ABD Başkanı Donald Trump, 2026 yılında görev süresi sona erecek olan ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell’ın yerine geçecek ismi belirlemek için çalışmalara başladığını duyurdu. Trump’ın bu adımı, piyasalar ve siyaset çevrelerinde dikkatle izlenirken, Powell’a yönelik uzun süredir devam eden eleştirilerin artık somut bir değişim sürecine dönüştüğü görülüyor.
Trump, geçtiğimiz günlerde gerçekleşen NATO Zirvesi’nde gazetecilerin sorularını yanıtlarken FED Başkanı için “Değişim yakında olabilir. Kimi seçeceğimi üç-dört kişi arasına kadar indirdim,” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, Powell’ın görev süresi resmi olarak 2026’da dolmasına rağmen, Trump’ın değişikliği daha erken duyurmayı planladığına işaret ediyor.
"Faizleri yeterince hızlı indirmiyor"
Trump’ın Powell’a yönelik eleştirilerinin temelinde faiz politikası yatıyor. ABD Başkanı, mevcut faiz oranlarının yüksek olduğunu ve ekonominin büyümesini yavaşlattığını savunuyor. Powell ise faiz kararlarında daha temkinli ve veri odaklı bir yaklaşım benimsiyor. Özellikle Trump’ın uygulamak istediği yeni gümrük tarifelerinin enflasyonu tetikleyebileceğine dikkat çeken Powell, hızlı faiz indirimlerine sıcak bakmıyor.
Bu fikir ayrılığı, Trump’ın yeni dönemde FED’in başına daha uyumlu çalışabileceği bir isim getirme arzusunu güçlendiriyor. Trump’a yakın kaynaklara göre, adaylar arasında eski FED yöneticisi Kevin Warsh, eski Beyaz Saray ekonomik danışmanı Kevin Hassett, halihazırda FED’de görev yapan Christopher Waller ve eski Dünya Bankası Başkanı David Malpass bulunuyor. Ayrıca milyarder yatırımcı Scott Bessent'in adı da kulislerde sıkça anılıyor.
Hukuki engeller var
Ancak Trump’ın bu değişikliği yapmak için önünde bazı engeller var. ABD Yüksek Mahkemesi’nin daha önce aldığı bir karar doğrultusunda, FED Başkanı siyasi baskılarla görevden alınamıyor. Kurumun bağımsızlığı anayasal güvence altına alınmış durumda. Trump da bu gerçeğin farkında. Daha önce bir NBC röportajında, Powell’ı görev süresi dolmadan görevden almayı düşünmediğini ifade etmişti: “Bunu neden yapayım ki? Zaten çok yakında değiştirme hakkım doğacak,” demişti.
Yine de Trump’ın bu konudaki son açıklamaları, kararını erkenden duyurarak piyasalarda baskı yaratma ve Powell’ı “istenmeyen” ilan etme stratejisine yöneldiğini gösteriyor. Bu durum, hem FED’in bağımsızlığı tartışmalarını yeniden gündeme taşıyor hem de yaklaşan seçimler öncesi Trump’ın ekonomi politikalarında daha agresif bir rota izlemeye hazırlandığını ortaya koyuyor.
Önümüzdeki haftalarda Trump’ın resmi aday açıklaması beklenirken, bu hamlenin piyasalar üzerindeki etkisi ve Powell’ın tavrı dikkatle izlenecek. Kripto paralar ve geleneksel ekonomide yön arayışı sürerken, FED’in başkan koltuğu 2025’in en sıcak gündemlerinden biri haline gelmiş durumda.