ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, bugün Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi’nde gerçekleştireceği sunum öncesinde yaptığı açıklamalarda, para politikasında değişiklik yapılmadan önce ekonomik gidişatın netleşmesini bekleyeceklerini yineledi. Powell’ın konuşması, piyasaların temmuz ayı itibarıyla faiz indirimi ihtimalini fiyatladığı bir dönemde geldi. Ancak Fed Başkanı, aceleci adımlar atılmayacağı sinyalini vererek beklentilerin önüne geçmiş oldu.
Powell’ın önceden basınla paylaşılan konuşma metnine göre, Fed’in mevcut politikası, ekonomik veriler ışığında ve risklerin dengesi gözetilerek şekillendirilmeye devam edecek. Powell, “Politika duruşumuzda herhangi bir değişikliğe gitmeden önce ekonominin yönü hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalıyız,” dedi. Bu açıklama, özellikle son dönemde gündeme gelen Trump’ın yeni gümrük tarifeleri gibi faktörlerin enflasyon üzerindeki etkilerine dair belirsizliklerin altını çizdi.
Trump tarifeleri enflasyon riski taşıyor
Powell, sunumunda Trump tarafından önerilen yeni gümrük tarifelerinin de ekonomik görünüm üzerinde etkili olabileceğine dikkat çekti. Özellikle bu yıl içinde uygulanması planlanan tarife artışlarının fiyatları yukarı çekmesi ve ekonomik faaliyeti baskılaması bekleniyor. Powell, bu durumun enflasyona geçici ya da kalıcı etkileri olabileceğini vurgulayarak, “Tarifelerin nihai düzeyi ve piyasa beklentileri, bu etkinin yönünü belirleyecek,” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Powell, artan tarifelerin tüketici fiyatlarına doğrudan yansıyabileceği ve bu durumun hanehalkı harcamaları üzerinde sınırlayıcı etkiler yaratabileceğini söyledi. Ancak Fed Başkanı, bu gelişmelerin henüz net sonuçlar doğurmadığını, dolayısıyla merkez bankasının politikalarını revize etmek için erken olduğunu belirtti.
Piyasalar Temmuz’da faiz indirimi bekliyor ama…
Fed’in faiz oranını son toplantıda yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit tutmasının ardından gözler bir sonraki adıma çevrilmişti. Fed Guvernörü Christopher Waller, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada temmuz ayında bir faiz indiriminin mümkün olabileceğini belirtmişti. Ancak Powell’ın bugünkü ifadeleri, bu beklentilerin hemen gerçekleşmeyeceğini gösteriyor. Başkan, “Veriler ve görünüm değişmedikçe politika duruşumuz sabit kalacak,” diyerek temkinli yaklaşımını korudu.
Enflasyonla mücadelede dengeli strateji
Powell, ABD ekonomisinin genel olarak güçlü bir konumda olduğunu da vurguladı. İşsizlik oranlarının düşük seyretmesi ve tüketici harcamalarındaki dirençli görünüm, ekonominin temel göstergelerinin sağlıklı olduğunu ortaya koyuyor. Ancak enflasyon, halen Fed’in hedefinin üzerinde seyrediyor ve bu durum para politikasında hassas bir denge kurulmasını gerektiriyor.
Sonuç olarak, beklentilere paralel olarak faiz oranlarını sabit tutan FED, piyasalara temkinli bir mesaj vermişti. Bu kararın ardından gözler, FED Başkanı Jerome Powell’ın Kongre'de gerçekleştireceği sunuma çevrilmişti. Powell, faiz indirimleri konusunda aceleci adımlar atmaktan kaçınılacağına vurgu yaparken, özellikle son dönemde gündeme gelen gümrük tarifelerinin enflasyon üzerindeki olası etkilerine dikkat çekti. Konuşma metninde yer alan ifadeler, merkez bankasının olası bir faiz indirimi için daha fazla veri beklediğini ortaya koyuyor.
Bitcoin ve altcoinler Powell’ın konuşmalarından etkileniyor
Powell’ın konuşmasından hemen önce piyasalar, jeopolitik gelişmelerin etkisiyle sert dalgalanmalar yaşamıştı. ABD ile İran arasındaki gerilimin kripto para piyasasında olumsuz bir hava yarattığı görülürken, İran ile İsrail arasında sağlanan ateşkes anlaşması risk iştahını yeniden canlandırdı. Bu gelişmeler, özellikle Bitcoin ve önde gelen altcoin’lerin yeniden toparlanmasına zemin hazırlarken, Powell’ın mesajları piyasanın yönü üzerinde belirleyici olmaya devam ediyor.
Bugün 17.00’de kritik sunum
Bugün ve yarın Kongre’ye “Altı Aylık Para Politikası Raporu”nu sunacak olan Powell, TSİ 17.00 itibarıyla Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi'nde üyelerin sorularını yanıtlayacak. Henüz sunum başlamadan yayınlanan metinde, Powell'ın artan tarife belirsizliğinin ekonomik faaliyetleri zayıflatabileceğini ve fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı yaratabileceğini belirttiği görülüyor.
