Aylar boyunca kaldıraç, fonlama ve likidite iştahı büyük ölçüde ABD enflasyon verilerine göre ayarlandı. Trader’ların her ay pusula gibi kullandığı TÜFE takvimi, bu kez hükümetin yeniden açılmasına rağmen boş kaldı. Büro of Labor Statistics (BLS), ekim dönemine ilişkin veri toplamanın hükümet kapanması sırasında tamamen durduğu için raporun yayımlanmayacağını duyurdu.
ABD'de TÜFE verilerinin kripto para piyasasına etkisi ne?
Normalde 13 Kasım’da (Türkiye’de 14 Kasım’da) paylaşılması gereken ekim TÜFE’si, kapanmanın veri toplama sürecini tam olarak kesmesi nedeniyle yok hükmünde kaldı. Ekim boyunca sahaya çıkması gereken ekipler fiyat örneklerini toplayamadı. BLS, bunun daha sonra da sağlıklı biçimde yeniden oluşturulamayabileceğini belirtiyor. Bu nedenle ekim verisi tamamen “düşmüş” olabilir.
Beyaz Saray Sözcüsü, bu boşluğun Demokratların tutumundan kaynaklandığını savunan sert bir açıklama yaptı. Ancak tartışmanın ötesinde, piyasalar için kritik olan şey veri eksikliğinin kendisi oldu. Çünkü son tamamlanmış TÜFE raporu eylülü kapsıyor ve 24 Ekim’de kapanmanın geciktirdiği şekilde yayımlanmıştı. Headline ve çekirdek enflasyon yıllık bazda yüzde 3.0 seviyesindeydi.
Kripto piyasası ise haftaya bu veri eksikliği içinde girdi. Bitcoin ve Ethereum, volatilite yaratmasını bekledikleri bir makro katalizör olmadan güne başladı. Ancak piyasada yine de sert hareketler görüldü. Bitcoin seans içinde yüzde 6’ya yakın düştü; altcoin tarafında da yaygın bir satış dalgası oluştu. Likidite zayıf, açık pozisyonlar düşük, piyasaysa adeta verisizliğin yarattığı belirsizliğe karşı savunmada.
ABD'de TÜFE verilerinin kripto para piyasasına etkisi ne?
TÜFE’nin eksikliği, makro ile kriptonun yıllardır kurduğu o zinciri kırdı. Normalde yumuşak gelen bir enflasyon verisi Fed’in daha gevşek bir patika izleyeceği beklentisini doğurur; dolar zayıflar, tahvil faizleri geriler, Bitcoin alıcı bulur. Sıcak gelen veri ise aksine sıkı politika algısı yaratır ve risk iştahını bastırır. Bu kez bu döngü tamamen boşlukta kaldı.
Piyasalar şimdi 10 Aralık’a çevrilmiş durumda. Trading Economics, bu tarihi “bir sonraki açıklama” olarak gösteriyor, ancak veri alanı boş bırakılmış. Yani bunun teyitli bir veri tarihi değil, takvimde bir yer tutucusu olduğu anlaşılıyor.
Bu boşluk üç farklı olasılığı gündeme taşıyor. İlki, BLS’nin kısmi örnekler veya modellemelerle ekim için bir rakam derlemeyi başarması. Böyle bir sayı, kalitesi düşük olduğu için piyasanın temkinli yaklaşacağı bir veri olur. Yine de aylık artış yüzde 0.2 ve altına denk gelirse dolar gevşeyebilir, kripto tarafında kısa süreli rahatlama görülebilir. Ethereum ve yüksek beta altcoinler geleneksel davranış kalıplarını izleyebilir.
İkinci senaryoda veri “yapışkan” bölgededir; yani aylık yüzde 0.3–0.4 aralığında. Bu tablo hem tahvil piyasasında hem kriptoda yönsüz bir gün yaratabilir. Bitcoin’in yatay kalması, altcoinlerin geride performans göstermesi ve fonlama oranlarının negatife kayması şaşırtıcı olmaz.
Üçüncü yol daha sert: Aylık artış yüzde 0.5 ve üzerine çıkarsa Fed’in sıkı duruşunu uzun süre koruyacağı fiyatlanır. Böyle bir senaryoda dolar güçlenir, tahvil faizleri yükselir; kripto tarafıysa genelde 3–6 puanlık günlük düşüşler, yüksek likidasyon hacimleri ve hızlı deleveraging döngüleri yaşar.
Asıl sıra dışı ihtimal ise ekim verisinin tamamen yok sayılması. Eğer BLS bu boşluğu dolduramayacağını kesinleştirirse, piyasalar doğrudan kasım verisine kadar iki aya yakın süre gerçek bir enflasyon ölçümü olmadan ilerlemek zorunda kalacak. Bu durumda kripto daha “makro-süzülmüş” bir varlık sınıfına dönüşüyor. Kısa vadeli veriye bağlı sert hareketler yerine, daha ağır ilerleyen likidite akışları, ETF giriş çıkışları ve kurumsal davranış kalıpları ön plana çıkıyor.
Böyle dönemlerde sermaye risk eğrisinin aşağısına pek inilmez. Bitcoin, likidite derinliği ve anlatısının gücü nedeniyle merkezde kalır. Altcoinlerin ise spekülatif momentuma ihtiyaç duyan kısmı baskı altında kalır.
