrupa Birliği’nin MiCA düzenlemesi ise zaten yürürlükte. Japonya ve Güney Kore de benzer yasal çerçeveler üzerinde çalışıyor.Piyasa verilerine göre, 4 Kasım itibarıyla küresel stablecoin arzı yaklaşık 291 milyar dolar seviyesinde ve büyük kısmı ABD doları destekli tokenlardan oluşuyor. Standard Chartered’ın tahminine göre, gelişmekte olan ülkelerdeki mevduatların 2028’e kadar 1 trilyon dolara kadar kısmı ABD destekli stablecoin’lere kayabilir.

Kanada'dan Stablecoin Hamlesi: Dijital Dolar Dönemi Başlıyor

Yükselenler

Düşenler

Light mode logo
Herhangi bir sorunuz var mı?Eğer herhangi bir sorunuz varsa, bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.
© 2025 JrKripto. Tüm hakları saklıdır.