JrKripto Rehberi
JrKripto RehberiKapsamlı kripto rehberi

EigenLayer (EIGEN) Nedir?

Ethereum'un gelişimiyle birlikte, bu ağın üzerine inşa edilen katmanlar da giderek daha sofistike hâle geliyor. Bu katmanlardan biri olan EigenLayer, büyük ve teknik bir inovasyon. Aynı zamanda blockchain güvenliği ve sermaye verimliliği konularında yepyeni bir paradigma sunuyor. 2021 yılında ortaya çıkan bu protokol, halihazırda Ethereum üzerinde stake edilmiş ETH'lerin güvenliğini yeniden kullanıma açarak (yani “restaking” yoluyla) birden fazla protokole aynı anda güvenlik sağlamayı mümkün kılıyor. Bu sayede, yalnızca Ethereum’un değil, tüm Web3 dünyasının güvenlik mimarisi daha esnek ve verimli bir yapıya bürünüyor. Peki, EigenLayer tam olarak nedir, nasıl çalışır ve neden bu kadar konuşuluyor? Gelin, bu yenilikçi protokolün detaylarına birlikte bakalım.

EigenLayer'ın Tanımı ve Ortaya Çıkışı

EigenLayer nedir sorusuna cevap vermek gerekirse, EigenLayer Ethereum blockchaini üzerine kurulmuş yenilikçi bir modüler güvenlik ve yeniden staking (restaking) protokolüdür. Bu protokolün temel çalışma prensibi, halihazırda stake haldeki ETH'nin güvenlik değerini çeşitli protokollere aktarabilme kabiliyeti üzerine inşa edildi.  Peki, restaking nedir? Bunun en basit tanımı şu: Ethereum ağında hâlihazırda stake edilmiş olan ETH'yi, stake ödüllerinden feragat etmeden başka protokollere de güvenlik sağlamak için kullanabilme imkânı. Bu yaklaşım, aynı miktarda sermaye ile birden fazla protokole güvenlik sağlayarak, kripto ekosisteminde sermaye verimliliğini önemli ölçüde artırma potansiyeline sahip.

EigenLayer, 2021 yılında Sreeram Kannan tarafından geliştirilmeye başlandı. Geleneksel Ethereum staking modelinde, stake edilen ETH yalnızca Ethereum ağının güvenliğini sağlamak için kullanılmaktaydı. Ancak Kannan'ın vizyoner yaklaşımı ile ortaya çıkan EigenLayer, bu modeli yeniden tanımladı. Zira, aynı stake edilmiş ETH'nin birden fazla protokole güvenlik sağlayabilmesini mümkün kıldı. Protokolün temel amacı, Ethereum'un güçlü güvenlik altyapısını diğer protokollere esnek bir şekilde aktarabilmek ve böylece tüm blockchain ekosistemi için daha sağlam bir güvenlik yapısı oluşturmak.

1710760240897.png
EigenLayer'ın restaking konsepti. Kaynak: LinkedIn/Akash Kumar Jha

Eigenlayer nasıl çalışır sorusunu detaylı incelediğimizde, protokolün teknik açıdan oldukça yenilikçi bir mekanizmaya sahip olduğunu görebiliriz. Sistem, kullanıcıların ETH stake etme işleminden elde ettikleri güvenlik değerinin bir kopyasını çıkararak, bu değeri başka protokollere güvenlik sağlamak için kullanabilmelerini mümkün kılmakta. Bu sayede, stake edilmiş ETH'nin güvenlik değeri katlanarak artmakta ve farklı protokollere dağıtılabilmekte. Modüler güvenlik katmanı olarak tasarlanan bu yapı, Ethereum ekosistemindeki güvenlik modelini daha esnek, verimli ve ölçeklenebilir hale getirmekte. Kullanıcılar, stake ettikleri ETH üzerinden hem Ethereum'dan temel stake ödüllerini almaya devam ederken, hem de EigenLayer üzerinden ek gelir elde etme şansına sahip olmakta.

EigenLayer'ın Tarihçesi: Önemli Dönüm Noktaları

EigenLayer'ın gelişim sürecini incelediğimizde, projenin birkaç önemli dönüm noktasıyla şekillendiğini görebiliriz. 2021 yılında, Sreeram Kannan’ın harekete geçmesiyle protokole start verildi. Pek bilinmeyen bir isim olan ve Washington Üniversitesi'nde bilgisayar mühendisliği profesörü olarak görev yapan Kannan, restaking Ethereum kavramını ortaya attığında, bu fikir kripto topluluğunda büyük bir ilgiyle karşılandı. Konsept duyurusu ve ardından yayınlanan teknik makaleler, Ethereum ekosisteminde yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyordu. Bu dönemde, web3 protokol güvenliği alanında yaşanan zorluklar ve sermaye verimliliği sorunlarına çözüm arayışı, EigenLayer projesinin temelini oluşturdu.

2023 yılına gelindiğinde, EigenLayer projesi teorik aşamadan pratik uygulamalara geçiş yapmaya başladı. Alpha sürümün başlatılması ve test ağ uygulamalarının devreye alınması, projenin teknik altyapısının sağlamlaştırılması açısından kritik öneme sahipti. Bu dönemde, EigenLayer staking mekanizmaları test edilmeye başlandı ve protokolün temel işlevleri netleştirildi. Test sürecinde elde edilen veriler ve kullanıcı geri bildirimleri, protokolün daha da geliştirilmesi ve optimizasyonu için değerli bilgiler sağladı. EigenLayer ekosistemi, bu dönemde organik bir şekilde büyümeye başladı ve protokolün potansiyel kullanım alanları genişledi.

677b2f739038c11258a1167d_677b2f17c1f78dc62fba225d_avs_allocation_11.png
İlk başta dağıtılan tokenların yüzde 45'i topluluğa, yüzde 29.5'i yatırımcılara ve yüzde 25.5'i erkenden projeye katkı sağlayanlara dağıtıldı. Kaynak: Nethermind
2024 yılı, EigenLayer için tam anlamıyla bir atılım yılı oldu. Ana ağ aktivasyonları, uzun zamandır beklenen EIGEN token duyurusu ve airdrop süreci ile proje tam anlamıyla faaliyete geçti. EIGEN token nedir sorusu, bu dönemde kripto topluluğunun en çok merak ettiği konulardan biri haline geldi. EIGEN token, protokolün yönetişim ve teşvik mekanizmalarının merkezinde yer alan, kullanıcıların protokolün gelişim sürecinde söz sahibi olmalarını sağlayan önemli bir unsur olarak tanıtıldı. Eigenlayer airdrop süreci, protokolün erken destekçilerine ve test aşamasına katkıda bulunanlara bir ödül niteliğinde gerçekleştirildi ve bu süreç, topluluğun projeye olan ilgisini daha da artırdı.

EIGEN  token çeşitleri ve kullanımları

Bu gelişim sürecinde, EigenLayer ekosistemi de hızla genişledi. Oracle'lar, veri erişim katmanları, köprüler ve çeşitli defi altyapı projeleri gibi farklı işlevlere sahip modüller, EigenLayer protokolüne entegre olmaya başladı. Her yeni modül, EigenLayer'ın kullanım alanlarını genişletti ve protokolün değerini artırdı. Özellikle DeFi alanında faaliyet gösteren projeler, EigenLayer'ın sunduğu modüler güvenlik yaklaşımını benimseyerek, daha güvenli ve verimli bir şekilde çalışma imkânı buldular. Bu durum, protokolün ekosistem içindeki konumunu güçlendirdi ve daha fazla projenin EigenLayer'ı tercih etmesine zemin hazırladı.

667186f55ed7bbfe0e1283ba_332b613d.png
EigenLayer'ın modül entegrayonu için geliştirici kılavuzu. Kaynak: ChainSecurity
EigenLayer Neden Değerli?

Eigenlayer ne işe yarar ve neden kripto ekosisteminde bu kadar değerli bir konuma sahip? Bu sorunun cevabını anlamak için, protokolün sunduğu benzersiz avantajları detaylı bir şekilde incelemek gerekiyor.

Sermaye verimliliğini artırıyor

İlk olarak, EigenLayer sermaye verimliliğini önemli ölçüde artırıyor. Geleneksel blockchain sistemlerinde, bir varlık yalnızca tek bir protokolün güvenliğini sağlamak için kullanılıyor. Ancak EigenLayer'ın yenilikçi restaking mekanizması sayesinde, stake edilmiş ETH birden fazla protokole güvenlik sağlayabiliyor. Bu, aynı miktarda sermaye ile daha fazla getiri potansiyeli sunmakta. Örneğin, Ethereum ağında stake ettiğiniz ETH ile hem Ethereum'dan temel stake ödüllerini almaya devam ederken, hem de EigenLayer üzerinden çeşitli protokollere güvenlik sağlayarak ek gelir elde edebilirsiniz.

Modüler altyapı ve güvenlik katmanı

İkinci olarak, EigenLayer güvenliği paylaşan modüler altyapı protokolleri oluşturulmasını sağlamakta. Modüler güvenlik katmanı olarak tasarlanan EigenLayer, yeni projelerin sıfırdan kendi güvenlik mekanizmalarını oluşturmak zorunda kalmadan, Ethereum'un güçlü güvenlik altyapısından faydalanabilmelerini mümkün kılıyor. Bu, özellikle başlangıç aşamasındaki projeler için büyük bir avantaj sunmakta, çünkü güvenlik sistemlerinin tasarlanması ve uygulanması hem maliyetli hem de zaman alıcı bir süreç. EigenLayer sayesinde, projeler bu süreçleri atlayarak, doğrudan Ethereum'un güvenlik gücünden yararlanabiliyor ve kaynaklarını inovasyona ve kullanıcı deneyimini geliştirmeye odaklayabiliyor.

ETH ekosisteminde gelir elde etmek için çığır açan yeni sistem

Üçüncü önemli değer noktası, EigenLayer'ın ETH ekosistemi içinde pasif gelir elde etmenin yeni bir yolunu sunması. Eigenlayer staking mekanizması, kullanıcılara stake ettikleri ETH üzerinden çoklu gelir akışları oluşturma imkânı tanımakta. Bu, özellikle uzun vadeli ETH yatırımcıları için çekici bir fırsat sunuyor, çünkü zaten ellerinde tuttukları ve stake ettikleri ETH'den ek gelir elde etme şansına sahipler. Pasif gelir stratejileri, kripto piyasasının volatilitesini dengelemek ve düzenli gelir akışları oluşturmak açısından önemli. EigenLayer, bu stratejilere yeni bir boyut kazandırarak, yatırımcılara daha fazla finansal özgürlük ve esneklik sunuyor.

EIGEN ile yönetişim

Dördüncü olarak, Eigen governance (yönetişim) sistemi ve EIGEN token ile yönetişim, teşvik ve ağ katkısı dengeleniyor. EIGEN token sahipleri, protokolün gelişim sürecinde söz sahibi olma, önemli kararlarda oy kullanma ve protokolün geleceğini şekillendirme hakkına sahipler. Bu demokratik yönetişim modeli, protokolün topluluk odaklı gelişimini sağlıyor ve kullanıcıların protokole olan bağlılığını artırıyor. Ayrıca, token sahiplerine çeşitli teşvikler ve ödüller sunularak, protokolün büyümesine ve gelişmesine katkıda bulunmaları için motivasyon sağlanıyor.  

Ölçeklenebilirliğe çözüm

EigenLayer'ın değerini sağlayan bir diğer nokta, EigenLayer'ın blockchain teknolojilerinin karşılaştığı en önemli zorluklardan biri olan ölçeklenebilirlik sorununa da dolaylı bir çözüm sunma potansiyeli. Modüler güvenlik yaklaşımı, farklı ölçeklenebilirlik çözümlerinin daha verimli ve güvenli bir şekilde uygulanmasına olanak tanıyor. Bu, Ethereum ekosisteminin bir bütün olarak daha hızlı, daha verimli ve daha ölçeklenebilir hale gelmesine katkıda sağlıyor.

EigenLayer Ekosistemi ve Kullanım Alanları

Son olarak, EigenLayer'ın değerini anlamak için ekosistemine detaylıca bakmakta fayda var. EigenLayer'ın modüler güvenlik yaklaşımı, çeşitli blockchain projelerinin ve uygulamalarının daha güvenli, verimli ve ölçeklenebilir hale gelmesine olanak tanımakta. EigenLayer ekosisteminin çeşitli bileşenlerini ve protokolün potansiyel kullanım alanlarını detaylı bir şekilde incelemeliyiz.

İlk olarak, DeFi altyapı projeleri EigenLayer'ın sunduğu modüler güvenlik yapısından önemli ölçüde faydalanabiliyor. DeFi protokolleri, genellikle güvenlik açısından yüksek riskler taşıyor ve geçmişte birçok protokol, güvenlik açıkları nedeniyle büyük kayıplar yaşadı. EigenLayer, bu protokollere Ethereum'un güçlü güvenlik altyapısını kullanma imkânı sunarak, potansiyel saldırılara karşı daha dirençli olmalarını sağlıyor. Bu, DeFi kullanıcıları için daha güvenli bir ortam yaratırken, protokollerin de kaynaklarını güvenlik sistemleri geliştirmek yerine, yenilikçi finansal ürünler ve hizmetler sunmaya odaklanmalarına olanak tanıyor. EigenLayer’ın bu güvenlik adımı “Aktif Olarak Doğrulanmış Hizmetler (AVS)” olarak bilinmekte.

AVS’nin ve dolayısıyla EigenLayer’ın diğer kullanım alanı, köprü protokolleri. Farklı blockchain'ler arasında varlık transferi sağlayan köprüler, genellikle hack saldırılarının hedefi oluyor. EigenLayer, bu köprülere ek bir güvenlik katmanı sağlayarak, cross-chain işlemlerin daha güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesine olanak tanıyor. Bu, blockchain'ler arası birlikte çalışabilirliği artırarak, kullanıcıların farklı blockchain ekosistemlerindeki varlıklarını daha güvenli bir şekilde yönetmelerine yardımcı olmak

Bir diğer kullanım alanı, oracle servisleri. Oracle'lar, blockchain dışındaki verileri blockchain üzerine taşıyan kritik bileşenler ve birçok DeFi uygulaması için hayati öneme sahip. Ancak, oracle'lar da çeşitli güvenlik riskleri taşıyor ve manipülasyona açık olabiliyorlar. EigenLayer, oracle servislerine ek bir güvenlik katmanı sağlayarak, bu riskleri azaltmakta ve daha güvenilir veri akışı sağlıyor. Bu, özellikle fiyat besleme oracle'ları gibi kritik veri sağlayıcıları için büyük önem taşıyor.

Öne çıkan son kullanım alanı, veri erişim katmanları. Blockchain verilerine hızlı ve güvenli erişim, geliştiriciler ve uygulamalar için büyük öneme sahip. EigenLayer, veri erişim katmanlarına ek güvenlik sağlayarak, daha hızlı ve daha güvenilir veri erişimi sağlıyor. Bu, özellikle büyük veri setleriyle çalışan uygulamalar için önemli bir avantaj sunmakta.

EigenLayer'ın Kurucusu Kim?

Eigenlayer kurucusu kim sorusunun cevabı, Sreeram Kannan. Peki, Sreeram Kannan kimdir? Kannan, akademiden girişimciliğe geçen bir isim. Hindistan’ın Chennai kentinde büyüdü, ardından ABD’ye taşınıp matematik ve mühendislik alanlarında yüksek lisans ve doktora yaptı. Önceleri DNA modellemeleri gibi yapay zekâ ve biyoloji alanlarında çalıştı. Ancak yapay zekânın kendi uzmanlık alanını altüst etmesiyle yönünü değiştirdi. 2017’de Bitcoin’in yükselişiyle kriptoya ilgi duymaya başladı. Yuval Noah Harari’nin Sapiens kitabından ilhamla, insanlığın en büyük gücünün "koordinasyon" olduğunu düşündü. Ona göre blockchain, bu koordinasyonu dijital dünyada güvenle sağlama potansiyeline sahipti.

GBakVwNaoAAWahW1111_1024x646.jpg
Kariyerinde dönüm noktası olan fikir ise yukarıda bahsettiğimiz “restaking” yani stake edilen Ethereum varlıklarını başka ağlarda güvenlik sağlamak için yeniden kullanma fikriydi. Bu fikir, Ethereum’un güvenliğini paylaşan ve yeni projelere aktarılmasını sağlayan EigenLayer’ı doğurdu.

EigenLayer, kısa sürede 100 milyon doları aşkın yatırım aldı ve henüz resmi olarak faaliyete geçmeden milyonlarca dolarlık mevduat topladı. Bu ilgi, büyük ölçüde “puan sistemi” sayesinde oluştu. Zira kullanıcılar, ileride EIGEN token airdrop’u alacaklarını umarak erken katılım gösterdi. Ancak EIGEN token’ın duyurulması beklentileri karşılamadı. Token’lar kilitli geldi, bazı ülkeler dışlandı, özellikler yavaş yayımlandı ve tüm bunlara, şirket içi çıkar çatışmaları iddiaları da eklendi.

Tüm eleştirilere rağmen Kannan’ın akademik prestiji ve restaking vizyonu, onu sektörde etkili bir figüre dönüştürdü. Ethereum’daki DeFi hareketini ayı piyasasında bile canlandıran önemli isimlerden biri oldu. Ancak Kannan’ın karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, akademik yaklaşımını topluluk beklentileriyle dengelemekti. Akademik projelerdeki homojen ekip yapısının aksine, EigenLayer için daha çeşitli becerilere sahip bir ekip gerektiğini fark etti: iletişimciler, topluluk yöneticileri, ürün geliştiriciler. Zamanla Kannan, artık sadece “bir startup kurucusu” değil, “sektör lideri” olarak algılanmaya başlandı.

EigenLayer projesi, Kannan'ın yaklaşımı ve güçlü akademik geçmişinin yanı sıra, kripto dünyasının önde gelen yatırımcılarının da desteğini aldı. LayerZero, Coinbase Ventures ve a16z (Andreessen Horowitz) gibi kurumsal yatırımcılar, projeye finansal destek sağlıyor.

EigenLayer ekosistemi, bu temel kullanım alanlarının yanı sıra, sürekli olarak genişlemekte ve yeni modüller ekliyor. Bu modüller, farklı ihtiyaçlara ve kullanım senaryolarına yönelik olarak tasarlanıyor ve protokolün kapsamını genişletiyor.  

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

EigenLayer hakkında daha derinlemesine bilgi edinmek isteyenler için, sıkça merak edilen bazı soruları derledik. Aşağıda, restaking kavramından EIGEN token’ın rolüne kadar pek çok temel konuya yönelik kısa ve net cevaplar bulabilirsiniz:

  • EigenLayer nedir ve nasıl çalışır?: EigenLayer, Ethereum ağı üzerine inşa edilmiş modüler bir yeniden staking (restaking) protokolüdür. Temel amacı, Ethereum’da stake edilmiş olan ETH’nin güvenliğini sadece Ethereum için değil, başka protokoller için de erişilebilir hale getirmektir. Bunu yaparken kullanıcılar, stake ettikleri ETH’yi ikinci kez "restake" ederek diğer sistemlere güvenlik katkısı sağlar ve karşılığında ekstra ödüller kazanabilir. Böylece ağ güvenliği daha geniş bir alana yayılırken, sermaye verimliliği de ciddi şekilde artar. Bu sistem sayesinde, sıfırdan yeni güvenlik havuzları oluşturmak zorunda kalan projeler, doğrudan Ethereum’un yüksek güvenlik düzeyinden faydalanabilir.
  • Restaking nedir ve neden önemli?: Restaking, halihazırda Ethereum ağına stake edilmiş ETH'nin, başka protokollere de güvenlik sağlamak için kullanılabilmesidir. Bu yöntem, hem güvenlik hem de getiri açısından verimliliği artırır; çünkü kullanıcılar ekstra ödüller elde edebilirken, protokoller de Ethereum'un güçlü güvenlik altyapısından faydalanır.
  • EIGEN token ne işe yarar?: EIGEN, EigenLayer ekosisteminin yerel token’ıdır ve protokolün yönetişiminde kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Kullanıcılar EIGEN ile yönetişim süreçlerine katılabilir, protokol parametrelerini oylayabilir ve ileride ek işlevler kazanması beklenmektedir. Ancak, lansman tarihi itibarıyla EIGEN token henüz tamamen işlevsel değildir.
  • EigenLayer hangi projeleri destekliyor?: EigenLayer, DeFi protokollerinden oracle hizmetlerine, veri kullanılabilirliği katmanlarından rollup çözümlerine kadar pek çok projeye altyapı desteği sağlar. Örneğin, EigenDA (veri kullanılabilirlik modülü) gibi alt protokoller ve diğer Layer-2 çözümleri EigenLayer üzerinden yeniden stake edilen güvenliği kullanabiliyor.
  • ETH stake eden biri bu sistemden nasıl faydalanabilir?: Ethereum'da zaten stake etmiş bir kullanıcı, ETH’sini EigenLayer’a restake ederek ek ödüller kazanma şansını elde edebilir. Bu işlem, doğrudan bir EigenLayer node’u aracılığıyla yapılabileceği gibi, Lido veya Rocket Pool gibi likit staking sağlayıcıları üzerinden de gerçekleştirilebilir. Böylece kullanıcılar, Ethereum’dan aldıkları staking getirisine ek olarak, restaking yapılan protokollerin sunduğu teşviklerden de faydalanabilir. Özetle, kullanıcılar ellerindeki aynı ETH ile birden fazla sistemden gelir elde ederken, güvenliği de merkeziyetsiz bir şekilde yaygınlaştırmış olurlar.

Ethereum ekosisteminin güvenliğini yeniden tanımlayan EigenLayer hakkında daha fazlası için JR Kripto Rehber serimizi takip etmeye devam edin.

#eigenlayer nedir#eigen token nedir#restaking nedir#eigenlayer nasıl çalışır#eigenlayer kurucusu kim#ethereum restaking#eigenlayer staking#eigenlayer ne işe yarar
Light mode logo
Herhangi bir sorunuz var mı?Eğer herhangi bir sorunuz varsa, bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.
© 2025 JrKripto. Tüm hakları saklıdır.