Haberler
Altcoin Haberleri
Altcoin Haberleri
Altcoin ile ilgili tüm makale ve haberlere göz atın. Altcoin hakkında en son haberler, analizler ve görüşler.
CAKE Yorum ve Fiyat Analizi 26 Temmuz 2025
CAKE Teknik AnaliziCAKE grafiğine baktığımızda, uzun süredir devam yükselen üçgen formasyonunun üst bandına dayandığını görüyoruz. 2,84 dolar seviyesi hem yatay direnç olarak hem de bu formasyonun tepe noktası olarak öne çıkıyor. Fiyat, bu bölgede birkaç kez reddedilmiş olsa da, yeniden test etmesi yükselişin devamı açısından umut verici. Üçgen Formasyonu Eğer CAKE bu bölgeden net bir kırılım gerçekleştirebilirse, yukarı yönlü ilk hedef 3,42 dolar seviyesi olacaktır. Bu bölge, geçmişte fiyatın hızla geri çekildiği güçlü bir satış alanı olarak çalışmıştı. Formasyon hedefi itibarıyla bu bölgenin kırılması durumunda daha hacimli yükselişler görmek de mümkün.Destek tarafında ise en kritik bölge, yükselen trend çizgisiyle örtüşen 2,20 – 2,25 dolar aralığıdır. Bu bölgenin altına inilmesi halinde, 1,95 ve 1,80 seviyelerine kadar kademeli bir geri çekilme beklenebilir. Fiyatın çokça kez dönüş sağladığı destek bölgesi ise 1,54 dolar seviyesinde bulunuyor ve buranın da altında mavi kanal ile gösterilen majör destek seviyesi bulunmaktadır.Fiyat hareketlerine bakıldığında, CAKE’de alıcıların sabırlı ve istikrarlı bir şekilde destekleri savunduğu, satıcıların ise üst dirençte baskı oluşturduğu görülüyor. Yakın zamanda gerçekleşecek kırılım yönü, piyasa duyarlılığını belirleyecek önemli bir sinyal olacak.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

SEI Yorum ve Fiyat Analizi 26 Temmuz 2025
SEI Teknik AnaliziSEI grafiğinde büyük resime baktığımızda fiyatın hâlâ düşen kanal içinde işlem gördüğünü görüyoruz. Ancak kısa vadeli hareketler, bize bu kanalın üst bandına doğru potansiyel bir atak hazırlığına işaret ediyor. Son yükselişle birlikte fiyat 0,3857 dolar seviyesindeki yatay dirence temas etti ve buradan geri çekilme yaşandı. Düşen Kanal Yapısı Eğer fiyat 0,3857 direncini kırıp üzerinde günlük kapanışlar yaparsa, fiyatı önce 0,50 dolar bölgesine ve bu hareketle beraber kanal kırılımı gelirse ardından momentumlu bir şekilde 0,72 – 0,73 seviyelerine taşıyabilir. Bu bölge aynı zamanda fiyatın daha önce satışlarla karşılaştığı kritik bir dirençtir.Destek tarafında ise ilk dikkat çeken seviye 0,2983 – 0,2709 aralığıdır. Bu bölge hem yatay destek hem de MA50 ve MA200'ün yoğunlaştığı bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Bu güçlü desteğin kırılması durumunda düşüşler hızlanabilir ve fiyat 0,2175 seviyesindeki destek hattına kadar geri çekilebilir. Bu seviyenin de altı olan mavi kanal geçmişte güçlü alıcıların devreye girdiği OB (order block) bölgesidir.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

Mantle (MNT) Nedir?
Kripto dünyasında Ethereum kadar güçlü ama ondan daha hızlı ve ucuz bir deneyim hayal eden herkesin yolu artık Mantle’a çıkıyor. Yeni nesil Layer-2 çözümler arasında dikkat çeken Mantle (MNT), modüler yapısı, topluluk odaklı yaklaşımı ve yenilikçi teknolojileriyle “Ethereum’un sınırlarını genişletmek mümkün” diyor. Yani bir yanda Ethereum’un sağlam güvenlik altyapısı, diğer yanda ise işlem başına kuruşlar ödeyerek ışık hızında sonuçlar alabileceğiniz bir blokzincir ortamı sunuyor. İşte bu dengeyi sağlayan yapı, Mantle’ın kalbinde yatıyor. Arka planda BitDAO gibi dev bir topluluk desteği, EigenLayer gibi yeni nesil veri teknolojileri ve elbette tüm kararları birlikte alan bir DAO modeli var.Mantle (MNT), Ethereum’un gücünü arkasına alıp onu daha hızlı, daha ucuz ve daha esnek hâle getirmeyi amaçlayan bir Layer-2 blokchcain ağı. Temeli modüler mimariye dayanıyor; yani işlem yürütme, veri depolama ve konsensüs gibi parçalar ayrı katmanlara bölünerek daha ölçeklenebilir bir yapı sunuyor. İşlem ücretleri Ethereum’a kıyasla çok daha düşük, hız ise kat kat fazla. Rollup teknolojisiyle işlemleri Ethereum dışında toplayıp onay için ana zincire gönderiyor. Bu mimaride veri aktarımı ise EigenLayer altyapısındaki EigenDA üzerinden yapılıyor. Projenin kökeni 2021’de BitDAO topluluğuna dayanıyor; 2023’te BitDAO ve Mantle birleşti, eski BIT token’lar yerini MNT’ye bıraktı. Temmuz 2023’te ağ resmen açıldı, MNT coin borsalarda listelendi. Peki tam olarak Mantle nedir, nasıl çalışır, MNT coin nedir, MNT token ne işe yarar? Bu rehberde, projenin doğuşundan teknolojik altyapısına, token yapısından yönetişimine kadar tüm detayları akıcı ve sade bir dille ele alıyoruz. Hazırsanız, Ethereum’un ötesine bir adım atalım.Mantle’ın Tanımı ve Ortaya ÇıkışıMantle (MNT), Ethereum’un üstüne kurulan ama onun bazı sınırlarını aşmayı hedefleyen modüler yapılı bir Layer-2 blockchain ağı. Temel amacı, Ethereum’un güvenliğinden ödün vermeden işlemleri çok daha hızlı ve çok daha ucuza gerçekleştirmek. Bunu da Optimistic Rollup denen bir sistemle yapıyor: İşlemler önce Ethereum dışında toplanıyor, sonra paketlenip ana zincire gönderiliyor. Bu sayede işlem ücretleri yaklaşık %80 azalıyor, hız ise Ethereum’a göre 20 kat artıyor. Mantle’ın mimarisi de oldukça esnek; işlem yürütme, konsensüs ve veri depolama gibi bileşenler ayrı katmanlarda çalışıyor. Bu modüler yapı sayesinde hem geliştiricilere daha fazla özgürlük tanıyor hem de ağın daha rahat ölçeklenmesini sağlıyor. Ayrıca Mantle, veri işlemlerini güvenli şekilde Ethereum’a aktarmak için EigenLayer destekli EigenDA teknolojisini de entegre etmiş durumda. Kısacası, Mantle bir Layer-2 çözümü olarak hem Ethereum’un sağlam altyapısından faydalanıyor hem de kullanıcı deneyimini daha hızlı ve erişilebilir hâle getiriyor.Mantle projesinin temelleri, 2021’de Bybit’in de desteklediği BitDAO topluluğuyla atılıyor. Büyük bir hazineye sahip olan bu topluluk, Ethereum ekosistemine katkı sunacak projeleri desteklemek amacıyla kurulmuştu. 2023’e gelindiğinde ise BitDAO, kendi Layer-2 ağı olan Mantle’ı hayata geçirerek ikisini tek çatı altında birleştirdi. Bu birleşmeyle birlikte BitDAO’nun BIT token’ı yerini MNT token’a bıraktı; eski token sahipleri 1:1 oranında MNT aldı. BitDAO-Mantle değişimini gösteren tablo. Kaynak: Mantle Temmuz 2023’te Mantle mainnet yayına girdi ve MNT coin borsalarda işlem görmeye başladı. “Peki bu projenin sahibi kim?” diye soracak olursanız: Mantle’ı ne bir şirket ne de bir kişi yönetiyor. Tüm kararlar, DAO yapısıyla topluluk tarafından alınıyor. Mantle’ı diğer Layer-2 çözümlerinden ayıran en temel şey, modüler bir blokzincir mimarisiyle çalışması. Peki bu ne demek? Kısaca, işlem yürütme, konsensüs ve veri saklama gibi işler tek bir yerde değil, ayrı katmanlarda gerçekleşiyor. Mesela Mantle’da işlemler L2 zinciri üzerinde yürütülürken, işlemlerin onayı ve güvenliği Ethereum’un ana zincirinde tamamlanıyor. Böylece ağ hem esnek hem de sağlam kalabiliyor. İhtiyaç duyulduğunda bir katman güncellenebilirken, diğerlerine dokunmak gerekmiyor. Bu modüler yapı, hem performans hem de güvenlik açısından büyük avantaj sağlıyor. Bir diğer artısı da EVM uyumlu olması; yani Ethereum’da çalışan uygulamalar neredeyse hiç uğraşmadan Mantle’a taşınabiliyor. Geliştiricilerin yeni bir dil öğrenmesine gerek yok, kodlarını baştan yazmalarına da. Bu da projelerin Mantle’a geçmesini kolaylaştırıyor, benimsenmesini hızlandırıyor.Mantle ağı teknik olarak Optimistic Rollup altyapısını kullanıyor. Bu yöntem, işlemlerin “doğru” olduğu varsayımıyla (Optimistic yaklaşım) Ethereum’a paketler halinde gönderilmesi anlamına gelir. Eğer hatalı veya kötü niyetli bir işlem varsa, belirli bir itiraz süresi içinde hata kanıtı (fraud proof) mekanizmaları devreye girebiliyor. Klasik optimistic rollup çözümlerinde Ethereum üzerinde bu itiraz süresi genelde 7 gün gibi uzun bir süre olabiliyor. Mantle ise bu gecikmeyi kısaltmak için yenilikçi bir yaklaşım benimsiyor: Çok taraflı hesaplama (Multi-Party Computation, MPC) adında ek bir doğrulama katmanı kullanıyor. Mantle ağındaki MPC düğümleri, sequencer tarafından üretilen blokların durum köklerini bağımsız olarak hesaplayıp imzalayarak blokların geçerliliğine dair güveni artırıyor. Bu sayede, 7 günlük itiraz süresinin 1-2 güne kadar indirilebileceği belirtiliyor. Kısaca, Mantle ağı hem rollup teknolojisi hem de ek doğrulama katmanlarıyla hızlı finalite sağlamayı hedefliyor.Mantle ağının öne çıkan bir diğer parçası da EigenLayer entegrasyonu. Peki nedir bu EigenLayer? En basit hâliyle, Ethereum’da zaten stake edilmiş ETH’lerin tekrar kullanılmasını sağlayan bir “yeniden stake etme” (restaking) protokolü. Amaç, bu mevcut güvenliği başka hizmetler için de kullanmak — mesela veri depolama gibi. Mantle da bu sistemin bir ürünü olan EigenDA teknolojisini, veri kullanılabilirliği (Data Availability) katmanı olarak kullanıyor. Normalde rollup çözümlerinde işlem verileri güvenli olsun diye yine Ethereum’a yazılır. Ancak bu pahalı ve sınırlayıcı olabilir. Mantle ise verileri Ethereum yerine EigenDA’ya gönderiyor. EigenDA, merkeziyetsiz yapıda çalışıyor; yüzlerce doğrulayıcı node sayesinde veriler güvenli bir şekilde saklanıyor ve Ethereum’a sadece özet bilgiler iletiliyor. Bu sayede hem güvenlikten ödün verilmiyor hem de sistem çok daha ölçeklenebilir hâle geliyor. Mart 2025’te Mantle, EigenDA entegrasyonunu tamamen tamamladı ve bu teknolojiyi tam anlamıyla benimseyen ilk büyük Layer-2 ağı oldu. Şu anda 200’den fazla operatörün desteklediği bu yapı, ağın sansür direncini ciddi şekilde artırdı ve Ethereum’un veri aktarım limitlerini kat kat aşan bir bant genişliği sağladı.Mantle’ın Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıMantle projesinin gelişimi, birkaç önemli dönüm noktasıyla şekillendi. Mantle ne zaman çıktı? Hangi aşamalardan geçti? Aşağıda, yıl yıl Mantle ağıyla ilgili kritik gelişmeleri bulabilirsiniz:2021: BitDAO topluluğu tarafından yönetişim token’ı BIT piyasaya sürüldü ve dev bir DAO hazinesi oluşturuldu. BitDAO, Bybit borsasının öncülüğünde kurulmuş ve Peter Thiel, Pantera Capital gibi önemli yatırımcıların desteklediği bir proje olarak çeşitli DeFi ve Web3 girişimlerini desteklemek için yola çıktı.2023: BitDAO ve Mantle ekipleri arasında birleşme kararı alındı. Mayıs 2023’te topluluk oylamasıyla BitDAO ekosistemi, Mantle markası altında birleştirilerek “BitDAO token dönüşümü” süreci başlatıldı. Bu birleşme kapsamında “tek marka, tek token” ilkesi benimsendi ve yeni MNT token’ın çıkacağı duyuruldu. Haziran 2023’te BIT - MNT token değişimine teknik hazırlıkları yapılırken, Temmuz 2023’te Mantle ağının ana ağı başlatıldı ve böylece MNT token’lar resmen dolaşıma girmiş oldu. Temmuz 2023 itibarıyla MNT token borsalarda listelenmeye ve ağ üzerinde kullanılmaya başlandı. Mantle Network’ün Mainnet Alpha lansmanı 17 Temmuz 2023’te gerçekleşti ve bu lansman, BitDAO hazinesinin ve topluluğunun gücünü arkasına alan yeni bir ekosistemin temelini attı. Böylece BitDAO Mantle birleşmesi gerçekleşti.2024: Mantle ağı, EigenLayer entegrasyonu ve ekosistem büyümesi açısından önemli adımlar attı. 2024 boyunca Mantle, Ethereum ile veri paylaşımı konusunda EigenLayer’in EigenDA teknolojisini kademeli olarak entegre etmeye başladı ve yıl sonunda bu entegrasyonun büyük kısmını tamamladı. Bu sayede Mantle, veri kullanılabilirliği konusunda daha yüksek güvenlik ve ölçek sunar hale geldi. Ayrıca 2024 yılı, Mantle ekosistemini büyütmek için ayrılan devasa bir fonun doğuşuna tanıklık etti: Mantle EcoFund. BitDAO (yeni adıyla Mantle Governance) hazinesinden ve stratejik ortaklardan toplam 200 milyon dolar gibi büyük bir sermaye, Mart 2024 civarında Mantle EcoFund adıyla bir ekosistem fonu olarak duyuruldu. Bu fon, Polychain Capital ve Dragonfly gibi önde gelen yatırım firmalarıyla iş birliği içinde yönetilerek, Mantle ağı üzerinde çalışacak projelere yatırım yapmaya başladı. 2024’ün ilerleyen aylarında Mantle Network üzerindeki merkeziyetsiz uygulamaların sayısı hızla arttı ve yıl sonuna gelindiğinde ağ üzerindeki toplam kilitli değer (TVL) 2 milyar dolar seviyelerini aştı. Mantle EcoFund da yıl boyunca çeşitli yatırım turlarıyla birçok yeni projeyi destekleyerek ekosistemi büyüttü. EcoFund kapsamında yapılan bazı yatırımlar. Kaynak: Mantle EcoFund 2025: Mantle, yeni yılı geliştiricilere ve kullanıcılara yönelik büyük atılımlarla karşıladı. 2025’in hemen başında, Mantle ağı EigenDA entegrasyonunu tamamen tamamladığını duyurdu ve bu sayede L2 ağları arasında bir ilk olarak 200’den fazla operatörlü dev bir veri katmanına sahip oldu. Bu entegrasyon, Mantle’ı ölçeklenebilirlik ve sansür direnci bakımından ön sıralara taşıdı. Aynı dönemde, 2025’in ilk çeyreğinde Mantle, Mantle EcoFund aracılığıyla çeşitli merkeziyetsiz finans (DeFi), oyun (GameFi) ve sosyal medya odaklı Web3 projelerine ciddi destekler vermeye başladı. Örneğin, Mantle EcoFund & Scouts Programı kapsamında farklı ekosistemlerle (örneğin TON ağıyla) çapraz proje hızlandırma programları başlatıldı ve bu programlar sayesinde Mantle ağına yüksek kaliteli projeler kazandırıldı. Yine 2025 yılında, geliştiricilere yönelik birçok hibe programı ve hackathon düzenlendi: Asya-Pasifik bölgelerinde Mantle Hackathon’ları, Mantle Games Fest adı altında oyun geliştiricilerine yönelik yarışmalar, MantleX AI Initiative adıyla yapay zekâ destekli dApp’ler için girişimler hayata geçirildi. Bu girişimler, Mantle’ın DeFi’den NFT’ye, oyundan yapay zekâ uygulamalarına kadar geniş bir yelpazede büyümesini teşvik etti. Nitekim Mayıs 2025 itibarıyla Mantle ekosistemi üzerinde 250’yi aşkın dApp aktif olarak çalışır durumdaydı; bu uygulamalar merkeziyetsiz borsalardan (DEX), borç verme protokollerine, NFT pazar yerlerinden oyunlara ve hatta AI destekli finans uygulamalarına kadar çeşitlilik gösteriyordu. Mantle’ın toplam kilitli değeri de 1 milyar doları geçerek onu en büyük L2 ağlarından biri haline getirdi. Mantle Neden Değerli?Peki Mantle’ı bu kadar özel ve değerli yapan ne? Sadece teknik bir Layer-2 ağı olmanın ötesinde, Mantle hem altyapısıyla hem de arkasındaki güçlü toplulukla dikkat çekiyor. MNT token ise bu yapının merkezinde yer alıyor; ağın işlemesinden yönetişimine kadar pek çok noktada rol üstleniyor. Gelin, Mantle ağına ve MNT token’a değer katan temel unsurlara birlikte göz atalım.Ethereum’un güvenliğiyle ucuz ve hızlı işlemlerMantle, bir Ethereum layer 2 ağı olarak çalıştığı için güvenlik tarafında Ethereum’un sağlam altyapısına dayanıyor. Ama işlemler Ethereum üzerinde değil, kendi zinciri üzerinde gerçekleştiği için hem hız kazanıyor hem de işlem ücretleri ciddi şekilde düşüyor. Yani bir dApp kullanmak ya da token göndermek istediğinizde, Ethereum’un yüksek gas ücretleriyle uğraşmak yerine Mantle’da bunu çok daha uygun fiyata ve hızlıca yapabiliyorsunuz. Örnek vermek gerekirse, Mantle’daki işlem ücretleri Ethereum’un yaklaşık beşte biri seviyesinde ve ağ, çok daha fazla işlemi aynı anda işleyebilecek kapasitede. Bu da kullanıcılar için daha akıcı, daha ucuz ve daha pratik bir deneyim anlamına geliyor.Modüler mimari ve geliştirme esnekliğiMantle’ın modüler blockchainyapısı, ağı oluşturan her katmanın (yani işlem yürütme, konsensüs ve veri depolama bölümlerinin) birbirinden bağımsız şekilde güncellenebilmesini sağlıyor. Bu da geliştiricilere büyük bir özgürlük alanı sunuyor. Mesela ilerde daha iyi bir veri depolama teknolojisi çıkarsa, sadece o katman değiştirilip ağın geri kalanı olduğu gibi bırakılabiliyor. Ya da performans artırmak için sadece işlem yürütme kısmında iyileştirme yapılabiliyor. Monolitik, yani her şeyin iç içe geçtiği klasik blockchainlerde böyle esnek hareket etmek zor. Ama Mantle’ın bu modüler yapısı, onu hem gelişmelere açık hem de uzun vadede sağlam kalan bir altyapı hâline getiriyor. Kısacası, teknoloji ilerledikçe Mantle da onunla birlikte evrilebilecek bir yapıya sahip. Modüler ve monolitik ağlar arasındaki fark MNT token’ın çok yönlü kullanım alanlarıMantle’ın yerel token’ı olan MNT, ağ içinde birçok önemli rol üstleniyor. İlk olarak, tıpkı Ethereum’daki ETH gibi, Mantle üzerindeki işlemlerin ücretleri MNT ile ödeniyor. Yani bir işlem yapmak ya da akıllı kontrat çalıştırmak istediğinizde cüzdanınızda MNT olması gerekiyor. İkinci olarak, MNT bir yönetişim token’ı; sahipleri Mantle DAO’da oy kullanarak ağın geleceğine dair kararlara katılabiliyor, örneğin hangi projelere fon ayrılacağına ya da hangi teknolojik güncellemelerin uygulanacağına karar verebiliyorlar. Üçüncü olarak, MNT ile staking yapılabiliyor. Yani token’larınızı kilitleyip ağın güvenliğine katkı sağladığınızda, karşılığında ödüller kazanıyorsunuz. Bu ödüller bazen başka projelerin token’ları (örneğin $EIGEN veya $ENA), bazen de yönetişimde ekstra etki sağlayan “MNT Power” puanları olabiliyor. Ayrıca MNT, ekosistemdeki teşviklerin merkezinde yer alıyor. DeFi protokollerinde likidite sağlama, oyunlarda ödül kazanma ya da çeşitli kampanyalarda bonus dağıtımı gibi birçok farklı alanda aktif olarak kullanılıyor. Kısacası, MNT sadece bir ödeme aracı değil; aynı zamanda Mantle ekosisteminin kalbi gibi çalışıyor.Büyük hazine ve aktif topluluk (Mantle DAO)Mantle’ın en büyük güçlerinden biri, sadece teknolojisi değil, arkasındaki topluluk ve dev hazine. Bu hazine, aslında BitDAO zamanında biriken varlıkların 2023’teki birleşmeyle Mantle Hazinesi adı altında toplanmasıyla oluştu. İçerisinde milyarlarca dolarlık kripto varlık barındırıyor. Mesela toplam MNT arzının yaklaşık %49’u, yani 3.17 milyar MNT civarı hâlâ bu hazine tarafından tutuluyor ve bu kaynak doğrudan ağın gelişimi için kullanılıyor. 2024 itibarıyla bu hazinenin değeri 4 milyar doları geçmiş durumda. Bu bütçe; yeni projelere fon sağlama, AR-GE çalışmaları, likidite desteği ve ekosistem ortaklıkları gibi birçok alana yönlendiriliyor. Tüm bu kararlar ise topluluk tarafından alınıyor. Mantle DAO üzerinden yapılan oylamalarla hangi adımların atılacağı belirleniyor, yani bu ağda söz hakkı gerçekten topluluğa ait. Aktif kullanıcılar sayesinde sürekli yeni teklifler sunuluyor, bütçeler şekilleniyor ve ekosistem sürekli büyüyor.Güçlü ortaklıklar ve güvenli veri katmanıMantle’ı değerli kılan şeylerden biri de sadece iyi bir altyapıya sahip olması değil, aynı zamanda teknolojiye ve iş birliğine açık bir yaklaşım benimsemesi. Özellikle EigenLayer ile kurduğu entegrasyon, onu diğer Layer-2 projelerinden net şekilde ayırıyor. Ethereum üzerinde çalışan EigenDA veri katmanı sayesinde Mantle, işlem verilerini Ethereum’a doğrudan yazmak yerine daha ekonomik ve verimli bir şekilde depolayabiliyor. Üstelik bu verilerin güvenliği, Ethereum üzerinde stake edilmiş ETH’lerle desteklenen onlarca doğrulayıcı tarafından sağlanıyor. Bu yapı hem güvenliği artırıyor hem de ağın uzun vadede sürdürülebilir şekilde büyümesine imkân tanıyor. EigenLayer’ın kurucusu Sreeram Kannan da Mantle’ın bu teknolojiyi benimsemesini, “Ethereum’un modüler vizyonunun gerçeğe dönüşmesi” olarak tanımlıyor. Mantle ekibi ise bu entegrasyonun kurumsal ölçekte ölçeklenebilirlik getirdiğini ve sektörde yeni bir standart oluşturduğunu vurguluyor. Bununla da kalmıyor; Mantle, Chainlink gibi güçlü projelerle oracle entegrasyonları yapmış, ayrıca Succinct gibi zk (sıfır bilgi) teknolojileri üzerinde çalışan ekiplerle iş birliğine giderek zincirler arası köprü sürelerini azaltmayı hedeflemiş durumda. Mantle ekosistemindeki bazı projeler. Mantle’ın Kurucusu Kim?“Mantle’ın kurucusu kim?” diye soracak olursanız, bu soru klasik anlamda tek bir isimle cevaplanamıyor. Çünkü Mantle, merkeziyetsiz yapısıyla çalışan bir DAO (Merkeziyetsiz Otonom Organizasyon) tarafından, yani BitDAO topluluğu tarafından hayata geçirilmiş bir proje. Ortada Vitalik Buterin gibi bir “tek kurucu” yok; onun yerine binlerce topluluk üyesinin katkısıyla şekillenmiş bir yapı var. Bugün Mantle’ın yönetişimi, BitDAO’dan devralınan Mantle Governance çatısı altında yürütülüyor. Yeni bir token çıkarılması, ekosistem fonlarının kurulması ya da teknik güncellemeler gibi önemli kararlar, topluluk oylamalarıyla alınıyor.Yani “Mantle coin kimin?” sorusunun cevabı net: Ağın sahibi doğrudan topluluğun kendisi. MNT token sahipleri, yönetişim süreçlerine katılarak ağın nasıl gelişeceğine karar veriyor. Tabii projeyi geliştiren bir çekirdek ekip de var: Mantle Core. Bu ekip, Ethereum ölçeklenmesi ve Web3 teknolojileri konusunda uzman mühendislerden, ürün yöneticilerinden ve araştırmacılardan oluşuyor.Ayrıca projenin ortaya çıkışında etkili olmuş bazı önemli isimler de mevcut. Örneğin Bybit CEO’su Ben Zhou, Game7 ve HyperPlay’in kurucusu jacobc.eth, stratejist Jordi Alexander gibi tanınmış isimler, Mantle’ın ilk günlerinde fikir ve strateji anlamında destek sunmuş. Ama bu kişiler kurucu değil, daha çok topluluğun içinde projeyi öneren veya destekleyen bireyler olarak konumlanıyorlar. Nitekim proje ilk olarak BitDAO forumunda jacobc.eth ve Ben Zhou’nun yaptığı bir öneriyle gündeme geldi, ardından topluluk bu fikri sahiplenip projeyi hayata geçirdi.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, Mantle hakkında sıkça sorulan bazı sorular ve cevaplarını görebilirsiniz:Mantle nedir ve Ethereum ile nasıl çalışır?: Mantle, Ethereum üzerinde çalışan bir Layer-2 (Katman-2) ölçeklendirme çözümüdür. Ethereum’un güvenlik ve akıllı kontrat yeteneklerini devralarak çalışır, ancak işlemleri Ethereum ana zincirinin dışında gerçekleştirip rollup teknolojisiyle özet halinde Ethereum’a geri gönderir. Bu sayede Ethereum ile entegre fakat ondan daha hızlı ve düşük maliyetli bir işlem ortamı sunar, yani Ethereum’un ana zincirine paralel çalışan bir ek katman gibidir.MNT token ne işe yarar?: MNT, Mantle ağının yerel kripto para birimidir ve çok amaçlı bir token olarak tasarlanmıştır. İlk olarak, Mantle üzerindeki tüm işlemlerin ücretleri (gas ücretleri) MNT ile ödenir, böylece ağdaki ekonomik aktivitenin merkezinde yer alır. Ayrıca MNT, yönetişim token’ı olarak Mantle DAO’da oy hakkı sağlar – MNT sahipleri ağın geleceğine dair kararlarda söz sahibi olur. Bunların yanı sıra, MNT token stake edilebilir (kilitlenerek) ağ güvenliğine katkıda bulunulabilir ve bu sayede kullanıcılar hem ödüller kazanır hem de yönetimde ekstra ağırlık elde eder.Mantle ve BitDAO ilişkisi nedir?: Mantle, BitDAO topluluğundan doğmuş bir projedir. BitDAO, büyük bir hazineye sahip merkeziyetsiz bir organizasyon olarak 2021’de kurulmuş ve çeşitli kripto projelerini desteklemiştir. 2023 yılında BitDAO topluluğu, kendi Layer-2 ağını başlatma vizyonuyla Mantle projesini benimsedi ve BitDAO ile Mantle markalarını birleştirdi. Bu birleşme sonucunda BitDAO’nun yönetişim token’ı BIT, Mantle’ın MNT token’ına dönüştü ve BitDAO da “Mantle Governance” adını alarak ağın yönetimini üstlendi. Kısacası, Mantle ağı BitDAO’nun teknolojik bir ürünü ve devamı gibidir; BitDAO da Mantle’ın arkasındaki topluluk ve finansal destektir.Mantle’ın kurucusu kimdir?: Mantle’ın belirli bir kurucusu yoktur; proje, decentralized autonomous organization (DAO) modeliyle yönetilen bir topluluk girişimidir. Yani Mantle, BitDAO/Mantle topluluğu tarafından ortaklaşa kurulmuş ve yönlendirilmektedir. Dolayısıyla “Mantle coin kimin?” sorusunun cevabı, projenin sahibi ya da kurucusunun tek bir kişi olmadığıdır – ağın sahibi tüm MNT token sahipleridir. Projenin ilk önerisi BitDAO forumunda topluluk üyeleri tarafından yapılmış ve geliştirme süreci Mantle Core ekibi ile bağımsız katkıcılar tarafından yürütülmüştür.Mantle neden modüler bir yapıya sahiptir?: Mantle, modüler blokzincir mimarisi sayesinde ölçeklenme ve esneklik avantajı elde etmektedir. Modüler yapıda, blokzincirin farklı görevleri (işlem yürütme, konsensüs, veri saklama gibi) ayrı katmanlar olarak tasarlandığı için her birini ayrı ayrı optimize etmek mümkündür. Mantle da bu yaklaşımı benimsedi; Ethereum ana zincirini konsensüs ve güvenlik katmanı olarak kullanırken, kendi L2 zincirini işlem yürütme katmanı yaptı ve EigenLayer gibi harici bir katmanı da veri depolama için entegre etti. Bu modülerlik, Mantle’ın ağ tıkanıklığı yaşamadan büyümesine, gerektiğinde yeni teknolojileri altyapısına eklemesine ve yüksek verimlilikle çalışmasına imkân tanır. Yani Mantle modüler olduğu için daha ölçeklenebilir, yükseltilebilir ve maliyet etkin bir çözüm sunar.MNT token nasıl stake edilir?: Mantle ağında MNT stake etmek için öncelikle MNT token’larınızı destekleyen bir cüzdanda tutmanız gerekir (örn. Metamask + Mantle ağı). Ardından Mantle Rewards Station veya benzeri resmi staking platformu üzerinden MNT’lerinizi belirli bir süre kilitleyerek stake edebilirsiniz. Stake ettiğiniz MNT’ler ağın doğrulayıcı/operatör düğümlerine katılımı destekler ve karşılığında size ödüller verilir – bu ödüller genellikle Mantle ekosistemindeki diğer token’lar (örn. $EIGEN, $ENA gibi) veya doğrudan MNT şeklinde olabilir. Stake işlemi, akıllı kontratlar aracılığıyla yapıldığından son derece şeffaftır; istediğiniz zaman kilitlemeyi sonlandırıp token’larınızı geri alabilirsiniz (ancak kimi durumlarda kilit süresi sonunda çekim yapılabildiğini unutmayın). Kısaca, MNT stake etmek, hem ağın güvenliğine katkıda bulunmanın hem de pasif gelir elde etmenin bir yoludur. Layer-2 çözümleri ve modüler blokzincir projeleri hakkında daha fazlası için JR Kripto Rehber serimizi takip edin.

Bitcoin ve Ethereum İçin Büyük Gün: 14.5 Milyar Dolarlık Opsiyon Vadesi Piyasaları Sarsabilir
Kripto para piyasaları, Temmuz ayının son Cuma gününde sert dalgalanmalara sahne olabilir. Zira Bitcoin ve Ethereum'da toplam 14.59 milyar dolarlık opsiyon sözleşmesinin bugün vadesi doluyor. Bu büyük çaplı vadeler, yatırımcılar ve traderlar için hem risk hem de fırsat barındırıyor.Temmuz vadesi Haziran’ı aratmıyorDeribit verilerine göre, yalnızca Bitcoin’e ait opsiyonların toplam notional (varsayımsal) değeri 11.94 milyar doları buluyor. Bu sözleşmelerin toplam açık pozisyon sayısı ise 103.584 adet. Put/Call oranı (satış/alım dengesi) 0.93 seviyesinde, yani satış pozisyonlarına kıyasla daha fazla alım pozisyonu açılmış durumda. Bu oran, piyasada temkinli ama yine de yükseliş yönlü bir beklentinin baskın olduğunu gösteriyor. Bitcoin için "Max Pain" (maksimum acı) fiyat seviyesi ise 112.000 dolar. Bu seviye, en fazla yatırımcının zararda olacağı fiyat noktası anlamına geliyor. Bitcoin fiyatı yazım sırasında 116,381 dolar seviyesindeydi. Bu da opsiyonların etkisiyle kısa vadede aşağı yönlü baskının artabileceğini gösteriyor.Ethereum tarafında ise vadesi dolacak opsiyonların toplam değeri yaklaşık 2.65 milyar dolar. Açık pozisyon sayısı 737.361’e ulaşmış durumda ve burada da alım (call) opsiyonları baskın. Put/Call oranı 0.88 ile Bitcoin’e benzer şekilde alım pozisyonlarının önde olduğunu gösteriyor. Ethereum için maksimum acı seviyesi ise 2.900 dolar. Şu anki fiyatı 3.634 dolar olan ETH’nin de opsiyon baskısıyla bu seviyeye doğru bir düzeltme yaşaması olası.Tarihin en büyük Bitcoin satış pozisyonuDeribit üzerinde bugüne kadar kaydedilen en büyük Bitcoin put opsiyonu (satış opsiyonu) işlemi de bu döneme denk geldi. Toplam 600 milyon dolarlık bu satış opsiyonu, BTC fiyatının 8 Ağustos 2025’e kadar 110.000 doların altına düşeceğine oynuyor. Bu, piyasada ciddi bir düşüş beklentisi olduğunu işaret ediyor.Ayrıca, yatırımcılar arasında "CME Gap" tartışmaları da yeniden gündemde. CME vadeli işlem piyasasındaki 115.625-114.305 dolar aralığındaki fiyat boşluğu henüz tam olarak doldurulmuş değil. Tarihsel olarak bu tür boşluklar, fiyatlar tarafından doldurulma eğiliminde olduğu için, Bitcoin’in bu bölgeye doğru bir düzeltme hareketi yapması bekleniyor.Balina hareketleri ve tasfiyelerBüyük yatırımcılar da piyasadaki gerilimi artırıyor. Lookonchain verilerine göre, AguilaTrades adındaki bir balina 720 BTC’lik (yaklaşık 83.3 milyon dolar) pozisyonunda likide oldu. Bu pozisyondaki toplam zarar 4 milyon doları aştı. Bugün sabah saatlerinde bildirdiğimiz gibi, Galaxy Digital gibi kurumsal aktörlerin de borsalara büyük miktarda BTC gönderdiği görüldü. Şirket, son günlerde 11.910 BTC’yi çeşitli borsalara transfer etti. Ayrıca, 2011’den beri hareketsiz olan bir cüzdanın 3.962 BTC’yi hareket ettirmesi de dikkat çeken başka bir gelişme oldu. Bu durum, eski balinaların uyanışa geçip piyasaya baskı yapabileceğine dair spekülasyonları artırdı.Opsiyon piyasalarında hâlâ önemli miktarda satış pozisyonu tutuluyor. Buna rağmen, piyasadaki alım pozisyonları da artışta ve volatilite oranı %30 seviyelerinde. Tesla hisselerinde bile benzer şekilde call opsiyonlarının baskınlığı dikkat çekerken, kripto piyasasında da "dipten alım" stratejisi güç kazanıyor. Bitcoin ve Ethereum’un Temmuz ayı vadesi dolarken, fiyatların "maksimum acı" seviyelerine doğru çekilmesi muhtemel görünüyor. Ancak geçmiş verilere bakıldığında, opsiyon vade sonrasında piyasanın genellikle toparlanma eğilimine girdiği görülüyor. Deribit'te opsiyonlar TSİ 23:00'te sona erecek ve sonrasında piyasa yeni bir yön arayışına girecek.

Nasdaq Listeli Şirket, 500 Milyon Dolarlık BNB Alacak
ABD merkezli Nasdaq şirketi Windtree Therapeutics (WINT), kripto para piyasasını hareketlendiren cesur bir karar aldı. Şirket, 500 milyon dolarlık hisse senedi kredi limiti ve 20 milyon dolarlık hisse alım anlaşmasıyla toplamda 520 milyon dolar kaynak yaratmayı planlıyor. Bu fonların %99’u doğrudan Binance Coin (BNB) alımında kullanılacak.Windtree’nin “Bold Windtree BNB Strategy” olarak adlandırdığı bu hamle, geleneksel kurumsal finans anlayışına meydan okuyor. Şirketin bu stratejiyi hayata geçirebilmesi için hissedar onayıyla yetkili hisse sayısında artışa gidilmesi gerekiyor. Bu onay alındığı takdirde, Windtree’nin neredeyse tüm yeni kaynağını tek bir altcoin’e yatırması kripto dünyasında örneği olmayan bir kurumsal yatırım modeli haline gelecek. Zira hâlihazırda çoğu şirket kripto para yatırımı açısından Bitcoin’i seçiyor.Binance Coin neden tercih edildi?Windtree’nin bu stratejik kararının arkasında Build and Build Corp yer alıyor. Şirketin, varlık yönetiminde 43 yılı aşkın deneyime sahip olması, yatırımcılar arasında güven uyandırıyor. Ayrıca bu girişime destek verenler arasında Discovery Capital, Galaxy Digital, Kraken ve Off The Chain Capital gibi önde gelen kripto yatırımcıları da bulunuyor. Kraken ile yapılan yeni iş birliği sayesinde, Windtree'nin BNB rezervlerinin saklanması, ticareti ve likidite yönetimi Kraken'in altyapısıyla sağlanacak. Böylece, geleneksel finans ile kripto dünyası arasında bir köprü kurulması hedefleniyor.Windtree’nin açıklamasının ardından BNB fiyatı kısa süreliğine yukarı yönlü hareket etti. 23 Temmuz'da BNB tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 809 doları gördü. Ancak bu seviyeden sonra %6’lık bir düşüşle 764 dolara kadar geriledi. Yazım sırasında %0.18’lik bir yükseliş ile 772 dolar seviyelerinden el değiştiriyor. Günlük bazda en yüksek 784.6 dolara kadar çıktı. Kurumsal hazine dönüşümü başlıyor mu?Windtree’nin BNB’ye yönelmesi, büyük ölçüde Bitcoin veya Ethereum gibi daha yerleşik kripto paralara yönelen şirketlerden farklı bir yaklaşıma işaret ediyor. Halihazırda Tesla, MicroStrategy gibi şirketler bilançolarında BTC tutarken, Windtree doğrudan BNB’ye yatırım yaparak farklı bir yol izliyor. Yani Windtree hamlesi, altcoin’lerin kurumsal finansman stratejilerine dahil edilmesinin önünü açabilir.Ancak bu yaklaşımın döviz kuru dalgalanmaları, düzenleyici belirsizlikler, yasal riskler ve hissedar tepkileri gibi riskleri de beraberinde getirdiği unutulmamalı. Nitekim bazı uzmanlar, hissedarların şirketin hisselerini sulandırmasından veya BNB fiyatının düşmesi durumunda zarara uğramasından endişe duyabilir.Windtree gibi başka şirketler de benzer stratejiler geliştiriyor. Web3 odaklı Nano Labs, geçtiğimiz ay 1 milyar dolarlık BNB rezervi oluşturacağını açıklamış, bunun ilk adımı olarak 50 milyon dolarlık BNB alımı gerçekleştirmişti.

Galaxy Digital’in Dev Satışı Bitcoin’i Sarstı: Milyonlarca Dolarlık Pozisyon Tasfiye Oldu
Kripto para piyasaları haftayı kırmızıda kapatmaya hazırlanıyor. Bitcoin'de yaşanan sert satışlar, yatırımcıların risk iştahını ciddi biçimde zayıflatırken, kaldıraçlı işlemlerde yıkıma yol açtı. Bu satış dalgasının baş aktörlerinden biri ise Galaxy Digital oldu.13.000 BTC’lik transfer piyasayı çökerttiMike Novogratz’ın yönettiği Galaxy Digital, son 24 saat içinde merkezi borsalara toplamda 13.000 BTC gönderdi. Güncel fiyatlarla bu transferin yaklaşık 1.5 milyar dolara denk geldiği tahmin ediliyor. Blockchain analiz platformu Lookonchain’e göre şirket, Binance, Bybit ve OKX üzerinden 370 milyon dolar değerinde USDT çekimi gerçekleştirdi. Bu da transfer edilen Bitcoin’lerin satışa dönüştüğünü gösterdi. Söz konusu gelişme, Galaxy Digital’in kısa süre önce 2011 yılından kalma bir balina cüzdanından aldığı 40.000 BTC’lik devasa transferin ardından geldi. 14 yıl boyunca hareketsiz kalan bu BTC'ler piyasaya yeniden kazandırıldı ve şimdi satış baskısına neden oluyor.Bitcoin bu gelişmelerin etkisiyle %3 düşüş yaşayarak 115.200 dolara kadar geriledi. Ethereum ve XRP tarafında yatay bir görünüm izlenirken, Solana (SOL) %3.3’lük kayıpla 177 dolara düştü. Toplam kripto para piyasa değeri ise %4.7 azalarak 3.84 trilyon dolara indi.Kaldıraçlı pozisyonlarda toplu tasfiye: 522 milyon dolarLikidasyonlar cephesinde de tablo iç açıcı değil. Son 24 saat içinde toplam 522.042.272 dolar değerinde pozisyon tasfiye oldu. Bu likidasyonların 382.102.784 doları long, 139.939.456 doları ise short pozisyonlardan geldi. Yani tasfiyelerin yaklaşık %73.2’si long yönlü işlemlerde gerçekleşti.Son 12 saatte 343.128.736 dolar değerinde pozisyon tasfiye edilirken bunun %88.4’ü long pozisyonlardan oluştu (303.247.520 dolar long, 39.881.236 dolar short). Son 4 saatte 58.272.040 dolarlık tasfiyenin 37.129.752 doları long pozisyonları içerirken, yalnızca 21.142.292 doları short işlemlerden geldi. 1 saatlik dilimde ise 25.748.330 dolarlık toplam tasfiye içinde 17.781.272 dolar long ve 7.967.058 dolar short pozisyonlar yer aldı. En büyük darbe Binance’teLikidasyonların borsa bazlı dağılımı da çarpıcı. İlk 5 sıradaki borsalar ve detayları şu şekilde:Binance: 118.7 milyon dolar toplam tasfiye, %83.6’sı longBybit: 93.8 milyon dolar, %91.02’si longOKX: 66.9 milyon dolar, %89.42’si longGate: 26.6 milyon dolar, %88.22’si longHyperliquid: 19.3 milyon dolar, %99.10’u longBu veriler, en büyük borsalarda aşırı long yönlü pozisyonların ağır darbeler aldığını gösteriyor.Balinaların kaçışı sürüyorZincir üstü veriler, büyük yatırımcıların (balinaların) da piyasadan yavaş yavaş çekildiğini gösteriyor. 1.000 ile 10.000 BTC tutan cüzdan sayısı 10 gün içinde 2.037’den 1.982’ye düştü. Bu, %2.7’lik bir azalma ve son 6 ayın en sert düşüşü.Ayrıca borsalara gönderilen BTC miktarındaki artış, balinaların çıkış kapılarını araladığını gösteriyor. “Exchange whale ratio” verisi 22 Temmuz’da 0.50 iken, 24 Temmuz’da 0.52’ye yükseldi. Bu artış geçmişte genellikle satış baskısıyla sonuçlanmıştı.Tüm bu yıkıma rağmen, Bitcoin fiyatı 115.000 dolar üzerinde tutunmaya çalışıyor. Perpetual işlemlerde fonlama oranlarının nötr seviyelere gerilemesi, aşırı ısınmış kaldıraçlı yapıların bir nebze temizlendiğini düşündürüyor.

ALT Yorum ve Fiyat Analizi 24 Temmuz 2025
ALT Teknik Analizi Daralan Üçgen Yapısı Fiyat daralan üçgen formasyonunun içinde hareket ediyor. Formasyonun üst bandı 0,0388–0,0398 dolar aralığında yer alıyor. Bu bölge hem üçgenin üst sınırı hem de güçlü yatay direnç olarak çalışıyor. Aşağıda ise 0,0345 dolar ara destek, 0,0311 ve 0,0299 dolar seviyeleri ana destek olarak öne çıkıyor.Fiyatın 0,0398 bölgesini kırması durumunda üçgen formasyonu yukarı yönlü tamamlanmış olur ve ilk hedef olarak 0,0447 dolar bölgesi takip edilir. Bu seviyenin de hacimli kırılması, orta vadede 0,0539 dolar hedefini teknik olarak aktif hale getirir.Üçgen yapısı bozulmadığı sürece destek direnç aralığında dalgalı hareketler devam edebilir. Ancak fiyatın 0,0299 altına inmesi durumunda yapı bozulur ve 0,0266 dolar bölgesi yeniden test edilebilir.Kritik Seviyeler:Direnç: 0,0388 – 0,0398Destek: 0,0345 – 0,0311 – 0,0299Formasyon kırılım hedefi: 0,0539Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

Algorand (ALGO) Nedir?
Blockchain dünyasında hız, güvenlik ve düşük maliyet genellikle bir arada bulunmaz derler… ama Algorand bu ezberi bozuyor. 2019’da MIT profesörü ve Turing Ödülü sahibi kriptograf Silvio Micali tarafından geliştirilen Algorand, hem çevre dostu yapısıyla hem de saniyeler içinde işlem kesinliği sağlamasıyla dikkat çekiyor.Algorand nedir diye merak ediyor olabilirsiniz. Bu soruya cevap olarak hem hızlı hem güvenli hem de çevre dostu bir blockchain ağıyla karşı karşıyayız. Peki, Algorand kimin? 2019’da MIT profesörü ve Turing Ödülü sahibi Silvio Micali tarafından geliştirilen bu proje, klasik blockchain problemlerini çözmeye odaklanıyor. Algorand ağı, ortalama 4 saniyede işlem kesinliği sağlarken düşük işlem ücretleriyle öne çıkıyor; çoğu transferde yalnızca 0.001 ALGO yeterli oluyor. ALGO coin nedir ve ALGO token ne işe yarar diye düşünenler için söyleyelim: ALGO, hem ağın yerel kripto parası hem de yönetişimde söz sahibi olmanızı sağlayan bir araç. Ağ, enerji dostu yapısıyla öne çıkan bir carbon negative blockchain olmasının yanı sıra, Pure Proof-of-Stake (PPoS) adlı yenilikçi bir konsensüs mekanizması kullanıyor. Kısacası, Algorand bugün DeFi’den NFT’lere, dijital kimlikten devlet projelerine kadar birçok alanda aktif olarak kullanılan, modern ve sürdürülebilir bir blockchain platformu. Ancak aslında bundan çok daha fazlası var.Bu rehberde Algorand’ı tüm yönleriyle tanıyacak, ALGO’nun geleceğini ve kullanım alanlarını birlikte keşfedeceğiz. Hazırsanız başlayalım!Algorand’ın Tanımı ve Ortaya ÇıkışıAlgorand protokolü, temelinde açık kaynak kodlu ve izinsiz (permissionless) bir blockchain olarak tasarlandı. Silvio Micali, yıllarca kriptografi alanında yaptığı öncü çalışmalar (örneğin doğrulanabilir rastgele fonksiyonlar ve sıfır bilgi ispatları üzerindeki buluşları) sonrasında 2017 yılında Algorand konsepti üzerinde çalışmaya başladı ve 2019’da ana ağı kullanıma açtı.Algorand mainnet’i Haziran 2019’da başlatıldığında, proje ekibi ALGO token’larını halka arz etmek için geleneksel ICO modelinden farklı olarak Hollanda usulü bir müzayede (Dutch Auction) yöntemi kullandı. Bu sistemde, satış belirli bir fiyattan başlatılır ve zaman geçtikçe fiyat kademeli olarak düşer; yatırımcılar istedikleri seviyeden alım yapabilir. Bu modelin amacı, katılımcılar arasında daha adil bir dağılım sağlamaktı: ilk gelen, en yüksek fiyatı ödeyen kişi olmak zorunda kalmaz, herkes kendince “adil” gördüğü fiyattan alım yapabilir. Ayrıca bu yöntem, “pump and dump” gibi ani fiyat manipülasyonlarının da önüne geçmeyi hedefliyordu.Sonuç olarak müzayede süreci sonunda 25 milyon ALGO satıldı ve proje yaklaşık 60 milyon dolarlık fon toplamayı başardı. Bu, o dönem için merkeziyetsiz altyapıya sahip bir Layer-1 ağ projesi açısından oldukça dikkat çekici bir başlangıçtı. Projenin arkasındaki şirket olan Algorand Inc., Silvio Micali liderliğinde protokolün mühendislik geliştirmelerini yürütürken; ekosistemin büyümesi, token ekonomisi ve topluluk yönetişimi Singapur merkezli Algorand Vakfı (Algorand Foundation) tarafından üstlenilmekte.Algorand, konsensüs yöntemi olarak Pure Proof-of-Stake (Saf Hisse İspatı) mekanizmasını kullanır. PPoS sistemi. Kaynak: Algorand/Developers Bu sistemde yeni blokları önermek ve doğrulamak için her ALGO sahibi, elindeki miktarla orantılı ancak rastgele bir seçim süreciyle belirlenir. Geleneksel Proof-of-Stake’teki gibi sadece en çok token kilitleyen düğümler yerine, Algorand’ın PPoS modeli tüm katılımcılara adil bir fırsat tanır ve “zengin daha da zenginleşir” problemini önler. Ağdaki düğümlerin blok üretimi için yarışmasına veya yüksek enerji tüketimli madencilik cihazlarına ihtiyaç yok; bu da Algorand’ı enerji verimliliği en yüksek blockchainlerden biri haline getiriyor. Sonuç olarak Algorand protokolü, Bizans anlaşması (Byzantine Agreement) ile desteklenen PPoS konsensüsü sayesinde tek bir kötü niyetli çoğunluğun sistemi ele geçiremeyeceği, son derece güvenli ve dağıtık bir yapıya ulaştı.Bu noktada, bir parantez açmakta fayda var. Bizans anlaşması" (ya da tam adıyla Bizans Genel Sorunu / Byzantine Fault Tolerance - BFT) blockchain teknolojisinin temel taşlarından biridir. Bizans anlaşması, bir dağıtık sistemde, bazı katılımcılar hatalı ya da kötü niyetli olsa bile geri kalan dürüst katılımcıların birlikte doğru bir karara varabilmesini sağlayan bir mutabakat modeli.Algorand ağı, sadece teoride değil, gerçek dünyada işe yarayan çözümler üretmek için tasarlanmış. Ağın sahip olduğu iki katmanlı mimari sayesinde, temel işlemler ve basit akıllı kontratlar doğrudan birinci katmanda gerçekleşiyor. Daha karmaşık uygulamalar ve detaylı akıllı sözleşmeler ise ikinci katmanda çalışıyor. Bu yapı, hem sistemin hızını koruyor hem de farklı türde uygulamalara esneklik sağlıyor.Algorand’ın sunduğu Algorand Standart Varlıkları (ASA) özelliği sayesinde herkes kolayca kendi dijital varlığını ya da token’ını oluşturabiliyor. Örneğin, USDT ve USDC gibi önde gelen stablecoin projeleri, yüksek hız ve düşük işlem ücreti gibi avantajlar sunduğu için Ethereum yerine Algorand altyapısını tercih etti.Bugün Algorand ağı; DeFi protokolleri, NFT pazar yerleri, dijital kimlik çözümleri ve hatta geleneksel finansın blockchaine taşındığı uygulamalara kadar çok farklı alanlarda kullanılıyor. Bu özellikleri sayesinde dünya genelinde 2000’den fazla kurum ve proje, daha sürdürülebilir ve ölçeklenebilir uygulamalar geliştirmek için Algorand’ı tercih etmeye başladı bile.Algorand’ın Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıAlgorand’ın bugün geldiği noktaya bakınca, arkasında sağlam bir gelişim süreci ve etkileyici adımlar olduğunu görmek mümkün. Sadece teknik olarak değil, aynı zamanda küresel ölçekteki iş birlikleri, çevre odaklı yaklaşımı ve kamu projelerinde aldığı rollerle de kendine özel bir alan açtı. Şimdi gelin, Algorand’ın bu yolculuğunda öne çıkan dönüm noktalarına birlikte göz atalım:2019: Algorand ağı resmen sahneye çıktı. Haziran ayında ana ağ (mainnet) aktif edildi ve ALGO token’ı ilk halka açık satışla yatırımcılara sunuldu. Bu satışta, farklı olarak geleneksel ICO modeli yerine Hollanda usulü müzayede yöntemi tercih edildi. Bu sistemde token fiyatı yüksekten başlar ve zamanla düşer; katılımcılar istedikleri fiyattan alım yapabilir. Adil ve dengeli dağıtım hedeflenmişti. Sonuç olarak, ALGO başına 2,40 dolarlık fiyatla toplam 25 milyon token satıldı ve proje 60 milyon dolar fon topladı. Aynı yıl ALGO fiyatı, 3.28 dolarlık tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Lansmanından bu yana ALGO fiyatı. 2020: Ağustos ayında, Algorand ilk kez akıllı kontrat altyapısını entegre etti. Algorand Smart Contracts (ASC1) adı verilen bu sistemle birlikte, hem durumsuz (stateless) hem de durumlu (stateful) akıllı sözleşmeler doğrudan 1. katmanda çalışabilir hale geldi. Bu gelişme, DeFi ve diğer merkeziyetsiz uygulamalar için Algorand’ı çok daha elverişli kıldı.2021: Bu yıl, Algorand ekosistemine ciddi bir finansal destek geldi. Algorand Foundation, DeFi alanındaki projeleri desteklemek amacıyla 300 milyon dolarlık Viridis DeFi fonunu duyurdu. Bu fonla birlikte merkeziyetsiz borsalar, borç-alacak platformları, sentetik varlık uygulamaları ve NFT girişimleri desteklenmeye başlandı. Aynı yıl çıkan Algorand Sanal Makinesi (AVM) güncellemesiyle akıllı kontratlarda daha karmaşık işlemlerin önü açıldı.2022: Algorand, kamu sektöründe de kendini göstermeye başladı. Özellikle El Salvador, dijital kimliklerden kamu kayıtlarına kadar pek çok alanda ülkenin blockchain altyapısını Algorand’a emanet etti. Benzer şekilde Marshall Adaları, kendi ulusal dijital para birimi olan Sovereign (SOV) için Algorand’ı tercih etti. Böylece Algorand, dünyadaki ilk egemen dijital para biriminin teknik temelini sağlamış oldu. Aynı dönemde FIFA ile resmi blockchain ortaklığı kurması ve sürdürülebilirlik odaklı projelere imza atması da küresel görünürlüğünü artırdı. Daha sonra FIFA’nın kendi blockchainini geliştirerek Algorand’ı bıraktığını belirtmekte fayda var. 2023–2024: Bu yıllar Algorand için ileri teknoloji odaklı bir dönemi temsil etti. Öncelikle, farklı blockchainler arasında güvenli ve aracısız bağlantı kurmak için State Proofs adlı özellik devreye alındı. Bu sayede zincir dışı istemciler, ağa dahil olmadan güvenilir bilgi alabilir hale geldi. Aynı zamanda, gizlilik ve ölçeklenebilirliği artırmak amacıyla zk-SNARK gibi sıfır bilgi teknolojilerine yönelindi. Algorand, 2024 yol haritasında bu teknolojilere dayalı kriptografik araçları entegre etmeye başladı. Son olarak, Algorand’ın Ethereum uyumlu hale gelmesini sağlayan Milkomeda A1 Rollup gibi Layer-2 projeleri mainnet’e entegre oldu ve Algorand böylece çok zincirli bir evrene adım attı.Algorand Neden Değerli?Algorand; hız, sürdürülebilirlik ve kullanıcı dostu yapıyı bir araya getiren kapsamlı bir ekosistem. Peki onu diğerlerinden ayıran tam olarak ne? Eğer “Neden Algorand?” diye merak ediyorsanız, aşağıdaki başlıklarda ALGO’nun güçlü yönlerini ve neden yatırımcılar ile geliştiricilerin ilgisini çektiğini detaylarıyla bulabilirsiniz.Anında işlem kesinliğiAlgorand, blockchain işlemlerinin mümkün olan en kısa sürede ve geri dönülemez şekilde onaylanması için tasarlandı. Her yeni blok eklendiğinde sistem çatallanmaz (fork); işlemler doğrudan ve kalıcı biçimde zincire yazılır. Özellikle finansal işlemlerde bu ortalama 4 saniyede kesinlik sağlayan yapı, ciddi bir zaman ve güven avantajı yaratıyor.Düşük işlem ücretleriALGO ile yapılan işlemlerin maliyeti gerçekten çok düşük. Tek bir transfer işlemi için genellikle yalnızca 0.001 ALGO gibi sembolik bir ücret yeterli oluyor. Bu da hem mikro ödemeler hem de büyük hacimli işlemler için maliyet açısından verimli bir çözüm sunuyor. Ethereum gibi ağlardaki yüksek işlem ücretleriyle kıyaslandığında, Algorand burada ciddi bir fark yaratıyor.Enerji verimliliği ve sürdürülebilirlikAlgorand, çevre dostu yapısıyla öne çıkan bir carbon negative blockchain. “Proof of Work” (iş ispatı) kullanan ağların aksine, Algorand’ın Pure Proof-of-Stake modeli çok az enerji tüketiyor. Hatta Algorand Vakfı, ClimateTrade gibi iş birlikleriyle karbon emisyonunu dengeleyip ağı karbon-negatif seviyeye taşıyor. Sonuç olarak, Algorand hem teknolojik hem de çevresel açıdan sürdürülebilir bir alternatif sunuyor.Yönetişim ve staking fırsatlarıAlgorand ağına sadece yatırım yaparak değil, aynı zamanda karar mekanizmalarına katılarak da dahil olabilirsiniz. ALGO token sahipleri, belirli dönemlerde token’larını kilitleyerek yönetişim oylamalarına katılabiliyor. Bu sistem sayesinde hem ağın geleceğinde söz hakkı elde ediliyor hem de karşılığında getiri (staking ödülü) kazanılabiliyor. Pasif gelir fırsatı sunması da cabası. ALGO yönetişim süreci. Gelişmiş akıllı kontrat yetenekleri (ASC1)Algorand, akıllı kontratları doğrudan 1. katmanda çalıştırarak hız ve güvenliği birlikte sunuyor. Algorand Smart Contracts (ASC1) adı verilen bu sistem, hem basit işlemleri otomatikleştirebilir hem de karmaşık merkeziyetsiz uygulamaların temelini oluşturabilir. Algorand’ın TEAL adlı özel diliyle yazılan bu sözleşmeler, hem tahmin edilebilir işlem ücretleri sunar hem de yüksek güvenlik sağlar. DeFi’den NFT projelerine kadar geniş bir alanda tercih ediliyor.Zengin ekosistem ve kullanım alanlarıAlgorand, sadece bir teknolojik altyapı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda büyüyen bir ekosisteme sahip. Örneğin; USDT ve USDC gibi önde gelen stablecoin’ler, Algorand Standart Varlıkları (ASA) formatında bu ağda işlem görüyor. DeFi alanında Algofi, Tinyman, Folks Finance gibi platformlar; NFT tarafında ise birçok sanat ve koleksiyon projesi Algorand’ın hızından ve düşük maliyetinden faydalanıyor. Ayrıca geleneksel finans ve kamu sektörleri de Algorand’ı tercih ediyor. Marshall Adaları’nın dijital para birimi SOV ve El Salvador’daki resmi blockchain projeleri bu ağ üzerinde geliştiriliyor. Tüm bunlar, ALGO coin geleceği açısından güçlü bir vizyon çiziyor. Algorand ekosistemindeki projeler. Kaynak: CoinBureau Algorand’ın Kurucusu Kim?Algorand projesinin kurucusu, dünyaca tanınmış bir bilgisayar bilimci ve kriptografi uzmanı olan Silvio Micali. “Algorand kimin eseri?” diye soracak olursak, arkasındaki isim Silvio Micali ve onun liderlik ettiği deneyimli bir ekip olarak cevaplayabiliriz. Micali, MIT (Massachusetts Institute of Technology) Üniversitesi’nde profesör olarak görev yapıyor ve kriptografi alanındaki katkıları sayesinde 2012 yılında bilgisayar bilimlerinin Nobel’i sayılan Turing Ödülü’nü kazandı. Kendisi, sıfır bilgi ispatı ve kriptografik rastgelelik (VRF) gibi teknolojilerin ortak mucidi olarak modern kriptografinin öncülerinden biri. Silvio Micali, 2017’de Algorand’ın teorik temelleri üzerinde çalışmaya başlamış ve 2019’da platformu kullanıma sundu.Algorand ekosisteminin geliştirilmesi iki ana yapı üzerinden ilerler: Algorand Inc. ve Algorand Foundation. Silvio Micali tarafından kurulan Algorand Inc., protokolün temel mühendislik geliştirmelerini ve iş birliklerini yürüten şirket. Öte yandan Algorand Vakfı, projenin merkeziyetsiz yönetişim süreçlerini, ekosistemin büyümesini ve ALGO token ekonomisini yöneten kâr amacı gütmeyen kuruluş olarak biliniyor. Vakıf, topluluk oylarıyla ağ parametrelerinin güncellenmesi, hibe programları ve eğitim girişimleri gibi konularda aktif rol oynar. Örneğin, 2020’de Algorand Vakfı topluluk yönetişim programını başlatarak ALGO sahiplerinin ağ kararlarında oy kullanabileceği bir sistemi devreye aldı.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Algorand’ı ilk kez duyanlar ya da ALGO yatırımı yapmayı düşünenler için akılda bazı temel sorular oluşması çok normal. “Nasıl çalışıyor?”, “Token tam olarak ne işe yarıyor?”, “Staking zor mu?”, “Gerçekten çevre dostu mu?” gibi sorular kafanızı kurcalıyorsa, yalnız değilsiniz. Bu bölümde, Algorand hakkında en çok merak edilen konuları yanıtladık. Hazırsanız, sorulara hızlıca göz atalım.Algorand nedir, nasıl çalışır?: Algorand; güvenli, hızlı ve merkeziyetsiz bir yapıya sahip olan modern bir blockchain ağı. Madencilik gibi enerji tüketen işlemlere gerek duymadan, ALGO sahipleri arasından rastgele seçilen kullanıcılar sayesinde ağ işlemleri doğrulanıyor. Bu yapı sayesinde işlemler saniyeler içinde kesinleşiyor ve sistem oldukça enerji verimli çalışıyor.ALGO token ne işe yarar?: ALGO, Algorand ağının yerel kripto parası. İşlem ücretlerinin ödenmesinden tutun da akıllı kontratların çalıştırılmasına ve yeni blokların oluşmasına kadar birçok işlevi var. Ayrıca ALGO’yu stake ederek yönetişime katılmak ve pasif gelir elde etmek de mümkün.Algorand Proof-of-Stake sisteminin farkı nedir?: Algorand’ın kullandığı Pure Proof-of-Stake (PPoS) sistemi, klasik yöntemlerden biraz farklı. Burada doğrulayıcılar rastgele seçiliyor, yani sadece büyük yatırımcılar değil herkes sisteme katılma şansına sahip. Bu da ağı daha adil ve merkeziyetsizlik açısından daha güçlü bir hale getiriyor.ALGO nasıl stake edilir?: ALGO stake etmek oldukça basit. Pera Wallet gibi resmi cüzdanlarda ya da bazı borsalarda ALGO’larınızı tutarak yönetişim dönemlerinde kilitleyebilir ve oylamalara katılarak ödül kazanabilirsiniz. İster kendi cüzdanınızda tutarak, ister otomatik staking özelliği sunan platformlar üzerinden kolayca işlem yapabilirsiniz.Algorand enerji verimli mi?: Evet, hem de oldukça. Ağ, madencilik yapmadığı ve PPoS algoritmasıyla çalıştığı için çok düşük elektrik tüketiyor. Üstelik Algorand Vakfı, karbon emisyonlarını dengeleyerek ağı karbon nötr – hatta karbon negatif – hale getiriyor.Algorand üzerine hangi uygulamalar geliştiriliyor?: Algorand üzerinde geniş bir yelpazede uygulama geliştiriliyor. DeFi alanında merkeziyetsiz borsa ve borç verme protokolleri, NFT dünyasında dijital koleksiyon platformları, ve kurumsal tarafta merkez bankası dijital paraları gibi projeler Algorand’ı tercih ediyor. Örneğin, USDT ve USDC gibi popüler stablecoin’ler Algorand ağına entegre edilmiş halde ve yüksek hız ve düşük işlem ücreti avantajıyla çalışıyorlar. Benzer şekilde Marshall Adaları’nın ulusal dijital para birimi SOV, Algorand blockchaini üzerinde hayata geçirildi. Bunun yanı sıra oyun sektöründen tedarik zinciri uygulamalarına kadar pek çok farklı alanda, toplamda binlerce kuruluş Algorand blockchainini kullanarak ölçeklenebilir ve güvenilir uygulamalar geliştiriyor. Algorand ve çevre dostu blokzincir teknolojileri hakkında daha fazla bilgi için JR Kripto Rehber serimizi takip edin.

Bir Şirket Daha XRP Yatırımına Yeşil Işık Yaktı! 20 Milyon Dolarlık Strateji Duyuruldu
Kripto paraların kurumsal düzeyde benimsenmesi hız kazanıyor. En son, dikey tarım teknolojileri alanında faaliyet gösteren Nature’s Miracle, 20 milyon dolarlık XRP yatırımıyla dikkatleri üzerine çekti. Şirketin bu adımı, XRP’nin kurumsal ödeme altyapılarında artan kullanımına ve sağladığı avantajlara duyulan güveni gösteriyor.Nature’s Miracle’dan kurumsal XRP hamlesiNature’s Miracle, yaptığı basın açıklamasında, şirket hazinesine 20 milyon dolara kadar XRP eklemeyi planladığını açıkladı. Bu stratejik yatırım, şirketin SEC onaylı S-1 kayıt beyanı sayesinde gerçekleşen öz sermaye finansmanı yoluyla finanse edilecek. Şirketin CEO’su James Li, bu girişimin uzun vadede uluslararası ödemelerdeki maliyetleri düşürmek, XRP’nin hız ve likidite avantajlarından yararlanmak ve Ripple ağıyla daha güçlü bir etkileşim kurmak için stratejik bir hamle olduğunu belirtti.Li, yaptığı açıklamada, “Başkan Trump’ın 18 Temmuz 2025’te imzaladığı GENIUS Act sonrasında daha fazla kurum kripto paraları hazine varlığı olarak görmeye başladı. Banco Santander ve American Express gibi büyük oyuncuların XRP’ye olan ilgisi, bu tokenin potansiyelini açıkça ortaya koyuyor,” dedi.Nature’s Miracle, bu hamle ile ABD borsasında işlem gören ilk şirketlerden biri olarak XRP’yi doğrudan hazine stratejisine dahil etmiş oldu. İlk etapta, S-1 beyanından elde edilen fonlarla XRP alımı yapılacak. Ancak şirket, ilerleyen dönemlerde yeni fon toplama, hisse ihracı veya yapılandırılmış finansman yöntemleriyle XRP rezervlerini artırabileceğini belirtti.Tüm bunlara ek olarak Miracle, Ripple ekosistemindeki XRP kullanımını da artırmayı planlıyor. Şirket, tokenlerini yalnızca rezervde tutmak yerine, staking ve ek gelir elde etme gibi yöntemlerle de değerlendirebilir.Kurumsal XRP benimsemesi büyüyorNature’s Miracle’ın bu hamlesi, kurumsal XRP trendinin bir parçası olarak öne çıkıyor. Son dönemde birçok halka açık şirket benzer adımlar atmaya başladı:Nasdaq listeli Trident, 500 milyon dolarlık dev bir XRP hazine planı üzerinde çalışıyor.Webus, SEC’ye sunduğu başvuruda 300 milyon dolarlık XRP odaklı bir dijital varlık operasyonu kurmayı hedeflediğini açıkladı.VivoPower, 121 milyon dolarlık XRP hazinesi için fon sağladı.Thumzup Media, dijital varlıklar dahilinde 250 milyon dolarlık yatırım planını onayladı.XRP, yakın zamanda rekor kırdıBilmeyenler için hatırlatmakta fayda var: XRP, Ripple tarafından geliştirilen ve özellikle uluslararası para transferlerinde hız ve maliyet avantajı sunan bir dijital varlık. Bankalar arası işlemlerde geleneksel SWIFT sistemine alternatif olarak öne çıkan XRP, saniyeler içinde işlem gerçekleştirebilme kapasitesiyle dikkat çeker. RippleNet ağı üzerinden birçok finansal kurum tarafından aktif şekilde kullanılmakta.24 Temmuz 2025 itibarıyla XRP’nin fiyatı 3.16 dolar seviyelerinde işlem görüyor. Gün içerisinde fiyatı 2.99 ile 3.36 dolar aralığında dalgalandı. XRP’nin toplam piyasa değeri yaklaşık 187.4 milyar dolar iken, 24 saatlik işlem hacmi ise 16.8 milyar doları aştı. XRP fiyatı, tüm zamanların en yüksek seviyesine kısa süre önce, 18 Temmuz 2025’te 3.65 dolarla ulaştı.

PUMP Token’ında Airdrop Krizi: Fiyat Düşüşte
Solana ağı üzerinde çalışan ve kullanıcıların dakikalar içinde meme coin’ler oluşturmasına imkân tanıyan Pump.fun, 2024 başından bu yana büyük ilgi gördü. Ancak projenin kendi token’ı olan PUMP henüz yeni piyasaya sürülmüş durumda. Airdrop’un ertelenmesi, erken yatırımcı hataları ve artan satış baskısı ise şimdiden projeyi sarsmış durumda. Kötü zamanlama nedeniyle 6 milyon dolar zarar eden özel yatırımcılar ve %12’lik ani fiyat düşüşü, toplulukta hayal kırıklığını büyütüyor.Pump.fun yatırımcıları, PUMP airdrop’u konusunda hayal kırıklığı yaşıyorKripto para piyasasında son günlerin en çok konuşulan projelerinden biri olan PUMP, hem yatırımcı hataları hem de proje ekibinin kararları nedeniyle büyük bir güven erozyonuyla karşı karşıya. Airdrop’un ertelenmesi ve erken yatırımcıların milyonlarca dolarlık zararları, token’ın fiyatında %12’lik ani bir düşüşe yol açtı. PUMP, kısa sürede hype yaratan bir meme coin projesi olarak öne çıkmıştı; ancak şimdi ciddi bir stres testinden geçiyor.Erken yatırımcıdan büyük hata: 6 milyon dolar buhar olduBu sırada zincir üstü verilere göre, "PUMP Top Fund 2" isimli özel satış yatırımcısı, yaklaşık 2 milyar PUMP token’ını (o anki değeriyle 12.8 milyon dolar) sekiz gün önce Binance’e transfer etti. Ancak Binance, PUMP token’ı henüz spot piyasada listelemediği için bu token’lar borsa cüzdanında pasif şekilde bekledi. Bu süreçte token’ın değeri yarı yarıya düşerek 6.9 milyon dolara kadar geriledi. Yatırımcı token’ları yaklaşık 23 saat önce geri aldı ve bu kez Bybit’e transfer etti. Ancak zamanlama hatası nedeniyle yaklaşık 6 milyon dolarlık bir satış fırsatını kaçırdı.Yalnızca bu olayla sınırlı kalmayan satış dalgası, iki farklı cüzdandan gelen 1.25 milyar PUMP token satışıyla devam etti. Toplamda 3.8 milyon dolar değerindeki bu token’lar ortalama 0.00305 dolardan satıldı ve yatırımcılar yaklaşık 1.2 milyon dolar zarara uğradı.Airdrop ertelemesi fiyatları çökerttiAynı gün içinde PUMP kurucu ortağı Alon Cohen, topluluğa hitap ettiği bir canlı yayında token airdrop’unun “yakın zamanda” gerçekleşmeyeceğini açıkladı. Cohen, ekip olarak önceliklerinin anlamlı bir airdrop deneyimi sunmak olduğunu, ancak şu anda ağı büyütmeye ve işlem hacmini artırmaya odaklandıklarını belirtti. Topluluk bu açıklamaya hızla tepki verdi ve PUMP token fiyatı bir günde %12 düşerek ICO fiyatı olan 0.004 doların altına geriledi. Token, ICO sonrası ulaştığı 0.0067 dolarlık zirveden %50'nin üzerinde değer kaybetti. PUMP token, 2024’ün başında Solana ağı üzerinde piyasaya sürülen Pump.fun platformunun yerel token’ı olarak tanıtılmıştı. Platform, kullanıcıların dakikalar içinde kendi meme coin’lerini oluşturmasına imkân tanıyarak neredeyse 1 milyar dolarlık işlem hacmine ulaşmıştı. Ancak token’ın gerçek kullanım alanları henüz beklentileri karşılayabilmiş değil.Topluluk içinde giderek artan bir hayal kırıklığı göze çarpıyor. 1 milyon doların üzerinde işlem hacmi oluşturmuş bir erken kullanıcı, ekip hakkında “destekçilere sırtlarını döndüler” ifadesini kullanarak tepkisini dile getirdi. Başka bir kullanıcı ise, PUMP fiyatının tüm zamanların en düşük seviyesi olan 0.00337 dolara gerilediğini hatırlatarak, yeni airdrop teşvikleri olmadan talebin yalnızca projenin gerçek faydalarına dayanması gerektiğini vurguladı.

GOAT Yorum ve Fiyat Analizi 23 Temmuz 2025
GOAT Teknik AnaliziGOAT grafiğide fiyatın daralan bir üçgen formasyonuna sıkıştığını görüyoruz. Bu formasyondan çıkış yönü, bir sonraki trendin yönünü belirlemede kritik rol oynayacak. Grafikte en yakın destek bölgesi 0,13334 dolar seviyesi olarak öne çıkıyor. Eğer GOAT bu seviyeyi aşağı yönlü kırarsa ilk etapta 0,11 – 0,10 bandına kadar bir düşüş beklenebilir. Daralan Üçgen Formasyonu Daralan üçgenin yukarı yönlü kırılımda ise güçlü direnç olarak 0,21976 ve 0,22565 seviyeleri yer almakta. Özellikle bu bölge geçmişte satışların yoğunlaştığı ve fiyatın defalarca reddedildiği bir alan.Aşağıda ise ilk güçlü destek bölgesi 0,11838 – 0,09510 bandı. Bu alan üçgen formasyonunun alt sınırına da yakın olduğu için önemli. Kırılım durumunda fiyatın yeniden 0,08384 ve ardından 0,06500 – 0,03800 aralığına kadar geri çekilme riski mevcut.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

PI Yorum ve Fiyat Analizi 23 Temmuz 2025
Pİ Teknik AnaliziPİ grafiğine baktığımızda Temmuz ayının sonlarına yaklaşırken düşen kanal içerisinde fiyatlanmaya devam ettiğini görüyoruz. Öncelikle öne çıkan en güçlü destek bölgesi 0,40 – 0,44 dolar bandıdır. Bu alan, geçmişte alıcıların devreye girdiği ve uzun vadeli tepkilerin geldiği güçlü bir zemin olarak öne çıkıyor. Şu anda fiyat bu bölgede tutunmaya çalışıyor. Bu alanın aşağı yönlü kırılması halinde düşüşün yeni dip arayışlarına sürüklemesine sebep olabilir. Düşen Kanal Yapısı Yukarı yönlü hareketlerde ilk direnç noktası 0,5349 seviyesidir. Burası düşen kanalın üst bandıyla da kesiştiği için teknik anlamda oldukça önemli bir eşik. Bu seviyenin kırılması durumunda yükseliş hareketi ivme kazanabilir ve fiyat sırasıyla 0,5812 ve 0,6437 dolar direnç bölgelerine doğru ilerleyebilir. Özellikle 0,64 bandı, geçmişte sert satışların geldiği önemli bir direnç bölgesi olarak dikkat çekiyor.Eğer PI fiyatı düşen kanalın dışına çıkmayı başarırsa, teknik anlamda orta vadeli bir trend dönüşümünden bahsetmek mümkün olabilir. Bu senaryoda, bir sonraki hedef seviyeler olarak 1,0939 ve 1,2354 dolar bölgeleri gündeme gelecektir.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

Injective (INJ) Nedir?
Kripto para dünyasında her gün onlarca yeni proje duyuruluyor. Ancak bunların yalnızca birkaçı gerçekten kalıcı bir etki bırakabiliyor. Injective (INJ) de bunlardan biri. Çünkü sadece bir Layer-1 ağ değil; hız, ölçeklenebilirlik ve modüler yapıyı, merkeziyetsiz finansın ihtiyaçlarına özel olarak bir araya getiren güçlü bir altyapı sunuyor. Peki, Injective nedir? Injective, sıradan bir Layer-1 blockchainlerden çok daha fazlasını sunuyor: Hızlı, ölçeklenebilir, modüler ve merkeziyetsiz finans (DeFi) odaklı bir ekosistem inşa ediyor.Injective platformu nedir? Injective, geliştiricilere ve kullanıcılarına klasik merkeziyetsiz uygulamalardan (dApp) çok daha fazlasını vaat eden, Cosmos SDK ile inşa edilmiş ve Tendermint konsensüs protokolüyle çalışan bir Layer-1 blockchain ağıdır. Özellikle zincir üstü emir defteri (on-chain order book) altyapısıyla öne çıkan bu proje, merkeziyetsiz borsalar, türev işlemler, oracle servisleri ve çok zincirli dApp'ler için özel olarak optimize edilmiştir.Peki INJ coin nedir ve neden bu kadar dikkat çekiyor? Injective’in yerel token’ı olan INJ, ağdaki yönetişimden staking’e, işlem ücretlerinden geliştirici teşviklerine kadar birçok rolü üstleniyor. Aynı zamanda, deflasyonist yapısıyla uzun vadeli yatırımcıların da radarında. Hal böyle olunca “INJ token ne işe yarar?” ya da “INJ coin geleceği nasıl?” gibi sorular da yatırımcıların gündeminden düşmüyor.Bu yazıda Injective ağına ve INJ token’a dair merak ettiğiniz tüm soruları adım adım ele alacağız. Injective platformu nedir, nasıl çalışır, hangi alanlara çözüm getirir, neden değerlidir, arkasında kimler var ve gelecekte neler vaat ediyor… Hepsini detaylarıyla anlatacağız.Hazırsanız başlayalım.Injective’in Tanımı ve Ortaya ÇıkışıInjective (INJ), merkeziyetsiz finans (DeFi) uygulamaları için özel olarak tasarlanmış modüler bir katman-1 (layer-1) blokzincir (blockchain) ağıdır. Yüksek hız ve birlikte çalışabilirlik (interoperability) özellikleriyle öne çıkan Injective, Cosmos SDK üzerine inşa edilmiştir ve Tendermint tabanlı bir Hisse İspatı (Proof-of-Stake) konsensüs mekanizması kullanır. Bu sayede saniyede 10.000’in üzerinde işlem kapasitesine ulaşıp anında kesinlik (instant finality) sağlayabilir. Injective ağı, geliştiricilere güçlü tak-çalıştır DeFi modülleri sunarak yeni nesil merkeziyetsiz uygulamaların (dApp) hızlı ve kolay bir şekilde oluşturulmasına imkan tanır. INJ ise bu ağın yerel token’ıdır ve Injective ekosistemini ayakta tutan temel varlık rolünü görür.Injective ağı kısaca “finans için inşa edilmiş blockchain” olarak tanımlanabilir. Merkeziyetsiz borsa (DEX) altyapısı, türev ürünler ve diğer finansal uygulamalar için optimize edilmiştir. Ağın temelleri ilk olarak 2018 yılında Binance’in kuluçka programında atılmış ve Eric Chen ile Albert Chon tarafından hayata geçirilmiştir. Cosmos SDK üzerinde geliştirilen Injective, Tendermint konsensüsü ile çalışarak yüksek verimlilik ve güvenlik sunar. Bu mimari sayesinde işlem ücretleri son derece düşüktür (hatta son kullanıcılar için neredeyse sıfıra yakındır) ve işlemler hızlı şekilde doğrulanır. Injective ağı, 2021 yılında mainnet lansmanını gerçekleştirerek resmen kullanıma açıldı. INJ coin çıkış tarihi olarak bu yıla işaret edebiliriz. Injective'in çalışma mekanizması. Kaynak: Messari Injective’in ortaya çıkış amacı, geleneksel blockchainlerde yaşanan ölçeklenebilirlik ve yüksek işlem ücreti gibi sorunlara çözüm getirmek. Özellikle DeFi uygulamalarında sıkça karşılaşılan öncelikli işlem alma (front-running) ve MEV (Maksimum Çıkarılabilir Değer) problemleri bu ağda en aza indirilmeye çalışılıyor.Front-running, basitçe anlatmak gerekirse, biri bir işlem göndermeden hemen önce araya girip daha avantajlı pozisyon almaya çalışan botların ya da madencilerin yaptığı bir taktik. MEV ise doğrulayıcıların bloklara hangi işlemleri hangi sırayla ekleyeceklerini seçerek kendilerine maksimum kazancı sağlamaya çalıştıkları bir durum. Injective’in zincir üstü emir eşleştirme sistemi bu tür durumları zorlaştırıyor. İşlemler özel bir zamanlama mekanizmasıyla eşleştirildiği için, kimsenin sırayı manipüle etmesi kolay değil.Bu yenilikçi yaklaşım, DeFi kullanıcıları için daha adil, şeffaf ve kullanıcı dostu bir ortam sunmayı hedefliyor. Kısacası Injective, finansal uygulamalar için özel olarak şekillendirilmiş, hızlı ve entegre bir Web3 altyapısı olarak öne çıkıyor.Injective’in Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıHer başarılı blockchain projesinin arkasında dikkat çekici bir yolculuk var. Injective de bu konuda istisna değil. İlk fikir aşamasından büyük yatırımcıların dikkatini çekmeye, oradan mainnet lansmanına ve nihayetinde güçlü bir ekosistem fonuna kadar Injective’in geçirdiği dönüşüm; büyük bir inşa sürecine işaret ediyor. Bu bölümde, Injective’in adım adım nasıl bugünkü haline geldiğine birlikte göz atalım.2018: Injective’in hikayesi 2018’de başladı. Proje, o dönem kripto dünyasının yükselen isimlerinden biri olan Binance Labs tarafından desteklenen erken dönem girişimlerden biriydi. Kurucular Eric Chen ve Albert Chon, merkeziyetsiz finansın geleceğini inşa etmeyi hedefleyen bu projeyi adım adım geliştirmeye başladı.2020: 2020 yılı, Injective için dönüm noktalarından biri oldu. Ekim ayında, Binance Launchpad üzerinden halka açık INJ token satışı yapıldı ve bu süreçte yaklaşık 3,6 milyon dolarlık fon toplandı. Aynı yılın sonunda ise “Solstice” adı verilen ilk halka açık testnet yayına alındı. Bu testnet, gerçek kullanıcıların sistemi deneyimleyebildiği ilk ortam oldu.2021: 2021 yılına gelindiğinde Injective, uzun süredir üzerinde çalıştığı testnet sürecini tamamladı ve Kasım 2021’de resmi olarak ana ağını (Canonical Chain) başlattı. Bu lansmanla birlikte kullanıcılar, Injective üzerinde gerçek varlıklarla işlem yapabilecekleri tamamen merkeziyetsiz bir ortama kavuştu.2022: 2022 Injective için entegrasyon yılıydı. Aralık ayında Injective, Wormhole köprüsünü ağına entegre ederek çoklu zincir desteğini aktif hâle getirdi. Bu sayede Solana ve çeşitli EVM tabanlı blockchainlerdeki varlıklar, Injective ağına taşınabilir hale geldi. Aynı yıl içinde Injective, geliştiriciler için büyük bir adım attı ve CosmWasm akıllı sözleşme desteğini aktif etti. Artık geliştiriciler, Injective ağı üzerinde kendi özel dApp’lerini yazabiliyordu.2023: 2023 yılına girerken Injective bir sürprizle geldi. Ocak ayında, toplam 150 milyon dolarlık Injective Ecosystem Fund duyuruldu. Bu fon; Pantera Capital, Jump Crypto, Kraken Ventures, Binance Labs gibi dev yatırımcıların katılımıyla oluşturuldu ve Injective ekosisteminde yeni projelerin önünü açmayı hedefledi. Aynı yıl başlatılan Açık Likidite Programı sayesinde, ağ üzerindeki merkeziyetsiz borsalara likidite sağlayan kullanıcılara ödüller dağıtılmaya başlandı. Böylece hem geliştiriciler hem de likidite sağlayıcılar için daha cazip bir ortam oluştu. Kaynak: Injective/Medium 2024: 2024 Injective için adeta bir "seviye atlama" yılı oldu. Ocak 2024’te “Volan” adını taşıyan büyük bir ağ güncellemesi hayata geçirildi. Bu güncellemeyle birlikte Injective’in modüler yapısı çok daha sağlam bir hale geldi, geliştiriciler için yeni araçlar ve geliştirme alanları açıldı. En dikkat çekici yeniliklerden biri, zincir üzerine Gerçek Dünya Varlıkları (RWA) entegrasyonu oldu. Volan güncellemesi aynı zamanda zincirler arası birlikte çalışabilirliği ciddi şekilde güçlendirdi. Örneğin, Injective’in sipariş defteri modülü, artık diğer IBC uyumlu zincirlerle doğrudan etkileşime geçebiliyor. Bu da zincirler arası varlık takasını çok daha sorunsuz ve hızlı bir hale getiriyor. Öte yandan, güncellemeyle birlikte INJ token’ın tokenomik modeli de yeniden yapılandırıldı. Token ekonomisinde daha fazla yakım (burn) mekanizması devreye alındı ve dolaşımdaki arz üzerindeki kontrol güçlendirildi. Böylece INJ’nin deflasyonist yapısı daha net bir şekilde ortaya çıktı ve uzun vadeli değer kazanımı için önemli bir adım atılmış oldu.Injective Neden Değerlidir?Injective’i benzer projelerden ayıran birkaç temel özellik var. Sadece bir Layer-1 blockchain olmakla kalmıyor; sunduğu yüksek performanslı altyapı, çok zincirli destek ve kullanıcı dostu yaklaşımıyla DeFi dünyasında kendine sağlam bir yer ediniyor. Peki ne gibi artılar sunuyor derseniz, gelin birlikte bakalım:Zincir üstü emir defteri (on-chain order book)Injective’in en dikkat çekici yanlarından biri, zincir üstünde çalışan gerçek bir emir defteri altyapısına sahip olması. Yani merkeziyetsiz ama aynı zamanda merkezi borsa (CEX) hızında bir deneyim sunuyor. Kullanıcılar spot ya da türev işlemler yaparken, emirlerini klasik borsalardaki gibi girip zincir üzerinde şeffafça eşleştirebiliyorlar.Tüm işlemlerin blockchain üzerinde tutulması, sistemin şeffaf ve denetlenebilir olmasını sağlıyor. Üstelik gelişmiş bir eşleştirme motoru sayesinde emirler çok düşük gecikmeyle işleniyor. Front-running ya da MEV gibi kullanıcıların aleyhine çalışan mekanizmalar, Injective’in mimarisiyle en aza indiriliyor. Bu da kullanıcıya daha adil ve hızlı bir ticaret ortamı sunuyor. Kısacası Injective, DEX deneyimini bir üst seviyeye taşıyor. Injectve'in emir defterini ayrıca şu şekilde açıklayabiliriz:AdımBileşenNe Yapar1Kullanıcı (Wallet)Alış ya da satış emri girer ve cüzdanıyla kriptografik imza atar.2Relayer (Aktarıcı)Bu imzalı emri alır ve Injective ağına aktarır.3Full Node (Tam Düğüm)İşlemi doğrular, geçerliyse mempool’a ekler.4Validator Node (Doğrulayıcı)Bu emri bloğa dahil eder, özellikle emir defteri eşleşmeleri anında gerçekleşir.5On‑chain Emir DefteriGerçek zamanlı olarak güncellenir; eşleşme gerçekleşince genel defterden silinir.Zengin ürün yelpazesi: Spot, türevler ve tahmin piyasalarıInjective yalnızca bir “al-sat” platformu değil. Ağın mimarisi, farklı finansal araçlara da kapı aralıyor. Spot işlemlerin yanı sıra türev ürünler, perpetual sözleşmeler, vadeli işlemler, opsiyonlar ve hatta tahmin piyasaları (prediction markets) gibi gelişmiş ürünler de Injective altyapısında destekleniyor.Bu çeşitlilik sayesinde geliştiriciler kendi merkeziyetsiz türev borsalarını kurabiliyor, kullanıcılar da klasik borsalardaki ürünlere benzer araçlara tamamen izinsiz bir şekilde ulaşabiliyor. Injective’in çekirdek modüllerinden biri olan on-chain order book altyapısı, bu işlemleri doğrudan zincir üzerinde gerçekleştirebildiği için, kullanıcılar açısından hem güvenli hem de hızlı bir deneyim sağlıyor. Tek bir ağ üzerinde bu kadar çok finansal ürünle etkileşimde bulunabilmek, Injective’i sıradan bir DEX’ten çok daha fazlası haline getiriyor.Çoklu zincir desteği ve birlikte çalışabilirlik (interoperability)Injective’i değerli yapan bir diğer unsur da çok zincirli (multi-chain) çalışabilme yeteneği. Cosmos ekosisteminde yer aldığı için IBC (Inter-Blockchain Communication) protokolünü destekliyor. Bu da Injective’in diğer Cosmos tabanlı zincirlerle doğrudan veri ve varlık alışverişi yapabilmesini sağlıyor.Ama iş sadece Cosmos ile sınırlı değil. Ethereum, Solana, Polygon, Avalanche gibi popüler zincirlerle de entegre çalışabiliyor. Özellikle Wormhole entegrasyonu sayesinde Injective’e dış ağlardan varlık taşımak oldukça kolay hale gelmiş durumda.Bununla birlikte Injective’in kendi ERC-20 köprüsü sayesinde Ethereum’daki token’lar da doğrudan destekleniyor. Yani hem Cosmos hem de EVM dünyasının arasında köprü kuran nadir projelerden biri diyebiliriz.Bu güçlü birlikte çalışabilirlik özelliği, hem kullanıcı hem de geliştirici tarafında büyük bir avantaj sağlıyor. Geliştiriciler Injective üzerinde farklı zincirleri bir araya getiren multi-chain dApp’ler inşa edebiliyor. Kullanıcılar ise farklı blockchainleirn likiditesine tek bir platform üzerinden ulaşabiliyor. Yani işin özü: Injective, zincirler arası sınırları mümkün olduğunca ortadan kaldırıyor.INJ token’ın kullanım alanlarıPeki sıkça sorulan o soruya gelelim: INJ coin nedir, ne işe yarar? Injective’in yerel token’ı olan INJ, ağın temel yapı taşı gibi çalışıyor. Hem ağın güvenliğini sağlamak hem de kullanıcıların sistem içinde aktif rol alabilmesi için birçok işlevi var.İlk olarak, staking amacıyla kullanılıyor. INJ sahipleri token’larını validatörlere delege ederek ağın güvenliğine katkıda bulunabiliyor ve karşılığında staking ödülleri kazanıyor. Yani INJ stake etmek, hem pasif gelir elde etmek hem de Injective’in işleyişine destek olmak anlamına geliyor.İkinci olarak, işlem ücretleri INJ ile ödeniyor. Ağda yapılan her işlem, ister bir emir oluştur ister bir akıllı sözleşme çağrısı yap, küçük bir ücretle gerçekleşiyor ve bu ücret doğrudan INJ ile tahsil ediliyor.Üçüncü önemli kullanım alanı ise yönetişim. INJ aynı zamanda bir governance token olduğu için, token sahipleri ağ üzerindeki gelişmeleri oylayabiliyor, güncellemeler hakkında fikir beyan edebiliyor. Böylece Injective’in geleceğine dair kararlarda doğrudan söz sahibi olabiliyorlar.INJ aynı zamanda Injective ekosistemindeki çeşitli dApp’lerde yardımcı varlık olarak da görev görüyor. Mesela Helix gibi merkeziyetsiz borsalarda işlem yaparken ücretleri INJ ile ödeyebilir, bazı türev platformlarında teminat olarak kullanabilirsiniz.Son olarak, INJ deflasyonist bir modele sahip. Yani dolaşımdaki toplam arz zamanla azalıyor. Bunun nedeni, Injective ağı üzerindeki uygulamalardan toplanan işlem ücretlerinin bir kısmının düzenli olarak yakılması (burn edilmesi). Bu mekanizma sayesinde uzun vadede token’ın değerini koruma potansiyeli artıyor.Özetle, “INJ token ne işe yarar?” sorusuna verilecek yanıt şu: staking’den yönetişime, işlem ücretlerinden dApp içi kullanıma kadar birçok kritik rolü var. Hem yatırımcılar hem de geliştiriciler için fonksiyonel ve değerli bir varlık. Injective'in INJ tokenı için kullanım alanları. Kaynak: Injective Ekosistem fonları ve geliştirici teşvikleriBir projeyi güçlü yapan yalnızca teknolojisi değil, arkasındaki destek ve büyüme potansiyelidir. Injective, bu anlamda fazlasıyla iddialı. Özellikle INJ coin geleceği konusunda umutlu olunmasının en büyük nedenlerinden biri de projeye sağlanan geniş kapsamlı finansal destek.2023’te duyurulan Injective Ecosystem Fund, bu desteğin en somut örneği. Toplam 150 milyon dolarlık bu dev fon, Pantera Capital, Jump Crypto, Kraken Ventures, KuCoin Labs gibi sektörün ağır topları tarafından finanse ediliyor. Amaç, Injective ve Cosmos ekosisteminde yeni projeler geliştiren ekipleri hem maddi hem de stratejik olarak desteklemek.Fon yalnızca yatırım sağlamıyor, aynı zamanda mentorluk, teknik rehberlik ve iş birliği gibi imkanlar da sunuyor. Özellikle yeni DeFi protokolleri, zincirler arası uygulamalar ya da altyapı projeleri geliştiren ekipler için büyük bir fırsat.Bununla birlikte, ağ üzerindeki kullanıcıları ve likidite sağlayıcıları teşvik etmek için farklı programlar da devrede. Örneğin belirli dönemlerde işlem madenciliği ödülleri, likidite katkılarına özel bonuslar ya da hackathon gibi etkinliklerle geliştiriciler destekleniyor.Tüm bu girişimler, INJ coin geleceği konusunda pozitif bir tablo çiziyor. Ağın gelişim hızı, teknik altyapısı ve topluluk etkileşimi göz önüne alındığında Injective’in DeFi alanında ciddi bir yer edinmesi beklenebilir.Injective’in Kurucusu Kimdir?Peki “Injective kimin?” diye sorarsanız, arkasında oldukça yetkin bir ekip olduğunu söyleyebiliriz. Injective projesi, çekirdek geliştirme sürecini yöneten Injective Labs tarafından hayata geçirildi. Şirketin kurucu ortağı ve CEO’su olan Eric Chen, finans ve blockchain teknolojileri alanındaki derin bilgisiyle Injective’in vizyonunu şekillendiren isimlerden biri. Diğer kurucu ortak Albert Chon ise Injective Labs’ın CTO’su olarak ağın teknik altyapısından sorumlu. Chon’un mühendislik geçmişi, özellikle ağın ölçeklenebilirliği ve güvenliği konusunda projeye büyük katkı sağlamış.Injective ekibi, projenin ilk aşamalarından itibaren hem Ethereum hem de Cosmos topluluklarıyla yakın temas hâlinde çalıştı. Bu sayede Injective, hem EVM uyumluluğu hem de IBC entegrasyonu gibi önemli teknik yapı taşlarını oldukça başarılı bir şekilde sisteme entegre etti. Proje ilk olarak Binance Labs’ın 2018’deki kuluçka programında doğdu ve zamanla Mark Cuban gibi önemli yatırımcılardan, Cosmos ekosistemindeki diğer projelere kadar pek çok farklı aktörden destek gördü.Bugün geldiğimiz noktada Injective Labs hâlâ çekirdek geliştirmeleri sürdürüyor ama ağın kontrolü tamamen topluluğa geçmiş durumda. Injective’in yönetişim süreci INJ token sahiplerinin oylarıyla şekilleniyor. Topluluk üyeleri, “Injective Improvement Proposal (IIP)” olarak adlandırılan öneriler üzerinden teknik güncellemeler ya da ekonomik parametrelerde yapılacak değişiklikler hakkında oy kullanabiliyor. Örneğin 2024’te gerçekleşen büyük Volan güncellemesi, IIP-314 numaralı teklifin topluluk tarafından kabul edilmesiyle devreye alındı.Kısacası Injective Labs’ın teknik liderliği ve topluluğun aktif katılımıyla Injective, tamamen açık, merkeziyetsiz ve topluluk odaklı bir yapıda büyümeye devam ediyor.Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, Injective hakkında sıkça sorulan bazı sorular ve cevaplarını bulabilirsiniz:Injective ağı nedir ve ne amaçla kullanılır?: Injective, Cosmos SDK tabanlı, DeFi odaklı bir katman-1 blockchain ağıdır. Merkeziyetsiz borsa, türev piyasaları, tahmin piyasaları gibi finansal uygulamaları desteklemek amacıyla geliştirilmiştir. Yüksek hız, düşük ücret ve çapraz zincir desteği sayesinde geleneksel finansal araçları blockchain üzerinde, izinsiz ve merkeziyetsiz şekilde sunmayı hedefler.INJ token ne işe yarar?: INJ, Injective ağının yerel kripto parasıdır ve çok yönlü bir kullanım alanına sahiptir. Ağ güvenliği için staking yapılmasını sağlar (stake edenler ağ doğrulamasına katılıp ödül alır), işlem ücretlerini ödemede kullanılır ve yönetişim oylamalarında oy hakkı verir. Ayrıca INJ token, Injective ekosistemindeki merkeziyetsiz uygulamalarda (örneğin borsalarda ücret ödemek veya teminat yatırmak için) faydalı bir varlık olarak rol oynar.Injective, Ethereum ve Cosmos ile nasıl entegre olur?: Injective, Cosmos ekosisteminin bir parçası olduğu için IBC protokolü sayesinde diğer Cosmos zincirleriyle doğrudan entegredir. Bunun yanı sıra Ethereum ile entegrasyon için hem kendi geliştirdiği ERC-20 köprüsünü kullanır hem de Wormhole gibi çapraz zincir köprü protokollerinden yararlanır. Böylece Ethereum, Solana, Polygon gibi ağlardaki varlıklar Injective ağına taşınabilir ve Injective üzerindeki dApp’lerde kullanılabilir.Injective üzerine nasıl uygulama geliştirilir?: Injective ağı, geliştiricilere Cosmos SDK ve CosmWasm akıllı sözleşme desteği sunar. Geliştiriciler, Injective’in sağladığı hazır DeFi modüllerini (örneğin emir defteri, oracle, köprü modülleri) kullanarak hızla uygulama geliştirebilirler. Ayrıca Injective’in geliştirici dokümantasyonu ve API’leri aracılığıyla, Rust veya CosmWasm kullanarak akıllı sözleşmeler yazmak ve ağı kendi uygulamalarıyla entegre etmek mümkündür.INJ nasıl stake edilir?: INJ stake etmek için öncelikle INJ token’larınızı destekleyen bir cüzdana (örn. Injective Hub veya Cosmostation gibi) aktarırsınız. Ardından ağ üzerinde doğrulayıcı (validator) listesine göz atıp istediğiniz bir doğrulayıcıya INJ token’larınızı delege edebilirsiniz. Stake edilen INJ’ler kilitli kalırken siz düzenli aralıklarla staking ödülleri kazanırsınız ve dilerseniz oy verme gibi yönetişim işlemlerine katılabilirsiniz.Injective DEX ile diğer DEX’ler arasındaki fark nedir?: Injective üzerindeki DEX’ler, çoğu diğer DEX’in aksine tamamen zincir üstü bir emir defteri sistemine sahiptir. Örneğin Uniswap gibi otomatik piyasa yapıcı (AMM) modeller yerine, Injective DEX’leri alış-satış emirlerini eşleştiren geleneksel borsa mantığını blockchaine taşır. Bu yaklaşım kullanıcıya daha aşina olduğu bir ticaret arayüzü sunarken, aynı zamanda yüksek hız ve düşük maliyet avantajıyla merkezi borsa kalitesinde bir deneyimi merkeziyetsiz ortamda sağlar.

Tether'den Yatırım Portföyü Açıklaması: 120'den Fazla Şirkete Sessiz Sermaye Aktı
Kripto para piyasasının en büyük stablecoin şirketi olan Tether, yalnızca blockchain teknolojileriyle değil, aynı zamanda girişim sermayesiyle de adından söz ettirmeye başladı. Şirketin CEO’su Paolo Ardoino, 23 Temmuz’da yaptığı açıklamada, Tether’in şimdiye kadar yatırım yaptığı şirketlerin bir kısmını kamuoyuyla paylaştı. Ancak bu açıklama, kripto topluluğunda alkış kadar eleştiri de getirdi.Gizli portföy gün yüzüne çıktıTether’in yatırım listesi, bir ekran görüntüsüyle birlikte Ardoino’nun X (eski adıyla Twitter) hesabından paylaşıldı. Ardoino, yaptığı paylaşımda portföyde 120’den fazla şirketin bulunduğunu belirtti ve detaylı listeye Tether’in resmi web sitesi üzerinden erişilebileceğini duyurdu. Bu şirketler arasında Bitdeer, Crystal Intelligence, Juventus, Rumble, Shiga Digital, Zengo, Blackrock Neurotech ve daha birçok dikkat çekici isim yer alıyor. Yatırımlar; Bitcoin madenciliğinden bilgisayar arayüzlerine, spor kulüplerinden yapay zekâya kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Tether, bu yatırımların tamamının şirketin kârından finanse edildiğini; USDT ya da diğer stablecoin rezervlerinin bu süreçte kullanılmadığını özellikle vurguluyor.Tether Ventures çatısı altında yapılan bu yatırımların temelinde; ödeme altyapısı, yenilenebilir enerji, tarım teknolojileri, yapay zekâ, Bitcoin ve tokenizasyon gibi stratejik alanlar bulunuyor. Şirketin açıklamasına göre hedef, yalnızca teknolojiyi değil, aynı zamanda bireysel özgürlüğü ve merkeziyetsizliği teşvik eden projeleri desteklemek.Bu bağlamda Rumble gibi alternatif medya platformlarına yapılan yatırımlar, Crystal Intelligence gibi blockchain analiz araçlarıyla güçlenen güvenlik çözümleri ve Blackrock Neurotech gibi ileri teknoloji şirketleri, Tether’in "finansal altyapının ötesine geçme" stratejisini yansıtıyor.Tether’e topluluk tepkili: “Bu kadar USDT nereden çıktı?”Ancak Ardoino’nun paylaşımı sadece yatırım listesiyle sınırlı kalmadı. CEO, aynı zamanda dolaşımdaki USDT arzının 162 milyar seviyesine ulaştığını da duyurdu. Bu açıklama kripto topluluğunda sert eleştirileri tetikledi.Pek çok kullanıcı, Tether’i “havadan para basmakla” suçladı ve bu USDT arzının denetlenebilirliğini sorguladı. Eleştiriler, Tether’in sık sık ABD Merkez Bankası'nın doları karşılıksız bastığı iddialarıyla karşılaştırılmasına neden oldu.Ardoino ise bu eleştirilere karşı daha önce defalarca yanıt verdiği gibi, USDT’nin yalnızca dolar mevduatlarıyla değil, aynı zamanda ABD hazine bonoları ve yüksek likit varlıklarla desteklendiğini yineliyor. Şirket, düzenli olarak bağımsız denetim raporlarını yayımladığını da belirtiyor.Şu anda USDT, 162 milyar dolarlık piyasa değeriyle en büyük stablecoin konumunda. En yakın rakibi USDC, bu değerin oldukça gerisinde kalıyor. Ancak yatırım portföyünün büyüklüğü ve USDT arzındaki artış, şirketin daha fazla şeffaflık göstermesi yönünde talepleri de artırıyor.

Bir Çok Altcoin’i Kapsayan ETF’e SEC Onayı Geldi: Lansman Beklemeye Alındı
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), Bitwise tarafından sunulan 10 varlıklı kripto endeks fonunun borsa yatırım fonu (ETF) formatına hızlandırılmış şekilde dönüştürülmesini onayladı. Ancak beklenmedik bir hamleyle, aynı gün içinde alınan bir düzenleyici karar doğrultusunda ETF’nin lansmanı durduruldu. Bu durum, hem yatırımcılar hem de piyasa analistleri arasında kafa karışıklığı ve tepkilere yol açtı.SEC tarafından yapılan açıklamaya göre, onay verilen ETF, Bitwise Kripto Endeksi’ni takip edecek. Endeksin mevcut dağılımı Bitcoin (%78,72), Ethereum (%11,10) ve XRP (%4,97) gibi büyük kripto paraların yanı sıra, Solana, Cardano, Chainlink, SUI, Avalanche, Litecoin ve Polkadot gibi altcoin’leri de kapsıyor. Kripto varlıkların saklama hizmeti Coinbase Custody tarafından sağlanırken, nakit yönetimi ve idari görevler BNY Mellon tarafından yürütülecek.SEC’nin düzenlemeleri gereği, fonun en az %85’i, hali hazırda ETF formatında onaylanmış kripto paralardan oluşmak zorunda. Bu noktada Bitcoin ve Ethereum bu şartı karşılayan başlıca varlıklar olarak öne çıkıyor. Geriye kalan %15’lik bölümde ise XRP ve Solana gibi henüz ETF formatında onay almamış coin’ler yer alıyor. Fon, her ay yeniden dengelenerek bu dağılımı endeksin güncellemelerine göre ayarlayacak.Bitwise ETF’si, “Creation Unit” adı verilen büyük bloklar halinde hisse ihraç edip geri alabilecek şekilde tasarlandığı için geleneksel ETF'lerle aynı yapıda çalışacak.Beklenmedik fren: Lansman askıya alındıTüm bu gelişmelere rağmen SEC, ETF’nin resmi olarak faaliyete geçmesini durduran bir karar aldı. SEC’nin 431(e) numaralı kuralına dayanan “stay” (bekletme) kararıyla, fonun lansmanı süresiz şekilde ertelendi. Bu karar, daha önce de bildirdiğimiz üzere benzer şekilde daha önce Grayscale’in büyük sermayeli kripto ETF’i için de uygulanmıştı.ETF Store Başkanı Nate Geraci, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada bu kararı “tuhaf” olarak nitelendirdi ve SEC’nin önce onay verip ardından lansmanı askıya almasının yatırımcılar açısından büyük bir belirsizlik yarattığını ifade etti. Geraci, “Bu gecikme, verilen onayla açıkça çelişiyor. Bitwise ve Grayscale gibi ürünlerin bir an önce işlem görmeye başlaması gerekiyor,” dedi. Bloomberg ETF analisti James Seyffart’a göre SEC’nin bu ani hamlesi, daha büyük bir stratejinin parçası olabilir. Seyffart, kurumun genel kripto ETF politikası netleşene kadar bu tür endeks fonlarının borsaya eklenmesini ertelemeye çalıştığını öne sürdü. Nitekim, SEC hâlâ XRP, Solana ve benzeri varlıkların menkul kıymet olup olmadığı konusunda nihai bir çerçeveye sahip değil.SEC’in ETF’ye freni çekmiş olması, altcoin piyasasını durdurmuş değil. Son 30 gün içinde Bitcoin’in piyasa hakimiyeti %65’ten %60’a gerilerken; Ethereum, Dogecoin, XRP ve Cardano gibi altcoin’ler bir miktar yükseliş kaydetti.Bitwise ETF’si şu anda yalnızca OTC (tezgah üstü) piyasada işlem görüyor. Ancak SEC’in kararı tersine çevrilirse, fon ulusal bir borsada listelenerek çok daha geniş bir yatırımcı kitlesine ulaşabilecek. Bu da hem bireysel hem de kurumsal yatırımcılar için yeni bir kripto yatırım aracı anlamına gelecek.Ancak şimdilik durum şu: Bitwise ETF’si teknik olarak onay aldı ama lansman için hala start düğmesine basılamadı.
