Haberler

Altcoin Haberleri

Altcoin Haberleri

Altcoin ile ilgili tüm makale ve haberlere göz atın. Altcoin hakkında en son haberler, analizler ve görüşler.

Gala (GALA) Nedir?

Gala Games platformu, blockchain (blokzinciri) teknolojisini oyun ve eğlenceyle birleştiren yenilikçi bir Web3 oyun ekosistemi. Peki Gala (GALA) nedir ve ne amaçla ortaya çıktı? Bu rehber yazımızda gala coin nedir, Gala Games platformunun özellikleri, GALA token ne işe yarar, Gala’nın tarihçesi ve vizyonu ile Gala kurucusu hakkında detaylı bilgiler bulacaksınız. Web3 oyun projeleri arasında önemli bir yere sahip olan Gala’nın, NFT oyunlar ve play to earn (oyna-kazan) modeliyle oyun dünyasına getirdiği yeniliklere birlikte göz atalım.Gala’nın Tanımı ve Ortaya ÇıkışıGala Games nedir? Gala Games, 2019 yılında Zynga’nın eski kurucu ortağı Eric Schiermeyer tarafından hayata geçirilen blockchain tabanlı bir oyun platformu. Platformun temel amacı, oyun ve eğlence sektörünü blockchain teknolojisiyle buluşturarak oyunculara oyun içi varlıkları üzerinde tam mülkiyet hakkı vermek. Geleneksel oyunlarda, oyuncular kazandıkları eşyalar veya karakterler üzerinde gerçek bir sahiplik elde edemezler. Gala Games ise bu sorunu çözmek için oyun içi eşyaları NFT (Non-Fungible Token – benzersiz dijital varlık) formatında sunar. Böylece oyuncular, oyunlarda kazandıkları öğelerin gerçek sahibi olur ve bu varlıkları isterlerse oyun içi NFT sahipliği sayesinde diledikleri gibi takas edebilir, satabilir veya dış dünyadaki dijital cüzdanlarında saklayabilirler. Örneğin, Gala ekosistemindeki bir oyunda kazandığınız özel bir kılıç NFT olarak sizin hesabınıza ait olur. Bu kılıcı başka bir oyuncuya satma veya transfer etme özgürlüğünüz var. NFT’ sahipliğini şu şekilde özetleyebiliriz: Gala Games platformu, blockchain altyapısını kullanarak oyuncu topluluğunu merkeze koyan bir ekosistem inşa ediyor. GALA coin (ya da GALA token), Gala Games’in yerel kripto para birimi ve platformun adeta belkemiğini oluşturuyor. GALA token, Gala ekosistemi içinde birçok işlev görüyor: Oyun içi satın alımlar ve ödemelerde kullanılan bir para birimi olmasının yanı sıra, aktif oyunculara ödül dağıtımında ve platformun yönetiminde (yönetişim süreçlerinde) rol oynar. Kısaca GALA coin nedir sorusunu cevaplamak gerekirse, Gala Games ekosisteminde değer aktarımını sağlayan ve kullanıcıları teşvik eden bir kripto paradır. Gala Games, bu yapısıyla oyun severlere hem eğlenebilecekleri hem de emeklerinin karşılığını alabilecekleri bir ortam sunmayı hedefliyor.Gala’nın Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıGala Games, kuruluşundan itibaren hızlı bir gelişim sürecine girdi ve kısa tarihinde birçok önemli dönüm noktasına ulaştı. İşte Gala ekosisteminin öne çıkan bazı kilometre taşları:2019-2020: Gala Games platformu resmi olarak 2019 yılında duyuruldu ve şirketin kuruluşu gerçekleşti. Bu dönemde Eric Schiermeyer liderliğindeki ekip, projenin vizyonunu kamuoyuyla paylaştı ve ilk oyun projelerinin geliştirilmekte olduğunu açıkladı. Gala’nın ortaya çıkışı, blockchain tabanlı oyunlara yönelik artan ilginin başlangıç dönemine denk geldi ve Gala Games, erken dönemde bu alandaki öncülerden biri oldu. Eylül 2020'de Gala Games, Gala Games ekosisteminin gelişimini finanse etmek için Founder's Nodes satışını başlattı. GALA token'larının dağıtımı yalnızca bu node satışları aracılığıyla yapıldı, ön satış veya ilk coin teklifleri yoktu. İlk node'lar 11 Eylül 2020'de satılmaya başlandı ve maksimum 50.000 node mevcuttu. Daha fazla satıldıkça node'ların fiyatı kademeli olarak arttı. GALA token'ı Kasım 2020'de halka açık borsalarda listelendi.2021: Gala Games’in ilk oyunu olan Town Star piyasaya sürüldü. Town Star, tarım ve şehir kurma temalı bir play-to-earn (oyna-kazan) oyunu oldu. Oyuncular, Town Star oynayarak günlük ve haftalık görevleri tamamlayıp liderlik tablolarında üst sıralara çıkarak GALA token ödülleri kazandılar. 2021 yılı, Gala’nın adının duyulmasında ve kullanıcı tabanının oluşmasında kritik bir rol oynadı. Ayrıca 2021’de GALA token, birçok büyük merkezi borsada listelendi (Binance, Coinbase gibi). Bu listelemeler sayesinde GALA coin daha geniş bir yatırımcı kitlesine ulaştı ve işlem hacmi belirgin biçimde arttı.2022: Gala Games, farklı oyun türlerinde yeni projeler duyurmaya devam etti. Örneğin, arena savaşı oyunu Spider Tanks, 31 Ekim 2022'de resmi olarak piyasaya sürüldü. RPG tarzı Mirandus ve bilimkurgu strateji oyunu Echoes of Empire gibi çeşitli oyunlar geliştirme aşamasına girdi veya toplulukla paylaşıldı. 2022 yılı, Gala token’ın benimsenmesi ve likiditesi açısından önemliydi ve platformun büyümesine finansal altyapı anlamında katkı sağladı. 2023–2024: Gala Games ekosistemi, oyun alanındaki başarısını diğer eğlence sektörlerine taşıma hamlelerine başladı. Bu dönemde Gala, oyun dünyasının ötesine geçerek Gala Music ve Gala Film adında iki yeni projeyi duyurdu. Peki, Gala Music nedir? Gala Music, blockchain tabanlı bir müzik platformu olarak 28 Mart 2023 tarihinde 'teknik lansman' olarak resmi olarak başlatıldı. Amaç, müzik içeriklerini NFT olarak sunup sanatçılarla hayranları doğrudan buluşturmak ve dinleyicilerin müzik tüketirken ödüller kazanabildiği bir ortam yaratmak. Gala Film platformu ise benzer yaklaşımı film ve dizi sektörüne uygulamayı hedefler. Gala Film’in resmi utility (yardımcı) ve ödül tokenı olan $FILM, 2024’ün sonlarında piyasalara girdi. Ayrıca 2023-2024 yılları arasında Gala, Ethereum altyapısından kendi özel blockchainine (GalaChain) geçiş planlarını da hayata geçirmeye başladı. GalaChain TestNet'i 30 Temmuz 2023 tarihinde başlatıldı. Token değişimi sağlayan GalaSwap, GalaChain üzerinde 27 Şubat 2024 tarihinde başlatıldı (daha sonra, GalaConnect olarak isim değiştirdi). Platformun farklı sektörlere açılması ve kullanıcı tabanının genişlemesi, GALA coin geleceği için de olumlu bir işaret olarak değerlendirildi. Örnek bir GalaSwap işlemi. Kaynak: Connect.Gala Gala Neden Değerli?Bir kripto proje olarak Gala (GALA)’yı benzersiz ve değerli kılan çeşitli özellikler bulunuyor. Gala oyun platformu, hem oyuncular hem de geliştiriciler için cazip bir ekosistem oluştururken, blockchain teknolojisinin avantajlarını eğlence dünyasına entegre ediyor. Gala’nın değerini ortaya koyan başlıca unsurlar olarak şu maddeler dikkat çekiyor:Oyun içi NFT sahipliğiGala, oyunculara NFT temelli varlık mülkiyeti sunarak oyun deneyimini kökten değiştiriyor. Tüm oyun içi eşyalar NFT olarak temsil edildiği için oyuncular kazandıkları öğelerin gerçek sahibi. Yani oyuncular emek verdikleri oyunlardan somut bir değere sahip dijital koleksiyonlar elde ederler. Bu varlıkları diledikleri zaman blockchain üzerindeki pazaryerlerinde (örneğin Gala’nın kendi mağazasında veya OpenSea gibi platformlarda) takas edebilir ya da satabilirler. NFT tabanlı sahiplik, oyuncuların yıllardır zaman ve para harcadıkları oyunlardan ilk kez geri dönüş alabilmelerini mümkün kıldığı için ciddi şekilde dikkat çekiyor. Gala Games, NFT oyunlar konseptini başarılı bir şekilde uygulayarak oyuncu merkezli bir ekonomi yarattı.Merkeziyetsiz bir oyun ekosistemiGala Games, platform kontrolünü tek bir şirket veya otoriteden çıkarıp topluluğa dağıtan merkeziyetsiz bir yapı inşa ediyor. Gala ağı; dünyanın dört bir yanındaki kullanıcılar tarafından çalıştırılan Founder Node (Kurucu Düğüm) adı verilen sunucular tarafından destekleniyor. Hali hazırda 50.000’den fazla node operatörü Gala ekosistemine katkıda bulunuyor. Bu node sahipleri, Gala ağına bilgisayar güçlerini tahsis ederek oyunları çalıştırmaya ve işlemleri doğrulamaya yardımcı oluyor. Karşılığında ise günlük GALA token ödülleri kazanıyorlar. Daha da önemlisi, node operatörleri ve GALA token sahipleri, platformun geleceğine dair kararlarda oy hakkına sahipler. Örneğin, yeni eklenecek oyunların seçilmesi veya güncellemeler gibi konular topluluk oylamalarına sunulabiliyor. Bu yönetişim modeli sayesinde Gala’nın ekosistemi, kullanıcılarının geri bildirimleri ve istekleri doğrultusunda şekilleniyor. Gala Games arayüzü ve bazı oyunları. Kaynak: Games.Gala Teşvik mekanizması ve GALA token ekonomisiGala ekosisteminin kalbinde yer alan GALA token, tüm paydaşlar için bir teşvik aracı olarak tasarlanmış halde. Oyuncular, Gala üzerindeki oyunları oynayarak başarıları karşılığında GALA token kazanabilirler (yani oyna-kazan modeliyle gelir elde edebilirler). Örneğin, Town Star gibi bir oyunda yarışmalarda dereceye girenler GALA ödülleriyle teşvik edilir. Diğer yandan, Gala ağını desteklemek için bilgisayarlarında node çalıştıran kullanıcılar da düzenli olarak GALA token gelirine sahip olur ve hatta zaman zaman özel NFT ödülleri de kazanabilirler. Oyun geliştiricileri açısından da Gala cazip bir platform; bağımsız geliştiriciler oyunlarını Gala Games aracılığıyla yayınladıklarında, oyun içi satışlar, NFT koleksiyonları veya etkinlikler üzerinden gelir elde edebilirler. GALA token, platform içindeki bu ekonomik döngüyü mümkün kılan ortak değer.Gala tokenomics (token ekonomisi) modeli de uzun vadeli sürdürülebilirliğe odaklı. Ağustos 2024 itibarıyla GALA token'ın günlük emisyonları dinamik bir yapıya geçti. Daha önceki sabit yarılanma (halving) olaylarının yerini alan bu yeni modelde, her gün dağıtılacak GALA miktarı, toplam arz (Total Supply) ile maksimum arz (Max Supply) arasındaki farkın %0,25'i olarak belirlendi. Yeni emisyon programı ile tutarlı ve kademeli token dağılımı gerçekleşiyor. Ayrıca bunun bir sonucu olarak, piyasa şokları önleniyor. Özellikle halving olaylarıyla ilişkili olabilen ani piyasa dalgalanmaları ortadan kalkıyor. Ayrıca, bu sistemde node operatörleri için daha net beklentiler oluşuyor.Gala Music ve Gala FilmGala ekibi, blockchain teknolojisinin sunduğu şeffaflık, mülkiyet ve kazanç imkanlarını eğlence sektörünün her alanına yayma hedefi taşıyor. Bu vizyon doğrultusunda Gala, oyunların yanı sıra Gala Music ve Gala Film gibi projelerle müzik ve sinema endüstrilerine adım attı. Gala Music platformu, müzik sektöründe aktif. GalaChain blockchaini üzerinde inşa edilen Gala Music, sanatçıların müzikleri üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmalarını ve dinleyici etkileşiminden doğrudan gelir elde etmelerini sağlıyor. Geleneksel yayın platformlarının aksine, aracıları ortadan kaldırarak sanatçıların emeklerinin karşılığını adil bir şekilde almasını hedefliyor. Platformda GALA ve MUSIC tokenları kullanılıyor. Gala Music'teki bazı parçalar. Kaynak: Music.Gala Benzer şekilde Gala Film platformu, film ve dizi içeriklerini merkeziyetsiz bir yapıda sunarak izleyicilerin ve içerik üreticilerinin sürece daha aktif katılımını sağlamayı amaçlar. Örneğin, Gala Film’de kullanıcılar platformda yayınlanan içerikleri ücretsiz izleyebilir, izleme etkinlikleriyle çeşitli ödüller kazanabilir ve sevdikleri projelerin NFT’lerini toplayarak yapımcılara destek olabilirler. Bu platformda, FILM isimli token da GALA’nın yanı sıra kullanılıyor. Gala Film, kullanıcıların sevdikleri içeriğin parçalarına "Momentler" aracılığıyla sahip olmalarını sağlayarak yayın deneyimini yeniden tanımlıyor. Bu Moment'ler, hayranların hikayenin bir parçası olmasını sağlıyor ve sahiplerine günlük $FILM token tahsisatı gibi ödüller kazandırıyor.$FILM token sahipleri, platform kararlarında oy kullanarak film projelerini doğrudan destekleyebilir, özel içeriğin kilidini açabilir ve platformdaki aktif katılımları için ödüller alabilirler. Hatta topluluk konsensüsü ve oylaması yoluyla film projelerine fon sağlamak için teklif sunma ve oy kullanma fırsatına da sahipler. Gala Film'deki bazı içerikler. Kaynak: Film.Gala 25 Mart 2025 tarihinde Gala Film, LG Electronics ile stratejik bir ortaklığa imza atarak dünyanın ilk Web3 yayın uygulamasını LG Smart TV'lerde başlattı. Bu, Gala Film'in platformunu dünya genelinde milyonlarca haneye ulaştırarak merkeziyetsiz mülkiyet konseptini çok daha geniş bir kitleye tanıttı.Gala’nın Kurucusu Kim?Gala Games’in arkasındaki isim, oyun sektörünün deneyimli girişimcilerinden Eric Schiermeyer. Gala kurucusu olan Schiermeyer, dünya çapında ünlü sosyal oyun şirketi Zynga’nın da kurucu ortaklarından biri. Zynga’daki FarmVille ve Mafia Wars gibi efsaneleşmiş oyunların başarısında pay sahibi olan Eric Schiermeyer, bu deneyimini blockchain dünyasına taşıyarak Gala Games’i kurdu. 2020 yılında Gala’yı hayata geçiren Schiermeyer’in vizyonu, oyuncuların oyunlardan daha fazla değer elde edebileceği ve merkezi otoritelerin kontrolünden uzak bir oyun ekosistemi oluşturmaktı.Eric Schiermeyer, Gala Games’i kurarken tek başına değildi. Projenin geliştirme sürecinde blockchain uzmanları ve oyun tasarımcılarından oluşan yetkin bir ekip onunla birlikte çalıştı. Örneğin, Gala Games ekibinde Michael McCarthy gibi deneyimli oyun geliştiricileri ve Wright Thurston gibi blockchain teknolojisinde uzman isimler yer aldı. Bu sayede Gala, oyun dünyasının dinamiklerini anlayan ve blockchain teknolojisinin teknik gereksinimlerini bilen bir kadronun ortak ürünü olarak şekillendi.Gala Games’in yönetim ve gelişim modelinde topluluk önemli bir yer tutuyor. Eric Schiermeyer liderliğinde başlatılan proje, daha sonra Gala Foundation (Gala Vakfı) adında, kar amacı gütmeyen ve ekosistemin çıkarlarını gözeten bir yapı tarafından destekleniyor. Bunun yanı sıra binlerce bağımsız node operatöründen ve yatırımcıdan oluşan Gala topluluğu, projenin gidişatında söz sahibi. Gala ekosisteminin geleceğine dair kararlar alınırken topluluktan gelen geri bildirimler ve oylamalar dikkate alınır. Sonuç olarak Gala’nın kurucusu ve ekibi, güçlü bir topluluk ve vakıf desteğiyle birlikte hareket ederek projeyi büyütüyor. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, GALA hakkında sıkça sorulan bazı sorular ve cevaplarını bulabilirsiniz:Gala nedir, hangi alanda faaliyet gösterir?: Gala, oyun ve eğlence alanında faaliyet gösteren blockchain tabanlı bir Web3 platformudur. Gala Games adıyla da bilinen bu platform, özellikle NFT oyunlar ve play-to-earn (oyna-kazan) modeliyle dikkat çeker. Gala, oyunculara oyun içi varlıklarına gerçekten sahip olma imkanı sunarak geleneksel oyunlara kıyasla daha adil ve kazanç odaklı bir deneyim sağlamayı amaçlar.GALA token ne işe yarar?: GALA token, Gala Games ekosisteminin yerel kripto para birimidir ve çok yönlü bir işleve sahiptir. Platform içinde oyunlardaki eşyaları satın almak veya çeşitli hizmetlere erişmek için ödeme aracı olarak kullanılır. Ayrıca aktif oyunculara oyun oynadıkça ödül olarak GALA token dağıtılır, bu da kullanıcıları motive eder. GALA aynı zamanda yönetişim amaçlı da kullanılabilir; token sahipleri, Gala ekosistemine dair kararlarda oy kullanarak proje yönetimine katılabilirler. Kısacası GALA token, Gala platformunda hem para birimi, hem ödül, hem de oy hakkı sağlayan temel unsurdur.Gala Games’in kurucusu kimdir?: Gala Games’in kurucusu Eric Schiermeyer’dir. Eric Schiermeyer, Facebook üzerinde popüler oyunlar geliştiren Zynga şirketinin kurucu ortaklarından biri olarak tanınan, oyun sektöründe deneyimli bir isimdir. 2020 yılında Gala Games’i kurarak blokzincir teknolojisini oyun dünyasına taşıyan Schiermeyer, halen Gala projesinin vizyonunu yönlendiren lider konumundadır.Gala oyunları oynayarak nasıl gelir elde edilir?: Gala Games üzerindeki oyunlar, oyna-kazan (play-to-earn) modelini benimser. Oyuncular, Gala ekosistemindeki oyunları oynayarak çeşitli görevleri tamamladıkça veya turnuvalarda başarı kazandıkça GALA token ve nadir NFT ödülleri kazanabilirler. Örneğin, Town Star oyununda haftalık yarışmalarda üst sıralara çıkan oyuncular GALA ile ödüllendirilir. Kazanılan bu tokenlar ve NFT’ler, oyuncular tarafından istenirse kripto para borsalarında veya NFT pazaryerlerinde satılabilir. Böylece oyuncular, keyif alarak oynadıkları oyunlardan gerçek dünyada karşılığı olan gelir elde etme şansına sahip olurlar.Gala Music ve Gala Film nedir?: Gala Music ve Gala Film, Gala Games ekosisteminin oyun dışında müzik ve sinema sektörlerine odaklanan yan projeleridir. Gala Music nedir? Gala Music, blockchain teknolojisini müzik endüstrisine entegre eden merkeziyetsiz bir müzik platformudur. Bu platform sayesinde müzisyenler eserlerini NFT olarak yayınlayabilir, telif haklarını koruyarak dinleyicilere sunabilir ve aracıları ortadan kaldırarak daha adil bir gelir paylaşımı elde edebilirler. Dinleyiciler ise Gala Music üzerinden müzik dinlerken çeşitli ödüller kazanabilir ve sevdikleri sanatçıları doğrudan destekleyebilirler. Gala Film platformu ise benzer bir modeli film ve dizi dünyasına uygular. Gala Film, izleyicilere içerikleri ücretsiz olarak sunarken, kullanıcı etkileşimini ödüllendiren ve içerik üreticilerini destekleyen bir ekosistem kurmayı hedefler. İzleyiciler, Gala Film’de izledikleri içeriklerle etkileşime girerek ödüller kazanabilir, ayrıca platformda sunulan özel film/dizi NFT’lerini toplayarak projelere katkıda bulunabilirler. Gala’nın ekosistemi zamanla nasıl büyüdü?: Gala ekosistemi 2020’deki kuruluşundan bu yana düzenli ve kapsamlı bir büyüme sergiledi. İlk etapta tek bir oyunla (Town Star) yola çıkan Gala Games, oyunculardan gelen olumlu geri bildirimlerle hızla yeni oyunlar duyurmaya başladı. Kısa süre içinde RPG, strateji, simulasyon gibi farklı türlerde birden fazla blockchain oyunu Gala platformuna eklendi ve aktif kullanıcı sayısı milyonlara ulaştı. Gala ekibi, sadece oyunlarla yetinmedi; 2021-2022 döneminde VOX adlı NFT avatar koleksiyonunu piyasaya sürerek ekosisteme koleksiyonluk dijital varlıklar ekledi. 2023 itibariyle Gala, Gala Music ve Gala Film projeleriyle ekosistemini oyun dışı eğlence alanlarına genişletmeye başladı. Bu projeler, Gala’nın kullanıcı tabanını oyunseverlerden müzik ve sinema tutkunlarına doğru büyüttü. Teknik açıdan da önemli gelişmeler yaşandı: Gala Games, Ethereum ağı üzerindeki çalışmasını optimize etmek için kendi blokzinciri GalaChain’i geliştirdi ve 2024 yılında GalaChain’in lansmanını gerçekleştirdi. GalaChain, işlemleri hızlandırarak ve maliyetleri düşürerek hem oyunlar içinde hem de Gala Music/Film gibi platformlarda daha sorunsuz bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Tüm bu adımlar sonucunda Gala ekosistemi, birkaç yıl içinde tek bir oyundan çok sektörlü bir Web3 ekosistemine dönüştü. Gelinen noktada Gala Games, oyunlar, NFT koleksiyonları, müzik ve film platformlarıyla genişleyen; güçlü bir topluluk ve altyapıyla desteklenen kapsamlı bir projeye evrilmiş durumda. Gala’nın Web3 oyun ve eğlence dünyasındaki dönüşümünü takip etmek için JR Kripto’nun rehber içeriklerini kaçırmayın.

·
8 Tem 2025
Gala (GALA) Nedir?

22 Temmuz’a Dikkat: ABD’de Kripto Para Raporu Sunulacak

ABD, kripto para alanında küresel lider olma hedefi doğrultusunda önemli bir adım daha atmaya hazırlanıyor. Trump yönetimi, 22 Temmuz’da sunulması beklenen yeni bir “Dijital Varlık Raporu” üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamlı rapor, ABD’nin kripto para birimleri konusundaki politikalarını şekillendirecek öneriler ve düzenlemeler içerecek.Bu gelişme, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ocak ayında imzaladığı ve Amerika’nın kripto endüstrisindeki konumunu güçlendirmeyi hedefleyen yürütme emrinin ardından geldi. Yönetimin nihai amacı, ABD’yi kripto paralar konusunda küresel bir merkez haline getirmek.Bitcoin rezervi gündemde: Vergi yükü artmadan fon sağlanabilirRaporun en dikkat çeken başlıklarından biri, Amerika’nın stratejik bir Bitcoin rezervi oluşturma planı. Sektör kaynaklarının aktardığına göre bu rezervin finansmanı için vergi mükelleflerine ek yük getirmeyecek alternatif fonlama yolları öneriliyor. Bu plan henüz kesinleşmemiş olsa da, hayata geçirilmesi durumunda ABD hükümetinin kripto paralar üzerindeki etkisinin artması bekleniyor.Eğer bu rezerv planı resmileşirse, Amerika’nın kripto piyasasındaki liderliği daha da pekiştirilecek ve dijital ekonomi alanında güçlü bir ulusal varlık tabanı oluşturulacak. ABD’nin kripto politikalarında yeni bir dönem başlayabilir.Kripto paralar için ulusal çerçeveHazırlanmakta olan rapor, yalnızca Bitcoin rezerviyle sınırlı değil. ABD Kongresi’nin önerisiyle, stablecoin’ler için federal düzeyde bir dijital varlık düzenleme çerçevesi oluşturulması da gündemde. Ayrıca, kripto şirketlerinin Federal Rezerv gibi bankacılık kurumlarından eşit şekilde hizmet alabilmesi için adımlar atılması öneriliyor. Bu yaklaşım, finansal sistemde kripto firmalarına karşı uygulanan ayrımcılığı azaltmayı ve sektöre daha adil bir erişim imkânı sunmayı hedefliyor.CFTC Başkanı'ndan açıklama: “Kripto yol haritası”ABD Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu (CFTC) Geçici Başkanı Caroline Pham, söz konusu raporu bir “kripto para yol haritası” olarak tanımladı. Raporda, federal kurumların bugüne dek dijital varlıklar için attığı adımların yanı sıra yeni yasal ve düzenleyici önerilerin de yer alması bekleniyor. Trump’ın Mart ayında duyurduğu ulusal dijital varlık rezervi fikri de raporun odak noktalarından biri olacak.Raporda yer alacak önerilerin zamanlaması da dikkat çekici. Trump yönetimi, 14 Temmuz’u kapsayan haftayı “Kripto Haftası” ilan etti. Bu kapsamda Temsilciler Meclisi’nde kripto düzenlemelerine dair yasa tasarıları görüşülecek. Uzmanlar, bu raporun Trump’ın yaklaşan seçim sürecinde kritik bir politika aracı olarak kullanılabileceğini ifade ediyor.Genel olarak, son zamanlarda ABD’den kripto paralara yönelik olumlu haberler geldiğini söyleyebiliriz. Daha önce de bildirdiğimiz gibi 9 Temmuz’da, yani yarın, kripto paralar ile ilgili iki ABD kurumu önemli oturumlar düzenleyecek. Temsilciler Meclisi, “Amerika'yı Dünyanın Kripto Başkenti Yapmak: 21. Yüzyıla Uygun Dijital Varlık Politikasının Sağlanması” başlıklı oturumunu gerçekleştirecek. Senato ise “Yarının Dijital Varlık Piyasalarını İnşa Etmek” başlıklı bir oturum düzenleyecek. Özellikle, Bitcoin ve altcoin için yasal netlik sağlanması, sektör açısından oldukça değerli.

22 Temmuz’a Dikkat: ABD’de Kripto Para Raporu Sunulacak

Tornado Cash İçin Zafer: ABD Hükümeti Dava Sürecinden Çekildi

ABD Hazine Bakanlığı, Ethereum tabanlı gizlilik aracı Tornado Cash’e yönelik yaptırım davasındaki temyiz başvurusunu geri çekti. Bu gelişme, platformun geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilirken, Tornado Cash’in yerel varlığı olan TORN da haberin ardından yüzde 5 civarı değer kazandı. Ancak platformun geleceği hâlâ belirsizliklerle dolu: Tornado Cash’in kurucularından Roman Storm’un ceza davası devam ediyor.Yaptırımlar geri çekildi, dava düşürüldüTornado Cash uzun süredir yasal baskılarla karşı karşıya. 2022 yılında, ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi (OFAC), protokolü kara listeye almış ve Kuzey Kore bağlantılı siber saldırılarla ilişkilendirmişti. Ancak Mart 2025’te OFAC bu kararı geri çekti. Ardından, hükümet ve Coin Center adlı blokzincir savunuculuğu grubu, karşılıklı anlaşarak davanın düşmesi için başvuruda bulundu. Bu başvuru, temyiz mahkemesi tarafından onaylandı ve dava resmen kapatıldı.Coin Center’ın temel amacı, hükümetin Tornado Cash gibi merkeziyetsiz yazılımlara gelecekte benzer gerekçelerle yaptırım uygulamasını önlemekti. ABD mahkemeleri bu doğrultuda Coin Center lehine karar vererek, devletin yaptırım yetkisini sınırlamış oldu. Bloomberg Law’un haberine göre, bu karar yalnızca mevcut yaptırımların kalkmasını değil, aynı zamanda Tornado Cash’in yeniden benzer gerekçelerle hedef alınmasının da önüne geçiyor.Roman Storm’un yargılanması sürüyorTornado Cash’in yazılım geliştiricilerinden Roman Storm’un ise ceza davası halen devam ediyor. ABD Adalet Bakanlığı, Storm’u 1 milyar doları aşkın kara para aklama ve Kuzey Kore bağlantılı Lazarus Group ile işbirliği yapmakla suçluyor. Davanın duruşması 14 Temmuz’da New York’ta başlayacak.Storm’un savunması, Tornado Cash’in akıllı sözleşmelerinin merkezi kontrol dışında çalıştığını, yani geliştiricilerin işlemler üzerinde doğrudan etkisi olmadığını savunuyor. Ancak benzer bir argüman, Hollanda’daki başka bir Tornado Cash geliştiricisi olan Alexey Pertsev’in davasında geçersiz sayılmış ve Pertsev 64 ay hapis cezası almıştı. ABD mahkemeleri ise yazılım geliştirmeyi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmeye daha açık bir tutum sergiliyor.Storm’un davası, merkeziyetsiz finans protokollerinde geliştiricilerin hukuki sorumluluğunu belirlemede önemli bir örnek teşkil edecek. Tüm suçlamalardan mahkûm olması durumunda 45 yıla kadar hapis cezası alabilir. Ethereum Vakfı, Storm’un savunma masrafları için 500.000 dolarlık destek sağladı.ABD kripto yaptırımlarında yön değiştiriyorTornado Cash’e yönelik yaptırımların kaldırılmasıyla birlikte, ABD Hazine Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı da kripto politikalarında yeni bir yönelim benimsedi. Artık yalnızca yazılımın geliştirilmiş olması, yaptırım ya da suçlama için yeterli görülmüyor. Hükümet, doğrudan suç teşkil eden niyet ve eylemlere odaklanacağını belirtiyor.

·
8 Tem 2025
Tornado Cash İçin Zafer: ABD Hükümeti Dava Sürecinden Çekildi

Solana Tabanlı Pump.fun, PUMP Token Satışına 12 Temmuz’da Başlıyor

Solana tabanlı popüler meme coin platformu Pump.fun, kendi yerel varlığı olan PUMP token için büyük bir halka açık satışa hazırlanıyor. 12 Temmuz’da başlaması planlanan satış, toplam arzın %15’ine denk gelen 150 milyar PUMP token’ın yatırımcılara sunulmasıyla gerçekleşecek.Her bir PUMP token, 0,04 USDT fiyat etiketiyle satışa sunulacak. Satış modeli ise “ilk gelen alır” şeklinde işleyecek. Yani katılımcılar için yalnızca minimum yatırım tutarı aranacak ve üst sınır belirlenmeyecek.4 milyar dolarlık değerleme beklentisiPump.fun’ın token satışından yaklaşık 600 milyon dolar toplaması bekleniyor. Bu rakam, projenin daha önce gündeme gelen 4 milyar dolarlık değerleme hedefiyle örtüşüyor. Platformun geliştirici ekibi ayrıca PUMP token’a özel bir gelir paylaşım mekanizması da planlıyor. Pump.fun temsilcileri henüz konu hakkında kamuoyuna açıklama yapmadı. Ancak haber, sosyal medyada @zoomerfied adlı kullanıcı tarafından X (eski adıyla Twitter) üzerinden duyurulduktan sonra kripto topluluğunda hızlıca yayıldı.Solana’daki en başarılı “meme coin fabrikası”Pump.fun, 2024 başında başlatıldığı günden bu yana Solana üzerindeki en aktif ve etkili meme coin üretim platformlarından biri hâline geldi. Kullanıcıların ücretsiz ve zahmetsiz bir şekilde kendi token’larını oluşturmasına olanak tanıyan sistem, kısa sürede milyonlarca token’ın piyasaya sürülmesini sağladı. Platformun zirve yaptığı 23 Ocak 2025 tarihinde günlük 7 milyon dolar gelir elde ettiği belirtilirken, güncel rakamların hâlen günlük 1 milyon dolar civarında olduğu ifade ediliyor. Toplamda 700 milyon doları aşan gelir elde eden Pump.fun, bu yönüyle kripto sektörünün en başarılı projelerinden biri olarak öne çıkıyor.Platformun sunduğu sıfır rezerv, sıfır vergi ve açık fiyat eğrisi modeli sayesinde, meme coin dünyasına adım atmak isteyen bireysel yaratıcılar için büyük kolaylık sağlanıyor. Bu yaklaşım hem erişilebilirliği artırıyor hem de piyasada adil rekabetin önünü açıyor.Gate.io sayfası aniden kaldırıldıBu sırada, konuya konuya yönelik ilginç bir gelişme oldu. Pump.fun’ın PUMP token satışı Gate.io’da duyurulmuştu ancak kısa süre önce satış sayfası sessizce kaldırıldı, yerine “404 – Sayfa Bulunamadı” uyarısı yerleştirildi. Gate.io destek ekibi, bu durumun proje ile yapılan görüşmeler sonucunda gerçekleştiğini ve sayfanın yeniden açılıp açılmayacağının henüz netleşmediğini belirtti. Ancak satışla ilgili planlar hâlen geçerliliğini koruyor gibi görünüyor. Kaldırılmadan önce, Gate.io sayfasında PUMP için geri sayım vardı. Gözler şimdi 12 Temmuz’da.

·
8 Tem 2025
Solana Tabanlı Pump.fun, PUMP Token Satışına 12 Temmuz’da Başlıyor

XRP Yorum ve Fiyat Analizi 7 Temmuz 2025

XRP Teknik AnalizSEC ile Ripple arasında olan hukuki sürecin son dönemde durağan seyretmesi, XRP yatırımcılarının teknik seviyelere odaklanmasına neden oluyor. Bu sessizlik, fiyatın uzun süredir sıkıştığı simetrik üçgen formasyonunu kırmasıyla son bulabilir. XRP Daralan Üçgen Formasyonu Grafiğe baktığımızda, fiyatın yaklaşık 6 aydır daralan bir üçgen yapısı içerisinde sıkıştığını görüyoruz. Fiyat şuan bu üçgenin üst bandına temas etmiş durumda. Bu temas noktasındaki kırılım, orta vadeli yönün belirlenmesinde oldukça kritik bir öneme sahiptir. Eğer fiyat 2.34$ üzerinde günlük kapanış yaparsa, momentum devam edebilir. Ancak bu kırılımın hacim ile desteklenmemesi durumunda XRP yeniden üçgenin alt sınırına çekilebilir.Destek ve Direnç SeviyeleriDestekler:2,2174$ - 50 günlük hareketli ortalama2,1114$ –200 günlük hareketli ortalamaDirençler:2,3412$– kısa vadeli önemli yatay direnç2,9088$ – üçgen hedefi ve önceki majör tepe bölgesiVe şunuda belirtmek isterim ki XRP fiyatının MA50 ve MA200 üzerine çıkması bize pozitif bir sinyal veriyor. Bu iki ortalama, özellikle Mayıs-Haziran döneminde güçlü destek/direnç görevi görmüştü. Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

·
7 Tem 2025
XRP Yorum ve Fiyat Analizi 7 Temmuz 2025

ABD 9 Temmuz’da Kriptoyu Konuşacak: Yatırımcılar İçin Tarihi İki Oturum

ABD Kongresi, Başkan Trump’ın kapsamlı vergi ve bütçe paketinin ardından rotayı kripto para piyasasına çevirdi. 9 Temmuz Çarşamba günü, hem Temsilciler Meclisi’nin Ways and Means Komitesi hem de Senato’nun Bankacılık Komitesi kripto paralar ile ilgili önemli oturumlar düzenleyecek. Öte yandan, “Kripto Haftası” yaklaşıyor. Hatırlanacağı üzere Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, 14 Temmuz haftasını “Kripto Haftası” olarak ilan etti. Bu kapsamda, kripto para piyasalarının yapısı ve stablecoinler hakkında yasa tasarıları oylanacak.Kripto vergilendirmesi masadaTemsilciler Meclisi’nin düzenleyeceği “Amerika'yı Dünyanın Kripto Başkenti Yapmak: 21. Yüzyıla Uygun Dijital Varlık Politikasının Sağlanması” başlıklı oturumda, kripto paraların vergi politikalarına dair çerçeve netleştirilmeye çalışılacak. Henüz tanık listesi kamuoyuyla paylaşılmamış olsa da, oturumda yatırımcıları ve geliştiricileri doğrudan ilgilendiren önemli başlıkların ele alınması bekleniyor. Özellikle Bitcoin ve Ethereum gibi öncü varlıklar ile stablecoin’lerin vergilendirme ve beyan usulleri tartışma konusu olacak.Senato’da sektörün devleri söz alacakSenato’nun “Yarının Dijital Varlık Piyasalarını İnşa Etmek” başlıklı oturumuna ise sektörden tanıdık isimler katılıyor. Blockchain Association CEO’su Summer Mersinger, Chainalysis CEO’su Jonathan Levin, Paradigm ortağı Dan Robinson ve Ripple CEO’su Brad Garlinghouse, Senato üyelerinin sorularını yanıtlayacak. Senato, bu oturumda likidite sistemleri, saklama çözümleri ve stablecoin’lerin rezerv yapısını ele alacak. Özellikle kurumsal yatırımcıların ilgisini çekebilecek düzenleyici belirsizlikler, netleştirilmek isteniyor.CLARITY ve GENIUS yasaları oylanacak9 Temmuz’un ötesinde, 14 Temmuz tarihi de kripto alanında merakla bekleniyor. Zira bu tarihte, Kripto Haftası kapsamında Temsilciler Meclisi’nde iki önemli yasa tasarısı oylanacak: CLARITY Act ve GENIUS Act. CLARITY Act, SEC ile CFTC arasında net görev dağılımı yaparak hangi kripto varlıkların hangi düzenleyiciye tabi olduğunu belirlemeyi amaçlıyor. Bu yasa ile birlikte büyük bankaların ve kurumsal yatırımcıların kripto piyasasına daha güçlü şekilde girmesinin önü açılabilir.GENIUS Act ise stablecoinler için yasal bir çerçeve sunuyor. Haziran ayında Senato’dan geçen bu yasa, stablecoin ihracı ve ticaretiyle ilgili düzenlemeler getiriyor. Tasarının Temsilciler Meclisi’nde de kabul edilmesi halinde, bankalar, fintech şirketleri ve büyük perakendeciler stablecoin hizmeti sunmaya başlayabilecek. Ancak tasarının komite aşamaları atlanarak doğrudan oylamaya sunulması, bazı kesimlerde tepki topladı.Her iki yasa tasarısı da başlangıçta partiler üstü destek görmüş olsa da, ilerleyen süreçte Demokratların ciddi itirazlarıyla karşılaştı. Bunun temel nedeni, Trump ve ailesinin çeşitli kripto projeleri ve stablecoin girişimleriyle olan yakın ilişkileri oldu. Demokratlar, başkanlık görevinde olan kişilerin özel kripto yatırımı yapmasını yasaklayacak değişiklikler önerdi. Ancak bu öneriler, Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu komitelerce reddedildi.

ABD 9 Temmuz’da Kriptoyu Konuşacak: Yatırımcılar İçin Tarihi İki Oturum

DeXe (DEXE) Nedir?

DeXe (DEXE), merkeziyetsiz finans (DeFi) dünyasında sosyal yatırım, yönetişim ve DAO altyapıları üzerine odaklanan yenilikçi bir protokol. Kısaca DeXe nedir? diye soracak olursanız: 2020 yılında piyasaya sürülen DeXe, kullanıcıların kendi merkeziyetsiz otonom organizasyonlarını (DAO’larını) kurabilmesini, topluluk fonlarını şeffaf biçimde yönetebilmesini ve blockchain (blokzinciri) üzerinde kolektif kararlar alabilmesini sağlayan kapsamlı bir platform. “Sosyal yatırım protokolü” olarak da anılan DeXe, başarılı kripto yatırımcılarının işlem stratejilerini diğer kullanıcıların otomatik olarak kopyalamasına imkân tanıyarak topluluk odaklı bir DeFi platformu oluşturdu. Bu sayede portföy yönetimini kolaylaştırıp işlem süreçlerine şeffaflık getirirken, ekosistemin yerel token’ı olan DEXE coin de sistemin yönetişiminde kilit rol oynuyor.Ama elbette bu tanımdan çok daha fazlası var. DeXe protokolü; Ethereum ağı üzerinde çalışmaya başlamış olsa da tasarım itibariyle çoklu zincir (multi-chain) desteğine sahip. Platformun temel amacı, DeFi alanında topluluk odaklı ve merkeziyetsiz karar alma süreçlerini güçlendirmek. Bunu sağlamak için DeXe, arka planda çalışan akıllı kontratların gücünü kullanıcı dostu bir arayüzle birleştirir. Teknik bilgiye sahip olmayan kullanıcılar bile DeXe sayesinde hızlıca kendi DAO yapılarını oluşturabilir, yönetebilir ve kararlarını zincir üstü oylama ile alabilirler. Bu yazıda, DeXe protokolünün nasıl ortaya çıktığı, gelişim süreci, neden değerli olduğu ve DeXe yönetişim yapısı gibi konuları adım adım ele alacağız.DeXe’in Tanımı ve Ortaya ÇıkışıDeXe, en basit tanımıyla DAO kurma ve yönetme sürecini kolaylaştıran bir DeFi protokolü. Protokol ilk olarak 2020 yılında ortaya çıktı ve doğduğu dönemde sektördeki büyüyen sosyal trading (sosyal yatırım) trendinin bir parçası. Başlangıçta DeXe Network adıyla tanıtılan proje, başarılı kripto para trader’larının işlemlerini otomatik olarak kopyalamayı mümkün kılan merkeziyetsiz bir sosyal alım-satım platformu olarak ün kazandı. Bu sayede deneyimli yatırımcılar ile onları takip etmek isteyen kullanıcılar arasında şeffaf ve karşılıklı faydaya dayalı bir ortam oluşturuldu. Özünde DeXe, güvenilir bir üçüncü tarafa ihtiyaç duymadan, akıllı sözleşmeler yoluyla kullanıcı cüzdanlarını ve işlemlerini birbirine bağlayarak kolektif yatırım deneyimi sundu.DeXe protokolünün ortaya çıkış amacı, kripto varlık yönetiminde şeffaflığı ve verimliliği artırıyor. Proje, blockchain teknolojisini kullanarak portföy yönetiminde aracıları ortadan kaldırmayı ve kullanıcılara hesap verebilir, takip edilebilir bir yatırım ortamı sunmayı hedefledi. Kısacası DeXe coin nedir sorusunun cevabı, DeXe protokolünün yönetişim token’ıdır şeklinde özetlenebilir. DEXE token sahipleri, platformun ve DEXE coin geleceği için söz hakkına sahip ve protokolde gerçekleşen güncellemelere veya değişikliklere oy verebilir. DeXe, Ethereum ağı üzerinde başlatılmış olmasına rağmen, zaman içinde farklı blockchainlere uyumlu olacak şekilde tasarlandı. EVM (Ethereum Virtual Machine) uyumlu bir altyapı kullanması sayesinde birden fazla ağda da çalışabilme potansiyeline sahip. Böylece DeXe, bir yandan Ethereum’un güvenliğinden yararlanırken diğer yandan diğer zincirlerin hız ve düşük maliyet avantajlarını da topluluğun kullanımına sunmayı amaçlıyor.Projenin kuruluşu ve geliştirici ekibi açısından DeXe, merkeziyetsizlik vizyonuyla yola çıktı. DeXe Network, Ukraynalı girişimci Dmytro Kotliarov ve Billtrade'in CEO'su olan Yuriy Hotoviy gibi isimlerden oluşan bir ekip aracılığıyla kuruldu. Kotliarov, kripto para piyasasındaki deneyimlerinden yola çıkarak merkeziyetsiz ve şeffaf varlık yönetim araçlarına ihtiyaç olduğunu fark etti ve bu doğrultuda DeXe’in temellerini attı. Kuruluş sürecinde ekip, blockchain ve DeFi alanında deneyimli geliştiricilerden oluşmaktaydı.DeXe’in Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıDeXe, kısa geçmişine rağmen hızla gelişen ve kendini sürekli güncelleyen bir proje oldu. İşte DeXe protokolünün kuruluşundan bu yana geçtiği önemli dönüm noktaları:2020: Projenin resmi lansmanı gerçekleşti ve DEXE token piyasaya sürüldü. 2020 yılı, DeXe için bir başlangıç noktasıydı. Eylül 2020’de gerçekleştirilen token satışı ve listelemelerinin ardından DEXE coin borsalarda işlem görmeye başladı. DeXe protokolü ilk etapta Ethereum üzerinde faaliyete geçti ve “sosyal yatırım platformu” vizyonunu duyurdu. Bu yıl boyunca proje, blockchain tabanlı portföy yönetimine dair temel özellikleri geliştirmeye odaklandı.2021: DeXe Protocol v1 yayınlandı ve platformun ilk ürünleri kullanıcılarla buluştu. Bu dönemde DeXe, cüzdandan cüzdana kopyalama (wallet-to-wallet copy trading) gibi yenilikçi araçları tanıttı. Özellikle “Wallet Copy” özelliği sayesinde herhangi bir kullanıcının Ethereum cüzdanındaki işlemler otomatik olarak başka bir kullanıcı tarafından takibe alınabiliyordu. Bu sayede DeXe, yeni nesil sosyal trader’ların yetişmesine katkı sağladı ve kripto dünyasında demokratik bir yatırım ortamı oluşturma yolunda büyük adım attı. 2021 yılı ayrıca DeXe ekosisteminin genişlemeye başladığı yıl oldu: Proje ekibi, topluluğa ücretsiz bazı araçlar sunmanın yanı sıra DeFi odaklı yan projelerle (ör. 111PG gibi bot engelleme servisi ve Kattana gibi trading terminali) iş birliklerine imza attı. 2022: DeXe protokolü için bir dönüşüm ve genişleme yılı oldu. 2022’de proje, sosyal trading köklerinden aldığı deneyimi, DAO araçlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması yönünde evriltmeye başladı. Bu kapsamda, kullanıcıların teknik detaylara boğulmadan kendi DAO’larını oluşturmalarını sağlayacak bir dizi araç ve özellik yayınlandı. Örneğin, DeXe protokolü altında çalışan DAO oluşturma stüdyosu ve yönetişim modülleri bu dönemde devreye alındı. Artık bir topluluk, DeXe’nin sunduğu hazır akıllı kontrat şablonlarını kullanarak birkaç tıklamayla DAO’sunu kurabiliyor, kendi token’ını çıkarabiliyor ve oy verme kurallarını belirleyebiliyordu. Bu yıl, DeXe’in yalnızca bir yatırım kopyalama platformu değil, aynı zamanda kapsamlı bir DAO kurma ve yönetme protokolü olduğunun sinyallerini verdi. Topluluk tarafından bakıldığında 2022, DeXe’in “çıkış yılı” olarak anılmaya başlandı; zira proje ekibi bu yıl içinde topluluk etkileşimini artıran etkinlikler, ödüllü yarışmalar ve yönetişim deneyimini teşvik eden programlar düzenleyerek kullanıcı tabanını büyüttü. 2023: Protokol katmanında yapılan güncellemelerle DeXe dApp’ine çoklu imza (multi-sig) cüzdan entegrasyonu, gelişmiş analiz panelleri ve mobil uyumlu arayüz gibi iyileştirmeler eklendi. 2023 yılında DeXe, sektördeki diğer proje ve protokollerle de önemli iş birliklerine gitti. Örneğin, DeXe ile çeşitli DeFi platformları arasında entegrasyonlar ve ortaklıklar kuruldu (SwissBorg gibi projelerle ortak vizyonun paylaşılması bu dönemde dikkat çekti). Bu sayede DeXe’in ekosistemi genişlerken, topluluk fonlarının zincirler arası yönetimi ve farklı platformlarla etkileşimi mümkün hale geldi. 2023 yılının bir diğer önemli gelişmesi, DeXe topluluğunun daha da büyümesi ve protokol yönetimine katılan kullanıcı sayısının artması oldu. Artık binlerce DEXE token sahibi, farklı ağlar üzerinden projeye katılıyor ve yönetişim süreçlerinde oy kullanıyordu. 2024: Yönetişim altyapısının genişletilmesi ve projenin evrim süreci başladı. 2024 yılı itibarıyla DeXe, DAO kurucularına sunduğu araçları daha da geliştirdi ve ileri seviye yönetişim özelliklerini devreye soktu. Bu kapsamda, protokolde meritokrasi odaklı oy sistemleri, delege oy kullanma (delegation) mekanizmaları ve ödül dağıtımları gibi yeni konseptler uygulanmaya başladı. Artık DEXE token sahipleri, oylarını güvendikleri uzmanlara devredebiliyor; böylece bilgi birikimi yüksek kişiler topluluk adına karar süreçlerinde daha aktif rol alabiliyordu. Bunun yanı sıra, on-chain yönetişim oylamalarına katılanlara protokol hazinesinden ödül dağıtılması gibi teşvik edici özellikler eklendi. DeXe protokolünün akıllı kontrat kütüphanesi 50’nin üzerine çıkarak çok çeşitli senaryoları destekler hale geldi. 2024’te DeXe topluluğu, protokolün geleceğine dair kararlarda belirleyici konuma ulaştı. Projenin İsviçre’de kurulan DeXe Protocol Association adlı derneği, hukuki çerçevede gerekli adımları atarken bile tamamen DAO’nun aldığı kararlara göre hareket etti. Artık DeXe’in gelişim yol haritası, ağırlıklı olarak topluluk oylarıyla şekilleniyor ve çekirdek ekip bu kararları uygulamakla yükümlü bir konuma evriliyordu. DeXe coin’in geleceği de bu yönetişim modeline paralel olarak topluluk tarafından belirlenir hale geldi. 2025: DeXe DAO sistemi, 14 Ocak 2025 itibarıyla BNB Chain ve Ethereum ağlarında toplam 8,5 milyon dolar değerinde çoklu zincirli bir staking programını başlatarak önemli bir dönüm noktasına ulaştı. Bu program, kullanıcıların token’larını farklı vadelerle (1, 3, 6, 12 ve 24 ay) kilitleyerek aktif yönetişim gücünü koruyarak ödül kazanmasına imkân tanıyan Staking Governance özelliğini tanıttı. Yani kullanıcılar, stake ettikleri DEXE token’ları ile zincir üstü oylamalara katılmaya devam edebiliyor. Program kapsamında toplam 526.250 DEXE token ayrıldı; bunun 500.000’i BNB Chain üzerindeki havuzlara, 26.250’si ise Ethereum havuzlarına tahsis edildi. Akıllı sözleşmeler AmbiSafe tarafından denetlendi. DeXe'nin mevcut yol haritası. Kaynak: DexeNetwork/X DeXe Neden Değerlidir?Bir DeFi projesinin başarılı olabilmesi için yenilikçi olması kadar kullanıcılara sağladığı fayda ve çözümler de kritik öneme sahiptir. Peki DeXe protokolünü değerli kılan özellikler nelerdir? İşte DeXe’in öne çıkan avantajları ve sağladığı imkânlar:Kolay DAO kurulumuDeXe protokolünün belki de en değerli yanı, DAO kurma sürecini son derece basit hale getirmesidir. Geleneksel olarak, bir DAO oluşturmak isteyenlerin akıllı sözleşme yazabilecek geliştiricilere, uzun hazırlık aşamalarına ve ciddi teknik bilgiye ihtiyacı vardır. DeXe ise bunu kökten değiştiriyor. Platform üzerindeki DAO Studio arayüzü sayesinde, herhangi bir kullanıcı birkaç tıklama ile kendi DAO yapısını oluşturabilir. Kod yazmak gerekmez, derin teknik detaylara dalmak gerekmez. Örneğin, DeXe ile bir DAO kurmak istediğinizde size adım adım rehberlik eden bir sihirbaz karşılar: DAO’nuzun adını girersiniz, oy oranı eşiği (quorum) ve oylama süresi gibi parametreleri seçersiniz, kendi token’ınızı çıkarmak isterseniz arayüz üzerinden birkaç tıkla bunu yaparsınız. Tüm bu işlemler “no-code” (kodsuz) bir deneyim olarak sunulur. Böylece girişimciler, topluluk liderleri veya herhangi bir grup insan, fikirlerini hayata geçirmek için teknik engellerle uğraşmadan bir DAO’yu ayağa kaldırabilir. DeXe’in bu kolaylaştırıcı yaklaşımı, “DAO nasıl kurulur?” sorusunu soran herkes için pratik bir yanıt oluşturuyor. Gerçekten de DeXe, merkeziyetsiz organizasyon kurma sürecini dakikalar mertebesine indirgemiştir (hatta bazı kullanıcılar DeXe ile bir saatten kısa sürede DAO başlattıklarını dahi belirtmektedir). Entegre oy sistemi DeXe protokolü, yönetişim kavramını en baştan merkeze koyarak tasarlanmıştır. Platform içerisinde karar alma süreçleri, tamamen zincir üstü oylama mekanizmalarıyla yürütülür. Bu ne anlama geliyor? Topluluk üyeleri (yani DEXE token sahipleri) herhangi bir öneri veya karar için oy kullandığında, bu oylar doğrudan blok zinciri üzerinde kaydedilir ve sayılır. Sonuçlar değiştirilemez, şeffaf ve herkese açık şekilde görülebilir. Böylelikle merkeziyetsiz karar alma süreci tam anlamıyla hayata geçirilir. DeXe, oy sistemini kurarken güvenliği de göz önünde bulundurmuştur: Her bir DAO, kendi hazinesini yöneten akıllı kontratlara sahiptir ve bu hazineyi kontrol etmek için çok imzalı cüzdan yapısını kullanabilir. Çok imzalı cüzdan (multisig wallet), bir işlemin gerçekleşmesi için birden fazla onay gerektiren güvenlik modelidir. Örneğin, bir DAO hazinesinden fon çıkarmak istendiğinde, belirlenmiş birden fazla yönetici veya kurul üyesinin dijital imzası (onayı) gerekiyorsa bu bir multisig yapıdır. DeXe protokolü bu özelliği entegre ederek, topluluk fonlarının güvenli şekilde yönetilmesini sağlar. Kötü niyetli bir aktörün tek başına hazineyi boşaltmasının önüne geçilir; kararlar kolektif olarak uygulanır. Özetle, DeXe ile kurulan DAO’larda hem oylamalar blockchain üstünde şeffaf biçimde yapılır hem de fon yönetimi çok imzalı onay mekanizmalarıyla güvence altına alınmış halde. DeXe Protocol DAO arayüzü. Kaynak: App.Dexe.io Modüler ve geliştirilebilir altyapıDeXe’in değerini artıran bir diğer unsur, geliştiriciler ve ileri seviye kullanıcılar için sağladığı modüler yapı ve esnekliktir. Protokol bünyesinde sunulan araçlar aslında bir kütüphane gibi düşünülebilir. Zira 50’den fazla akıllı kontrat, farklı kombinasyonlarda kullanılmak üzere hazır bekler. Bu kontratlar; DAO oluşturma, yönetişim, hazine yönetimi, token satış (launchpad), delegasyon, konsül (danışmanlar kurulu) gibi çeşitli işlevlere sahip. Bir geliştirici ya da özel ihtiyaçları olan bir topluluk, DeXe’in bu modüler parçalarını bir araya getirerek kendi özgün DAO yapısını inşa edebilir. Örneğin, standart oy ağırlığı modelinden farklı bir yönetişim modeli mi istiyorsunuz? DeXe içerisindeki Consuls Contract ve Delegation Contract gibi bileşenlerle meritokrasiye dayalı, uzmanlara daha fazla söz hakkı tanıyan bir sistem kurabilirsiniz. Ya da hazine yönetiminde özel kurallarınız mı olacak? Treasury Contract ile fon depolama, kilitleme ve dağıtım kurallarını belirleyebilirsiniz. Bu modülerlik sayesinde DeXe, her büyüklükten topluluğun ihtiyaçlarına yanıt verebilecek esnek bir altyapı sunar. Üstelik bu akıllı kontratların açık kaynaklı olması, topluluğun güvenini kazanma açısından önemli. Özellikle belirtmek gerekir ki kodlar bağımsız denetime açık, isteyen güvenlik denetimi yapabiliyor. Geliştirici perspektifinden bakıldığında DeXe, adeta bir “DAO işletim sistemi” gibi; üzerine dilediğiniz uygulamaları inşa etmeniz için temel servisleri sağlar. DeXe'deki farklı akıllı kontratlar. DeXe ayrıca, geliştiricilerin ve veri analistlerinin DAO verilerine kolayca erişebilmesi için subgraph desteği de sunuyor. Resmî dokümantasyonunda detaylıca anlatılan bu özellik sayesinde, DAO’lara ait zincir üstü veriler The Graph protokolü aracılığıyla hızlı ve yapılandırılmış şekilde sorgulanabiliyor. Bu da geliştiricilere kullanıcı davranışlarını analiz etme, oylama aktivitelerini takip etme ya da topluluk etkileşimlerini görselleştirme gibi birçok konuda pratik avantajlar sağlıyor. DeXe mimarisi. Kaynak: Docs.dexe Topluluklar için adil yönetişimDeXe protokolünün nihai hedefi, topluluk odaklı bir DeFi platformu inşa etmekti ve bu hedefe uygun olarak sistemin her bileşeni şeffaflık ve adalet ilkelerine göre tasarlandı. Yönetişim süreçlerinde tüm adımlar blok zincirinde izlenebilir olduğu için, topluluk üyeleri alınan kararların ve yapılan harcamaların hesabını açık şekilde görebilir. Örneğin, bir geliştirme önerisi oylamaya sunulduğunda, kimin oy verdiği, toplam oy sayısı, önerinin geçip geçmediği gibi bilgiler zincir üstünde kayıt altındadır. Ayrıca DeXe, yönetişim modeline yenilikçi uygulamalar ekleyerek adaleti sağlamayı amaçlar. Bunlardan biri itibar (reputation) sistemidir: Sadece elde tutulan token miktarına göre değil, topluluğa yapılan katkılara göre de üyelerin oy gücünü etkileyen modeller üzerinde çalışılmaktadır. Böylece DAO’larda sadece “parası çok olanın dediği olur” algısı yıkılarak, gerçekten emek veren ve katkıda bulunan üyelerin de söz sahibi olabildiği bir düzen kurulabilir. DeXe’in ödül ve teşvik mekanizmaları da topluluk için değerli. Platform, aktif katılımı ödüllendirmek adına yönetişim oylamalarına katılan veya öneri sunan üyelere DEXE token ödülleri verebiliyor.DeFi ile DAO arasındaki güçDeXe’in değerini anlamak için onu konumlandığı yerden de bakmak gerekir. Proje, DeFi + DAO kesişim noktasında yer almaktadır. Yani bir yandan merkeziyetsiz finansın temel öğeleri (varlık yönetimi, staking, trading araçları) ile ilgilenirken, diğer yandan bunların yönetimini merkeziyetsiz organizasyon yapısıyla harmanlamaktadır. Bu ikili doğa, DeXe’e benzersiz bir avantaj sağlar. Örneğin, DeXe ile bir yatırım havuzu (pool) oluşturup getiri elde etmek istediğinizde, bu havuzun nasıl yönetileceğine dair kararları da DAO üyeleriyle birlikte alabilirsiniz. Bu, merkeziyetsiz finans işlemlerine topluluk denetimi eklemek anlamına gelir ki finans dünyasında devrimsel bir yaklaşımdır. DeXe protokolü, DeFi’nin getirdiği finansal özgürlük ile DAO’ların getirdiği demokratik yönetişimi bir araya getirerek kullanıcılarına tam anlamıyla özerk ve hesap verebilir bir platform sunuyor. Ayrıca, DeXe’in kapsamı içinde sosyal yatırım protokolleri kavramı da bulunmaktadır; yani kullanıcıların yalnızca bir protokolü kullanmakla kalmayıp, aynı zamanda birbirleriyle etkileşimde bulunup kolektif yatırımlar yapabildikleri bir ekosistem yaratılmıştır. Bu yönüyle DeXe, kripto dünyasında ortaya çıkan en heyecan verici trendlerden olan “topluluk tarafından yönetilen finans” akımının bir temsilcisidir. Protokol, hem teknik altyapısı hem de felsefesiyle bu alanda güçlü bir konumdadır ve gelecekte DeFi-DAO kesişiminde ortaya çıkabilecek yeniliklere de öncülük etmeye adaydır.DeXe’in Kurucusu Kimdir?DeXe Network, Ukraynalı girişimciler Yuriy Hotoviy ve Dmytro Kotliarov tarafından birlikte kuruldu. Yuriy Hotoviy, aynı zamanda Billtrade’ın CEO’su olarak da görev yapıyor; hem DeXe’nin finansal stratejilerinde hem de ürün geliştirme sürecinde aktif rol alıyor. Dmytro Kotliarov ise sektöre 2016'da madencilikle adım atmış, kripto volatilitesini gözlemledikten sonra DeXe Network’ü geliştirmek üzere bu ortaklıkla işe başlamış.İkili, farklı uzmanlık alanlarını birleştirerek projenin temellerini sağlam bir şekilde attı. Ancak proje ilerledikçe DeXe, tek bir lider yerine tamamen topluluk odaklı bir yönetişim modeli benimsemeye başladı. Karar alma süreçleri, kullanıcıların katılımıyla şekilleniyor ve bu da DeXe DAO aracılığıyla gerçekleştiriliyor. Yani, kurucu ekip hala katkı sağlıyor olsa da, asıl güç artık DAO'nun kolektif iradesinde bulunuyor.Sık Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, DeXe hakkında sıkça sorulan bazı sorulara yanıt bulabilirsiniz:DeXe nedir ve hangi amaçla geliştirilmiştir?: DeXe, merkeziyetsiz finans (DeFi) alanında kullanıcıların DAO kurup yönetmesini kolaylaştıran bir protokoldür. 2020'de sosyal yatırım platformu olarak doğmuş, zamanla DAO altyapılarına odaklanmıştır. Teknik bilgiye gerek duymadan topluluk yönetimi ve karar alma süreçlerini blockchain üzerinde yürütmeyi mümkün kılar. Amacı, şeffaf ve katılımcı bir yönetişim deneyimi sunmaktır.DEXE token ne işe yarar?: DEXE token, protokolün yönetişim token’ıdır. Sahipleri, tekliflere oy vererek platformun geleceğinde söz sahibi olur. Ayrıca staking, DAO hazinesi yönetimi ve özel erişim gibi işlevleri vardır. Ekosistem içinde değer üreten bir varlık olarak çalışır.DeXe ile nasıl DAO kurulur?: Kullanıcılar, DeXe’in arayüzüyle teknik bilgiye gerek duymadan dakikalar içinde DAO oluşturabilir. DAO ismi, yönetişim kuralları ve token ayarları kolayca belirlenir. Ardından çok imzalı cüzdan ve oylama sistemi otomatik olarak entegre edilir. Süreç hızlı ve kullanıcı dostudur.Zincir üstü oylamalar nasıl yapılır?: Herhangi bir teklif sunulduğunda, token sahipleri blokzincir üzerinde oy verir. Oylamalar tamamen şeffaf şekilde kaydedilir ve otomatik olarak sonuçlandırılır. Süreç, kullanıcı arayüzü sayesinde birkaç tıkla tamamlanabilir. Kararlar akıllı sözleşmelerle uygulanır.DeXe hangi ağlarda çalışıyor?: DeXe, Ethereum ağında aktif olarak çalışıyor. EVM uyumlu olduğu için birçok blokzincire entegre edilebiliyor. Bu da kullanıcıların tercih ettikleri ağlarda DAO kurabilmesine olanak tanıyor.Projenin merkeziyetsizlik seviyesi nedir?: DeXe, yönetimini topluluğa devretmiş yüksek derecede merkeziyetsiz bir projedir. Kararlar DeXe DAO tarafından zincir üstü oylamalarla alınır. Hazine yönetimi çok imzalı cüzdanlarla yapılır ve protokol açık kaynaklıdır. Topluluk odaklı bir yapıya sahiptir. DAO altyapılarına yatırım yapmayı veya kendi topluluk platformunuzu oluşturmayı planlıyorsanız, JR Kripto’nun DeXe rehberine göz atın.

·
7 Tem 2025
DeXe (DEXE) Nedir?

Ethereum’da Yeni Dönem: Buterin’den EIP-7983 Teklifi Geldi

Ethereum’un kurucu ortağı Vitalik Buterin ve araştırmacı Toni Wahrstätter, Ethereum ağı için önemli bir öneri sundu: EIP-7983. Bu yeni Ethereum İyileştirme Önerisi (EIP), tek bir işlemin kullanabileceği maksimum gas miktarını 16.777.216 (2²⁴) ile sınırlamayı hedefliyor. Önerinin temel amacı, ağ güvenliğini artırmak, hizmet reddi (DoS) saldırılarını engellemek ve genel ağ istikrarını güçlendirmek.Ethereum ağ güvenliği için yeni öneriEthereum ağında “gas”, bir işlemin gerçekleştirilmesi için gereken hesaplama gücünü temsil eden bir ölçü birimidir. Tıpkı arabaların yakıtla çalışması gibi, Ethereum’daki işlemler de “gas” harcayarak çalışır. Kullanıcılar, akıllı sözleşmeleri çalıştırmak, token transferi yapmak veya merkeziyetsiz uygulamalarda işlem yürütmek için gas öderler. Gas miktarı, bir işlemin ne kadar karmaşık olduğuna göre değişir; daha fazla işlem gücü gerektiren işlemler daha fazla gas tüketir. Bu nedenle, Ethereum ağında gas sınırları ve ücretleri hem işlem maliyetlerini hem de ağın güvenliğini doğrudan etkileyen önemli bir faktör. Halihazırda Ethereum üzerinde tek bir işlem, tüm bir bloğun gas limitini tüketebiliyor. Bu durum, kötü niyetli aktörlerin sistemi yavaşlatabilecek ya da durdurabilecek büyüklükte işlemler göndermesine olanak tanıyor. EIP-7983 ile birlikte, bu risk büyük ölçüde azaltılıyor. Öneriye göre, gas sınırını aşan işlemler blok doğrulama sürecinde doğrudan reddedilecek. Bu sınır, güvenliğin yanı sıra, aynı zamanda işlem verimliliğini de artırmayı amaçlıyor. Ethereum ağında daha tutarlı bir işlem dağılımı sağlanması, ağ performansını olumlu yönde etkileyecek.zkVM uyumuyla ölçeklenebilirlik için yeni bir adımGas kullanımına getirilen sınırın bir diğer önemli faydası da sıfır bilgi ispatlarına (zero-knowledge proofs) dayanan sanal makineler, yani zkVM'ler ile olan uyumluluğu artırması. zkVM’ler, Ethereum’un gelecekteki ölçeklenme çözümleri arasında kritik bir yere sahip. Ancak büyük işlemleri paralel şekilde yürütmekte zorluk çekebiliyorlar. Bu nedenle işlemlerin daha küçük parçalara bölünmesi, hem zkVM mimarisini destekliyor hem de genel ağ tasarımına daha modüler bir yapı kazandırıyor.16.77 milyon gas sınırı rastgele seçilmiş bir rakam değil. Geliştiriciler bu değerin, hem günümüzde yaygın olan DeFi işlemlerini hem de akıllı sözleşme dağıtımlarını destekleyecek kadar yüksek olduğunu, ancak ağın istikrarı açısından gerekli sınırları sağladığını belirtiyor. Ayrıca mevcut işlemlerin büyük çoğunluğunun bu limitin oldukça altında kaldığı ifade ediliyor. Yani öneri, pratikte çok az kullanıcıyı ya da geliştiriciyi etkileyecek.Elbette, bu değişiklik geriye dönük uyum sunmuyor. Yani öneri yürürlüğe girerse, daha önce gönderilmiş ancak bu sınırı aşan işlemler artık geçersiz sayılacak. Ancak geliştiriciler, bu tür uç durumların nadir olduğunu ve sistemde büyük bir soruna yol açmayacağını savunuyor.EIP-7983, Vitalik Buterin’in uzun süredir dile getirdiği “Ethereum’u daha yalın ve modüler hale getirme” planının bir parçası gibi duruyor. Öneri şu an taslak statüsünde ve Ethereum topluluğunun değerlendirmesine açık.

·
7 Tem 2025
Ethereum’da Yeni Dönem: Buterin’den EIP-7983 Teklifi Geldi

Bittensor (TAO) Nedir?

Bittensor (TAO), merkeziyetsiz yapay zekâ odaklı yenilikçi bir blockchain projesidir. Kısaca, yapay zekâ modellerinin Web3 altyapısı üzerinde eğitilmesi ve paylaşılması için oluşturulmuş bir açık kaynaklı AI ağı olarak tanımlanabilir. “TAO” ise Bittensor ağının yerel kripto para birimi. Yani TAO coin nedir sorusuna cevap olarak, bu token’ın ağ içi ödül ve yönetişim mekanizmalarının merkezinde yer aldığını söyleyebiliriz. Bittensor’un vizyonu, yapay zekâyı merkezi büyük şirketlerin tekelinden çıkarıp küresel topluluğun katkısına açmak ve yapay zekâ blockchain entegrasyonu ile adil bir dijital pazar yeri oluşturmak. Bu rehber yazımızda, Bittensor’un ortaya çıkışını, tarihçesini, nasıl çalıştığını ve TAO token açıklaması ile Bittensor proje detayları konusunu ele alacağız.Bittensor’un Tanımı ve Ortaya ÇıkışıBittensor, merkeziyetsiz bir yapay zekâ ağı olarak 2021 yılında Opentensor Foundation ekibi tarafından hayata geçirildi. Projenin temel amacı, Web3 teknolojisi ile yapay zekâyı birleştirerek dünya genelindeki katılımcıların makine öğrenimi modelleri geliştirmesini ve paylaşmasını sağlamak. Bu ağda her katılımcı, sahip olduğu yapay zekâ modelini veya bilgisini ağa sunar ve karşılığında TAO token kazanma şansı elde eder. Bittensor’un ortaya çıkışı, yapay zekâ modellerinin eğitimi ve kullanımı konusundaki merkeziyetsizlik ihtiyacından doğduBittensor nasıl çalışır? Özetle, ağ içerisinde iki tür düğüm (node) bulunuyor: madenciler (miners) ve doğrulayıcılar (validators). Madenci node’lar, belirli yapay zekâ görevlerini yerine getiren (örneğin metin üretme, görsel tanıma veya veri işleme gibi) AI modellerini çalıştırır. Doğrulayıcı node’lar ise madencilerin ürettiği sonuçları değerlendirir ve kalite kontrolünü yapar. Bu etkileşimli sistem sayesinde, Bittensor ağı bir yandan sürekli öğrenen ve gelişen bir yapay zekâ ekosistemi yaratırken, diğer yandan katkıda bulunan herkesi adil bir şekilde ödüllendiren bir mekanizma kurar.Bittensor’un vizyoner yaklaşımlarından biri, Web3 ve yapay zekâyı bir araya getirme hedefi. Proje, blockchain üzerindeki akıllı sözleşmeler ve kriptografik güvenceyle, yapay zekâ modellerinin açık bir pazarda paylaşılmasını mümkün kılar. Bu yaklaşım, bilgi paylaşımını ve kolektif öğrenmeyi teşvik eden bir altyapı sunar. 2021 yılında yayımlanan Bittensor whitepaper’ında (teknik dokümanında) bu vizyon detaylandırıldı ve merkeziyetsiz AI ağı kavramının temelleri atıldı. Aynı yıl içinde Bittensor ağının yerel token’ı olan TAO, adil bir dağıtım modeliyle tanıtıldı. TAO, ön madencilik veya özel satış olmadan, tamamen ağda yapılan makine öğrenimi çalışmalarıyla üretilen bir token olarak karşımıza çıktı.Kısaca TAO coin nedir sorusunu açmak gerekirse; TAO, Bittensor ağında hem ödül token’ı hem de erişim anahtarı işlevi gören bir kripto para birimi. Yani madenciler ve doğrulayıcılar, yaptıkları katkılar karşılığında TAO kazanırken, TAO sahibi olan kullanıcılar da ağı kullanma ve ağdan hizmet alma hakkına sahip olurlar. TAO token, Bittensor ekosisteminin ekonomik altyapısını oluşturuyor ve zaman içinde değerini, ağdaki yapay zekâ “zekâ birikimi” arttıkça kazanacak şekilde tasarlandı.Bittensor’un Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıBittensor projesi kısa geçmişine rağmen hızlı bir gelişim gösterdi. 2021 yılında Bittensor projesi resmen başladı. Projenin teknik dokümanı (whitepaper) yayımlandı ve ilk ağ prototipi kullanıma sunuldu. Opentensor Foundation ekibi, yapay zekâ ağına entegre edilecek yerel kripto para birimi olarak TAO token’ı tanıttı. Ocak 2021’de “Kusanagi” kod adıyla ilk Bittensor ağı başlatıldı ve madenciler ile doğrulayıcılar bu ağ üzerinde çalışmaya başladı. Ancak, erken dönemde ortaya çıkan konsensüs sorunları nedeniyle bu ilk sürüm kısa süre içinde durduruldu. Ardından Kasım 2021’de ağ, çeşitli iyileştirmelerle birlikte “Nakamoto” kod adıyla yeniden başlatıldı ve böylece Bittensor’un ana ağı resmen hayata geçmiş oldu.2022 yılı, Bittensor ağının olgunlaşma dönemi olarak öne çıktı. Ağın geliştirme süreci devam ederken, merkeziyetsiz yapay zekâ fikri kripto topluluğu içinde daha fazla dikkat çekmeye başladı. Bu yıl boyunca hem ağa katılan kullanıcı sayısında hem de topluluk etkileşimlerinde önemli artışlar gözlemlendi. TAO token üretimi yalnızca ağ içi ödüller yoluyla devam etti ve dış piyasalarda hâlâ sınırlı şekilde işlem görmekteydi.2023 yılı, Bittensor için önemli bir dönüm noktası oldu. Ocak ayında “Finney” adlı test ağı devreye alındı ve bu ağda alt ağ (subnet) yapısı ile delegasyon (staking) mekanizmaları test edildi. Mart 2023’te ana ağ, Finney sürümüne yükseltilerek performans artışı ve daha yüksek ölçeklenebilirlik sağlandı. Ekim ayında ise alt ağlar resmen ana ağa entegre edildi ve böylece kullanıcılar, belirli AI görevlerine odaklanan kendi teşvik yapılarında alt ağlar kurabilmeye başladı. Aynı yıl, TAO token merkezi borsalarda listelenmeye başladı. Mart ayında MEXC, TAO’yu listeleyen ilk borsalardan biri olurken, ilerleyen süreçte KuCoin gibi platformlar da TAO işlemlerine açıldı. Bu gelişmeler, TAO’nun daha geniş yatırımcı kitlesine ulaşmasını sağladı. Bittensor’un subnet (alt ağ) süreci. Kaynak: Learnbittensor 2024'te Bittensor ağı önemli bir büyüme gösterdi ve ana akımda daha fazla benimsenmeye başladı. Ağ üzerinde 50’yi aşkın aktif alt ağ oluştu ve bunlar metin üretimi, görüntü oluşturma, veri tarama, müzik üretimi gibi farklı yapay zekâ görevlerine odaklandı. Aralık 2024 itibarıyla ağda 173 farklı kullanıcı tarafından yönetilen 250 doğrulayıcı ve 2.700'den fazla kullanıcıya ait toplam 11.856 madenci düğüm faaliyetteydi. TAO token, bu yıl daha büyük borsalarda işlem görmeye başladı ve Nisan 2024’te Binance listelenmesi sayesinde ciddi bir likidite ve görünürlük kazandı. Tüm bu gelişmelerle birlikte Bittensor, hem teknolojik hem de ekonomik açıdan AI odaklı kripto projeler arasında öne çıkan bir konuma ulaştı.Bittensor Neden Değerlidir?Bittensor projesi, hem teknoloji meraklıları hem de kripto yatırımcıları tarafından ilgi görüyor. Peki Bittensor neden değerlidir? İşte projeyi benzersiz kılan başlıca unsurlar:Merkeziyetsiz ve adil ödül mekanizmasıBittensor ağı, yapay zekâ modeli eğitimi ve servislerini teşvik etmek için merkeziyetsiz bir ödüllendirme sistemi sunar. Klasik merkezi AI platformlarının aksine, Bittensor’da katkı sağlayan her düğüm, katkısı oranında ödül kazanır. Yani ağda ne kadar faydalı bir iş yaparsanız, o oranda TAO token ile ödüllendirilirsiniz. Bu mekanizma, katılımcılar arasında adil bir rekabet ve işbirliği ortamı yaratır. “Bittensor nasıl çalışır?” sorusunun cevabı da bu ödül sisteminde gizli: Madenciler faydalı yanıtlar üretmeye, doğrulayıcılar da en iyi katkıları seçmeye odaklanır; sonuçta tüm ağ kazançlı çıkar.TAO token teşvikleri, halving ve ekonomik modelBittensor’un yerel kripto parası TAO, ağın hem ödül hem de yönetişim token’ı. Madenciler ve doğrulayıcılar, yaptıkları iş karşılığı TAO kazanırken, alt ağ kurucuları da başarılı bir ağ işletirlerse belli oranlarda TAO ile ödüllendirilir. TAO token, 21 milyon maksimum arza sahip olacak şekilde tasarlanmıştır ve her 12 saniyede bir blok başına 1 TAO üretilecek şekilde sürekli çıkarılır; yaklaşık her 4 yılda bir bu ihraç miktarı yarı yarıya azalır (Bitcoin’deki “halving” benzeri). Bu sayede erken dönemde ağı büyütmek için yüksek ödüller dağıtılırken, zamanla arz artışı yavaşlayarak tokenın kıtlığı ve değeri korunmaya çalışılır. TAO’nun ekonomik modeli tamamen şeffaf ve topluluk odaklıdır: Ön madencilik, özel satış veya ekip-ayrılmış token bulunmaz; tüm tokenlar ağda emek verenlerce kazanılır. Bu basit ve adil tokenomik yapı, yatırımcı güvenini artıran bir etken. Bittensor'un halving planı. 6. halving sürecinin 2045 yılında gerçekleşmesi bekleniyor. Kaynak: Bittensor/Blog Bilgi paylaşımına dayalı açık ağBittensor’u değerli kılan bir diğer yön, yapay zekâ modellerinin ve bilgisinin açıkça paylaşıldığı bir ekosistem oluşturması. Her bir katılımcı düğüm, kendi modelini veya verisini ağa sunarak genel zekâ havuzunu genişletir. Bu sayede ağ, tek bir merkezin kontrolünde olmayan, kolektif bir yapay zekâ pazarı haline gelir. Örneğin bir kullanıcı, Bittensor ağına bir soru sorduğunda veya bir görev gönderdiğinde, en iyi yanıtı üretebilecek madenciler devreye girer; doğrulayıcılar bu yanıtları değerlendirir ve kaliteli cevaplar TAO ile ödüllendirilir. Bu döngü, herkesin bilgiye katkı sunabildiği ve karşılığını alabildiği bir ortam yaratır. Sonuç olarak, Bittensor “açık kaynak AI ağı” kavramını gerçek anlamda uyguluyor. Zira kodlar açık, veriler ve modeller (belirli sınırlar dahilinde) paylaşılabilir ve herkes ağın iyileşmesine katkıda bulunabilir.Web3 ile AI’ın buluşmasıBittensor, kripto dünyasında nadir görülen bir şekilde Web3 ile yapay zekâyı bir araya getiriyor. Merkeziyetsiz finans (DeFi) veya NFT alanlarında gördüğümüz blockchain inovasyonlarını, bu sefer yapay zekâ alanına uyguluyor. Bu yönüyle Bittensor, giderek büyüyen AI-kripto kesişiminin öncülerinden biri olarak değerlendiriliyor. AI modellerini blockchaine entegre ederek, gelecekte ortaya çıkabilecek “AI üretkenliğinin tokenize edilmesi” trendine zemin hazırlıyor. Halihazırda Bittensor, piyasa değeri açısından en büyük AI odaklı kripto projelerinden biri haline geldi ve “Bittensor coin geleceği” pek çok yatırımcı tarafından parlak görülüyor. Elbette bu beklenti, projenin teknolojik hedeflerini başarıyla gerçekleştirmesine bağlı olacak. Ancak AI ve blockchain’in kesişimindeki potansiyel düşünüldüğünde, Bittensor’un uzun vadede büyük bir pazara hitap ettiği düşünülüyor. Yukarıdaki diyagramda Bittensor ağının genel mimarisi net bir şekilde görünüyor. En üstte Uygulama Katmanı bulunur ve harici kullanıcılar burada alt ağlardaki yapay zekâ hizmetlerine erişir. Orta kısımda Yürütme Katmanı olarak adlandırılan alt ağlar (subnet’ler) yer alır. Her alt ağ, belirli bir AI görevi için özel olarak kurulmuştur; alt ağ içinde madenciler (sarı renkli) ilgili modeli çalıştırır, doğrulayıcılar (yeşil renkli) ise madencilerin çıktısını değerlendirir. Alt ağ sahipleri (oluşturucuları) ise teşvik mekanizmasını ve kuralları belirler. Bir alt ağ içinde üretilen TAO ödülleri, genellikle %41 madencilere, %41 doğrulayıcılara ve %18 alt ağ sahibine dağıtılır. Tüm alt ağların bağlı olduğu Kök Alt Ağ (Subnet-0), bir üst katmanda Fonlama Katmanı olarak görev yapar; burada 64 doğrulayıcı, alt ağların performansını karşılaştırmalı olarak değerlendirir ve her alt ağa ne kadar TAO emisyonu ayrılacağını Yuma konsensüs algoritması ile belirler. En altta ise Blockchain Katmanı (Subtensor zinciri) bulunur; bu katman, tüm işlemleri kaydeden ve TAO token’ların basımını gerçekleştiren Polkadot Substrate tabanlı özel bir blockchaindir.Bittensor’un Kurucusu Kimdir?Bittensor projesi, Opentensor Foundation adlı ekip tarafından geliştirildi. Projenin arkasındaki isimler şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmış durumda. Bittensor’un kurucu ortakları, eski bir Google mühendisi olan Jacob Robert Steeves ve makine öğrenimi alanında uzman bir araştırmacı olan Dr. Ala Shaabana. 2019 yılında temelleri atılan Opentensor Foundation, 2021’de Bittensor ağını resmi olarak hayata geçirerek Web3 tabanlı yapay zekâ vizyonunu gerçeğe dönüştürdü.Kurucu ekip, blockchain ve yapay zekâ alanında deneyimli isimlerden oluşuyor. Jacob Steeves, Google’da mühendislik tecrübesi edinmiş ve merkezi sistemlerin sınırlarını görmüş bir isim olarak Bittensor’a liderlik ediyor. Ala Shaabana ise akademik çalışmalarını makine öğrenimi üzerine yapmış bir bilim insanı ve projenin AI tarafını güçlendiriyor. Opentensor Foundation bünyesinde 30’dan fazla ekip üyesi bulunduğu ve bunların büyük çoğunluğunun mühendislik ve araştırma odaklı çalıştığı biliniyor. Bittensor, açık kaynaklı bir proje olduğundan, kurucu ekip dışında da global topluluğun katkılarına açık. Projenin GitHub üzerindeki kodları herkes tarafından incelenebilir ve geliştirilebilir. Bu topluluk odaklı yaklaşım, kurucuların “dijital kamusal fayda” vizyonunu yansıtıyor. Yani Bittensor, birkaç kurucuya veya şirkete ait bir ürün olmaktan ziyade, internetin global kullanıcılarının ortak değeri olmayı hedefleyen bir platform olarak görülüyor. Kurucuların amacı, yapay zekâyı tıpkı açık internet standartları gibi herkesin erişebileceği ve katkı sunabileceği bir altyapı haline getirmek. Bu doğrultuda, proje yönetimi şeffaf yönetim ilkelerine dayalı. Zira yukarıda da bahsettiğimiz üzere önemli kararlar ve güncellemeler toplulukla paylaşılarak tartışılır, token sahipleri yönetişim süreçlerine katılabilir.Sık Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, Bittensor’a yönelik sıkça sorulan sorulara ulaşabilirsiniz:Bittensor nedir ve ne amaçla geliştirildi?: Bittensor, merkeziyetsiz bir yapay zekâ ağıdır ve yapay zekâ modellerini açık bir platformda eğitip paylaşmak amacıyla geliştirilmiştir. Projenin temel amacı, büyük teknoloji şirketlerinin kontrolündeki kapalı AI sistemlerine alternatif olarak blokzincir tabanlı bir AI pazarı oluşturmaktır. Bu sayede bağımsız geliştiriciler veya küçük ekipler, modellerini küresel bir ağda sunup ödül kazanabilirken, kullanıcılar da bu kolektif zekâdan faydalanabilir. Bittensor, 2021’de Opentensor Foundation tarafından başlatıldı ve yapay zekâya Web3 yaklaşımıyla yenilik getirmeyi hedefledi.TAO token nasıl çalışır, nasıl kazanılır?: TAO token, Bittensor ağının yerel kripto parasıdır ve ağda ödüllendirme ile yönetime hizmet eder. TAO kazanmanın başlıca yolu, ağda madenci veya doğrulayıcı node olarak katkı sağlamak. Madenci (AI model çalıştıran) olarak, alt ağlarda belirli görevleri yerine getirip kaliteli sonuçlar üretirseniz, her blokta üretilen TAO ödüllerinden pay alırsınız. Benzer şekilde doğrulayıcı olarak, madencilerin çalışmalarını değerlendirip en iyileri seçerek TAO ödülü kazanabilirsiniz. Her blok üretildiğinde toplam 1 TAO basılır ve bu ödül, sistemdeki madenciler ve doğrulayıcılar arasında paylaştırılır (örneğin yarı yarıya). Bittensor’un Proof of Intelligence diyebileceğimiz konsensus mekanizması sayesinde, token dağıtımı modellerin sağladığı bilgi değerine göre yapılır. TAO token ayrıca staking yoluyla da kazanılabilir: Elinizdeki TAO’ları ağdaki güvenilir doğrulayıcılara delegasyon (stake) yaparak, onların kazandığı ödüllerden pay almanız mümkün. TAO token’ın toplam arzı 21 milyon ile sınırlı ve yaklaşık her 4 yılda bir ödül çıkarma hızı yarıya düşüyor.Bittensor ağı güvenli midir?: Bittensor ağı, güvenliğini blockchain teknolojisi ve yenilikçi konsensus mekanizmaları ile sağlar. Ağın temelini oluşturan Subtensor blokzinciri, Polkadot’un Substrate SDK’si kullanılarak inşa edilmiş bağımsız bir layer-1 zincirdir. Tüm işlemler ve token bakiyeleri bu blokzincir üzerinde kriptografik olarak güvence altına alınmıştır. Konsensus tarafında Bittensor, klasik PoW veya PoS yerine Yuma konsensüsü adı verilen özel bir algoritma kullanır; bu algoritma, doğrulayıcıların madencileri oylaması prensibine dayanarak ödül dağıtımında mutabakat sağlar. Yuma konsensüsünün tasarımı, ağdaki kötü niyetli davranışlara karşı dayanıklı olacak (ağın %50’sine kadarı kötü niyetli olsa bile doğru çalışacak) şekilde yapılmıştır. Bittensor kodlarının açık kaynak olması, güvenlik açısından artı bir değerdir – dünya genelindeki geliştiriciler kodu denetleyebilir ve hataları tespit edebilir. Öte yandan, projenin ilk aşamalarında Subtensor blokzincirini Opentensor Foundation’ın kontrol ettiği (Proof-of-Authority doğrulayıcılar ile) bilinmekte. Bu, teknik olarak bir güven unsuru gerektirse de ağ olgunlaştıkça yönetimin tamamen topluluğa devredilmesi hedefleniyor. Şu ana kadar Bittensor ağında kayda değer bir saldırı veya güvenlik açığı yaşanmadı. Ancak her genç blockchain projesi gibi Bittensor için de güvenlik riskleri her zaman mevcut.Bittensor ile merkezi AI platformları arasındaki fark nedir?: Bittensor’u, OpenAI gibi merkezi yapay zekâ platformlarından ayıran pek çok fark var. En temel fark, kontrolün ve erişimin dağıtık olması. Merkezi AI platformlarında model eğitimi ve servisler tek bir şirketin altyapısında gerçekleşir; veriler ve modeller genellikle kapalı tutulur. Bittensor’de ise ağ tamamen merkeziyetsiz olup hiçbir tekil otorite tüm kontrolü elinde tutmaz. Bu sayede dünya çapında bireyler ve kurumlar, Bittensor ağına katılarak yapay zekâ modellerini sunabilir veya kullanabilir. İkinci önemli fark, teşvik yapısı: Merkezi platformlarda genelde araştırmacılar veya mühendisler emeklerinin karşılığını maaş veya sözleşme ile alır, kullanıcılar ise hizmet için ödeme yapar fakat elde ettikleri çıktı dışında bir kazanım elde etmez. Bittensor modelinde ise, ağa katkı sunan herkes kripto ödülleri kazanır. Asıl fark, şeffaflık ve erişim konusunda: Bittensor açık kaynak kodludur ve ağ verileri blockchain üzerinde şeffaftır, oysa merkezi platformlar kapalı kaynaklı olabilir ve kullanıcılar modelin nasıl çalıştığını bilemez. Ayrıca Bittensor ağındaki modeller, token sahiplerince erişilebilir durumdadır (örneğin TAO stake ederek veya harcayarak ağa soru sorup yanıt alabilirsiniz), bu da bir tür açık AI hizmeti sunar. Bittensor gelecekte ne vaat ediyor?: Bittensor projesinin ve TAO coin’in geleceği, yapay zekâ alanının büyümesiyle dikkat çekiyor. İlk olarak, Bittensor ağı büyümeye devam ettikçe daha fazla özel alt ağ (subnet) ortaya çıkması bekleniyor. Gelecekte metin üretimi, makine çevirisi, otonom araç görsel algısı, biyoinformatik gibi sayısız alanda uzmanlaşmış alt ağlar Bittensor çatısı altında çalışabilir. Nitekim 2023 yılında tanıtılan ChatTensor ve Bittensor Language Model (BTLM) gibi büyük dil modelleri, ağ üzerinde çalıştırılmaya başlandı bile. İlerleyen dönemde bu modellerin sayısı ve çeşitliliği artarak Bittensor’un bir nevi “AI App Store” ya da “AI pazaryeri” haline gelmesi mümkün. İkinci olarak, Bittensor’un yönetiminin tamamen topluluğa devredilmesi ve bir DAO (Merkeziyetsiz Otonom Organizasyon) yapısına evrilmesi söz konusu olabilir. Böylece TAO sahipleri, ağın gelecekteki yönü hakkında daha da fazla söz sahibi olacak. Üçüncü olarak, teknolojik ölçekleme vaatleri bulunmakta: Alt ağ mimarisi sayesinde Bittensor, katılımcı sayısını ve işlem hacmini çok büyük boyutlara çıkarabilecek bir yapıya kavuştu. Önümüzdeki yıllarda yüzlerce alt ağ ve on binlerce katılımcı ile “internet çapında” bir AI ağı olma potansiyeli mevcut. Ancak her kripto para yatırımında olduğu gibi, her yatırımcının kendi araştırması doğrultusunda hareket etmesi en doğrusu olacaktır.Bittensor ve Web3’ün yapay zekâyla kesiştiği projeler hakkında daha fazla bilgi için JR Kripto içeriklerini takip etmeyi unutmayın.

·
7 Tem 2025
Bittensor (TAO) Nedir?

CoinShares: Bitcoin, ETH ve 5 Altcoin'e Kurumsal Para Girişi Arttı

CoinShares’ın yayımladığı son rapora göre, kripto para yatırım ürünleri geçtiğimiz hafta 1,04 milyar dolarlık net giriş kaydederek üst üste 12. haftayı da pozitif tamamladı. Bu artışla birlikte dijital varlıklarda yönetilen toplam varlık miktarı (AuM), tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 188 milyar dolara ulaştı. Haftalık işlem hacmi ise 16,3 milyar dolar olarak kaydedildi; bu rakam yıl genelindeki haftalık ortalamaya oldukça yakın.Bölgesel dağılımda ABD liderFon girişlerinin bölgesel dağılımına bakıldığında, ABD 1,025 milyar dolarlık katkıyla açık ara öne çıkıyor. Almanya 38,5 milyon dolar ve İsviçre 33,7 milyon dolar ile sıralamada ikinci ve üçüncü ülkeler olurken; Kanada 29,3 milyon dolar, Brezilya ise 9,7 milyon dolarlık çıkış yaşadı. Özellikle Kanada ve Brezilya'daki çıkışlar, bölgesel yatırımcı duyarlılığında farklılıklar olduğunu ortaya koyuyor.Bitcoin girişleri yavaşladı, ETH parlıyorBitcoin odaklı yatırım ürünleri, haftalık bazda 790 milyon dolarlık giriş gördü. Bu rakam her ne kadar yüksek olsa da, son üç haftada ortalama 1,5 milyar dolar giriş kaydedildiği göz önüne alındığında bir yavaşlamaya işaret ediyor. Yatırımcıların, Bitcoin’in tarihi zirve seviyelerine yaklaşması nedeniyle temkinli davrandığı düşünülüyor.Ethereum ise 226 milyon dolarlık girişle dikkat çekti. Bu, Ethereum için üst üste 11. hafta pozitif giriş anlamına geliyor. Bu dönemde Ethereum’a toplamda 3 milyar dolara yakın giriş gerçekleşti. Daha da önemlisi, bu süreçte Ethereum ürünlerine gelen haftalık ortalama giriş, AuM’nin %1,6’sına tekabül ediyor. Bu oran, Bitcoin’in aynı dönemdeki %0,8’lik oranının iki katı. Yani, yatırımcıların Ethereum’a olan ilgisinin hızla arttığını düşünebiliriz. Altcoinlerde dikkat çeken hareketlilikAltcoin tarafında da kayda değer gelişmeler yaşandı. Solana (SOL), 21,6 milyon dolarlık haftalık girişle öne çıktı. XRP, 10,6 milyon dolar; Sui ise 1,6 milyon dolar giriş kaydetti. Ayrıca Chainlink (0,5 milyon dolar), Cardano (0,4 milyon dolar) gibi diğer varlıklar da yatırımcı ilgisini çekti. Litecoin, Temmuz ayının başında herhangi bir fon giriş veya çıkışı kaydetmedi.Buna karşılık, çok varlıklı (multi-asset) ürünler 12,4 milyon dolarlık haftalık çıkış yaşarken, "diğer" kategorisinde yer alan bazı altcoinlere yönelik ürünlerde toplam 2,8 milyon dolarlık sınırlı bir giriş görüldü. Bu kategoride yıl başından bu yana 504 milyon dolarlık çıkış yaşanmış durumda.Grayscale’de çıkış varGrayscale, haftayı 46 milyon dolarlık çıkışla kapatarak olumsuz ayrıştı. Bu durum, firmanın 2024 sonlarından itibaren yaşadığı kurumsal yeniden yapılanma ve düşen hacimlerle ilişkilendiriliyor. Ayrıca, geçtiğimiz günlerde de bildirdiğimiz üzere ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC), Grayscale’in birçok altcoin’i içeren Digital Large Cap fonunu ETF’e çevirme isteğini önce kabul etmiş, daha sonra askıya almıştı. CoinShares’ın kendi ürünü olan XBT Provider AB de 19 milyon dolarlık çıkış yaşadı.

·
7 Tem 2025
CoinShares: Bitcoin, ETH ve 5 Altcoin'e Kurumsal Para Girişi Arttı

Lido DAO (LDO) Nedir?

Lido DAO, Ethereum başta olmak üzere çeşitli blockchain (blokzincir) ağlarında likit staking hizmeti sunan merkeziyetsiz bir stake protokolüdür. Yani kullanıcılar, kripto varlıklarını stake ederken varlıklarının likiditesini kaybetmezler; 32 ETH gibi yüksek miktarlara gerek kalmadan, küçük bakiyelerle bile ağın Proof of Stake doğrulayıcılarına katılabilirler. Lido, yatırılan varlıklar karşılığında 1:1 oranda tokenlaştırılmış temsili varlıklar üretir. Örneğin Ethereum’u Lido üzerinden stake eden bir kullanıcı, karşılığında stETH adı verilen ve stake ettiği ETH’nin değerini ve getirisini temsil eden bir token alır. Bu sayede Lido protokolü, kullanıcıların kripto varlıklarını kilitlemeden staking yapabilmelerini sağlar.Elde ettikleri stETH token’ı her zaman 1 ETH’ye eşdeğer olacak şekilde tasarlanmıştır ve kullanıcılar bu tokenı diledikleri zaman değiştirebilir, başka protokollerde kullanabilir ya da tekrar ETH’ye çevirebilirler. Kısaca likit staking nedir sorusuna cevap vermek gerekirse: likit staking, staking ödülleri kazanırken aynı zamanda staked varlıkların likiditesinin korunması anlamına gelir. Lido DAO da tam olarak bunu sağlayan, merkeziyetsiz bir stake hizmeti (merkeziyetsiz stake hizmeti) sunar.Lido protokolü 2020 yılında başlatılmış olup ortaya çıkışı Ethereum 2.0 ağının getirdiği bazı kısıtlamaları çözmeye dayanıyor. Ethereum’un Beacon Chain aşamasında (ETH 2.0) minimum 32 ETH stake zorunluluğu, teknik bilgi gereksinimi ve stake edilen fonların çekilememesi gibi zorluklar bulunuyordu. Lido ekibi, bu sorunlara bir çözüm olarak likit staking fikrini geliştirdi.Gelin, bu yenilikçi kripto parayı detaylarıyla inceleyelim ve LDO token nedir, LDO coin geleceği nasıl görünüyor gibi soruların cevabını araştıralım.Lido DAO’nun Tanımı ve Ortaya ÇıkışıLido DAO, temel olarak “staking ve likidite entegrasyonu”nu sağlayan yenilikçi bir DeFi protokolü. Ethereum staking çözümü arayan kullanıcılar için Lido, varlıklarını Ethereum ağında stake ederken aynı zamanda likit kalmalarını mümkün kılar. Staking, kullanıcıların varlıklarını belirli bir süreliğine bir blockchaine kilitleyerek ağın güvenliğine katkı sağlaması ve karşılığında ödül kazanması anlamına geliyor.Protokol ilk olarak Aralık 2020’de, Ethereum 2.0 Beacon Chain’in devreye girmesinden kısa bir süre sonra hayata geçirildi Ortaya çıkışında, Ethereum ağında karşılaşılan bazı problemleri çözme amacı vardı: klasik staking yönteminde kullanıcıların 32 ETH gibi yüksek bir miktarı kilitlemesi ve bu süre zarfında bu varlıklara erişememesi gerekiyordu. Ayrıca kendi doğrulayıcı düğümünü (node’unu) çalıştırmak teknik bilgi ve altyapı gerektiriyordu. Lido, bu engelleri aşmak için likit staking konseptini getirdi.Peki, Lido nasıl çalışır? Kullanıcılar Lido’nun akıllı sözleşmesine Ethereum (veya desteklenen diğer coin’leri) yatırdığında, akıllı sözleşme bu fonları protokol tarafından seçilen güvenilir doğrulayıcılara dağıtır. Karşılığında kullanıcıya stETH gibi bir temsil token verilir. Bu token, kullanıcının stake ettiği miktarı ve o ana dek biriken staking ödüllerini temsil eder. Böylece kullanıcı, bir yandan Ethereum ağının doğrulayıcılarına katılıp staking getirisi elde ederken, diğer yandan elindeki stETH token’ı ile DeFi ekosisteminde işlem yapmaya devam edebilir. Lido DAO'da staking süreci. Kaynak: Lido DAO Lido protokolünün yenilikçi tarafı, merkeziyetsiz stake hizmeti sunması olarak öne çıkıyor. Yani Lido, kullanıcı fonlarını havuzlayıp arka planda birden çok doğrulayıcıya dağıtarak çalışır. Bu doğrulayıcılar, aslında Lido DAO topluluğu tarafından seçilen, güvenilir ve tecrübeli node operatörleri. Protokol tamamen açık kaynaklı ve akıllı sözleşmeleri denetlenmiş halde. Akıllı kontrat kodu herkes tarafından incelenebiliyor ve bağımsız güvenlik denetimlerinden geçti. Bu transparan yapı sayesinde, kullanıcılar Lido’ya fon yatırırken protokolün güvenliğine dair önemli bir güvenceye sahip olurlar. Lido’nun sunduğu likit staking modeli, Ethereum gibi ağlarda staking yapanlar için büyük bir kolaylık getirdi: stETH nedir sorusunu bu bağlamda yanıtlayalım. stETH, Lido üzerinde stake edilen Ether karşılığında verilen token ve 1 ETH değerine sabitli. Kullanıcı stETH sahibi olarak hem Ethereum ağı üzerindeki staking ödüllerini kazanmaya devam eder, hem de stETH’yi dilediği an satabilir, başka bir coin ile değiştirebilir veya DeFi protokollerinde teminat olarak kullanabilir. Bu sayede klasik staking’de yaşanan likidite kaybı sorunu ortadan kalkar. stETH'nin çalışma prensibi. Kaynak: Lido DAO 2020 yılında ortaya çıkan Lido DAO’nun arkasında tek bir kurucu yok. Lido DAO, 2020 yılında Konstantin Lomashuk, Vasiliy Shapovalov ve Jordan Fish tarafından kuruldu. Proje; Semantic VC, ParaFi Capital ve StakeFish gibi yatırımcıların desteğiyle hayata geçirildi. Kurucular, Ethereum ve DeFi alanlarında deneyimli isimler: Lomashuk Parity Technologies'te, Shapovalov ise P2P Validator'da çalıştı. Jordan Fish, "UpOnly" adlı podcast’iyle tanınıyor. Lido’nun kuruluş sürecine birçok tanınmış isim ve kurum da katkı sağladı. Örneğin Aralık 2020’de gerçekleşen 2 milyon dolarlık başlangıç finansman turuna Semantic Ventures, ParaFi Capital gibi fonlar ile MakerDAO’nun kurucusu Rune Christensen, Aave’nin CEO’su Stani Kulechov ve Synthetix’in kurucusu Kain Warwick gibi sektörün önde gelenleri katıldı. Bu kolektif çaba, Lido’nun topluluk odaklı ve kâr amacı gütmeyen bir yapıda doğmasını sağladı. Sonrasında proje hızlıca DAO modeline geçiş yaparak yönetimi tamamen topluluğa devretti. Yani Lido’nun idaresi birkaç kurucuya değil, LDO token sahibi geniş bir kitleye ait. On-chain yönetişim mekanizmaları sayesinde, Lido DAO’da her karar topluluğun oylamasıyla alınır ve kurallar akıllı sözleşmeler aracılığıyla uygulanır. Lido DAO’nun Tarihçesi: Önemli Dönüm NoktalarıLido DAO kurulduğu günden bu yana hızla büyüyerek DeFi alanında önemli başarılara imza attı. İşte Lido DAO’nun tarihçesindeki önemli dönüm noktaları:2020: Ethereum 2.0 Beacon Chain’in yayına alınmasının hemen ardından Lido protokolü Aralık 2020’de faaliyete geçti. İlk sürüm, kullanıcıların kilitli ETH karşılığında stETH almasına imkân tanıdı ve bu sayede Ethereum staking sürecine likidite kazandırıldı. Lido DAO’nun kuruluşu ve ilk fonlaması da bu yıl içinde gerçekleştirildi. Zira protokol, Ethereum staking’indeki verimsizliklere çözüm olarak ortaya çıktı. Lido ve ETH likit staking entegrasyonu. Kaynak: Innovation Law 2021: Lido ekibi, protokolün büyümesini hızlandırmak için DeFi iş birliklerine ağırlık verdi. Özellikle stETH için likidite sağlamak amacıyla Curve Finance üzerinde teşvik programları başlatıldı. Bu sayede stETH’nin değeri 1 ETH’ye yakın kalırken, kullanıcılar stETH/ETH havuzları üzerinden düşük kayıpla al-sat yapabildi. Aynı yıl içinde Lido’nun yönetim token’ı LDO resmi olarak kullanıma sunuldu ve ilk DAO oylamaları gerçekleştirildi. LDO token’ın dağıtımıyla birlikte protokol yönetimi çekirdek ekipten topluluğa devredilmeye başlandı. 2021 yılı sonunda Lido, Ethereum dışında başka ağlara da açılım planlarını duyurdu.2021-2022: Lido DAO, Ethereum odaklı başlamış olsa da kısa sürede diğer popüler Proof of Stake ağlarına genişlemeye başladı. Eylül 2021’de Solana ağı için Lido entegrasyonu (stSOL) başlatıldı (daha sonra, 2023’te, bir topluluk oylaması ile bu entegrasyon son buldu). Ardından Kasım 2021’de Polygon ağı için stMATIC piyasaya sürüldü (2025’te kapatıldı). 2022 yılı içinde Polkadot (Mayıs 2022’de stDOT, daha sonra kapatıldı) ve onun canary ağı Kusama (Şubat 2022’de stKSM) için de Lido likit staking hizmeti sunmaya başladı. Bu genişleme adımlarıyla Lido, çok zincirli bir likit staking platformu haline geldi. Özellikle Solana ve Terra gibi ekosistemlerde de likit staking ürünleri sunarak kullanıcı tabanını büyüttü (Terra ağı üzerindeki stLUNA hizmeti, 2022 ortasında Terra ekosistemindeki sorunlar nedeniyle sonlandırılmıştır). 2022 yılı Lido için sadece çoklu ağ desteğiyle değil, aynı zamanda muazzam bir büyümeyle hatırlanır: Lido, Ethereum üzerindeki en büyük staking sağlayıcısı haline gelerek toplam staked ETH’nin %25’inden fazlasını tek başına temsil etmeye başladı. Bu, Lido’nun iki yıl gibi kısa bir sürede Ethereum staking piyasasında kazandığı dominansı gösterdi.2023: Ethereum ağının Nisan 2023’te gerçekleştirdiği Shanghai (Shapella) güncellemesi, stake edilmiş ETH’nin ağdan çekilebilmesini mümkün kıldı. Bu kritik güncellemenin ardından Lido protokolü de kendi yapısını güncelleyerek kullanıcılara stETH’lerini ETH’ye çevirip çekme olanağı tanıyan özellikleri devreye aldı. Mayıs 2023’te hayata geçirilen Lido v2 güncellemesi, protokolün çekirdek işleyişinde iki büyük iyileştirme getirdi: Staking Router adlı yeni bir modüler altyapı ve stETH için çekim (withdrawal) özelliği. Staking Router, Lido’nun doğrulayıcı kayıt sistemini daha esnek ve modüler hale getirerek ağa daha fazla çeşitlilikte doğrulayıcı katılımını mümkün kıldı; böylece merkeziyetsizlik arttırıldı ve güvenilir doğrulayıcı seti genişletildi. Çekim özelliği sayesinde kullanıcılar, Lido’da kilitli ETH’lerini belirli bir bekleme sürecinin ardından 1:1 oranında geri çekebilir hale geldi. Bu gelişmeler, Lido’yu tam fonksiyonlu bir staking platformu haline getirdi. Yani artık kullanıcılar diledikleri miktarda ETH’yi kilitleyip karşılığında stETH alabiliyor ve isterlerse daha sonra çıkış yapıp Ether’lerini geri alabiliyorlar. 2023 yılı aynı zamanda stETH tokenının DeFi ekosisteminde iyice yerleştiği bir dönem oldu. Birçok büyük DeFi protokolü stETH’yi entegre ederek teminat olarak kabul etmeye başladı. Örneğin Aave protokolü, stETH’yi hem Ethereum piyasasında teminat hem de borç varlığı olarak listeledi. Bu sayede kullanıcılar stETH’lerini Aave’ye yatırıp karşılığında ETH veya stablecoin borç alarak kaldıraçlı pozisyonlar oluşturabildiler. DeFi’de staking kullanımı konsepti, Lido’nun başarısıyla somutlaştı: stETH, merkeziyetsiz finans uygulamalarında en çok tercih edilen teminatlardan biri haline geldi. Shanghai güncellemesi sonrası yatırımcılar stETH’yi yoğun şekilde Aave ve Compound gibi platformlarda kullanarak daha yüksek bileşik getiriler elde etmeye yöneldi. Lido’nun ağ etkisi sayesinde stETH’nin dolaşımdaki arzı 2023 ortasında 7,5 milyon gibi rekor bir seviyeye ulaştı ve Lido, en yakın rakibinin 16 katı büyüklüğünde likit stake arzıyla sektöre liderlik etmeye devam etti. 2024: Lido DAO, 2023’te temellerini attığı v2 güncellemesinin etkilerini 2024’te tam anlamıyla hissettirdi. Lido v2 ile gelen yenilikler, protokolün şeffaflığını ve yönetişim kabiliyetlerini artırmaya odaklanmıştı. 2024 yılı başlarında Lido, Ethereum üzerindeki toplam stake’in yaklaşık üçte birini kontrol eder hale gelerek (yaklaşık %30-31) sektördeki hakim konumunu pekiştirdi. Bu durum, protokol için hem büyük bir başarı hem de sorumluluk getiriyordu; zira merkeziyetsizlik prensiplerini korumak adına Lido, daha fazla doğrulayıcıyı ağına katmak ve tek bir noktada toplanan güç riskini azaltmak üzere adımlar attı. 2024 içinde Lido DAO, yönetim süreçlerine topluluğun katılımını artırmak amacıyla delegasyon mekanizmasını hayata geçirdi. Ağustos 2024’te yapılan bir yönetişim oylamasıyla, LDO token sahiplerinin oylarını güvendikleri temsilcilere devredebilmesini sağlayan on-chain delegasyon sistemi ve “Delegate Incentivization Program” adı verilen temsilci teşvik programı kabul edildi. Bu sayede oy verme süreçlerine aktif katılamayan ancak fikir birliği içinde oldukları temsilcilere güvenen LDO sahipleri için bir kolaylık sağlandı. 2024 yılının dikkat çeken gelişmelerinden biri ise, Lido DAO’da "çift yönetişim" (dual governance) mekanizmasının gündeme gelmesi oldu. 25 Nisan 2024’te Snapshot platformunda oylanan ve kabul edilen bir teklif, stETH token’ına yönetişim işlevi kazandırmayı amaçlayan bu yeni modeli öngörüyor. Ayrıca 2024 boyunca Lido DAO, operasyonel şeffaflığı yükseltmek için çok imzalı cüzdan (multisig) süreçlerinde iyileştirmeler yaptı ve protokol parametrelerinin izlenebilirliğini geliştirdi. Lido DAO Neden Değerlidir?Lido DAO’yu benzersiz ve değerli kılan birçok özellik var. Öncelikle, likit staking ile likidite kaybının önlenmesine değinelim. Lido DAO kullanmanın en büyük avantajlarından biri, stake edilen ETH karşılığında alınan stETH ile likidite kaybının yaşanmaması. Geleneksel staking yönteminde, varlıklarınızı doğrulayıcı olarak kilitlediğinizde, çekim süresi boyunca bu varlıklar kilitli kalır ve başka amaçlarla kullanılamaz. Lido ise bu sorunu ortadan kaldırır: Örneğin 32 ETH’nizi Lido üzerinden stake ettiğinizde, anında 32 stETH elde edersiniz. stETH bakiyeniz, kazandığınız staking ödülleri oranında otomatik olarak artar ve bu token’ı istediğiniz zaman satabilir veya başka protokollerde kullanabilirsiniz. Sonuç olarak Lido, uzun süre kripto paralarınızı kilitlemeden pasif gelir elde etmenizi sağlar. Bu özellik, Ethereum 2.0 staking sürecine katılırken oluşan “likit olmama” dezavantajını tamamen ortadan kaldırdığı için yatırımcılar açısından çok değerli oldu. Diğer kritik özellikleri şu başlıklarda inceleyebiliriz:Pasif gelir elde ederken DeFi’de kullanım imkânıLido ile stake eden yatırımcılar, bir yandan staking getirisi kazanırken bir yandan da varlıklarını DeFi ekosisteminde çalıştırmaya devam edebilirler. Bu, “yatırımın ikiye katlanması” gibi: Örneğin bir kullanıcı stETH token’larını alıp Aave protokolüne teminat olarak yatırabilir, karşılığında başka bir varlık (örneğin stablecoin veya ETH) borç alabilir. Böylece stake gelirine ek olarak borç aldığı varlıkla ek yatırım yaparak ekstra getiri peşinde koşabilir. stETH token’ının DeFi’de staking kullanımı yaygınlaştıkça, kullanıcılar için yeni arbitraj ve getiri stratejileri de ortaya çıkmıştır. Lido sayesinde “sermayenin verimliliği” maksimum düzeye çıkar; varlıklar hem stake ödülü kazandırır hem de farklı platformlarda yeniden değerlendirilir. Bu durum, likit staking modelini klasik staking’e kıyasla çok daha çekici hale getirmekte.Yönetişim ve topluluk katılımı ile LDO token’ın rolüLido DAO’yu değerli kılan unsurlardan biri de güçlü bir yönetişim sistemine sahip olması. Lido protokolünün geliştirilmesi, parametre değişiklikleri, yeni ağlara genişleme gibi kritik kararlar, merkezi bir otoritenin değil LDO token sahiplerinin oylarıyla alınır. LDO token, sahiplerine Lido DAO’da oy hakkı vererek protokolün geleceğinde söz sahibi olma imkânı tanır. Bu sayede Lido, kullanıcılarının çıkarlarını gözeten bir topluluk tarafından kolektif şekilde yönetilir. Herkesin görüşünü dile getirebildiği forum tartışmaları, Snapshot gibi platformlarda yapılan ön oylamalar ve zincir üstü (on-chain) oy verme süreçleri, Lido’nun yönetimini şeffaf ve katılımcı bir model üzerine kurar. Bu durum, Lido’yu sadece bir staking aracı olmaktan çıkarıp aynı zamanda bir DAO governance sistemi örneği haline getiriyor. LDO token yatırımcıları, ellerindeki token miktarıyla orantılı oy gücüne sahip olduğundan, protokolün geleceği doğrudan kullanıcılarının elinde. Lido DAO'daki en son öneriler ve oylamalar. Kaynak: Snapshot.box Güvenilir doğrulayıcılar ve açık kaynaklı altyapıLido DAO’nun teknik değeri kadar güvenilirliği de önemli. Protokol, büyük ölçekte stake hizmeti verdiği için güvenlik ve doğrulayıcı performansı kritik konular olarak karşımıza çıkıyor. Lido, başlangıçtan beri sektörde kendini kanıtladı ve güvenilir node operatörleriyle entegre çalışıyor. Örneğin finansmanının ilk aşamasında Stakefish ve Staking Facilities gibi tanınmış doğrulayıcılar Lido’nun altyapısına katıldı. Lido DAO, doğrulayıcı seçiminde merkeziyetsiz bir yaklaşım izleyerek birden fazla operatör arasında stake dağıtımı yapar; böylece tek bir noktada toplanan riskleri minimize eder. Bu şeffaflık sayesinde, Lido akıllı kontratlarında olası açıklar topluluk tarafından da gözlemlenebilir ve hızlıca düzeltilebilir. Lido ekibi, güvenlik ve güvenilirlik konularında uzun vadeli bir bakış açısına sahip ve milyarlarca dolarlık varlığı yönettiğinin bilinciyle hareket ediyor. Bugüne kadar Lido, 2021’de DeFi piyasalarını sarsan dalgalanmalar ve 2022’de Terra çöküşü gibi olaylarda dahi sağlam durdu.Çok zincirli destek ve ekosistem entegrasyonlarıLido DAO’nun değerini artıran bir diğer faktör, birden fazla blockchain ağına yayılmış olması ve geniş bir ekosistem tarafından benimsenmesi. Ethereum üzerindeki başarısını takiben, şu anda çoğu aktif olmasa da Solana, Polygon, Polkadot, Kusama gibi ağlara da likit staking özelliğini taşıdı. Yani bu, Lido’yu sektörde interoperability (birlikte çalışabilirlik) anlamında güçlü kıldı. Bu entegrasyonların faal olduğu süreçte farklı ağlardaki kullanıcılar, Lido sayesinde benzer bir deneyimle likit staking yapabildi ve ilgili ağların türevi token’larını (stSOL, stMATIC, stDOT vb.) elde edebildi. Lido’nun bu çoklu zincir stratejisi, projeyi tek bir ağa bağımlı olmaktan çıkardı ve genel bir likit staking platformu haline getirdi.Lido DAO’nun Kurucusu Kimdir?Lido DAO, merkezi bir kurucu figür yerine üç önemli isim tarafından hayata geçirildi. Her biri Ethereum ve merkeziyetsiz finans (DeFi) alanlarında önemli katkılar sunmuş bu isimler, Lido’nun teknik ve topluluk temelli yapısının temel taşlarını oluşturdu. Bu isimler şu şekilde:Jordan Fish: Kripto dünyasında daha çok “Cobie” takma adıyla bilinir. Eğlenceli ve keskin analizleriyle tanınan Fish, aynı zamanda “UpOnly” adlı popüler kripto podcast’inin kurucusudur. Topluluk içindeki etkisi ve geniş kitlelere ulaşabilme gücü, Lido’nun erken dönem tanıtım sürecinde büyük rol oynamıştır.Vasiliy Shapovalov: Ethereum altyapısıyla derin teknik bağları olan bir geliştiricidir. Özellikle staking altyapıları üzerine uzmanlaşmış olan Shapovalov, daha önce P2P Validator gibi projelerde çalışmıştır ve doğrulayıcı teknolojiler konusunda ciddi bir deneyime sahiptir.Konstantin Lomashuk: Parity Technologies’teki geçmişi ve Web3 ekosistemine yaptığı katkılarla tanınır. Aynı zamanda kripto yatırım firması Cyber Fund’ın kurucularındandır. Lido’nun teknik altyapısının yanı sıra uzun vadeli vizyonunun şekillenmesinde etkili olmuştur.Ekim 2020’de yayımlanan blog yazısıyla ön plana çıkıp Aralık 2020’de yaklaşık 2 milyon dolarlık bir başlangıç finansmanı ile aktive edilen proje, likidite kaybı ve yüksek minimum staking (32 ETH) gibi Ethereum staking sürecindeki ana sorunları hedefledi.Sık Sorulan Sorular (SSS)Aşağıda, Lido DAO hakkında sıkça sorulan sorulara ulaşabilirsiniz:Lido DAO nedir ve nasıl çalışır?: Lido DAO, kullanıcıların varlıklarını stake ederken aynı zamanda likiditeyi korumalarını sağlayan merkeziyetsiz bir likit staking protokolüdür. Lido üzerinde örneğin Ether stake eden bir kullanıcı, karşılığında stETH token’ı alır. Bu stETH, kullanıcının stake ettiği ETH’nin değerini ve kazanılan ödülleri temsil eder. Lido’nun akıllı sözleşmeleri, yatırılan Ether’leri Lido DAO tarafından seçilen güvenilir doğrulayıcılara dağıtır ve böylece kullanıcılar teknik detaylarla uğraşmadan ağ güvenliğine katkı yapıp ödül kazanabilir. stETH nedir, nasıl elde edilir?: stETH, Lido protokolünde stake edilen Ether karşılığında verilen token’ın adıdır. Bir kullanıcı Lido aracılığıyla Ethereum stake ettiğinde, yatırdığı ETH ile bire bir oranda stETH mint edilir (basılır). Örneğin 5 ETH stake ederseniz, 5 stETH alırsınız. stETH’nin değeri teorik olarak 1 ETH’ye eşittir ve her gün otomatik olarak güncellenerek stake ödülleri yansıtılır. stETH elde etmek için en yaygın yol, Lido’nun resmi arayüzünden ETH stake etmektir (stake.lido.fi gibi siteler üzerinden). Alternatif olarak, hali hazırda dolaşımda olan stETH token’larını merkeziyetsiz borsalardan (ör. Curve, Uniswap) satın alarak da stETH sahibi olabilirsiniz. LDO token ne işe yarar?: LDO, Lido DAO’nun yönetim (governance) token’ıdır. LDO token sahipleri, Lido protokolünün geleceğini şekillendiren kararlarda oy kullanma hakkına sahiptir. Örneğin Lido üzerinde ücret oranlarının değiştirilmesi, yeni bir blockchain ağına Lido desteği eklenmesi veya hazine fonlarının kullanımı gibi konular, LDO sahiplerinin oyuna sunulur. Ne kadar çok LDO token’ınız varsa, oy gücünüz o kadar yüksek olur. LDO sahipleri, fikirlerini Lido’nun forumlarında dile getirerek protokol gelişimine katkıda bulunabilir. Bunun dışında LDO, çeşitli DeFi platformlarında da alınıp satılabilen bir kripto paradır.Lido güvenilir mi?: Lido, DeFi alanında geniş çapta güven kazanmış ve kendini ispatlamış bir protokol. Lido faaliyete geçtiği 2020’den bu yana ciddi bir güvenlik olayı veya saldırıyla karşılaşmadı ve milyarlarca dolarlık varlığı sorunsuz yöneterek “battle-tested” olarak anılan protokoller arasına girdi. Ayrıca Lido’nun arkasında güçlü bir topluluk ve saygın yatırımcılar bulunuyor. Ancak her DeFi protokolünde olduğu gibi, Lido’da da bazı riskler var. Örneğin akıllı sözleşme riskleri (keşfedilmemiş bir bug ihtimali), slashing riski (Lido’nun node operatörlerinin hata yapması durumunda ufak kesintiler yaşanabilir) veya merkeziyetsizlik riski (Lido’nun Ethereum staking pazarındaki büyük payından ötürü ortaya çıkabilecek düzenleyici riskler gibi) var.Lido, Ethereum dışında hangi ağları destekliyor?: Lido DAO, Ethereum dışında birden fazla blockchain ağında likit staking hizmeti sundu. Şu anda desteklenen başlıca ağlar Polygon (MATIC) ve BNB. Ethereum L2 çözümü olarak Arbitrum, Optimism, Base, ZkSync, Mantle, Linea, Scroll, Mode, Zircuit, Unichain'i destekliyor. Likit staking ile klasik staking arasındaki fark nedir?: Klasik staking, bir kripto parayı (örneğin ETH) belirli bir süreliğine ağın doğrulayıcı düğümüne kilitlemek anlamına gelir. Bu süre boyunca varlıklarınız hareket ettirilemez; karşılığında doğrulayıcı ödülleri kazanırsınız ancak fonlarınız likit değildir. Ayrıca klasik staking’de genellikle bir minimum miktar şartı vardır (Ethereum’da 32 ETH) ve teknik olarak kendi düğümünüzü çalıştırmanız gerekebilir. Likit staking ise bu sürece esneklik kazandıran bir yaklaşımdır. Likit staking protokolü (örneğin Lido) sizin adınıza doğrulayıcılara stake yapar, ve size stake ettiğiniz tutarı temsil eden bir token (stETH gibi) verir. Bu token likittir. Yani istediğiniz an alıp satabilir, transfer edebilir veya DeFi uygulamalarında kullanabilirsiniz. Böylece staking yaparken bile sermayeniz kilitli kalmamış olur. Ethereum staking sürecine likidite kaybı yaşamadan katılmak isteyenler için Lido DAO detaylı rehberimize göz atmayı unutmayın.

·
7 Tem 2025
Lido DAO (LDO) Nedir?

APT Yorum ve Fiyat Analizi 6 Temmuz 2025

APT/USDT Teknik AnaliziAptos, zincir üzerindeki aktif cüzdan sayısındaki artış ve yeni proje lansmanlarıyla yeniden ön plana çıkan layer-1 projesi olarak dikkat çekiyor. APT Güncel Görünüm APT/USDT paritesine günlükte baktığımızda ise düşen kama veya düşen kanal diyeceğimiz bir formasyon bizi karşılıyor. Şu anda bu formasyonun orta bandında fiyatlanıyor. Alt trend desteğine baktığımızda ikili dip de görülüyor. İkili dip sonrası kanalın üst trendine kadar yükseliş sürdükten sonra geri çekilme yaşanmış durumda. Anlık olarak 4,39$ seviyesinden destek bulduğunu görüyoruz. Tekrar geri çekilme senaryosunda bu destek seviyesi fiyatı tutmazsa 3,99$ ve trend desteği fiyatı karşılar. Yukarı yönlü senaryolarda ise burdan bulduğu destek ile üst trende temas gerçekleşirse yukarı yönlü kırılım gelme olasılığı bulunuyor. Kırılım geldiği durumda ise hedef 7$ ve üzeri olacaktır. Tam tersi senaryoda da trend bölgesinde geri çekilme yaşanırsa grafikteki destek seviyeleri yakından takip edilecektir.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

·
6 Tem 2025
APT Yorum ve Fiyat Analizi 6 Temmuz 2025

WLD Yorum ve Fiyat Analizi 5 Temmuz 2025

Worldcoin (WLD) Teknik Analizi: WLD grafiğine baktığımızda, fiyatın, 0,82-0,86 dolar bandı aralığında ciddi bir savunma hattı oluşturduğunu ve sonra yukarı yönlü ataklar denediğini görüyoruz. Grafikte gördüğümüz düşen kanal, haftalardır fiyatı baskılayan ana direnç konumundaydı. Ancak son gelen kırılım ve retest sonrası artık yükseliş beklentisi içerisindedir. Bu trendin üzerine kalıcılık sağlanamadıkça, yükselişler düşüşün tepkisi olmaktan öteye geçemeyerek bu kırılım yalnızca fake-out olarak kalacaktır. Retest sonrası momentumlu hareketler görmemiz durumunda, yükseliş beklentisi tam gaz devam edecektir. Düşen Trend Kırılımı Teknik seviyelere bakacak olursak; 0,86-0.82 destek bandı, tutunma açısından kritik bir öneme sahiptir. Fiyat buranın üzerinde kaldığı sürece yukarı yönlü seviyeler hedeflenebilir. Ancak bu destek kırılırsa, satış baskısı artabilir ve kırılım formasyonu bozulur. Bunun ardından fiyat 0,7153 majör destek bölgesine kadar geri çekilme yaşayabilir. 0,8579 bölgesinin üzerinde kalıcılık sağlanırsa, ilk hedef 0,9718 olacaktır. Bu seviye aynı zamanda daha önceki dönüş bölgesi olduğu için bu seviyelerde yoğun satış baskısına maruz kalabilir. Ancak bu bölge aşıldığında 1,10 ve 1,15 dolara kadar alan açılır.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

·
5 Tem 2025
WLD Yorum ve Fiyat Analizi 5 Temmuz 2025

LDO Yorum ve Fiyat Analizi 4 Temmuz 2025

LDO Teknik AnaliziEthereum üzerindeki stake edilen varlıkların büyük kısmını yöneten Lido DAO, likit staking’e olan ilginin artmasıyla yeniden öne çıkıyor. Özellikle kurumsal staking çözümlerine olan talep artarken, LDO'yu bir de teknik olarak inceleyelim. LDO Güncel Seviyeler Grafiğe günlükte baktığımızda iki farklı yapı dikkat çekiyor. İlk olarak Şubat ayından gelen bir düşen trend, sonrasında ise ikili dip formasyonunu görüyoruz. Bölgesel olarak bakarsak üç temas bölgesi var şu ana kadar. Dördüncü temas yaşandığı taktirde yukarı yönlü kırılım gelme olasılığı teknik olarak artıyor. Ayrıca bu tezin ikili dip ile desteklenmesinin pozitif olduğunu söyleyebiliriz. 0,764$ - 0,785$ bölgesinin güçlü direnç alanı olduğunu son günlerde bu bölgeden yaşadığı temas sonrası geri çekilmelerde görüyoruz. Bu direnç bölgesinin aşılması, fiyatı 0,85$ seviyesine yani aslında aynı zamanda düşen trend temasına götürebilir. Aşağı yönlü senaryolarda ise 0,70$ seviyesi kritik öneme sahip.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

·
4 Tem 2025
LDO Yorum ve Fiyat Analizi 4 Temmuz 2025

SUI Yorum ve Fiyat Analizi 4 Temmuz 2025

SUI/USDT Paritesi Teknik AnaliziSui ağı son haftalarda TVL miktarında dikkat çekici artışlar yaşadı. SUI coin de bu büyümenin etkisiyle, teknik olarak güçlü tepkiler alarak önemli bölgede fiyatlanmaya başladı. Düşen Kanal Yapısı Grafiğe baktığımızda bizi düşen kanal yapısı karşılıyor. Kanalın alt bölgesinde bir kez ihlal yaşanmış olsa da fiyat oldukça hızlı bir şekilde toparlayarak kanalın içerisine yeniden girmiş ve üst trend bölgesine kadar yükselişini gerçekleştirmiş durumda. Dün bu bölgeden yine ret yiyen fiyat, 2,83$ - 2,91$ güçlü destek bölgesinden destek bulmuş durumda. Bulunduğu bölge yatay anlamda daha önce kırılımların olduğu, yönün tayin edildiği kritik bir alan. Fiyat bu bölgenin üzerinde kaldıkça trend temasını ve yukarı yönlü kırılımı deneyecektir. Trend ile beraber 3,13$ seviyesi aşılması durumunda önce 3,40$ bölgesi, sonrasında da 3,80$ seviyesi hedef konumuna gelecektir. Aşağı yönlü senaryoda ise 2,83$ seviyesinin altında 2,68$ desteği yer alıyor.Yatırım tavsiyesi sunmayan bu analizler, piyasa koşullarına göre kısa ve orta vadede işlem fırsatları oluşturabileceği düşünülen destek ve direnç seviyelerine odaklanmaktadır. Ancak, işlem yapma ve risk yönetimi sorumluluğu tamamen kullanıcıya aittir. Ayrıca, paylaşılan işlemlerle ilgili olarak stop loss kullanılması kesinlikle tavsiye edilmektedir.

·
4 Tem 2025
SUI Yorum ve Fiyat Analizi 4 Temmuz 2025

Yükselenler

Düşenler

Light mode logo
Herhangi bir sorunuz var mı?Eğer herhangi bir sorunuz varsa, bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.
© 2025 JrKripto. Tüm hakları saklıdır.