Haberler
Altcoin Haberleri
Altcoin ile ilgili tüm makale ve haberlere göz atın. Altcoin hakkında en son haberler, analizler ve görüşler.
İngiltere finans sektöründe yeni nesil dijital para ve ödeme sistemlerini şekillendirecek önemli bir adım atıldı. Quant, ülkenin önde gelen bankalarıyla birlikte “Tokenized Sterling Deposit” (GBTD) pilot projesinde ödeme altyapısı ve bankacılık teknolojisini geliştirmek üzere seçildi. Proje, UK Finance liderliğinde yürütülüyor ve Lloyds, Barclays, HSBC, NatWest, Santander ile Nationwide gibi büyük bankaların katılımıyla hayata geçiriliyor.Quant CEO’su Gilbert Verdian, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şirketin bu projede yer almasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Verdian, Quant’ın daha önce İngiltere’nin Regulated Liability Network (RLN) projesinde başarıyla test edilen teknolojisinin, farklı ödeme sistemlerini birbirine bağlama ve “programlanabilir para” modelini hayata geçirme kabiliyeti sayesinde tercih edildiğini belirtti. Verdian’a göre bu proje yalnızca ödemeleri hızlandırmakla kalmayacak, aynı zamanda paranın nasıl hareket ettiğini ve yönetildiğini kökten değiştirecek bir dönüşüm sağlayacak.GBTD, geleneksel sterlin mevduatlarının tokenize edilmiş dijital versiyonlarını ifade ediyor. Yani kullanıcıların bankalardaki mevduatları, regülasyonların ve mevcut güvence mekanizmalarının koruması altında kalırken, blockchain tabanlı bir yapıya kavuşuyor. Bu sayede hem daha hızlı hem de sahteciliğe karşı daha güvenli işlemler mümkün hale geliyor.Pilot fazda üç temel kullanım alanı test edilecek: çevrim içi pazar yerlerinde bireyler arası ödemeler, yeniden ipotekleme süreçleri ve dijital varlıkların müşteri mevduatlarıyla doğrudan takası. Örneğin pazar yerlerinde yapılan işlemlerde tokenize mevduatlar sayesinde alıcı ve satıcı arasındaki güven artacak, dolandırıcılık riski azalacak. Konut kredisi ve yeniden ipotekleme süreçlerinde ise şeffaflık sağlanacak, işlemler hızlanacak ve özellikle “conveyancing (gayrimenkul devir işlemleri)” sahtekârlıkları önlenecek. Ayrıca tokenize mevduatların dijital varlıklarla entegre edilmesi, kripto ve geleneksel finans dünyası arasında daha sorunsuz bir köprü kurulmasına imkân tanıyacak.Proje 2026 ortasına kadar devam edecek. Bu süre zarfında müşteriler, işletmeler ve ekonomi genelinde sağlanacak faydaların somut olarak gösterilmesi hedefleniyor. Kullanıcılara daha fazla kontrol imkânı, daha güçlü dolandırıcılık önlemleri ve verimli mutabakat süreçleri vadediliyor. Ayrıca proje, İngiltere’nin “National Payments Vision” planı ve dijital tahvil (DIGIT) girişimiyle uyumlu şekilde ülkenin küresel finans inovasyonunda öncü rolünü pekiştirmeyi amaçlıyor.UK Finance yöneticisi Jana Mackintosh, bu girişimi “endüstri iş birliğinin güçlü bir örneği” olarak tanımlarken, Bank of England Başkanı Andrew Bailey de tokenize mevduatların, stablecoin’lere kıyasla daha güvenli ve regüle edilmiş bir alternatif sunduğunu vurguladı. Barclays, HSBC, Lloyds, NatWest, Nationwide ve Santander yöneticileri de yaptıkları açıklamalarda tokenize mevduatların geleceğin dijital ödeme altyapısında merkezi bir rol oynayacağına dikkat çekti.QNT fiyatı hareketlendiQuant (QNT) fiyatı 26 Eylül’de gelen İngiltere’nin tokenize sterlin mevduat (GBTD) pilotunda ödeme altyapısını üstleneceği haberiyle kısa süreli bir yükseliş yaşadı ve 92 doların üzerine çıktı; ancak bu ivme kalıcı olmadı ve fiyat yeniden 88,65 dolar seviyelerine gerileyerek günlük bazda %2,3’lük bir düşüş kaydetti.

Varlık yönetim şirketi Bitwise, kripto vadeli işlem protokolü ve blockchain Hyperliquid’e bağlı tokenı tutan ve izleyen bir borsa yatırım fonu (ETF) başvurusunda bulundu. Şirket, perşembe günü yapılan düzenleyici başvuruya göre Bitwise Hyperliquid ETF’ini hayata geçirmek için girişimde bulunuyor. Fon, doğrudan Hyperliquid (HYPE) tokenını tutacak. HYPE, Hyperliquid’in merkeziyetsiz borsasında (DEX) indirimler sağlıyor ve blockchain üzerindeki işlem ücretlerinin ödenmesinde kullanılıyor. Başvuruda, ürünün hangi borsada işlem göreceği, hangi sembolle listeleneceği veya Bitwise’ın ne kadar ücret talep edeceği ise henüz belirtilmedi.Bitwise’dan HYPE için başvuruKripto varlık yönetim şirketi Bitwise Investment Advisers, Hyperliquid (HYPE) token’ını takip edecek yeni bir borsa yatırım fonu (ETF) için ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) başvurdu. S-1 formu üzerinden yapılan başvuru, HYPE için piyasaya sunulacak ilk ETF olma özelliğini taşıyor.Hyperliquid, merkeziyetsiz finans (DeFi) uygulamalarına özel olarak tasarlanmış bir Layer-1 blockchain. Ağın en önemli odak noktası perpetual vadeli işlemler olurken, hız, ölçeklenebilirlik ve kullanıcı odaklılık ön plana çıkıyor. 2021’den bu yana hızla büyüyen ekosistem, HYPE token üzerinden likidite ve işlem çeşitliliğini artırmayı amaçlıyor.Bitwise’ın adımı, kriptoya yönelik kurumsal ilgiyi artırma potansiyeli taşıyor. Zira ETF’ler, bireysel yatırımcıların doğrudan token satın almak yerine regüle edilmiş finansal ürünler üzerinden kripto varlıklara erişmesini kolaylaştırıyor. Bu tür ürünler aynı zamanda kurumsal yatırımcıların risk yönetimini daha şeffaf bir zeminde yapabilmesine imkân sağlıyor.Başvuru haberi sonrası HYPE fiyatında sert bir dalgalanma yaşandı. HYPE fiyatı son 24 saatte yüzde 5 yükselerek 42 dolardan el değiştiriyor. 270,8 milyon adet dolaşımdaki arzı bulunan HYPE, 11 milyar dolarlık piyasa değeriyle kripto piyasasında 21. sırada yer alıyor. Dört altcoin ETF’si ertelendiETF hamlesi, piyasadaki diğer gelişmelerle birlikte değerlendiriliyor. SEC, Bitwise başvurusunu incelemeye alırken, aynı günlerde bazı altcoin ETF başvurularını erteledi. Canary’nin spot SUI ve PENGU fonları ile stake edilmiş INJ ve SEI fonları, ayrıca Grayscale ve VanEck’in Avalanche odaklı ETF teklifleri karar için bekletilen dosyalar arasında bulunuyor. Hyperliquid ETF başvurusu piyasa uzmanları arasında da yankı uyandırdı. Yatırımcı ve girişimci Howard Lindzon, sosyal medyadaki paylaşımında girişim sermayesi dönemleriyle kıyaslama yaparak “Artık herkes erken aşamada olmak istiyor, ama kamu piyasaları gerçekte en odaklanılması gereken yer” ifadelerini kullandı.Kripto ETF piyasasında rekabet giderek kızışıyor. Geçtiğimiz günlerde Hashdex, SEC’in yeni listeleme standartları çerçevesinde XRP ve Solana’yı portföyüne ekleyerek mevcut ETF’ini genişletmişti. Bugün onlarca başvuru inceleme sürecinde ve yatırımcılar her yeni gelişmeyi yakından izliyor.Bitwise’ın Hyperliquid adımı onay alırsa, hem DeFi odaklı Layer-1 projelerinin görünürlüğü artacak hem de kurumsal sermaye için yeni bir kapı açılacak. Ancak onayın ne zaman geleceği ve SEC’in genel yaklaşımında hangi yönde ilerleyeceği şimdilik belirsizliğini koruyor.

ABD’de finansal düzenleyiciler, kripto varlık alımlarını açıklamadan önce borsada işlem gören bazı şirketlerin hisse senedi hareketlerini incelemeye aldı. Wall Street Journal’ın haberine göre, Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) ile Finansal Endüstri Düzenleme Otoritesi (Finra), dijital varlık hazinesi stratejisi izleyen şirketlerde olağandışı işlem modellerini araştırıyor.Yetkililer, özellikle “Digital Asset Treasury Companies” (DATs) olarak bilinen ve bilançolarına kripto para ekleyen halka açık şirketlerde dikkat çekici işlem hacimleri ve fiyat hareketleri tespit etti. Bu hareketlerin, söz konusu firmaların kamuya resmi duyuru yapmasından kısa süre önce gerçekleşmesi, içeriden bilgiye dayalı olabileceği şüphesini gündeme getirdi.SEC’in bazı şirketlere, Reg FD (Fair Disclosure/Adil Açıklama) kuralının ihlal edilebileceği yönünde uyarılarda bulunduğu bildirildi. Bu düzenleme, şirketlerin önemli ve henüz kamuya açıklanmamış bilgileri yalnızca belirli yatırımcılarla paylaşmasını yasaklıyor. Amaç, piyasa katılımcılarının eşit koşullarda bilgiye erişimini sağlamak.200’den fazla şirketle temasa geçildiFinra ve SEC’in yaklaşık 200’den fazla DAT şirketiyle temasa geçtiği belirtiliyor. İncelemelerin odağında, kripto alım duyurularından hemen önce görülen sıra dışı işlem hacimleri ve hisse fiyatlarındaki ani artışlar bulunuyor. Düzenleyiciler, bu tür işlemlerin piyasada güveni zedeleyebileceği ve manipülasyona yol açabileceği görüşünde.Bu gelişme, şirketlerin kripto hazinesi stratejilerine yöneldiği bir dönemde geldi. 2020’den bu yana MicroStrategy’nin öncülük ettiği bu trend, son aylarda giderek daha fazla şirket tarafından benimseniyor. Firmalar, bilançolarında Bitcoin ve Ethereum gibi varlıkları tutarak hem çeşitlilik sağlıyor hem de uzun vadeli değer artışından faydalanmayı hedefliyor.Yalnızca bu yıl içinde DAT şirketleri 20 milyar dolardan fazla risk sermayesi yatırımı çekti. Bu da kriptoya yönelik kurumsal ilgiyi gözler önüne seriyor. Öte yandan düzenleyici kurumlar, bu büyümenin şeffaflık ve piyasa adaleti ilkeleri çerçevesinde gerçekleşmesi gerektiğini vurguluyor.MicroStrategy, bu alandaki en büyük kurumsal oyuncu olmayı sürdürüyor. Michael Saylor liderliğindeki şirket, kısa süre önce 850 Bitcoin daha satın alarak toplam rezervini 639.835 BTC’ye çıkardı. Bu alımların toplam değeri 99,7 milyon dolara ulaştı. SEC ve Finra’nın başlattığı inceleme, kurumsal yatırımcıların kripto varlıklarla olan ilişkisinin artık yalnızca finansal değil, aynı zamanda regülasyon boyutuyla da daha sıkı denetleneceğinin işareti olarak görülüyor. ABD’li şirketler kriptoyu bilançolarına katmaya devam ettikçe, içeriden bilgi sızdırma veya adil olmayan işlem iddialarının da artabileceği öngörülüyor.Bu nedenle önümüzdeki dönemde, kripto varlık yatırımı yapan halka açık şirketlerin şeffaflık yükümlülüklerine daha fazla dikkat etmesi bekleniyor. Aksi takdirde hem ciddi yaptırımlarla karşılaşmaları hem de yatırımcı güvenini kaybetmeleri mümkün görünüyor.

AAVE Teknik GörünümüAAVE grafiğinde günlük periyotta yükselen kanal yapısı geçerliliğini koruyor. Fiyat, kanal orta bandından aldığı tepkiyle yukarı yönlü toparlanma çabasında. Genel yapı halen pozitif ve yükselen trend içerisindeki hareketini sürdürüyor.Anlık olarak fiyat 276$ seviyesinde işlem görüyor. Kısa vadede 288$ seviyesi ilk önemli direnç olarak öne çıkıyor. Bu seviyenin aşılması halinde fiyatın 322$ ve ardından kanal üst bandı olan 354$ bölgesine doğru hareket etme potansiyeli bulunuyor. Orta vadede kanal boyu hesaplandığında 380$ seviyelerine kadar alan açılabilir.Geri çekilmelerde ise takip edilmesi gereken destek bölgeleri:277$ bölgesi: Kısa vadeli en önemli destek konumunda.251$ seviyesi: Kanal orta hattı, korunması yükseliş trendi için kritik.226$ – 218$ bölgesi: Kanalın alt bandına yakın destek alanı. Yükselen Kanal Yapısı Özetle, AAVE tarafında yükselen kanal yapısı korunuyor. 288$ üzerinde kalıcılık sağlanması halinde yukarı yönlü hedefler öne çıkarken, 277$ altında kapanışlar düşüş riskini artırabilir.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

TAO Teknik AnaliziTAO grafiğinde uzun süredir devam eden düşen kanal yapısı güncelliğini koruyor. Fiyat kanalın orta bandında tutunmaya çalışsa da satış baskısı devam ediyor ve alt banda doğru hareket ihtimali giderek artıyor. Genel trend aşağı yönlü seyrini sürdürüyor. Düşen Kama Görüntüsü Anlık olarak fiyat 309$ seviyesinde işlem görüyor. 303$ – 292$ aralığı kritik destek bölgesi olarak öne çıkıyor. Bu alanın üzerinde kalıcılık sağlanması, düşen kanal içerisinde tepki yükselişine zemin hazırlayabilir. Kısa vadede yukarı yönlü denemelerde ilk direnç 333$ seviyesinde bulunuyor. Bu bölgenin aşılması halinde 366$ – 379$ aralığı test edilebilir. Ancak asıl kırılımın teyidi için 400$ bölgesi üzerine çıkılması gerekiyor. Bu gerçekleşirse 421$, 461$ ve 500$ seviyeleri sırasıyla gündeme gelecektir.Geri çekilmelerde ise 292$ seviyesinin altında kapanışlar görülmesi, fiyatı doğrudan kanalın alt bandına doğru itebilir. Bu durumda 263$ ve 222$ bölgeleri kritik destekler olarak takip edilmeli.Destekler:303$ – 292$ (önemli kısa vadeli destek)263$222$Dirençler:333$366$ – 379$400$421$ → 461$ → 500$Özetle, TAO hala düşen kanal yapısı içinde fiyatlanıyor. 292$ üzerindeki kalıcılık toparlanma için önemli olurken, 400$ üzeri kapanışlar orta vadede trend değişiminin güçlü sinyali olarak kabul edilecektir.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), Hashdex tarafından çıkarılan Nasdaq Kripto Endeksi ABD ETF’sine (NCIQ) resmi onayı verdi. Yeni düzenleme sayesinde fon, yalnızca Bitcoin (BTC) ve Ethereum (ETH) ile sınırlı kalmayacak; XRP, Solana (SOL) ve Stellar (XLM) gibi önde gelen altcoinleri de portföyüne ekleyebilecek. Bu karar, regüle edilmiş kripto yatırım araçlarının çeşitlenmesi açısından önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor.Hashdex’in ETF’si Delaware merkezli olarak kurulmuştu ve geçtiğimiz hafta yapılan güncellemeyle birlikte üçüncü kez revize edilen yeni bir güven anlaşması (trust agreement) yürürlüğe girdi. Böylece fon, Nasdaq’ın güncel listeleme standartlarıyla uyumlu hale getirildi. SEC onayıyla birlikte, fonun yapısında mali yıl değişikliğine gidilmedi ancak XRP, SOL ve XLM gibi altcoinler için resmi ekleme yetkisi kazanıldı.Yeni kurallar hızlandırılmış onay getiriyorSEC, geçtiğimiz günlerde kripto ETF’lerinin listeleme süreçlerini hızlandıran yeni kurallar kabul etmişti. Daha önce bir ETF’nin onay alması 270 güne kadar uzayabilirken, yeni standartlarla bu süre 75 güne kadar indirildi. Böylece başvuru sürecinde tek tek inceleme gerekliliği ortadan kalktı. Artık belirli koşulları karşılayan fonlar, doğrudan daha kısa sürede piyasaya çıkabilecek.Canary Capital Group’un kurucusu Steven McClurg, halihazırda SEC’e yapılmış yaklaşık bir düzine başvuru bulunduğunu ve daha fazlasının da sırada olduğunu belirterek, “Bu yılın son çeyreğinde adeta bir lansman dalgası göreceğiz” dedi. DGIM Law’dan Jonathan Groth ise Ekim ayından itibaren kripto ETF piyasasında “patlama dönemi” yaşanabileceğini ifade etti.Fonun yeni dağılımı dikkat çekiyorGüncellenen fon dağılımı, BTC ve ETH’nin ağırlığını korurken XRP’ye %6,93, Solana’ya %4,11 ve Stellar’a %0,33 oranında pay ayırıyor. Ayrıca Cardano (%1,22), Chainlink (%0,50) ve Uniswap (%0,14) gibi projeler de küçük oranlarla portföye dahil edildi. Bu durum, Hashdex ETF’sini Stellar’ı (XLM) ilk kez resmi olarak barındıran fonlardan biri haline getiriyor. Kripto piyasası uzmanı Nate Geraci, sosyal medyada yaptığı paylaşımda SEC’in onayını “kripto yatırımında çeşitliliğin önünü açan önemli bir gelişme” olarak nitelendirdi. Kullanıcıların büyük bölümü kararı olumlu karşılarken, bazı yorumcular altcoinlerin ETF’lere eklenmesinin piyasada daha geniş tabanlı bir kabul sağlayacağını vurguladı.SEC’in yeni standartları, fonların belirli koşulları karşılaması durumunda hızla onaylanmasına imkan tanıyor. Örneğin, listelenecek kripto varlığın CFTC denetiminde en az altı ay işlem gören vadeli kontratlara sahip olması ya da başka bir ETF’in o varlığı %40 oranında doğrudan barındırması yeterli sayılıyor. Bu sayede XRP, SOL ve XLM gibi projeler, hızla regüle edilmiş yatırım araçlarının parçası haline geldi.Grayscale de SEC’in açıklamasından kısa süre sonra harekete geçerek, özel fonunu halka açık bir ürün olan CoinDesk Crypto 5 ETF’e dönüştürdü. Bu ETF, BTC, ETH, XRP, SOL ve ADA’yı içeriyor. Grayscale CEO’su Peter Mintzberg, hızlı adımlarının “daha fazla düzenleyici netlik ve yatırımcıya erişim sağlama hedefinden” kaynaklandığını belirtti.Kripto piyasası analistleri, Ekim ayı itibarıyla XRP ve Solana’ya odaklı ETF’lerin piyasaya çıkmasını bekliyor. Ancak asıl soru, yatırımcıların Bitcoin ve Ethereum dışındaki bu altcoinlere gerçekten ilgi gösterip göstermeyeceği. SEC’in son kararı, altcoinlerin geleneksel piyasalara açılmasında en önemli adımlardan biri olarak kayda geçti.

Griffin AI’nin yerel token’ı GAIN, piyasaya çıkışının üzerinden sadece bir gün geçmişken büyük bir güvenlik açığı nedeniyle çakıldı. Binance Alpha kapsamında listelenen proje, kullanıcılarına özel airdrop fırsatı sunarken kısa sürede yatırımcı ilgisi çekmişti. Ancak yetkisiz biçimde basılan 5 milyar GAIN token, fiyatın yüzde 90’a varan kayıplar yaşamasına yol açtı. GAIN, 24 Eylül’de Binance Alpha’da işleme açıldığında 0,18 dolar seviyesinden fiyatlanıyordu. Kısa sürede KuCoin, HTX, MEXC ve Gate.io gibi büyük borsalarda da listelenen token, yatırımcıların ilgisiyle güçlü bir başlangıç yaptı. Ancak günün ilerleyen saatlerinde zincir üstü analizlerde tespit edilen olağan dışı hareketler, piyasada panik yarattı.Saldırgan, sözleşmeleri hedef aldıOn-chain araştırmalara göre, saldırgan sahte bir LayerZero eşleştirmesi kullanarak Griffin AI sözleşmesini manipüle etti ve 5 milyar yeni GAIN bastı. Bu arz patlamasıyla birlikte token hızla PancakeSwap üzerinden piyasaya sürüldü. Yalnızca 147,5 milyon GAIN satışı bile fiyatı sarsmaya yetti. Saldırgan bu satıştan 2.955 BNB, yani yaklaşık 3 milyon dolar elde ederek fonları farklı cüzdanlara dağıttı.Olayın ardından Griffin AI ekibi, tüm merkezi borsalardan işlemleri durdurmalarını talep etti. MEXC, ekibin çağrısından önce bile işlemleri askıya alarak zararın büyümesini önlemeye çalıştı. Ancak merkeziyetsiz borsalarda (DEX) swap işlemleri bir süre daha devam etti ve saldırgan elde ettiği varlıkların bir kısmını Ethereum’a köprüleyerek Tornado Cash üzerinden dağıtmaya başladı.Şu anda saldırganın cüzdanında 4,8 milyar yetkisiz basılmış GAIN bulunuyor. Bu token’ların akıbeti henüz netleşmiş değil. Griffin AI ekibi, resmi açıklamasında yatırımcılara sahte likidite havuzlarıyla etkileşime girmemeleri çağrısında bulundu. Ayrıca projeye ait airdrop kampanyası da güvenlik gerekçesiyle tamamen sonlandırıldı.GAIN’in piyasa değeri saldırı sonrası 7,3 milyon dolara kadar gerilerken, token 0,03 dolar seviyesinde işlem görüyor. Günlük işlem hacmi ise 190 milyon doların üzerine çıkarak olağanüstü bir artış kaydetti. Ancak bu hacmin büyük kısmı panik satışlarından kaynaklandı.Griffin AI, aslında kullanıcıların kodlama bilgisine ihtiyaç duymadan otonom yapay zeka ajanları geliştirmesini sağlayan bir platform olarak tanınıyor. Platform üzerinde hâlihazırda 15 binden fazla aktif ajan bulunuyor ve GAIN token bu ekosistemin hizmet kredilerini, işlem teminatlarını ve geliştirme araçlarını destekliyor. Fakat bu güvenlik açığı, projenin itibarına ciddi darbe vurdu.Kripto topluluğu ise olay karşısında sert tepki gösteriyor. Birçok yatırımcı, “kaybetmeyi kabul edebiliriz ama böylesi bir manipülasyon kabul edilemez” diyerek tepkisini dile getirdi. Bazı analistler bunun ekip içinden kaynaklı olmadığını, dışarıdan bir saldırganın açık bulduğunu savunuyor.GAIN vakası, kısa süre önce benzer şekilde yetkisiz token basımıyla değerini kaybeden UXLink olayını da hatırlattı. Bu tür saldırılar, özellikle yeni piyasaya çıkan token’larda yatırımcıların karşı karşıya olduğu riskleri hatırlatıyor.

Dokuz büyük Avrupa bankası, Avrupa Birliği’nin Kripto Varlık Piyasaları (MiCA) düzenlemesi kapsamında euro bazlı bir stablecoin çıkarmak için güçlerini birleştirdi.Projeye dahil olan bankacılık devleri şunlar: ING, Banca Sella, KBC, Danske Bank, DekaBank, UniCredit, SEB, CaixaBank ve Raiffeisen Bank International.Avrupa’da birçok banka stablecoin için bir araya geldiAvrupa bankacılık sektöründe dijital para alanında dikkat çeken yeni bir adım atıldı. Dokuz büyük Avrupa bankası, euro bazlı bir stablecoin çıkarmak üzere ortak bir konsorsiyum kurduklarını açıkladı. Bu hamle, hâlihazırda ABD doları destekli tokenlerin hâkim olduğu piyasada Avrupa merkezli güçlü bir alternatif oluşturmayı hedefliyor.Konsorsiyumda ING, Banca Sella, KBC, Danske Bank, DekaBank, UniCredit, SEB, CaixaBank ve Raiffeisen Bank International yer alıyor. Bankalar, Hollanda’da yeni bir şirket kurarak bu girişimin yönetimini üstlenecek. Projenin 2026 yılının ikinci yarısında hayata geçirilmesi planlanıyor. İlk aşamada, Hollanda Merkez Bankası’ndan elektronik para kurumu lisansı alınması ve MiCA düzenlemeleri kapsamında faaliyet gösterilmesi öngörülüyor.Yeni stablecoin, Avrupa Birliği’nin kripto varlıklara yönelik çerçeve düzenlemesi MiCA’ya tam uyumlu olacak. Bu sayede hem bankalara hem de müşterilere yasal güvence sağlanacak. Konsorsiyumun hedefi, düşük maliyetli ve anlık işlem imkânı sunan, sınır ötesi ödemelerde 7/24 kullanılabilecek bir dijital ödeme aracı geliştirmek. Ayrıca, programlanabilir ödeme özellikleriyle tedarik zinciri yönetiminden menkul kıymet ve kripto varlık işlemlerine kadar geniş bir kullanım alanı yaratılması planlanıyor.Danske Bank işlem bankacılığı birimi başkanı Flaminia Lucia Franca, “Dijital varlıklar, yalnızca yeni bir para biçimi getirmekle kalmıyor, aynı zamanda finans sektörüne ve müşterilere ciddi verimlilik ve tasarruf imkânı sunuyor” diyerek projenin önemini vurguladı. ING Dijital Varlıklar ekibinden Floris Lugt ise sektörün ortak standartlar etrafında birleşmesi gerektiğini, ancak bu şekilde gerçek bir piyasa benimsemesinin sağlanabileceğini belirtti.Proje, Avrupa’nın stratejik bağımsızlığını güçlendirmeyi amaçlıyor. Bugün itibarıyla küresel stablecoin piyasasının yüzde 99’unu ABD doları bazlı tokenler (USDT ve USDC gibi) oluşturuyor. Buna karşılık, Avrupa Merkez Bankası verilerine göre euro destekli stablecoinlerin piyasa büyüklüğü 350 milyon euronun altında kalıyor. Bu dengesizlik, Avrupa’da dolar bağımlılığını azaltma yönünde politik ve ekonomik baskıyı artırıyor. Aşağıda da görüleceği üzere, en büyük stablecoinler genellikle USD'ye dayalı. Yeni girişim, her bir bankanın kendi müşteri tabanına uyarlanmış hizmetler geliştirmesine de kapı aralayacak. Bankalar, ortak altyapıyı kullanırken stablecoin cüzdanları ve saklama hizmetleri gibi ek çözümler sunabilecek. Ayrıca konsorsiyumun başka Avrupalı bankalara da açık olduğu, regülasyon sürecinin ardından bir CEO atanacağı duyuruldu.MiCA’nın 2025 başında tüm AB üyesi ülkelerde geçerli hale gelmesiyle birlikte, Avrupa finans kurumlarının dijital varlık teknolojilerine ilgisi hızla artmış durumda. 2026’ya kadar sürecek geliştirme ve izin süreçleri, hem teknik altyapının olgunlaşmasına hem de yeni katılımcı bankaların dahil olmasına olanak tanıyacak.

Birleşik Arap Emirlikleri merkezli M2 Holdings’in yatırım kolu M2 Capital, kripto para piyasasında dikkat çeken yeni bir adım attı. Şirket, Ethena’nın yönetişim tokeni ENA’ya 20 milyon dolarlık yatırım yaptığını duyurdu. Bu hamle, hem Ortadoğu’nun dijital varlık altyapısına olan ilgisini hem de bölgenin küresel finans sahnesinde daha güçlü bir rol üstlenme isteğini ortaya koyuyor.Ethena, özellikle 2024 yılında piyasaya sürdüğü USDe ve sUSDe ürünleriyle tanınıyor. Kripto teminatlarla desteklenen bu ürünler, delta-nötr hedge stratejileri sayesinde istikrarlı değer korunumu sağlıyor. USDe, 1 dolara sabitlenmiş sentetik bir stablecoin işlevi görürken; sUSDe versiyonu ise getiri sağlayan bir form sunuyor. Bu yenilikçi yaklaşım sayesinde Ethena protokolü kısa sürede popüler hale geldi ve toplam kilitli varlık miktarı 14 milyar doları aştı. USDe'nin piyasa değeri de 14 milyar dolar seviyelerinde. M2 Global Wealth, Ethena’nın ürünlerini kendi varlık yönetim hizmetlerine entegre etmeyi planlıyor. Böylece müşterilere, regülasyonlara uyumlu bir şekilde kripto tabanlı gelir ürünlerine erişim imkânı tanınacak. M2’nin hazine birimi başkanı Kim Wong, yapılan anlaşmanın bölgedeki güven ve şeffaflık standartlarını yeniden tanımlayabileceğini belirtti.Bu yatırım aynı zamanda M2’nin kripto ekosistemine yönelik ilgisinin sürekliliğini de gösteriyor. Şirket daha önce Sui Blockchain ekosistemine yönelik fonlama girişimlerinde yer almıştı. Son hamle, kriptoya sermaye akışı sağlamanın yanı sıra Orta Doğu’nun dijital finans araçlarını benimseme sürecini de hızlandırmayı hedefliyor.Ethena, USDe ile öne çıktıEthena’nın başarısı ise yalnızca yatırımcı ilgisiyle sınırlı değil. Protokol, kısa sürede stablecoin benzeri fakat getiri sunan ürünler için oluşan talebi yakalamış durumda. Özellikle USDe’nin piyasa değeri 13 milyar doların üzerine çıkarak en büyük kripto varlık destekli dolar alternatifleri arasında üçüncü sıraya yerleşti. Bu performans, USDT ve USDC gibi geleneksel stablecoin’lerden ayrışan yeni bir modelin yükseldiğini gösteriyor.Birleşik Arap Emirlikleri’nin regülasyon tarafında attığı adımlar da bu gelişmeleri destekliyor. Dubai’nin Sanal Varlıklar Düzenleme Kurumu (VARA) ve ülkenin diğer finansal otoriteleri, kriptoya yönelik kapsamlı bir çerçeve oluşturmuş durumda. Bu düzenleyici netlik, hem yerli hem de yabancı yatırımcıları cezbediyor. M2’nin Ethena yatırımı da tam olarak bu ortamda gerçekleşti ve bölgenin küresel kripto finans merkezi olma yolundaki iddiasını güçlendirdi.Sonuç olarak, M2 Capital’in 20 milyon dolarlık ENA yatırımı yalnızca bir sermaye aktarımı değil; aynı zamanda Orta Doğu’nun dijital varlıklara açılan kapısında yeni bir dönemin işareti. Ethena’nın yenilikçi ürünleri, M2’nin stratejik yaklaşımı ve BAE’nin düzenleyici çerçevesi birleştiğinde, bölgede kripto ekosisteminin daha geniş kitlelere ulaşması bekleniyor.

Nasdaq listeli Çin merkezli elektrikli araç perakendecisi Jiuzi Holdings Inc. (JZXN), çarşamba günü yaptığı açıklamayla dikkatleri üzerine çekti. Şirket, yönetim kurulunda onaylanan yeni “Kripto Varlık Yatırım Politikası” kapsamında nakit rezervlerinden 1 milyar dolara kadarını seçili kripto paralara yatırabileceğini duyurdu.Çinli şirket 3 kripto paraya odaklıPolitikanın ilk aşamasında yatırımlar, yalnızca Bitcoin (BTC), Ethereum (ETH) ve Binance Coin (BNB) ile sınırlı olacak. Şirketin bu hamlesi, kripto piyasasına spekülatif bir girişten çok, uzun vadeli değer saklama ve riskten korunma amacıyla atılmış stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Yönetim, varlıkların kendi bünyesinde saklanmayacağını, bunun yerine profesyonel saklama hizmetleri üzerinden güvence altına alınacağını da açıkladı.Jiuzi’nin aldığı bu kararın ardında, kripto sektöründe deneyimli bir ismin ekibe katılması bulunuyor. Kısa süre önce şirketin operasyonlardan sorumlu başkan (COO) olarak göreve başlayan Doug Buerger, yeni politika çerçevesinde öncü bir rol üstlenecek. Buerger yaptığı açıklamada, “Amacımız kısa vadeli al-sat yapmak değil. Kripto varlıkları uzun vadeli değer deposu ve makroekonomik belirsizliklere karşı bir koruma aracı olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.Politikanın uygulanması için ayrıca bir “Kripto Varlık Risk Komitesi” kuruldu. CFO Huijie Gao’nun liderliğinde faaliyet gösterecek olan bu komite, yatırımların belirlenen çerçevede ilerlemesini denetleyecek ve düzenli olarak yönetim kuruluna rapor sunacak. Açıklamanın ardından Jiuzi Holdings hisselerinde sert bir yükseliş yaşandı. Nasdaq’ta işlem gören JZXN hisseleri, piyasa öncesi işlemlerde yüzde 55’in üzerinde değer kazandı. Yatırımcıların bu tepkiyi vermesinde, şirketin agresif bir büyüme stratejisi benimsemesi ve nakit rezervlerini daha etkin kullanma iradesi etkili oldu. CEO Tao Li ise yeni politikayı “uzun vadeli hissedar değerini korumak ve artırmak için atılmış proaktif bir adım” olarak nitelendirdi. Li’ye göre, bu girişim yalnızca şirketin finansal gücünü çeşitlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda geleneksel iş yapış biçimleriyle kripto ekosistemini buluşturacak yenilikçi bir modelin önünü açacak.Son dönemde ABD borsalarında işlem gören şirketler arasında kripto yatırımlarına yönelenlerin sayısı artıyor. MicroStrategy’nin Bitcoin alımlarıyla başlattığı trend, giderek daha fazla şirketin kasasında kripto varlık bulundurmasına yol açıyor.

Dünyanın en büyük kripto para borsalarından olan Bybit, Ethereum tabanlı Layer-2 çözümü Mantle (MNT) ile ortaklığını derinleştirerek yeni yol haritasını açıkladı. Bu yol haritası, MNT sahiplerine işlem maliyetlerinde kolaylık ve aynı zamanda VIP avantajlarından staking fırsatlarına kadar geniş bir yelpazede ayrıcalıklar sunmayı hedefliyor.Bybit’in duyurusuna göre MNT tutan kullanıcılar, spot işlemlerde %25, vadeli işlemlerde ise %10 oranında komisyon indirimi elde edecek. Bu oran, piyasanın önde gelen borsa token’larıyla kıyaslandığında oldukça rekabetçi bir maliyet avantajı sunuyor. Örneğin, BNB tutanlara kıyasla yaklaşık %20 daha avantajlı bir oran dikkat çekiyor.MNT ile VIP ayrıcalıkları ve yeni kullanım alanlarıBybit, MNT ekosistemini sadece işlem indirimiyle sınırlamıyor. Yol haritasında, MNT sahiplerinin daha düşük kayma (slippage) ile büyük miktarda token satın alabilmesi, platform üzerinde ödeme yapabilmesi ve genişleyen kullanım alanlarını keşfetmesi gibi özellikler yer alıyor. Ayrıca MNT tutan kullanıcılar, varlık çarpanı sayesinde 1.3X ile 1.5X aralığında daha hızlı VIP seviyelerine ulaşabilecek. Bu da daha düşük işlem ücretleri, özel kampanyalar ve kişiselleştirilmiş hizmetler gibi avantajların kapısını aralıyor.“Buy, Use, Hold, Earn” başlıklarıyla özetlenen yol haritasında staking, tasarruf ürünleri, yapılandırılmış finansal enstrümanlar, Launchpool ve Megadrop gibi ek gelir fırsatları da bulunuyor. Böylece kullanıcılar, portföylerini büyütecek yeni kanallara da erişim kazanıyor. Bunun yanında Bybit, sınırlı süreli kampanyalar ve özel fırsatlar da sunarak MNT sahiplerinin ekstra ödüller ve özel ayrıcalıklar elde etmesine imkân tanıyor. Ayrıca, farklı VIP seviyelerine göre işlem ücretlerinde sağlanan indirimler ayrıntılı bir tabloyla paylaşıldı. Spot işlemlerde maker ve taker ücretleri %0,075 seviyesinden %0,0225’e kadar gerilerken, türev ürünlerde ise %0,0495 seviyesinden %0,027’ye kadar düşüş sağlanıyor. En üst seviye olan VIP 99 kullanıcıları için bazı işlem türlerinde maker ücretinin sıfıra kadar indiği vurgulanıyor. Özetle, şirketin vizyonu, kullanıcıların hem finansal avantajlar hem de daha geniş kullanım senaryoları ile “MNT 2.0” döneminde daha akıllı ve ödüllendirici bir deneyim yaşaması üzerine kurulu.Mantle’ın ekosistemi genişliyorMNT’nin arkasındaki proje Mantle, Ethereum üzerinde geliştirilmiş bir Layer-2 çözümü olarak öne çıkıyor. Mantle’ın teknolojik altyapısı, onu sıradan bir Layer-2 çözümünden öteye taşıyor. Proje, modüler mimari yaklaşımını benimseyerek işlem yürütme, mutabakat (consensus) ve veri kullanılabilirliği (data availability) katmanlarını birbirinden ayırıyor. Modüler yapısı sayesinde düşük gas ücretleri, hızlı işlem kapasitesi ve güvenli altyapı sunan Mantle, DeFi, GameFi ve reel varlıkların tokenizasyonu (RWA) gibi alanlarda giderek daha fazla benimseniyor.Ekosistem, mETH protokolüyle kullanıcıların ETH stake ederek getirili mETH token’ı elde etmelerini sağlarken, Mantle EcoFund ise yüksek potansiyelli projelere yatırım yaparak ağın büyümesini destekliyor. Buna ek olarak cmETH adı verilen bir restaking çözümü mevcut. mETH sahipleri, cmETH’e aktarılan token’ları farklı protokollerde (örneğin EigenLayer, Symbiotic, Karak gibi restaking sistemleri) kullanarak ek getiri elde edebiliyorlar.

ABD’nin türev piyasalarındaki en önemli düzenleyici kurumu olan Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu (CFTC), stablecoin’lerin tokenleştirilmiş teminat olarak kullanılmasına yönelik yeni bir girişim başlattı.CFTC’den stablecoinler için kritik kararKurulun geçici başkanı Caroline Pham, uzun süredir stablecoin’lerin teminat yönetiminde “katil uygulama” olabileceğini savunuyordu. Pham, yaptığı açıklamada sektörle yakın iş birliği içinde çalışacaklarını ve stablecoin gibi tokenleştirilmiş varlıkların teminat olarak kullanımını mümkün kılacak politikaları geliştirmek istediklerini belirtti.Pham, geçtiğimiz yıl da benzer bir düzenleyici “sandbox” fikrini ortaya atmış ve stablecoin destekli tokenizasyonun pilot programlarla denenmesini savunmuştu. Şimdi ise, Başkan Donald Trump’ın aday gösterdiği Brian Quintenz’in onay sürecinin uzaması ve çeşitli çekişmelerle sekteye uğraması nedeniyle, Pham geçici başkan sıfatıyla inisiyatifi eline aldı.Stablecoin’ler, geçtiğimiz yaz kabul edilen ve ABD’de stablecoin piyasasını düzenleyen ilk kapsamlı yasa olan GENIUS Act kapsamına alınmış durumda. Dolar bazlı bu dijital varlıklar, kripto piyasalarında likiditenin belkemiğini oluştururken, akıllı sözleşmelere dayalı finansal işlemler için de kritik bir rol üstleniyor. CFTC’nin son açıklamasında Circle, Coinbase ve Ripple yöneticilerinden de destek mesajları paylaşıldı.Yeni girişim kapsamında kurum, piyasa oyuncularından yazılı görüş toplamaya başladı. Katılımcıların 20 Ekim’e kadar görüşlerini iletmeleri gerekiyor. CFTC’nin Global Markets Advisory Committee (GMAC) tarafından geçen yıl yayımlanan tavsiye raporunda da, dağıtık defter teknolojisi üzerinden nakit dışı teminat kullanımının genişletilmesi önerilmişti.Tokenleştirilmiş teminatın türev sözleşmelerinde kullanılması, piyasa uzmanlarına göre önemli avantajlar sağlayabilir. Ripple Stablecoin Başkan Yardımcısı Jack McDonald, bu yaklaşımın verimlilik ve şeffaflığı artırabileceğini, teminatın türev sözleşmelerde risk yönetimini daha güvenilir hale getireceğini savundu. Teminat, vadeli işlemler veya swap sözleşmelerinde tarafların yükümlülüklerini güvence altına almak için kritik öneme sahip.CFTC’nin bu adımı, ABD’de sermaye piyasalarının modernize edilmesi yönünde atılmış önemli bir hamle olarak değerlendiriliyor. Özellikle de Başkan’ın Çalışma Grubu’nun (President’s Working Group) geçtiğimiz yıl yayımladığı raporda, tokenleştirilmiş nakit dışı teminatın düzenleyici marj sistemine dahil edilmesi çağrısı yapılmıştı.Caroline Pham, bu girişimlerin ABD ekonomisinde yeni bir büyüme dalgası yaratabileceğini düşünüyor. Pham’a göre, piyasalar tokenleştirilmiş teminat sayesinde sermayeyi daha etkin kullanabilecek ve ekonomik büyümeyi destekleyecek. Ayrıca, “Kamuoyu konuştu: tokenleştirilmiş piyasalar burada ve geleceği temsil ediyor,” ifadeleriyle, sektörün bu dönüşüme hazır olduğunu vurguladı. En büyük stablecoinleri aşağıdaki tabloda görebilirsiniz:

BNB Teknik GörünümüBNB grafiğinde uzun süredir takip edilen yükselen kanal yapısı yukarı yönlü kırıldı ve fiyat bu kırılımı hacimle teyit etti. Trend pozitifliğini koruyor ve fiyat hızlı bir şekilde yeni hedeflerine ilerliyor.Anlık olarak fiyat 1.057$ seviyesinde işlem görüyor. 1.008$ seviyesi üzerinde kalıcılık sağlanması, kırılımın sağlıklı olduğunu ve trendin devam ettiğini gösteriyor. Kısa vadede 1.107$ direncine doğru yükseliş potansiyeli öne çıkıyor. Bu seviyenin aşılması halinde 1.233$ ve 1.393$ bölgeleri hedef konumunda olacak. Kanal boyu kadar hedef hesaplandığında, orta vadede 1.500$ – 1.530$ aralığı teknik hedef olarak masada. Yükselen Kanal Kırılımı Geri çekilmelerde ise takip edilmesi gereken destek seviyeleri sırasıyla:1.008$ (kritik destek, üzerinde kalıcılık pozitif)928$ (önemli yatay destek)Özetle, BNB kırılım sonrası güçlü bir yükseliş trendi içerisinde ve kısa vadede yeni zirveler potansiyeli oldukça yüksek görünüyor.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

WisdomTree, CoinDesk 20 Fonu’nu Delaware’de resmileştirerek kripto varlık tabanlı kurumsal ürünler yolunda önemli bir adım attı. Fon, piyasa değeri ve likiditeye göre sıralanan ilk 20 kripto parayı kapsayacak. Delaware kaydı gerçekleştiABD’nin iş dostu yasalarıyla bilinen Delaware eyaleti, uzun süredir yatırım fonlarının tercih ettiği bir merkez. WisdomTree’nin burada fon kaydını yapması, sadece idari bir işlem değil; aynı zamanda yatırımcı güvenini artıracak bir stratejik hamle. Bu adım, fonun potansiyel yatırımcılar için daha cazip hale gelmesini sağlarken, piyasaya da olumlu yansımalar getirebilir. Özellikle Bitcoin, Ethereum, XRP, Solana ve Cardano gibi önde gelen kripto paralar için fon girişleri söz konusu olabilir.Fon kapsamında yer alacak 20 kripto para şunlar: Bitcoin, Ethereum, XRP, Solana, Cardano, Chainlink, Sui, Hedera Hashgraph, Avalanche, Stellar, Bitcoin Cash, Litecoin, Uniswap, Aptos, Near, Internet Computer, Polkadot, Aave, Polygon ve Filecoin. Bu liste, kripto piyasasının en yüksek işlem hacmine sahip projelerini bir araya getiriyor. Yatırımcılara, tek tek alım yapmadan çeşitlendirilmiş bir portföy sunması bekleniyor.SEC onayı belirsizliğini koruyorBununla birlikte, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) onayı hâlâ belirsiz. WisdomTree, XRP için ayrı bir ETF başvurusunda bulunmuş durumda. Şubat ayında ön onay süreci tamamlanmış olsa da, nihai karar 25 Ekim 2025’e ertelendi. Bu durum, ABD’deki kripto ETF piyasasının hâlâ regülasyonlarla şekillendiğini gösteriyor.SEC’in kısa süre önce yürürlüğe soktuğu “generic listing standards” ise süreci hızlandırabilir. Bu yeni standartlar, fonların veya hisselerin 75 gün içinde doğrudan listelenmesine imkân tanıyor. Ancak CoinDesk 20 Fonu için yapılan başvuru bir ETF dosyalaması değil. Daha çok hukuki ve idari bir zemin hazırlığı olarak değerlendirilmeli. Asıl ETF için SEC’e S-1 kaydı sunulması ve doğrudan onay alınması gerekecek.Piyasaya olası etkilerWisdomTree’nin adımı, özellikle kurumsal yatırımcılar açısından dikkate değer. Fonun faaliyete geçmesi, kripto paraların daha geniş bir yatırımcı tabanına erişmesini sağlayabilir. Ayrıca, piyasa değerine göre ilk 20 kriptoya olan talebin artması, fiyatlarda toparlanma eğilimini tetikleyebilir. Bu etki kısa vadede sınırlı kalabilir, ancak uzun vadede kripto varlıkların finansal sistemdeki yerini güçlendirmesi olası.

Web3 sosyal platform projesi UXLINK, hafta başında yaşadığı büyük bir güvenlik ihlaliyle gündeme geldi. Projenin multisig (çoklu imza) cüzdanına yönelik saldırı, hem merkezi borsalara (CEX) hem de merkeziyetsiz borsalara (DEX) ciddi miktarda varlığın izinsiz aktarılmasına yol açtı. Olayın ardından UXLINK’in yerel tokeni sert bir satış baskısıyla karşılaştı ve fiyatı yüzde 70’in üzerinde değer kaybederek 0,10 dolar seviyesine kadar geriledi.Saldırının ortaya çıkışı ilk olarak blockchain güvenlik şirketi Cyvers Alerts tarafından rapor edildi. Paylaşılan zincir üstü veriler, bir saldırganın delegateCall fonksiyonunu kullanarak mevcut admin rolünü kaldırdığını ve kendi kontrolünde yeni bir multisig sahibi eklediğini ortaya koydu. Bu kritik hamleyle birlikte saldırgan, cüzdandaki varlıkları hızla boşaltmaya başladı. İlk tespitlere göre en az 4 milyon USDT, 500 bin USDC, 3,7 WBTC ve 25 ETH saldırganın adreslerine aktarıldı.On-chain analiz platformu Lookonchain, saldırganın UXLINK tokenlerini de hedef aldığını bildirdi. Altı farklı cüzdan üzerinden yapılan işlemlerle yaklaşık 6.732 ETH elde edildi. Bu rakam, o anki piyasa değeriyle yaklaşık 28 milyon dolara karşılık geliyordu. Ayrıca saldırgan, milyonlarca dolarlık varlıkların yanı sıra UXLINK tokenleri basmaya (mint etmeye) devam etti. Zincir üstü verilere göre, pazartesi akşamı 10 trilyona yakın yeni token üretildi.UXLINK fiyatı sert düştüBu gelişmeler UXLINK piyasasında büyük bir paniğe yol açtı. Piyasa verilerine göre yazım sırasında tokenin piyasa değeri yüzde 67’nin üzerinde gerileyerek 48 milyon dolara düştü. 24 saatlik işlem hacmi ise olağanüstü bir artışla 473 milyon dolar seviyesine fırladı. Yüksek hacim, hem saldırgan satışlarını hem de panikleyen yatırımcıların elden çıkarmalarından kaynaklanıyor. Proje ekibi, yaşananların ardından resmi X hesabından açıklama yaptı. Açıklamada, saldırının fark edildiği ve önemli miktarda varlığın borsalara aktarıldığı doğrulandı. Ancak ekibe göre büyük borsalarla hızlı temas kurulması sayesinde saldırganın elindeki varlıkların önemli bir bölümü donduruldu. Bu sayede zararın daha da büyümesinin önüne geçildiği kaydedildi.Ekip ayrıca topluluğa önemli bir uyarıda bulundu: “Yetkisiz şekilde basılan tokenler nedeniyle DEX’lerde UXLINK işlemi yapmayın.” Bunun yanında büyük merkezi borsalardan UXLINK işlemlerini geçici olarak durdurmaları istendi. Proje, kısa süre içinde bir token takas (swap) planı açıklayacağını da duyurdu.2023 yılında kurulan ve Web3 tabanlı sosyal ağ altyapısı geliştirmeyi hedefleyen UXLINK, son aylarda dikkat çekici bir büyüme kaydetmişti. Ancak yaşanan bu saldırının yatırımcıların tadını kaçırmaması neredeyse imkânsız. Genel olarak kripto piyasasında güvenlik olayları genellikle yatırımcı güvenini derinden sarsabiliyor.
